January 16, 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

January 16, 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 tkincikâmm 1938 CUMHURİYET SON Hfidiseler arasında Meydan ve park irçok defalar, bu sütun, meydan hasretile doldu. Istanbulun darlığından şikâyet eden son yazılanmdan birinde, yeni meydanlar açmak dururken eskilerini kapatan şehreminlerinden ve belediye reislerinden bahsetmiştim: Cemil (Paşa) Sultanahmed meydanını, Haydar (Bey) Beyazıd meydanını, Bay Muhiddin Üstündağ Eminönü ve Taksim meydanlannı daraltmak için ellerinden geleni yaptılar. Fakat, bugünlerde, galiba Celâl Bayarın daima güzel yollara uzanan parmağının bir işaretile, dört meydanın genişletilsceği müjdesini ahyoruz: Bir devlet mahallesi haline geleceği söylenen Sultanahmed meydanmda, camiir etrafını çeviren molozlar kaldirılacakmış; Nafıa Vekâletinin tasavvuruna göre Sirkecide, istasyondan Ahırkapıya kadar olan mesafedeki teneke mahalleleri yık tırılacak ve gann arkasma da lstanbulun en büyük meydanlarından biri açılacakmıs; Eminönü ve Taksim meydanlarının da genişletilmelerine karar verilmiş, diyorlar. Ruhunda büyük meydanlann iştiyakı olup da bu kararları hemen tasvib ve icra haline geçtikten sonra da hemen tebrik etmiyecek tek bir Istanbullu var mıdır, bilmem. Fakat, gazeteler gene bize haber veriyorlar ki bu genişletilecek meydanlara, meselâ Sultanahmed camiinin bir tarafına ve Sirkecidekine birer park ya pılacakmış. Bu habere teessürle inanmak mecburiyetindeyiz. Çünkü bizim yerli şehircilerimizin kafasında, park ve meydan, mektub kâğıdı ve zarf gibi her zaman içiçe ve birbirinin mütemmimi gibi düşünülür. Nerede meydan varsa oraya küçük veya büyük bir park oturtmak illetine tutulmuşuzdur: Fatih, Beyazıd, Sultanahmed, Taksim meydanlannda olduğu gibi. Büyük davalar Ankarada yapılacak Millet Meclisi binası Müsabakaya iştirak eden mimarların projelerini beynelmilel san'at âleminin en yüksek şöhretini haiz profesörler tetkik edecek Ankara 15 (A.A.) B. M. Meclisi binası projelerini tetkik etmek üzere te sekkül etmis olan jüri azasından İsveçli Prof. İvar Tenzbom'la Holandah Prof. V. M. Düdok ve tngiliz Prof. H. Robertson, Ankaraya gelmislerdir. Bu müna sebetle açılan müsabaka ve jürinin te şekkül tarzı hakkında biraz malumat vermeği muvafık görüyoruz: Jüri, müsabakaya iştirak etmemiş milletlerin mimarları arasından seçil miştir. Filhakika Ankaraya gönderilmış olan projeler arasında İsveçli, İngiliz ve Holandah mimarlara aid hiçbir proje yoktur. Jüri azasmın her biri beynel milel san'at âleminin en yüksek şöhre tini haiz mimarlarındandır. Bunlardan İsveçli Prof. Tenzbom Stokholm'de nobel mükâfatmın tevzii merasimi yapılmakta olan meshur <Konserler sa rav> ını inşa etmiş ve ancak vakrti mü said olmadığından dolayı Türkiye parlamentosu için proje yapmaktan itizar ederek jüri azalığını kabul etmiştir. Muhtelif milletlere mensub mimarlar tarafından Ankaraya gönderilmiş olan projelerin adedi 14 tür. Jüri, bugünden itibaren her gün bir proje tetkik etmek suretile takriben iki hafta kadar bu isle uğraşacak ve neticede üç proje tefrik ederek hükumete arzedecektir. Bunla rın arasından birinin intihabı hakkı hükumete aiddir. San tehlike ve beyazlar Bugün Yazan: LUC1EN ROMİER Sarıların, beyaz ırk tahakkümünden kurtulmaları lüzumunu iddia eden müstakbel Japon Başvekili ve Japonya Dahiliye Nazın Amiral Suyetsugu, tafra furuşun, zevzeğin, yahud suihazme müptelânm biri mi acaba? Bilâkis, çok iyi yetişmiş, kibar ve nazik, gururdan münezzeh, ve o muzır militarist vasıflarından külliyen muarra bir bahriyeli. Garb ve Amerika gazeteleri, onun, sözlerini usulen tekzib etmesini safiyane 1 beklediler... Faka hiç birşeyi tekzib etmedi. Neyi tekzib etsin? Söylediği şey ler, çiçek açan kiraz ağaclarından ve çayhanelerden başka şeyler öğrenmek için Japonyaya giden Avrupalılann ve Amerikalıların alışık olduğu sözlerdir. Japon, alâyişçi fakat ciddî bir millettir. *** Japon, son derece ciddidir, maluraa tmın hududu nisbetinde ne kendini aldatır, ne başkasına aldanır. Ve malumat edinmek hususundaki gayreti de malumdur. Kendisini hassaten alâkadar eden şeyden, dikkatini başka tarafa çevirmek maksadile söylenen süslü cümlelerle ve parlak sözlere karşı tamamen bigâne dir. Karşısındakinin iradesini, kuvvetini veya zâfını, her an, bir böcek dikkat ve htimamile yoklar. Kuvvet kendi tarafında bulunmadığı zaman, hakaretlert ta hammül hususunda son derece sabur ve metodlu bir soğukkanlılığa sahibdir. Fakat «millî vazife» sini görmek zamanının hulul ettiğine kanaat getirince, heyecanlanır, taassubu ve gururu artar. Kendisine iras edilen zararlan ve mazhar olduğu lutuflan hiç unutmıyan gayet yaman bir muhasibdir. Bu itibarla, başkalarmın, hesablı işten ibaret olan tezahüratmı, hissiyat veya ideoloji telâkki edemez. Japonya, Japonlan, beyazların tahakkümünden kurtulmağa davet suretile yaptığı teklifin ne mana ifade ettiğini pek iyi bilir. Teklifi, Alman, ttalyan veya Fransız usulü «milliyet» modasına uyan bir romantizm değildir. O, sadece, sanları, beyazların kendilerine faik olmadığı ve beyazlarla sanlar arasındaki tefrik, beyazlar tarafından sanların aleyhine olarak yapıldığı için, badema, sarılann da beyazlara aynen mukabele etmesine bir mâni bulunmadığı kayfiyetini müşa hedeye davet etmektedir. *** Yüksek îktısad ve Ticaret mektebi kuruluşunun 55 inci yılını idrak ediyor Yurda birçok münevverler yetiştirmiş, ve yetiştirmekte olan Yüksek İktısad ve Ticaret mektebimiz bugün kuruluşunun 55 inci yılına eriyor. Elli beş yıllık ömrü gibi bugünkü ve yarınki varlığını, memleketin ekonomik ve teknik tekâmül ve inkişafı önünde gittikçe ehemmiyet alan ihtiyaca ve bunu karşılamaktaki canlılığına borclu olan bu mekteb, ilk defa 1883 te (Hamidiye Ticaret Mektebi Âlisi) ismile Şehzadebaşındaki küçücük bir yapınm çatısı altına sığınarak kurulmuştu. 1924 senesine kadar talebe sayısı hiç bir zaman 5060 ı geçmiyen mektebin bugün 130 u kız olmak üzere 1000 talebesi olduğunu söylemek, onun hangi devirde inkişaf ve terakki yoluna girdiğini ifade edebilmek için kâfidir. Bu rakamlann evvelâ memleket, sonra da mekteb hesabına işaret ettiği realiteler vardır. Son on sene içinde millî Sarı ırkın beyaz adamları Asyadan ekonomi ve endüstri teşkilâtı sahaşmdakoğacağını resmen söyliyen Japon ki faaliyetimizin tarihimizde misli görülDahiliye Nazırı Amiral Suetsugu memiş bir dereceye yükselmesile bilgili pek işe yaramadığ görüldü. 1937 de ise.. ve şuurlu elemana duyulan ihtiyacın artJaponlann, mevcud hüsnü münaseba ması. Işte bu ihtiyaca karşı da, tabiatile ta rağmen, «san tehlike» hakkındaki artan talebe akmı. Alman edebiyatını ve Mussolini'nin ayni Mekteb de bu vazîyet karşısında mümevzua dair olan parlak makalelerini temadi bir gayretlc kadrosunu ve teşkilâunutmadıklan da tasa^ur edilebilir. tını, hatta binasını genişleterek Türk *» * gencini, ekonomik ve teknik kültürle doBeyazların Uzakşarktaki büyük ese yuracak feyizli bir ocak haline gelmiştir. rinden, maddî ve manevî sahada, bütün Bugün (Yüksek îktısad ve Ticaret insanlar için müsavi bir ders ve menfaat mektebi) ve ona bağlı (Ticaret Lisesi) manası tazammun eden şeylerin hâlâ ya ve (Orta Ticare* mektebi) unvanını taşaması ihtimali vardır. şıyan müessese 1917 ye kadar (Ticaret Fakat, geri kalanı, bir kuvvet muva Mektebi Âlisi) namile tek kısımlı ve sırf zenesine, vesait ve üstün vaziyetler ara bir meslek mektebi halinde kalmıştır. sındaki mütekabil vaziyetlerin farkına 1917 1913 de ilk ıslahat yapılarak bağlı kalacaktır. (Ticaret Mektebi Âlisi) biri (kısmı evMaamafih, Japonyanın nisbî kudreti vel), diğeri (kısmı sani) adile ikiye bö ni ve hesablarındaki ciddiyeti bu derece lünmüş ve bunlara bir de 3 sınıflı (kısmı azımsadıktan sonra da, bunun makus amelî) ilâve olunmuştur. vaziyeti izam etmeğe lüzum yoktur. 1925 te daha geniş bir reform yapıl Uzaksarkta, beyazların bir kısım ser mış, (Ticaret Mektebi Âlisi) nin kısmı vetini mahveden vahim inkıta, müspet evveli (Yüksek Ticaret), kısmı sanisi de değişikliklerden ziyade menfi hâdiselerin (Ulumu Âliyei Ticariye) adını almıştır. neticesidir. Avrupanın, içine düştüğü di Kısmı amelisi ise 3 sınıflı bir (Orta Tivanece tefrika menfi bir hâdisedir. Av caret) haline konulmuştur. rupa, mücehhez, bilgili ve müsellâh ye1933 te (Ulumu Âliyei Ticariye), gâne kıt'a olmak itibarile, bu tafrikadan (Yüksek îktısad ve Ticaret mektebi) ve fazla müteessir olmıyabilirdi. Fakat, bu onun kısmı evveli olan (Yüksek Ticaret) gün, ancak tesanüd sayesinde mevzileri de (Ticaret Lisesi) yapılmıştır. ni muhafaza edebileceği bir dünyada, o (Orta Ticaret) ise 2 sınıflı olmak üzeyüzden, acze «Jüşmü' bulunuyor. Avrupa re (Küçük Ticaret) namını almıştır. Asyasmın en geniş ülkesi olan Rusyanın Yüksek kısmın bugün üç şubesi vardır açıktan acığa hareket etmek hususundaki ki, bunlar da, ticareti maliye, dış ticaret aczi, ve Pasifik'in en büyük milleti olan ve konsolosluk, banka ve muhasebe şuBirlesik Amerikanm istinkâfı da birer beleridir. menfi hâdisedir. Beyazların bu manevî Bütün bu ıslahat yalnız bir unvan deanarşi ve siyasî inhitat vaziyetinde en ğişmesinden ibaret kalmamış, ayni za ufak bir kalkınma husule gelse, beyazlar manda bir teşkilât değişimi mahiyetinde medeniyetinin sadece tutunması değil, olmuş ve ders vaziyetlerini, programla hatta daha fazla itibar kazanması husurını istihdaf etmiştir. sunda hiçbir güçlük çekilmiyecektir. ŞaBir kelime ile, bu mekteb; memleke kird, üstadına, ancak, imtisal nümunesi tin kendisind'i istediği kafa ve kültür olarak gösterdiği hareketlerle kıymet biamelesini, en mükemmel kalitede yetiştiçer. rerek, ^öğsümüzü gere gere iftihar ede Luclen Romier bileceğimiz bîr nurlu yuva olmuştur. Bugün 55 inci kuruluş yılını kutlulı yan bu yuvanm çocuklanna en samimî duygularla sonsuz muvaffakiyetler dile M. Miçesco'nun Ankara ziyareti Gıda maddeleri üzerinde etüdler Başvekilimiz, önce Gene Komisyon, Başvekilin ral Metaksas'm ziyaretini reisliğinde toplanarak tetkikata başladı iade edecek Ankara 15 (Telefonla) Yeni Ru men Hariciye Nazırı Miçesco'nun An karayı ziyaret edeceği anlaşılmaktadır Başvekilimiz Celâl Bayarın dost ve müttefik Balkan memleketleri merkezlerine yapacağı seyahat, bazı ziyaret lerden sonra olacaktır. Celâl Bayar, Bükreşten evvel Yunanistana giderek General Metaksasın zivaretini iade edecektir. Romanva seyahatinin bundan sonra yaoılacağı anlaşılmaktadır. Ankara 15 (Telefonla) Gıda maddelerini ucuzlatma yolunda devam eden çalışmalar mühim bir safhadadır. îktısad Vekâletinde Başvekil Celâl Bayarın reisliğinde de bir toplantı yapıl mış, toplantıda Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri Şükrü Kaya, îktısad Vekili Şakir Kesebir, İstanbul Valisi Muhiddin Üstündağ bulunmuştur. Toplantıda birkaç gündür çalışmakta olan komisvonun tesbit ettiği esaslar tetk ; k olunmuş ve rapor üzerinde görüşülmüştür. Söylendiğine göre, raporda hayvan borsalarımn lâğvı, toptancılarla pera kendecilerin alış ve satış vaziyetleri nin organize edilmesi de vardır. Et fiatlarının ucuzlatılmasına İstanbuldan başlanacak ve ucuzlatma tedbiri bütün yurda teşmil edilecektir. İhrac işinin haricde kurulan canh hayvan ihrac birliğine verilmesi de muhtemel dir. M. Miçesco Konsey içtimaına kadar Cenervede kalacak Cenevre 15 Burada bulunmakta olan ve Konsey toplantısının tehirine muvafakat eden Romanva Hariciye Nazırı Micesco, Bükreşe dönmiyecek, bu rada kalacaktır. Romanya Hariciye Nezaretine aid işleri de konsey toplamncıya kadar burada idare edecektir. Micesco, Havas ajansı muhabirine b.eyanatında Fransadaki hâdiseleri derin bir alâka ile takib ettiğini ve konsey toplantısından sonra Parise gitmesinin muhtemel olduğunu söyledikten sonra o zamana kadar Romanya hükumetin : n siyaseti hakkında konseyde yapacağı beyanatm teessüfe değer birçok anlaşamamazhkları izale edeceği ümidinde bulunmuştur. (A.A.) Romanyada Başvekil, Bir İtalyan gazete müdürünü kabul ederek görüştü Bükreş 15 (A.A.) «Havas Ajansı bildiriyor.» Giomale d'ltalia müdürü Virginie, Gavda, buraya gelmîştir. Bazı gazetelere göre kendisi Rumen hükumeti nezdinde yarıresmî bir vazife ile tavzif edilmiştir. Başvekil Goga, Gayda'yı kabul et Ankara 15 (Telefonla) Otobüs miştir. meselesi hakkında îstanbulda mülkiye Alman gazeteleri Bükreşte müfettişleri tarafmdan yapılan tahkikata mümessiller bulunduracak aid fezleke buraya geldi. Fezleke muh Bükres 15 (A.A.) Berlin hükuteviyatı henüz malum değildir. Alınan malumata göre müfettişler bu meti, alâkadar Rumen makamatını ya fezleke ile birlikte Dahiliye Vekâletine kmda Bükrese birçok Alman matbuatı, daimî mümessilleri geleceğinden haberdar aynca bir rapor göndermişlerdir. Mü etmiştir. fettişler, diğer bazı hususatın tahkikına Türk Japon ticaret lüzum OIUD olmadığını sormuslar, talimat anlaşması istemislerdir. Vekâlet, muvafık gördü^ü PEYAMt SAFA takdirde müfettişler tahkikat için bir Ankara 15 (Telefonla) Japonya ile müddet dah. kalacaklar, aksi takdirde ticaret anlaşmamız, bugünden itibaren mer'iyete konuldu. Aramızdaki ticarî Ankaraya uöneceklerdir. mübadeleler, takriben tngilterede tavvare motörü cek surette takas esası tevazün eyliye üzerinden yapı imalâtı lacaktır. İtilâfname hükümleri, iki mem Londra 15 (A.A.) Millî Müdafaa leketten biri veva diğerine aid olan Nazırı İnskip Hampshire'de söylediği veya onlar tarafmdan idare edilen ülke bir nutukta tayyare motörü imalâtınm ve müstemlekelerin hepsine tatbik olumühim derecede arttığını ve hatta tah n^aktır. minlerin üstüne çıktığını söylemiş ve KISA HABERLER demiştir ki: « Sulh zamanı fabrikaları seferber Dün gece saat 23 te Beyazıddaki sıra * LAHAYE Holanda Hindistanı filoedilmektedir. Bunun neticesinde ima suna mensub bir muhrib Tiouw adalarının kahvelerden birinin sahibi Omer ile ay lâtımız daha ziyade artacaktır.> kara sulan dahilinde Istenilen vesikalan rancı Sadık adında bir sahıs arasında gösteremiyen 3 Japon balıkçı gemLsini tev para meselesi yüzünden kavga çıkmış Grev ilân eden Fransız kif etmistir. tır. Ömerin adamları, kavgayı yatıstır işçileri * LONDRA Kanada için 10.750 000 İnmak için ustalarını kahveye götürmüşler, Londra 15 (Hususî) Paristen alınan giliz liralık bir istikraz hazırlığı yapılmakhaberlere göre, bugün Lille'deki nakli tadır. Bu istikraz çarşambaya yapılacak ve üzerine kapıyı kilidlemişlerdir. Fakat bir yat amelesile Bordeaux'daki dok ame vadesi gelen eski borclann tediyesine tah aralık hiddeti artan Omer, dışarı çıkmak istemiş, kapınm kilidli olduğunu görünce lesi grev ilân etmişlerdir. Bazı diğer şe sis olunacaktır. kahvenin vitrin camına saldırmıştır. Ko* VARŞOVA Kânunuevvel ticaret bihirlerde de amele fabrikaları işgale telânçosu, 2 milyon 100 bin zeloti açıkla ka ca cam, büyük bir gürültü ile kırılmış, sebbüs etmiştir. asabiyetle ne yaptığını bilmiyen kahvecı, trlanda Başvekili Londrada panmıştır. ticaret bilânçosu açıgı ise 62 muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. 1937 senesi Londra 15 (Hususî) İrlanda Baş milyon zelotidir. Geceyansı, Beyazıd meydanındaki bu •vekili M. De Valera'nm riyasetindeki * LONDRA Neşredilen bir istatistiğe muazzam gürültü sinemaların paydos heyet, İngiliz hükumetile müzakereler nazaran 1936 senesinde Londrada 334 tane ie bulunmak üzere bugün buraya gel milyoner vardı. Bu milyonerlerden aynca vaktine rasladığı için yüzlerce merakh mistir. Müzakerelere pazartesi günü senelik varidatı 100 bin sterlingden fazla kahvenin önünde toplanmıştır. Zabıta, baslanacaktır. Konferanstan evvel Bas 85 kişi, 75 ilâ 100 bin İngiliz lirası gelirli bir taraftan kalabalığı dagıtırken diğer /ekil, İrlanda murahhasları şerefine bü 75 kişi ve 50 ilâ 75 bin İngiliz liralık gelirli taraftan da suçluyu yakalamıştır. Kahyük bir ziyafet verecektir. de 100 kişi bulunuyordu. veci Ömer tedavi altına almmıştır. Otobüs meselesi Müfettişler, Dahiliye Vekâletinden talimat istediler Gözlerimle gördüğüme veya kulaklanmla duyduğurrra göre Avrupa şehirlerinde park ve küçük halk bahçeleri, büyük meydanlann ortasma yapılmaz: Venediğin meşhur San Marco meydam, Londranftn Picadilly meydanı, Parisin Etoile ve Con corde meydanları, Berlinin ve Romanın, ilâh... n>n meshur mevdanlan aoaçıktır. (Bazılannt'a ben hiç te»adüf etmedim tektük bahce veya skuar bulunsa bile o kadar bol ve geKaptan Panamaya ve Vladivostoktan ni* mevdap'ara sahib şehirlere çok Vankuvere kadar, az veya çok su katılgörülmiyebilir.) mamış nekadar beyaz gemici varsa, hep• Ortasma bahçe yapıldıktan sonra si, Japonlan, maymun, mukallid ve sahbir meydanm meydanlığından eser tekâr telâkki etmeğe alışmışlardır. Otuz 1 kalır mı? Sultanahmed meydanlnın sene evvelinden daha az bir zamana bugünkü adı sadece Sultanahmed gelinciye kadar, Almanların da tapon semti, Sultanahmed parkı veya bahmaldan başka birşey imal etmesini bîlmeçesi olmak lâzım gelir. Orada Emindikleri, on sene evveline kadar da, Ameönünde, Taksimde ve Beyazıdda olrikalıların taklidci olduklan söylenirdi. duçu gibi meydan kalmamıştır. Japonların da, üç dört mühendis ve ustalstanbulun meydanlannı genişlet bası nesli yetiştirdikten sonra neler yapamek tasavvurlan içine park fikirleri caklannı, ömrü olan görecektir. ni kanştırmıyalım. Park meydanlara Japonlann taklid hususundaki tabiî değil, şehrin ağachklı, temiz havalı istidadlan gerçi malumdur. Bu itibarla, köşelerine yapılır. Meydan meydanellerine verilen nümunelere dikkat etmek dır. Taksimdeki gibi olmamak şartigerektir, hususile, bu nümuneler, hukuku le, yani etmfını ceviren genişlikle beşere, milletle arasındaki münâsebata nisbeti gayet iyi hesab edilerek, bu müteallik olursa. mpvdanlara heyJıel ve abide de konaBeyazlar, Uzaksarkta, kısmen misyobilir. nerlik veya ideal telkini yapmak, kısmen Büyük meydanlarımızm ortalanna de Hcaret etmek üzere bulundular. Bi yeniden birer park yaptırmak değil, ribirinden cok ayn, fakat her ikisi de cibilâkis eskilerini hemen oralardan hanşümul iki saha. Az hâdise çıkmadı. kaldırarak şehrin daha uyşrun taraf Fakat, fena tatbik edilmis de olsa, cihanlanna çekmek lâzım gelir. Eğer ters şümul bir hukuk ve ahlâk kaidesi, renkli iş görmemek niyetini beslemeğe insanlann gururunu okşamak suretile, başlamış sayılırsak beyazların cazibesini ve nüfuzunu artınyordu. *** J924 senesinde, bir gün, Amerikalı lar, himayekârlıklannu bir ırk müdafaası endişesi karıştırdıla.. Memleketlerinde mevcud beyaz, siyah, kızıl müteaddid ırklardan ve melezlerden müteşekkil halitanm içinde, sarılann fazla geldiğine karar verdiler. Federal bir kanunla, Japonların muhaceret hakkını kaldırdılar. O zamana kadar Amerikaya göçmüs bulunan Japonlar Amerika tabiiyetini ihraz ve Amerikada daimî surette ikamet hak kmdan mahrum edildiler. Samuray oğullan, Amerika ile kârlı işler yaDmaL sevdasından, bu kadarcık bir sebeble vazgecmediler. Fakat bu dersten ve bu misalden güzelce ibret aldılar. Başka bir misal daha. Büyük Britanyayı yegâne müttefik olarak yanına al dığı zaman, Japonlann gururu bir mesti haline gelmişti. Fakat, günün birinde, Ingiltere, dominyonlan ve Amerikalılan gücendirmek korkusile Japonlan silkip attı. Halbuki, Çin de, Taponyanm rakibi idi. Samuray oğullan, Ingilizlerle Amerikalılann, kendi aleyhlerindeki tesanüdünün hakikî değer: olduğunu zamanın göstermesine intizaren, beklediler. 1931 de, Mançukuo meselesinde bu tesanüdün M. Beck, Fransaya hareket etti nz. Almanya ile Lehistan arasındaki pürüzler kat'î şekilde halledildi Berlin 15 (Hususî) Lehistan Hariciye Nazırı M. Beck Berlindeki temaslarını bitirerek, Milletler Cemiyeti içtimaına intizaren cenubî Fransaya hareket etmistir. Siyasî mehafilden öğrenildiğine göre M. Beck ile Alman ricali arasında cereyan eden müzakereler Milletler Cemiyetile Lehistandaki Alman ekalliyeti meseleleri etrafmda dönmüstür. Lehistandaki Alman ekalliyeti meselesi yüzünden Almanya ile Lehistan arasında mevcud suitefehhümlerin kat'î surette izale edildiği haber verilmektedir. M. Beck, Berlinden hareketinden evvel Lehistan Cumhur Reisi namına General Göring'i Lehistanda ava davet etmiştir. Şubatın 15 inde General Göring Varsovaya gidecektir. Lehistan Cumhur Reisinin davetile Macaristan Naibi Amiral Horty ile Macaristan Hariciye Nazırı M. Kanya da ava iştirak edeceklerdir. Meçhul bir kamyon tramvaya çarptı Tramvayın ön kısmı kâmilen harap oldu. Şoför kaçtı Dün gece, Çarşıkapıda bir kamyon tramvay çarpışması olmuştur. Çok hafif şekilde atlatılan bu kaza hakkında geç vakit öğrenilen tafsilât şudur: Henüz numarası ve şoförii tesbit edilemiyen kereste yüklü bir Çorlu kamyonu Sirkeciden saat 23 te hareket etmiş, Çarşıkapıda Türkistan Güneşyuva kıraathanesiönüne geldiği vakit önündeki 367 numaralı vatmanın idaresindeki 213 numaralı Kurtuluş Bayazıd tramvay arabasının sol tarafmdan geçmek istemiştir. Tramvayın harekete hazırlanması, şoförün de acele etmesi yüzünden kamyon bütün hızile tramvay arabasmm sol ön tarafına çarpmıştır. Beyazıdda dün geceki hâdise c Para yüzünden çıkan kavga, kanla bitecekti Bu çarpışma neticesinde tram vayın ön kısmı tamamen harab ol" muştur. Seyrüsefer on beş daki ka teahhura uğramış, kazadan sonRomanya ve Polonya büyük ra şoför, derhal manevra yaparak kaç miştir. Tramvay, yardımcı diğer bir araelçilikler ihdas ediyorlar Varşova 15 Varşovadaki Rumen ba ile depoya almmıştır. Suçlu şoför a ve Bükreşteki Polonya elçiliklerinin bü ranmaktadır. yük elçilik mertebesine çıkanlacakları haber almmıştır. Geçen temmuzda Kral M. Delbos elçimizi kabul etti Carol'ün Polonya seyahati esnasında veParis, 15 M. Delbos, Türkiye Bürilen bu karar hakkında yakında bir ka yük Elçisi Suad Davaz'ı kabul etmiştir. rarname neşredilecektir. (A.A.)

Bu sayıdan diğer sayfalar: