4 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

4 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 4 Mayıs 1936 VIYANA OONUŞU Tarihî tefrika: 22 M. TURHAN TAN / // // ti ( Şehir ve Memleket Habfefierr ) Föniks Sigorta şirketinin vaziyeti Ticaret mahkemesi muamelâtı durdurdu Föniks Sigorta Şirketinin merkezi tasfiye halinde bulunmasmdan dolayı şir ketin tstanbul mümessili Friçerher de İkinci Ticaret mahkemesine davet olunmuş, kendisinden icab eden izahat alındıktan sonra mahkemece şu karar verilmiştir: «Türkiyedeki Föniks de Viyen Sigorta Şirketi mümessilinin lstanbulda şube mahiyetinde olduğu ve merkezinin Viyanada bulunduğu ve merkezin tasfiyeye tâbi tutulduğu anlaşılmasına mübrez şirket mukavelenamesinin 8 inci ve 12 nci maddesinin 5 numaralı senedinin D fıkrası hükümlerine nazaran fesih kararı verilmesinin şirket heyeti umumiyesine aid bulunmasına mebni evvelemirde tasfiye hakkmda heyeti umumiye karannm musaddak suretinin ibraz edilmesi lüzumuna ve bu suretin ibrazına kadar da şirket muamelâtınm men'ıne ve keyfiyetin îktısad Vekâleti mümessilliğine tebliğine ittifakla karar verilmiştir.» Siyasî icm'al Uzak Şarktaki müzakereler zakşarktaki gerginlik bir derece hafifledi. Sovyet Rusyası bu defa da sulhperverliğini göstererek hududlara aid Japonyanın noktai nazarını kabul etti. Tokyodaki Sovyet sefiri berrî hudud hâdiselerini tetkik ve tesviye :tmek ve diğer hududlan yeniden tahdid etmek üzere iki komisyon teşkil edilmesine ötedenberi lüzum gören Japonya nın dileğini kabul ettiğini Japon Dış Baanı M. Hritaya bildirmiştir. Japonya, hududun yalnız Kora ile Hanka gölü arasındaki yani Vladivos tokun arka tarafındaki kısmının tahdid edilmesinde ayak diremişti. Sovyet hükumeti bunu da kabul etmiştir. Şimdiye kadar, Sovyet hükumeti yeni meseleler çıkmaması için vaktile Mançu imparatorlaıle Çarlık Rusyası arasında tahdid olunan hududlann yeniden tetkik edilmesini istemıyordu. Sovyet hükumeti, Dış Moğolistanla Mançuri arasındaki hududun dahi Rus ve Japon hudud komisyonları vasıtasile tahdid edilmesini ve çıkan hadiselerin tesviye edilmesini istemişti. Lâkin Japonya hükumeti bu işlerin sırf Mançukuo ve Dış Moğolistana aid bulunduğu noktai nazarında sonuna kadar ısrar etmiştir. Sovyet hükumeti Japonyanın noktai nazarına muvafakat etmekle iki büyük devleti doğrudan doğruya alâkadar eden meselelerin vahamet peyda etmesine ihtimal kalmamıştır. Moskovadan gelen haberlere göre Japonya en ziyade Fukiyen Çin eyaletinde yerleşmeğe ehemmiyet vermektedir. Bu eyalet şimdi Japonyanın büyük Okyanusaki bütün yerlerinin merkezi bulunan Formoz adasının karşısındadır. Bu eyalet Japonların eline geçtiği zaman Japonya büyük Okyanusta dağmık mevkiinin cenahmı iyice himaye altına almış ve bu dünya denizine tam manasile hâkim ol muş olacaktır. Burasının sevkulceyş cihetinden büyük ehemmiyeti vardır. Fukiyen eyaletini ele geçirmeleri de Sovyetlerin sulhperverane müsaadeleri de, Japonların şimalî Çinde ve Moğo listanda ilerilemeleri ve mevkilerini sağlamlaştırmalarına engel teşkil etmıyor. Japon ordusunun tazyikile dahilî Moğolistanda Çin Cumhuriyetile hiç alâkası buJunmamak üzere bir müstakil devlet kurulmustur. Bu hükumetın başında Moğol prenslerinden Teh bulunuyor. Fakat nazırlardan yalnız ıkisi Moğoldur. Diğerleri kâmilen Japon zabit ve memurlarıdır. Japonya şimalî Çindeki askerî kuvvetini ahiren iki binden on bine çıkarmış ve şimalî Çinde muhtariyet alan Çahar ve Hope hükumetlerile komünist ordularına karşı askerî bir ittifak akdetmiştir. Bu ittifak muahedesi üzere Japon askerî kuvvetleri her iki memleketin cenub ve garb hududlarında mevki alacaklardır. Çin hükumeti nüfusu elli milyondan fazla olan bu iki eyaletin tamamile Japon askerî işgali altına girmesinden memnun değildir. Fakat çarnaçar mezkur ittifakı tasdik edeceği tahmin ediliyor. Avrupa, Habeş ve Ren meselelerile ve Amerika, dahilî buhranları ve derdlerile bu kadar meşgul buunmasaydı Japonyanın büyük Okyanusa ve Asyanın bütün şarkına hakimiyet temin edecek olan son tesebbüslerine karşı büyük gürültü çıka nrlardı. Fakat bugün hiçbiri ses çıkaracak vaziyette değildir. Büyük Okyanusta ve şimalî Çinde mevkiini iyice sağlamlaştırdıktan sonra Japonyanın Sovyetlerle dostane münasebette bulunacağı şüphelidir. Soruyoruz? Zabıtamızın vazifesi gazetecilere müşkülât çıkarmak mıdır? Dünkü nüshamızda, bir kadının ağır surette yaralanmasile neticelenen bir cinayet haberi vardı. Biz bu habere evvelki akşam geç vakit muttali olduk. Telefonla aldığımız bu havadis noksandı. Hem onu ikmal, hem de havadisi tevsik etmek üzere, gazetecilere zabıta haberlerini vermek için kurulmuş olan istihbarat servisine sorduk. « Bize böyle bir vak'a verilmedi.» dediler. Bunun üzerine, cinayet Kadıköyünde yapıldığı cıhetle, Kadıköy polis merkezine telefon ettik. Orası da: « Biz bu cinayeti polis istihbaratına bildirdik. Oradan sorunuz.» cevabını verdi. Tekrar polis istihbaratını bulduk. Dedik ki: Kadıköy merkezi demin sorduğumuz cinayeti size verdiğini söylüyor. Mevcud malumatı bize lutfen verir mısınız? îstihbarat evvelce verdiği cevabda musır: « Bize böyle bir vak'a verilmedi. Bir kere nöbetçi müdürüne sorunuz.» Polis nöbetçi âmirini bulduk: Bu bay bize şunları söyledi: Yann istihbarattan öğrenirsiniz! Bir cinayet olmuş, bir kadın kur?unla başından vurulmuş. Bunu öğreniyoruz. Vazifemiz, hâdiseleri, haberleri okuyuculanmıza vaktinde vermektir. Halbuki zabıtanm çıkardığı 5u müşkülât önünde (pes) de, sek bu cinayeti bir günlük bir teahhurdan sonra vermemiz lâzım. Bizim bildiğimiz, diğer resmî makamlarda olduğu gibi polısin de, vazifesi, efkân umumiyeye hizmet olan gazetelere, elde imkân varken yardımını esirgemekte hiçbir sebeb ve mana yoktur. Hal böyle iken zabıtamızın taze bir misalini verdiğimiz bu müşkülâtı hangi lüzum ve zihniyetle göstermekte oldugunu; İzmir Belediyesinin çalışmaları Reis Dr. Behçet Salih izahatta bulundu İzmir (Hususî) Şehir meclisi, ni san devresi toplantısını dün bitirmiş ve Belediye reisi doktor Behçet Salih, bu münasebetle bir söylev vererek Belediyenin vaziyetini, düşüncelerini, şehir ihtiyaclarını tebarüz ettirmiştir. Reis, hulâsaten demiştir ki: < Bütçemiz, muvazeneli bir şekilde hazırlanmıştır. Sayın Başvekilimiz General İsmet İnönüne teşekkürü vicdanî bir borc sayarım. Çünkü bu muvazene, istikraz borcumuzun yıllık taksitinin Başbakanımızın yardımlarile senede 150 bin liralık bir taksite bağlanabilmesinden doğmuştur. Bütçemiz 950 bin lira dır. Şehrin, hepimizce malum ve her gün artan ihtiyaclarını bu dar bütçe ile karşılamak, elbette biraz zor olacaktır. Hatalar, Cumhuriyet neslinin değil, eskilerindir. Maamafih Kemalizmin ve Cumhuriyet kanunlarımn bize verdiği heyecan ve enerji ile eksiklikleri, ıstı rabları karşılamağa çalışacağız. İş Bankasma olan şehir borcundan, şimdiye kadar 2,288,915 lira ödenmiştir. 950 bin liradan 150 bin lirası, bu borcun taksi tine kapatılmıştır. Belediyeler Banka sında biriken para 226 bin liradır. Bizi seçen halkın dileklerine cevab verebilmek için her suretle çalışıyoruz. Sıhhat işlerine 26,660 lira, soysal yar dıma 22 bin lira ayrılmıştır. Lâğım ve kaldırımlara, geçen senekinin bir misli fazlasile 76 bin lira tahsis edilmiştir. Saym İlbayımızın ve Vilâyet meclisi mizin İzmir fevvarına ve Kültürparkına 10 bin lira vermiş olmalarını şükranla kaydederim. Panayırın fahrî reisi muhterem Baş vekilimizle ikinci reisi İktısad Vekili Celâl Bayarın ve diğer vekillerimizin gösterdikleri büyük alâka ve yardımla, panayırın kıymet ve ehemmiyeti git tikçe artmaktadır. Panayır, hem iktı sadî kalkınmamızda, hem de şehir ortasındaki 360 bin metro murabbaı bir yangınhk ve bataklık sahasmın temiz lenmesinde faydasını göstermiştir. Bu inkişaf nisbetinde, bilâhare bütün yangm yeri buna tahsis edilebilecektir. Eski panayır yeri, güzel parkı ve binasile bugün herkesin beğendiği bir Evlenme dairesi olmuştur. Gelecek yıllarda, hükumetimizin de lâletile bulunacak yeni varidat kaynaklarile bir de Belediye binasınm yükseldiğini görerek sevineceğiz. Pazar günü, Kültürpark sahasmda Türkkuşu şubesi açıhrken, çalışmamı zm bu sahadaki eserlerini göreceksiniz. Sahariın etrafı tamamile duvarla çevrilmiştir. Bitmesi dokuz sene ile plân laştırılmıştır. Meclisin yardımile, bunu, belki de üç yılda başaracağız. Hükumetimizin ayni saha içinde yapmağı vadettiği Eğe Ürünleri müzesile devrim ve sağlık müzeleri de yakmda kurulacakür. Eğe mmtakası, bu suretle yeni nesli hazırlıyacak kültür müesseselerine kavuşmuş olacaktır. Hava Kurumu başkanı Fuad Bulca dan bir mektub aldım. Paraşüt kulesi inşaatı da haziranda başlıyacaktır. Vücude getirilecek hayvanat ve ne batat bahçeleri, gerek şehir halkı, ge rekse çocuklarımız için çok faydalı olacaktır^ Kara Mehmed ölmek için denize atılan Gülnuşu kurtarmıştı. Fakat Deli Muradın yüzüğü onun parmağına nasıl geçmişti? Gecenin esmer tülünü yırtmadan çiğ niyerek rıhtıma inen bu kadm, kafes kaçkını ve hürriyet şaşkını beyaz bir güvercine benziyordu, o kadar beceriksiz yürüyordu. Ardında kalan kafesle önünde açılan deniz arasında ne yapacağını kestıremiyormuş gibi davranıyordu, sık sık ardma bakıyordu. Bununla beraber yü rüdü, yürüdii, kıyıya geldi, yorgun bir düşüşle taşların üzerıne oturdu, sabırsız bir hamle ile terliklerini çıkardı, beyaz ayaklarını denize uzattı, akmtının muttarid bestesini parmaklarile hırpalamıya koyuldu. Kara Mehmed, kayığı ve kendini görmiyen kadının bütün hareketlerini tarassud ediyordu. Gecenin o vaktinde dışi bir saraylının böyle deniz kıyısına gelmesi, açık saçık bir durumda ayaklarını yıka ması gerçekten garib bir şeydi. Bu garabet, Kara Mehmedi de düşüncelerinden uzaklaştırmış ve dikkatini kendi üzerine çekmişti. Fakat sahnenin tuhafhğı bu kadarla kalmadı. Biraz sonra köşkler istikamerinde bir beyaz gölge daha belirdi. Bu, evvelce gelen kadm gibi şaşkın değil, hırçm yürüyordu ve koşar gibi adım atıyordu. Lâkin yürüyüşünde esrarh bir eda vardı. Şimdi Kara Mehmed, iki kadını birden gözetlemeğe koyulmuştu. Idrakini ayaklarma bağlamış gibi görünen birinci ka dın, yanına bir eş geldiğinin farkında değildi, derin bir dalgınlık içinde boyuna Buyu karıştırıyordu. Yeni görünen kadm da gelişini ona duyurmamak istercesine sinsi bir istical gösteriyordu. Nihayet yaklaştı, sessiz bir rüzgâr tarafından sürüklenen iri bir beyaz bayrak düşüsile birinci kadının ta ardına geldi ve birden kuvvetli bir tekme haline inkılâb ederek o nun beline çarptı, zavallıyı akıntının kucağına düşürdü. Kara Mehmed, umulmıyan bu hâdise karşısmda derin bir hayret geçırırken denize düşürülen kadın, aşağıya doğru çîrpına çırpına sürüklenıyor ve cınayeti isliyen ayaklar, uçan bir pamuk yumağı gibi kösklere doğru hızla savuşuyordu. Şimdi ortada boğulmak üzere bulu nan bir kadın ve kaçan bir katil vardı. Kara Mehmed, sarayın koynuna gıren katille alâkalanamıyacağını ve akıntının köpüklerinde örülmeğe başlanan mezarı önlemek lâzım olduğunu kestirmekte gecikmedi. Gözlerine yapışan hayreti çar çabuk silerek küreklere yapıştı, genc bir kuğu kuşu gibi süzülerek denizi yendi, ecelı geçtı, mezara çevrılecek köpüklerı çiğnedi, çırpınmaktan yorulup kendini ölüme bırakan kadını yakaladı, kayığa aldı. Cınayeti gören olmadığı gıbı ölümü yenen bu hamleyi de gören yoktu. Kandilli bahçesi uyuyor, rıhtım uyuyor ve belki katil de uyumağa hazırlanıyordu. Fakat Kara Mehmedin vaziyeti nazikti. Yaptığı iş, insanî bir hareket olmakla beraber, omzuna bir yük iliştirmiş oluyordu. Bu yükü ne yapacaktı ve ondan nasıl kurtulacaktı? Yiğit Sipahi, vereceği kararı sonraya b'rakarak, önündeki ıslak ipek çilesile meşgul olmağa başladı. Nabzını tuttu kalbini dinledi ve onun yalnız baygın olduğuna kanaat getirerek belinden kav radı, başaşağı çevirip yuttuğu suları kusturdu, kuvvetli bir masajla kan deveranını düzeltti. Artık yapılacak iş yoktu kadınm ayılmasını beklemek gerekti. Kara Mehmed, intizar dakikalarını uzakta geçirmeği, Kandilli bahçesinde bir uyanıklık olursa görünmemeği kendi du rumuna uygun bulduğundan küreklerı yapışmış, Yemişe doğru açılmağa başlamıştı. Işte bu sırada gözü kadının parmaklarına ilişti ve orada güzel bir yü zük gördü. O, iliğine kadar tok bir adanr dı, mehtabı yüzük yapsalar imrenip bakmazdı. Lâkin gözüne çarpan elmas taş, bir dost bakışı gibi kendine sıcak ve yakın göründüğünden dayanamadı, bay gın kadının elini avuclarına alıp baktı ve sarsıldı: Taş, daha dün Deli Muradın coynunda gezen elmastı!.. Şimdi Kara Mehmed, önündeki ka dının uğradığı gadri unutmuş, idrakini yüzüğe bağlamıştı. Erdel Kralının Deli Murada yıllardanberi taşıttığı bu elmas derd, nasıl olup ta şu kadının parmağına eçmıştı?.. Zeki Sipahi, kısa bir düşünce sonunda bu muammayı çözmekten geri kalmadı ve Muradın yüzüğü karısına akamadan saraya götürüldüğünü, ka fası kesıldikten sonra bir ganimet gibi hünkâra sunulduğunu, ondan da şu kadma verildiğini anladı. Deli Muradın mirasma konan kadın, u vesıkaya göre, hünkârm yakınlarından ve gözdelerinden biri olacaktı. Acaba imdi ve efendisinden böyle parlak bir armağan aldığı günün gecesınde nasıl oup ta ölüme mahkum ediliyordu?.. Zekâ, bu bilmeceyi halledemezdi. Kara Mehmed de fazla düşünmeği mana sız buldu, merakını tatmin için kadının ayılmasını beklemeğe koyuldu ve biraz sonra bu hâdise vukua geldi. Midenin boşalması, kanın düzelmesi, ölümden kurtulan kadını baygmlıktan kurtarıyor du. O, tesadüfen uzaklaştırılan ecelin henüz silinmiyen ağırlığını duya duya gözlerini açmış ve şuursuz bakışlarla yanını, yönünü dolastıktan sonra Kara Mehmedi görüp mırıldanmıştı: Ben neredeyim? Yiğit Sipahi, kendine has olan veci zevî şive ile bütün hâdiseyi bir çırpıda anlattı: Işte, dedi, olan biten bu. Seni öldürmek ıstıyorlardı, ben kurtardım. Şimdi söz senın: Dılersen kayığı çevireyım, seni saray bahçesine bırakayım. Oraya dönmek işine gelmiyorsa bir yer sağlık ver, seni oraya götüreyım. Fakat şu yüzüğü nereden bulduğunu söylemedıkçe bir yere gidemezsin. Kadın, takatsiz bir kımıldanışla kolunu kaldırdı, yüzüğe baktı, gamlı gamlı içıni çektı: Uğursuz taş, dedi, beni ölüme sü rüklüyordu! Ve sonra ıslak vücudünü doğrulttu, göğsünü örtmeğe çalıştı: Ben, dedi, ahıretin eşiğinde sayı lırım. Orada kaçgöç yoktur, değil mi?.. Oyleyse senin yanında baş açık oturu şum da günah değildir. Ne yapayım, örtüm yok. Olsa da sarınmak boş. Sen beni sudan çıkardın, en yakın kimsem ol dun. Anadan yakın, babadan yakın dost. senden nıye kaçayım? Ve biraz dinlendi, hızlı hızlı nefes aldı, sonra îözünc devam etti: Ben hünkârın gözdelerindenim Adım Gülbeyazdır. Dün, Haseki Sultanın tuzağına düştüm, Esirpazarından alınacak bir halayık için titizlik gösterdim, hünkârı gücendirdim, dayak yedim. O kîzı bir Levend alıp evine götürmüş. Burada kıyametler koptu. Bu sabah ta a damcağızın kafası kesilmiş. Hünkâr, o işi yaptırdıktan sonra bahçeye döndü, ba na bu elmas yüzüğü gönderdi. Fakat yanına çağırtmadı. Ben de üzüntüden de niz kıyısına indim, hava almak istedim Sonrasını sen biliyorsun. [Arkast var] MÜTEFERRÎK Vitrin müsabakasmın madalyaları Ulusal Artırma Kurumunun yaptığı vitrin müsabakasında kazanan Kadıköy tarafındaki dükkânların madalyalan dün saat 10 da Kadıköy Halkevinde dağıtılmıştır. Türk Coğrafya Tetkik Encümeni Duyduğumuza göre, Türk Tarih Tetkik Encümeni gibi bir Türk Coğrafya Tetkik Encümeni teşkili mutasavverdir. Bu encümen Türkiye coğrafyasmı ve Türklerin şimdiye kadar yaşadıkları ülkeleri bir arada cemeden etüdler yapacak ve bu suretle coğrafya bilgisine büsbütün yeni bir istikamet verilecektir. Anneler Birliği kongresi Anneler Birliği senelik kongresi 17 mayısta Divanyolundaki Çocuk Esirgeme Kurumu merkez binasında toplanacaktır. Kongrede senelik çalışma raporu tetkik edılecek ve yeni aza seçilecektîr. KÜLTÜR İŞLERI Beyoğlu Mevlevihanesi ilk mekteb olacak Istanbul Maarif Müdürlüğü Beyoğ lunda ilkmekteb binası ittihaz edilmiş olan Beyoğlu Mevlevihanesinin tamirine ve *mekteb kapısının Kumbaracı yokuşundaki Alman mektebi arsası yanından açılmasına karar vermiştir. Bu arsaya etraftan tecavüz edildiği ve bir kısmının işgal edildiği anlaşılarak kurtarılması için alâkadarlara emir verilmiştir. Soruyoruz? Sanayi Birliğinde bugün toplantı var Yerli malların ucuz satılması çörüşülecek Bugün Istanbul Sanayi Birliğinde sanayiciler bir toplantı yapacaklar ve Ankaradan gelen Birlik Reisi Asaf tarafından verilecek izahatı dinliyeceklerdir. Konuşulacak işler arasmda sanayici lerin muamele vergisi ve İktısad Vekâletince hazırlanmış olan sanayi müesseselerinin kontrolu hakkındaki kanun lâyihası vardır. İktısad Vekâletinin hazırladığı bu lâyihaya esbabı mucibe olarak bir kısım sanayicilerin malları ucuz elde ettikleri halde pahalı satmalannın yerli malların kullanılması hakkındaki düşüncelere aykırı olduğu ileri sürülmektedir. Gösterilen bir çok kolaylık ve muafiyetlere rağmen yerli endüstri ümid edildiği kadar ucuz değildir. Bu sebebledir ki yapılan kanunun tatbikından maksad ucuza ma edilen eşyanın muayyen nisbetten fazlasına satılmamasının teminidir. Faydalı yağmurlar devam ediyor Son haftalar içinde Anadolunun muh telif mıntakalarına yağan bereketli yağmurlar bu seneye aid kuraklık endişe sinin önüne geçmiştir. Evvelce de tahmin edildiği gibi bu sene mahsulün umumiyetle bol ve iyi kalitede yetişeceği anlaşılmaktadır. Konyadan verilen haberlere göre, son hafta içinde Konyanın Kadınhanı, Ilgm, Akşehir, Karapınar, Ereğli, Hadım ve Ermenak kazalarma çok faydalı yağ murlar yağmıştır. Merkezde ve Çumrada da bol yağmur yağmıştır. Geçen avın son günü Konyanın Sille, Kiret ve Salâhaddinpaşa mıntakaları na devamlı surette yağmur yağmıştır. Giret nahiyesine de kısmen tipi ha linde bir gün kar yağdığı bildirilmek tedir. Çorum Vilâyetinin her tarafı da bol yağmurlar görmüştür. Konya ovasının sulanması Denizlinin ihtiyacları tesbit edildi Gemlikte dikilen Atatürk heykeli Bursa köylerini imar tecrübesi Gemlik (Hususî) Büyük Atatürkün buradaki heykelinin küşad resmi yapıldığını bildirmiştim. Gönderdiğim reslm heykeli ve açılma töreninde bulunanlan göstermektedir. Bursa (Hususi) Valimiz Şefik Soyerden aldığım malumata göre, bu sene Bursaya yakın köylerden Bilâdı yunus, Armud. Yeniceabad ve Çeltik köyleri arasmda bir köy birliği teşkil edilecek ve bu suretle müşterek imar Edirnede muzır hayvanlar ve müşterek bir idare usulünün tatbikı tecrübe edilecektir. mücadelesi Köylümüzün kalkınmasmda nümune Edirne Vilâyetinde yapılan domuz köylerinden sonra yapılan bu modern mücadelesinde son aylar içinde 92 kurt köy usulü müşterek mektebler, müşte ve 282 tilki öldürülmüstür. rek idare mahalleri gibi birkaç köy a rasında bir birlik tesisidir. Bu sene alınacak neticeye göre, mm Denizli Umumi Meclisi azaları bir arada taka mmtaka birleşmek kabiliyetinde olan köylerde imar birliği tatbik edileİzmir (Hususî) Denizlıden gelen daha fazla artırmak imkânı bulunama NGshası S Kuruştnr cektir. haberlere göre, Denizli Vilâyet meclisi mıştır. Bundan başka, tam devreli ol bitirmiştir. Vilâyetin büt Hariç Üzüm mahreclerimiz artıyor de mesaisini lira üzerinden tesbit edil mak üzere dokuz yeni mekteb daha in T ü r k i ye çesi 512.868 in içio İzmir (Hususî) Üzüm Kurumu di şası kararlaştırılmıştır. Bu inşaatta hal miştir. Bu sene, Denizli Vilâyet mecli rektörü İsmail Hakkı, tetkıkat için Av sinin çahşması da verimli olmuş, ihti km ve köylünün göstedıği maddî ve Senelik 1400 Kr 1700 Kr. rupaya gitmişti. Avusturva, Macaris yaclar üzerinde dikkatle, ısrarla durul manevî müzaheret çok büyüktür. İn Altı aylık 750 1450 tan ve Almanyada tetkıkler yapan mü muştur. Denizli Vilâyetinde muallim şaat levazımının hemen hepsini, köylt Üç ayltk 400 dür, daha bazı piyasa merkezlerini de 800 sayısı 256 ya çıkarılmıştır. Geçen yıl vermektedir. gezecektir. Bir habere nazaran, İsmail Bir ayltk 1SO yoktur 247 idi. Denizli Vilâyet meclisinde bu yıl, Hakkı, yeni bazı üzüm alıcıları bul Bütçenin darlığı hasebile, bu sayıyı kadın aza bulunmuştur. ' muştur. Konya ovasının sulanması için başlıyan faaliyete bu sene yeni bir hızla devam edilmektedir. Konyada çıkan Ekekon refikimizin yazdığına göre, Sille ve Altınova barajlarile Karamanda yapılacak arteziyenleMuharrem Feyzi Togay rin biran evvel faaliyete geçmesi için çalışılmaktadır. Bu inşaata aid sondajlar için açılan eksiltme yapılmıştır. YakmTrakyada arıcılık da umumî surette tatbikata geçilecek Trakyada arıcılık san'atının ileriîe tir. mesi için Trakya Umum müfettişliğınce alınmakta olan tedbirlerin tatbıkına başlanmıştır. Müfettişlık tarafından yaptırılan yeni kovanlar, Trakyanın her tarafına dağıtılmıştır. Köylünün yeni kovanlara alışması ve krapet kovanların ortadan kaldırılması için ça lışılmaktadır. Diğer taraftan merkezi Edirnede ol mak üzere bir arıcılık kooperatifi teş kil edilmek üzeredir. Bu kooperatifin nizamnamesi hazırlanmıştır. Cumhuriyet Abone ı şeraiti i «ç

Bu sayıdan diğer sayfalar: