26 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

26 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lik maçlarının ilk haftasmda alınan neticeler Galatasaray B e y k o z u 40, Güneş Hilâli 70, Fenerb a h ç e Vefayı S 0, Beşiktaş Süleymaniyeyi 3 1 , Topkapı d a İstanbulsporu 6 4 yendiler c CUMHURtYET 26 Birincitesrin 1936 Dtıymadıklarımız ve bilmediklerimiz 33 senede yapılan saray Tiyatro Konuşmaları Fransada bir posta müvezziinin bizzat taş taşıyarak yaptığı bina tarihî bir eser oldu Güneş Hilâl maçmdan bir görünüs lBa$tarafı l ınct sahifede\ Galatasaray: Avni Reşad, Lutfi Salim, HayTulIah, Suavi Necdet, Eş fak, Gündüz, Bülend, Danyal. Beykoz: Nihad Bahadır, Halid Turgud, Mehmed, Sadeddin Kâzım, Şehab, Kemal, Mustafa, Turhan. Oyun Galatasarayın hücumile başladı. İlk dakikalarda Galatasaraya soldan bir korner oldu. Lutfi kurtardı. Beykoz hâkim oynuyor. Galatasaray Necdet vasıtasile hücuma geçti. Galatasaray üst üste hücum yapıyor. Beykoz müdafaası favullü oynuyor. Oyunun hızlandığı bir sırada Necdetin çektiği korner dışan gitti. Necdet ve Gündüzün iyi bir şekilde anlaşmasile yapılan hücum Beykoz ka • lesi önünde güçlükle kesildi. Beykozun sağdan yaptığı bir hücum da dışan giderek kurtuldu. Top müte madiyen seyrini değiştiriyor. yeniden gayret sarfına başladı. Bütün gayret ve didişmelere ragmen netice değişmemiş. Galatasaray takımı yeni mevsimin ilk maçında kuvvetli ta kımlardan birini mağlub etmeğe muvaffak olmuştur. Güneş 7, Hilâl 0 Taksım stadında ikinci maçı Hilâlle Güneş takımlan yaptı. Her iki takım da sahaya geçen seneki kadrolannı muha faza ederek çıktılar. Hilâl: Kıns Akif, Rüstem Faruk, Salim, Zeynel, Nimet, Rauf, Nevzad, Rıza, Yusuf. Güneş: Safa Faruk, Reşad Daniş, Rıza, Hıristo Melih, Salâhaddin, Necdet, İbrahim, Rebii. Maçı, Şazi Tezcan idare ediyordu. Oyuna Güneş başladı. Tecrübeli o yunculara malik olan bu takım, çok enerjik olan Hilâl takımının genc oyuncuDanyaldan güzel bir pas alan Eşfak temiz bir şütle on dördüncü dakikada ları karşısında, ilk devrede iki gol yapmış olrnasına rağmen, müsavi bir oyundan Galatasaraym ilk golünü yaptı. Bu sayıdan sonra yapılan bir hücum fazla birşey yapamadı. Hilâl ikinci devreye birincî devreden korner oldu. Necdet dışarı attı. Nec detten güzel bir pas alan Gündüz mu çok daha iyi basjadıysa da, yedi dakika sonra Güneşin hakimiyeti altına düşmekhakkak bir sayı kaçırdı. Suaviden aldığı pası uzun bir sürüşle ten kurtulamadı. Müdafaasile muhacimgötüren Bülend on sekizinci dakikada i* leri arasında oyunun sonuna kadar kapanmıyan bir boşluk hasıl oldu. ibrahim, kınci golü yaptı. Necdetten, Gündüze, Gündüzden üçüncü golü, Necdetin bir ara pasmdan Bülende giden top güzel bir şütle kale istifade ederek yaptı. Hilâl gittikçe bozuldu. Arasıra yaptıklan hücumlar da cinin elleri arasında kaldı. bir saman alevi gibi parlamadan söndü. Muavin hattında çok aksıyan Hay Bütün yük müdafaaya binmiş olduğu rullah Beykozun Merkezden kolayca için müdafaa da bu işe dayanamadı. hücum yapmasma vesile olacak derece 27 nci dakikada, dördüncü golü, de yavaş oynuyordu. Iki tarafın bazan hızlanan ve bazan da yavaşlıyan oyu • 28 inci dakikada beşinci golü, 33 üncü nundan sonra birinci devre 2 0 Gala • dakikada altıncı golü, 37 nci dakikada da yedinci golü yiyerek 7 0 mağlub oltasaraym lehinde bitti. dular. İkinci devre süratle başladı. Hayrullahtan Danyala gelen topu güzel bir va Doğanspor 2, Davudpaşa 1 zryette süren Danyal kale önlerinde o r Taksım stadyomunda yapılan ikinci taladı. Gündüzün kale önünde yakaladı lik maçlarından Doğanspor Davudpa ğı pası güzel bir şütle Galatasaraya ü şa takımlan arasındaki müsabakayı 21 çüncü sayıyı kazandırdı. Doğanspor kazanmıştır. Bu sayıyı Galatasaray aleyhine bir korner takib etti. Korneri Reşad kurtardı. Beykoz toplu bir halde hücumlara başladı. Galatasaray muavin hattmın a ğır ve dağınık oyunu bu hücumların sık sık büyümesine yardım ediyordu. Gündüz, Eşfak, Bülend arasında Beykoz kalesine kadar yapılan bir hü cum Bülendin havaya attığı bir şütle boşa gitti. Gündüzden iyi bir pas yakalıyan Eşfak on beşinci dakikada dördüncü golü yaph. Karşısına çıkan üç oyuncuyu en rahat şekilde atlatarak kaleye kadar inen Danyal tek bajına yaptığı hücumun mükâfatını da kendi görmek arzusile çektiği şütü dışan atarak muhakkak bir golun kaçmasına sebeb oldu. Bundan sonra Gündüz ve Bülend arasında yapılan güzel bir hücum Eşfağm ofsayd kalmasile yanda kaldı. Üç dakika kadar Galatasaray kalesini saran Beykoz bu kuvvetli fırsattan istifade edemeden Bülend ve Gündüz arasında iyi bir paslaşma hücumu Beykoz kalesine kadar sürükledi. Gündüzün kuvvetli bir şütü direğe çarpmak suretile muhakkak bir sayınm kaçmasına sebeb oldu. Beykoz takımı fazla nefesi sayesinde Galatasaray kalesini hemen hemen her dakika ablukaya alıyor, kâh Reşad, ekseriya Avni bu hücumları atlatıyorlardı. Galatasarayın toplu bir hücumu Gündüze bir sayı fırsatı verdi. Fakat Gün düzün gerile gerile çektiği şüt tekrar direğe vurarak bir sayınm daha kaçmasına sebeb oldu. Beykoz Galatasarayın durgun oyu nundan istifade ederek hakikaten çok canlı hücumlar yapmağa başladı. Oyunun sonlanna doğru hiç olmazsa bir sayı çıkarmağa çalışan Beykozun canlı oyunu karşısmda Galatasaray da Necdeti içeri, Eşfağı açığa almak üzere Fenerbahçe 8, Vefa 0 Fenerbahçe stadyomunda da Fenerbahçe ile Vefa takımlan karşılaşmıştır: Istanbul şampiyonu Fenerbahçenin bu maçı merakla bekleniyordu. Fener bahçe bu maça Hüsameddin Lebib, Fazıl Reşad, Aytan, Cevad Niyazi, Naci, Ali Rıza, Esad, Fikret. Vefa ise, Muvahhid, Saim, Vahid Abdüş, Hüseyin, Namık Hasan, Lâtif, Gazi, Muhteşem, Mustafa şeklinde çıktılar. Fenerbahçe derhal hücuma geçti. Oyunun başlannda Muhteşemin güzel bir şütünü Hüsameddin kurtardı. Esadın çektiği bir iki şüt te dışan kaçtı. On beşinci dakikada Naciden, Ali Rızaya giden topa Esad yetişerek ta kımı hesabma ilk sayıyı yaptı. Bu golden sonra Fenerbahçe tamamile hakim bir vaziyet almıştır. Devrenin sonlanna doğru Ali Rıza Fenerin ikinci sayısını yaptı. Fikret te ferdî bir hücumla üçüncü sa yıyı yaptı. Devre bu suretle 3 0 bitti. ikinci devrede Fenerbahçe süratli bir şekilde oyuna başladı. Esaddan gelen iyi bir pası Ali Rıza gene gol yaptı. Fenerbahçenin hakimiyeti altında Vefa ta kımı müşkül vaziyette kalmağa başladı. Niyaziden aldığı bir pası Ali Rıza Vefa kalesi yakınmdan içeri atarak beşinci golü yaptı. Fenerbahçenin sağdan yaptığı hücumlar kesilmez bir hale gelmişti. Niyaziden pas alan Naci altıncı ve biraz sonra gene Naci yedinci golü yaph. Pek az sonra Naci Fenerin sekizinci sayısını yaptı. Fenerbahçe takımı dün çok ahenkli bir oyun göstermiş ve bilhassa muavin hattı cok güzel oynamıştır. Beşiktaş 3, Süleymaniye 1 Şeref sahasında yapılan bu maçı hakem komitesi reisi Sadi Karsan idare etti. Beşiktaş takımı, Mehmed Ali Hüs Yazan: Selâmi îzzet Sahne hayahnı bizde en iyi kavra mış, o hayat üzerinde etraflı incelemeler yapmış ve birçok ta tenkidî yazılar neşretmiş olan Selâmi İzzet, hayli emek ve hayli bilgi mahsulü olup son birkaç yıl içinde muhtelif gazetelerde çıkan musahabelerini, tahlillerini, tenkidle rini unutulmaktan korumak için topladı, «Tiyatro Konuşmaları» adı altında bastırdı. Orta çapta 108 sahife tutan, zarif bir kab içinde basılan bu eserde tiyatroya taalluk eden on bir musahabe ile sekiz tenkidî yazı var. Musahabelerin birincisi: <Sosyoloji bakımmdan tiyatro» başlığını taşıyor. Tiyatroyu tarihin ihatası hududu dışında, tarihten evvelkı devirlerde arayan ve bulan bu yazı, fransızcadan alınmıştır. Fakat muharrir, tiyatronun insanlık kadar eski ol duğunu ispat etmeğe çalışırken Türk tarihinin köküne kadar el uzattığı ve o tarihten vesikalar topladığı için yazı, en çok bizi ilgilendirecek bir mahiyet almıştır. Bu sebeble ben, bilhassa bu musahabe üzerinde durdum. Selâmi İzzetin çok selis bir üslubla yaptığı nakle göre, tiyatro tarihi ilk dram nümunesini eski bir Türk efsa nesinde buluyor. Bu, bizi mahzuz edecek bir hükümdür. Fakat yazıda kısa ca anlatılan efsane, bizim bildiğimiz şekilde değildir, asliyetini kaybetmiştir, Anasını yiyen yavru taşıdığı içtimaî kıymetten de uzaklaş Dünyadaki mahlukları Âkilüllahım tırılmıştır. ve Âkilünnebat diye ikiye ayırırlar. Selâmi tzzetin nereden tercüme ettiÇamurun içinde yaşıyan «rhabditis> i ğini söylemediği bu musahabede ileri simli birnevi kurd vardır ki, anasmın sürülen efsane, Türk tarihinde Dokuz karnında canlanmağa başlaymca der Oğuz menkibesi diye meşhurdur. Çin hal anasını yemeğe koyulur. Daha lilere ve Iranhlara da geçmiştir. Efsa dünyaya çıkmadan vahşetin bu derenede Buğu Tekin, Selâminin yazısında cesini irtikâb edecek kadar sefil mahYuğu olmuş ve bizce o efsanevî adamın luku, ne et yiyen, ne ot yiyen sınıfa aotuz göbek sonra torunu bulunan Yuyırabiliriz. Buna isim bulmak biraz lun Tekinle Çin hakanı arasında geçen güç. Çünkü, hayata, anasını mideye inkız alıp verme hâdisesi de tahrif olunadirmekle adım atan bir hayvan kimbirak yazılmıştır. lir sonra sonra neler yer! Gene bu yazıda cemiyetin tekâmülü Bu ana katilleri, içinde teşekkül ettikleri zara sığamıyacak kadar büyü izah olunurken cBoy» dan <Sop» ve dükleri zaman, zar patlar ,yavru kurd soptan «aşiret» çıktığı söyleniyor. Hallan analarının karnında serbest bıra buki sosyolojik chemalara göre aile ve kır. Bunlar da derhal faaliyete geçer cemiyet tekâmülleri makus bir inkişaf ler ve analarını içi boş bir torba hali takib ederek ailede ok Phratricten ne getirinciye kadar kemirir, yiyecek başlar, boy, soy, ocak merhalelerini abirşey bulamaymca dışarı fırlarlar. şar, yuvada karar bulur. Cemiyet te Hayırlı evlâd da bu kadar olur doğ kâmülü ise aile tekâmül safhalarının rusu! zıddına olarak büyüye büyüye inkişaf eder. Aşiretten üliğe, illikten ilhaalı nü, Faruk Hüseyin, Rifat, Feyzi Eş ğa, sonra sultanlığa ve sonunda millî devlete geçer. jSop» un bu mevzuda yeref, Şerti, Nâzım, RafetK Cemal. ri yoktur ve zaten bu kelime mühmel Süleymaniye ise: Nuri Ruhi, Re lugatlerdendir. ceb, Sabri, Kâmil, Bürhan Raufi, MuKitabm ilk yazısı üzerinde böyle uzaffer, Daniş, Süreyya, Raif şeklinde sazunca duruşumun sebebi, frenkçeden haya çıktılar. tercüme yapılırken Türk tarihine taal Oyun Beşiktaşın hücumile başladı. luk eden bahislerde dikkatli davran Rüzgâr altında kalan Beşiktaş, Süley mak lüzumunu tebellür ettirmek içinmaniye açığınm kuvvetli bir jütile dör dir. Yoksa, bir kısmma ilişik ettiğim düncü dakikada gol yedi. csosyoloji bakımmdan tiyatro» yazısı Bu sayıdan sonra Beşiktaş gayretli oy umumiyet itibarile gerçekten değerli namağa mecbur kaldı. Beşiktaş merkez dir, derin bir inceleme mahsulüdür. muhacimi otuzuncu dakikada kuvvetli Selâmi İzzetin bu kitabda görülen bir sütle beraberliği temin etti. «Tiyatro mektebi», «Otello faciasını Pek az sonra Nâzım, Eşreften aldığı seyrettim», «Üç müşahede, üç mülâhagüzel bir pasla altıncı golü yaptı. Devre za» başlıklı yazıları, bizde tiyatronun 2 0 Beşiktaşın lehinde bitti. İkinci dev yüksek bir san'at sahnesi olabilmesini re tamamile Beşiktaşın hakimiyeti al istiyenlerce ibretle okunması gerekli tında geçti. Beşiktaş hücum hattı bütün olan düşüncelerle doludur. Istanbul Behücumlarına rağmen bir türlü sayı yapa lediyesi ve Kültür Bakanlığı da bu ya mıyorlardı. Yirminci dakikada Rafet to zılarla alâkalanmalıdır. Fakat bence şu güzel eserin en canlı pu ortaladı, merkez muhacim Cemal ü yeri, muhtelif piyeslerin tenkidlerini çüncü golü yaptı. ihtiva eden son sekiz yazıdır. Selâmi, Süleymaniyenin müdafaasile geçen oişte bu yazılarda sahne ilmine olan deyun 3 1 Beşiktaşın galibiyetile bitti. rin vükufunu satır satır gösteriyor. BeAnadolu 0, Eyüb 2 nim takdire değer bulduğum taraf, yegâne sahne münakkidimiz olan bu genc Şeref stadında yapılan bu müsabaka da iki tarafın fazla gayretine rağmen ilk muharririn garb intikad usulüne sayğı devre sıfır sıfıra bitti. İkinci devrenin göstermekteki yüksek itinasıdır. O, başkalarmın yaptığı gibi üstünkörü çonlarına doğru Eyüb takımı üstüste hüdavranmaz. İlkin piyesin mevzuunu, kicumlara başladı ve biri penaltıdan ol min tarafından ve nasıl yazıldığını, nemak üzere iki gol yaparak maçı kazan relerde ve ne suretle temsil olunduğudı. nu anlatır, sonra bizdeki oynanış tar Feneryılmaz 2, Ortaköy 0 zını tahlil ve tenkid eder. Bu sebeble kendisinin imzasını taşıyan her tankidî tkinci küme maçlanndan olan bu o yazı, sahne edebiyatı tarihinden nefis yun da çok heyecanlı oldu. Feneryılmaz bir parça mahiyetini alır. «Tiyatro Kohâkim bir oyundan sonra 2 0 galib gel" nuşmaları» kitabmdaki Karamozof kardi. deşler, Ölçüye ölçü, Tosun, Geciken ceza, Per Günt, Tohum, Faüst, Beyaz Kasîmpaşa 2, Beylerbeyi 3 gömlekliler yazıları da işte bu kıymetikinci küme maçlarından Kasımpaşa, tedir, başlıbaşma birer san'at nefise Beylerbeyi takımlan Kadıköy sahasında sidir. karşılaştılar. Müsavi bir şekilde cereyan Selâmi İzzetin bu yolda yürümesi eden maç Beylerbeyinin 3 2 galibiye hem sahne hayaümız, hem millî kitabtile bitti. hanemiz için çok faydalı oldu ve bun îstanbulspor 4, Topkapı 6 dan sonra da öyle olacaktır. Bu maç hakikaten güzel ve heyecanlı Af. TURHAN TAN oldu. Topkapı kuvvetli bir hücumla ilk sayıyı, biraz sonra da ikinci sayıyı yaptı. İstanbulspor da bu iki sayıya muka • Usküdarla Çengelköy arabele etti. Topkapı üçüncü sayıyı da yapsında otobüs seferleri tığından devre 3 2 Topkapının lehinde Kuleli Askerî lisesi muallimleri alâbitti. kadarlara müracaat ederek Usküdarla ikinci devre Topkapı 3 îstanbulspor Çengelköy arasında otobüs seferleri da 2 sayı daha yaptılar, oyun bu suretle yapılmasım istemişlerdir. Muallimlerin 6 4 Topkapının galibiyetile bitti. bu müracaatleri is'af edilmiş ve Üskü Ankara Atış poligonu darla Çengelköy arasında muayyen zaAnkara 25 (Telefonla) Şimdiye manlarda otobüs seferlerine müsaade ekadar Türk Spor Kurumunun bir şubesi olarak çalışan Ankara Atış Poligonu dilmiştir. İleride bu seferler Beykoza önümüzdeki teşrinisani ayından itiba kadar temdid edilecektir. Bu karar Boğaziçi halkını sevindirmiştir. ren Belediyeye devrolunacaktır. Pot, kıranı ol duğu kadar ya nında kırılanı da utandırır. Bakınız Amerikada kırı lan şu potun aza metine: Amerika Cum hurreisinin zevcesi Madam Roosevelti şöyle böyle tanı yan bir kadın, ge çenlerde kendisini ziyarete gitmiş. Bir müddet küçük bir salonda bekledik ten sonra büyük bir salona alınmış ve orada Madam Roosevelt tarafından kabul edilmiş. Ne konuşacaklarsa konuşmuşlar ve kadıncağız gitmek üzere müsaade rica et miş. Bu sırada, Madam Roosevelt, misafire, kâtiblerden birinin refakatinde «Beyazevi» gezmesini teklif etmiş. Kâtib, misafire Eeyazevi gezdırmeğe başlamış ve evvelâ, kadının ilk beklediği küçük salona girmişler. Kâtib bu sa lonu şöyle tarif etmiş: Burası ehemmiyetsiz ziyaretçile rin bekleme odasıdır! Kâtib kırdığı potun belki de farkında değildir amma, küçük salonun ta vanı mutlaka misafirin başma inmiş tir. Pot 33 senede yapılan ideal saray Fransanm Hauterives kasabasında vaktile posta müvezziliği yapmış olan Cheval nammda bir adamın inşa ettiği İdeal Saray diye anılan garib bina hakkında, Pariste çıkan Vu mecmuası şu tafsilâtı veriyor: Sokaktan bakınca çam ağaçlarının tepeleri ve bir sarayın eğri büğrü kuleleri görülüyor. Kapının yanmda bir tabelâ asılı. Üzerinde şu yazı var: «Mahzen lere 2 frank duhuliye ile girilir.» Eşiği geçince sarayın şimal cephesile karşılaşılıyor. 26 metro uzunluğunda, 14 metro genişliğinde, 12 metro yüksekli ğinde bir çimento yığını. Üzerinde o kadar fazla ve o kadar sık tezyinat var ki, bunlann teferrüatı ve güzelliğini meydana çıkarabilmek müteaddid defalar bir kaç saat dolaşmağa vabeste ve tarifi ise sahifelerle yazı yazmağa mütevakkıftır. Binanm yapılışmda biçimsizlik esas olmak üzere her türlü üslub göze çarp • maktadır. Bu binayı yapan Cheval Ferdinand namındaki adam 1836 da Drome eyaletinde Charne kasabasında dünyaya gelmiştir. Bir zamanlar Ceza yirde fırıncılık yaptıktan sonra 1860 seDe&iade Hauteriveste posta müvezzii olmuştur. Bu adam, hatıratında diyor ki: « Posta mÜYezziliğimde, her gün Hauterivesten Terrannea kadar yürür, bazan karların buzlann içinden, bazan çiçekli kırlardan geçerdim. tnsan, ayni dekor içinde mütemadiyen yürürse vakit geçirmek için olsa olsa düşünür. Ben de düşünüyordum? Okuyuculanm, «ne düşünüyordun?» diyecekler. Hayalimde, her türlü muhayyilelerin fevkinde bir peri sarayı kuruyordum. Fakat hayaliırr de canlandırdığım bu sarayın heyeti u mumiyesi o kadar pitoresk bir şeydi ki, en az on sene dimağımdan silinmedi. bir şekli vardı. Yanıma aldım evime götürdüm. Ertesi gün ayni yerde ayni taşın daha güzel şekillerini buldum. Bu taşlar, yavaş yavaş silinmeğe başlıyan saray hayalini tekrar canlandırdı ve tabiatin yarattığı bu taşlan toplayıp sarayı bunlarla inşa etmeğe karar verdim.» Cheval, anlattığı bu tarihde, yani 1879 ta 42 yaşmda bulunuyordu. Bu karan verdiği günden itibaren hergün bu taşlardan toplamağa, küçüklerini ccplerine, iricelerini el arabasma doldurarak taşımağa başladı. Bu taş taşıma işi tam 27 sene sürdü. Akşamlan, yol yürümekten ve taş toplayıp taşımaktan bitab kaldığı halde şuursuz denilebilecek bir gayretle ve şöhret hırsile işe koyuluyor, topladığı taşlan, müstehaseleri ve haceri se* ma\i parçalannı çimento ile karıştırarak sarayını inşaya devam ediyordu. Kasabalılann istihzalanna ragmen, Cheval, tam 33 sene bu işle ugraştı. Ön* ce cepheyi sonra şimal ve cenup cephe • lerini inşa ettikten sonra bitişik bahçeyî satm aldı, sarayını garbe doğru biraz daha genişletti. Inşaat 1912 de bitmişti. Fakat saray, içinde oturulmasına imkân olmıyan, alelâcaib, koca bir oyuncuktan ibaretti. Bu iş bıttikten sonra, Cheval, kasabanın mezarlığında kendi mezarını inşa etmege başlamış ve 8 sene de bununla uğraştıktan sonra 24 ağustos 1924 te 51 müştür. Iptidaî san'atle delilerin ve çocuklarra elJerinden çıkma işlerin bir araya top • lanmasından hasıl olmuş hissini veren bu (îdeal Sarayı) nm her tarafını sözde süsliyen mühayyel mahluk şekilleri vt türlü türlü hayalî resimler, kabartmalar arasında «burada uyumak istedim», Bir gün, gene böyle yürürken, aya «mühayyel bir sarayın methali», «hayal ğım birdenbire bir taşa takılmıştı. Eğil nerede hakikat olun> gibi divanece, mana* dim taşı yerden aldım. Son derece garib sız cümleler hakkedilmistir. Fransız radikalleri kongresi dün kapandı [Baştarafı 1 inci sahi',ede\ ğunu tebarüz ettirmiş ve demiştir ki: « Eğer hükumetin düşmesini istemiyonak, ona muzahir olmamız ve kendi doktrinlerimizden mülhem halkçı cephesi programının tatbiki yolunda onu tutmamız lâzımdır.» vermektir. Biz şu fikirdeyiz ki memleketin meşru ve haklı sosyal kanunlar yüküne tahammül edebilmesi için fabrikalarda ve tezgâhlarda azamî surette ça lışmak lâzımdır.» Biarritz 25 (A.A.) Radikaller kongresi dün mesaisini bitirmiş ve M. Şotan, M. Herriot ve M. Sarraut taraflarından müştereken kaleme alınıp M. Daladier tarafından takdim edilen bir karar suretini ittifakla kabul etmiştir. Bu kararda, demokrasinin üssülesası olan hukukubeşer beyannamesinin, mal ve mülk masuniyetini teyid eylemekte bulunduğu hatırlatılarak, fabrika, tez gâh, çiftlik ve dükkân işgal etmenin hürriyete karşı tecvizi gayrikabil bir tecavüz demek olduğu ifade edilmekîedir. Karar, radikal doktrinlerin aynîle tatbik edilmesi lüzumunu göstermektedir: 1 Beynelmilel sylhu muhafaza vt Milletler Cemiyeti paktı ahkâmma ria yet 2 Millî müdafaanın takviyesî. 3 Kanun dairesinde umumî niza * mın korunması ve fesad cemiyetlerinin silâhtan tecridile dagıtılmalan. 4 Sosyal ihtilâflarm uzlaşma ve mecburî hakem usulile halli. 5 Hükumet otoritesinin her türlü tecavüzden korunması. 6 Bütçe muvazenesini temin için elden geldiği kadar çalışılması. Karar şu suretle nihayet bulmaktadır: Radikal doktrinlerin prensiplerini, hükumetin faaliyeti dahilinde müdafaaya devam için, kongre kabineye dahil bulunan radikal mümessillere itimadını beyan eder.» Celse, Marseyyez söylenerek kapatıl mıştır. M. Daladiyenin sözleri Biarritz 25 (A.A.) Radikal sosyalist kongresinde müteaddid nutuklar söylenmiş, bu arada M. Bayet ve M. Gernut halkçı cephesinin devamı ve M. Bonnet de maliyede nizam lehinde bu lunmuşlardır. En son söz alan M. Daladier şu beyanatta bulunmuştur: « Kongre azalanmn fikirleri arasında ancak çok ufak nüans farklan vardır. Hiç kimse, halkçı cephenin dağıl masını istememiş ve hiç kimse sosyal ka nunları tenkid etmemiştir. M. Roche'un komünistlere karşı olan hücumunu anlamıyorum. Çünkü burada yapacağımız, herşeyden evvel bir radikal programı tesbit etmektir.» M. Daladier, bundan sonra, Avrupada yapılmakta olan yeni mistiklerden bahsederek demiştir ki: « Burada bizde şimdiye kadar mistik yoktu ve hiçbir zaman da olmıyacaktır. Biz, demokrat ve ferdiyetçi bir partiyiz. Fransızlar için, koyun sürüsü ve yahud karmca yuvasından daha yüksek idealler vardır: Her türlü plânlı ekonomi teşebbüsü ancak bir sınıfın ve yahud bir partinin diktatörlüğüne müncer ola caktır. Biz, müstahsili yeni yeni istibdadlarm altına sokmayı değil, fakat ona hürriyetini vermeği istiyoruz. Cumhuriyetçilerin vazifesi, ekonomiye yeni bir inkişaf

Bu sayıdan diğer sayfalar: