3 Temmuz 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

3 Temmuz 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 CUMHIJRİYET 3 Temmuz 1936 YIYANA DONUŞU Tarihî tefrika: 81 M. TURHAN TAN ( Şehlr ve Memleket Haberleri ] Siyasî icmal Üniversitenin bir senelik bilânçosu Garib işler Profesörün biri kusurunu itiraf etti Verilen mühlet dün bitti Soyadı almıyanlar tecziye edilecek Soy adı kaydinin son günü olmasi dolayısile dün halk, izdiham halinde şubelere müracaat etmiş ve soy adı için müracaat ettiğine dair numara almıştır. Dünkü müracaatlerde muamele yapmak im kânı olmadığından müracaat edenlere ancak numara verilmekle iktifa edilmiştir. Istanbulda soy adı için müracaat eden ailelerin yekunu 180 200 bin arasmdadır. Kat'î netice bu sabah anlaşılacak ve elde edilecek yekun Dahiliye Vekâletine bildirilecektir. Bundan sonra müracaat edenlerden ve soy adı almamış olanlardan kanuna tevfikan ceza alınacaktır. Milletler Cemiyeti ve Habeş meselesı ihan meselelerinden birçoğunun ve bahusus Habeş işinin akıbeti üzerinde kararlarile büyük tesir yapacağı beklenen Milletler Cemiyeti büyük meclisi yeni reisi Belçjka Başvekili Kont Van Zeelandın riyaseti altmda toplandı. Büyük meclisin davet edilmesini teklif eden Arjantin olmuştu. Amerika kıt'asındaki aza devletlerin en mühimmi olan Arjantin, Habeşistanın İtalya tarafından zapt ve ilhakı üzerine, bütün dünyayı şaşırtan vaziyetin içinden çıkmak için, elli iki milletin murahhaslarınm toplanarak her devletin fikrini açık' söyiemesini ve bir karar alınmasmı ea pratik yol bulmuştur. Büyük meclisin toplanmasmı müteakıb Arjantin murah « hası, Amerika kıt'asındaki milletlerin, yarım asırdanberi devletlerin tamamiyeti mülkiyesinin muhafaza ve temini esasmı müttcfikan kabul ettiklerini ve Milletler Cemiyeti herhangi sebebden bu esastan aynldığı takdirde Arjantinin de bu müesseseden aynlacağını haber verdi. Şimalî Amerika müttehid hükumetleri birliği esasen Milletler Cemiyetine girmiş değıldir. Brezilya gibi Amerika kıt'asınm diğer mühim devletleri bu müesseseden muahharen aynlmıştır. Habeş meselesinde, devletlerin tamamiyeti mülkiyesî esasının ihmal edilmesi yüzünden Arjantinin dahi bu müesseseden aynlması diger Amerikalı azaların da aynlmasma s«beb olacaktır. Bunun için bütün Amerika kıt'ası namına yapılan ihtar ve tehdieTbüyük meclis üzerinde derin tesir yapmıştır. Italyanm mümessili tarafından verilen muhtırada, Habeşistanda, ahalinin Italyan idaresine iltihak ettiği ve bu idarenin medeniyet ve adalet neşreylediği, yerli halkın kalkınmasına çalışacağı beyan edilerek îtalyanm Habeşistanda yaptığının, medeniyet seviyesi geride olan memleketlerde Milletler Cemiyeti namına yapılan işlerden farksız olduğu zımnen anlatılmıştır. Italyanın Habeşistanda vücude getirdiği bu vaziyet, Milletler Cemiyeti tarafından takdir edildiği takdirde, tekrar bu müessese ile teşriki mesaide bulunacağı dahi.bildirilmiştir. Bu sözjer .Italyanm MiHetler Cemiyetinm dediğine yanaşacağini gö'sterdiginden iyi tesir yapar gibi olmuşsa da memleketinin istiklâl ve hukukunu bizzat müdafaa için büyük meclise gelen Habeşistan Imparatoru söz söylerken Italyan gazetecilerinin yaptıkları hakaret İtalya aleyhine fena bir hava yaratmıştır. Faşist îtalyada sıkı bir inzıbat olduğundan îtalyan gazetecilermin bu hareketi hükumetin emir ve teşvikile yapıldiğı kanaatini hâsıl etmiştir. Habeş Imparatoru, milletine ihanet ederek îtalya ile uyuşmak için birçok fırsatlar bulduğu halde adaletin kuvvete galebe edeceğine imanı olduğundan Milletler Cemiyetinin gösterdiği yoldan ayrıl madığını ve Habeşlilerin mağlubiyeti havadan atılan tonlarca zehirli gazlerin saçtığı dehşet ve tahribattan ileri geldi ğini söylemiştir. Necaşi Milletler Cemiyetinın müessir müdahalesinin, birkaç devletin talik ve tavik manevrasile nasıl akim kaldığmı anlattıktan sonra, Habeşistanın kendi haline bırakılması üzerine küçük milletlerin Cenevre müessesesine karşı hiç bir itimadı kalmıyacağmı da ilâve etmiştir. Fransanın yeni Başvekili söylediği mühim nutukta, Italyan muhtırası hakkında memnuniyetini izhar etmiş ve bunun tabiî vaziyetin avdetine yardım edeceğini söylemiştir. M. Blum 1914 senesinden evvelki Avrupianın vaziyeti yeniden ku rulduğunu söyledikten sonra Milletler Cemiyeti ahkâmına riayet edilmesini te min etmiş, Fransanın her şeye hazır bulunduğunu söylemiştir. İngiliz Dış Bakanı zecrî tedbirlerin kaldırılmasına aid tezini tekrar etmiş, Milletler Cemiyetinin ıslahı meselesinin eyîule bırakılmasım istemiştir. M. U t vinof, ileride zecrî tedbirlerden iktısadî olanlann umumî ve askerî olanlann ihtiyarî değil mecburî olmasında ısrar etmiş ve murahhas, müşterek emniyetin dünya kıt'alarjna göre tayin edilmesini istemiş * tir. Hul|sa, şimdilik büyük ve mühim devletlerin, Milletler Cemiyetinin ıslahına aid noktai nazarlan azçok tebellür etmiştir. Fakat Habeşistanın akıbetinde değişiklik husule getirecek bir tedbir almaca * ğını gösteren bir emare henüz belirme • Bir at uşağını bir anda vezir ve bir veziri bir Rektör, alınan neticeleri anda terzil etmek iktidarına malik olan iyi buluyor Sadırazamla mücadele tehlikeli bir işti üniversite Rektörü Cemil Bilsel, Üni Öteki de yanlışlıkla proversitenin vaziyeti ve son alınan kararlar gramda olmıyan bir ders Çünkü Imparatorun korkuya kapılıp mıştı. O sırada bir ses, Sadırazamin nahakkında Maarif Vekâletine malumat verViyanadan savuşacağını, şchrin de bu rasından daha heybetli bir ses yükseldi, mek üzere dün tayyare ile Ankaraya okutuyormuş suretle müdafaasız eline geçeceğini u meclisin sükunetini altüst etti. Sipahi Kamuyordu. Ayni zamanda Yanık kalesi üzerine yürümek için Edirnede alınan son karan bütün ordu erkânına bozdur mak ve doğruca Viyanaya gidilmesini vezirlere, Kırım Hanına, ocak ağalarına kabul ettirmek istiyordu. Fakat bu iş onun umduğu kadar ko • lay olmadı. Me§veret mecJisi kurulup ta mesele ortaya konulunca hakikati ve devlet menfaatini Sadırazamin hatınna tercih edenler bulundu. Ne Kara Mustafa Paşa, ne de dalkavuklan küçük bir itiraza tesadüf edeceklerini hatırlanna getirmemişlerdi, büyük bir itimadla mec lise gelmişlerdi. Yalnız Budin valisi Ib rahim Paşanm yaşlılığına, uzun tecrübelerine ve orduca sevilmiş olmasına güvenerek ters bir mülâhaza yürütmesini mümkün gördüklerinden kendisini top lanbya çağırmamışlardı. Medis, dilbirliğile Viyana üzerine yürümeği kabul edince îbrahim Paşanm muhtemel muhalefeti tabiatile hükümsüz kalacaktı. Lâkin hesablar yanlış çıktı, Sadırazam miizakereyi açıp ta Kırım Hanını, vezirleri, serhad ihtiyarlannı birer birer süzerek: Muradım inşallah Beçe gitmektir, ne dersiniz? Der demez bütün çehrelerde bir hoş nudsuzluk belirmiş ve herkes susuver mişti. Alkış bekliyen Sadırazam bu sessizlikten sinirlendi, solunda oturan kı demli vezir San Hüseyin Paşaya dön dü: Be herif, dedi, ağzm bağh mı, niye söylemezsin? Bir nara gibi savrulan bu agır itab, bütün meclise de tevcih edilmiş korkunc bir hitab idi. Bir at usağını bir anda vezir ve bir veziri gene bir anda rezil et mek iktidarına malik olan Sadırazamla açıktan mücadeley* girismek gerecekten tehlikeli bir işti. Fakat koca bir devletin şerefini uluorta uçuruma sürüklemeğe rıza göstermek te müşküldü. Bu sebeble herkes ıstırabh bir heyecan içindeydi. Serden mi, yardan mı geçmenin doğru olacağını kimse kestiremiyor gibiydi. Bununla beraber azabın ve iç kıvra nışının büyüğü San Hüseyin Paşada idi. Çünkü Sadırazam onu muhatab tutmuştu, hiddetten kızıllaşan gözlerini ona dikip hain hain bakıyordu ve ondan cevab bekliyordu. Zavallı vezir bu durumda kekelemekten başka bir yol bulamadı: Ferman sizden, hizmet bizden. 01 dediğin yerde ölürüz, kal dediğin yerde kalınz. Kara Mustafa Paşanın korkunc ba kışları şimdi bir çift bulut hızile öbür paşaların, ağaların ve sınır ihtiyarlarının yüzünde dolaşıyordu. Yıldırımlara gebe görünen bu bulutlardan haysiyetlerini ve hayatlannı kurtarmak kaygusu, bütün o kalabalığı dılbirliğine sürükledi ve hep sinin ağzmdan ayni korkak kelime titredi: Makuldür, münasibdir! Sadırazam, tebellür eden ittifakın yazı ile tesbit edilmesini ve bir mazbata kaleme alınmasmı emretmek üzere idi. Reisülküttab da efendisinin tek bir nara ile ve tek bir bakışla kazandığı zaferi kâ gıda geçirmek için belindeki divite el atra Mehmed, banndığı köşeden endammı bilirte belirte fikrini haykınyordu: Bece gidelim, fakat körii körüne değil. Düşüne düşüne. îlkin sararan ve bir Iâhza sonra kıp kırmızı kesilen Sadırazam kelimelerin yansını yutarak sordu: Ne düşünecegiz? Dönmeği!.. Onu senin gibi yiğit görünüp te yüreği yufka olanlara bırakalım. Bizim için ölmek var, dönmek yok. Sen Sultan Süleymandan kudretli değilsin Paşa. Beç önünden o bile döndü. Onun için kuru çalımı bir yana koy da iyi düşün. Ardımızda düşman kaleleri sıra sıra dururken Beçe gitmek göz göre göre kapana girmek olur. îlkin ardımızı sağlıyalım, sonra Beç üzerine gidelim. Kara Mustafa Paşa korkaklıkla itham ettiği ünlü Sipahiyi çadırdan sürüp attırmak ve başkalanna ibret olsun diye dirliğini de kesmek niyetine kapılmıştı. Pişmiş aşa su katan bu küstah askerin bir dakika bile huzurunda kalmasına tahammülü yoktu. Fakat Kırım Hanının bahse müdahalesi, tasarlamış olduğu emirleri ağzında bıraktırdı. Bir düzine vezirden ve iki düzine ocak ağasından daha ce sur çıkarak düşüncesini açıkça ve merdce söyliyen Kara Mehmedin bu hareketi, Cengiz Zadeyi utandırmıştı. Artık o da doğruyu söylemek, Sadırazama doğru yolu göstermek istiyordu ve o emelle konuşuyordu. Bu yiğit askerin hakkı var paşa hazretleri. Yanık gibi, Kumran gibi kaleleri ardımızda koyup Beçe gitmek doğru değil. Bu yıl bir yandan onları alalım, bir yandan da düşmanın darü diyannı yakıp yıkalım, elinde kuvvet ve kudret komayafrhi; kışı 'daiıi serfıacîde geçiKp îlkbaharda Beçe gidelim. Bö'yle yapar sak Beç, kendiliğinden duşer. Fakat şimdi uluorta gidersek bize karşı konu lur, sıkıntı çektirilir. Cenabm da bilir ki Nemse Kralı büyük düşmandır, adile sanile Çasardır. Bütün hıristiyan hüküm darlar ona yardım edeceklerdir. Acele etmiyelim, iyi düşünelim. Sadırazam, sert sert Kınm Hanına baktı: lnanılmaz acibedir, dedi, âli Cengizden bir Hanı âlişan dahi bir Sipahi gibi kısa düşünüyor. Tanrıya rfamdolsun ki medis Sipahi dirintilerile dolu değil. Öyle oslaydı düşmanı görmeden yüzgeri etmek zorunda kalırdık. Ve elile dağılmak işareti vererek a yağa kalktı: Ben Beçe gidiyorum. Padişahın yedirdiğı ekmeğin hakkını gözetenler, savaştan ürkmiyenler arkamdan gelir. Zühresizler evlerine dönebilir. Kırım Hanı yutkunurken Kara Meh med cevab verdi: Senden bin adım b'nde gitmiyenin yüzü kara olsun. Ben kendi payıma kimseden geri kalmam. Fakat doğruyu da söylemekten çekinmem. Tuttuğun yolun ucunda uçurum var. Ayağını denk al ki koca bir orduyu kendinle bile o uçuruma uçurmıyasın. lArkast gitmistir. Cemil Bilsel hareket etmeden evvel, Üniversitenin vaziyeti hakkında bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: « Üniversitenin üçüncü ders yılı, dün yapılan imtihanlarla sona ermiştir. Ikmal imtihanlarına, bir eylulde başlanacagi için Üniversite tam on ay çalışma halinde bulunmuş demektir. Bu on ay içinde Üniversite talebesi, yerli ve Avrupalı bütün profesörler, doçentler, asistanlar ve tercümanlar da çok çahşmışlardır. Bu seferki Av rupa seyahatimde, garb memleketlerinin beş altı Üniversitesini gezdikten sonra geldim. Korkmadan söyliyebilirim ki dünyanın en çok çalışan üniversitelerinden biriy!z. Üniversiteye bağlı herkes, bugün kendine düşen vazifeyi yapmış olmakla se vinebilir ve öğünebilir. Yı! sonu münasebetile bütün fakültelerde profesörler meclisini, yılın verimi münasebetile konuşmalara çağırdım. Geçen yılki konuşmalarla mukaveseden çıkarılan umumî neticeye göre Üniversite, ilerleme yolunda yürüyor. Profesörler, bu yıl veriminin iyi olduğunu söylüyorlar. Hatta bu yıl alınan talebe nin de umumî olarak daha iyi gelmiş olduklarını anlatmışlardır ki, bu, liselerin de iyileştiğini gösteren ehemmiyetli bir meseledir. Ben de, yıl başında bütün talebeyi kabul ettiğim sırada bu intibaı almıştım. Maarif Vekâletinin ve onun başında bu lunan sayın Arıkanm, durmadan çalışmalarile bu yıl liselerden daha iyi talebe alacağımızı umuyoruz. Türk profesör ve doçentlerin yerine ecnebi profesör ve doçent tayini meselesi etrafında yapılan neşriyata ismi karışmış bulunan Üniversite garb edebiyatı profesörü Şpitserin müddeti bitmiş ve muka velenamesinin tecdid edılemiyeceği ken disine bildirilmiştir. Bunun üzerine bu profesör, Amerikada Mişagan Üniversi tesinden vaki olan teklifi kabul ederek teşrinievvelde memleketimizden Ameri kaya gidecektir. Bu zat esasen romanoloji profesörüdür. Halbuki edebiyat şubesinde bir romanoloji kürsüsü yoktur; garb edebiyatı kürsüsü vardır. Üç sene evvel garb edebiyatı kürsüsü için profesör aranılırken kendisile yanlışlıkla mukavele yapılmıştır. Fakat bu yanlışlık yüzünden üç senedenberi Edebiyat fakültesinde romanoloji tedrıs edıldığı için bizzarure garb edebiyatı ihmal edilmiştir. Avrupadan yenıden getirilmesi mevzuu bahsolan profesö/lerden birisinin Şpitserin yerine getirtilmesi muhtemeldir. Diğer taraftan aldığımız malumata gÖre, felsefe şubesinde Lojistik dersi veren profesör Rayhenbah, son neşriyat üze rine bir rapor hazırlıyarak Üniversite Rektörüne vermiştir. Bu raporda, doçentlerin derslere iştirak etmemelerinden ve şimdiye kadar yetişememelerinden kendisinin mes'ul tutulması lâzım geldiğini; esasen bu vaziyetin, bir suitefehhüm yüzünden ileri geldiğini bildirmiştir. Ray henbah dün akşam da Edebiyat fakültesi felsefe şubesinde mevcud 15 doçenti bir toplantıya davet ederek raporunun muhteviyatını onlara da anlatmış, yeni mu kavelesi tasdik edildiği takdirde kendi lerile badema nasıl çalışacağını anlatmıştır. DENİZ ÎŞLERt Yeni Kadıköy iskelesi Halicdeki deniz fabrikasında yapıl makta olan yeni Kadıköy iskelesinin haricî kısmının inşaatı bitirilmiştir. Şimdi dahili kısımlar yapılmaktadır. Dahilî aksamda bilhassa bekleme yerleri, bılet gişeleri, tuvalet salonlan ve diğer tesisat tamamen asrî bir şekilde inşa edılmektedir. Yeni iskele Cumhuriyet bayrammda yerine konacaktır. Akay İdaresi iskelenin yerine konul ması esnasmda dört beş gün için Şirketi Hayıiyeden Üsküdar iskelesini kiralıyacak ve vapurlar bu muvakkat müddet zarfında buraya yanaşacaklardır. Kınalıada vapuru Akay Idaresinin Kınalıada vapuru dört aydanberi havuzlarda tamir edıl mek'eydi. Vapurun tamiri bitmiş, gemi tamamen yeni bir şekle konulmuştur. Kınalıada vapurunun arka taraftaki kapalı salonu diğer büyük vapurlarda olduğu gibi ortaya almmıştır. Bundan başka, vapura yeni bir baca takılmış, salonlarında değişiklikler yapılmış, salon ve kamaralardaki mobilyeler yenilenmiştir. , v. ^^... .,. ..,,.. Kınalıada vapuru bü jabah 'âeaiii indirilecei, birkacı güae kadar da seitrlere başlanacaktır. Tıb Fakültesinde Diğer neticeler şunlardır: Tıb fakültesinde son sınıf talebesi 159 kişidir. Bunun 113ü mezun olmuş, 46 sı ikmale kalmıstır. Mezun olanlann 37 si pek iyi, 60 ı iyi, 16 sı orta derecededir. Üçüncü doktorayı vererek son sınıfa geçen talebenin sayısı 158, ikmale kalanlar da 47 kişidir. Geçenlerin 52 si pek iyi, 64 ü de iyidir. Ikinci doktora imtihanına girenlerin sayısı 275 tir. Bunlardan 225 i muvaffak olmuş 50 si ikmale kalmışhr. Bunlarda iyi ve pek iyi nisbeti yüksektir. Ancak 28 i orta derecede terfi etmiştir. Dişçi mektebinin son sınıf talebesi 34 kişidir. Bunlardan 19 u geçmiş, 15 i ikmale kalmıstır. Bunlar, eski Darülfünun talebeleridir. Altmcı sömestr müda vimleri 65 kişidir. Bunlardan 46 sı mu vaffak olmuş 19 u ikmale kalmıstır. D ö r düncü sömestr talebesi, 34 kişidir. 19 u muvaffak olmuş, 15 i ikmale kalmıstır. Tıbbî tetkikat Adliye ve Üniversitede tahkikat devam ediyor Bundan bir müddet evvel profesör Nissenin yaptığı ameliyattan sonra, ihmal sebebile öl düğü iddia edilen Manisa Akıl has tanesi Başdoktoru Muhlisin ailesi bugünlerde şehrimi ze gelecektir. Diğer taraftan profesör Nissen ve Merhum Dr. Muhlis Lipman haklarında gerek Adliye ve gerekse Üniversite Rektörlüğünce tahkikata devam edılmektedir. Bu işin tahkiki bir ehli vükufa havale edilmiş ve bu meyanda, müteveffaya son ameliyatı yapan operatör Mim Kemalden de malumat istenmiştir. Halic vapurlarının yaz tarifesi Halic Idaresinin yaz tarifesi evvelki günden itibaren tatbik edilmeğe başlan mıştır. Elde vapur mevcudü az bulunduğundan, yaz günlerinin uzunluğundan ve münakalâtta da ihtiyac görülmediğinden postalarda esaslı hiçbir değişiklik yapıl mamıstır. Hatta, diğer vapur idarelerinin yaz tarifelerinin aksine olarak yaz programında bazı postaların sefer müddetleri uzatıl mıstır. Hukuk Fakültesinde Bandırmada yapılan deniz bayramı Hukuk fakültesinin eleme imtihanla rında muvaffak olup ta sözlü imtihanlara girenlerin sayısı, birinci sinıfta 1 74, ikincide 71, üçüncüde 142 kişidir. Birincide 97 kişi terfi etmiş, 28 kişi üssü mizanı doldurmamış oldukları için bir veya iki dersten ikmale, gene 49 kişi de mutlak olarak ikmale kalmıstır. Ikinci smıfta 40 kişi sınıf geçmis, 6 kişi üssü mizanı dolduranıamış olduklarından bir dersten ikmale, 25 kişi de mutlak olarak ikmale kalmıstır. Mim Kemal bu husustaki raporu alâÜçüncü sınıfa gelince: 54 kisi mezun kadarlara göndermiştir. olmuş, 50 kişi üssü mizanı doldurmamış Dün vak'a etrafında kendisinden maolduğundan ikmale, 31 kişi de mutlak lumat istiyen bir arkadaşımıza Mim olarak ikmale kalmıstır. Kemal kısaca şunları söylemiştir: Edebiyat Fakültesinde < Bugün kaybedilmiş bu hasta hakkında size malumat vermekten maale Dil derslerinin A kuruna devam eden talebe, 1037 kişidir. Bunlann 1009 u sef istinkâf edeceğim. Çünkü iş müte imtihana girmiş, bu miktarın 821 i mu hassıs ellere havale edilmiştir. Bu huvaffak olmuştur. B kurunda 1601 kişi susta bir mütalea yürütebilmek veya tetkiklerimi söyliyebilmek için jürinin vardır. 1163 kişi geçmiş, 187 si ikmale vereceği karara intizar etmek lâzım kalmıstır. Bunlar yaz kurlarına devam dır.> etmeğe başlamışlardır. Asıl fakültenin imtihanlarında birinci ve ikinci sömestrde 165 kişi vardır. Bunlardan 120 si imtihana girmiş, 37 si geçmiştir. Üçüncü ve dördüncü sömestr müdavimleri olan 80 kişiden 67 si ikmale kalmış, 13 ü muvaffak olmuştur. Eski rejim talebelerinden mezuniyet imtihanına giren 56 kişiden 16 kişi mezun olmuştur. Ilk devrede pürüzsüz terfi nisbeti ve dereceleri, çok memnuniyet vericidir. Pariste Hukuk fakültesinde tahsilde bulu nan iki talebemden aldığım mektubda, her birisinin beraber imtihana girdiği 8 kişilik talebe grupundan birer Fransızla kendılcrinin muvaffak oldukları, kalan 6 sının ikmale kaldıkları yazılıdır ki, bu nisbet talebelerimizin ve Üniversitemizin mu vaffakiyetini gösterecek bir vesikadır. Her işi tam yapan, Büyük Koruyucu ve Kurtancımızın ve hükumetin yarım adama değil, tam adama ehemmiyet verdiğini, gözönünde tutarak tam mezun olmak ve yetişmek için çalışan talebe arkadaşlarıma teşekkür eder, ikmale kalan arkadaşlarıma da muvaffakiyetler dile rim.» Isveç gemilerinde «taj görecek gencler Denizyolları Idaresile Akay müdürlüğü hesabına İsveç gemilerinde, güverte ve makine stajı görmek üzere îktısad Vekâleti tarafından aynlan denizci gencler kısım kısım stajlanna başlamaktadırlar. Bu gencler, limanımıza gelen İsveç gemiIerine taksim edilmektedirler. Evvelki gün limanımıza gelen îsveç bandıralı Norland vapuruna da iki talebe verilmiştir. iki sene sürecek olan staj müddetince stajyerler maaşlarını Akay ve Denizyolları Idarelerinden alacaklardır. Genclerin iaşeleri de İsveç gemileri tarafından te min olunacakhr. Stajı muvaffakiyetle bitiren gencler mensub, bulunduklan idarelerde terfian yeni vazifelere tayin edileceklerdir. ŞEHÎR tŞLERl Plâjlar Belediyenin tarifesine riayet edecekler Plâj sahiblerinin, geçen sene tanzim edilmiş olan tarifeye riayet etmedikleri hakkında Belediyeye müteaddid şikâ yetler vâki olmuştur. Bu şikâyetler üzerine Belediye alâkadar Belediye şube lerine verdiği emirde plâj sahiblerinin mevzu tarifelere riayet etmelerinin teminini, bu tarifeyi tatbik etmek istemiyen ler hakkında ceza zaptı tutulmasını bildirmiştir. ADÜYEDE Üç hırsız tevkif edildi Muayeneye gelmiyen otobüsler Belediye fen heyeti, haziranın sonuna kadar devam eden nakil vasıtalarının fennî muayeenlerine gelmiyen otobüsleri tesbit eylemiştir. Bunlar hakkında cezaî hükümler tatbik edilecektir. Bunlardan bir kısmının sahibi alâkadar şubelere müracaat ederek meşru bazı sebeblerden dolayı vaktinde muayeneye gelmediklerini bildirmişlerdir. Fatih civarında muhtelif yerlerden, muhtelif zamanlarda hırsızlık yaparak birçok eşya çalmak ve bu eşyalan Sa deddin isminde birine satmakla suçlu Osman, Nuri ve Mustafa isminde üç kişi yakalanarak Adliyeye verilmişlerdir. Gerek bunlann, gerek çalınmış eşyayı almaktan suçlu Sadeddinin dün Sulta nahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorgulan yapılmış; Nuri, Sadeddin ve Mustafanın tevkiflerine karar verilmiştir. miştir. Osman serbest bırakılmışbr. Mnharrem Feyzi Togay Bir eroin kaçakçısı tevkif edildi Eroîn kaçakçılığı yapmakla suçlu Dimitri yakalanarak Müddeiumumiliğe gönderilmiştir. Suçlunun dün Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorgusu yapılarak tevkifine ve evrakın da ihtısas mahkemesne gönderilmesine karar ve rilmiştir. Bandırma (Hususî) 1 temmuz denizciler bayramı Bandırmada parlak tezahüratla kutlulanmjştır. Denizciler bayramı münasebetile devair, diıkkânlar ve bilhassa limt.ıda bulunan vapur, kayıklar bayrak ve tefne dallarile donanmıştı. Merasime saat dörtte Çanakkale vapurunun devamlı düdük sesile başlandı. Bunu Liman reisinin bir söylevi takib etti. Bundan sonra yüzme ve kayık yarışları ve muhtellf eğlenceli müsabakalar yapıldı. Gönderdiğim resim ^erasim mahallinden bir manzarayı göstermektedir. «Cumhuriyet» in İzmir satış acentalığı Gazetemizin Izmîr ve havalisi »atışı acentahğını 1 temmuz 936 tarihinden itibaren İzmirde Taşçılarda Vakıfhoca sokağında 24 numaralı yazıhanede Cemil Akyüz deruhde etmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: