27 Aralık 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

27 Aralık 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Birincikânun 1936 CUMHURIYET SON TELEFON HABERLER... TELGRAF TELSiZLE Hfidiseler arasında Kahramanlık misali! rvünyanın bütün mücadeleleri arasında Millî Mücadeleye ve dünyanın bütün müdafaaları arasında Gazi Antepe izafe edildiği nisbette, mucize kelimesi, fazla «uiistimal edilmiş bir edebiyat istiaresi olmaktan çıkar. Mucize tabiat kanunlarının altını üstüne getirmektir. Tabiat kanunları der ki çokluk azlığa, tokluk açlığa, silâhın demirini kızdıran cepane, ruhu kızdıran öfkeye, ateş ete, kurşun kemiğe galebe çalar. Anteb bu kanunları tersine çevirdi. İçeride Ermenilere, dışanda dişinden tırnağına kadar en modern silâhlarla mücehhez Fransız ordusuna karşı, zerdali çekirdeğinden yapılma, karın doyurmıyan, zehir gibi acı ekmekler yiyerek, aç açına, silâhsız, parasız, yardımsız, fakat korkusuz kendini jnüdafaa etmiştir. Çokluğu âciz blrakarak riyaziyeye, tokluğu âciz bırakarak fizyolojiye ve silâhları âciz bırakarak fiziğe aid kanunları utandıran bu kahraman azlığın, bu şerefli açlığın, bu mukaddes öfkenin adı Gazi Anteb mucizesidir. Gazilerin gazisi, kahramanlann kahramanı, şereflerin şerefi Atatürk ne güzel söyledi: «Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü Gazi Anteblileri kahramanlık misali olarak alabilir.» Bu, Türklerle dolu her toprağımız için müspet plânda olduğu kadar, onlann haklarım tanımak îstemiyenler için de menfi plânda ne yakın, ne canlı, ne ibret verici bir misaldir! SON HATIRALAR: Halid Ziya Uşaklıgil ° Çindeki gergin vaziyet tamamile sükun buldu ÇanKayŞek'i esir eden General ŞangSuiLiang Nankin'e gelerek kendisînden af diledi Nankin 26 (A.A.) Mareşal ŞangKayŞek tayyare ile ve refakatinde ka nsı ve M. Donald olduğu halde buraya geldiği zaman tayyare meydanında ken disini iki yüz bin kişiden fazla bir kala balık karşılamış ve şiddetle alkışlamıştır. Maresal ŞangKayŞek serbestisini büyük bir mikyasta karısınm cesaret ve ze kâsına medyun bulunduğunu söylemiştir. İki saat sonra Maresal ŞangKayırLiang da yanında Tsvsoong'un olduğu halde gene tayyare ile Nankine gelerek Tvsoong'un evine inmiştir. Mareşal ŞangSuLiagn buraya gelır gelmez Mareşal ŞangKayŞek'e aşağıdaki mektubu göndermiştir: «Ben bir köyliiyüm, sert tabiatliyim ve tahsil görmemiş bir adamım. Bu sebeb lerden dolayı bu caniyane hareketi yap tım. Pişman bir halde bugün sizin arka nızdan Nankine geldim. Bu gelişimin sebebi, burada işlediğim cinayete yakışan cezayı beklemektir. Eğer memleketim i çin hayirli ise, ölümü dahi kabul ediyo rum. Dostluk hisleriniz, bana lâyık olan muamelenin yapılmasında sizin için bir mâni teşkil etmemelidir.» Sanıldığına göre Şang Kay Şek'in yakında bir beyanname neşrederek Şang Su Liang ile şensi komiseri Yang Hu Şeng'in sadakatlerini bildirecek ve hareketlerinin bir isyan gibi telâkki olunmaması lâzım geldiğini tebarüz ettire cektir. Bu beyanname, ayni zamanda, meselenin malî bir esas üzerine halledildiğini de kat'î surette yalanlıyacaktır. Şang Kay Şek ile ayni zamanda esir edilmiş olan Dahiliye Bakanı Ge neral Şang Tso An da serbest bırakılmıştır. Nankin'de ve diğer Çin şehirlerinde ilân edilmiş olan örfî idare yarın kaldı rılacakhr. Çin gazeteleri, meselenin hallini, iyi düşünen efkârı umumiyenin militarizme karşı bir zaferi gibi telâkki etmektedir. Şang Su Liang'ın Nankin'de bulun ması ekseriyetle Şang Kay Şek'le tam surette barışmış olduğuna bir delil sribi sjösterilmektedir. MHMMMIılllMi!im...tf.M........ SARAY ve ÖTESi İHEM D NALINA MIHINA Fakat.. ten sonra Ömründe hiçbir zaman bu kadar u zun söz söylemek tecrübesinde bulunmamış olan Mefruşat Müdürii, kesik kesik cümlelerle, ve söyledikçe daha ziyade sinirlenerek, fakat. edatile açılan ihtirazî mütaleasını ikmal etti. Bize anlattı ki Yıldız sarayının, asıl saray ıtlakına §a yan olan yüksek duvarlarla çevrilmiş geniş sahada mevcud binalarla bunların dışında kalan müştemilâtınm mukadderatı, gerek binaların gerek muhteviyatmm, velhasıl Abdülhamidden kalan bütün kanşık mirasın aidiyeti takarrür edinciye kadar, bugünün sarayı ve onun Hazinei Hassası her türlü vesaitten mahrumdur. Bugün Mefruşat idaresinin ambarlarında mevcud olan ve işe yaramaz, hiçbir dü zene kabiliyet gösteremez kırık dökük, eski püskü şeylerle, işte önümüze konu • lan acib sofradan başka tertibata kıyam edilemez; Mebeynin bugünkü madud erkânına birer oturacak yer, hele gece nöbetleri için birer yatak, sarayın her tarafı dökülüp saçılan mefruşatını tecdid ve ıslah edebilecek surette bir çare düşünülemez. Kolumuzu kanadımızı kıran bu mütaleaları sükut ile dinliyorduk. O devam etti ve hulâsaten dedi ki: Haremi hümayunda yeni Padışahın kadmları, şerr zadeleri ve bunların tevabii için hiçbir istihzaratta bulunmak imkânı yoktur. Her yer boş, her köşe yeniden yaratılacak bir âlemdir. Bunlan dinlerken herkesin zihnine tek bir fikir geldi. Hükumet mahlu' Padişahın şahsına aid sarayına ve bunların eşyasına aidiyet ve taalluk cihetlerini halledinciye kadar Hazinei Hassaya ve yeni saltanat makamına calis olan zatın em rine verilmek mantıkî ve zarurî olan eşya için âcil bir tedbir ittihaz etmelidir. Bunu icab ettiren esbabı aid olan makama der hal anlatmak işini başmabeyinci hasbel vazife üzerine aldı. Gülerek: Hangi makama?.. diye sordum. Henüz îstanbul ve bütün memleket mukadderatmı elinde tutan bir makam yok görünüyordu. Hal'ı müteakıb azim bir kargaşalık içinde idare faaliyeti, hep, dişleri bozuk bir çark halinde sar sıhp gıcırdıyordu. Mefruşat müdürü, tabla usulünün i! gasına, herkesle beraber pek taraftar idi. Bu usulün nekadar zor ve yeni bir saray için ne derece çirkin bir iş olduğuna, ve onda devam edilecek olursa ihtilâsın, israfın önüne geçmeğe imkân bulunamıyacağına işaret ettikten sonra meselâ haremi hümayua için, ağavat ocağı için tably d'hote tarzında umumî sofra yapılamıyacağma, fakat bu istisnalardan başka, Mabeyinde erkân ve memurine, hatta müs tahdemine mahsus medenî ve asrî bir şekilde yemek vermek hem mümkün hem pek lâzım olduğuna dair izahat verdi. Mütalealarmın bu ikinci kısmmda te ahhur etmedik; asıl, vukua gelecek müracaat yapılacak işlerin iptida noktasını teşkil ediyordu. Bu müracaatin nereye icrası lâzım geleceğinde henüz bir sarih fikir tebellür etmeden toplantıya bugün için nihayet verdik. Ben de biraz kâtib beylerle görüşmek ve yapılacak bir iş varsa onunla meşgul olmak için kitabet dairesine mahsus ol mak üzere intihab olunan deniz cihetinde ve Hünkârın huzuruna kabul edildi ğim odanın altında kâin büyük odaya geçtim. Arzedilmek üzere Sadaretten gelmiş müstacel kâğıdlar vardı. Bunların iradei seniyesi nasıl istihsal olunur, Babıaliye ne suretle iade edilir, bana anlattılar. Mektubii Sadaretten gelen Medhi bu usulü pek iyi biliyordu ve bana lâzım gelen dersleri verdı. Birden, telâşla bir bekci içeriye girdi ve bana yaklaşarak: Mahmud Şev ket Paşa geldi, şimdi başmabeyinci beyle görüştü, galiba huzura çıkacak, fakat daha evvel sizi görmek istiyor!.. dedi. Hemen çıktım, Mahmud Şevket Paşa nm, elinde bir çerkez kamçısile, asabî adımlarla, sanki enini boyunu ölçüyormuş Hayır, mağlub olsak ta kabul etmeyiz! çimizde şöyle düşünenler var: Hatay Türklüğünün mukadderatına alâkadar olmaktan vazgeçemeyiz ve Hatay'ın Suriye boyunduruğu altına gir mesini kabul etmemiz için, silâhla girişilen bir harbde mağlub olmamızdan başka ihtimal ve yol yoktur. 6 Fransada hayat pahalılanıyor mu? Madenî sanayi ameleleri bunu iddia ederek zam istiyorlar Paris 26 (A.A.) Madenî sanayi sendikası namına M. Dour, Başvekâlet dairesinden avdetinde sendikalar evinde madenî sanayi amelesinin yapmış ol dukları bir toplantıya iştirak ederek Başvekâlet ıimumî kâtibi M. Jules Moch ile yapmış olduğu görüşmeler hakkında malumat vermiştir. M. Blum, heyeti pazartesi günü ka bul edecektir. O zaman yeni hayat pahalılıkları alâimi mevzuu bahsolacaktır. Hükumetin, para kıymetinin düşürül mesi üzerine hasıl olan hayat pahalılığı dolayısile ücretleri arttırmak salâhiyetini kendisine bahşetmiş olan kanunî madde ahkâmını tatbik edeceği ümid olunmaktadır. Hükumet, hayat pahalılığı alâimini görmeden evvel ücretleri arttırmıya caktır. Toplantı nihayetinde kabul edilmiş olan takrir de hükumetten hayat paha lılığına karşı mücadele etmesi istenil mektedir. Bir facia Massouah 26 (A.A.) Cesare Battisti vapurunda vukua gelen bir infilâk neticesinde 26 kişi ölmüştür. 100 den fazla da yarah vardır. PEYAMI SAFA Şehrimizde kurulan Hatay Cemiyeti IBaştarafı l inct sahifede] Hatay'lılar Cemiyeti bu merasime îstanbulda bulunan bütün Antakya ve Iskenderunlulan davet etmiştir. Mera simde bazı zevat tarafından nutuklar söylenecektir. Bundan sonra merasime iştirak edenler, ellerinde müstakil Hatay bayrakları olduğu halde Hatay marşını söy liyerek Taksim abidesine gidecekler, Cumhuriyet abidesine bir çelenk koya caklardır. Hatay'lılar burada da nutuklar söyliyeceklerdir. Avrupa Yılbaşmı neşe ile geçiriyor Fransada seyahate çıkanların sayısı 30,000 i buldu Paris 26 (A.A.) Son dört gün zar fında «kara trenleri> Paristen büyük bir hayhuy içinde hareket etmiş ve bunlarm miktarı iki misli artmıştır. Bütün rökorlar kırılmıştır. Bilhassa Lyon isiasyonunda fevkalâde bir hareket görülmüştür. Meselâ ayın 23 ünde saat 19.30 la sabahın üçü arasında 52 tren ağız ağza dolu olduğu halde bu istasyondan hareket etmiştir. Bunlardan 48 i Dijon'a gitmiştir. Seyahate çıkanların miktarı 30 bin tahmin edilmektedir. Bunlardan 10 binden fazlası kış sporları yapmağa gitmek tedir. Bu hareket, istasyonlara büyük bir faaliyet manzarası bahşetmiştir. Tren ler, üçer buçuk dakika fasıla ile hare ket ediyordu. Skilerle, patenlerle mücehhez olan, şarkı söyliyen, bağırıp çağıran bir çok kimseler koşa koşa geli yor, trenlere atlıyor ve on gün evvelinden tutulmuş olan yerlerini işgal edi yorlardı. Hareket istasyonlarmdaki bu faali yetin yanmda 15 ağustostaki tehacüm pek ehemmiyetsiz kalmıştır. Üç kol halinde ilerliyen taksiler, mütemadiyen borularını öttürüyor, trenleri kaçırmamağa uğraşıyordu. Bu fevkalâde muvaffakiyet, hükumetin kış sporlarını herkesin kesesine uy gun bir hale koymak için sarfetmiş olduğu mesai ile izah olunabilir. Spor işleri Nazırı M. Lagrande, «halk kış sporları doğmuştur> demişti. Göçmenler için getirilecek kereste [Baştaraft 1 inct sahifede] Bu karar, 945 malî senesine kadar mer'i olacaktır. Şimdiye kadar göçmenler tarafından getirilen ve bir kararname ile muvakkaten muafiyetten istifade eden keresteler ve şimdiden sonra getirilecek keresteler gümrükten muaf olacaktır. Hükumetin getirteceği kerestelerin parası Romanyadaki bloke paralar üzerinden ödenecek, bu suretle ihracat tacirlerinin paraları kısmen kurtarılmış olacaktır. Fransız bütçesine yapılan bir itiraz Paris *26 (A.A.) Âyan meclisi ma liye encümeni 1937 bütçesi mazbata muhamri M. Abel Gardey, hükumet projesindeki bazı varidat tahminlerine itiraz etmekte ve 1937 senesi adi büt çesini şu veçhile tesbit etmektedir: Kredile 48,092 milyon Varidat 42.752 > Açık 5.340 » M. Gardey, 1937 senesinde hükumetin mühim krediler istiyeceğini ve masarifin karşılığmı bulmak çok çetin olaca ğmı. çünkü devletin ve umumî kollek tivitelerin çok borclanmış olduklarmı ve bu borcların 400 milyardan fazla olduğunu ehemmiyetle kaydetmiştir. Ankara 26 (Telefonla) Çanakkale Valisi Nizameddin, Üçüncü Umumî Müfettişlik Başmüşavirliğine tayin olunmuştur. Üçüncü Umumî Müfettiş Tahsin Uzer, rahatsızlığı münasebetile kısa bir müddet mezun olacağından Nizameddin yakında vazife başına hareket edecek tir. 3 üncü Umumî Müfettişlik müşavirliği çasına dolaştığı sarayın medhal sofasına kadar seğirttim. Beni görünce, söyliye ceği ve yapacağı için hiç mukaddeme yapmağa lüzum görmiyen bu aceleci ve telâşçı adam bana derhal: Sizinle uzunca görüşeceğim, dedi; odanıza kadar Biz böyle düşünmüyoruz. gidelim... Hatay'ın Suriye boyunduruğu altına Gülerek: Henüz bir odam yok, girmesini, bir harbde mağlub olsak ta şurada burada ilişiyorum. Kapının ya gene kabul etmeyiz. Çünkü biz, mağîub nındaki salonlardan birine geçelim... olduğumuz zaman da, boynumuza takıldedim. mak istenilen boyunduruğu kırıp atan bir Yürüdük ve yürürken söyledi: Ha milletiz. berim var. Sarayda hiçbir şeyiniz yok Büyük Harb sonunda, galib devletler, muş. Şimdi Lutfi Bey anlattı. Defterime kaydettim. Hemen emir vereceğim. Sa zannetmişlerdi ki Türkiye de, Almanya raya lâzım olanı Yıldızın mümkün olan gibi, Avusturya Macaristan gibi, Bulgaristan gibi, kendilerine boyun iğecek yerlerinden Hazinei Hassaya versinler. Durdu: Bunun için nasıl bir yol tu tir. Halbuki öteki mağlublar, galiblere tarsınız? diye yüzüme bakarak sordu. mutavaat ederlerken Türkiye, Büyük Hemen zihne sadır olan en makul yolu Şefin işaretile tekrar silâha sarıldı. Kendi iradesmi kabul ettirinciye kadar çar söyledim: pışh. Böylece, nihayet galib devletler, Hazinei Hassanın pek iyi kaideler le davrandığına vâkıfız. Oradan bir he Kamâl Atatürkün Türkiyesine boyıın yet teşekkül ve bir defter de tesbit edile iğmeğe mecbur oldular. Maziden ders ve ibret almak gerektir. rek makbuz mukabilinde lüzum görüle Hatay Türklüğünün mukadderatıle cek olanı tesellüm eder. Bu heyete saray namma ikinci mabeyincinin de mümkün alâkadar olmaktan vazgeçmemiz için, oldukça iştirak veya nezaret etmesini tasavvur edilebilen tek ihtimal ve yol, kendisinden rica edelim... bir harbde mağlub olmamız değil; an cak ve yalnız, haklı isteğimizin kabulün Pek doğru!.. dedi. Oturulup görüşülebilecek bir yere iliş den ibarettir. tikten sonra sordu: Siz ne yapıyor Bu işin başka çaresi olmadığı böylece sunuz? Ne iş görüyorsunuz ? biline! Görülecek işlerin çokluğundan, kan şıklığından kısaca bahsettim. Hep başını silkerek ve elile kamçısını sıkarak dinli yordu. Gayet seri bir intikal ile anlıyor ve küçük siyah gözlerinin tasvib mana sile mukabele ediyordu. Birden başka bir suale sıçradı: Lutfi Beyle nasılsınız? Ben de, onu teklid eden bir tereddüdsüzlük ve acelecilikle cevab verdim: Gayet iyi. Kendisini ötedenberi tanr VBaşmakaleden devam] rım. Dostuz ve iyi geçineceğiz. Akvam Cemiyeti meclisinin birinci Adeta yalvaran bir sesle cevab ver * toplantısile ikinci toplanb arasında bir di: Aman, rica ederim, dost olunuz anlaşma tedbiri olarak başvurulan Paris ve iyi geçininiz. Sizin ikinize pek güve müzakereleri bu suretle fiyasko verdikten niyoruz... sonra şimdi nazarlar ve meraklar meclisin Bu itimad manasını, bugünün, elinde ikinci toplantısı üzerinde temerküz etmiş en büyük iktidar ve kuvveti rutan adamı bulunuyor. Ancak, yukarıki yazımızda ağzından da işitmiş olmak teşekkürünü da söylemiş olduğumuz reçhile, Akvam hafifçe başımı eğerek ifa ettim. O, cünr emiyeti meclisi siyaset mülâhazalannı lesini bir ihtarla ikmal etti: hak ve adalet icablarına feda edecek ka Bendegândan kendinizi koruyu dar olgunluk derecesine henüz vâsıl olnuz. Zaten Hünkânn etrafında muzır mamış bulunduğundan bu ikinci toplanolabilecek kimse de bırakmadık ya... dan da müspet Wr nerice çıkabileceğini Ben biliyordum ki hal'ı müteakıb şurada zannetmiyoruz. Olsa olsa Akvam burada, ezcümle Yıldızda ve yeni HünCemiyeti meclisi ötedenberi tecrübe kânn etrafında nekadar şüphe verebilecek kimseler varsa, hepsi bir arada, ne mev edilmiş olan maharetini kullanarak ki ne sınıf farkı gözetilmeğe vakit bulu meseleyi uzatmak için bazı tâli kanamıyarak İdarei Mahsusanın bir vapu rarlar verecektir ki bunlar bizim daruna tıkılmış ve Selâniğe gönderilmşiti. vamızı halletmiyeceği gibi mevcud Orada da şehre çıkarılmıyarak hakların hastalık uyuşturucu ilâclarla şifa veda yapılacak müamelenin takarrürüne ka rilebilecek dereceyi çoktan geçmiş dar vapurda ahkonuluyorlardı. Bunun olduğundan Türklerin Cenevreye giiçindir ki biz saraya gelince Padişahın derken ne halde iseler ayni suretle etrafında bendegânından pek azını bul avdet edecekleri söylenebilir. Biz bu iş üzerinde en son sb'zü ~ muştuk. Fransızlar Anlaşmak İstemiyorlar! Ankara Parti kongresi bitti Ankara 26 (Telefonla) İki gündenberi devam etmekte olan Ankara Vi lâyet kongresi bugün sona ermiştir. Ankara Valisi kongre azalarına bu akşam Karpiç salonlarmda bir ziyafet vermiştir. Ziyafette C. H. P. Genel Sekreteri Şükrü Kaya da hazır bulunmuştur. îzmirde eşek eti satanlar C. H. Partisi Bursa vilâyel kongresi açıldı Bursa 26 (Telefonla) C. H. Partisi Vilâyet kongresi bugün Bursa Valisinin kısa bir nutkile açılmıştır. Müzakerelerden sonra gece 120 kişilik bir ziyafet verilmiştir. Roma 26 (A.A.) Reveillon şenlik leri, geçen sene Habeşistan harbinin kayguları içinde oldukları halde bu sene o kaygulardan kurtulmuş olan Ro malılar tarafından şetaretle tes'id edilmiştir. Kral ailesi, Milâd yortusunu hususî surette Villa Savoia'da tes'id etmiştir. M. Mussolini, senelerdenberi ilk defa olarak Noel yortusunda Romadan ayrılmış ve kendi doğmuş olduğu yere gitmiştir. Ankaraya kar yagıyor Ankara 26 (Telefonla) Üç saattenberi kar yağmaktadır. Her taraf bembeyaz karla örtülmüştür. İzmir (Hususî) Bundan bir müddet evvel, îzmirde bir şahsm eşek keserek etini, dana eti diye piyasada kaçak olarak sattığı anlaşılmıştı. Şimdi de Yaşar nammda bir Çingene, bir eşeği kesip te derisini yüzerken yakalanmıştır. İşin içinde hırsızlık ta vardır. Yaşar, zavallı eşeği Söğüdlü gölde otlarken görmüş, biraz ötelere doğru alıp götürmüş ve daha sonra ayaklarını bir kemendle bağlayıp bu işi becermiştir. Şimdi halk arasında sık sık bu mevzu Yunanistanın Ankara sefa konuşuluyor: Bunlar, yakayı ele verenlerdir. Ya reti Başkâtibi vermiyenler?. Senede midemize acaba Atina 26 (Hususî) Yunanistanın nekadar eşek eti iniyor? Ankara elçiliği Başkâtibliğine Rodos konsolosu Arepiropulos tayin edilmiştir. Ankara elçiliği eski Başkâtibi Vatiki odis, Bükreş elçiliği Başkâtibliğine nakledilmiştir. Romada neşe ve şetdret Mahmud Şevket Paşa ile muhavere bu raddeye gelince odaya Lutfi Bey girdi; kendisine mahsus, acele etse bile iır sanda ağır ve yavaş tesirini yapan yürir yüşünün en çabuk şeklile ilerledi, ve, tam bir saray adamına mahsus bir eda ile, onu görünce benimle beraber ayağa kalkan Mahmud Şevket Paşaya: Şev ketmeab efendimiz zatı devletinize mun • tazırdırlar; dedi. Paşa bana: Sizi tçkrar görmek isterim, başka konuşmak istediğim mese leler var, dedi ve beni acaba nelerden konuşulacak merakı içinde bırakarak istical ile odadan çıktı. müzü en evvel söylemiştik. O ka dar ki bazı kimseler bu derece i leri gitmiş olmayt bir blöf telâkki etmişlerdi. Hakikatte o sözler dü şünülmüş bir karartn tam ifadesi idi. Bugün ayni sözleri muhafaza etmekteyiz; çünkü «</ün» ile «bugün» arasında ne meselenin mahiyeti, ne de Türklüğün istidat ve hassasiyeti bakımtndan değişmiş birşey yoktur. Mesele bizim için bir diplomasi meselesi değil, ha • yatî bir zarurettir. Paris müzakerelerinin inkıtaa uğHalid Ziya UŞAKL1G1L raması hüsnüniyetimizi müteessir etmekle beraber bize soğukkanhlığımızdan birşey kaybettirmemiştir; Bulgaristan da Habeş ilhakını tanıdı Sofya 26 (A.A.) Resmen bildi rildiğine göre hükumet Adis Ababa'da bir başkonsolosluk ihdasına karar ver mişrir. Bu karar, Habeşista'nm Italya tarafından irhakî keyfiyetinin Bulgaristanca tasdiki gibi telâkki olunmaktadır. Bursada kar Bursa 26 (Telefonla) DündenbeAnkara 26 (Telefonla) 1937 Paris ri burada şiddetli bir kar fırtınası başla sergisine iştirak şeklini tesbit etmek ümıştır. Kar her yeri kaplamış ve şehirle zere pazartesi güriü Maliye Vekâletin bazı mıntakalar arasında münakalât in de bir komisyon toplanacaktır. kıtaa uğramıştır. Eski Küba Cumhurreisi Paris sergisine iştirak edeceğiz çünkü meselenin düşünülebilen bütün ihtimallerini biz hesaba katmıştık. Bu yeni vaziyet karşısında Cumhuriyet hükumetinin nasıl bir si yaset ve hareket takib edeceğini şimdiden söylemek mümkün de ğilse de şurası muhakkaktır ki Ankara Hükumeti meseleyi behemehal halledecek ve Türk huku kunun taviz politikasına kurban edilmesine müsaade ve meydan vermiyecektir. Ismail Müştak MAYAKON Posta ve telgraf müvezzilerine zam yapılacak Ankara 26 (Telefonla) Yeni posta, telgraf ve telefon teşkilât kanun lâyi hasile iki bine yakın posta ve telgraf müvezziile hat çavuşlarmm maaşlarma birer miktar zam yapılacaktır. Miami 26 (A.A.) Küba eski Cum hurreisi M. Alberto Herrera'ya bir otomobil çarpmıştır. Dört kaburga kemiği kırılmış ve bir omuzu şiddetle zedelenmiş oldueundan sıhhî vaziyeti çok ciddidir kazaya uğradı Amerika da Adisababada konsolosluk ihdas etti Roma 26 (A.A.) Messagero gazetesi muhabirine beyanatta bulunan Amerika sefiri şöyle demiştir: « Amerika, AdisAbaba'ya bir konsül jeneral tayin etmekle kalmamış, konsolos yola bile çıkmıştır.>

Bu sayıdan diğer sayfalar: