16 Mayıs 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

16 Mayıs 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CU1MHURİYET 16 Mavıs 1938 B e ş i k t a ş Harbiyeyi, A l s a n c a k Galatasarayı 3 2 y e n d i l e r Harbiye takımı dün ikinci maçını Taksim stadyomunda Beşıktaşa karşı oynadı. Bır haylı münakaşalı ve bır hayli heye canlı bir surette cereyan eden bu maçı Halid Galib idare etti. Beşiktaş takımında yalnız Eşref yoktu. Beşiktaş: Mehmed Ali Hüsnü, NuriFaruk, Hakkı, Feyzı Hayati, Muzaffer, Nazım, Şeref, Fuad şeklindeki ta kımla oynadı. Buna mukabil Harbiyeliler bir gün evvelki takımlarında bazı tadiller yapmışlardı. Harbiye: Fethi Sabri, Eyüb Ha şim, Muhterem, Celâl Mücahid, Necabi, Habib, Celâl, İzzet. Birinci devrede Harbiye rüzgârla beraber oynuyordu. Misafirler siyah beyaz takımda Nazımın maça beş on dakika geç iştirak etmesinden de istifade ederek çok canlı ve düzgün bir oyun tutturdular. Ilk dakikalarda Mehmed Alinin rakıb açıklardan birinin ortaladığı topu elinden kaçırması kalesini çok ciddî bir tehlikeye düşürdü. Fakat Harbiyeliler bundan istifade edemediler. On kişi ile oynıyan Beşiktaş takımı Nazımın iştirakinden sonra da bir müddet kendini toplıyamadı. Harbiyeliler bu müddet zarfında az, fakat uzun paslaşmalarla hücuma teşebbiis ediyorlar ve bunlarla Beşiktaş müdafaasmı uğraşmağa mecbur kılıyorlardı. Dakikalar ileriledikçe Beşiktaş, oyununu tutturur gibi oldu. Fakat yaptığı akınlarda rakib kale önüne gelince, muhacimler mücadeleyi kabul etmedikleri için, Harbiyeliler tehlikeli vaziyetlere düsmediler. rı hakimiyeti görenler, Harbiye kalecisine çok işler düşeceği zehabına kapıldılar. Fakat Beşiktaş hücum hattının üç orta oyuncusu atak yapmayınca ve Harbiye müdafaası cansiperane bir oyun çıkarmca kaleci Fuad topa ikinci defa ancak on beşinci dakikada dokunabıldi. Bu on beş dakika içinde, Beşiktaş müdafileri Hüsnü ile Nuri ekseriyetle orta çizgi üzerinde duracak kadar, oyun Harbiye nısıf sahasına sıkışmıştı; fakat bu vaziyet Harbiyenın daha iyı bir müdafaa yapmasına ya ramaktan başka bir netice vermedi. Harbiyeliler bu tazyik arasında fırsat buldukça, geride kalan içlerden mahrum olarak iki üç kişi ile mukabil akın yapmağa çalışıyorlar ve bunlarda da şahsî oynamak zaruretinde kaldıklarından bir fayda elde edemıyorlardı. Üç dakika sonra İzmir aleyhine bir frikik cezası verildi. Halilin çektiği top direğe çarparak geri geldi, Haşim kafa ile topu içeri atarak beraberlık sayısını çıkardı. Oyun bundan sonra daha heyecanh bir şekil aldı. İzmirlüer sık sık fırsatlar ya kahyorlar, fakat istifade edemıyorlardı. Hakem bu arada Galatasarayın bir akınını haksız yere ofsayd olarak kesti, fakat bir dakika sonra Alsancak aleyhine de haksız bir korner vererek işi idare etti. Devre sonuna kadar her iki takım çok çalıştı, fakat gol çıkmadı. Dört klüb arasında tertib edilen maçları Ahmed Adem idare etmiştir. Demir spor Bakırköy sporu 21, Barutgücü de Alemdarı 21 yenerek finale kalmışlardır. Barutgücü ve Nişantaşı klüblerinın güreşçileri arasında yapılan beş müsabaka da Barutgücülülerin galebelerile nihayetlenmistir. Yeşilköyde bir spor kulübü Harbiyenin ikinci golü Harbiyelilerin itirazını mucib olan Beşiktaşın ikinci golü bu karışıklık arasında olmuştur .•uruşlarile temayüz etti. Hücum hattın bedıyordu. Fakat maçın mütebaki kıs da da Nâzım yakaladığı fırsatlardan is mında sistemsiz ve gayesiz çalıştığı için tifade etmesini bilerek takımı için müfid daha iyi randıman alamadı. oldu. Şeref çok yorgundu. Nâzımdan Alsancak: 3 Galatasaray: 2 sonra en ziyade muvaffak olan yeri ol İzmir 15 (Hususî muhabirimızden, temamasına rağmen sol açık Fuaddı. lefonla) Galatasaray bugün ikinci oHarbiye takımina gelince, sanki bir yununu Alsancakla oynadı. Takımda gün evvel Güneşe karşı oynamamış gibi yalnız Eşfak'ın yerıne Halıl girmişti. Haterü taze bir kuvvetle maçın sonuna ka kem Uçoktan Mustafa idi. dar enerjisini kaybetmedi. Fuad, güzel İlk devrede rüzgâr Galatasaray lehinkurtarışlar yapmakla beraber, Beşiktaşın de idi. Oyuna İzmir başladı. İkinci da attığı münakaşalı golden evvelki vaziyet kikada İzmir, uzun paslarla Galatasaray te, topu elinden kaçırmak gibi bir kaleci kalesine indı, sol açık topu Basriye geçiriçin en büyük bir hataya düştü. Mütema dı, Basri müdafileri atlatarak ilk golü diyen tazyik gören müdafaa enerjik mü yaptı. dahaleler sayesinde vazifesini muvaffa Dördüncü dakikada İzmirlüer mükemkiyetle gördü. Yalnız çok iyi bir merkez mel paslarla tekrar hücum ettiler. Mer muavin olan Muhteremin müdafaaya kez muhacim Cemil, aldığı bir pasla ikinyardım eden, müdahalesi kuvvetli bir un ci golü yaptı. İzmir, bu iki gol avanta sur olmaktan ziyade fevkalâde denecek jından sonra nisbî bir hakimiyet tesis etti derecede yer tutmalarile muhacimlerini ve dünden yorgun düsen Galatasaray müdesteklemekte mahir olduğu görüldü. Hü dafaası iyice sıkışmağa başladı. Birinci cum hattı maçm ilk çeyrek saatinde mü dakikadan sonra Galatasaray mukabil aessirdi. Derin paslarla birbirlerine eşa kınlara başlıyabıldi. 24 üncü dakikada pepelıkler hazırlamaları nazarı dikkati cel naltıdan ilk golünü çıkardı. 23 üncü dakikada Beşiktaş müdafaa oyuncularının rakib takımın bir tac atması zamanmda oyuncu marke etmemeleri bir gol yemelerine sebeb oldu. Mücahidin attığı tacdan serbestçe topu alan Necabi daha müsaid vaziyette bekliyen Habibe pas verdi. O da on sekiz çizgisi üzerinden güzel ve sıkı bir şütle topu direğe çarptırarak kaleye soktu. Üstün oynadıkları halde 2 1 mağlub vaziyete düşen Beşiktaşlılar tekrar hü cuma geçtiler. Fakat yaptıklan bu hücumlarda kale önlerinde bermutad gevşek davrandıklarından netice alamamakta devam ettiler. Beşiktaşın ikinci golü Harbiyenin birinci golü 14 üncü dakikada Harbiyeliler, kalelerinden kurtardıkları bir topu çok uzun bir pasla sol açıklarına geçirdiler. İzzetin sıkı ortalayışına güzel bir kafa vuran Habib takımina birinci golü kazandırdı. Harbiye canlı oynamakta devam ediyor, Beşiktaşlılarda ise umumî bir yavaşlık seziliyordu. Beşiktaşın birinci golü 20 inci dakikada top Feyzi Şeref Fuad müsellesi arasında, Beşiktaşlı oyuncular kadar yavaş bir gidip gelme yaptı. Ortalanan top Muzafferle Nazımın müşterek gayretlerile Harbiyeli müdafaa o! yuncularından söküldü. Bunu Muzaffe1 rin sıkı bir burun şütü takib ederek gol oldu. Bu golden sonra Beşiktaşlıların mutad tempolarına yakın bir oyun tutturmala rına mukabil Harbiyeliler gene ayni canlılıklarını muhafaza etmekle beraber sistemsiz oynamağa başladılar ve bunun neticesinde rüzgârla beraber oynamalanna rağmen hakimiyeti rakiblerine kaptırdılar. Devrenin son çeyrek saati içinde top ekseriyetle Harbiye nısıf sahasında oynandı. Bu sırada hakemin avuta çıkan bir topu görememesi Harbiye aleyhine az daha gol ile neticeleniyordu. Bereket Şerefin sıkı bir plâse şütü direğin yanın [ dan avuta çıktı da haksız bir gol görme I miş olduk. Devrenin son dakikalarmda Harbiyeliler Beşiktaş kalesini sıkıştırdı larsa da gol yapamadılar. Vaziyet 11 berabere iken haftaym oldu. 30 uncu dakikada Fuadın yüksek ortalayışmdan gelen topu Harbiye kalecisi Fuad iyi bloke edemiyerek elinden ka çırdı. Bu sırada oralarda bekliyen Nâzım Harbiyenin kalecisile iki oyuncusunun müdahalelerine rağmen elle yapılmış olması çok kuvvetli bir ihtimalle topu ka leye soktu. Hakem buna gol kararı verdi. O sırada Na^ıma müdahale edenler arasında bulunan Harbiye takımının kaptan ve sol muavıni Hâşım karara itıraz etti. Bunun üzerine hakem vaziyeti iki tacmenden sordu. Onlar da gol kararını verdiklerinden oyuna devam edildi. Bu gibi mühim maçlarda hakemlerin yardımcı olarak birer kale hakemi edinmelerinin ne kadar faydalı ve lâzım olduğu dünkü hâdise ile bir kere daha anlaşılmış oldu. Harbiyeliler yedikleri bu ikinci golden sonra bütün enerjilerini sarfederek, hiç ümid edılmediği halde, oyunun merkez sıkletini Beşiktaş nısıf sahasına intikale muvaffak oldular. Beşiktaşın üçiincü golü 40 ncı dakikada Harbiye müdafaası nın dağınık olduğu bir sırada Hayatinin bir sürüşünden sonra ortaladığı topu kapan Nâzım düzgün bir vuruşla topu ü çüncü defa olarak Harbiye kalesine soktu. Bu gol oyunun neticesini tayin etmişti. Bundan sonra iki tarafın gayretleri semere vermedi ve maç 3 2 Beşiktaşın gaibiyetile bitti. Nasıl oynadılar? Beşiktaş Harbiye maçından heyecanh bir an İkinci devre Ikincî devre rüzgârı da beraberlerine alan Beşiktaşlılar derhal Harbiye kale sine indiler. Çekilen sıkı bir şütü kaleci Fuad güzel bir plonjonla önledi. Beşiktaşm ilk dakikada yarattıgı bu tehlike ile oyun üzerinde tesisine muvaffak oldukla Galib Beşiktaş takımı, taraftarlarını tatmin edecek bir oyun çıkaramadı. Hücum hattından Hakkınm geriye çekilişi rakib kale önlerinde tehlike yaratmak ihtimallerini âdeta sıfıra indirmişti. Bun dan başka muavin hattı topu daima havalandırarak esasen mücadeleyi kabul et miyen muhacimlerin işlerini bir kat daha zorlaştırdı. Müdafaa hatiarında Hüsnü, sıkışık zamanlarda uzun ve yerinde kafa Millî küme maçlarında kulüblerin vaziyetleri Maç Güneş Üçok Beşiktaş M. Gücü Galatasaray Harbiye Alsancak adedi Galib Berabere Mağlub Attığı gol Yediği gol Puvan 13 12 36 9 38 12 7 24 25 26 11 6 2 23 11 25 13 4 2 20 30 23 11 6 14 22 23 13 4 15 23 22 12 4 15 32 19 Dün Yeşilköyde açılan yeni bir spor kulübü münasebetile orada bir spor bayramı tertib edilmiş ve bu münasebetle Galatasarayın gene takımı yeni kulübün takımile bir dostluk maçı yapmıştır. Ne ikinci devre tıcede Galatasaray gencleri oyunu 5 1 İkinci devrede ilk on dakika neticesiz kazanmıslardır. ve biraz ağır karşılıklı akınlarla geçti. Dün Bursada yapılan güreş 10 uncu dakikada Sacıd, kalesini muhakmüsabakaları kak bır golden kurtardı. Oyun bundan Bursa 15 (Telefonla) Bursa Besonra ya\aş yavaş sertleşmeğe başladı. Hakemin bir iki hatalı kararı her iki ta ledıyesi tarafından tertib edilen serbest raf oyuncularını sinirlendirmişti. Hasim, güreş maçları bugün yapıldı. Güreşlere 23 üncü dakikada Alsancaktan Alinin 24 pehlivan iştirak etti. Türkiye başpehattığı bir tekme ile sakatlandı, beş daki livanı Tekirdağlı Hüseyin de Adapazarka sonra tekrar girdi. 33 ve 35 inci daki İ! Arifle güreşti ve Arifi yendi. Gece de kalarda İzmir neticesiz kalan iki korner Halkevinde pehlivanlar arasında göstekazandı. 39 uncu dakikada Galatasaray ris müsabakaları yapıldı. dan Lutfi kaleciye bir geri pası verdi, İngiltere: 6 Almanya: 3 fakat top kornere çıktı, Sacid kornerden Aylarca evvel münakaşaları yapılan, gelen topu gene kornere atmak mecburibütün dünyada heyecanla beklenen İn « yetinde kaldı. Bu defa İzmirlüer kale ögiltere Almanya beynelmilel futbol manündeki karışıklıktan istifade ederek Ençı cumartesi günü Berlindeki Olimpiyad verin hafif bir vuruşile üçüncü gollerini stadyomunda yüz bin seyirci önünde oyçıkardılar. nanmıştır. Alman millî takımmda, AvusGalatasaray bundan sonra Alsancak turyanın meşhur beynelmilel oyuncularıkalesifıden ayrılmamağa başladı ve arka na yer verilmemiştir. Büyük bir hareket ve arka üç korner kazandı, fakat istifade e heyecan içinde cereyan eden maçın bitdemedi. Biraz sonra da oyun bu şekilde mesine 15 dakika kala vaziyet 1 1 be * bitti. rabere iken, Alman millî takımının gözbebeği Zepan bir gol atarak İngilizler 21 Süleymaniye: 3 Topkapı: 3 Dün Taksim stadyomunda Beşiktaş mağlub vaziyete düşünce, âmiyane tâbi Harbiye maçından evvel Süleymaniye ile rile paçaları sıvamışlar ve karşılarındakiTopkapı birinci takımları ajanlığın orta leri âdeta paçavraya çevirerek birbiri üsya koyduğu kupa için bir tasfiye müsaba tüne beş gol yapmağa muvaffak olmuş * kası yapmışlardır. Topkapılılar beraber lardır. Bu arada Almanlar bir sayı daha lerinde lisanslarını getirmedikleri için yapmış, neticede İngiliz millî takımı o • hükmen mağlubiyeti kabul etmiş bir vazi yundan 6 3 galib çıkmıştır. yette oynamışlardır. Nuri Bosutun idareîtalya Belçika millî sinde cereyan eden maça takımlar şu tertakımları maçı tıblerle iştirak ettiler: Milano, 15 (Hususî) Bugün oySülevmaniye: Muvaffak Ruhi, Bürnanan îtalya Belçika millî takımları ahan İbrahim, Orhan, Reşid Rauf, rasındaki maçı, İtalya takımı 16 kazanNedret, Muzaffer, Daniş, Süreyya. mıştır. Topkapı: Ferid Mehmed Salim İlk devre kısmen mütevazin bir oyunEmin, Sabahaddin, Besim Yunus, Kâ la 12 neticelenmiştir. Fakat ikinci devre mil, Salâhaddin, Haydar, Said. tam bir hakimiyet tesis etmışlerdir. Maç ekseriyetle zevksiz ve iptidaî bir İtalya Luksenburg B millî takımları şekilde cereyan etti. Yirmi iki oyuncu macı da 40 İtalyanların galibiyetile neiçinde yalnız Haydar fırsat buldukça ticelenmiştir. futbolda güzel denecek şeyler yaptı. Okspor Ankaraya gidiyor İlk devrede rüzgârla beraber oynıyan Sü«Okspor» kurumundan bir heyet «Türk leymaniye üç gol attı. Buna mukabil Spor Kurumu» nun daveti üzerine 19 Topkapı da bunlara iki gol ile mukabele mayıs genclik ve spor bayramına iştirak etti. İkinci devre ortalannda Said Top etmek üzere bugün Ankaraya hare« kapının üçüncü golünü de yaptı ve maç ket edecektir. Gidecek heyet 17 ma< 33 beraberlikle bitti. Topkapının sağ yıs 938 salı günü öğleden sonra yapılamuavini bütün tacları futbol kaidelerine cak provaya iştirak edecek, 19 mayıs gümuhalif bir şekilde atarak birinci küme nü de geçid resmine dahil olacaktır. Geoyunculanmız arasında henüz tac atmaçid resminden sonra sahanın müsaadesi smı bilmiyenler bulunduğunu da acı bir nisbetinde atış talimleri yapılacaktır. surette bılfiıl göstermiş oldu. Oksporlular, Ankarada Atatürk âbiBarutgücü sahasında desine muazzam bir çelenk koyacaklardır. Dün Bakırköy Barutgücü sahasında Fenerbahçe kulübü müessisan sabahtan itibaren muhtelif fudbol müsaheyeti toplanıyor bakaları yapılmıştır. Barutgücü ve BakırFenerbahçe Spor Klubünden: köy Rum klübü gene takımları 00 Klubumuz, muessisler alelade içtimaı uberabere kalmışlardır. Kurtuluş birinci rnumLsi, nizamnamenın 12 nci maddasine takımı Bakırköy Rum klübü birinci takı tevfikan 29 mayıs 938 tarıhine müsadıf mını 60 yenmiştir. Barutgücü B takımı pazar günu saat 10 da Klub merkezinde ıcra kılınacağmdan muessıs azanın yevm Nişantaşı spora 20 galib gelmiştir. ve saati mezkurda teşrifleri rica olunur. kilerle bir arada, yanyana gördü. Hepsinin arasından sizi ayırdı!.. Feridun şaşırmıştı: Peki amma, nerede?.. Hem de ötekilerle yanyana mı?... Nerede olduğunu, nasıl olduğunu sormaymız, artık... Siz, kaç gündenberi iş gevşedı diye darılıyorsunuz amma biz de büsbütün boş durmuyoruz ki.. Şimdiye kadar bulduğumuz gencleri uzun uzun sorduk, soruşturduk. Aralarından üç beş tanesini ayırdık. Sonra, gene bir gün, onların hepsini bir araya topladık. İçlerinde siz de vardınız. Hiç birinizin ötekin den haberi olmadan, işte böyle bir imtihana girdiniz. En sonunda bu imti'nanı siz kazandınız!.. Ben bu müjdeyi vertıek •çin geldım, siz hepsini altüst etmeğe kalkıyorsunuz!.. Feridun Şevketin gözleri parıldadı; yeniden canlandı: Bu hikâye, sahiden bir romana benzemeğe başladı. Demek ki, küçük hanım esir pazarından kendine köle seçer gibi, bizim hepimizi bir araya topladı. Yan yana getirdi, ayn ayrı ölçtü, tarttı. Sonra da içimizden birini kendine kurban, diye ayırdı ha... Bundan bizim haberi mız bile yok... Peki amma, biz uyuyor muyduk?. Bu imtihan ne zaman oldu, nerede?.. Hele ben kaç gündür böyle tanıdık, tanımadık hiçbir yere gitmedim ki... Bu iş bugün olmadı ya... İşte ancak burada, vapurdaki bu kalabalığın ortasmda, dediğiniz gibi, birbirimizi görmeden, öteki zavallılarla yanyana gelmiş olabi liriz!.. Neyse artık, bunları size sonra anlatırım. Şimdilik şu kadarını öğrendiniz ya, elverir: Bu kızla evlenmek istiyen bir çok gencin arasından tam numarayı siz kazandınız. Fakat yalnız uzaktan... Bu işi büsbütün sağîama bağlamak için bir gün de karşı karşıya gelmeniz, yüz yüze konuşup anlaşmanız kalıyor. Feridun, yeni baştan neşelenmişti. Bir yandan bütün bunların gittikçe merak uyandıracak bir renge girmesi, onun her sabah gözünü açar açmaz etrafında bir yenilik arıyan, her doğan günden barka bir macera bekliyen ruhu için tatlı bir rüya müjdeliyor; bir yandan da böyle herkesi hor gören bir gene kız tarafından beğenilmiş olmak, ne de olsa benliğini okşuyordu... Hem öyle bir gene kız ki beraber geçirecekleri hayat için bütün gencliğini, zenginliğini ortaya koymuş, bütün an'anelerle çarpışmayı göze almıştı. (Arkası var) Tefrika: No. 13 İsterseniz ben onu başka bir kadınla tanıştırayım' Seninle evlenmek istiyen kız iste bu, diyeyim. Böylece siz de onun başka bir kadınla nasıl konuştuğunu görürsünüz; evleneceği kadına karşı nasıl davrandığını uzaktan uzağa gözden geçirirsiniz. Fena mı?... Çok iyi düsündünüz, çok iyi buldunuz!... Demek ki bu ücüncüvü beğendiniz, öyle mi ?... Son sözünüz bu mu ?... Şimdilik son söz, dıye kesip atmak istemem. Feket hepsinden iyisi o... Ötekileri de büsbütün yabana atmayınız. Onlar da... Uçüncünün yanmda o kadar sönük kahyorlar ki... Birisi bir kalem efendisi, öteki de esvabcı mağazalarmdaki kuklalara benziyor!... Nakleden: Kemal Ragıb Necib Nasuhi, salonu dolaştı. Öteki iki gence, şb'yle ayaküstü birkaç söz fı sıldadı. Sonra onları bıraktı; Feridun Şevkete geldi: Yarın gece, matbuat balosuna gidecek misiniz? diye sordu. Alacağınız kız, vapuru kaçırmış olacak ki bugün gelmedi. Fakat yarın akşam mutlaka baloya gelir. Orada daha yakından görürsünüz, hatta bir sırasını bulursak konuşur sunuz da... Olmaz mı? Feridun, biraz durgun görünüyordu: Ben zaten, yavaş yavaş bu işten vaz geçtim gîbi... Hele ilk günlerdeki hevesim hiç kalmadı. Amma, yaptınız ha... Yarı yoldan geriye dönecek değüsiniz ya... On beş gündenberi bir adım ileriye gitmedik ki yarı yol diyorsunuz. Böyle işlerde pek o kadar acele etmeğe de gelmez. İlk günlerde, ne yalan sb'yliyeyim, cok merak sarmıştım; bu kızı yakından tanımak istiyordum. Bır yandan da, hemen hemen beğenmeğe başlamıştım. Evlenmek için, kendine göre, iyi kötü bir düşüncesı olmak, başlıbaşına bır başka lık sayılır, diyordum. Hayali kuvvetli, yaratıhşı herkesten başka bir gene kız, sanıyordum. Gene öyle... Ustelik zengin de.. Güzel de... Onun için, ne olursa olsun evlenmeği bile göze almıştım. Ya şimdi?. Şimdi... Ne diyeyim, işin böyle uzanıp gitmesi, beni de biraz soğuttu. Bu kızcagızın hayali belki pek kuvvetli olabilir amma gelip geçici bir hayal... Dün aklına birşey gelmiş, onu yapmağa kalk tı. Bugün de kımbılır ne oldu, belkı de birdenbire vazgeçti. Hayır, vazgeçmedi. Öyle ise yaratılışında biraz da gevşeklik var, demek... Her aklına geleni yapmağa kalkıyor, fakat sonunu getiremiyor. Avukat Necib, bir yandan Perihana adam beğendiremedıği için üzülüyordu. Şimdi de Feridun vazgeçecek olursa bir kaç günlük emeğin hepsi birden boşuna gitmiş olacaktı; ondan korktu: Kuzum Allahaşkına, dedi. Ya siz bu işe girdığinize pişman oldunuz, yahud da daha ilk gününden küsen isteği geçen sizsiniz... Haniya ne olursa olsun, gözü kapalı bir maceraya atılacağım, diyordunuz?.. İlkönce, ne güzel konuşmuş, an laşmıştık. Şimdi de iş, tamam kıvamına geldi. Bu sefer de siz gevşediniz... Canım ben, dediğiniz gibi geriye dönecek olsam bile size ne?.. Günlerden beri arayıp soruyorsunuz, elbet başkala rını da buldunuz. Ben çeküecek olursam, bu küçük hanım da onlardan birine varır, olur biter. Birkaç gün evvel olsaydı, dediğiniz doğru idi. Fakat aksi gibi, hepsinin içinden, bütün o bulduklarımızın arasından sizi secti, beğendi!.. Kim?.. Kız işte... Beni mi beğendi?.. Nasıl?. Beni tammaz ki... Tanıdı!.. Nerede?. Yüzümü bile görmeden mı?.. Yüzünüzü de gördü. Hem de öte

Bu sayıdan diğer sayfalar: