January 16, 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

January 16, 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 16 îkincikamm 193% Insanlık borcu LONDRA METUBLARh 1938 futbol vaziyetimiz Yazan: NÜZHET ABBAS 1937 1938 futbol mevsiml seçme müsabakaları ve yahut bazılarının dedik leri gibi Istanbul şampiyonası Güneşin birinciliğle neticelenmiş, sıra şimdi millî kümeye gelmiş bulunuyor. Acaba bu yıl, Türk futbolu, bu sporu sevenlerin can ve gönülden temenni ettikleri gibi diğer yıllardan farklı mı olacak, yoksa millî küme maçlarını ikmal edersek öpüp de başımıza koyalım gibi bir temenni ile mi mevsimi kapıyacağız? Hiç şüphe yok ki, millî kümenin ihdası Türk futbolunda başlıbaşına bir merhale sayılacak kadar mühim bir adımdı Öyle bir adım ki, bu adım atılmadıkça daha ilerisini aramak beyhude sayıla bilirdi. Ancak millî küme ihdas edildiği tarihlerde de yazdığımız gibi bunun Türk futbolunu kalkındıracak biricik tedbir olamıyacağım gene tekrarlamak lüzumu hâdiselerle ortaya çıkmış bu lunuyor. Bizde de îngiltere ve Avrupada ol duğu gibi birçok bölgeler arasmda aşağı yukan ayni kuvvette takımlar bulunmuş ve maçlar bu müsavi kuvvetler arasında yapılmış olsaydı, millî kümeden bugünkünden çok daha büyük İ3 tifadeler teminl kabil olurdu. Millî* kümenin Ankara, îzmir ve İstanbula inhisar edişi ve hele tzmlrin son zamanlarda kendini toparlıyamayışı millî küme maçlan flzerîndekl alâkayı bir mîktar azaltacağı gibi geçen seneye nazaran Istanbul takımlarmdakl umumî düşük Lük de bu seneki maçlarda lyl futbol görmek istiyenleri biraz daha inkisara uğratacaktır. Ankaranın vazlyetînî ryîce bilme mekle beraber mUlî kümeye lşttfak edecek lki takımm da geçen seneye na zaran daha yükselmiş olduklanm çok istiyor fakat ummuyoruz. Bizce bu ikf takım, geçen senekî formlannı muha faza ederlerse millî küme maçlan he sabma cok büyük bir şey kazanılmış addolunabilir. îzmir takımları hakkında kulağımıza gelen dedikodular doğru çıkar ve bu takımlar bizi inkisara uğratırsa millî küme maçlan hesabına çok büyük ka yıb telâkki edilmek icab eder. îstanbuldan millî kümeye iştîrak edecek takımlara gelince, şimdilik başa güreşen Günes takımından maada belki ve kısmen Besiktaş müstesna Fener ve Galatasaray takımlan hiç de iyi bir formda değillerdir. Fenerbahçenln müdafaa ve kısmen de haf hattı bozuk bir sekil irae etmektedir. Galatasaraya gelince, malum esbab ve avamil, takımı umumivet itibarile zavıflatmıştır. Bütün bu mülâhazalar bir hakikatl ortava koymaktadır ki, TDİzîm futbol her hanei bir sebeble takımlarda hasıl olan gedikleri dolduracak ihtiyat oyuncu noksanmdan dolayı çok bocalamak tadır. Fenerbahçe takımımn Yaşarsız ve Fazılsız, müdafaasmdan büyük şeyler kaybetmesine mukabil bunlar yerlerine konan oyunculann bu gedikleri doldur mak istidadmdan da mahrum olduklan göze bariz bir şekilde çarpmaktadır. Galatasaray gibi azası çok, oyuncu kaynağı feyizli bir kulübün de birkaç oyuncu sunu birincl takımdan çıkannca bu şekilde bocalaması lâzım gelmek icab etmezdl demek mübalâğa olmaz. Diğer taraftan Güneş ve Besiktaş Wrinci takımlarında da esaslı bir terakki mevcud olduğuna Inandıracak sebebler yoktur. Güneşin seçme müsabakalannda tam formunu bulmuş olmasma, ra kiblerinin de zayıflamış olduklarmı Uâve ederek muhakeme yürütursek meseleyi daha kolay anlamış oluruz. Şu halde 1937 1938 mevsimine girerken futbolümüz hakkında geçen seneye nazaran daha iyiyiz diyemiyeceğiz. Bu meselede iki çıkar yol göze çarp maktadır: 1 Memlekette futbolü popülarize ederek daha çok oyuncu ve sporcu ye tişmesini temin, 2 Futbola ve futbolculara daha geniş bir himaye sahası açmak. Evvelâ bunlardan birincisini ele alalım: Memlekette futbolu yaymak ve her yere sokmak için gene iki yol tavsiye olunabilir: A Futbolu resmî mekteb oyunları arasına almak. B Futbolu her tarafa yaymak için propagandasını yapmak. A Futbolu resmî mekteb oyunlanna almak futbolun istikbali bakımından çok lüzumlu bir tedbirdir. Futbolun küçüklerin sıhhî durumları üzerinde faydalı tesirler icra etmediğine dair olan mülâhazalan bertaraf edecek birçok tedbirler vardır. Sahalarm eb'ad itiba rile küçültülmeleri, oyunun müddeti nin kısalt'.ması gibi tedbirler, futbolu büyüklere olduğu kadar küçüklere de çok faydalı bir spor haline getirebilir. Esasen burasım münakaşaya değer telâkki etmiyoruz. B Bundan baska futbolu her tarafa yaymak meselesinde propaganda işi çok mühimdir. Millî kümenin ihdasile ilga olunan Türkiye birincilikleri bu propagandayı hiç olmazsa kısmen tem'n ediyordu. Bugün için bölgelerdeki futbol faaliyetl durmuş gibidir demek mübalâğa olmaz. Her hangi sporda olursa olsun, aynen cari olmakla beraber bilhassa futbolu yaşatan müsabaka ve maçtır. Bunu ortadan kaldırdıktan sonra, daha doğrusu bu macları en cazib ve alâkayı celbedecek şekle ifrağ etme dikçe memlekette umumî ve şümullü bir futbol kalkınmasını beklemek beyhudedir. îşte bu sebebledir ki millî kümeden haric kalan kulübler ve bölgeler arasmda gene bir Türkiye birinciliŞi müsabakalan ihdasım zarurî görmekteyiz. 2 Futbola ve futboleulara daha geniş bir yardım ve himave sahası temin etmek meselesinin başında hiç şüphe siz ki saha ve malzeme meselesi gelir. Bugün, değil memleketin daha uzak köşelerinde, saha meselesi îzmir gibi yerlerde de halledilmiş değildir. Maç yapmak Için az çok saha mevcud olsa da antrenman ve vakit buldukca söyle biraz futbol oynamak İçin küçük ve yakın sahalar olmadıkça (mekteb sahalan bu hususta büyük rol oynar) saha meselesi halledilmiş sayılamaz. Malzeme meselesine gelince, bol ve ucuz malzeme futbolun can damarı demektir. En ucuz sporlardan biri olan futbol malzemesinin bizde başka mem leketlere nazaran daha pahalı olup ol madığını münakaşava hacet yoktur. Yalnız şurası muhakkaktır ki bizde futbol malzemesi birçok gencler için çok pahalı gelmektedir. Bir futbol fidanlığı yetistirmek ve daima elde tutabilmek için kulüblerin maç cephesi hiç ihmale gelmiz. Hele küoükler ve ikincl sınıf takımlarm maç faa liyetleri hiç de ihmale gelir bir mesple değildir. Bunu yapmadı&imız, yani bölgelerde ve bilhassa futbolda en ileri Ankara, îstanbul ve îzmir bölgelerind? ikind ve gencler takımları maclarım her türlü teşvikle inkişaf ettirmediŞi miz takdirde vaziyet gelecek sene belki de bu seneyi aratacaktır. NÜZHET ABBAS Tayyare kupası maçı oynanıyor Bugün Taksimde Besiktaş Güneş takımları karşılaşacak Gazetemiz tarafından Hava Kurumu menfaatine tertib edilen Tayyare ku pasmın dömifinal maçı bugün Taksim stadyomunda Beşiktaşla Güneş takım lan arasında oynanacaktır. Lik maçlarınm birincilik dedikodusu yatışmadan ve millî küme karşılaşma lan arifesinde Güneşle Besiktaş gibi iki mühim teşekkülün bu arada müsabaka yapışı ayrı bir hususiyet göstermekte dir. Malum olduğu üzere, Futbol ajanlığı, gol averaj sistemini tatbik ederek Güneşi birinci savmıştır. Buna karşı Beşiktaşlılar da hiç mağlub olmadan en fazla gol atan takım olduklarmı ileri sürerek Türk Spor Kurumu ile Futbol Federasvonu nezdinde itirazda bulun muslardır. Bugünkü maç, iki tarafm birbirlerile olan hesabını tasfiye edecektir. Bu mühim macın hangi takım tarafından kazanılacağım kestirmek kat'iyyen mümkün değildir. Gerek teknik. gerek ne fes ve gerekse cüsse itibarile Beşiktaşla Güneş hemâyar bir vaziyettedirler. Hücum hatlarmda Güneşin iki açığı. Re bii ile Salâhaddin; Besiktaşm da iki içi, Hakkı ile Şeref, rakib müdafaalar için tehlikelidirler. İki tarafm müdafaa hatlannda bu tehlikeleri önliyecek elemanlar Güneşte Faruk, Reşad ve Rıza; Besiktaşta Hüsnü, Feyzi ve Faruktur. Tehlikeli oyuncu ve bunları önlevici olarak saydıklarımızı zihnen sahadaki yerlerine korsak Besiktaş müdafaasmda beklerin rakib açıkları, Güneş müdafaasmda da Reşadla Faruğun rakib iç oyuncuları marke etmek vazifesini yüklenmeleri muhte meldir ve bövle olması doğrudur. Bir kaç haftadır Güneş takımmda sol muavin oynıyan Ömerin tekrar sağ iç yerine alınarak ileri ve geri çalışmasından istifade edilmesi ve kendisine hücum hattile müdafaa arasında irtibat me murluğu vazifesi verilmesi de çok kuvvetli bir ihtimaldir. Rasih getirilmediği takdirde yapılacak bu tadilât yüzünden açık kalan muavinliğe Daniş veya îbrahimin ikame edileceğini umuyoruz. Hücum vaziyetlerinde Güneşliler lki acıklarmdan azamî istifadeve çalısarak Melihe netice afabilecek vaziyetler hazırlamağı daima gözönünde bulundur mak tabyesini kullanmaktadırlar. Be şiktaslılar ise rakib kalesine kadar davanabilen akınlarmda Hakkı ile Rıdvanm rakiblerini mütemadiyen taciz ederek torjun rahat rahat uzaklastırılmasına mâni olup yakalıyabileceklerl fır satlardan netice çıkarmağa çalışmak si«temini takib etmektedirler. lki takımın oyuncularına bugünkü maçı yüksek bir vatan davasma yardım için yaptıklarını unutmıyarak kardeşçe, sportmence oynamalannı tavsiye ve muvaffakivetler temenni ederiz. «Hisar» kurbanlarmın ailelerine yardım 18 inci Hste Llra K. 8336 23 17 nci liste yekunu 100 Kadıköy esnafları tarafından 1 Celâliye İlkokulu 4 üncü sınıf taJebeleri 50 82 Ostro Türk Limlted Tütün Komisyon Şirketi müdür, memur ve isçileri tarafından 355 25 Donanma zabitanı tarafından 8843 30 Yekun Ingilterede yeni meriyete giren evlenme kanunu Bundan sonra evlenenler, nikâhlarınm en aşağı üç sene devam edeceğîni hesaba katmak mecburiyetindedirler Londra (Hususî) Bu yılın ilk güYeni kanunda bir de (hilekârhkla nünden itibaren Ingilterede, yeni evlen tcrketmek) kaydi vardır. Ingiltere hâ me kanunu tatbik mevkiine geçmiş bu kimleri bu hususta uzun senelerin tecrii" lunuyor. belerile mücehhezdirler. Çünkü eski İnEskisine nazaran evlenme ve boşanma giliz kanunu, boşanmadan başka, sofraişlerinde birçok yenilikler getiren bu ka dan ve yataktan (meşru aynlığı) da tanun, gazetelerin dilinden düşmediği gibi, nımıştı. Meselâ müstemlekelerden birine her sınıf halkm taze bir dedikodu mev tayin edilerek giden İngiliz asker, kan zuu olmaktan da çıkmıyor. ve çocuklarına mektub yazmaz, yardım Nasıl düşsün ve nasıl çıksın ki, dün etmezse, onları (terketmiş) sayılırdı. Eya evine girmesi mukadder olan herkes, ğer karısını gittiği yerde beraber yaşamabu kara kablı kitabda, şimdiye kadar gö ğa davet eder de, ondan red cevabı alırrülmemiş, alışılmamış, çeşid çeşid, işine sa, bu sefer kadın kocasını (terketmiş) yanyan ve yaramıyan kâh hoş, hâk kor olurdu. kunc hükümler bulmaktadır. Ancak bugün mevzuu bahsolan sade (ayrılık) değil, boşanma, yani nikâhın bütün bütün ortadan kalkması mesele sidir. Boşanmanın ise başlıca sebebi, pek tabiî olarak, (zevciyet sadakatinin ortadan kalkması) şeklinde kalmaktadır. Amma, bu sebeb ortada mevcud olduğu zaman bile üç sene beraber yaşamak mecburi yeti gene bakidir. Diş Tabibleri cemiyetinin ilmî toplantısı Türk Diş Tabibleri cemiyeti, ilmî aylık toplantısını dün akşam saat 18 de Etibba Odasmda yapmıştır. İçtimada alâka uyandıran mevzular etrafmda tebliğlerde bulunulmuştur. bunu Ortaköy Altmordu, Hilâl Beylerbeyi ve Anadoluhisar Davudpaşa maçları takib edecektir. Futbol hakem kursları Ankara 15 (Telefonla) Futbol Fe derasyonu tstanbul Îzmir, Ankara, Mersin, Adana, Kayseri, Antalya mmtakalarında hakem kursları açmıştır. Imti hanlar yapılmış olduğundan müvaffak olanlara bu mmtakalarda resmî futbol hakemliği edebileceklerine dair olan ehliyetnameler yakmda gönderilecek tir. Diğer taraftan Federasyon, beynelmilel yeni futbol kaidelerirü ve bunların son tadilâtım gösterir bir broşür hazırlıyarak mmtakalara, ajanlıklara ve kulüblere dağıtmaktadır. «Futbol nasıl oynanır ve antrenmanlar nasıl yapılır?» adında ve İngiliz federasyonu tarafından neşredilen kitab, faydalı görüldüğünden tercümesine karar verilmiştir. 22 ve 23 kânunusani tarihlerinde yapılacak Ankara Îstanbul muhtelitleri karşılaşması için Ankara muhtelitinde hazırlıklar başlamıştır. Muhtelit ilk ekzersizlnl yarm şehir stadyomunda yapacaktır. Ankara Güneş ve Muhafızgücü macı muhtelit maçmdan sonraya tehir edilmiştir. Yeni kanun, doğuşunun sebebini, ilk maddesinde «nikâhın hakikî himayesi» ile izah ediyor. Onda gözleri ilk korkutan nokta şudur: Bundan sonra evlenenler, nikâhla rınm en aşağı üç sene devam edeceğini, ve ender bazı haller müstesna, bu müddetten evvel nikâhın bozulmasına imkân olmadığını, hesaba katmak mecburiye tindedirler. Bir çoklannı; «ya üç sene evvel boşanmak zarureti hasıl olursa ne yapacağız?» diye düşündüren bu madde ,şüphe yok ki, evlenmeği ehemmiyetsiz bir mesele sayanlan hesablı harekete davet edecektir. Bu vaziyette artık kim; başım Sıkışırsa mahkemeye koşar ve bir boşanma karan alır, işin içinden çıkanm, düşüncesile nikâh memurunun huzuruna gidebilir. îzmir (Hususî) Fuar komitesî, yaz mevsiroindeki turnuva neticesini ka zanrnjş olan Alsancak kulübüne, güzel "bir kupa hediye etmiştir. Bu hafta, Alsancak sahasında yapılacak olan maç lara çok ehemmiyet verilmekte ve daha şimdiden bahislere girişilmektedir. Alsancak kulübü, disiplin ve otoriteye karşı lâübalilik gösteren oyunculan şiddetle tecziyeye karar vermiş ve en tanmmış ovuncularmdan biri bir sene için boykotla cezalandırılmıştır. Alsancak kulübüne verilen kupa Kumkapı Demire: kulübiinden üzeytr Gazetem'zln Usans lşlerile ufrastığı yoktur. Haksizlığa uğramıs tseniz bununla kulübünüzün alâkadar olması lâzımdır. Diğer müsabakalar Taksim stadyomunda birinci maç hususî bir karşılaşma mahiyetinde Gala tasaravla yeni tesekkül eden Demirspor takımlan arasında cereyan edecektir. Maç, hususî olmakla beraber Galata saravlıiar, takımlarında ceza müddetleri biten Resad ve Esfala alıp denemeler vanacakları için mühimdir. Şeref stadyomunda Îstanbul şild maçlan için sekiz takım aralannda karşı laşacaktır. İlk müsabaka bu sene resmî küme maçlanna iştirak etmiyen Anadolu ile Galata Gencleri arasında olacak, Bugünkü maçlar Taksim stadyomunda Demirspor Galatasaray Güneş Beşiktaş Saat 13 15 9.30 1130 13 14.45 Seref stadyomunda Anadolu Galata Gencler Ortaköy Altmordu Hilâl Beylerbeyi Anadoluhisar Davudpaşa Barutgücü Kızıltoprak Halkevi spor Barutgücü sahasında Şimdiye kadar Ingilterede boşanma n:n yegâne sebebi olan (sadakatsizlik), herkesin, hele zenginlerin çlinde çocuk oyuncağına db'nmüştü. Bu gibi davalarda kanunun istedıği şahidlerden bol bir şey yoktu. Otel ve kaplıca hizmetçilerinin, daktilo gibi memurların içinde yalancı şahidlikle geçinen bir sürü insan vardu Mahkemeler de, eldeki kanuna göre, yemini şerbet gibi içen bu kerli ferli şahidlerin sözlerine kulak asmak ve hüküm ~ Evlenmek istiyenleri uzun uzadıya lerini ona göre vermek mecburiyetinde teyakkuza sevkeden yeni kanun, bir ta kahrlardı. Böylece sudan sebeblerle bir raftan da, boşanma sebeblerini, Ingilte çok yuvalar yıkılıp giderdi. rede şimdiye kadar görülmemiş şekilde Yeni kanun, kan koca davalannda götevsi etmektedir. rülen ve artık kabak tad: veren bu hileli Evvelden, burada kan kocanm birbir oyunlara nihayet vermekte ve sadakatIerinden ayn yaşamağa başlamalan, bo sizliği isbat için kurulan dolablarla bo şanma talebinde bulunanlann arzulanni şanma için kâfi bir sebebdi. bir çırpıda reddetmektedir. Bugün ise, yalnız bu kadarcık sebçb Hulâsa; hâlâ lehinde ve aleyhindo kifayet etmemekte, buna, tarafeynden bihararetli neşriyat yapılmakta olmasınai rinin diğerine fena muamele etmesi, onu terkedip gitmesi Veya akıl hastalığile ma rağmen yeni evlenme kanunu, birçoklan" lul bulunması sebebleri de ilâve edilmek nın nazarında ingiliz yuvalarını koruya* cak ve düşünmeden evlenmeğe kalkan ^ tedir. ların çocukluklarına olduğu kadar, ak • Asıl mühimmi, bu kaydin makabline lına esınce boşanma talebıle mahkema şiimulü meselesidir. kapılanna koşanlann çılgınlıklarına d a Yeni kanun çılcalıdanberi bunun bu nihayet verecek bir mükemmeliyeti ha" hükümlerinden istifade etmek gayretile izdir. mahkemelere müracaat edenlerin çokluğu hâkimleri şaşırtmaktadır. Fakat zanne Eşya nakliyatı kolaylaştı dilmemelidir ki; yeni kanunun bu lâstikli îzmir (Hususî) Sancak ve Halka» taraflarile, Ingiltere, Birleşik Amerikapmar istasyonları arasında bir iltisals n;n bazı meşhur merkezleri gibi, artık bir hattı ve Kemer deresi üzerinde muvak* (boşanma cenneti) ne dönmüştür. Çünkat bir ahşab köprü kurulmak suretila kü unutmamak lâzımdır ki, evlenip bo Bandırma, Afyon ve Aydın hatları aşanmanın, yatıp kalkmak gibi basit iş rasında eşya nakliyatı iyice kolay * lerden sayıldığı o meşhur cennetlerde, laşmış ve siklet merkezi, Alsancak kansına her hafta yeni bir tuvalet yap depolarma intikal etmiş bulunmaktadır. mamak yahud, bayanm her dilediği ça Ancak yolcuların doğruca, bir hattan ya veya baloya gitmesine izin vermemek öbür hatta geçmeleri, yeni köprünün ingibi şeyler boşanma için kâfi ve vafi bi şasından sonraya bırakılmıstır. Köprünün muhtelif aksamı, hazırlanan plân rer sebebdir. dahilinde Almanyaya ısmarlanmıştır. îngilterede ise «kan kocadan her biri Gelince montajı yapılacak ve tam se nin maddî manevî hayat ve sıbhatini cid ferler başlıyacaktır. Bu suretle hem dî surette tehdid eden mühim bir sebeb» tüccar, hem idare, hem de yolcular, zamevcud olmadıkça boşanmıya da sebeb man, sürat ve tasarruf bakımından çok istifade edeceklerdir. yoktur. için hiçbir sebeb yoktu. Doris, Bazil'e bir teîgraf çekti. Bir tane de hapisane direktörüne çekerek Bazil'e aid olan telgrafı kendisine vermesini rica etti. Bazil'e çektiği telgrafta «bir gün daha sabret, sonra ebediyyen beraberiz» diyordu. O akşam, tiyatroda Santuzza'yı söyledi, sonra Vanderfelt'le dans etti. Uyku uyuyama* dığı için, g°ceyi her kimle olursa olsun dans ederek geçirmek müreccahtı. Perşembe günü hiçbir şey olmadı. Cuır.a günü öğle ü'tü, bir iki akşam gazete* sinde, iri başlıklı yazılar çıktı. Foster'in büyük bir rezalete ismini kanştırdığından bahsediyorlardı. Birçok hileli işleri, irtişası, irtikâbı, türlü türlü namussuzluklarî sıraya dizilmişti. Doris, bu havadisi hayretle okudu. lş« lerin içyüzünü bir parçacık bilen herkesin malumu bulunan bu meseleler etrafmda gazetelerin bu kadar yaygara koparma s'na akıl erdiremiyordu. Chander'i telefona çağırdı. Avukat, önce, kendisini yok dedirdi, ikinci çağınlışmda, ağzında bir şeyler geveledi; ümid verici, kuru lâftan ibaret sözler söyledi. Doris, onu dinlerken kalbi duracak gibi oluyordu. Son aylar zarfında, elindekini avucundakini ve bütün imkânlarmı Bazil'in tahliyesini temin yolunda sarfet * mişti. lArkası varl Vicki BAUM Y&z&n: Hamdi VAROCLU 7 6 Ben Lej'yon Etranjer'e avdet edeceğim. Doris, ahenksiz bir sesle sordu: Lejyon Etranjer'e mi? Evet, görmüyor musun? Biribiri mize tamamıle yabancılaşmışız. Ben bir mahkum, bir mahpusum. Sen bir opera muganniyesi. Senin sadece mektublarını okuduğum zaman bunun fark'na varmamıştım. Şimdi iyice anladım. Senm vak" tin yok. Telefon, makyaj, opera, gazete, şöhret, eski, yeni âşıklar, ben bütün bunLtrın arkasına katılamam. Doris, alçak sesle: Gel, dedi, yanıma otur. Rengi, Bazil'i korkutacak kadar ^ rarmıştı. Rahatsız mısm? diye sordu. Hayır; otursana. Bazil, mütereddid adımlarla yataga yaklaştı, orada ayakta durdu. Oturacak olursa, herşey halledilip bitecekmiş gibi geliyordu. Oturdu ve Doris'in elini tutmak istedi. Fakat o, elini çekti, yorgann altına sakladı. Hafif bir sesle sordu: Çevlren: Bazil, yüksek sesle: Hapisaneye avdet mecburiyetinde olmasaydım, dedi, bana poze etmenizi rica edecektim. Bu cümleyi fransızca olarak söylediği için manasını anlıyan pek az olmuş ve bunlar da fazla ehemmiyet vermemişlerdi. Rene, nezaketle eğildi ve: Doris, yakmda kefaletle tahliye edileceğinizi söylemişti. Diye cevap verdi. Sadece bir nezaket eseri olan bu söz, Bazil'e, garib bir emniyet ve kuvvetli bir nikbinlik vermişti. Chander'e inanmamıştı, fakat Rene'ye inanıyordu. Tahliyesinin bir hafta meselesinden ibaret olduğuna birdenbire katiyyen emin oluvermişti. Eve döndükleri zaman, Bazil, odada uzun bir müddet aşağı yukarı dolaştı. Bir aralık, birdenbire Doris'e: Sana birşey söyliyeceğim, Doris, dedi. Benim kefaletle tahliye edilmem manasız bir iş olacak. Ben burada ya şıyamam. Burası hapisaneden de betcr. Bazil, onu sayıklıyor zannetti. Fakat Bazil bu sözleri söyleyince, kendini Senin tahammül edemediğin şey Doris gözlerini tekrar açtı ve sordu: içi boşalmış gibi hafif hissetti. Hapisa nedir bakayım> Şimdi istediğin oldu mu? Herşey. Dün beni üç saat bekle nede iken, arasıra Fas havasını özleciiği ıluyordu. Doris: Evet. tişin. Ben dilenci değilim. O üç saati öm Ne yapmalı? Sen hapisten çık. O zaman bütün rümde unutmıyacağım. Diye sordu. Bazil, onun ağlamamasr bunlan bırakıp gidecegiz... Üç değil, iki saatti. Saatin çmgırağı Doris'i uykudan u Bütün bu gördüğüm insanlar bana na hayret ediyordu. Şarkı söylemekten vazgeçemez yandırdığı zaman Bazil gitmişti. Veda deli görünüyor. Sen de, evet, sen de delaşmamışlardı. Bazil, kostümünü, Do sin ya! li gibi görünüyorsun gözüme! Dedi ve birdenbire gözleri yaşardı. rls'in satm aldığı yeni kostümü bir sanBazil, Doris'in cevab vermesine meydan bırakmadan, sözünün son cümlesini Senelerdenberi içinde biriken bütün yeis dalyenin üstüne muntazam bir şekilde haykırarak söyledi. Onun sustuğunu gö birdenbire taşmıştı. Doris onun yüzüne yerleştirmişti. Doris, uyku sersemliğini gidermek için gözlerini ve vücudünü udoğru eğildi: rünce devam etti: Adamızı tamamile unuttun mu? ğuşturdu. Haftalardanberi, vaktile ak Ne diyeceğini biliyorum. Asıl deli şamlan olduğu gibi, şimdi de sabahları sensin diyeceksin. Belki de öyledir. Ola diye sordu. kırgınlıkla uyanıyordu. Oraya beraber mi gideceğiz? bılir. Hatta böyle olduğu muhakkaktır. *** Artık gitmenin zamanı gelmiştir. Hapisten çıkan bir insan normal olamaz. İ?tikbal hakkında ne düşünüyorsun? Zenginsin. Ermin manto giyiyorsun, metrdotel kullanıyorsun. Bir de beni düşün. Cebimde 11 7 dolar 63 santimle hapisten çıkacağım. Haftada iki defa polis merkezine ugramak mecburiyeünde buluna cağım; New Jersey köprüsünden geçmeğe bile hakkım olmıyacak. Burada ne yapacağım? Şilte doldurmaktan başka elimden bir iş gelmez. Sade onu yapa nm. Hallaç koca ister misin? Ben senm muhitinde yaşıyamam, bunu iyiden iyiye anl?dm. Müddetimi doldurunca, Lejj on'a d. :;"ğım. Ciddî söylüyorum, Doris. Ben de. Ne kadar ciddî söylediğimi tasavvur edemezsin. Bunu yapabilecek misin? Her şeyi bırakıp benimle beraber adaya gelebilecek misin? Eskidenberi böyle karar verme dik miydi? Hem adadan buraya dönmek kabil... Bak şimdi orayı görüyorum. Adada kadınlar taşlarla yura vura ça maşır yıkıyorlar. Adanın ismi Patikala. Her perşembe günü Tahiti'den oraya bir vapur geliyor. Biz adaya çıktığımız zaman hava mehtablı olacak. Doris, bütün kuvvetini avukat Chan der'le yaptığı istişarelere vermişti. Adaya bir an evvel gitmek mecburiyetinde olduğunu hissediyordu. Bazil'le geçirdiği son gece, onu, daha evvelki ilk gece gibi bağlamıştı. Nevyork'la Albany arasında telefon durmadan işledi. Tahliye istidası Foster'in elinde idi. Foster icab eden makamla görüşmüş, söz almıştı. Çarşamba günü, istida hapisane müdürüne verilecekti. Hususî bir mükâleme esnasında o da müsaid fikir dermeyan etmişti. Iş yolunda giderse karar perşembe günü ve rilecekti. Bu kararın müsbet olmamas

Bu sayıdan diğer sayfalar: