4 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

4 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET i Mayıs 1938 I KUçUk Hikfiye Dominique'in çocuğu madığı halde senden kaçıyor. Lavinia hiç davet edilmiş olmadığı halde birkaç kere daha Leonienin zi yaretine gitti ve her gelişinde çocuğa bir hediye getirdiği için Leonie sesini çıkarmıyor, Laviniayı içeri alıyordu. Zaten Lavinia da çok kalmıyordu. Guitoune çocuğun ismi Lavinia nın getirdiği hediyeyi hemen kapıyor ve kaçıyordu. Kazara Lavinia kendisini yakaladığı ve kucakladığı zamanlarda küçük vücudünü genc kadının kolla rından kurtarmağa uğraşıyor, didini yordu. Lavinia, Leonienin soğuk muamele sinden fazla çacuğun bu kaçışma akıl erdiremiyordu. Lavinia bunun için çok üzülüyordu. Yavaş yavaş bu üzüntü bir fikri sabit, bir çılgınlık haline geliyordu. Artık saçlarını taramıyor, yüzünü yıkamıyordu. Her şeyi oluruna bırak mıştı. Gözü açık rüya görüyordu: Bir gece, Guitouneun odasına giriyor, ya tağı üstüne iğiliyor,sonra çocuğu ku cağına alarak kaçıyordu. Ne yapıp yapıp çocuğu kendine ısmdıracaktı. O mahallede, Guitounedan birkaç yaş büyük bir kız çocuğu vardı. Leonie, Guitouneun bu kızm refakatinde sokağa çıkmasına müsaade ediyordu. Lavi nia bu kızla anlaştı. Kız, Guitouneu Lavinianın evine getirecekti. Lavinia ya öyle geliyordu ki Guitoune, Domi niquein evinden içeri girdikten sonra kendisine alışacak. Tayin edilen günde her şeyi hazır ladı. Döşemej* sildi, yatak çarşaflarım yıkadı. Pastacıdan türlü türlü pasta lar aldı, güzel bir bebek te tedarik etti. Çocuk eşikten içeri girer girmez gözleri kamaşsın diye pastaları ve bebeği sofadaki masanın üstüne koydu. Sonra gidip komodinin bir gözünü çekti, eskiden Dominiquele beraber dansa gittikleri zaman giydiği ipekli robunu çıkardı. Fakat o kadar zayıfla mıştı ki bu rob üstünde çok bol duru yordu. Tozlu saçlarını temizce yıkadı ve taradı. Her şeyi hazırladıktan sonra kapıyı açtı ve Guitoune içeri girer girmez kendisini görmesin diye en kuytu bir kö şede saklandı. Artık beklemekten başka yapacağı şey yoktu. Sokaktan bir sürü adam geçiyordu. Çocukların ayak seslerini duyuyordu, fakat bunlar Guitouneun ayak sesleri değildi. Vakit geçiyordu. Başı dönmeğe başladı. Guitounu evden içeri girmiş tasavvur ediyordu. îşte Guitoune karşı sında, onu kolları arasına alacak, doya doya öpecek, koklıyacak. Nihayet iki kız çocuğunun sesi du yuldu. Lavinia olduğu köşede sindi. Küçüklerin içeri girdiklerini, masaya yaklaş tıklarını gördü. Kendini tutamadı, ayaklarmın ucuna basarak ilerledi. Parmağile masanın üstünde duran bebeği göstererek: Bak Guitoune, dedi, bu bebeği senin için aldım. Guitoune geri çekilmek istedi. Fakat Lavinia daha tetik davrandı. Guitouneu kolları arasına alıp havaya kaldırdı. Guitoune kurtulmak için hiçbir çırpınma alâmeti göstermeden sadece Lavi niaya kin dolu gözlerle bakıyordu. Bu bakışlarda o kadar yerleşmiş bir kin ve nefret okunuyordu ki Lavinia dayanamadı, çocuğu yere bıraktı. Çocuk hâlâ kendisine düşman gözlerle bakıyordu. Pastaları gördün mü Guitoune? Bak, bunlar da senin için. Guitoune geri çekiliyordu. Kapıya yaklaşmıştı. Lavinia ümidsizlikle titriyen bir sesle: Niçin kalmak istemiyorsun? dedi. Niçin kaçıyorsun? Çocuk kapı eşiğinde mütereddid duruyordu. Güneşin altın ışıklan yüzünü çerçeveliyordu. Bu altm saçlar, bu tombul kollar, bu beyaz elbise... *#* O günden sonra Lavinia, Guitouneu sokakta gördüğü zaman Dominiquein çocuğuna bakmıyor, başını başka tarafa çeviriyor, adeta ondan kaçıyor. Fransızcadan: POLİSTE Feci bir çarpışma Bir motosiklet devrildi, üç kişi yaralandı Evvelki gün Beyoğlunda üç kişinin yaralanmasile neticelenen bir motosiklet kazası olmuştur. Kamer adında bir genc, kullandığı 51 sayıh motosikletin portbagajında Dura isminde bir kız bulunduğu halde Har biyeden Şişliye süratle giderken Halâskâr Gazi caddesinde önüne ansızın Rober isminde ibiri çıkmıştır. Kamer mesafenin darlığından motosikleti durdurmağa muvaffak olamamış ve önüne çıkan adama çarpmıştır. Çarpışma neticesinde motosiklet devrilmiş ve Kamer, Rober ve Dura muhtelif yerlerinden yaralanmışlardır. Yaralılar civarda bulunan Şişli Ço cuk hastanesine kaldırılmışlardır. Fa kat içlerinde Kamerin yaralan ağır ol duğundan, o, bilâhare Beyoğlu Zükur hastanesine nakledilmiştir. BUĞDAT HIRSIZLARI YAKALANDI Eyübde Ayvansaray caddesmd» un değirmeni önünd* 625 çuval buğday yüklü olduğu halde demirli bulunan Vatan motöründen üç çuval buğday çalınmıştır. Yapılan tahkikatta buğdayların motör amelelerinden Abdullah, Salih ve Akifle değirmenin bekçisi Hüseyin tarafmdan çalındığı anlaşümış, üçü de yakalanmıştır. PENCEREDEN DÜŞEN KIZ Taksimde Abdülhakhâmid caddesinde Sıhhiye apartımanmda oturan Uyuşturucu Maddeler müfettişi Mahmudun 13 yaşındaki manevî evlâdı Emine arkadaşı Yaşarla apartımamn 8 numaralı daıre sinin penceresinden bakarken muva zenesini kaybederek yere düşmüş ve muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmıştır. Emine, baygın bir halde Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. ON YEDİ METRODAN YUVAR LANMIŞ Beykozda Kavakdere caddesinde 132 numaralı evde oturan Beykoz parkı bekçisi Şakirin 6 yaşındaki çocuğu merdivenin trabzanmdan kay dığı sırada muvazenesini kaybederek 17 metro yüksekten yere düşmüş, ba şından ve muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmıştır. Yaralı çocuk has taneye kaldırılmıştır. KOMŞUSUNU SOYAN ADAM Beyoğlu Kazancı yokuşu Cami sokağı 1 numaralı evde oturan Hamza, ayni evin başka bir katında oturan Agobun kilidli bulunan oda kapısını açarak 1 takım elbise, bir şapka, bir de içinde para bulunan kumbarasmı çalmıştır. Hamza yakalanmıştır. GÖRÜNMEZ KAZA BUNA DER LER Yedikulede Hacıpiri mahallesi 61 sayılı evde oturan mütekaid polis lerden Mehmed Sütlücedeki bir ahbabmın evine civardaki çeşmeden su getırmekte iken ayağı kayarak düşmüş, başını su dolu tenekeye çarparak ağır surette yaralanmıştır. Mehmedin Ba lat hastanesinde tedavisi yapılmış, fa kat yaralan ağır ve tehlikeli olduğun dan derhal Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. 27 LİRA ÇALAN YANKESİCt Ayaspaşada Mezarlık sokağmdaki Güzin apartrmanında oturan Yorgi Taksimde tramvaya binerken içinde 27 lira bulunan para çantasmı çaldırmıştır. Polis tahkikatmda paranm yankesicilerden Kegork tarafından çalındığı anlaşılmış ve suçlu yakalanmıştır. Beynelmilel pul sergisi RADVO Nevyorkta açılacak olan bu sergide İngiltereyi Posta Nazırı temsil edecek Ç Bu aksamki proğram J İSTANBUL: „ 17 Üniversiteden nakil. İnkılâb dersi. Receb Peker tarafından . 18 senıonik musikl fplâk) . 19 haberler 19.15 muhtelif plâklar 20 halk musikisi. Sıvaslı Veysel ve Ibrahim tarafmdan 20.30 stüdyo orkestraları 21.30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu Ajansmıri gazetelere mahsus havadia servisi verilecektir. VİYANA: * 17,10 gramofon 17,55 şasılacak marifetler 18,15 sarkılar 18,35 Şan konseri 18.55 konferans . 19,15 köylülerin zamanı 19,40 ingllizce ders . 20,05 haberler, hava raporu 20.15 konser 21.05 Pragdakl radyo kongresl . 22 35 eğlencell sarkılar . 23,05 haberler 23,15 askerî konser 23.45 kitablara dair 23.50 konusma . 24 askerî konserln devamı .1,06 gramofonla dans musikisi. BERLİN: 18,05 dans musikisi 18,35 kitablara dair 19.05 operet ve opera havalan 20.05 konuşma . 20.20 piyano konseri 20,45 Alman merkez istasyonu 21,15 tayyare musikisi 22.05 e|lenceli muslki 23,05 hava raporu, havadls, spor 23,35 gece yayını. BUDAPEŞTE: 17,20 mekteblilerin zamanı. 18,05 konser19.05 konferans 19,35 oda musikisi 20.15 konferans . 20,50 konser 21 35 konuşma. 21.55 Çlngene musikisi 22 55 haberler 23,15 Şan konseri . 23,50 polis orkestrası 1,05 son haberler. BÜKREŞ: 18.05 konser 19.05 havadls 19,20 konser 20,05 konferans .20,25 gramofon 21,15 konferans 21,40 askerî musiki 22.05 kitablar ve mecmualara dair 22 10 Şan konseri . 22,15 askerî konser 22.35 spor haberleri . 22.50 mandolin konseri 23.25 gece konseri 23,50 fransızca, almanc? haberler 24,05 gece konseri. LONDRA: 19.35 konser 20,20 dans musikisi »1,05 kanşık yayın 21.30 opera yayını 22,40 konser 23,25 havadis 23 35 dans musi. kisl 24.35 havadis 24,45 şiirler. PARIS [P. T. T.]: 18,35 konuşmalar 19,05 orkestra konseri 19.35 havadis 20,40 orkestra konseri 21,05 edebî yayın 21,20 harlci siyaset 21,25 şarküar 21,35 piyes 23,35 havadis. ROMA: 18.05 havadis 18.20 dans musikisi. 20,10 fransızca yayın 20,50 fransızca haberler21,10 devlet yayını . 21,20 havadis 21,40 orkestra konseri 22.35 konuşmalar 22,45 karısık yayın ve dans havalan. (Kral Sekizinci Ed war d), m er kezi Londrada bulunan (Ruvayal Klatelik Sosyete) yi hima yesi altına almış tır. Kralın bu hareketi, bütün dünyadaki pul meraklı larını sevindirmiştjr. Graf Zeplin pulu (Kral Edward), bir zamanlar pula çok merakh idi. Fakat, son senelerde bununla pek meşgul olmuyordu. Bu nunla beraber, pederi Kral Beşinci Çorc tarafmdan tesis olunan (îngiltere Ira paratorluğu pul koleksiyonu) nu ida me ve muhafazaya karar verdiği anla şılıyor. Bu koleksiyon, dünyanın en zengin koleksiyonlarmdan biridtr ve Bukin gam sarayında, (Sir Edward Baykon)un nezareti altında muhafaza olunmak tadır. Gelecek sena, Kral Edwardın cülu sunun yıldönümü münasebetile, yeni bir pul sergisi ihdas edüeceği söylen mektedir. 1911 de, Kral Corcun cülu sunda da, bütun kral hanedanmm re simlerini havi bir seri pul çıkarılmıştı. Bu pullardan, yalnız Krahn resmini havi olanı muhafaza edilmiş ve diğer leri bir müddet sonra iptal olunmuştur. Mayısın 9 1 7 sine kadar Nevyorkta (Grand Santral Palas) ta açılacak beynelmilel pul sergisi için şimdiden ha zırlıklara başlanmıştır. Bu sergiye, yüzlerce meşhur kolek siyon sahibleri îştirak edecektir. Ser ginin (jüri heyeti) ni yirmi muhtelif memleket murahhasları teşkil ede cektir. İngiliz Postalan Nazın, İngiltere hükumeti namma sergide bulunacaktır ve 1840 senesindenberi İngilterede tabolunan pulları havi bir albümü ve Kralın pul koleksiyonunu teşhir edecektir. Amerika haricinde, Amerika pul koleksiyonlarmm en zenginine (Sir Ni kola Vorterhavz) sahibdir. (Mister Linsey Everar) m hava postalan pullarından mürekkeb zengin bir koleksiyonu vardır (Doktor V. Yayem) de zengin koleksiyonile sergiye iştirak edecektir. Bu sergide, bütün dünyada yalnız beş tane bulunan, (Moritiüs) adalarile (Kine) pulları da teşhir olunacaktır. Bu pullarm beheri 17.500 İngiliz lirası. yani bizim paramızla 105 bin küsur Türk lirasıdır ve (Alsas) lı (Moris Yorrosi) namında bir zata aiddir. Eski Alman müstemlekeleri pulla rına talib pek çoktur. Umumî Harbde, (Favkland) adalannda kullanılan pulların da hararetli alıcıları vardır. Amerika hükumetinin, tarihî yıldönümlerini tes'id için çıkardığı pullar pek çok rağbet görmektedir. 1836 da ilân olunan (Teksas Cumhuriyeti) nin yüzüncü yıldönümü müna sebetile 3 sentlik bir pul çıkarılmıştır. Dominique Santa Maria 26 yaşında öldüğü zaman, mahallede bir hafta fe lâket havası esti. İhtiyar Santa Marianm kendini pencereden aşağı atacağı zannedildi ve gece gündüz kadıncağızı kollamak icab etti. Teessürü çılgınlık raddelerine geldiği anlarda başını du varlara çarpıyordu. Hamile kadınlar, oğlunu kaybeden bahtsız ihtiyarın yü rekler parçalıyan feryadlarını duymamak için odalarına kapanıyor, sokağa çakmıyorlardı. Dominiquein karısı Laviniaya gelin ce, onun hiç bir şikâyeti duyulmadı, hatta ağladığını bile kimse görmedi. Taziyeye gelenlerin teselli makammda EÖylediklerine boğuk bir sesle teşekkür ediyordu. Lavinia pembe kimonosunu siyaha boyadı. Gene eskisi gibi, kız kardeşinin işlerine bakıyor, yemek pi şiriyor ve sabahları mektebe giden küçük yeğenlerini kendisi giydiriyordu. (Kardeşine güvenmeğe gelmezdi.) Evde işi olmadığı vakitler kaynanasına gidij'ordu. Evi darmadağınık olan ihtiyar Santa Maria, artık gelininin kendisini aramasma, kendisine yardıma koşmasına mâni olmuyordu. Oğlu ölmüş olduğu İçin artık gelinine beslediği kini unut muştu. Lavinia, akşamları, işlerini bitirdik ten ve küçük yeğenlerini yatırdıktan sonra, yatağa giriyordu. Fakat yatağa girmesile yamnda Domniquein bıraktığı boşluğu duyarak dişlerini gıcırdat ması bir oluyordu. Bazan uyuyamıya rak yataktan kalkıyor, hemşiresinin yanına gidiyordu. O da, o zavallı da uyuyamıyor, Dominiquein nasıl öldüğünü bir türlü unutamıyordu. İki kardeş birbirlerine sokularak avunmağa, ısınmağa çalışıyor ve nihayet uyuyorlardı. Aylar ve seneler geçti. Lavinia eski elbiselerini, birbiri ardıSira, siyaha boyadı. Kızkardeşinin bir çocuğu daha oldu. Artık Lavinia fabrikada çalışmağa gitmiyordu. Bütün o işçi kadınların ihtirasları, kavgaları, neş'eleri. öfkeleri kendisi için taham mül edilmez bir şey olmuştu. Lavinia evde oturmağı, mahalleden istiyen olursa onun çamaşırını yıkamağı tercih ediyor; işini bitirince, hemşiresinin yeni doğan çocuğunu kucağına alarak sokağa çıkıyor; ekseriya komşuları kendi çocuklarını da Laviniaya emanet ediyorlardı. Lavinia çocuklardan hoşlanırdı. Bir gün, Terrail sokağında bir sür priz oldu: Bahçıvan Mösyö Janın kızı Leonienin avdet ettiği duyuldu. Leonie, Lavinianın düğününün akabinde ma halleyi terketmişti. Leonienin Dominigue ile düşüp kalktığı ve delikanlıdan gebe kaldığı söyleniyordu. O zaman Leonie on sekiz ya şmda idi. Mevzun ve ateşli bir vücudü vardı, güzeldi ve DominiQuein Lavinia gibi zayıf, nahif, hastalıklı bir işçi kı zını Leonieye niçin tercih ettiğini kimse anlıyamamıştı. Leonie iriyarı bir gümrük memurile evlenmişti. Sekiz yaşmda bir kız çocuğu da vardı. Lavinia bu kızm Domi niQuein çocuğu olduğunu biliyordu. Leonienin mahalleye avdetinin ertesi günü, Lavinia mutadı olmıyan bir itina ile yüzünü ve ellerini yıkadı ve sonra en az yıpranmış robunu giyerek Leo nienin evine gitti. Kapıyı Leonie açtı; kızı da yamnda idi Lavinia küçük kızı görünce: Ah, Leonie, dedi. Bilsen kızın nekadar güzel! Zavallı Lavinia kollarmı uzatıp kü çük kızı kendine çekmek istiyor, cesaret edemiyor ve bu arzu ile titriyordu. Leonie müstehzi bir eda ile: Öyle mi? dedi. Ya sen nekadar zayıflamışsm, Lavinia! Lavinia ürkek bakışlarını yukarı kaldırdı. Leonienin boynunda büyük bir inci gerdanlık vardı. Saçları kesikti, iyi taranmış ve parıl parıl yamyordu. Le onienin yanakları nekadar kırmızı ve sıhhatli idise Lavinianınkiler de o ka dar sararmış ve çukurda idi. Kız çocuğu, bu ziyaretçinin siyah gözlerinde yanan ateşten korktu ve anne sinin eteği altma sığındı. Leonie guya hayret ediyordu: Tuhaf şey! Bu çocuk kimseden kaç Teksas Cumhuriyetınin 100 üncü yıldö. nümü münasebetile çıkarılan pul Resmimizde görülen bu pul mor renklidir. Üzerinde, o zamanlar Harbiye Na zın olan (Samuel Höstün) le cephe kumandanı (Stefan Foller Osten) in resimleri, (Almo) şehrinin umumî man zarası vardır. Bunlarm üstünde de, Teksas şehrinin timsali olan beş köşeli bir yıldız görülmektedir. (Graf Zeppelin) lerin her seferine mahsus olarak Almanya hükumeti ta rafından çıkarılan pulların da kıymetleri artmışür. (Graf Zeppelin) in yerini tutan (Hindenburg hava gemisi) nin şimalî Amerikaya yapacağı ilk seyahat için 50 75 feniklik pullar hazırlanmaktadır. Bu pullar, Münihli (profesör Karl Viyeviç) tarafından tersim edilmiştir. Fırtmalı bir deniz üstünde sükunetle uçan bir hava gemisini musavverdir. Res min üzerinde (Mit L.2. 129 şimall Amerikaya doğru) ibaresi, altında da (Al manya hava postalan) yazılıdır. Bu iki pul. Berlinde, Rayiştag matbaasında basılmaktadır... *** Bursa Kız Lisesi tevsi edildi *? Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler junlardırIstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Ziya Nurl), Alemdarda (Esad), Bakırköyunde (Hilâl), Beyazıdda (Sıtkı). Eminönünde (Hüsnü Haydar). Fenerde (Arif), Karagümrükte (Arif), Küçükpazarda (Hikmet Cemil), Samatya, Kocamustafapaşada (Rıdvan), Şehreminin. de (Nâzım\ Şehzadebaşında (Hamdi). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Merkez), Hasköyde (Yeni Türkiye), Kasımpaşada (Turan), Sanyerde (Osman), Şişlide (Merkez), Taksimde (Galatasaray), (Vinkopulo). Usküdar, Kadıköy ve Adalardakilerf Büyükadada (Merkez), Heybelide (Yu . suf), Kadıköy, Altıyolda (Merkez), Modada (Moda), Üsküdar, Ahmediyede (Ahmediye). Ç Bursa (Hususî) Türk Maarif cemiyetinin 931 senesinde Amerikahlardan satın alıp tam devreli kız lisesi haline kalbettği eski Amerikan koleji binası kızlarımıza kâfi gelmemekte idi. Cemiyet umumî merkezi 10,700 lira sarfederek burada yeni bir bina daha yaptırmış ve bu bina merasimle açıl mıştır. Merasimde Valimiz Şefik Soyerle Türk Maarif cemiyetinin umumî reisi Urfa saylavı Refet ve talebe ile Bursadan çağırılan birçok zevat bulun YENİ ESERLER Deniz Mecmuası Habsburg ailesinin serveti kısmen geri verildi Viyana 3 (A.A.) Gazeteler, fede ral hükumetin Habsburg hanedam için bir tazminat sermayesi ihdas etmek suretile bu hanedamn 1918 senesinde ihtilâl hükumeti tarafmdan musadere edilmiş olan ve 1935 tarihli kanun mucibince iadesi lâzım gelen servetmi kısmen iade etmiş olduğunu kaydeylemektedir. bi bundan dolayı sizi tebrik te ederim. Yalnız itiraf etmelisiniz ki bu, bize yardım edeceği yerde oyunu biraz daha girift ve kanşık bir şekle sokuyor. Çünkü Henry Marcus Templetonla îsaac Levinsteini öldüren herhalde Sir Walter Stanley değildir a. Herşeyi tetkik etmiş olmak için bütün ihtimalleri düşünelim! Namdar bir adam olan ve içtimaî mevkii sağlam bulu nan Sir Walter Stanleyin üvey kızını bu kadar canicesine bir vasıta ile ortadan kaldırmasını istemesinde ne gibi maksad güdebilmesi ihtimali mevcud olabilir? Fakat Sir, benim kaçmlmam keyfiyetile avdetimde gördüğüm manzara var ki bunu hiç kimse önceden kestiremez ve aklma getiremezdi. Evet, şu mesele! Sir Walter Stanleyin kapının eşiğinde durarak üzerinize ateş etmesi. Fakat unutmayınız ki şurası da var: Sizi görünce anlaşılmaz bir se vince garkolmuş ve sonunda bayılmışhr. Bu, sizi kaçırtarak bir cinayete hazırlanan bir adamm soğukkanlılığile pek telif kabul etmiyor, değil mi? Çedric Lacy bir müddet cevab verme muştur. Türk Ticaret Kaptan ve Makinistler CeValimiz kordelâyı kestikten sonra yeni binaya girilmiş ve dershaneler ge miyeti tarafından çıkarılan «Deniz> mecmuasının 11 inci sayısı zengin mündericatzilmiştir. Burası iki katlı bir binadır. la çıkmıstır. Burada normal vaziyette 300 talebe okuyabilecektir. Türk Kültür cemiyeti onümüzdeki S1NEMASINDA yıl içinde bu mektebe 5000 lira daha harcıyarak yemekhane, mutfak, ha mam, çamaşırhane kısımlannı bir ara ya tophyacak yeni bir bina daha yaptıracaktır. BALIKESIR ŞEHIR HALK OPERETİ HALİME Şehzadebaşı TURAN Tiyatrosu 6 mayıs çarşamba akşamı Naşid ve Halide t " San'atkâr Bayan S A F i Y E iki büyUkoyun blrden den durdu. Delikanh da kendi kendine bu fikri yürütmemiş değildi ve burada da izah edilemiyen birşey olduğunu anlıyordu. Bereket ki şefi onu, mevzuu değiştirerek, müşkül vaziyetten kurtardı. Sizin bu gece kaçınlmanıza gelince, Lacy, mahpus bulunduğunuz gemiyi bulmak için lâzım gelen yapıldı mı? Cedric Lacy bir müddet tereddüd etti ve gözlerini başka tarafa çevirdi. Evet, Sir. Fakat... Nasıl, gene mi fakat var? Evet, Sir, hem de tasavvur edilemiyecek kadar garib bir iş var. Bu gece Taymis, Brent veya Grand Junction Canaldan hiçbir motörün geçtiği işaret edilmemiştir. Bütün müteharrik kapılı nehir ve kanal sedleri bekçilerine derhal telefon ettik, hepsi bu hususta kat'î ve menfi cevab verdiler. Richmond seddini geç mek için tek bir motör müsaade istemiş ve fazla ileri gitmemiştir, zira bu motör bu anda, sedden dört beş yüz metro ötede demir atmış bulunmaktadır. Binaenaleyh onu kat'î olarak mesele harici addetmek mecburiyetindeyiı. Sir Basil Hampton gülümsemekten kendini alamadı. Demek cin ve perili bir gemi tarafından •açırılmış olmalısınız ki izini bile bulmak mümkün olmuyor. Rüya görmemiş olduğunuza emin misiniz? Motörün sesini duydum, Sir. Bu bir tayayre de olabilirdi! Fakat biraz zor. Çünkü anlattığım bu kadar değil: Düdük sesi, katran kokusu, suya dokunmaktan çıkan zemze me... Doğru, bunlar oldukça ikna edici şeyler... Lâkin bu geminin geçtiğini kim senin görmemiş olmasmm izahına kâfi değil. Tahkikata yeni baştan başlamak lâzım Lacy. Çünkü artık «Uçan Holandalı» zamanında değiliz! Cedric Lacy, Sir Basil Hamptonun aklına giren şüpheyi farkederek, büyük şefini bu tesir altında bırakmak istemedi. Bakın, Sir, bu sabah çok düşün düm ve neticede kendi kendime sormağa başladım: Sir Walter Stanley hususun daki iyi düşünceleri çok ileri götürmü yor muyuz? 5 mayıs salı günü akşaraı ar da? 7 mayıs perşembe akşaraı CEVAD SADIK merkezde. Demek ki burada da, Henry Marcus Templetonun evinde olduğu gibi, kâğıdlardan hiçbir malumat çıkarılamadı. Yalnız müşterek bir nokta var: İki maktul, diğer iki kişile Holandada buluşmuş olacaklar. Fakat elimizde bulunan biricik vesikada üç adamın ismi yazıh iken dördüncüsününkü itina ile silinmiş. Bu malumat bakımından az, fakat gene birşey . Birdenbire mesele yeni bir yola sapıyor ve arseniğe bulanmış beyaz köpek hâdisesi, Miss Thaisa Strafforda muhakkak bir suikasd, ve ayni günde genc kızm yastığı altında Hamlet piyesinin bulunması vakıalan oluyor. Yalnız burada, kayde değer bir nokta var ve bilmem ki bu, işin mühim noktalanndan biri değil mi? Bu Hamlet piyesi, öbür kitabların tab'ından değildir. Bu cıheti hiç gözönünden ayırmıyalım. Belki de bu son derece ehem miyetlidir. Biliyorum, Sir, esasen bu kitabın nereden ve hangi şahıs tarafından satın alınmış olduğunu sonradan öğrendim. Burasını da unutmuş olmadığım gi F L O R Y A Sir Basil Hampton koltuğuna yaslanarak genc polis âmirinin gözlerinin içine baktı. Yani ne demek istiyorsunuz, Lacy? §unu demek istiyorum, Sir: Sir Walter, önceki iki cinayetin uyandırdığı korkudan istifade ederek maksadına ermeğe çalışmıyor mu acaba? O maksad ki neden ibaret olduğunu bilmiyoruz. Yani, Miss Thaisa Strafforda caniler tarafından takib ve istihdaf edildiği zannını vererek bu cephe gerisinde istediği şeyi kuvveden fiile çıkarmak, öyle mi? Bu mümkün, fakat öyle olsaydı, Hamlet piyesinin gönderildiğini genc kızdan saklamaması lâzım gelirdi. Bizi aldatmak ve şüpheleri başka tarafa tevcih etmek için Sir Walter tarafından kurulmuş güzel bir oyun. Unutmayınız ki bu sayede benim yardımımı ve gidip Lampton Hauseda oturmamı temin sttL lArkası var] Besi kırk iki gece «Ctımfmriyet» in zabtta romam: 41 Yazan: Charles de Richter •* Vakayii bir tekrar edelim, bakaIım: 15 şubatta Templetonda Henry Marcusün cesedini bulduk. Bu adamda bir 'Hamlet piyesile göğsünün üstünde bir siyah bayrak vardı. Herşey gösteriyordu ki öcalmak maksadile öldürülmüştü. Üç gün sonra, sizin kendi apartımanımzda ve ayni dekor içinde ve ayni vaz'ı sahne usuÜle ayni akıbete uğramak sırası İsaac Levinsteine gelmişti. Bundan başka Greenvvich macerasile Taymis üzerinde mo törün gözükmesi keyfiyeti var. Ölünün yegeninin ağzından hâlâ birşey alınamadı mı? Hiçbir şey! Hâlâ yediği darbenin tesiri altında bulunuyor. Fakat iyileşse bile bize ehemmiyetli ve müfid birşey söyliyebileceğinden şüpheliyim doğrusu. Benim de fikrim aşağı yukan bu

Bu sayıdan diğer sayfalar: