15 Ocak 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

15 Ocak 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 İkiucikânun 1939 CUMHLKIVET Almanya Mektubları: Ev ve eşya Güzel hava kiyafetleri Stüdyo tarzı döşenen köşeler Berlindeki güzel san'atlar sergisi Sergide 18 inci asrın en nadide eserleri teşhîr ediliyor ŞEHRiN İÇİNDEN Bugün apartımanlarda stüdyo tarzı döşenmiş köşeler pek rağbettedir. Çünkü bu usul bir odanın muhtelif hizmetlerde kullanılmasını tetnin edebilir. Meselâ oturma, misafir ve yazı odaları olarak... İşte size onlardan bir nümune. Kuşu gösteren tüy demezler mi, stüdyo biçimi tefriş tarzını göze hoş arzeden de kanapedir. Onun için evvelâ bir kanape vardır. Solda ise bir kütübjıane.. Orada kitablarla birlikte bazı bibîolar da vardır. Küçük lâmba ve üzerinde camlı küçük masa vazo ve çiçeklerin aksetmesini tetnin eyliyerek güzel bir manzara vücude getirmektedir. Bütün bu ufacıklıklan büyük bir koltuk yarattığı tezad vaziyeti ile birden bire muhteşemleştirmektedir. Onun biraz hâkim durumunu ise bayadcı tarzı şık vasdık izale etmektedir. Kahvaltı Süte bal katarak yemek çok faydalıdır Bir müddet evvel de kahvaltılar hakkında bazı tavsiyelerde bulunmuştuk. Onlann ne fazla ağır, ne de pek hafif olması sıhhat için faydalı değildir. Pek kuvvetli kahvaltılar öğle yemeğinin iştiha ile yenmesine mâni olur, zaifler is« hafif ve muntazam gıda alması icab edenîeri kuvvetsiz düşürür. Binaenaleyh bu işi herkesin kendi bünyesine göre tanzim etmesi lâzımdır. Fakat bazı faydalı gıdalar vardır ki onları herkes alabilir. Meselâ bu mevsimde bir bardak süte iki kaşık bal katarak yemek çocuklar için olduğu kadar gencler için de çok faydalıdır. Sıhhat Çocukları nasıi giydirmeliyiz ? Çocuklarımızı başkalarına güzel ve şık göstermek için değıl, onların rahatlık içinde gezip yürümeleri gayesini takib ederek giydirmeliyiz. Biz, maatteessüf bu işi yapamıyoruz, hiç olmazsa onların kıyafetlerinde modanın sıhhî kaidelere değıl, sıhhî kaidelerin modaya hâkim olmasını temin etmeliyiz. Bu prensibe riayet edecek olursak yavrularımızın züppe yetişmemelerini temin etti^imiz gibi cicili bicili şevler giymelerine mâni olur ve onların her zaman temiz ve sade kıyafete bürünerek snobluk yüzünden soğuk alma vesaire gibi bir takım rahatsızlıklara tutulmaktan uzak kalmış olmalarına hizraet ederiz. Bir anne, bir kız kardeş fazla şefkatli olabilir, lâkin çocuğunu elbiselerıni bizzat süpürüp temizlemeğe ajıştırmakla onun yarın büyüdüğü zaman da bu alışkanhk dolayısile kıyafetini ihmal etmemesine sebeb olur. Halbuki, aksi anne ve kız kardeş himayesinden ayrı kaldıkIarı zaman onların bakımsız kalmalarını tevlid eder. Çocuklar büyükler gibi kendilerini kirlıliklerden ihtimam ve dikkatle koruyamadıklan için onların çamaşırlarını büyüklerinkinden daha sık sık değiştirmek icab eder. Kabil olursa haftada iki üç defa.. Gerek elbise, gerekse iç çamasırları, çocuğu ne fazla ısıtarak terletmeIi, ne de üşütmelidir. Bunun ikisinin ortasını gözetecek şekilde itidale riayet etmek hepimiz için bir borcdur. Bu seneki modada gene spor hat'ar hâkim. îlkbahar için şimdiden hazırlık yap makta olan bütün Avrupa moda müesBerlin (Hususî) Prusya Güzel seseleri akşam tuvaSan'atlar Akademisi, «Pariserplatz» daletlerinden maada bü ki merkezini, sabık veliahdin «Unterden tün kıyafetlere spor Linden» deki eski sarayma nakletmiştir. esasını sokuyorlar. Akademi tarafmdan yeniden tesis edil Bugünkü kadının ve miş güzel salonlarda hüküm süren şey, genc kızm hayatı ve yeni bir fikrin tezahürü olara ktelâkki temayülleri nazarı edilmelidir. Orada bir sergi açılmıştır. dikkate ahnacak oPnısya hükumet fabrikaları, birçoklan lursa moda kralları için halis bir san'at sahasından ayni zaefkârı umumiyenin manda da sanayie ve fenne müteallik ne tarafa doğru eğilgüzel san'atlar sahasından çıkmış işlerin diğini anhyarak ona güz«l netkelerini orada teşhir ediyor. göre tedarikâtta buMerkezi Berlinde o!up son günlerde lunuyorlar, demektir. yüz yetmiş beşinci tesis senesini kutluluCidden bütün genclik yan hükumet porselen fabrikasının, arzetartık eski cicili bicili, miş olduğu eşyalar, bu serginin en mü saçaklı elbiselerden him kısmıra teşkil ediyor. Mavi renkte hoşlanmıyor. Pratik hakkedilmiş Prusya saltanatı alâmetini kıyafette gezmek istitaşıyan eserler, daima mazhar oldukları yor. Işte size kışm güşöhrete liyakat kesbettiklerini ispat etmişzel havalarile ilkbalerdir. Bu sergide, bilhassa on sekizinci harm başlangıcmda asra aid eserler pek mebzuldür. Tüccar giyilmek üzere yapıl«Gotzkouvski» tarafından tesis edilmiş mış bir elbise. Kumaolan fabrikayı tesis tarihinden iki sene şı Vibran ismi verilen bir cins kadifedenBu kıyafet bilhassa genc kızlar ve ka sonra eline geçiren büyük Kral, bu müdir. Yaka ile üst ve alt kısımlardaki tez dınlara çok iyi gider. Fazla yaşlılar buessesenin inkişafı hususunda birçok gayyinat hoş değil mi? na reğbet etrnemelidirler. retler sarfetmiş ve iktihamı muhal görünen birçok müşkülâta rağmen, himayesi altında olan fabrika, birinci sınıf bir san'at merkezi olmakta gecikmemiştir. Teşhir edilen eşya arasmda, Büyük Fredrih tarafmdan, şatoları için sipariş edilen sofra taktmları da vardır. Bunlar o kadar kıymetli kolleksiyonlardır ki bugünkü kıymetlerini takdir edebilmek Yeni anne olmuş kadınların çalışma yerde daimî bir göz nezareti altında bu mümkün değildir. O asra aid bir sofra saatlerini hele evde bir hizmetçi veya lundurarak pekâlâ ortalığı toplayabilir, takımile süslenen bir masa, o masanın inyardımcısı yoksa kat'î surette tespit et dikiş diker, yazı yazjır, diğer şeyleri ya celiğini ve güzelliğini takdir etmemize kâfi geliyor. Asrın hususiyetini hakkile mek çok güçtür. Fakat programsız hare pabilirsiniz. Tavsiyelerimize, alelâde günler için izah edebilmek için «Menzel» in «Ga ket edecek çocuklu hanımlann büsbütün hiçbir iş görmeleri kabil değildir. Onun şöyle böyle riayet edilebilirse de evde ça lerie Nationale» den muvakkaten nakleiçin annelere günlük muayyen bir iş prog maşır yıkandığı zamanlar programm ta dilen ve Büyük Fredrih'in yuvarlak maramı çizmek faydasız olmaz. Geceleri hiç mamile altüst olacağı şüphesizdir. Çama sasmı temsil ve tasvir eden meşhur tabolmazsa bir veya iki kere altını temizlet şır bizim evlerimizde ekseriya pazartesi losunu duvara astılar. tnesi veyahud acıkması dolayısile ağîayaSon ve yeni asırlara aid olan eşya da cak olan çocuğun uyandırmış olması doporselen sergisinde teşhir edılmişti. Melayısile tam ve derin uyuyamarmş olan selâ orada, birçok parçalardan mürek annelerin pek erken kalkmalan mümk;in keb «Ampir» üslubunda fevkalâde güdeğildir. Fakat yavrunun sesi sabahleyin zel bir masa görürsünüz. Yanıbaşında da de sizi rahat döşeğinizde uzun zaman bıBidermayer devrinden kalma ve şekil rakmaz. Tiz, fakat tatlı bir viyaklama oleri şimdiye kadar güzelliklerini muhafadayı hatta bütün evi doldurur. Ister isteza etmiş olan sofra takımları, tatlı bir bumez sizi uyanmaya, hatta kalkmaya mecse gibi yüzünüzü, gözünüzü okşar. Serbur eder. Onun için çocuğun altını değişgide birçok küçük plâstikleri, ve bilhassa tirdikten ve karnını doyurduktan sonra büst ve küçük statüleri ihtiva eden dairetekrar dalmasından istifade ederek müsler de vardır. tacel işlerinizi görmek icab eder. Eğer çoYeni asır istihsalâtı, ayrıca bir sergi cukla beraber siz de dalacak olursanız teşkil ediyor. Porselen imalinin şimdiki muhakkak ortahk karma karışık kalır ve zaferi, parlak muvaffakiyetlerle hak kaöğle yemeği zamanmda yetişmez. Kasa veya perşembe günleri yıkanır. Lâkin çozanan bir istirahatten istifade etmek isbın, zerzevatçının, ekmekçinin getirdıkle cuklu bir kadın için bu intizama riayet ettemedi. Fakat ne an'anesinden ve ne de rini bu arada almanız lâzım gelir. Lâkin mek imkânı pek de yok gibidir. Binaenzarafetinden birşey terketmeksizin ona onların her ne şekilde olursa olsun kapıyı aleyh çocuğun kirlilerini her gün fırsat kendi üslubunu inkişaf ettirmek ve yeni çocuğu uyandırmıyacak şekilde çalmala buldukça yevmî işler arasmdan çıkarıp bir cihet tayinini vermek için oldukça bir rını temin etmek icab eder. Bu arada or büyük çamaşırları ya bir kadın getirerek, meharet muhafaza etrniştir. talığı da şöyle böyle toplayıp yemeği a yahud da çocuğa bakacak akrabadan biYalnız porselen imalile iştigal ettiği tese koyabilirseniz, dünyanın en bahtiyar rini temin ederek on beş yirmi günde bir insanı sayılırsınız. Çünkü bu vaziyet, her yıkamak ve yıkatmak icab eder. Günde zannedilen hükumet fabrikası, demircizaman bu şekilde ihzar olunamaz. Ye yıkanacak çamaşırları da, büyük çama lik san'atına aid harikalar da göstermekmek ihmal edilemiyeceği cihetle ortalığı sırlar gibi bir gün evvelden ıslatarak ko ten geri kalmamıştır. Sert bir madde oltoplamak çaresiz öğleden sonraya kalır. layca temizlenmelerini temin etmek de mak itibarile istenilen kalıba girmiyeceği tahmin edilen demirler, o kadar nazik ve Eğer apartımanda oturmuyor da iki veya çok pratik bir usuldür. o kadar cazib şekillere inkılâb etmişlerdir üç katlı bir evi işgal ediyorsanız, o zaman Çocuklar uyurken yapılacak işler aramutfağın bulunduğu kattaki işleri o an sında bilhassa onlar ayakta iken tehli ki, önlerinde durup hayretle bakmaktan da görmeli, diğer kattakileri sonraya bı keli olmalan muhtemel bulunanları da insan kendini alamıyor. Diğer bir dairede, Baltık denizi sahillerinde mebzulen rakmalıdır. hal ve fasletmek gerektir. Meselâ, muhbulunan ve deniz altını ismini alan kehBu fırsattan istifade ederek yatakları, telif iğnelerle dikilecek dikisler, bardaklaribara tahsis edilmiştir. Hükumet fabriyorganlan havalanmaya bırakabilirsiniz. rın, çatal bıçakların temizlenmeleri.. Bir kası, on iki senedenberi bu maddenin işYukrıda zikrettiğimiz esaslı işler görül de zihin ve hesab islerine taalluk edenletme imtiyazını haizdir. Bu dairede de dükten sonra çocuk uyandıysa da o kadar Ier: Faraza, mektub yazma, evin masraf cidden takdire lâyık, ve zevki selimi okfazla ehemmiyeti yoktur. Onu çalıst'.ğmız defterini tutma vesaire... şıyan esyalar teşhir edilmiştir. Buna en büyük sebeb olarak seyyar satıcılığm kalkmış olması gösteriliyor Bir yerimi yırtmamak için gözümü dört açarak, üstüste yığılmış portakal sandıkları arasından adeta emekleye emekleyt geçiyorum. Yarıbellerine kadar çamura bulanmış hamallar, burunlarından soluyarak haykırışıyorlar: Degmesin, çarpmasın!.. Çıplak ayaklı iki çocuk, ellerindeki çürük portakalları mıncıklıyarak gülüşü yorlar: Bak, benimkine!. Hadi be... Benimki daha büyük!.. Etrafımda lâhanalardan inşa edilmiş kaleler ve pıarasa saplarile vücude getirilmiş hisarlar görüyorum. Belediye zabıta memurları; Hal binasma giden yolu, açmağa çalışıyorlar. Fakat; bu toz dumanda ferman dinliyen kim?.. Herkes, bildiğini okuyor. «Hal» ın içi, dışından ne daha temiz, ne de daha intizamlı! Sanki yüzlerce evin göç eşyasını, hep buraya yığmışlar. Nekadar geçıd yeri varsa, sandıklarla kapatılmış. Dolaşılacak bir koridor olsun bırak mamışlar. Ya, o müthiş gürültü nedir?.. Kadınlar hamamı, bu uğultulu kubbenin yanında Hindistandaki sükut kuleleri kadar sessiz kahrdı belki de.. Hemen her kafadan bir ses çıkıyor. Hamallar komis yoncularla, komisyoncular madrabazlarla, alıcı satıcı ile, hasılı herkes biribirile kavga eder gibi konuşuyor. Yerlerin püliğine hele hiç diyecek yok. Türlü yemiş artıkları, sebze kabukları, posalar... Lâstığının altı biraz aşınanlar, ayaklarına ski takmağa hacet kalmadan bir baştan öteki basa, rahatça kayabilir ler. Çeşid çeşid ve renk renk meyvaların kokusu, içine sinen bu kocaman pazarda ne yok ve nerenin malı yok ki... Amas yanın, Rizenin, Kastamonunun kızıl yanaklı elmaları, Dörtyolun, Alanyanın, Fenikenin portakalları, Cidenin, Ankaranın armudları, Bodrumun mandalinalan, tadlan kokularını, kokuları tadlarını kıskanarak, sandıklan içinde, her tarafı ıtırla dolduruyorlar. Kendi kendime: Şu minimini sandıkta diyorum, kim bilir, kaç kişinin alın teri ve el emeği var?. Ağacdan koparılıp hal denilen ana baba meydanına gelinciye kadar, şu Dörtyol portakalı ile, şu Amasya elması, madrabazlardan neler çektığini mümkün olsa da, bize bir anlatabilseydi!.. Bir atalar sözü şöyle der: «Kim yudu, kim taradı, kısmet kime yaradı?» Bahçe sahiblerinin ağzından biz de ayni şikâyeti tekrarlıyarak: Evet, kim yetiştirdi bu portakalcıkları?.. Bütün bir sene, zahmetlerini kim çekti? Topraklarını kim çapaladı, bitleririni kim temizledi?.. Sularını kim verdi?.. En mühimmi; bu emeklerin karşılığı olarak, onu yetiştirenin eline ne geçti?.. Ve neticede, «kısmet kime yaradı?» diye sorabiliriz. Halde görüştüğüm bir komisyoncu bana, yemışlerın, ateş pahasına satılması sebeblerini sayıp dökerken, bilhassa bir nokta üzerinde ısrarla durdu: Seyyar satıcılığm ortadan kalkması dedi, pahalılığı doğuran amillerin en başında gelir!. Evvelce, İstanbulda, 7000 seyyar esnaf vardı. Bunlar, şehrin en u zak semtîerine, en ücra köşe bucaklanna kadar dağılırlardı. Bizde müşteri, daima nazlıdır. Ekmek, et, sebze gibi başlıca ihtiyacları haricinde kalan şeyleri, aramak için pek acele etmez. Ayağına kadar hazırca getirilirse, çekişe çekişe pazarlık ederek alır. Seyyar satıcılar, halkın psiko lojisini gayet iyi anlamış kimselerdi. Ne yapıp yapar, az bir kâra kanaat ederek onlara mal satmanın yolunu bulurlard;. Seyyar satıcılık kalkmazdan evvel, İstanbul, portakal mevsiminde bin bin beş yüz vagon portakal istihlâk ederdi. Şimdi ise beşyüz vagon zor sarfediliyor. Mahalle aralarmda, hergün on üç, on dört bın sandık portakal satıhrdı. Halk, bir müddettenberf, yemişinî, manavlardan tedarik etmeğe mecbur o» luyor. Manavlarda ise; mal pahah, hem de çok pahalıdır. Meselâ bakınız: Biz, şu gördüğünSa elmanın kilosunu toptan beş kuruşa satw yoruz. Hangi manava gitseniz, ayni cin< malı, on beş, hatta yirmi kuruştan aşağı alamazsınız. Halbuki, seyyar satıcı, buntt size, kısa bir pazarlıktan sonra en çok sekiz kuruşa vermeğe razı olurdu. Manay. artık rakibsizdir. Kaçak olarak şurada burada dolaşan birkaç derbeder gezginciden pervası olmadığı için, fiatlan tespit ederken insafından başka kanşanı yoktur*> Halbuki, seyyar satıcı, yemiş fiatlan üze ? rinde, hakikî bir fren vazifesi görürdü. Belediyenin memurlan vasıtasile, ma»i navlan kontrola tâbi tutması faydalı ola*. caktır. Sonra, bu dağınık şehirde, fiatların semt semt değişmesi yüzünden de halk çok zarar ediyor. Belediyenin muayyen birkaç yerde, mahallî pazarlar tesis et mesi, fiatların düşmesinde en büyük amil olacağına şüphe yoktur. Halde, 60 kadar tüccar komisyoncuyuz. Muameleleri inzıbat altına alınan bu altmış komisyoncunun haricinde her türlü kayıddan azade olarak çalışan bir takjm adamlar vardır. Adedleri, hakkında kat'î bir rakam söylenemez. Çünkü kâh çoğa* lır, kâh azahrlar. Bunlar kazanc vergisine tâbi olmadıklan gibi, dükkân kirası da vermezler. Fakat, buna mukabil fiat te, mevvüclerinde menfi rol sahibidirler. Bu madrabazlar, komisyoncudan aldıklan. tertemiz malları, çok defa daha aşağı, ve çürük çarık mallarla karıştırarak harman eder ve piyasaya sevkederler. Böylelikle hem halk ziyan eder, hem komisyoncu halka karşı müşkül vaziyete düşer. Yemişlerin daha ucuza satılamaması • nm ikinci büyük sebebi de taşıyıcı buhra, nıdır. 4 Tüccar; evvelce malını, kendi hesabma1 hamal bölüklerine taşıtırdı. Şimdi ise, Be, lediye her parça için bizden muayyen bir.} bedel alarak hamallan kendi hesabma' çalıştırıyor. Bu maaşlı hamallar, az para' aldıklarmı ileri sürerek, eskisi kadar faali1 yet göstermiyorlar. Biz de tabiî hakkımır' olmadığı için, onlan fazla faaliyet sarfına mecbur edemiyoruz. Bu yüzden, mallar kışın yağmur, kar, yazın toz toprak altında yığılıp kalıyor. İskeleye kadar,sapasağlam gelen sandıklar, hoyrat ha î mal'ar tarafından şuraya buraya atılarafc' parçalanıyor, içindeki mallar çarçabukj çürüyor. Tüccar da uğradığı ziyanı çı karmak için, fiat üzerine küçük bir ilâve etmek mecburiyetinde kalıyor. ^ Halin 100 bin lıra safi varidatı varmış.{ Biz; tarifelerde, hiç bir değişiklik yapmaJ>! mağı taahhüd ederek, bu paranm iki mİ3lini Belediyeye ödemeğe hazınz. Bırak sın, Hali biz idare edelim!» Komisyoncu, iddialannda haklı mı»j değil mi, bilmiyorum. Yalnız, Halde kal* dığım yarım saat zarfında benim şahsan eclindiğim kanaati eğer gizlememekliğim] lâzımsa, diyeceğim ki, manzara pek hoş,u*j ma gitmedi. En sathî bir bakış dahi, bu( rada bir çok intizamsızlıklar bulabilir. : Doğrusunu isterseniz, bu kadar karışıkf bir dekor içinde rahat çalışılabileceğine» ve hele halka ucuz yemiş yedirmek gıbi^ çok şümullü bir davanın müspet şekildes halline imkân bulunacağına insanın kolay kolay aklı ermiyor. Tekrar yüzlerce sanj dık portakal arasından, gene emekliye emekliye, «degmesin! Çarpmasın!» üı tarlarile arada bir irkilerek dışarı çıkar ken, tanıdıklardan biri, koluma girdi: Hayrola, burada ne arıyorsun? (Hal) i görmeğe geldim! Üstüste yığılmış çamurlu elma san larını göstererek, cevab verdi: Sen, (Hâl) i görme, azizim, h gör! Çocuklu kadınların çalışma saatleri Yavruların uyudukları ve ayakta oldukları zamanlarda yapılacak işleri ayırmak lâzımdır Yeni biçim kış şapkaları «Brandenburg» un teşhir edilen cam esyası, ancak tarihî bir kıymeti haizdir. Çünkü hükumete aid olan bu fabrika, yarım asırdan fazla bir zamandanberi, kaoılarmı kapamıstır. Maamafih teşhir edilen eşya cidden harikaefzadır. Tarzı mimarisi görülmeğe lâyık olan sabık veliahdin eski sarayı daireleri işte böyle güzel bir sergiyi sinesine almıstır. 2. Sofyaya gelen îngiliz diplomatları Sofya (Hususî) Sofyaya gelen İn giliz ricalinden Kenet de Korsi'yi Kral Boris kabııl ederek uzun müddet görüşmüştür. Bundan sonra îngiliz diplomatı ikinci defa olarak Sobranya reisi Mu şanof ve Maliye Nazın Bojilofla da görüşmüş, Bulgarya salonlannda verilen ziyafette bulunduktan sonra Londraya hareket etmiştir. İngiliz diplomatmın Londradan gelerek üç gün Sofyada müteaddid temaslar yapması siyasî bakımdan ehemmiyetli addediliyor. Pencere camlarî*: Pencere camlarını temizlemek ve parIatmak için en iyi çare üzerlerine zikzak bir tarzda ince bir tebeşir tabakası sür" nek ve bunu güzelce yapmak, sonra kuru bir bezle mükemmelen silmektir. Kenarları istendiği zaman açılarak kulakları soğuktan tamamile muhafaza edebilecek bir şekilde giyilecek pratik bir gezinti şapkast. SALÂHADD1N GÜNGÖR

Bu sayıdan diğer sayfalar: