15 Temmuz 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

15 Temmuz 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Temmuz 1936 CUMHURtYET Almanyadan ayrılan bu yurd parçası patırtısız ve harbsiz geri dönebilecek mi? Polonya ile Almanya sıkı sıkı anlaştıktan sonra burada idare hemen hemen tamamen Nazilerin eline geçmiştir Milletler Cemiyeti Asamblesi Habeş meselesine ve zecrî tedbirlerin kaldı rılması işine bakmak için ahiren top landığı halde meclisteki müzakere ve münakaşalar daha ziyade Danzig meselesi üzerinde cereyan eyledi; Habeş meselesi adeta örtbas edildi. Danzig meselesi Avrupa müsalemetini ve dolayısile cihan sulhunu daima tehdid edegelmiştir. Bu defaki ihtilâf bu mmtakaya memur Milletler Cemi yeti komiseri İrlandalı Mr. Lesterle Danzig âyan reisi Greiser arasında memleketin kanunu esasisine aid telâkki ve noktai nazar farkından ileri gel miştir. Esasen Danzig için Mılletler Cemi yeti komiserlıği Almanya ile Lehistan arasında daima münazaa membaı ola cak olan bu mmtakanın işleri hakkın da Lehistanla Danzig serbest hükumeti arasında çıkacak anlaşmamazlıklara ve ihtilâflara bitaraf bir hakem ve sıra sına göre hâkim sıfatile müdafaada ve tavassutta bulunması için ihdas edil mişti. Komiserin bu rolü birçok defa Almanya ile Lehistan arasında sulhu tehdid edecek vahim ihtilâfların çık masına mâni olmuştu. Fakat iki sene evvel Almanya ile Lehistan kendi aralarındaki bütün meselelerde anlaşarak on sene müddetle hakem ve uzlaşma muahedesi akdeyle diklerindenberi Danzig işleri bu iki büyük devleti çarpıştıracak mahiyetini kaybetmiştir. Bu suretle Milletler Cemiyeti komiserinin faaliyet dairesi çok daralmıştır. Çünkü Danzig serbest hükumetile Le histan arasında çıkan yeni mesele ve ihtilâflarda daima Almanya iki taraf için hayirhah bir hakem sıfatmı takı narak tavassutta bulunduğundan Mıl letler Cemiyetine ve komiserine lüzum kalmamıştır. Bevnelmilel sahada müdahale ve faaliyeti asgarî hadde yahut sıfıra inen Milletler Cemiyeti komiseri kanunu esasiyi harfiyyen tatbık iddiasile memleketin dahilî işlerinin en ufak teferrüatma varıncıya kadar her işe karıştı ğmdan bu halden sabrı tükenen ma hallî hükumetle komiserin arası fena halde açılmıştır. Komiserin müracaati üzerine Asamble bu ihtilâfla meşgul oldu. * » * Avrupada yeni bir cıban başi: Danzig Memlekette yetişen Merinos koyunları Almanyadan getirilen damızlıklar işe yarıyor Bursa (Hususî muhabirimizden) Birinci beş senelık sanayi programı mıza dahil işlerin ön plâmnda gelen iki buçuk milyon liralık Merinos fabrikasınm duvarları yükselirken bu işi karşılıyacak olan Merinos ve uzun elyaflı pamuk yetıştiriciliğine de (3) milyon lıra tahsisat konarak geniş mikyasta bir teşkilât vücude getirilmiş bulunu yor. Şımdi bir taraftan fabrıkanın in şaatma, diğer taraftan da Merinos yetiştıricıliği işine fennın en son icablarına göre sistematik ve teknik bir şe kilde devam ediliyor. Türkiyede mevcud kumaş fabrika ları bugun yün iplığıni haricden al maktadırlar. Bazı fabrikalar (meselâ: Hereke ve Yüniş gibi) yün ipliklerini de kendileri imal ediyorlar. Şüphesiz, Merinos fabrikası çalışmıya başlaymca bu fabrikalar ve bundan sonra kuru lacak olanlar ipliklerini tamamen buradan alacaklar demektir. Şu hale göre: Milyonlarca kilo yapağı ışlemek ihtiyacı karşısında bulunan Merinos fabrıkasının bu ilk maddesini tamamen ne zaman verebileceğiz? Devlet, işte bu işi de programlaştır mıştır. ilk zamanlarda yerlı koyunlarımızm en ince ve en iyi yapağı ve renlerine haricden getirtılecek Meri nos yapağısı katarak, yüzde otuz tiftik ve kısmen saf Merinos yünü işliyerek kumaş fabrıkalarımızın ihtiyacı temin olunacaktır. Mıntakamızda peyderpey Merinos cinsleri arttıkça ve Merinos yünü ço ğaldıkça haricden mubayaa kesilecek tir. Yedi sene nihayetinde fabrikanın yün ıhtiyacını tamamen dahilden te min edebilmesi yolunda hertürlü ted birler alınmış bulunuyor. Yedi seneye taksim edılen bu mesaiden alınacak neticeyi anlıyabilmek için Bursadaki Merinos mıntaka müfettışlığile Karaca beydeki Merinos yetiştirme çiftliğinin çalışma sistemlerini bilmek lâzımdır. Bu iki teşekkül Almanyadan getirtılen damızlık Merinos koçlarile yerli ko yunlarımızı sun'î surette aşılıyarak yepyeni yerli bir Merinos ırkı yetiştirmeğe başlamıştır. Almanyadan getırtilen 70 koç bu sene kdylünün on binden fazla koyununu, on muhtelif mmtakadaki sun'î tohumlama istasyonlarmda aşılamıştır. Almanyadan getirtilen koçlar ne iş yapıyorlar? Evvelâ bir koç tabiî sıfatla 25 koyuna tahsis edilebilirken, sun'î surette 1000 koyun tohumlanabilmektedir. Şu halde biz doğrudan doğruya tabiî sıfat sistemini tatbik etmiş olsaydık, işin azameti ve müstacelıyeti karşısında süratle döl almak için üçer yüz lira kıy metindeki bu koçlardan daha binlercesini getirtecektık. Bu takdirde hem koçların iyi bakılıp beslenilmeleri zor bir mesele olacaktı; hem de çok fazla paramız harice gidecekti. Halbuki bugün elde mevcud (70) koç mütehassıslarm gözleri önünde çok iyi bakılarak evsaf itibarile de kendılerinden yüksek randıman alınmak mümkün oluyor. Bu koçların sıkletleri vasatî olarak 100 kilodur. Verdikleri yapağı ise 6 kilo ol makla beraber aralarmda 910 kiloya kadar veren cinsleri de bulunmakta dır. Köylülerin istasyonlara getirdikler koyunlar, Almanyadan getirtilen koç ların yüzlerini dahi görmedıkleri hal • de harıl harıl Merinos yavrusu yetiştiriyorlar. Çünkü; damızlık koçlardan, lâstikle kapatılmış vajenlere alınan tohum, mmtaka müfettişliğindekı lâbo ratuarda yapılan hususî mayi ile çok fennî bir şekilde sulandırılıyor. Mik roskopik muayenesi yapıldıktan sonr yerli koyunlara veriliyor. Kapalı tüp ler içinde tohumu sulandırmağa mah sus olarak hazırlanan mayi tohumlam istasyonlarına ve bu arada Ankaradak Orman çiftliğine sevkediliyor. Oralar da bu tüpler açılarak tohum sulandırıhyor ve her koyuna gene hususî aletlerle lüzumu kadar tohum veriliyor Bu tohumlama. tabiî sıfattan daha müemmen bir şekilde netice veriyor. Ha rada ve Orman çiftliğinde yapılan tatbikatta yüzde seksen altı buçuk yavru almmıştır. Çünkü bu usulde tohum v mayi her an kontrol edilebiliyor ve l çindekılerin yaşayıp yaşamadıkları gö rülerek ve bılinerek koyunlara veril mesi mümkün oluyor. Minareliçavuş köyünde yalnız bi günde 175 yerli koyunun tohumlandı ğını söylersem halkın bu işe nekada kıymet ve ehemmiyet verdiği anlaşılır. Bir teli, ipek telmden daha ince, daha yumuşak ve daha güzel olan Merino yününü bu sene yalnız Hereke fabri kası 111 kuruştan almıştır. İyi bir fia" olmakla beraber Merinos yetiştiriciliğ bakımmdan bu da kâfi değüdir. Köy lünün çok kazanmasma bağlı olan ü retme işi içm Merinos fabrikası bida yette. diğer sanayi şubelerimizde tatbik edılmekte olan h'imaye sistemi gibi bir prim halinde yünlere daha yüksek bir fiat vermelıdir ki, bu muazzam iş memlekette süratle yayılsm ve ihtiyacı bir an evvel temme başlasın. Talebimizi kabul eden bir formül üzerinde mutabakat hasıl oldu IBaş tarafı 1 inct sahifede] re, Büyük Britanya hükumeti, şimdi şunarı kabule amadedir: 1 Türkiyenin talebi veçhile Bo ğazlar komisyonunun kaldırılması. 2 Sovyet harb gemilerinin, harb esnasında, Boğazlardan geçişine dair ola rak Sovyetler Birliği tarafmdan kabul edilebilecek bir uzlaşma bulunması. Buna mukabil, İngiltere, bugünkü ve yannki mıntakavî anlaşmalarla birbirlerine bağlı devletlere aid gemilerin geçiş seVbestisini derpiş eden 23 üncü madde hakkında kat'î muhalefetini muhafaza etmektedir. İtalyanm Montrö konferansından u n zak kalmasının muvakkat olduğu anlaşı lıyor. M e ^ d bütün delâil bu büyük Akdeniz hutfumetinin pek yakmda Av rupa ile teşriki mesai edeceğini göster mektedir. Binaenaleyh Boğazlar meselesinin kat'î şekilde hallinden sonra vücud bu lacak Akdeniz misakının Avrupanın en nevraljik kısmında hakikî sulhu tahkim *• deceği şüphesizdir. Morning Postun mühim bir yazıst Morning Post gazetesinin dün gelen nüshasında Montrö konferansı hakkında bir başmakale intişar etmiştir. Yazının muharriri, Montrödeki bugünkü vaziyeti hulâsa ettikten sonra şu mütaleaları yü rütmektedir: «Rus noktai nazarına muhalif olan ingiliz noktai nazarı elbette ki hakka, adalete ve mantığa çok daha yakındır. Rus metalıbi kabul edilecek olursa Karadeniz Rus donanması için saklanacak bir yer halini alacak ve Akdenize çıkış hazırlıklan için bir üs olacaktır. Buna mukabil de Rusyamn düşmanları kendısini takibden muahede hükümlerile menedilmiş olacaklardır. Ayni zamanda bu noktanm kâğıd üstünde göründüğü kadar umumî sahada da kıymeti olup olmadığmı cayi sual görenler de olabilir. Çünkü bütün mesele Türkiyenin bitaraf kalması nazariyesi iizerinde dönmektedir. Bir Karadeniz devletile Karadenizde alâkası olmıyan bir devlet arasındaki harbde Türkiyenin kendi menafii hakkmda hususî noktai nazarlar beslemesi de tabiidir. Ayni zamanda bu menafii Boğazlar üzerindeki filî hakimiyeti derecesile ölçmesi de tabiidir. Anlaşma olsa da olmasa da Türkiye, bu hususta işine geldiği şekilde hareket edecektir. Anlaşma olmadığı takdirde, Türkiyenin bir muharible diğeri arasında fark gözetmekle bitarafhk kaidelerini ihlâl edeceği bir hakikat olmakla beraber, muharıblerden birinin de Türkiyeyi kendi lehine ımale için her hileye başvurarak kandırmak istiyeceği de bedihidir. Bazı devletlere fazla hukuk bahşeden bir anlaşma neticesinde bu şartlar acaba değışecek midir? Ayni zamanda, mazide olduğu gibi Türkiyenin ya bir yahud da öbür tarafa döneceği de amelî bakımdan bir kat'iyet değil midir? Türk • Ru» itilâfı yak İyi haber alan mehafilın teyid eyledi|ine göre, Türk ve Sovyet murahhas heyetleri arasında hiçbır noktai nazar ay rılığı kalmamıştır. Şimdiki halde, Fransız murahhas heyeti, Ingiltere ile Sovyetler Birliği ara sındaki noktai nazar ayrılığını gidermeğe çalışmakta ve bu hususta hakem rolü ifasına gayret etmektedir. Bu fıkir aynlığı, müstakbel Boğazlar mukavelenamesi çerçevesi içinde mıntakavî anlaşmalann tatbikına aid bulunmaktadır. Danzigten bir manzara fından kontrol edilmektedir. Danzig de ötedenberi Almanya ile bu mmtakanın birleşmesi lehinde kuvvetli bir hareket vardır. Lâkin bu harekete Lehis tan ve Fransa muhalefet etmişlerdir. Almanyada Hitler devletin başma gelip millî sosyalist partisi her işe vazıyed ederek Almanyada bütün idarî ve siyasî işler tevhid edildikten sonra Almanyanın haricinde Almanlarla mes kun diğer yerlerde olduğu gibi Danzigde de Nazi partisi peyda olmuş ve az zamanda fevkalâde kuvvet bulmuştu. İlk intihabda Naziler meb'usan ve âyan meclislerinde ekseriyeti temin et mişlerdi. 1935 senesi nisanında son yapılan intihabda Naziler bir kat daha kuvvet bulmuŞlardır. Eğer beş meb'us daha çıkarsalardı parlamentoda sülü sanı ekseriyeti kazanacaklardı. O zaman kanunu esasiyi istedikleri gibi tadil edebileceklerdi, bugünkü ihtilâf ta çık mıyacaktı. O zaman Milletler Cemiyeti komiserinin eski kanunu esasî üzere memle ketin idaresi teferrüatına karışmasma mahal kalmıyacaktı. Danzigdeki Nazi ler yeni bir umumî intihab yapıldığı takdirde sülüsanı ekseriyeti temin edeceklerine emın bulunduklarından bu nun derhal yapılmasını istiyorlar. Mil letler Cemiyeti komiseri ise buna mâni olmaktadır. Mevcud kanunu esaside siyasî akidelere hürmet ve müsavat hakkı tanın mış olduğundan Danzigdeki sosyalist ve emsali muhalif partiler azlıklarına rağmen propaganda yapıyorlar. Bütün Alman ırkı hukukunu almak için Nazi bayrağı altında birleştiği bir zamanda Danzigdeki sosyalistlerin bu Alman memleketinde millî birliğin husulüne mâni olacak ısrar ve harekâtta bulun maları efkârı umumiyeyi kızdırmak tadır. Bu yüzden sosyalistler vakit vakit münferıd taarruzlara uğramakta dır. Danzig hükumeti erkânı bu hâdiseleri her memlekete siyasî partile arasında eksik olmıyan hâdiselerden say makta ve izam etmemektedir. Milletler Cemiyeti komiseri ise bunlar için ma • hallî hükumeti tarafgirlikle itham et mekte ve şikâyette bulunmaktadır. Milletler Cemiyeti Asamblesi maz bata muharriri İngiliz Dış Bakanınm soğukkanlılığı ve Lehistanm bitara durması yuzünden meseleyi izam et medi ve bir tahkik komisyonu teşkil e derek meselenin bakılmasmı sonbaha ra geciktirdi. Danzigdeki yeni bir umtt mî seçim yapılmadığı takdirde Avru pa sulhunu daima müteessir eden bu yara bevnelmilel münasebatı gerginleştirecektir. Fakat bunun sahili çorak ve gayri mamur olduğundan Lehistanm haricle bahren derhal sıkı ticarî ve askerî münasebette bulunmasma müsaid değildi. Bunun için dünyanın en asrî limanla rından biri bulunan Danzigden istifade eylemesine müsaade edilmişti. Filvaki Lehistana bırakılan sahilde ve Danzig mmtakasımn garb hududundaki ismi yukarıda geçen Zoppotun beş kilometro şimalinde Almanların Gdyngen ve Lehlerin Gdynia dedikleri bir bahkçı limanı vardı. Fakat asrî bir şeke sokulmadıkça bu limandan istifade kabil değildi. Lehistan, Fransadan al dığı istikrazlarla muahharen burasını asrî bir liman haline getirmiş ve haricî icaretini Danzigden Gdyniaya nakletmeğe başlamıştır. Hinterlandı olan şarkî Prusyadan zaten ayrılmış olan Danzig, Lehistanla da ticaretini kay bettiği takdirde iktısaden büsbütün sönüp gidecekti. Bu yüzden vahim bir ihtilâf çıkmıştı. 1933 senesinde Danzigle Varşova arasmda yapılan dostane müzakerelerle Lehistan denizle olan haricî ticaretinin yüzde elli beşini Gdvnia ve yüzde kırk beşini Danzigle yapmağı taahhüd et mistir. Maahaza para ve gümrük işlerinden dolayı ileride yeniden birçok ihtilâflar çıkması muhtemeldır. Lehistan, Danzig limanının ke\ıdisine kâfi olmadığından şikâvet etmişti. Milletler Cemiyetinin 1928 de verdiği 7,500,000 altın dolarlık bir istıkrazla Danzingin mesahası ve nüfusu Danzig limanı bir kat daha tevsi edıl Danzig, Versay muahedesmm akdin miş ve tahmil ve ihraç kudreti son deden evvel Almanya federasyonunun en recede artırılmıstır. biyük azası Prusyanın bir eyaleti Danzigin kanunu esasisi bulunan garbî Prusyanın merkezi idi. Versay konferansı Danzıgın Millet Danzig şehrinin ve etrafınm sekenesi ler Cemiyeti sayesinde bir serbest şe kahir ekseriyeti Alman olduğu halde hir olmasma karar vermişti. 1920 se Umumî Harbden sonra yeniden dirilen nesi 15 teşrinisanisinde Danzig halkı Lehistan büyük devletinin deniz tari bir kanunu esasî tanzim etmişti. Mıl kile haricle iktısadî münasebet ve mu letler Cemiyeti 1922 senesi mayısmda vasalasını kolaylaştırması için mezkur bu kanunu esasıyi tasdık etmiştir. muahede ile Almanyadan ayrılmış ve Memleketin idaresi ahaliye bırakıl (serbest Danzig hükumeti) namı altm mıştı. da ayn bir Alman hükumeti şekline Yalnız haricle diplomasi münasebakonulmuştu. tının idaresi Lehistana verilmiştir. Bu Mesahası 1893 kilometro murabbaı kanunu esasî ile iki kamaralı bir de par dır. Nüfusu 1924 senesinde 383,995 iken lamento teşkil edilmiştir. Milletler Ce1929 senesinde 407.629 kişiyi bulmuş miyeti namına Danzigin haricle münatur. Bu nüfustan 253.235 kişi nefsi Dan sebatına ve dahildeki işlerine nezaret zig şehrinde ve 130,760 kişi de etrafta etmek için fevkalâde bir komiser tayin yaşar. Nüfusunun yüzde elli sekizi pro edilmiştir. Ayni zamanda komiser baştestandır. 1923 te tutulan bir istatistiğe hakem sıfatmı haizdir. Fakat vereceği göre nüfusunun yüzde doksan beşi Al hükümler Milletler Cemiyeti ve Cihan man ve yüzde üç buçuğu Leh ve yüzde Divanı adaleti nezdinde kabili temyizbiri Rustur. dir. Bu serbest hükumetin Danzigden Danzig limanı idaresi yarı azası Dansonra en büyük şehri 30,835 nüfusu bu zigli. Yarısı da Lehli ve reis te bitaraf lunan Zoppottur. On üçer bin nüfuslu bir memlekete mensub bir heyet taraiki şehri ve üçer bin nüfuslu dört ka sabası daha vardır. Danzig ötedenberi Avrupanın en büyük sanayi, ticaret ve seyrisefain mer kezlerinden biridir. İhracatı 350 bin mark ve ithalâtı yarım milyar mark raddesindedır. Limanma senede sekiz buçuk milyon tondan fazla gemi girer ve çıkar. Ken disine mahsus 128,676 tonluk ticaret bahrive fılosu vardır. Madenî imalât fabrikaları ve bahrî inşaat tezgâhlarile dünyanın birinci derecedeki memle ketleri sırasındadır. Konferansta bulunmıyan devletler ve yeni mukavele hakkında fikirler Hayvanlarda ana sevgisi Londra 14 (A.A.) Röyter bil diriyor: «Times» gazetesi, uzun bir baş yazı sında, Boğazlar konferansına davet olunmıyan devletlerin burada hazırlanacak mukavelename ahkâmile kendilerini bağlı telâkki etmeketen imtina etmelerini haklı gösterecek hiçbir şeyi ihtiva etmi yen yeni bir Boğazlar mukavelenamesi nin lüzumunu izah ettikten sonra ezcümle diyor ki: «Sovyet, Fransız ve Rumen murah has heyetlerinin teklif ettikleri şerait tahtında muharıb bir fılonun Boğazlardan gecişi, Türkiyeyi herhangi bir devlet ve yahud devletler grupu aleyhine bir fark gözetmeğe mecbur etmek enticesini ve rebilecektir. Mantık ve aklıselim, İngiliz noktai nazannın lehindedir. îngiliz nok tai nazarma göre, bütün milletlere karşı tatbik edilecek yeni bir Boğazlar mu kavelenamesi, ancak Milletler Cemiyeti paktına bağlı bulunduğu ve mukavelenameyi imza etmiş veya etmemiş bütün milletlere karşı ayni muameleyi gözettiği takdirde, devamlı bir kıymete malik ola Bu mülâhazalarla diyebiliriz ki gayribilecektir. Eğer yeni mukavelename, it hakikî mahiyet arzetmekte olan bir metifaklar sistemi dahilinde dönecek olur seleden dolayı konferansı teahhura uğratsa, bu kıymeti kazanamıyacağı aşikâr maktan bir fayda çıkıp çıkmıyacağı üzedır.» rinde tereddüde düşmek caiz değildir. Bundan maada bütün dünyanın hakikî Boğazlar Misakt, Akdeniz kıymet ifade etmiyen bir sürü muahedeMisakını da temin edebilir lerin yükünü beyhude yere taşımakta olAtinada çıkan Katimerini gazetesi duğu şu zamanda, bu gibi ameli kıymeti Akdeniz ve Yunanistan başlığı altında olmıyan şeylerin adedini çoğaltmak umuyazdığı bir başmakalede Boğazların tah mî itimadı selbedicidir. îlk imtihan anınkimi hakkında aşağıdaki mütaleayı yü da kırılacak bir sürü anlaşmalar akdet mektense kat'î olarak hürmet ve itaat gösrütmektedir: Başgösteren bütün zorluklara rağ terilecek birkaç maddelik mukavele hermen Boğazların tahkimi meselesinin hüs halde daha faydahdır. Boğazlann bir kanü suretle neticeleneceğini şimdiden te pıcısı olarak kudretini müdrik bulunan min edebıliriz. Boğazlar meselesi Ak Türkiye, Boğazlarda harb esnasmdaki deniz misakının çarçabuk meydana gel seyrüsefere aid münakaşalarda bariz bir mesine de sebeb olacaktır. Eğer Boğaziçi alâkasızhk göstermktir .Türkiyenin esasve Çanakkale Boğazı tahkim edilmezse lı alâkasmı bilâteahhur Boğazlan tahkim Akdeniz misakının pratik kıymeli kal işi teşkil etmektedir. Bu itibarla konfemaz. Ve bunun zıddı olarak Türkiyenin ransta sabırsızlık gösteriyorsa bu, nisbetalebi umumî takdire mazhar olursa bu ten kabili aftır. Montrö, amelî kıymetini misak Italya dahil olsa da olmasa da kaybeden muahedelerin doğrudan doğruya ve ham bir şekilde red yolile olduğu sulhun yegâne vasıtası olacaktır. kadar, dostane müzakere suretile de kaHer misak tevessü ve kanşıklıklar si bili hal ve tadil olduğunu göstermiş bu yasetine karşı ciddî bir tampondur. Türlunuyor. Şimdiki halde konferans bir çıkkiyenin talebi ilânihaye muallâkta kal mazda gibidir. Maamafih ümid etmek ması mümkün olmıyan bir meselenin sulisteriz ki haftaya tekrar işe başladığı zahan tesviyesine iyi bir fırsat vermiştir. man cümleler ve formüller üzerinde oyAyni zamanda Akdenizde toplu teminanamağı bırakarak vazifesini süratle ikmal tın muhkem temellere istinad etmesi deyolunu tutmuş olsun.» mektir. Satırlar nahiyesi Yeşilova ismile kaza oldu Danzig Almanyadan neden ayrildı? Danzig yeni Lehistan devletinin Avrupanın içinde mahsur bir vaziyette kalmaması ve iktısaden inkişaf kudre tinden mahrum olmaması için galib devletler tarafmdan Almanyadan tefrik edilmişti. Fransa, Lehistanla ittifakmdan iyice istifade edebilmesi için bu yeni devletin denize mahreç bulmasma çok çalışmıştır. Filvaki Lehistana de nize çıkmak için 80 mil genişliğinde ve 250 mil uzunluğunda bir koridor veril misti. Şu yere uzanmış yatan yabani eşek, uzun zamandanberi Holandada Amsterdam hayvanat bahcesinin mes'ud sakinlerinden biri imiş. Son hafta içinde hastalanarak ölmüş. Hâdisenin bu noktaya kadar ehemmiyeti yok. Fakat resimde yabani eşeğin yavrusunun annesinin ölüsü karşısında gösterdıği sevgi ve teessüre bakm. Usta bir fotoğrafçı öyle bir manzara tesbit etmiş ki gözleri yaşartmaması mumkün de^il! MUSA ATAŞ Burdur (Hususî) Denizli Vılâyetinm Acıpavam kazasma bağlı Satırlar nahiyesi 3012 numarah kanunla vilâyetimizin Yeşilova adlı yeni bir kazası oldu. Bu yeni kazamn teşkilâtını yapıp tesellüm muamelesinde bulunmak üzere başta Vali Savaş olduğu halde bir çok resmî memurlar beş otomobillik bir kafile halinde oraya gittiler ve köylü tarafmdan hararetle karşılanıp ayni hararetle uğurlandılar. Yukarıki resim Yeşilova kazasınm teessüsü merasiminde bulunanlan bir arada göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: