16 Mayıs 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

16 Mayıs 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Mayıs 1938 CUMHURfYET MISIR MEKTUBLARI: Mısır bazı siyasî aniaşmalara girecek mi? Ortada dolaşan şayialar Al Mokattam'ın bir makalesi Veft fırkasının beyannamesi Kahire, 11 mayıs Son zamanlarda Mısırm muhtelif siyasî kombinezonlara girmesi meselesi etrafmda burada haylı dedıkodular dolaştı. Bir aralık, Mısırın Sadâbad Paktına iştirakinden bahsedildi. Türkiye Hariciye Vekili doktor Arasın ziyareti vesilesile çıkan bu şayialar, bilâhare tahakkuk etmedi. Bu ziyareti mütea kıb da ikinci bir rivayet çıktı. Celâl Bayarın Atmaya yaptığı seyahatten biraz evvel çıkmış olan bu rivayetlere göre, şarkî Akdenizdeki statükonun ve bugünkü muvazenenin muhafazası maksadüe Türkiye, Yunanistan ve Mısır arasında bir pakt tasavvur edilmekte olduğu söyleniyordu. Hatta, Mısırda bir donanma vücude getirmek üzere mevcud olan temayüllerle bu şayialar arasında bir münasebet tasavvur edıliyordu. Bu rivayetlere inanmak icab ederse, doktor Arasın burayı ziyareti esnasında konuşulmuş olan bu meselenin. Celâl Bayar tarafmdan Atinada bir kere de Yunan hükumetile tetkik edilmesi ihtimali vardı ve nihayet, bu şayialar bir rivayete göre kaynaklanm buradan alıyor, diğer bir rivayete göre de Türkiyeden geliyordu. Ayni zamanda, Kral Birinci Farukun bu yaz Türkiyeye yapması mutasavver olan seyahatin den dönerken Yunanistana da uğra mak tasavvurunda bulunması şayialara ayrıca kuv\ret veriyordu. Bu şayialar son günlerde bura gazetelerinde yer de buldu. Al Mokattam gazetesinde neşrettiği uzunca bir ma kale ile, bu gibi haricî siyaset mesele lerinde mütehassıs olan muharrir Emin Said, sayialarla uzun uzadıya meşgul oldu. Bu zata göre, Ankara muhitinden çıkmış olan bu şayialara inanmak lâ zım geliyor. Emin Said, makalesinde Türkiye ile Yunanistan arasında mevcud olan ittifakın sebeblerini ve esaslarını uzun uzadıya izah edivor. Iki memleket ara sında gerek Balkan hudularmm muhafazası ve gerek Adalar denizindeki emnivet ve selâmetin iki memleketin sa hılleri ve adaları bakımmdan birbirlerine girift bir halde bulunması gibi sebeblerle Türkiye ile Yunanistanm birbirlerine dayanmıya muhtac olduklanm anlatan muharrir, Türkiye ile Yu nanistan arasında böyle bir ittifak ak'dedılmesini tabiî görüyor; fakat, Mısırm buna iştiraki için bir sebeb mevcud olmadığı ve buna dair çıkan şayiaların da hiçbir esasa istinad etmediği kana atinde bulunduğunu ilâve ediyor. Muharrire göre. Mısırm takib etmesi lâ zım gelen müsbet sivaset. Arab devletleri arasında kuvvetli bir manzume vücude getirmek ve ona iştirak etmektir. Fakat, bundan evvel de Mısırın kendi sine bir millî müdafaa kuvveti yapması lâzımdır. Bunu yaptıktan sonra A rab devletleri arasında bir ittifak manTumesi vücude getirecek ve o manzu menin içinde en mühim rolü oynıya caktır. Muharrir. Mısırın bu siyaseti mu vaffakiyetle basarabileceğine kanidir. Bunun haricindeki siyasî kombinezonlara iştirak için sebeb yoktur. Acaba, bütün bu işlere dair olarak dolaşan şayialar boş mudur? «Ateş ol mıyan yerden duman çıkmaz> sözü bu hâdisede de tatbik edilemez mi? Buna dair bir şey söylemek bence kabil değildir. *** Bununla beraber. Mısırm haricî si yaset bakımmdan vaziyeti burada günün meselesi olmakta devam ediyor. Vefd fırkası, uzun bir beyanname ile İtalyan İngiliz anlaşmasmm Mısırı alâkadar eden noktalarile meşgul oldu. întihablardan münhezim olarak çıkmış bulunmasma rağmen nsemleketin halk kütleleri arasında hâlâ mühim bir nüfuz ve kuvvet muhafaza ettiği şüphesiz olan bu fırka, bu anlaşmanm gerek Sudanı ve Süveyş kanalmı. gerek şimali şarkî Afrikayı ve gerek Akdeniz mu vazenesini alâkadar eden noktalarında Mısınn yeniden müstemleke derecesi ne indirilmiş olduğu ve hükumetin de buna karşı hiçbir şey yapmamış bulunduğu noktasmda ısrar etmektedir. Fil hakika, İngiltere ile İtalva hükumetle ri. aralarında uzun uzadıva Mısırdan bahsetmişler. Mısırm emniyet ve selâmetini ve Sudan üzerindeki haklarını alâkadar eden birçok meseleleri aralarında halletmişler; fakat, Mısıra. evvelemirde hiçbir söz hakkı vermemisler dır. Bu. Nahas Pasaya göre. Mısırın henüz bir müstemleke memleket olarak telâkki edılmekte bulunduğunun reddedilemez bir delilidir. Kahirenin işleri bitaraflıkla mütalea eden muhiti, muhalefet fırkasının bu görüşte haklı olduğu fikrindedir. Umumiyetle Mısırlılar, îngiliz İtalyan anlaşmasmm Mısır istiklâlini, temellerinde rahnedar eden bir vesikava bağlanmış bulundu ğuna kani ve bundan dolayı da müte essirdirler. Bunun için, Mısıra müsta İktısadî hareketler Fabrika îmalâthane İstanbul maliyesi müşkül bir durum da kalmış, Ticaret Odasmdan soruyor: Fabrika nedir, imalâthane nedir? Maliye, bu sualle Odayı da kendisi kadar müşkül bir vaziyete sokrauş bulunu yor. Bu sualin nereden çıkmış olduğunu belki kendı kendinize soracaksınız. Işin başlangıcı, kanunî bir hükme dayanmaktadır; kazanc kanununda sanayi mües seselerinin vergi matrahları zikredilirkin, bir fabrika, bir de imalâthane ismi geç mektedir. İş yalnız bu kadarla da kalmı yor. Fabrikanın tâbi olacağı vergi ile imalâthanenin tâbi tutulacağı vergi nisbeti, büsbütün başka başka.. HADiSELERiN RESiMLERi KÛŞg PENCERESİNDEN Alıcısı olsa ? Mısır Başvekili Mehmed Mahmud Paşa kil bir haricî siyaset yaratmıya müte veccüı olan meyiller de Mısırda yok değildir. Hatta, tahmin edildiğine göre, Nahas Pasa fırkasımn kuvvetlerini yeniden toplamak ve bugünkü hükumet fırkasma yeni hücumlar hazırlamak bahsinde istinad edeceği esaslarda, bundan evvel olduğu gibi. gene Mısırın haricî siyaseti ve istiklâli mevzuları olacaktır. Denildığine göre. Vefd nasyonalizmi. önünde de sonunda da. yeni den Mısırın istiklâli namma mücadeleye atılmayı iktiza ettirecektir. Böyle bir mücadelenin, Mısırı kuvvetsiz memleketlere bağlamak fikrinden ziyade entemasyonal muhitte kuvvetli roller ovnamıya muktedir ve Mısır gibi varlıklarmı müdafaa için mücadele mec buriyetinde bulunan memleketlere doğru sevkedeceğine inananlar bu muhitte pek çoktur. Her halde Mısırın ne dahilî ve ne de haricî sivaseti henüz tamamen inkişaf etmiş değil. teşekkül bile et memiş bir halde bulunuyor. Bu sözümün en büyük delili bugün kü hükumetin henüz tam bir istikrar bulmamış olması kevfiyetidir. Son intihabdanberi Kahirede hükumet etra fmda her gün birkaç rivayet çıkıyor. Kâh şu vezrrin istifasmdan, kâh bu vezir yerine ötekinin gelmesinden bah seden bu rivayetler arasma sarayla hükumet arasında da görüş ihtilâfları bulunduğu sözleri kanşıyor. Son günlerde Ali Mahirle Meh med Mahmud Pasa arasında büyük zıddivetler pevda olduğu söylenmeğe başladı. Ali Mahir. hükumetin, kardeşi doktor Ahmed Mahir tarafmdan teşkil edilmesini temine çalışmakta imiş. Hükumet reisinin sık sık saraya gitmesi ve ondan sonra da sık sık hükumeti içtimaa davet etmesi muhtelif şayiaların çıkmasma sebeb oluyor. Sa'dî ve Na hasi. Vefd zümreleri arasında da ko nusmalar cereyan ediyor. Bütün bunlar gösterir ki Mısır. siyaset bakımmdan henüz istikrar bulmuş değildir. Her zaman garib suallerle karşılaşmağa ve müşkülleri halletmeğe alışık olan Ticaret Odası, galiba bu sual karşısında biraz durahyor ve nihayet şöyle bir formül ortaya konuluyor: «Fabrika, imalâtta el emeğine makine işinin galib olduğu sınai müessesedir. İmalâthape de el emeği makine işine galib dir.» Teşviki sanayi kanununa dayanarak muamele vergisi kanunu, sanayii beş beygirden aşağı kudret ve ondan az ışçi veya bunun fevkinde kudret ve işçi ile çalışanlar olarak iki kısma ayınr. Ticaret Odasınm ortaya koyduğu formülü eğer şu esasa irca edersek işin içinden çıkmak biraz müşkül olur. Öyle bir sınaî müessese tasavvur ediniz ki beş beygirlik mo törü ve on amelesi bulunsun. Vazıı kanun burada yarım beygirlik makine kuvvetine bir insanın sâyini karşılaştırmış olmuyor mu? Böyle bir müessesede makine kuvveti mi, yoksa insan kuvveti mi ga libdir? Bu gibi ahvalde iş gene takdire kalmış olacaktır. Yani maliye memuru imalâtın mahiyetini tetkik edecek ve buLondra Londra Üniversitesi talebesine her sene Albert Hall"de büyük na göre hükmünü vermek mecburiyetin merasımle mükâfatlar tevzi olunur. Resmimiz de yeni Üniversite mezunu de kalacaktır. Şu halde, formül, yarım bir gene kız grubu güle oynıya bu merasime gidiyorlar. demektir. Kazanc vergisi gibi mühim bir verginin tahakkukunu daha sağlam bir esasa istinad ettirmek zarurî ve lâzımdır. öprüde yan yan yürüyüşile dikkatimi uyandırdı. Muhakkak ki çevirme hareketı yapmağa savaşıyor ve gafil bir kalbi ihata etmek emelıni besliyordu. «Kârıkadim» alışverişlerin Bitpazarında bile yer bulamadığı bir zamanda böyle gönül avcılığına çıkanlara pek seyrek tesadüf olunacağı için fırsatı kaçırmadım. Önümde kademe kademe açılan çevirme hareketini yakından seyre müsaid bir mesafe seçtim. Av, tamamile kayıdsızdı. Tıkır tıkır yol alıyordu. Avcı da yandan sarmayı tasarlar gibi davranaak belli belirsiz bir ilerleme ile ona fakat gene açıktan yanaşıyordu. Bazan avın önüne geçen avcı, telâşlı bir ric'atle gene geride kalıyar ve bu dönüşlerde heyecanh bakışlarına kısa keşif hareketleri yaptırmaktan geri kalmıyordu. Tarassud, keşif ve smama vaziyetleLondra Gene kızlar tarafmdan verilen bir müsamerede Kraliçe de rinden avcı da nihayet yorulmuş olacak ki hazır bulunmuştur. Yukarıki resimde balet artistlerinden küçük bir kızın ilk hücumu yapmağa kalkıştı. Yarım dakendisine buket verdığini görüvorsunuz. ire çizercesine yanpiri yanpiri yürüdükten sonra birden döndü, avla yüzleşti: Size, dedi, ömrümün beş senesinî fedaya hazırım. Bu başlangıcın sonu elbette parlalc düşecekti. Lâkin müdafaa durumuna geçen av, çarçabuk mukabeleye kalkıştığından avcmm son kelimeleri ağzında kaldı. Şimdi zeki bayanın şu sözlerini ace* mi avcı ile beraber ben de duyuyordum:' Kaldırımda sürünen ömür yıllannı olsa olsa eskiciler alır. Hasköye buyurun bay Hasköye!... Halbuki yüz yıl, yüz elli yıl önce (ömür) denilen nesne pekâlâ satılıp ahmyordu. Rahmetli Cevdel Paşa, böyle bir alışverişin Beşiktaş şer'iyye mahkemesi siciline geçen vesikasmı tarihina aynile kaydetmiştir. Bu vesikadan an* laşıldığına göre aklı kıtlardan biri gene kendi gibi aklı kıtın birine Beşiktaş hâkiminin huzurunda ve yarım düzüneden fazla kerliferli şahid önünde ömründen birkaç seneyi hibe etmiştir. Muamelenin şeklinden anlaşılıyor ki saray mensublanndan nüfuzlu bir adam olan alıcı, ömründen bir kısmını hediye gibi kendine takdim eden adama bol para vermiştir ve o ömrü satın almıştır. Fakat (ömür) dediğimiz nesne, hakikatte Halikin tasarrufu altında bulunduğuna göre satılıp alınamaz ve böyîe bir alışverişe ulema efendıler izin veremez. Halbukı «alan razı, satan razı. Ne kanşır bu işe alık kadı» tekerlemesine ve ömrünü sa< tanla o ömrü satın alan adamların nüfuzlu kimselerden olmalarına göre Beşiktaş mahkemesince bir formül bulunmak da zarurî idi. Zavallı kadı işte bu zarurete uyarak ve ilk beşerî devirlerde Ademin oğlu Şîsin ömründen bir kısmını bilmem kime hibe ettiği hakkında kitablara geçParis «Muharib muharrirlerin kitab günü» her sene olduğu gibi miş (!) bir rivayeti sened tutarak bir hücbu sene de Cumhurreisi tarafmdan açılmıştır. M. A. Lebrun meşhur tay cet yazıyor ve huzurunda yapılan alışveyareci Moriz Hils'in paviyonunda... rişin sahih olduğuna hüküm veriyor! Fakat yukanda yazdığım veçhile, bugün yalvarıla yalvanla takdim olunan ömürlere bir kuru teşekkür bile çok görü» lüyor ve öyle hediyeler ayakla itilip ge* çiliyor. F.G. Çin kuvvetleri, gene ihata edildi, Japonlar, cenubda Çin kuvvetlerinin ricat hattını kesmiş bulunuyorlar Tokyo 15 Cepheden gelen harb raporlanna göre, Japon şimal ordusunun öncüleri Suşov'un garbmda Lungai de miryoluna varmışlar ve şimal ordusile cenub ordusu arasında muvasalayı tesis etmişlerdir. Japon kıtaatı bu suretle SuşovLungai ve Kiensin Pukof demiryollan nın birleştiği noktada bulunan Çin kuv vetlerini ihata etmiş oluyor. Çin ordusunun Lungai demiryolu bo yunca Haisao ile Kveiten arasında tesis ettiği 250 kilometrelik cephe yarılmıştır. Sarı nehri geçen şimal Japon kuvvetleri Şuho'yıı zaptetmiş ve diğer bir Japon kolu da bu sabah Şantung vilâyetinde göller mıntakasmda Kerisiang ile Yutai arasında Çin cephesini yararak Lungai demiryolu istikametinde ileri yürüyüşüne de vam etmiştir. IVIÜÜÜHi!.' M. TEKER Samsun meb'usu Ethem Tuncel vefat etti Bunu tabiî görürüz. Lâkin satılacaS veya armağan edilecek ömürlere zama« nımızda alıcı çıksa bu alışverişin hiç o\* mazsa Bedestendeki eski mal satışını göl« ğede bırakacak kadar genişliyeceğini tah« min etmekten de geri kalamayız. M. TURHAN TAN Merhum Ethem Tuncel Samsun meb'usu Ethem Tunceli, dün, Büyükadadaki evinde vefat etmiştir. Merhumun cenazesi, bugün saat onda Büyükadadan kaldırılacak, motörle Eyübe nakledılerek namazı Eyüb cami inde kılındıktan sonra aüe kabristanına defnedilecektir. Kederdide ailesine taziyetlerimizi bildiririz. Cenub mıntakasındaki Japon kuvvetleri de Honan vilâyeti cenubunda bu gün bğleden sonra, Suşovdan 80 kılo metre mesafede Uangtse demiryolu köpNevyork Nevyork sirklerinden rüsünü tahnb etmek suretile Suşov'un birinde resmini dercettiğimiz garıb nugarbında bulunan Çin kuvvetlerinin ricat maraya tesadüf edılmektedir. Bir ashattını tamamile kesmiştir. lanm ata binmesi ilk defa görüldü ğünden, bu numara büvük bir alâka uyandırmıştır. Sırtında bir aslan bu lunduğunu hisseden atı bu işe alıştır[Başmakaleden devam'] mak ne kadar zorsa, aslana da sü kayıd ve şartile yeni bir muahede imza varilık öğretmek ancak Amerıkah bir edildi. O zamanın Meclisıle Reisi Mus kadma vergi garıb cesaretlerden sayılmaktadır. tafa Kemalin ılk Paris muahedesini reddetmekte nekadar haklı olduğunu şimdı görüyoruz. Ankara muahedesinde Hatay için hususî (müstakil) idare şartı konulmuşken bugün bunu Fransaya tatbik ettirmekte akla karayı zor seçiyoruz. Ya kayıdsız şartsız bizim muahede kalsaymış, ne olacakmış? Anlaşılıyor ki o zaman meseleyi mutlaka yeni bir harble halletmeğe mecbur olacakmışız! Başvekâlete verilen zelzele raporunun esası Londra İskoçyada meşhur Hind millıyetperveri Gandi'nin bir benzeri bulunmuştur. Hind milliyetperverine benziven İskoçvalı Cim Mak Lin 45 yaşmdadır. Gandi gibi giyindiği tak dirde İskoçyalıyı hakıkî Hindliden ayırd etmenin imkânı voktur. Resmimiz Hindli Gandi'yi ( solda ) ve İs koçvalı Gandi'yi (sağda) yan yana sostermektedir. [Baştarafı 1 inci sahifedei Kırşehir vilâyetinde harab olan 49. köyden 1 1 inin bulunduklan yerlere ya * kın mesafelerdeki tesbit olunan mahalleı* de ve 38 inin 12 köyde birleştirme sure « tile bu vilâyet içinde ceman 23 köyün* Yozgad vilâyetinde harab olan 4 köyün tevhidile bir köyün, Keskin kazasında harab olan 11 köyden 4 ünün bulunduklan yerlere yakın mesafelerdeki tesbit olunan mahallerde ve 7 sinin 4 köyde birleştirilmesi suretile bu kaza dahilinde ceman 8 köyün yeniden kurulması mahallerinde yapılan tetkikat ve idare heyetlerile vuku bulan görüşmede kararlaşmıştır. Tip ev ve keşif esas tutulmak şartile kereste, işçilik taş, kum haric olmak ve ustadiye, taş ocaklanndan taş çıkartma masrafı, marangoz kısımlan kireç, kiremid cam ve diğer hırdavatla bunların kısmen nakliyeleri dahil olmak üzere bu tipe göre yapılacak bir evin 220 liraya çıkabileceği mahallî belediye, ticaret odalarile yapılan temaslardan ve alınan keşif rayic fiat cetvellerinden anlaşılmıştır. Bir hatıra ve bir hakikat Bu hatırayı mandater Fransanın Hataydaki son delegesi M. Garo'ya ihda ederek Türk ve Fransız milletlerinin dost Avrupaya gidecek kalmaları için İskenderun, Antakya ve profesörlerimiz havalisinde teminıne o kadar ehemmiyet Ankara 15 (Telefonla) Bu ay için verflmiş olan şartlara dikkat etmesini tavYıkılan evlerin enkazınm yeni inşaatta de Amsterdamda toplanacak enternas siye ederiz. hiçbir şeye yaramıyacağı fen heyetinden yonal jinekoloji ve obstetrik kongre YUNUS NAD1 bildirilmistir. sine İstanbul Üniversitesi adına Tıb Fakültesi kadm hastalıklan mütehassısı Gövde kafayı yaşatır, kafa Yürü, ko§, atla, güreş, Londra Markham kömür madeni infilâkında yaralanan amele Çes Prof. Lipman ve profesör Tevfık Remzi terklid hastanesme naklolunmuştur. Yukarıdaki resimde yaralılardan bir gövdeyi işletir. pinekleme iştirak edecektir. kısmı kendilerini ziyarete gelen karıları ve çocuklarile görüşüyorlar. &m

Bu sayıdan diğer sayfalar: