October 19, 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

October 19, 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 19 Birinciteşrin 1938 ( Şehir ve Memleket Haberleri Tarihî roman : 72 Yazan: M. TURHAN TAN Sevindik, biiyük işler başarmak istiyen her insan gibi, yerinde sabırlı olmayı, her şeye tahammül etmeği bilen bir Türktü Kendisi de bütün o devrin Türkleri gibi usta bir avcıydı. Uçar ve kaçar cinsten herhangi bir avı yakalamakta mahirdi. Ondan ötiirü Yafoka'ya bir avcı olarak kendini tanıtmıştı. Bu hareketinde nekadar isabet ettiği işte görüldü ve o, Sofya sarayma kolayhkla girmek yolunu zahmetsizce buldu. Fakat güçlük bu başlangıcdan sonra başhyacaktı ve başlıyordu. Çünkü Ya foka kendisini gözbebeği gibi göz önünden ayırmıyordu. Sofrada beraber, ge zintilerde beraber, resmî meclislerde beraber, avda beraber bulunduruyordu. Ona Doğancıbaşılık payesini vermiş, av işlerinin tanzimini, idaresini onun eline t€rketmi§ti. Lâkin Doğancıbaşılığa ne dimlik, musahiblik, sır kâtibliği gibi va zifeler de kattığmdan Sevindiğin saraydan değil, prensin yanından aynlmasına imkân kalmamıştı. Gün doğar doğmaz prensin ya sesi, ya emri onun kulağına aksediyor ve bu suretle başlıyan birlik geceyarılanna kadar fasılasız devam edip gidiyordu. Prensin bu derece itimadını kazan mak, onun tasarladığı büyük plânı ko laylaştıracak birşeydi. Fakat bu pek sıkı temas, ileride yapılacak hamleler için gerekli olan bilgileri elde etmeğe mâni oluyordu. Çünkü prensten ayrılamıyordu ve bu durumda şehrin müdafaa vasıtaları, askerin vaziyeti, zabitlerin ruhî haleti hakkında incelemeler yapmak mümkün olamıyordu. buyurunuz, prenses hazretleri. Kölenizin yapacağı bir hizmet mi var» demekten, o buselere gözünü kapamaktan geri kalmadı. Küçük prenseslerin yılışıkhklarını ise hiç anlamaz göründü ve onlar yanına sokuldukca kaçtı. Fakat irili ufakiı birçok bayanın da iştirakile yapılan bir av eğlencesinde tuzağa düşmekten kendini koruyamadı. Yafoka saraymda namus telâkkisinin nasıl bir mahiyet taşıdığmı göstermek, ayni zamanda Sevindiğin ne müşkül şartlar içinde plân yürürmeğe ve yurda hizmet etmeğe çalıştığını tebarüz ettirmek için o vakıayı hikâye edelim: Prens Yafoka, Sevindiği Doğancıbaşı yaptıktan sonra birçok av eğlencesi hazırlatmış ve onun gerçekten yaman bir avcı olduğunu anlamıştı. Genc Türk, yeni adile Seril, değnekle ceylân düşürüyor, okla turna avlıyor ve bu ayarda daha birçok hünerler gösteriyordu. Prens, her av dönüşünde karısma ve kızlarına onun marifetlerini ballandıra ballandıra anlattığından bu dişi zümreyi merak almıştı, güzelliğine meftun oldukları delikanlıyı bir de av ardında at koştururken, geyikleri değnekle yıkarken görmek hevesine kapılmışlardı. Artık hergün prensi sıkıştınyorlardı, Vitoş dağmda büyük bir av eğlencesi yapılmasını ısrarla istiyorlardı. Vitoş dağmın en güzel tarifini ve tasvirini Sofyanın Türklere geçmesinden üç yüz yıl kadar sonra rahmetli Evliya Çelebi yapmıştır. Heyecanlandığı ve sanat kaygusuna kapıldığı zaman kalemini fırça gibi kullanmağa, kelimeden tablo yapmağa başlıyan ünlü seyyah o meşhur yaylayı şöyle anlatıyor: 7 bin liralık bir Eminönü meydanı Toprak Mahsulleri Ofisi kadrosu tazminat davası açıldıktan sonra... Eski Elektrik şirketi Meydanın alacağı şekil Tasdik edilen kadro hakkında mimarların mahkemeye verildi alâkadarlara bildirildi Eski Eîektrik şirketi aleyhine, Eyübde fikirleri Toprak mahsulleri Ofisinin İstanbul, Eminönü meydanınm açıldıktan sonra alması lâzım gelen şekil ve vaziyet hakkında, şimdiden bazı mütalealar yürütülmeğe başlan mıştır. Bu mütaleaların en başında, meydanın etrafını . süsliyecek olan bi % k naların millî zevke göre inşa edilmeme Mimar Kemal si endişesi vardır. Altan Dün kendisile görüşfüğümüz Müzeler miman Kemal Altan, Yenicami meydanı hakkındaki düşüncesini bize îöyle anlatmıştır: « Yenicamiin yüksek san'at değeri, önündeki meydana büyük bir şeref ve kıymet verecektir. Esasen meydanın açılması da bu eseri, gözönünde, bütün haşmetile canlandırmak içindir. Meselâ, vaktile «Hatice Turhan Sultan türbesi» le şimdiki İş Bankası arasında üstü Darülsıbyan ittihaz edilen kemer geçidli güzel bir eser vardı. Bu bina, yakm za manlarda oradan kaldınlmıştı. Burada, Hatice Sultan türbesi haziresinin sebil ve hacet pencerelerini havi ihata duvarı karşısında, bir takım derme çatma binalar sırıtıyor. Bunların kaldırılması, ilk işten olmalıdır. Izmir ve Samsun şubeleri faaliyete geç miştir. Ankarada İktısad Vekili Şakir Kesebirin riyaseti altmda yapılan ilk idare meclısi toplantısında Ofısın kadrosu tasdik edilmiştir. Ofis umum müdürü Hamza Erkan dün Ankaradan şehrimize gelmiş ve kadronun alâkadarlara tebliğıne başlanmıştır. Toprak mahsulleri Ofisinin İstanbul şubesi müdürlüğüne Vahid Demirkan, İkinci müdürlüğüne Nuri, evrak ve mu hasebeciliğine de Taif Barutçu, İzmir şubesi müdürlüğüne Cevad Dern, muhasebeciliğe Kemal Tekin, umum müdürlük muhasebei umumiye müdürlüğüne Baha Baban, ziraat müşavirliğine Atıf, teftiş heyetleri riyasetine Kadri Yaman, silolar başmüfettişîiğine Necati Toker, satış müdürlüğüne Vahdi Yürkmen, alım müdürîüğüne Vasıf Çakmur, afyon satış şpflieine Sadri, alım şefliğine Selman Açpa, tahmil ve tahliye şefliğine Ziya 1 üzün, müfettişliklere de Salâhaddin Taner, Haşim Dikmen, Nihad Gökmen, Bekir Erkan, Vehbi Çulpan ve Hurrem Balkan tayin edilmiştir. Siyasî icmal Macaristanın istediği yerler lmanya ile Lehistan, Çeklerin idaresindeki Alman ve Lehli unsurlann yaşadıklan yerleri tamamils aldılar. Gerek Almanya, gerek yeni Çekoslovakya araya hiçbir devleti ve yabancı bir teşekkülü sokmaksızm doğrudan doğruya uzlaşmağa çalışıyorlar. Almanya, lngiliz ve Fransız kuvvetlerinin nezareti altmda bazı münazaalı mıntakalarda reyiâma müracaat edümesinden feragat etmiştir. Bu mıntakaların çoğu halis Çek nüfusunun yaşadıklar: yerlerde bir ada teşkil ettiklerinden A'.manyaya ilhak edilmelerine imkân yoktu. Yeni Çekoslovakya dahi Almanyayı memnun etmeğe gayret ediyor. Aradaki iyasî mezheb münafereti yüzünden yeni bir soğukluk ç.kmaması için Prag hükumeti komünist partisini ve farmason teşkilâtını ilga etti. Çck sosyalist partisi de kendisinin be)rnelmiîel mahiyetine nihayet vermek için merkezi Amsterdam'da bulunan ikinci enternasyonalden ayr:ldı. Hatta yeni Çekoslovakya; kanunu esasisini de değistirmek icin şimdiden bir komisyon teşkil etmiştir. Bunun esası, Avusturya zamanında Almanların muvafakatıle Bohemyada tatbik edilen ana yasa ile İc:\'içre teşkilâtı esasiye kanunu olacaktır. Çekoslovakya millî sosyalist rejiminin düşmanlannı da himaye etmiyecektir. Almanya ile yeni Çek hükumeti iyice anlaştığı bir sırada, Slovak hükumeti tarafmdan tayin edilen murahhas heyet'nin yeni Çekoslovakya namına Macaristan hükumetile cenubî Slovakyada Macar unsurunun yaşadığı arazinin Macaristana ilhakı hakkında başlamış olduğu müzakereler, iki Slovak şehrinin uzlaşma remzi olarak Macar ordusu tarafmdan işgal edilmesine müsaade edildiği halde, inkıtaa uğramıştı. Kadri Balcı ve arkadaşları tarafından asliye dördüncü hukukta yedi bin liralık bir tazminat davası açılmıştır. Davacilar, eski şirketin bozuk tesisatı yüzünden Eyübde çıkan bir yangın ceticesmde garajlannda bulunan otobüslerinin yandığmı iddia etmektedirler. Eski şirket vekili 1211938 tarihinden itibaren şirketin bilcümle hukuk ve vecaibile birlikte hükumet tarafınaan satm ahndığını söyliyerek 3 nisanda vukua gelen yangın hâdisesinin kendilerine aid olmadığını iddia etmiştir. Buna mukabil davacı vekili de, devletin yaptığı satın alma mukaveleiinin şirketle kendisi arasında olduğu ve bu cnukavelenin yalnız iki tarafı takyid ettiğini ve kendilerine karşı hasım olarak şirketi gördüklerini, çünkü bu tesisatın evvelce eski şirket tarafmdan yapıldığını ileri sürerek tazminat talebinde ısrar etmiştir. Neticede muhakeme karar için başka bir güne talik edilmiştir. ADLÎYEDE Maslaktaki facianın muhakemesi Bir gazeteci arkadaşm feci surette ölümü ve dört kişinin yaralanmasile neticelenen Maslaktaki otomobil kazasının muhakemesine dün de Ağırcezada devam edilmiştir. Geçen celsede. evrak, tetkik için iddia makamma verilmişti. Dünkü celsede Müddeiumumî muavini Abid, evrak üzerinde yaptığı tetkikte, suçlu şoför Kemale ehliyatname verilirken ancak gözlük takmak şartile şoförlük yapabileceği hakkında seyrüsefer tarafmdan ko nan bir kaydm nazan dikkatini celbettiğini söylemiş ve bu hususun alâkadar makamlar tarafmdan sorulmasmı iste miştir. Heyeti hâkime, iddia makamının isteğini kabul ederek muhakemeyi talik elmiştir. KÜLTÜR ÎŞLERİ Ilkmekteb muallimlerinin hazırlıyacağı mevzular Sevindik büyük işler başarmak îstiyen her insan gibi yerinde sabırlı ol mayı, herşeye tahammül etmeği biien bir Türktü. O haysiyetle can sıkıntısına uğTamadan, üzüntüye tutulmadan prensin yapışkanlığını çekiyordu. Lâkin saraya «Bu yüksek yaylaya yetmiş arkadaşla alındıktan beş on gün sonra kadınîarın çıktık. Cadırlanmızı kurduk. Zevku sada tasallutuna uğradığmdan iradesinde faya meşgul, seyrütemaşaya mukay ki metanet biraz sarsıhr gibi oldu. Zira yed olduk. Dağın tepesine her yıl yüzbir kral avlamak ve Türk yurduna bir §e binlerce koyun getirirler, yaylatırlar. Bihir daha katmak azmile oraya gelirken ze koyun sahibleri yüzden ziyade kuzu birçok ihtimalleri hesabladığı, icabında verdiler, kebab faslı eyledik. Hergün ölmeği bile göze aldığı halde kadın pen göllerde alabalık tutup, taze tereyağile Çesine düşmek, o pençe içinde ezilip bü pişirip tath tath yedik. Bu göllerde tanesi zülmek keyfiyeti hatırına gelmemişti. altı, yedi okka gelir bahklar var ki dille Halbuki ilk adımda denilecek kadar k; tarif edilemez. Boyca küçük ağaccıklarsa bir zamanda bu hal vukua geldi, saray dan öyle iri vişneler ve her yanda öyle kadınları hep toptan kendisine gönül ver güzel çilekler yetişir ki ve minel'acaib diklerinden idaresi müşkül, tahammülü dir!.. Aşağı derelerinde kestane, ahlat, imkânsız bir vaziyet yüzgösterdi. Yaşlı muşmula ve üvez, şaşılacak kadar bol prenses basta olmak üzere saraydaki dişi dur. Hergün ve her dem billurdan nişan kafile, istisnasız, ona tutkundu, vurgun veren buz parelerini vişne hoşafma katıp du ve bu dişilerin hepsi kendisinden kâm nüş ederdik. • almak iştiyakile derece derece çılgmlaşı «Bu yüksek dağda üç bin koyun ağıîı yordu. Mültecilerden işe yaramazîarın vardır, derler. Bu ağıllardaki Sırb, Bulkoğuldukları gün saraya alman güzel gar çobanlar baştarde (amiral gemisi) muhacirler de bu âşıklar kafilesine kalıl karavanası gibi dirâzkad (uzun boylu) mışlardı, birer sığmtı olduklanm düşün adamlardır. Bunların obalarmda süt, meden onun izinde dolaşıyorlar, sesini kaymak, yoğurt, kölemez, damzırma, da hayran hayran içiyorlar, gölgesine rarma, teleme peyniri, ağız, ayTan, yayık, müştak ve perişan secde ediyorlardı. peş, katmerce, boğaça, azma ve yazma Belki üç düzine kadın yüreğinde bir misillu şeyleri ve Yütüklere mahsus sair iden yüzgösteren bu yangın gene o yü yemeklerle kuzu çevirmelerini tenavül reklerde mahpus kalsa Sevindik için en idüp mücessem tenperver olduk.» dişeye mahal olamazdı. Fakat yangm yüreklerdeki ateş, alevli bakışlara inkı lâb ederek sofrada, sofada, avluda ve her yerde güzel delikanlıyı kovalıyor, bazan kucak şeklini alarak açıla açıla önüne dikiliyor, bazan da çimdik biçı minde ötesine berisine bulaşıyordu. Hamlede en ileri giden prensesti. Kırk yaşını çoktan aşmış bulunan bu kart kadın, ömrünün solgun hazanı içinde son, lâkin pek coşkun aşkını yaşamağa başladığından kabına sığamaz olmuştu. Çılgın bir ısrarla Sevindiği kazanmak hulyasmı takib ediyordu. Onun yıllardanberi kazele (hazan yaprağına) dönen yanak larında şimdi rengjni aşk hummasından alan güller açılmıştı. Gamlı bir soluklukla buruşan dudaklannda canh ve kıpkızıl iştihalar parlıyordu. Gözleri en alevli buselerden daha ateşliydi. Iradesi de bu değişikliklerden hisse aldıgı için cesur ve pervasızdı, kocasının yanmda Sevindiğe: «Gülüm, biricik gülüm» demekten çekinmiyecek kadar küstah davranıyordu. Garib olan taraf prensin de bu lâübaliliğe kayıdsız kalışı, hatta kansı tara fından dille, gözle ve arasıra da elle yapılan sarkıntılıkları teşvik eder gibi görünüsü idi. Fakat onu.ı bu hali, prensesin Iâübaliüklerinden ziyade kızlannın, yeSenlerinin Sevindiğe karşı takmdıkları sokulgan ve yılışık vaziyet önünde tebarüz ediyordu. HerifceŞız onlann bu durumundan adeta haz ahyor, neş'eleniycr, belki de kıvanc duyuyordu. Genc Türk, bir müddet bu umumî taskınlığa göz yumdu, kendine «vurdum duymaz» denilmesini haklı gösterecek bir tavır aldı. Prenses, gözlerile kendisini ' p e öpe: «Gülüm!» dedikçe o, «emir «Bu Vitoş yaylasında nice alâmetler ve ibretnüma eserler var ki ademin ak hnı giderir. Hatta bir kapalı gar (mağara) var. Bütün melikler anı Ferhâdî (meşhur masaîda Şirin adlı kız için dağları delen Ferhad derr.ektir) kölönklerle delmeğe çalışmışlarsa da kâr etmemiş. Tufandan sonra Sofyada oturan bir hükümdarın hazinesidir diye Lâtin kavmi zu'm ederler!» Işte prensesler bu dağda bir av yapılmasmı yalvara yalvara, Yafoka'dan istiyorlardı. At kişnemesinden yürekleri hoplıyan, kuzu melemesinden renkleri atan bu ödsüz tayfanın kurd, ayı ve geyik avına rağbet göstermelerindeki sırrı prens cenabları anlamamış değildi. Yıllardanberi kendisi ava gidip geldiği halde nereye gittiğini soran olmaz ve av sohbetine kulak veren bulunmazken şimdi bütün kadınîarın av merakına düşmeleri, şüphe yok ki, Sevindiğe kendilerini avlatmak istediklerindendi. Zaten bu hakikati onlar, açığa vurmaktan da çekinmiyorlardı, Doğancıbaşınm hünerlerini hüner mey danında görmek hevesinden dem vuru yorlardı. Fakat Yafoka, bu hevesin de aşka müstenid emelleri maskeliyen uy durma birşey olduğunu, karısile Lzlan nm av vesilesile hırslarını tatmine yol aramağa çalıştıklarını seziyordu. Bu sezişe rağmen onlann dilediklerini kabul etmekten çekinmedi. Çünkü o, yukarıda da işaret ettik Doğancıbaşıya karşı kızlannın taşıdığı ihtirası hoş görüyordu. Gerçi karısınm da âşıklar alayına serdar oluşundan memnun değildi. Lâkin Seril'in essiz güzelliğine değme kadının tahammül edemiyeceğini insaflı bir insan gibi düşünerek takdir ettiğinden karısını dahi o yılışık vaziyetinde mazur görüyordu. Bununla beraber Do Köprüden bakıldığı zaman, Yenicami ile Rüstempaşa camii büyük bir cadde ile birbirine vaıledilmiş bir halde görülmelidir. Yemişe kadar manzarayı maske ederek o güzel sahili çirkinîeştiren binaların, tamamile kaldırılması lâzımdır. Meydan: ihata edecek yeni binalar ise, muayyen irtifada ve millî üslub gözetilmek şartile inşa edilmelidir. Bu binalar arasında, ticaret sarayı, kaymakamhk dairesi, maliye tahsil şubesi mühim birer yer alabilirler. Bunlann herbiri, proje müsabakasile inşa edilmelidir. Üsküdar Adliyesi yangını Ayrıca, gene muayyen irtifada, ma hakkmdaki dava ğaza ve dükkânlar da, açılacak caddeler Üsküdar Adlivesini yakmaktan suçlu üzerinde sıralanmalıdır.» Nureddinin muhakemesine dün AğırNafta Fen heyeti mimartmn ce7ada devam edilmiştir. fikirleri Dünkü celsede iddia makamı müta Nafıa Fen heyeti miman Faruk Çe leasını serdederek evvelâ yangm hâdiçen de şu fikirdedir: sesinin sureti cereyanını hulâsa ettikten «• Eminönü meydanının açılması işi sonra, vak'avı müteakib suçlunun Müdbüyük bir faaliyetle devam ediyor. îs deiumumilikte, sulh hâkimliğinde ve sorguda suçunu ikrar ettiğini ve âmme tanbulun şerefile mütenasib bir şekle koşahidlerinin de Nureddinin yangın ge nulması gerekli olan meydanın tanzimi, cesi vak'a mahallınde dolaşırken gör mühim bir meseledir. Halice doğru büdükleri şeklindeki ifadelerini ileri sür yük bir caddenin açılacağını ve meydamüş ve dinlenen müdafaa şahidlerile na karşı, cephesini en büyük şaheserlerisuçlunun muhakemede inkârının kabul mizden Yenicamiin çerçeveliyeceğini biedilemiyeceğini sövledikten sonra Türk liyoruz. Eğer, Yenicami ve cadde cepceza kanununun 370 ve 417 nci madde helerinin yanlarındaki kınk dökük binaleri mucibince cezalandırılmasmı iste lar, orada kalırsa, meydan pek gösterişmistir. siz olur. Eminönü meydanına bilhassa Muhakeme. müdafaa için başka bir resmî binaların, ziynet vereceği gözör.ünçüne talik edilmiştir. de tutulmah, ve Eminönü kaymakamh Üç sene hapse mahkum oldu ğı, malmüdürlüğü, maliye tahsil şubesi Ankara caddesinde bir tütüncü dük gibi binalar fikrimce bu meydanın etrakânına girerek 103 lira çalmaktan suçlu fında vücude getirilmelidir.» sabıaklı Nihad, dördüncü asliye cezada 3 sene hapse mahkum olmuştur. Şehrimizdeki ilkmekteb muallimlerinin tatil günlerinde «yakın jTurd tetkikleri> yaparak yurd bilgisi ve tabiat bilgisi derslerindeki mevzulara etüd ha zırlamaları maksadlie bir program hazırlanmıştır. Bu müzakerelerde Macaristan, cenubî Program yakında tatbik mevkiine koSlovakyada eski Avusturya Macaristan nacaktır. împaratorîuğu zamanında 1910 senesinLisan kursları basladı de son yapılan tahriri nüfusa göre Macar Orta tedrisat müesse=;elerme vabancı ekseriyetinin yaşadığı muhakkak olan aradil muallimi yetistirmek üzere Üniverziyi istemişti. Bu arazinin mesahası Al sitede açılması takarrür eden lisan kurslarma dün başlanmıştır. Kurslara in2« manyanın aldığı yerlerin yarısına yakm lizce, fransızva ve almanca üzerine 60 olup 13,000 kilometre murabba;d:r. Busünkü nüfusu da bir milyondan biraz faztalebe iştirak etmektedir. ladır. Lise müdürlerinin toplanbsı Slov'alc heyetî îsfÇek* îcTarlyTzamanınŞehrimizdeki Jise müdürleri dün Ma da 1930 senesinde yapılan nüfus tahririarif müdürü Tevfik Kutun başkanlığı ne göre Macar ekseriyetinin bulıındugu altmda toplanarak bazı kültürel mese yerler haricinde bir müsaadede bulunmak leler üzerinde görüşmüşlerdir. istememiştir. Bu yerler ise Macaristanın Talebe kooperatifleri istediği arazinin yarısından da az olup 938 939 ders yılı içinde bütün resmî mesahası 5000 küsu: kilometre murabbaı mektelberde tatbik mevkiine konmak tutuyor. üzere Maarif Vekâleti tarafmdan ha Bundan baska Slovak heyeti Slovak zırlanan kooperatifler nizamnamesi ayanın sevkulceyş ve iktısad noktasından lâkadarlara tebliğ edilmiştir. Yeni nizamnameye nazaran talebe mühim olan demiryollannın güzergahı kooperatiflerine çocuk velileri de his Macaristana verilecek sahanm hiîdudu haricinde bırakılmasında ısrar eylemişti. sedar olabileceklerdir. Müzakerelerin kesilmesi üzerine Ma Avrupaya firönderilecek caristan hükumeti Dörtler koaferansmın talebe müdahalesini istemişti. Italya, konferanMaarif Vekâleti hesabına Avrupada sm Venedik'te toplanmasını düsünmüş tahsil edecek olan lise mezunlarımn tür. Fakat HiMer Berline gelen Macarismüsabaka imtihanları nihayete ermiş tan Başvekili Daranya'ya Çekosbvakya tir. Müsabakalara aid imtihan evrakı hükumetile tekrar müzakerede bulunma hususî komisyon tarafmdan tetkik edil smı tavsiye etmiş ve ayni zamanda Bermektedir. Netice yakında alâkadarlara linde bulunan yeni Çekoslovakya Hariciye Nazırına devletlerin müdahalesine hatebliğ edilecektir. cet bırakmaksızın Macaristanla uzlaşmaMÜTEFERRtK sını söylemiştir. ŞEHİR tŞLERl îş Bankası Londra şubesi müdürü ğancıbaşı ile yalnız kızlannın sevişmesini iltizam ediyordu, karısınm kara çalı rolü oynamasma da elden geldiği kadar engel olmak istiyordu. Bu garib arzuyu ona aşılıyan yurdseverlikten ileri geldiğini sandığı parlak bir düşünceydi. O, her kızının bu pek güzel, pek kuvvetli ve pek marifetli delikanh dan üçer beşer çocuk peyda etmelerini için icin dilemekteydi. Bütün kızlannı ona nikâhlıyamıyacağını ve başka kocalara gidecek prenseslerin de Doğancıbaşıya varacak hemşirelerini kıskanacaklarmı hesabladığından, böyle bir erkekten bir düzine kadar torun sahibi olmayı ise hakikî bir saadet tanıdığından delikanh hakkında beslenen atesli temayülleri sessiz sessiz teşvik ediyordu. Prensesle kızlannın ovada veya bir koruda av yapılmasını istemeyip de Vitoş dağına gidilmekte ayak diremeleri orada birçok göller, dereler, mağaralar bulun masmdan ileri geliyordu. Bu aşiftelerin hepsi, av işi ortaya çıktıktan sonra birer plân tasarlamışlardı, birbirine külâh giydirmek ve birbirini kündeden atmak suretile o plân dairesinde meramlannı elde etmeği düşünüyorlardı. Ayni erkeğe tut kun olmak anayı evlâda, kardeşi kardeşe rakib yapmıştı. Fakat bu rekabeti açığa vurmaktan guya utandıkları için saman altından su yürütmeğe yelteni yorlardı. Halbuki saman suyun sesini örtemiyordu ve bütün kadmlar, birbirleri nin meramını kontrol ediyordu. (.Arkast varü İş Bankası Londra şubesi müdürlüğüne tayin edilen Cumhuriyet Merkez Topkapı Rami şosesinin esaslı bir şeBankası eski şeflerinden Cabir şehrimikilde yapılması kararlaşarak dokuz bin ze gelmistir. Cabir yakında Londraya liraya bir müteahhide ihale olunmuş gidecektir. tur. Önümüzdeki hafta içinde inşaata ECNEBt MEHAFtLDE başlanacaktır. Topkapı Rami şosesi Ekmek fiatı İstanbul Belediye riyasetinden: 19/10/938 tarihinden itibaren birinci nevi ekmek dokuz kuruş otuza para, ikinci nevi ekmek dokuz kuruş on para. francala on dört kuruş yirmi paradır. Prens Bibesko şehrimizde Beynelmilel tayyare federasyonu reisi Romanyah tayyareci Prens Bibesko dün hususî tavyaresile Bükreşten şeh rimize gelmistir. Prens Bıbesko şehrimizde iki gün kalacaktır. SACLIK tSLERl Gülhane hastanesinde meccanî muayene günleri Gülhane mekteb ve hastanesinin poliklinik muayene günlerini gösterir cetveldir: Müracaat saatleri (9) dur. Muaye ne 10 13. Günler Hastalıklar Pazartesi: Hariciye, kadm, fizyoterapi. Salı Dahiliye, bevliye, kulak, boğaz, burun. Çarşamba: Cild, asabiye, göz, röntgen. Perşembe: Hariciye, kadın, fizyoterapi. Cuma: Dahiliye, cild.ye, göz. Cumartesi: Bevliye, asabiye, kulak, boğaz, burun. DENtZ ÎSLERt Yersiz müdahaleler menedildi Boğaziçi sahillerinin umumî cadde rıhtımlarma yolcu almak ve çıkarmak için yanaşmak istiven motör ve kayık lara bu cadde üzerindeki bina sahible rinden bazılarının mümanaat eyledikleri vaki şikâyetten anlaşılmıştır. Bu gibi sahillerde hususî olarak dahi yapılan iskelelere herkesin yanaşabi leceği bu yerlerin kimsenin malı ola mıvacağı, binaenaleyh yapılan bu gibi müdahalelerin yersiz olduğu icab edenlere bildirilmiştir. Bu sureth Macaristanla yeni Çekos lovakya .rasında yeniden müzakereler başlamıştır. Rütenyamn tamamile Ma caristana ilhakı tasavvurundan da, Hitlerin tavsiyesi üzerine feragat edilmiftir. Hitler ihtilâfların hallinde her milletin kendi mukadderatma sahib olması düsturunun ve arazıye aid değişikliklerde de ırkçılık esasınm gözctilmesinde ısrar ettiğinden buna göre Rütenyamn mukadderatı reyi âmla halledilecek ve bu merr.leketin Macar ekseriyeti bulunan taraflan ise cenubî Slovakya gibi doğrudan doğruya Macaristana bırakılacaktır. Bundan sonra Çekoslovakyada Dörtler konferansınm müdahalesine hacet görülmese ge rektir. Çünkü konferansın yerine tek başına Almanya kaicn olmuştur. Maharrem Feyzi TOGAY Av tüfeğile oynarken Yeşilköyde Bademlibahçe sokağında 15 numaralı evde oturan Harunun 16 yaşındaki kızı Mihri, evvelki gece 22 raddelerinde, av tüfeğile oynarken tü fek birdenbire ateş almış, çıkan kur şunla sol memesinin altmdan yaralan mıştır. C u m h u riyet Abone şeraiti: Nüshası 5 kuruştur. ,j, f Türkiye Haric icin icin SeneJik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık 750 > 1450 > Üc ayiık 400 » 800 » Bit aylık 150 > Yoktur Kadın yüzünden Beyoğlunda Gülhane sokağında oturan Süleymanla arabacı Hüsnü, bir kaîzmit (Hususî) Cumhuriyet bay dın yüzünden birbirlerile kaVga etmişrammdan itibaren şehrimizde Marmara lerdir. Kavga neticesinde Hüsnü başınisminde bir memleket gazetesi intişar dan sopa ile, Süleyman da böğründen ustura ile yaralanmışlardır. etmeğe başlıyacaktır. îzmitte yeni bir gazete

Bu sayıdan diğer sayfalar: