31 Ağustos 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

31 Ağustos 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHUKTTET 31 Ağustos 1936 VIYANA OONUŞU Tarihi tefrika: 140 M. TURHANTAN / / / / / Şehir ve Memleket Haberleri Bir dedikodudan £ikan cinayet Bir bahçıvan, pusu kurarak arkadaşını öldürdü Siyasî icmal Avrupada iki cephe ühim Avrupa devletlerînln, lngiltere müstesna, iki zümreye ayrılarak karşı karşıya cepı he tutmalan sulhu fena halde tehdid etmekte, zümreler süratle tebellür etmektedir. Almanya ile Avusturya arasındakl anlaşmadan sonra Almanya ile Italya arasmdaki yakmlık günden güne artıyor, 1933 te Hitlerin Venediğe gelerek Musolini ile görüşmesi bu yakmlığm temelini kurmuştu. Fakat Avusturyada Başvekil M. Dolfusun öldürülmesine sebeb olan yerli nazilerin kıyamı Italyayı Almanyadan soğutmu; ve Fransa ile anlaşmağa sevketmişrl Habef meselesinde ise Fransanm mütereddid politika takib ederek daha ziyade tngilterenin tarafını tutmasl ve geçen intihabda Fransada faşizmin can düşmanı olan sosyalistlerle komünistler cephesinin üstün gelmesi ttalyaya ye* niden Fransadan yüz çevirtri. Italyan Habeş harbinde böyuk devetlerden yalnız Almanyanın Italyaya karşı hayırhahane bir politika takib ederek zecrî tedbirlere iştirak eylememesi vö bütün sosyalist ve komünist ve demokrasi dünyalannm hep birlikte Italyaya hücum etmeleri M. Musoliniye rejim kardeşi Almanyanın nekadar faydalı vc lâzım olduğunu ve ileride dahi samimî olarak yalnız bu devletten muzaheret bekliyebileceğini öğretmişti. Bunun için mumaileyh, iki Alman devletinin anlaşma « lanna mâni olmanuf ve büâkis bunu kolaylaştırmıştır. Viyanada Alman elçisi von Papenle Avusturya Başvekili Dr. Şuşnig arasında esas itibarile anlaşma yapıldıktan sonra teferruat üzerinde sıkı müzakereler yapılıyordu. Bu müzakereler Berb'nde Avusturya sefirile Almanya Hariciye Nazın arasında bir anlaştnayı intac eylemiş ve ki Alman devleti arasında bellibaşlı bir ihtilâf kalmamıştır. Bu kat'î ve mufassal anlaşma üzerine Italya ile Almanya araundaki münasebatı gölgelendirecek bir pürüz kalmami} bulunduğundan iki kardeş faşist devleti büsbütün birbirine el verdiler. Bu samimiyetin ve ileride yapılacak teşriki mesainm remzi olarak M. Musolininin eylulde Almanyaya giderek 1933 te M. Hitlerin Italyaya yapbğı ziyareti iade edeceği haber verilmektedir. Bu suretle bolşevik aleyhtan cephenm temeli tamamile kurulmuş olacaktır. Bu bloka faşist Avusturya devleti şimdiden iltihak etmiş bulunuyor. Macaristan dahi iltihak için ciddî tefebbüslere başla • mışür. Bu maksadla Macaristan krallığmm naibi Amiral Horti Alman yaya giderek M. Hitlerle uzunuzadıya görüştü. Daha sonra Avusturya Başvekili Dr. Şuşnigle görüştö. Kendisinin Avusturyadan da Italyaya giderek M. Musolini ile görüfecegi haber verilmektedir. Toprağm, gökün, ateşin, suyun ve hayatm varolduğu gündenberi Idrlenmiyen Türk silâhına çamur sürülmüştü! Sen, dedi, ateş kuruntusile yanık acısı çekiyorsun. Gökte bulut yokken doluya tutulmaktan korkuyorsun. Padi$ahhk böyle olmaz. Amcan Muradı örnek tut, yiğit ol. Amcan, kudurmuş ocakhlann içinden kendine el buldu, bütün ocağı kurd sarmış ağile çevirdi. Sen de bu koca ülke içinde bir sadık hizmetkâr bulamaz mısın, para döküp hocalar arasına fitne sokamaz mısın? Ve bu mukaddemeden sonra ona yol da gösterdi, Anadoluda isyan bayTağı açmış olan Yeğen Osmanı ele almasmı, onun kuvvetile Istanbuldaki yobazlan sindirmesini söyledi. Kara yılanın iddiasma göre hocalan biribirine düşürmek te mümkündü. Bunun için de en ileri gelenlerden bir ikisine güleryüz göstermek, beş on kese akçe dağıtmak kâfi idi. Yıllardanberi Kızlarağasımn nüfuzu altında yaşamaya alışmış. olan Ava Sultan Mehmed işte bu öğüd üzerine isyan teşebbüslerini karşılıyacak tedbirler almaya girişti, ilkin Yeğen Osmana paşalık verdi, sonra sefere gitmek üzere bütün askerile îstanbula gelmesi için ona iltifatlı bir ferman yolladı. 5 a ki v e haydud diye anılıp dururken şimdi devlet ricali arasına sokulan Yeğen Osmanın başında dört bin levend vardı. Padişah bu kuvveti ele alarak tstanbuldaki ayaklanma temayüllerini öldürmek istiyor du. iri boylu biri giriyor. Elinde bir çökür var, belli ki şairdir. Çadırdakiler kımıldamadan ona yer gösteriyorlar ve yürek inceliğile vücud olgunluğunu bir araya getirmiş olan pehlivan yapıh şairin çömelmesi üzerine içlerinden biri soruyor: Ne var, ne yok Âşık? O, cevab olarak çökörünün tellerini seslendiriyor ve gerçekten yanık bir sesle irlamaya başlıyor: Bir ot düşmüş dağlar gibi yananm Atsız kalmıs yiğit gibi dönerim Güzel yurdum senl hergün anarvm Benim gözüm nuru, gbnlüm süruru Festivalin ikinci günü de çok neş'eli geçti Balkanlı heyetler dün Gülhane parkında muhtelif danslar ve oyunlar yaptılar I Yemeden içmeden külli beriyim Senden ayrüalı cansız diriyım Sinem üstünde bir kuru deriyim Benim gözüm nuru, gönlüm süruru Sesi ağlıyordu, çökürün telleri ağhyordu, dinliyenler ağlıyordu, ordu şairi âşık ta gittikçe coşuyordu, vecde düşüyordu. Kayabaşı bestesile okuduğu güfteyi bitirdikten sonra uzun ve çok uzun bir ah çekti, telleri koparacak gibi sert bir titreyişle bağırttı, sonra Devrirevan usulile yeni bir besteye geçti: Düsmana Gelir mi Vzaklaşıp Gelir mi giden ulkeler dahi gelir mi? giden diTber dahi gelir mi? Bahçenin gülü, goncası Kaslan hilâl incesi Şu gönlümün eğlencesi Gelir mi dahi gelir mi? Altıma postum alayım Bu arada hocalar ve şeyhler cemryeÇıkıp yollara durayım tine nifak sokmak politikasına da germı Gelen kârvandan sorayvm vermeği muvafık gördüğünden HacıevGelir mi dahi gelir mi? had Şeyhi Hüseyin Efendiye adam gönCiğer kebab olup pistt derdi, kendisinin hazır bulunacağı bir Karlı dağlan mı aştı mecliste vaza çıkmasını tebliğ ettirdi. Yoksa yolda yol mu şaştı Şeyh Hüseyin, Küçük Kara Mehmedle Gelir mi dahi gelir mi? [•] ilk anlaşan adamlardan biriydi ve PadiSusuyordu, Küçük Kara Mehmed şahı devirmek fikrine candan bağh bulu yattığı yerden başını kaldndı: nuyordu. Bu sebeble büyük bir kala Sen, dedi, güzel Budin için bir şey balığın önünde şu cevabı vennekten düzmedin mi?.. O, elden çıkh. Bari yaçekinmedi: sını çökürler inlesin. Nasihat kabul etmiyen adamın aTürk askerlerinin ruhunu sazile, düşyağına varmak caiz değildir. Zaten va'zı man gönüllerini silâhile ayni kuvvette dinleyip ne yapacak. Hak kelâm onun ağlatmayı bilen Âşık, bu soruya da tellebir kulağmdan girer, birinden çıkar. rini söyleterek cevab verdi: Ötme bülbül otme, yaz bahar oldu Boş yere rahatsız olmasm, Allahın takActkh figanın bağrımı deldi dir ettiği cezayı bekliyedursun. Karalar giymenin zamanı geldi Padişahtan selâm getiren saraylı bu Aldı Nemse bızim nazlı Budini Çeşmelerde abdest ahnmaz oldu agır cevab önünde yutkunup dururken Camilerde namaz kılınmaz oldu Hactevhad şeyhi gürledi: Şen büdiğin yerler hep harab oldu Dinelip durma, yerine dön, sana Aldı Nemse bızim nazlı Budini Budinin içinde Uzun çarşısı dediğimi öylece Hünkâra söyle! Ortada yerdedir en buyük camisi Avcı Sultan Mehmed, zamanında 8c Kâbe suretine benzer yaptsı almak düşüncesine sanlarak bu hakarete Aldı Nemse bızim nazlı Budini de katlandı ve bütün ümidlerini Yeğen Budinin içinde serdar kıztyım Anamm, babamtn iki gozüyüm Osman Paşanın yardımma bağladı. O Kafeste besli kınalı kuzuyum şehbaz levend de beş on gün sonra îsAldı Nemse bizim nazlı Budini tanbula geldi, parlak alaylar gösterdi, Cepane tutuştu, aklımız şaştı Selâtin camiler yandı tutuştu Padişaha sadakatini hissettirecek biçimHep sabi sıbyanlar ateşe düştü de nümayişler yaptı, gizli ve açık bir Aldı Nemse bizim nazlı Budini hayli ihsan aldı, büyücek bir servet yapSerhadler içinde Budindir başı tıktan sonra ilk işarette Îstanbula koşup Kan üe yuğrulmus toprağı, tasz Kim idi bilinmez şehidlerbası gelmek üzere smıra doğru yollandı. Yorulmuş gibi sustu, çökörünü de susturdu. Fakat onun hassas ve mustarib ruhu gibi dinliyenlerin de yürekleri, gözleri susmuş değildi, sessiz sessiz yaş döküyorlardı, Küçük Kara Mehmed olsun, öbür askerler olsun ağlamayı unutmuş Varadinde bir çadır. Üç dört asker, kimselerdi. kuru toprak üstünde bağdaş kurup otu {Arkası var] ruyorlar. Bir köşede Küçük Kara Meh['] Bu varsağmın pek az değişii bir eşimed yatıyor. Öbür askerlerin üstüste ko ni Âşık adlı bir şaire, Dörduncü Sultan nulan kebeleri genc Sipahiye döşeklik Murada ve Gevheriye atfedenler vardır ediyor. Yastığı da bir heybe, konuşan Gevheri, Kırım Hanı Selimgirayı 1688 de ve Istanbulda görmüş bir şairdir. Şu hesaok, hepsi susuyor. Belli ki gamhdırlar, ba göre Budin felâketi vukua gelirken onun [lemlidirler, fütur içindedirler. Bu sessiz yaşadığını, şiirlerile şöhret alıp anıldığmı sa, bu yasımsı sessizlik sürüp giderken kabul etmek lâzım gelir ve bu lüzuma nazaran da Varadinde bir çadırda okunulan adınn perdesi açılıyor, içeriye iri ve çok bir varsağıyı ona maletmek gerekleşir. Halbuki bu nümayişlere Iüzum yoktu, Padişahın Yeğen Osmana verdiği paraIar hederdi. Çünkü hocalann hedefi Istanbul halkmı bir isyana hazırlamaktan ibaret olup o isyanı bizzat idare etmek değildi. Asıl hareketi Küçük Kara Mehmedden ve onun kışkırtacağı ocaklıdan bekliyorlardı. *** Aldı Nemse bızim nazlı Budini Kible tarafından üç top atüdı Perşembe güniydi güneş tutuldu Cuma gunü idi Budin almdı Aldı Nemse bizim nazlı Budini Evvelki gece Ortaköyde bir cinayet olmuş, pusu kurulmak suretile bir adam tabanca ile öldürülmüştür. Bir muharririmizin yaptığı tahkikata göre cinayet şöyle cereyan etmiştir: Ortaköyde Dereiçi mahallesinin Tepe yerinde Hasan adında 35 yaşlannda bir adam oturmaktadır. Hasanm evinin ö nünde bahçesi olduğundan gündüzleri burada çalışmaktadır. Hasanın evinin yanmda Rıza isminde bir bahçıvanm da evi vardır. Hasanla Rıza iyi iki arkadaşürlar. Bu arkadaşlık, Hasanm, kansı ve kızkardeşile evde ettikleri kavgaları ve sözleri evinin yakm olmasından dolayı duyan Rızanın mahalle kahvesinde söylemesi üzerine bozulmuş ve bu canciğer iki arkadaş birbirlerine düşman olmuşlardır. Hasan, Rızanm çıkardığı bu dedikodular üzerine o kadar mütessir olmuştur ki mahalle kahvesine bile eskisi gibi devam edememeğe başlamış. Nihayet evvelki gün Hasan, bir arkaeğlenceîerde alınmtş muhtelif oyunları daşından Rızanm gene dedikoduya başYugoslav ve Bulgar heyetlerinin dünkü lıyarak karısile yapmış olduğu kavgalan mahalle kahvesinde anlattığını öğrenince Dün, Balkan festivalinin ikinci günü kiyetle Istanbullulara seyrettirdiler. fena halde kızmış ve Rıza ile kavga et idi. iki gündenberi Istanbulluların misa Misafirlerimizden sonra tstanbul amamek üzere yanmda yeğeni Kadri olduğu firi olan dost Balkan devletlerinin millî tör zeybek takımı oynadı ve alkışlandı. halde mahalle kahvesine gitmiştir. Kah heyetleri ve Türk gruplan ikinci müsa Sonra Çoruh takımı, daha sonra Balıkemerelerini dün Sarayburnu parkında sir Pamukçu köyü zeybek grupu, en Istanbullulara gösterdiler. Bu vesile ile sonra da Karadeniz takımı oynadılar. Sarayburnu parkınm her tarafı daha dün Bu seneki millî heyetlerimiz içinde en sabahtan itibaren Türk ve Balkan dev fazla nazan dıkkati celbeden Pamukçuletlerinin bayraklarile süslenmiş bulunu köyü zeybekleridir. Oynadıklan oyun yordu. Heyetler millî elbiselerini giymiş lar hem mütenevvi, hem de ilk esas fi olduklan halde Sarayburnu parkına gel gürleri muhafaza edildiği için folklo miştir. En son gelen Bulgar heyeti, Gül rizm noktai nazanndan büyük bir kıyhane parkını, millî şarkılarını ve havala mete maliktir. nnı çalarak geçmiş ve bu tarzdaki geçiş, Rumen kafilest reisi danslarımıza park dahilinde büyük bir tezahürata veve millî musikimize hayran sile olmuştur. Bu şenlikler hakkmda kendisile ko Saat tam 15 te sahneye çıkan Rumen nuştuğumuz Rumen kafile reisi şunları heyetinin oynadığı millî danslarla müsa söylemiştir: mereye başlandı. Rumen heyetinin gerek « Güzel Istanbulunuza ilk defa geevvelki akşam Taksim bahçesinde, gerekliyorum, tabiî millî danslarınızı da ilk se dünkü müsamerede oynadıklan dansdefa dün akşam Taksim bahçesinde seylar, geçen seneki festivalde Rumen heyerettim. Hakikati söylemek lâzım gelirse tinin oynadığı danslar kadar ahenklt te çevik olm'amakla beraber folklör noktai danslannızın zenginliği ve millî musikinazarından gene pek kıymetli idi. Rumen nizin güzelliği beni hayretler içinde bırakgencleri, kendilerini seyreden îstan tı. Ben buradan bu kadar mütenevvi ve bullular tarafından uzun uzadıya alkış canlı bir dans ve musiki beklemiyordum. Iandılar. Rumenlerden sonra Yugoslav Siz 1935 senesinde Londrada HaytUniversitelileri millî danslannı oynadılar. parkta yapılan festivale iştirak etmemekYugoslavlar, dünkü müsamerede de le büyük bir fırsat kaçırdınız. Çünkü siz «Yaşa Atatürk» şarkisile başladılar. bu kadar güzel dans ve musikinizle garbKatil Hasan Ondan sonra bir profesör tarafından ida liler için gayet zengin bir folklör mevzuu vede oturmakta olan bahçıvan Rıza, ak re edilen koro heyeti müteaddid şarkılar teşkil ediyorsunuz. Gelecek senelerde rabası Nezir ve komşusu Vangel; Hasa söyledi. En sonra da millî danslannı oy Avrupa memleketlerinde tekrar edilecek nı görünce manalı manalı gülüşmeğe ve nadılar. Yugoslav dostlanmızın gerek ilk olan festivallere ve folklör müsabakalabirbirlerine yüksek sesle Hasanm evinde söyledikleri «Yaşa Atatürk» şarkısı, ge nna iştirak edeceğinizi ümid ederim. Bu söylenmiş olan sözleri tekrar etmeğe baş rekse onu takib eden diğer şarkılan ve ge müsabakalarda dost Türkiye namma yalamışlardır. Hasan bu alaylara ses çıkar rekse dansları, seyirciler üzerinde derin pacağınız güzel tesirleri ve bırakacağı mamış ve kahveden aynlmıştır. Hasan bir heyecan uyandırdı ve uzun bir alkış nız derin inübalan düşündükçe şimdiden kahveden çıktıktan sonra doğru evine git tufamna ve candan tezahürata vesile ol bir hâz duyuyorum. miş ve tabancasını alarak bahçesinin alt du. Memleketinizi çok çabuk terkedece tarafma inmiş ve orada pusuya yatarak Yugoslavlardan sonra Bulgar heyeti ğimizden dolayı hepimiz teessür duyuyoRıza, Nezir ve Vangeli beklemeğe başla de güzel danslannı, büyük bir muvaffa ruz.» tnışbr. Saat 10 raddelerinde üç kişi konuşa konuşa evlerine gelirlerken Hasan bun lan seslerinden tanımış ve saklandığı köşeden fırhyarak tabancasile beş kurşun atmıştır. Ortalığı birbirine katan bu kurşunların hepsi de Rızaya raslamış ve a damcağız hemen yere yuvarlanarak ölmüştür. Hasan, bu işi yaptıktan sonra dağa doğru kaçmıştır. Cinayet nöbetçi müddeiumumî Hik met Sonele haber verilmiş, sabaha kadar tahkikatla meşgul olmuş, katilin akrabalannın ve komşularmm ifadelerini almış ve katilin cinayeti aile sırlannı dışarıda ifsa eden Rızadan intikam almak üzere yaptığını tespit etmiştir. Katil Hasan sabaha kadar dağlar da dolaşmış ve bir müddet evinin biraz ilerisindeki ağaclıklar arasında saklanarak uyumuştur. Sabahleyin polisler Hasanı yakalamışlardır. Katil suçunu itiraf etmiştir. Yalnız cinayeti işlediği zaman kullandığı tabancayı nereye sakladığını söylemek istememiştir. Bu yüzden dün sabahtan itibaren müddeiumumî Hikmet katille birlikte tepeleri dolaşmış ve tabancanm bulunması icin uğraşmıştır. Katil Hasan kendisile görüşen muharririmize şunları söylemiştir: « Rızanm yaptığı dedikodulardan arkadaşlarıma karşı mahçub bir hale düştüm. Artık canıma tak dedi ve tabancamı alarak her üçünü de öldürmek için yollannı bekledim. Havanın kapah ve yağmurlu olması yüzünden iyi nişan alamamışım, yalnız birini vurmuşum.» Cesed Morga kaldırılmıştır. Katil bugün Adliyeye teslim edilecektir. Beyaz peynir fiatları yükseliyor Bu sene beyaz peynir istihsalâtınm 200,000 tenekeyi geçmiyeceğinin anla şılması üzerine peynir fiatlan yükselmeğe başlamıştır. Fitalar son bir haftada 5 6 kuruş yükselmiştir. Memleketimizin normal peynir istihsa* linin 400 450 bin teneke olması lâzınr dır. Geçen seneden şehrimizde 100,000 tenekelik bir stok vardır. Bu fiatlarla bu sene peynir ihracı inr kânı kalmamıştır. Çemişkezekte ipekçilik ihya edilmelidir Çemişkezek (Hususî) Çemişkezek, bir kayalık içinde kurulmuş eski bir ka sabadır. Sokaklan dar, evleri kerpiçtendir. Şehir bakımsız bir haldedir. Fakat buranın havası ve suyu çok güzeldir. Toprakları çok mümbittir. Bu yüzden sebze ve meyva çok yetişir. Etraf bağlık ve bahçeliktir. Burada ipekçilik bir zamanlar çok meşhurdu, sayısız dut ağaclannın mev cudiyeti, ipekçiliği ileri götürmüştü, fa kat bu kazanclı iş şimdi sönmüştür. Eğer ipekçiliğe gene hız verilirse, bu kasaba iktısadiyatı için çok faydalı olacaktır. Çemişkezeğin koyun ve sığırları çok meşhurdur. Burada mer'aların çokluğu hayvancılığı inkişaf ettirmiştir. Piyasada daima Çemişkezek hayvanları aranmak tadır. Şehidliklere konan çelenkler Bu ziyaretlerde Macaristanm Baltık denizinden Akdenize kadar uzanan komünist aleyhtan bloka dahil olması için ne gibi dilekleri olduğu tafsilâtile kah edilmiştir. Macaristan herşeyden evvel silâhlanmak ihtiyacındadır. Almanya ile Avusturyadan sonra sulh muahedeleri hilâfına Macaristan silâhlandığı zaman kendisine iki büyük faşist devletin ne gibi tzmir mekteblerine tehacüm muzaheret ve himaye göstereceğini Macar krallık naibi öğrenmek istemiştir. Bu başladı işi başardıktan sonra Macaristan aşikâr Izmir (Hususî) Mekteblerde kayid surette yeni blokun dörduncü bir azasi muamelesi başladı. Izmir ve mülhakatmbulunacaktır. dan ortamekteb ve liselere vuku bulan Muharrem Feyzi Togay tehacüm çok büyüktür. Mekteblerin bu lunduklan sokaklar, çocuklar, ana ve babalan ve velileri ile doludur. Leylî meccanî olarak girmek istiyenlerin sayısı da pek çoktur. Karataştaki muallim mektebi Balıkesire nakledilmiş bulunuyor. Burası Başvekil lsmet Inönü bugün Denizyolda ya erkek veya kız lisesi olacaktır. Aylannm Izmir vapurile Panayın açmak ünca ortamektebler açılacaktır. Buna rağzere îzmire hareket edecektir. iktısad men ihtiyacın çok fazla olacağı anlaşıl Vekili Celâl Bayar da Başvekile refakat maktadır. Meselenin en mühim ciheti, ücretli ücretsiz yatılı kısımlara gösteril edecektir. mekte olan tehalüktür. Ne mekteblerin îzmirde üzüm satışlarî kendi kısımlan, ne de yurd ve pansiyon Izmir (Hususî) Üzüm fiatlan sağ" lar bu kalabalığa cevab verebilecektir. lam, satışlar normaldir. Şimdiye kadar Vilâyet vaziyetle yakmdan alâkadar olmaktadır. Kültür Bakanlığı teftiş heye bir kuruşluk bir tereffü görülmüştür. Intinden Hikmet Türk te bu iş için şehrimi cirde de fiat yükselişi vardır. lhracat de* ze gelmiştir. ilk mekteblerden alınan vamdadır. Inhisarlar Idaresi aşağı cins • randıman gittikçe vükselmektedir. Ka teki üzümlerden mübayaat yapmaktadır. Eski mahsulden pamuk kalmamış gi " zalarda talebe dolup taşıyor. Birçok kazalar, kendi merkezlerinde ortamekteb bidir. Yeni mahsulden alivre satışlan devam etmekte, fiatlar yükselmektedir. istemektedirler. Başvekil, İktısad Vekilile bugün Izmire gidiyorlar Eski mezar taşlarından bir koleksiyon yapılıyor Edirnekapıdaki Şehidlikte eski mezar taşlarından mürekkeb bir koleksiyon vücude getirilmiştir. Buradaki bazı eksik * likler tamamlandıktan sonra koleksiyon, eski Türk mezarları hakkmda etüdlerde bulunacaklara güzel bir müracaat yeri olacaktır. Sinob meb'usu Cevdet Kerim bu ko (eksiyonu tamamlamak için çalışmakta dır. • Cumhuriyet Nüshası 5 Kuniftıv j T&kiye Hariç şeraiti * * İD »* Büyük Millet Meclisinin verdiği karar üzerine Meclis azalarından mürekkeb bir heyet tarafından Meclis namma şehidliklere çelenk Ier konulduğunu yaznnştık. Yukarıki resim, fnönü şehidliğine çelenk koyma merasimini ve şehidliJK göstermektedir. Senelik 1400 Kr. VO0 Kr. Altı ayiık 7S0 1450 Üç ayhk 400 800 Bir ayhk 150 yokhır

Bu sayıdan diğer sayfalar: