19 Eylül 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

19 Eylül 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Eylul 1935 CUMHURÎYET Bir Rumen uzmanı teklif ediyor «Balkan folklör kurumu» yapmalı «Türk danslan orijinal ve hele zeybek şaheserdir. Ben bütün Balkan danslarının bîr tek kaynaktan çıktığı ve hepsi üzerinde Türk tesiri bulunduğu kanaatindeyim)) İtalyaya karşı iktisadî tedbirler başladı mi? (Baş tarafı 1 inci sahifede) Şimendifersiz medenî memleket; Izlanda Bulgaristan büyüklüğündeki adanın yedide birî nehirler gibi akan sıcak su ile kaplıdır. Kalorifer tesisatı yapılan kasabalar bu su ile ısitılıyor Dr. Dobresko ve refikası, solda Rumen • Türk heyetteri Taksim abidesi önünde... Doktor Dobresko ve karısı Istanbul Balkan festivallerine iştirak eden Rumen ulusal heyetinin başkanıdır. Bu folklör uzmanı, 15 senedenberi yorulmak bil mez bir enerji ile halk danslan ve şarkılan üzerinde etüdler yapmış, bunların menşelerini aramış ve çok kıymetlı sonuclar elde tmiştir. Folklör alandaki bu kıymetli mesaisini, şimdiye kadar birçok defalar, Rumen ulusal heyetile beraber iştirak ettiği Köln, Kan ve Hayd Park festivallerinde verdikleri oyunlar, ve Sorbon da hazırladıklan müsamerelerle is pat eylemiştir. Doktor Dobreskonun is mine, îstanbul festivallerinden evvel birkaç defa fransızca mecmualarda rastla mıştım. Rumen ulusal heyetinin başında Istanbula geldiğini işitince ulusal danslarımızın folklör alandaki kıymeti hakkında fikrini sormak istedim. Folklör uzmanını Galatasaray Lisesi salonunda gör düm. Çok güzel fransızca konuşan Ma dam Dobresko ilk evvelâ rumence bilip bilmediğimi sordu. Rumence bilmediğimi öğrenince doktor Dobresko ile aramızda tercümanhk yapacağını söyledi. Suallerimi sordum. Biz, ilk defa olarak Balkan ulus anna mensub heyetlerin iştirakile bir : estival yapıyoruz. Bu hareket, ilk defa jlarak danslanmızı komşulanmıza gös ermeğe bir vesile teşkil etti.'Bir folklör ızmam olmanız hasebile gerek dansla imız, gerekse folklörümüz hakkındaki ikrinizi sormak istiyorum. Doktor cevab verdi.. « Bu husustaki duygularırnı size nemnuniyetle söyliyebilirim. 15 seneden)eri Rumen ve Balkan dans ve şarkılan izerinde etüd yapıyor ve bunlann men elerini araştırıyorum. Fakat şimdiye kaJar sizin danslarınız hakkmda bir araş ırma yapmak fırsatını bulamamıştım. lk defa olarak Balkan milletleri araında tertib ettiğiniz bu festival benim çin hem Türk danslan hakkında bir etüd 'apmak ve hem de Balkan mılletleri lanslarile mukayese etmek için güzel bir ırsat oldu. Genel olarak Türk danslan 'e bunların menşeleri hakkında malu nat toplamak için Konservatuar Direkörünüz Yusuf Ziyaya müracaat ettim. fusuf Ziya, beni bu hususta tenvir edeeğini ve istediğim kadar doküman ve eceğini vadetti. Eğer Balkan danslarile fürk danslarının ve müziklerinin men eleri tetkik edilecek olursa, bunların >ir tek kaynaktan çıkmış olduğu görüecektir. Komşu milletlerin ulusal heyecan ve emayüllerini, itikad ve duygulannı ifa le eden dans ve müzikleri için müşte ek bir menşe bulunursa, bu, o milletlein ruhları arasında müşterek birçok bağann da uyanmasma ve temayüller birli;inin de teşekkül etmesine yardım edeektir.» Burada Madam Dobresko, Mösyö Dobreskonun fikirlerine müdahale etti. :Fakat Mösyö, Türk danslan hakkın laki fikrini sormuştu» dedi. Doktor Dobresko devam etti: « Evet onu da anlatacağım. Festialde gördüğüm danslannızdan Karadeıiz genclerinin oynadıkları dansı ele alaım. Bu danstaki anî ve seri harekete geişe ve muhayyeleyi yoracak derecede i süratli ritimiklere rağmen intizamm »ozulmayışma hayretten kendimi ala iıyorum. Eğer dikkat ettinizse Rumen er de bu dansa benzer bir dans oyna lılar. Fakat sizin dansmızda daha fazla itmik hareketler vardır. Vücudün her oktası ayn ayn titriyor. Müzikte de >aşka hususiyet mevcud. Bu dansı son adan öğrenmek pek müşküldür. Bu lansta, iklimin, mücadelenin büyük te irleri göze çarpıyor. yük bir servete malik bulunuyorsunuz. Şimdiye kadar bu servetten niçin istifade etmediğinize hayret ediyorum. Bil Folklör uzmanı sıfatile teklif ediyorum: Madem ki bunu her sene tekrariamak niyetindesiniz. Bütün Balkan milletleri ne mensup deleglerin iştirakile bir de «Balkan Folklör Kurumu» teşkil etmeIisiniz. Siz Türkler yaratıcı ve başancı bir milletsiniz. Bunu pekâlâ yapabilirsiniz. Bu kurumda Türk ve Balkan milletlerinin dans ve şarkılarının menşeleri araştırılmalıdır. Bu araştırmalar ortaya müşterek sonuclar koyacaktır. Bu sonuclar, Folklör alanında bir Balkan davası o Iarak ileriye sürülmeli ve her sene muhtelif memleketlerde tertib edilecek fes tivallere iştirak etmek üzere ekipler göndermeli. Ayrıca her sene Londrada toplanmakta olan Folklör kongresinde de müşterek bir dava olarak müdafaa edılmelidir. Bu bahsettiğim kurum araştırmaları sonucunda hangi dans veya müziğin. han gi dans veya müzik üzerinde ne dere ceye kadar bir tesir bıraktığını ve yahud menşeindeki orijinalitesini ne gibi bir ihtiyac ve tesirlerle değiştirdiğini ortaya koyacaktır. Dikkat ettim.• Bütün Bal kan milletlerinin danslan üzerinde çok açık bir Türk tesiri vardır. Zannıma göre bu tesir Türk hâkimiyetinin Balkanlar da devam ettiği zamandan kalma değil, daha evvelki devirlerden kalmadır. Hatta son zamanlarda Bükreşte modern bir şekilde hazırlanan Napasta namında bir opera var. Bu modern operada bile bir çok Türk motifleri mevcuddur. Yalnız Yunan danslannda, müziklerinde değil, danslannda Türk tesiri daha az kalmıştır. Yunanlılar sonradan kendilıklerin den bu danslara birçok hareketîer ilâve etmişler. Rumenlesin Kabuşarı dedıkleri bir hava vardır ki menşe itıbarüe ta mamile Türk dansıdır. Genel olarak bu Türk tesirinin Karpatları geçmeyip Balkanlarda kaldığı da müşahade edılmiş tir. Bir de sizin danslarınızın ifade ettikleri mana nazarı dıkkatimi celbetti. Me selâ zeybeğiniz... Bu bir şaheserdir. Her tavrın ayrı bir bakışı, her bakışın da ayn bir manası vardır. Zeybekte nefse itimadın en son derecesi görülüyor. Zeybekteki gurur ve galıbiyet dolu tavır ve bakış, ancak Türkler gibi büyük fetihler yapmış bir milletin ruhunu, ruhundaki âleme karşı lâkaydisini ifade eder. Son ra Osman pehlivanınız... Bu adam ya şıyan bir halk tipi, tarif etmek istediğim ruh ve karakterin canlı bir örneğidir. Işte bu adam yaşatılmalı, ölse bile buna can verilmeli. Herhalde siz bu adama bakıyorsunuz değil mi? Herhalde bu adamın bir tahsisatı vardır, değil mi?..» Doktor Dobreskonun bu sualine ce vab veremedim, karıkocanın ellerini sı kıp teşekkür ederek avrıldım. Y. Ziya Çenk Nurembergteki söylevîn akisleri (Baş taraft 1 inci sahifede) ler bu suretle perdeyi kaldırmı; ve ordularını Sovyetler Birlığine daha yakm bir yere getirebileceğini göstermiştir. Sowetler Birliğine karşı mücadele müstakbel bir harb için Almanyada her türlü ideolojik seferberliğin başma konulmuştur. Nuremberg dış siyasasının istikametini burada aramalıdır. Sovyet genoyu bütün tahdidler karşısında mutlak bir so^uk kanlıhk göstermektedir. Sovyetler Birli ğinin tecridi Alman faşizminin başhca amacı idi. Fakat Sovyetler Birliğinin bu gün her zamankindan daha çok dcstu vardır. Bizzat Hitler, tek ceohe teskilinde muvaffak olmıyacağını biliyor ve bunun için bu kadar sinirlidir. Biz, barıs safımızın muvaffak olacağını ve büyük Alman ulusunun Hitlerle değil, bizimle bera^»r olacaSını bilivoruz.» îmza eden devletler, Memel statusü nün sayılması için Kowno hükumeti nezdinde teşebbüsler yapmıştır. Litvanyanın bu teşebbüslere rağmen durumunu değiştirmesi büyük bir ulusa karşı yapılan bir meydan okuyuşu ma hiyetini almaktadır. Statülere uygun olan hukukî duru mun derhal tesbit edilmesi gerektir. Litvanya hükumeti, seçimin sonuclannı tağyir etmek için gayrikanunî bir şekilde tabiiyetine aldığı binlerce kişiye yaptığı bu muameleyi geri almağa hazır mıdır? Seçilmiş bir azlığı değil, fakat Memel halkının bütünlüğünü gelecek seçime iştirak ettirmeğe hazır mıdır? Memel meselesinde, bu şehrin statü sunü korumağı taahhüd eden büyük devletlerin kendilerine düşen büyük ö Nurembergde Rus ricaline devleri de mes'uliyeti idrak ettiklerini yapılan hücumlar Paris 18 (A.A.) Havas ajansı gösteren hiçbir delille karsılasmadık.» Litvanya cevab vermiyor nın Moskova aytarı bildiriyor: Kaunas 18 (A.A.) Yetkeli çe Sovyet hükumeti, Nurembergde Sta lin, Litvinof ve genel olarak Sovyet re venlerden bildirildiğine göre Litvanya jimine karşı yapılan şahsî hücumlan ağ Memel seçimleri hakkında büyük dev lebi ihtimal protesto etmiyecektir. Res letlerin yaptığı yeni girişiye cevab ver mî çevenler, teşebbüslerin, durumu hiç miyecektir. bir suretle değiştiremiyeceği kanaatin îtalya Habeş ihtilâfı ve dedir. Bunlar, Alman Sovyet mesele sinin kotarılması için başka alanlarda çaAvusturya re aranması gerektiği mütaleasında bu Viyana 18 (A.A.) Neues Wie lunmaktadırlar. ner Tageblatt gazetesi, Borger Wal Alman gazetelerinin neşriyatt Berlin 18 (A.A.) Korespondans diplomatik ve politik gazetesi, «yabancı ve tehlikeli gösteriler» başlığı altında şunları yazıyor: « Litvanya Dış Işleri Bakanı Loza raitisin Memel meselesi hakkındaki di yevi, Litvanyayı kendisine karşı yapıl mış olan ithamlardan kurtaramamak tadır. Bu diyev, Litvanyanın hareketle rini affettirecek hiçbir nokta taşımamaktadır. Litvanyanın daimî bir şekilde hakkı ayak altına alması M. Lozoraitisin Bunun için bu dansı çok harikulâde Uluslar Sosyetesi üyelerini aldatmak i* •uldum. Siz Türkler folklör alanda bü tediğini apaşikâr göstermektedir. deneggin Cenevredeki tezini tekrar mevzuu bahsederek diyor ki: «Bir Afrika memleketi kelimenin bütün manasile bir de^Iet telâkki edilme si iddiasında bulunabildiği ve erginliği lehinde söz söyliyecek yetkeli müdafiler bulabildiği halde, Avrupanın göbeğin de yaşıyan en eski kültür âmillerınden birinin hududsuz eğemenlık hakkının red dedilmesini ve Habeşistan için munsifa ne olan bir muamelenin Avusturya için daha geniş mikyasta munsifane sayıl mamasmı Avusturya halkı anlamıyacaktır.» de beklenebilir. Ancak bu vaziyetin ihdası ortaya yeni bir durum koymıyacaktır. İtalyanın Cemiveti Akvamı terketmesi kevfıyeti cemiyet için oldukça ağır bir darbe olmakla beraber bu so nuncunun tutmuş olduğu yolu asla değistirtemez. Zira Îtalya nasıl Eritrede topladığı askerleri geri çekemiyorsa Cemiyeti Akvam da cmisakına riayet> prensipini bırakamaz. Nasıl bıraksm ki bu takdir de cemivetin zaten daralmış ve küçül müş bulunan manası bütün bütün ortadan kalkmıya mahkum olur. Yani, tabir caizse, iki taraf için de ok yaydan fır lamıştır. Bılhassa M. Musolini öyle çapraşık bir yola girmiş bulunuyor ki ileri gitse bütün Avrupa karşısında, geri dönse Italvan efkârı umumiyesi karşısında cidden muşkul bir vaziyette kalacaktır. Zaten buralara kadar akseden bir ta kım rıvayetlere bakıhrsa, faşıst lideri büyün bu islere haricde büyük zaferler cazanmak ve bu suretle gıttikçe kuv vetlendıği anlaşılan duşmanlarını dahilde yenmek için başlamıştır. Olabilir. Ancak İtalyanın Cemiyeti Akvamdan ayrılması Habeşistanda harbetmesi demektir. Farzedehm ki etti ve Habeşis tanı aldı. İş gene siyasî konferanslara dökülecektır ve İtalya o zaman Cemi yeti Akvamın karşısına şimdi olduğu gibi 15 inci madde kapısından dej*il, 16 ncı madde kapısından girerek çıka Reykyavikte tuziu balıtt fıçılarından murekkeb bir yiğm caktır. Yani müzakere edılmivecek daAvrupa kıt'asının kuzey batısında (şiha ziyade muhakeme olunacaktır. Zi ra misakın 15 inci maddesi konseye tak mali garbisinde) Danimarkaya aid İz <^ riben <harbe şebeb olabilecek ihtilâf landa arazisi adası demiyoruz. Çünkü arın sulhan halline çalışma> vazifesini İzland esasen ada demektir yeryüzünyukler. 16 ncı madde ise <cemiyet aza de bir esi daha bulunmıyan original bir smdan birile haksız yere harbettiğinden yerdir. Tabiat orada iki zıddı, sıcakla dolayı bir milletin tecziyesi> ni kayde soğuğu bırbirıle içtima ettirmiştir. Adanın vpdide biri Lava denilen volden maddedir. Bu tecziye ikt>sadî ve tikan artığı 'rde nehirler gibi akan acaridir ve bütün cemiyet azaları yani hemen hemen bütün dünya böyle bir cak su ile kaplıdır. Bunlar orada vaktile harbi «kendısine karşı yapılmış bir te önlerine gelen her şeyi devirip yıkıp cavüz savarak» tecziye isine beheme zarar, ziyan yaparlarken, bugün vücuhal iştirak etmekle müklleftirler. Şup de getirilen tertibat sayesinde faydalı he yok ki bövle cezalar İtalyanın bev hale sokulmuşlardır. nine bir tabanca sıkmak kadar, hatta Hatta bazı noktalarda bu kaynar su belki daha fazla korkunç ve tehlikelld'r. lar umumî pissinlere sevkolunarak en soğuk zamanlarda halkın sıcak su banİçinde bulunduğumuz asır şiddet ?s yosu yapması temin olunmuştur. Diğer n değildir. Diplomasi tarihte oynamadı taraftan bazı kasabalarda umumî ka ğı en nüfuzlu rolü şimdi oynamaktadır. lorifer tesisatı kurularak her evin bu Reykyavikte kurututmak üzerm geniş Ve bunun bu anda koca Avrupanın or tabiî sıcak su ile ısınması ve ondan isbir sahaya serilmis bahklar tasında kimsesız kalan İtalya pek mu tifade etmesi imkânı hâsıl olmuştur. tantan bir misalidir. Bu itibarla İngil Çamaşır yıkayacak kadınlar bu sıcak dedir. Şehir halkının ekserisi asrî kıyatere ile İtalva harb edecekmiş, Fran su kaynaklarına giderek çarçabuk işle fettedirler. Reykyavikin umumî man • zarası az çok Amerikada altın arayıcı < • sa da girecekmis, Almanya İtalyayı tu rini görürler. larm kurduklan kuçük gehirleri andırtacakmış ve saire... Gibi tahminler anAdanın merkezi olan Reykyavik şehcak birer dedikodudan ibarettirler. ri deniz kıyısındadır. Nüfusü 1801 se maktadır. Izlandalılan yaşatan balıkçılık ve baHarb olursa İtalya ile Habeşistan ara nesinde 300 kişi iken 1901 de 7000 ki lık konserveciliğidir. Balık ve balık sında olabilir ve İtalya Habeşistanı alsa şive ve 1934 te ise 30 bin kişiye baliğ konservesi olarak her sene binlerce ton bile gene müşkül vaziyetlerde bocala o1 ugtur. ihracatta bulunmaktadır. Sahil kasabaması ihtimali hiç te zayıf değildir. İngillannda kurumak için yere serilmiş batere bunu gayet iyi bıldıği icin boş yere lıklarla, konserve yapılmış balık kutu Bahrisefidde olsun harbedıp masrafa lanndan ve tuzlanmış balık uçdannda» ve fedakârlığa katlanmak tarafım iltigeçilmez. zam etmez. İktısadî siyaset, toplu tü fekli muazzam devletleri kendine ram Helkın en büyük eğlencesi at yarış • • etmiştir. Bugun iktısaden kuvvetli olan landır. Fakat buranın atları bizim Midevlettir ki dünyaya meydan okumak dilli dediğimiz küçük hayvanlardır. Her cesaretine maliktir. Haber alıyoruz ki pazar yarış yerini binlerce kişi doldu • bütün büyük borsriarda «liret> üzerine rur. muamele yapılmamaktadır ve İtalyaya Bir kısım halk ta dağlara ürmanraak mal satan her millet peşin para alma merakındadır. Dağlara tırmananlaTin dan bir şey vermemektedir. Bunlar işin en büyük zevki sönmüş yanar dağlann başlangıcıdır. Dahası da var... tepelerindeki buz göllerini seyretmekDOĞAN NADl tir. Izlandanın büyük kusuru 103 bin metro murabbaı Bulgaristanın büyü'> lüğü derecesinde araziye malik oldu* ğu halde hiçbir demiryoluna sabib ol * mamasıdır. Ne tren, ne tramvay, ne de otobüs... Oraya çıkanların şehir hari • cinde gezmek için kullanacakları ye • Ankara (A.A.) Hava tehlikesini gâne vasıta at yani Midillidir. Onun i* bilenler: çin bazı yerlerde îzlandadan bahseder» Antuvan Nasgidof 20, Vitali Palikar ken kendisine «demiryolsuz memleket^ 40, Bekâr ve Albukrek 36, Moiz ve Sa adını verirler. miapuay 60, Selim zade Hamdi 20 bir İzlandanın kendisine göre bazı an'a defahk, Malatvalı Hafız Mehmed 20, neleri ve hurafeleri vardır. Sıcak su Yovakım Pelekanos 20, Sovacoğlu Hakaynaklanndan birinin üstüne kurul ralambidi 20, Hiristo Yorgiyadis 20, Hiristo Francis 20, Sakilaridis 20, Maskos muş köprüden baktığınız vakit berrak 20, Vasilâki 30, Bodosaki Nikolâidi 30, En soğuk havalarda Izlandahlar sı suyun hafifçe gölğelediği kayalarm diTanas 20, Toma Kadmopoulos 20, Pav cak su kaynaklanndan getirilen sula binde birçok altın paralar görürsünüz. laki Makridi 20. Yuvanaki Kaymazoğlu rın doldurul'duğu havtzlarda serbest Bunlar yerli ve yabancılar tarafından serbest banyo yaparlar. 20, Yunadivos 20, Hiristaki 20, Yorgi 20, suya atılmıştır. Adadaki umumî telâk.Vasilâki Petridis 20, Vasilâki Hacı Yani Fakat şehrin tekâmülü sade nüfus kiye göre oraya: 20 Odissa Kalaycı oğlu 20, Marko So noktasından değildir. Her tarafta temiz Tekrar görüşelim! vancıoğlu 20 ser lira vermişlerdir. bembeyaz taş evler, yeni, boyalı ahşab Diyerek altın bir para atan hayatta binalar göze çarpmaktadır. Şehrin bü ebediyen mes'ud olur ve hatta şükranıJakop İsviçreden çıkarılıyor yük meydanları baştan aşağı asfalt dö nı ifade için tekrar adaya gelir ve o Berne 18 (A.A) Alman ve îs şenmiştir. 100 kadar otomobil sizi şe kaynağı ziyaret edermiş. Garib bir ef hirde istediğiniz yere götürmeğe ama sane! viçre hükumetleri, Jakob meselesile i! gili hakemlik muamelesini aşağıdaki uz laşma ile bitirmek hususunda uyuşmuş lardır: İsviçre hükumeti, salı günü kendisine teslim edilen Jakobu derhal tevkif etmiştir. Federal kurul, Jakobu mümkün olduğu kadar çabuk, sınır dışına çıkarmayı kararlastırmıstır. Hava tehlikesini bilen üyeler Somanın kurtuluş Sevilde komünistlerin tehdidi Seville 18 (A.A.) Geçenlerde bir komünist ölüm cezasına mahkum edilmiş olduğundan halkı şiddet hareketine çağıran ve ölüm kararını vermiş olan hâkimlerin komünistlerin darbeleri al tında can verdiklerini ilân eylıyen bir takım risaleler yayılmıştır. Hâkimlerin o turdukları evler muhafaza altına alın mıştır. İki kişi, yakalanmışhr. Genel bir grev ilânından korkulmaktadır. Somanın kurtuluş bayramı 13 eylulde, pek pariak su rc'*~ kutlulaniu* tır. Resmimiz merasimden bir safhayı göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: