18 Eylül 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

18 Eylül 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Eylul 1935 CUMHURÎYET Dünyayı dolaştım Holivud adeta çemenler içinde bir cehennem! ^ Herşeyi insanı teshir ediyor Fakat arkasından içinîzi bir nkmtı kaphyor. Her gördüğünüz şeyin, eüzelliğin, saadetin bir blöften ibaret olddğunu anhyorsunuz (Maruf Fransız edibi Francis de Croissetnin dünya gezisine dair kon feransının sonun c« kısmını da bu • gün neşrediyoruz.) Her hangi bir fsşistten daha fazla faşist bir adam değüim. Fakat sizi temin ederim ki. Çinde gördüğüm karmakarısıkhktan sonra, Japonların disiplini, bana haHolivuâdan bir manzara: tki tarafında rikulâde göründü. yıldızların villaları bulunan bir cadde... Çinlilere de bu intizamsızhklanndan yaları dinamitle patlatmamışlar, dağı dolayı bu kadar içerileyişim, onları tesviye etmemişler, sivri tepeleri ova sevdiğimdendir. Bu intizamsızlık, Çin haline getirmemişler, hulâsa Amerikande gördüğüm ve takdir ettiğim güzel vari iş görmemişler. Bilâkis, tabiatin likleri tehdid ediyor. cilvelerine hürmet etmişler. Sokaklar Japonyada bir komünist hareketi var ya dimdik yokuş, ya dimdik iniştir. Şemış. Olabilir, fakat bastırılmıştır. Sizi hir değil, adeta kızak yolu. Bu sokak yeminle temin ederim ki, Japonya, li larda fren tutturabilmek, ancak Ame me lime esvablar giymiş askerlerin so rikan otomobillerinin harcıdır. San kaklarda dilenerek ordunun şerefini Fransisko sokaklarında gezmek, Co lekeliyecekleri ve mabedlerin garaj ha ney tslandda yahut Luna Parkta doline getirileceği bir yer değildir. Japon lasmak kadar eğlenceli oluyor. lar, namusa, şerefe, kahramanlığa ta Ne sevimli memleket! Her gördüğü pan bir millettir. nüz çehre mes'ud, kadınlar güzel, er Vatana, aileye, namusa, vakar duv kekler mültefit. Nekadar ev varsa o kagusuna karşı fedakârlık, izzeti nefis, dar da bahçe var. Amerikayı sevmiyennefsine tahakküm: İşte Japon terbiye lere, gidip San Fransiskoyu görme lerini tavsiye ederim. Derhal fıkirlerini 6inin öğrettiği faziletler. değiştireceklerdir. *** * * * Avdet, Honoluluyu ziyaret, San FranHollivood daha başak bir şey, adeta eiskoya ve Hollivooda uğramak için, beş dakika vaktimiz var. Nevyorku, gene çimenler içinde bir nevi cehennem. İlk Paul Morandın kitabmdan okursunuz. gün, havası, kadınlarının güzelliği, çi çekleri, yemişleri, her şeyi insanı tesHonolulu çok nefis, fakat Japonya hir ediyor. Arkasından, içinizi bir sı Han iyi değil. Burası, Havai adalarınm kıntı kaphyor. merkezi ve küçük bir operet şehridir. Her gördüğünüz şeyin, güzelliğin ve Sizi, gelişte karşılıyan, gidişte uğur saadetin, bir blöften ibaret olduğunu bvan Belediye orkestrası müstesna, Haanhyorsunuz. Endişesiz bir göze tesa yai yerlilerini, ancak Vaikiki plâjında, düf etmek mümkün değil. Nadir istis on çent ücret mukabilinde seyredebi naları bir tarafa bırakırsak, rasgeldi lirsiniz. ğim bütün çehreleri, şimdi birer maske Honolulu bir medar ormanıdır, fakat gibi hatırhyorum. Görünüşte şen olan iehlileştirilmiştir. Toz pembe bir renge Hollivood, facia dolu bir yer. İçinde bu boyanmış ve boynuna kordelâ bağlan kadar çok genc adam yaşadığı halde, Bnış bir panter tasavvur edebilir misi genclikten bu kadar mahrum olan bir niz? Hayır değil mi? Halbuki, Honolu şehir görmedim luyu bir kere zivaret ettikten sonra bu*** na aklınız yatar. Yaptığım tasvir kor Ancak trene atlıyacak kadar vakti karım ki biraz cür'etli oldu, fakat vakmiz kaldı: Buz dolabına konulmuş et timiz dar! halindeki yolcuları, nezle ve aksırık içinde, güneş altında cayır cayır yanan San Fransisko! Amerikada gördü çöllerden geçirip götüren, buz gibi soğüm en güzel şehir burası. ğutulmuş bir tren. Rio gibi, Hong Kong gibi, burası da Nevyork! Liman! İlede France, ve ni'dağ sırtlarına doğru kat kat yükselmiş. havet, hele şükür, dünvanın en güze! Birçok yerlerinde îspanya damgası memleketi olan Fransa! Ve dünyanın ttı muhafaza ediyor. Mimarlar, San en güzel şehri olan Paris! Fransiskovu vücude getirmek için ka BİTTÎ 9 Deryada katre Bir mektub, beni Edirnekapı sıhhat merkezini ziyarete davet etti. Içtimaî meselelere dair yazdığım fikirler, müessesenin sahibine, bu sahada yapılmış kıymetli bir eseri bana göstermek emelini vermiş. Misafir Sovyet heyeti fabrikaları geziyor Dostlarımız, Ekonomi Bakanile beraber, Eskişehir ve İzmit fabrikalarmı tetkik ettikten sonra İstanbula gelecekler Lindbergin icadı Mübayaat artırıldı Tekitler (inhisarlar) idaresi bu sene faıeyva bolluğunu vc ucuzluğunu gb'zönüne alarak yağ ve meyva müstahsillerıni korumak maksadile mürettcb mübayaa jnıktarlarını bir misli artırmıştır. Tekitler idaresi bilhassa îzmir ve ÎTrakya çevrimlerinde şarablık üzürnleri kâmilen toplamakta ve diğer şarabcıların fiat spekülâsyonu yapmalarına mâni tedbirler almaktadır. Idarenin şimdiye kadar yalnız îzmir mıntakasında aldığı şarablık iizümün miktarı 300 bin kiloyu bulmuştur. Misket üzümlerinin iyi fiatlerle mübayaafina devam edilmektedir. Yeni konservatuvar binası Alman mimarlanndan Holzigin şim diye kadar muhtelif konservatuvarlar için yaptığı projeler her tarafta beğenildi ğinden Istanbul konservatuvan için yapılacak binanın da bu adama yaptırıl ması kararlaştırılmıştır Avrupada bulunan Uray fen heyeti direktörü Hüsnü Berlinden geçerken bu maksadla Holzig ile görüşmüş ve kendisine Iâzım gelen izahatı vermiştir. llkbaharda konservatuvarın inşasına başlanacağından projenin şimdiden hazırlanması icab etmektedir. tlas denizini uçakla ilk defa geçen meşhur uçman Lindberg, doktor Aleksis Karel adında bir Fransız fen adamile birlikte, sun'î kalb yapmağa muvaffak olmuş; bunu Paris gazeteleri haber veriyor. Edirnekapı, fakır ve sefaletin tünediği Kimsenin cür'et edemediği bir uçuş röyer... Açlık, bakımsızlık, hastalık, işsiz korunu en önce tesise muvaffak olan celik, küçük evlerin pencerelerine örüm sur uçman, o harikulâde marifetinden zicek ağları gibi sanlmış. Bu insanlar keniyade, çocuğunun elim akibetile ün almışdi hallerine terkedilirlerse ne olur?.. Ortır. Henüz muvaffakiyetinin safasmı sürmanın ıçerisıne başıboş salıverilmiş haymeğe vakit bulamadan, tasavvur edilevanlar gibi olurlar, demeyiniz. Orman bilecek musibetlerden en büyüğüne uğniçinde tabitale başbaşa yaşıyan, tek müyan bu baba, o gün bugündür belini doğrultamamıştır. nasebeti tabiatle olan hayvanlara, tabiat nefislerini müdafaa için Iâzım olan kuvGeçen kış, evlâdınm katili zannolunan veti, rızkı vermiştir. Edirnekapıda, örümHauptmanın muhakemesinde, şehadete , gelen biçare Lindbergin ne kadar çökmüş, cekağlı pencerelerin arkasında yaşıyan • ezilmiş, harab bir hale gelmi? olduğunu ar yalnız tabiatle değil, insanlarla, insan gene yabancı gazetelerde okumuş ve acıcemiyetinin iktısadî, içtimai çarpışmala mışhk. rile münasebettedirler. Cemiyet insana Emsalsiz şöhretine zerre kadar önem akibatın verdiği, müdafaa kudreti ve kajvermiyerek, derdinin bulunmaz tesellisibihyetini vermez. İnsan cemiyetini, hayni aramakla vakit geçiren yiğit uçman, Celâl Bayar söylevini verîyor van cemiyetinden ayıran biricik fark, in(Bas taraft birinci sahifede) san cemiyetinin teşkilâth olması, ferdle kombinanın kurulması için çalışılmış ol artık kanadlarını katlamış. tapmdığı mesrine yaşamak, nefsini müdafaa etmek daş Celâl Bayarla birlikte bu akşam maları dolayısile de atamaktadır. Kay leğine veda etmişti. Yarah gönlünü diyar diyar gezdirip, ona şifa bulmağa çabalıkuvvetini organize bir şekilde vermesi eksprese takılan özel vagonlarla Anka seri kombinasile Nazillide kurulmasına yordu. dir. Ferdlerine bu kudret ve kabiliyeti radan hareket ettiler ve istasyonda uğur başlanan kombinanın iki memleket ara Baba kalbi yaralanmayıgörsün!. Arlandılar. Heyet buradan Eskişehire gi sındaki siyasal, ekonomik ve kültürel ilgiveremiyen cemiyet geri bir cemiyettir. decek, burada bir gün kalarak şeker fab Ierin bundan sonraki genişlemesine daha tık onun şifası mahşere kalmıştır. Ancak, *** evlâdını en feci bir surette kaybetmek ferikasını gezecektir. çok yarıy"a"inı kuvvetle umuyoruz. lâketine uğrıyan Lindberg, kendi kalbini Edirnekapı sıhhat merkezi, bir insan Tebrik telgraflart Misafirlerimiz Eskişehirden sonra Heparamparça eden tabiatten öç almak sevcemiyetinin içtimaî teşekküllerine tev reke fabrikasına uğrıyarak Dokuma fabAnkara 17 (A.A.) Kayseri do dasına düşmüş olacak ki, insanlann ha$di ettiği bu insanlaştırma vazifesi rikasını gezecekler oradan îzmite geçecek kuma kombinasının acılma töreni mü sasiyet merkezi olan «kalb» in yaşatır, fani üzerine almış... On dokuz bin ki lerdir. İzmitteki fabrika da gezildikten nasebetile Sovyet Dış îsleri Komiser yar kat duymaz bir hale gelmesine hayatım şilik bir mıntakada, hastalık, ölüm, sonra perşembe sabahı deniz yolile îs dımcısı M. Krestinskiden Dış Bakanı vakfetmiş gibi görünüyor. içtimaî sefalete karşı açtığı bu Eğer, gazetelerin haber verdikleri gibi, ve Tevfik Rüştü Arasa gelen telgrafla Dış tanbula hareket edilecektir. mücadelede elindeki vesaitin azlığma rağBakanı vekili $ükrü Kayanın buna ver buna muvaffak olmuş ve yahud ki olSovyet Dış Işleri Komiserliğinin mak üzere ise, Lindberg hem tesellisini men başardığı iş; üzerinde durmağa dediği karşıhk aşağıdadır: bir diyevi bulmuş, hem de intikamını almış sayılır. ğer bir iştir... Belediyenin verdiği üç bin Türk hükumetinin endüstri alanın Filhakika, sun'î kalb, insanlık için, Moskova 17 (A.A.) Gazeteler, lıralık senelik tahsisatla, Rokfoller müdaki büyük başarısınm bir delili olan gercekten pek büyük bir nimet olacakhr. essesesinin verdiği yardım, şüphesiz ki. Dış Işleri Halk Komiseri vekili Kres Kayseri bez fabrikasının açılma töreniTabiî kalbin bizlere etmediği fenalık, deryada bir katredir... Bu müesseseyi tinskinin şu diyevini yazıyorlar: nin yapılması münasebetile en hararetli vermediği azab yoktur. Bir dirhem hazTürkiye cumhuriyetinin endüstrileş muvaffak eden gördüğü yardım değil, tebriklerimi sunarım. Türk endüstrisinin za mukabil, onun yüzünden ne belâlara me alanındaki ilerlemesini devamlı ve uğrar, ne ıstırablar çekeriz! Aşk, kin, ihçalışma tarzjnda kullandığı ilmî me ilerlemesi ve Türk Sovyet dostluğu dostça bir dikkatle takib ediyoruz. Her tiras... Bunlara yuva olan kalblerimiztoddur. nun devamlı gelişimi hakkındaki en içten den kurtulduğumuz gün, bayram etmeliyeni fabrika Türkiyenin ekonomi teme On dokuz bin nüfuslu bu mıntakanın dileklerimi de bildiririm. yiz. dost ve komşu sekiz mektebi bu müessesenin kontrolu lıni kuvvetlendirirken Diyeceksiniz ki: Aşksız, ihtirassîz, hatN. Krestîmki altındadır. Çocuklar müessesede sıhhi memleketin siyasal kuvvetini artırmaktata kinsiz, hayatın ne tadı olur? Siz de Kayseri fabrikasının açılması müna muayene ve tedavi görürler. Bundan baş dır. Türkiye, lideri Kamâl Atatürkün haklısınız: Beşeriyetin en büyük zâfı ıska müessesenin her mektebde bir sıhhat idaresinde, istiklâli için birçok parlak ut sebetile göndermiş olduğunuz dostça teltırabdan haz duymak değil midir?. odası vardır. Burada çocuklan hastahk kular kazanmış ve müstakil gelişme hak graftan dolayı size hararetle tejekkür tr Ercümend Ekrem TALV tan vikaye edecek sıhhî konferanslar vekını elde etmıştir. Şımdı ekonomi ala derim. rir, içtimaî hıfzıssıhhada bugün en büyük Sokak köpeklerinin Türk Sovyt elbirliğinin mutlu sonucâmil olan vafi tedaviye ehemmiyet verir.. nındaki zaferleri, feodal ve tamamen yaöldürülmesi Teşkilâth cemiyetin vazifesi sadece has bancı kontrola bağh eski sultanlar Im larının bir kere daha teyidine vesile verkadar sokaklarda başıboş talarımızı tedavi değil, ferdin hastalan paratorluğile demokrat ve hayat ve faa miş olan bu münasebetle dost mem gezen köpek ve kediler, temizlik memurmaması için Iâzım olan tedbirleri almak liyet dolu yeni devlet arasında geçilmez leketin endüstrisinin ilerlemesi ve iki ulan tarafından öldürülüyordu. Uray bave bunları öğretmektir. Bu sebeble hasbir durum yaratarak istiklâlmi daha zi lus arasındaki dostluğun bir gelişime e dema başıboş gezen kedi ve köpeklerin ta olmıyan çocuklar da muayeneden geçer. Müesseseler, annelere, babalara ver yade kuvvetlendirmektedir. Çok önemlı rişmesi haklundaki en içten dileklerimi yakalanarak Hayvanlan Hımaye Ku • rumuna gönderılmesıni temizlik memur • dikleri konferanslarla da bu vafi tedbir olan Kayseri kombinasının açılmasını sunarım. larına yayım yapmıştır. leri almağa çalışırlar. Hamile kadınları pek büyük sevincle karşılıyoruz. Sevin Ifleri Bakanı vekili doğum esnasmda ve doğumdan sonra takib cim« Sovyet teknik ve enjeniyb'rlerinin Kadıköy tramvay idaresinden Şükrü Kaya eden, çocukları doğdukları günden iti şikâyet baren kontrolu altına alan ziyaretçi hemBütün nakil sosyeteleri talebelere paşireler, içtimaî hıfzıssıhha sahasmda yaso verirler, bunlar değişeceği zaman yepılan gayretlerin en büyük yardımcısınilerini verip eskilerini toplarlar. Bu sudırlar. Sıhhat merkezinin yuvası, retle mektebliler ara yerde pasosuz kayüzde sekseni işte olan kadınların çolıp fazla para vermekten kurtulurlar. cuklarına açıktır. Fakat küçük bir Halbuki, dün aldığımız müteaddid bütçenin ancak 46 çocuğu koruması, ihşikâyetlere göre, Kadıköy tramvay şir îiyaca karşı bir nokta gibidir. Fakat bu keti bunun tamamen aksini yapmıştır. bir başlangıc olarak kabul edilırse kıy Dün birdenbire talebelerin ellsrindeki meti büyyür. pasoların hükümsüz olduğunu, yeni pa* * * soların da eylulün sonunda verileceğini ilân etmiş ve çocuklardan tam bilet pa Büyük ihtiyaca karşı içtimaî teşekkülrası almağa başlamıştır. Bir defa bu haIerin yapacağı yardım, denizde katredir. reket şekilsiz olduğu gibi, paso ile gideFakat bu sây ilmî metodlara dayanırsa, ceği hesaplanarak ebeveyninden az para kat'î netice vermezse bile, az zaman içinalmış olan veya zaten parası olmıyan çode büyük semereler alınmasına yardım cuklar tramvaylardan inmeğe, mecbur eder... Edirnekapı sıhhat merkezi buna olmuşlardır. Bu hareketin düzeltilmesi bir misaldır. istenilmektedir. Fabrikamn içi geziliyor SABİHA ZEKERİYYA tinden evvel büyümüş ve serpilmiş, du dakları öpücükler için çoktan gelişmiş, parlak gözlü bir kız çocuğuna benziyor du. Aryan birdenbire Konstantinin boynuna atıldı ve orada bir müddet, küçük çocuk gibi, asılı kaldı. Ne kadar geç kaldın? dedi. Gel de, geçen hafta çektiğimiz fotografları gör, onlan kâğıdlara çektim. Bak, şun da sen gündüz gibi güzelsin, biricik büyük prenssin! Ben ise her zamanki gibi korkunc... bumburuşuk, berbad. Yal nız beni kanapeye uzanmış olarak gös teren resim az çok muvaffak olabilmiş... Ona: Vakıâ yaramaz bir çocuğa çok benzi Rica ederim Batyuşka, dedim, anyorsun. Lâkin zannediyorum ki münasib lyamadığım bazı şeyler var. Bana lut cezalarla gene ıslah edilebilirsin! fen bunları izah eder misiniz? Dünya yaAryan haykırarak cevab verdi: Bir tecrübe et, netıcesini görmek ratıldığı zaman yer yüzünde Ademle için hele bir tecrübe et. Bana hiç kimse Havvadan başka kimse yoktu değil mi? Evet, yoktu çocuğum. tesir yapmağa cesaret edememişti! Sonra onlann iki oğlu oldu: HaSonra kendini ondan kurtararak salona kaçtı. Konstantin Mişel genc kızı ta bille Kabil.. ve bu suretle dörtleştıler. Peki bu dört kisinin çocukları nasıl oldu? kib etti. Aryan: Biliyor musun? dedi, ben hâlâ ge Bilâhare Mısırda Firavunlar zamanın ce yemeği yemedim! Açlıktan ölüyo da, kızların babalarile evlendikleri gibi, rum. Haydi, hemen yemek ısmarla. Sa o devirde de erkekler ann^elerile evlenena mektebli zamanımın hikâyelerini an iliyorlar mıydı? Ben bunları söyler söylemez bütün latacağım. sınıf gülmeğe başladı ve Batyuşka bızı Biraz sonra yemeği bitirdiler ve genc Ve Konstantin Mişele, kendisini Mokız Konstantin Mişele Jimnazda geçen bu halde görünce hiçbir şey yapamadı, na Goya pozunda gösteren bir fotograf daha garibi kahkahalarımız ona da sira hayatını hikâye etmeğe başladı: uzattı. Bunda Aryan hafif bir ipek pi Mektebde bize din ve azizler ta yet etti ve bana cevab vereceği yerde jama giyinmişti. Pijama ceketinin yakası kendisi de bizimle beraber bir gülme tutaçıktı ve buradan hakikaten model ol rihini öğreten bir papazımız vardı. Bu turdu. mağa lâyık dolgun bir göğüs taşıyordu. kırkla elli yaş arasında, kirli ve kırçıl saSınıfta mubassır kadmdan başka gülKonstantin Mişel kapıya doğru dön kallı bir adamdı. Neş'eli mavi gözleri dü, Arbatla otel arasındaki yolda dü vardı ve bu gözler o kadar şen manalı miyen yoktu. Kadın bu manzara karşı şündüğü Aryanla, biraz evvel boynuna idi ki... Onu hepimiz seviyorduk, o da sında hemen odadan çıktı ve müdür Ma sıçnyan açık gönüllü çapkm arasında ne bızi seviyordu. Hocamıza hep müşkü dam Znamenskayayı aramağa gitti. kadar tezad vardı? Evvelâ resme, sonra sualler sorarak eğlenirdim. O vakitler Benim o kadar masum bir vazıyetim on dört yaşlarında ıdım ve bir gün sınıîla vardı ki ceza veremedıler, ancak bizı on genc kıza baktı, ve nes'e ile: Seni resimdekinden ziyade mek papaz bize Ademle Havva hikâyesin dan sonra, din derslerinde muallime sua tebli kıyafetile seviyorum! diye bağırdı anlatırken müthiş bir skandal çıkarmıştım sormaktan menettiler. Madam Znamenskaya: Esrar, bunlar esrardır, diyordu ve zah edilemezler! Bu iyi kalbli Batyuşka çıkardığım hâdiseden dolayı bana gücenmedi ve o günden sonra dehşetli ahbab olduk. Ekse riya beni, bir koridorda bekler, yanına idince hafifçe yanağımı okşar, yahud kollarına alırdı. Onunla karşılaştıgım zamanlar ben de koketleşirdim. Bir gün Jimnazda balomuz vardı. Ona koridorda rasgeldim. E Kusnetzova dedi, bu akşam baloya dans etmeğe gideceksiniz değiJ mi? Haydi Batyuşka siz de geliniz, diye cevab verdim. Dansısizinle açacağunl îçini çekti: Yapamam çocuğum, dedi, bir baloya gitmeyiz! O hal^e dans bilmiyorsunuz. Isteı misiniz sıze ders vereyım? Ve onu elinden tuttum: Biliyordum, diye söylendi, bilî • yordum, lâkin unuttum. ( O da benim elimi tuttu ve kolunu belimın etrafma doladı) ve sonra, bu menfur elbise! (Arkan var) 11 Yazan: Klod An* Âryan jomaneık taraflarını tavsif nuktedir olamadığım bir avantür ve tecrübe hayabna yeniden başhyacak.. Böy)e müdhiş soğuk bir kalb, çılgınlıklan îçinde çok mantıklı ve çok sıcak duygu larile beslenen bir zekâ hiç görülmemişjtir. (Konstantin Nataşaya doğru iğilerek 3evam etti) ve ben «erbest kalacağım eevgili dostum. Bugün artık bana başka bir şey sormayınız. Petersburga hareket ediyorum, dönüsümde kendimi şimdiden Bİzin evinizde gece yemeğine davet et pnekliğime müsaade ediniz! Cumhuriyet „ İn edebî romanı: 48 Çevirenlan F. Varal ve F. Osman mek Iâzım geldiği fikrini kuvvetlendir mişti. Düşüncelerini kendi kendine ve yüksek sesle konuşarak şekillendiriyor ve bu ayrılığın nekadar çabuk yapılırsa o derece iyi ve hayırlı olacağını anlıyordu. Ona bu kadkr tazirler yapmaktan ve zehirli söf ve hareketlerile işkence ve azab vermekten zevk alan bu hain ve hayasız kızla beraber yasamkta artak nasıl devam edebilirdi? Otele vardığı zaman, onun apartımanı aydınlıktı. İlk üç odada kimsecıkler yoktu. Aryanı ancak banyo salonunda bulabildi ve yolda gelirken hayalinde teşekkül eden bir manzara ile karşılaşarak şaşkın şaşkın duraladı. Genc kız, dizkapaklarına kadar inen geniş bir mektebli kaputu giymişti. Dağınık saçları kalçalarına kadar düşüyordu. Bu kıya fetle on dört ya§mda, lâkin vücudü vak Mektebli kız Kanstantin, Nataşanm evinden çıktıgı «aman şafak söküyordu. Arbat mahallesinden otele kadar yürüyerek gitti. Gcnc kadmla aralarında geçen mükâleme, Aryanla ayrılma karannı tatbikte acele et

Bu sayıdan diğer sayfalar: