11 Mart 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

11 Mart 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 11 Mart 1939 Çocuğumun babası Diinkü kısmm hulâsası 2 Yazan : Hüseyîn Rahmi Gürpınar deceği acı bir bilmecedir. Şükranı size terkediyorum. Ben haynnı görmedim, sizin mes'ud olmanız temennisile... Neye Iazım iskandal, ölüm. Ayni âkıbete uğrayan kocalann bu akh, mantığı, müteenni, medenî harekete imtisallerini dilerim. Ruhî, derin bir antipatiye tutulanm idamını icab ettirtecek bir cinayet sayılmaz. Hangi fiilimizi tabiat kanunlarile tartarak i§liyoruz ki bu davada da hak ve adil seçehilelim. Bize eza veren hakikati gerçek saymayız. Bütün ıstırabları hasmımıza yükleterek dava önünden zararsız sıvışmak isteriz. Bu macerada çok azab çekI tim. Fakat mütekabilen Şükranın çektiklerini de niçin onun boynuna sırf günah kaydedelim. Söyledim ya bu hâdiselerde kültürlü bir dimağla bir odun yaricı ka I fasınm ayni cinaî egoistliğe kapıldıklarım görüyoruz. E§ olduktan sonra Şükran bıkarak size de ayni oyunu oynarsa bu macerada çekmiş olduğum elemin derecesini anlarsınız. Olanlar oldu. Fakat bundan sonra ayni hıyanetlerde akıtılacak kanlara karşı bilmem şu kısa ve cesur felsefemle bir sed çekebildim mi? Bunu, umamıyorum. Çünkü hayvana gem aldırd:ğımız kolaylıkla insana nasihat aldıra^ mayız.. Dışandan tık tık kapı vuruldu. Giriniz.., Emrinden sonra garson görünerek: Efendim, bir adam geldi. Mutlak Bay Nedim Uğuru görmek istiyor. Nedim Uğur Gelsin... içeriye orta yaşh, etbaı kılıklı biri girdi. Bu, Nedim Uğur ailesinin emektar uşakları Hasan Ağa idi. Terlemiş, tozlara batmış, yorgun görünüyordu. Nedim Uğur Hasan bu ne hal? Ne var? Hasan Efendim, sizi çok aradım. Burayı buluncaya kadar dolaşmadığm yer kalmadı. Bu telâşm sebebi? Verecek büyük müjdem var.. Söyle... Hanımefendi bir oğlan doğurdu... Nedim Uğurun yüzü birdenbire kanştı. Beynine hücum eden kanla çehresi bir (apoplectique) manzarası aldı. Ötekinin siması bilâkis sarardı. Bu yavru, doğumile aileye şeref yerine keder ve utanc getiren bir tabiat vergisiydi. Nevzadın sulbî nispetine aid verilecek hükmün muğlaklığı önünde ikisi de biribirinin simasını kaybedecek kadar birer vertije tutulmuş gibiydiler... Nedim Uğur kendini bulmaya uğraşarak: Haydi Hasan git müjdeni sonra alırsm.. emrile uşağı savdı. * * * Çocuk hangisinin babalık siciline kaydolunacaktı? Resmî baba Nedim Uğurdu. Fakat hakikî baba ikisinden hangisiydi? Hukukan gayet mühim sayılan bu sulbu tayin meselesi tabiatça bir hiçtir. Tabiat bu doğum kanunîdir, bu gayrimeşrudur demiyor. Ana rahmindeki cenini hep ayni (Biologique) kanunlarla yetiştirip dünya hayatma çıkarıyor. Hilkat kendi ezelî ve ebedî değişmez kanunlannm azametli ciddiyetile icaba göre daima değişen beşerî kanunların vahiliğine gülüyor. Tabiatin maksadı dünyaya züriyet yetiştirmektir. Çocuk kimin sulbünden gelirse gelsin. Buna asla önem verdiği yok... Bir müddet diyeceklerini düşünerek manalı bakışmalardan sonra: Nedim Uğur Tabiatin mevsimsiz ve saygısızca gönderdiği bu yavmnun babalık şerefini nasıl paylaşacağız?.. Arif Şehlâ sıkılgan bir ifade ile: Nabiî nammıza tesçil edilecek... Çocuk masum, ben masum.. Müşlerek mücrim, Şükranla siz ikiniz. Doğaoın sulben size aidiyeti ispat edilirse..^ Mezar telkininde ölünün yaladile amlmasını ana emnız reden dinin bu temkini, ne kadar isabetli... Zamanında peygamberi ikaz eden Şükranlar, Arifler yok değilmiş. Bugün de aşk kaçakçılığı her zamankinden geri mi? Sosyete içinde fahrî babahğa uğrayan koca yalnız ben değilim. Bu da bir teselli mi? Belki evet.. Hükmünden kaçılamıyan şeylere kaza derler. Bu da onardan biri, bir teamüldür... Sü mer sinemasında Sevimli ve sarışm RADYO akşamki program^ Türkiye Radyodifüzyon Postaları DALGA UZUNLUĞU 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. Lilian tnrafından Çamlıcada Marmaraya nazır bir köşk, Nedim Uğur dalgın bir halde karısının kendisine gösterdiği ihmal yüzünden azab çekmektedir. Artık tahammülü son haddine vardığı için <artik yetişir diyerek Şükranın odasına gidiyor. Şükran, insanlardan nefret ettiğini, kimseyı görmek istemediğini söyluyor. Nedim, bu can stkıeı vaziyete bir nihayet vermek üzere Şükrandan kat'î bir söz istiyerek tbirbirimizden kurtulalım* diyor. Şükran mütemadiyen ruhî bir hastalığa tutvlduğunu iddia etmektedir. Nedim, bunlara rağmen soğukkanlilıkla Şük ranın sevgilisi olan Arif Şehlânın pazar günü misafir geleceğini ve onun için şimdiden tuvalet yapmasını ihtar ediyor. Şükran hâmiledir. Vazh hamil edeceği günler gittikçe yaklaşıyor. Nedim, bir gün kat'î karar vererek Arifle görüşmek üzere kendisini Beyoğlunda büyük bir otele davet ediyor. İlk kadehlerden son* * * ra Nedim Uğur, safiye'tle kansının ve onurila münasebet tesis eden karşısınArif Şehlâ muhatabını alkışlamak için daki adamın vaziyetlerini inceden ince havaya el kaldırarak: ye tahlil ediyor. Neticeyi düşünüyor, Kâinatta benzersiz ve sırf ideal, Arifin fikirlerini öğreniyor ve içinde bu~ vücudüne inanılmaz adeta mitolojik bir lunduğu buhranlı günleri soğükkanlıkocasınız. Karılarının bu gayriiradî anhkla geçiştirmeğe çaltşıyor... tipatilerini büyük cinayet sayan hayvan Yalan irtikâbmdan mı îşitilmedik bir yaratıhşh kocalar ölümle öc alıyorlar. felsefe yürüten kocanm gizli niyetinden Siz hıyanetin çektiğiniz ıstırablarmı affemi korkayım? Biz« tam konfessiyon yap derek hainin lehinde kendi aleyhinizde tırtıp da hakikati agzrmızdan dinledikten söylüyorsunuz. Karısının cürüm şerikile sonra intikam alacaksanız bu sÖzlerinizi bütün âdetler hilâfma ilk defa böyle külfet sayarım. Felsefeniz cümlci asabi muslihane konuşan bir kocaya karşı ben yemi sarstı. Sormasanız da artık susamı de hakikati saklamıyacağım. yacağım. Evet karınızla sevişiyoruz. Bu Hakikati kana bulamadansa on cürmümüz de, aramızda doğan tnukave dan ders çıkartması içtimaî bir fayda sameti imkânsız şiddetli bir sempatinin çok yılmaz mı? tabiî neticesidir. Suçlu tabiattir. Biz mag Şükranla karşıdan karşıya ilk baduruz. kışmalarımız nasıl başladı? Bu pek ba îlk kat'î inkârınızı bcgenmediğim sit.. Tiyatroda, sinemada, konferanslarkadar bu doğru itirahnız hoşuma gitti. da biribimize rashyorduk. Bende aç bir Açılan bu müspet kapıdan şimdi içeriye bekâr gözü var. Buna eski dilde çesmi gireceğiz. Anlatınız. İlk yürek çarpıntı çerez geçinmek derler. Genc bir kadm larımz nasıl başladı? görünce onu muhayile tezgâhımda işle Bir koca için bunu dinlemekten a diğim tiplerle mukayeseye girişirim. Zevlmacak hazzı pek kestiremiyorum ama, kimin mehengine vururum. Bu da ruhuha, fakat affedersiniz unuttum. Aldığı mun icadlarından biri mi derim? Cana mız yeni rolde ne siz kocasınız ne de ben yakın bulduklarımm hayaletleri birkaç amanım. îkitniz de izdivacın ve aşkın gece beni meşgul eder. Geçer. Rüyalanmın beyaz perdesine yeni tipler dolar. nötr mmtakalanndayız. Bu sempati yangını sizi sarınca Bu hayalî muaşakalarımm ömürleri çok merdlilc havsivetinizi. aile namusunu, iç kısadır. Nihayet bir hafta. Fakat Şük timaî mevkilerinizi düşünerek ateşin ilk ranla böyle olmadı. O bir haftada savusavletlerinde elbettc mukavemete ugra§ şacak yerde hayalime büsbütün yerleşiyordu. Tesadüflerimizde de artık göz gömışsınızdır?.. Bundan emin olunuz. Karınız yeni ze geliyorduk. Bakışlarındaki ürkek, çesistem silâhlara aylarca mukavemet eden kingen ifade onun da hissime alâkasını polat bir kale gibiydi. Sukutunda çok anlatıyordu. Beni iyice süzmek için beağladı. Nurlu bulutlardan karanhk ku nim başka tarafa baktığımı beklediğine yuya dü|tütn eyvahlar olsun matemile dikkat ediyordum. Aramızda alevi göklere çıkan bir aşk tutuşturmak için çalıçırpındı, çırpmdı. çırpı yığıyor gibiydik. Nihayet bir gece Böyle dedi mi? bir kır balosundaki tesadüfümüz bu Dedi vallahi. Her ne zaman kendini kollanmın arasma cansız salıverse kundağı birden ateşledi. Onu dansa kal« Ah ben ne yaptun? Ah ben ne yap dırdım. Bir tek ruhla dans ederken madtrm? Ah ben ne yapıyorum Allahım.» dî ağırlıklardan soyunmuş büsbütün hanedametile sizin payınıza gözyaşlan akı vaileşmiştik tarak günahmı ödemege çalışır. Sandığınız kadar sizin için sevgisiz degildir. Koskoca hıyanetine rağmen Şükran gene Havva kızlannm asillerindenmiş... Tahammülünüze hayret ettirtecek çok munsif bir felsefe ile beni itirafa mecbur ettiniz. Şükranm evliliği sevişmemize engel olacak yerde bilâkis yangmı körükledi. Güçlükler aşkı şiddetlendiri yor. Kolaylıklar öldürüyor. Uzun fası lalarla tehlikeler arasında tek yudumunu tatabildiğimiz bu öyle bir kevserdi ki günler ve hafatalarca onun damarlarımıza aşıladığı zevkin mestile yaşar, hasretle yanan dudaklarımızı tekrar serinlendir mek için yeni fırsatlar düşürmeye can atardık... Şükran kocasız bir kadm olaydı biribirimize frensiz düşkünlüğümüz böyle emniyet süpapını fırlatacak bir hararete yükselmezdi. Mütemadiyen ugra dığımız güçlüklerin kamçısile ruhlarımız kanayordu. İnsanhğın akla kanuna isyan eden tuhaf halleri. Giyindiği bu al gömleği kadınlığının bütün ince kurnazhklarile gözlerim den kaçırmağa uğraştı. Fakat akh bu çabalamalarda iken nıhu bana hakikati apaçık söylüyordu. Cinaî mes'uliyetlerde ilmin, fennin hukukî hükümleri oldukça kanşıktır. Adaletin darbesi bazan mesulün gayriiradî cinayeti önünde titriyor. Dimağ ve sinirlerimizde her irade gerginliğine dayanacak birer halat kuvveti yoktur. Karı koca cinayetleri ve inti kam vahşetleri hâlâ iki bin yıl evvelki ayni hayvaniyet karakterlerini muhafaza edip gidiyor. Bunda ateşini kanla sön dürmek istiyen intikamcı kör bir nefsin hmcına tatmin zevki aramasından başka hakka, insaniyete yarar bir cihet yoktur. Daha açıkça söyliyeyim. Tabiî icablarla günden güne genişliyen ırz ve namus mefhumlan da hâlâ orta yaş huşunetinde devam edemez. Bu histe vahşetle medeniyetin dönemeç yerindeyiz. Birincisinde çok kurban verdik hiçbir salâha eremedik. Şimdi de tabiî zaruretlerle kafalarımızı denkleştirerek ikincisini deneye Çok deryadil bir koca olmağa çalışan Nedim Uğurun bu tasvir karşısında artık tahammülü taşarak: Modası geçmiş romantizmden biraz da realizme dönelim. Anladık sevişmişsiniz. Bu cennet hulyalı danstan sonraki günlerde sevdanız ne şekiller aldı? Tehlikeyi gözönünde tutarak biribirimizden kaçmağa çok uğraştık. Kaçtıkça biribirinize daha ziyade yaklaşmış oldunuz... Jşte bakmız nasıl biliyorsunuz. Çıra gibi yanıyor, biribirimizden kaçmanm ölüme gitmek olduğunu seziyor gibiy dik. Mubalâğa ediyorsunuz. Aşk yakar fakat öldürdüğü enderdir. Bu ateş her dokunduğunu mezara gömseydi dünya sekenesiz kalırdı. Nerelerde, nasıl buluşurdunuz? Bir modistre mağazasmın üst katında bir oda vardı. Yüzü birkaç renge giren Nedim Uğur hazmi müşkül bir düşünce ile gözlerini bir noktaya diktikten sonra: Mesele benim için elîm, sizin için de iftihara değersizdir. Artık bunu neticelendirelim bitsin... Nasıl emrederseniz... Memnu meyva lezzetlidır amma bundan önünüze tepsi tepsi çıkarırlarsa tadı kalmaz. Bu cihet istikbalin size halle lim. İzdivac bağını çözerek kadmı hıyanetine terkedelim. îşte bu kadar. Çok sade değil mi? Bu hıyanetlerin fiziyolojik, psikolojik sebeblerini ararsak, huzurunda divan duracağımız hak denilen manada bir kelime varsa Şükranm benden değil benim ondan af dilemem lâzım gelir Çünkü karılık kocahk icabı bana karşı katlandığı zarurî teslimiyetlerinde zavallıya çok azab çektirdiğimi anlıyorum. Sinirlerinin antipatik isyanmı bana hisset tirtmemek için kollarımın arasmda mukavemetsiz soguk bir ölü cansızhgını ah yordu. Sevgilerime cevab vermiyen bu vücudün donukluğunu bariz bir nefretin alâmeti sayarak hiddete kapılıyor, onu tartakhya tartaklıya hırpalıyor, sonra da acı sözlerimle zehirliyordum. Beni sevemiyen bir kadına işkence çektirmek için kocalık sıfatınm bir hak olamıyacağını nihayet anladım. Viyanada çevrilen ve Avusturya saraylarındaki ziyafet ve müsamerelerin göz kamaştırıcı lüks ve ihtişamı arasında Avusturya dansının en meşhur bir yıldızının aşk romanım tasvir eden: f • Namus Lekesi Son Z a f e r i 13,30, Program, 13.35 Müzik (Çigan vesalre Pl.) 14,00 Memleket saat âyan; ajans; meteoroloji haberleri. 14.10 Tüık müziği (Fasıl heyeti) Çalanlar: Vecihe, Ruşen Ferid Kam, Cevdet Kozan. Okuyan: Melek Tokgöz. 14,40 15,30 Müzik (Cazband Pl.) 17.30 filminde, Viyana Grand Operasının baletleri de dansediyor: Program. 17.35 Müzik (Dans saati Pl.) 18.15 llâveten: EKLER JURNAL, son dünya haberleri Türk müziği (Fasıl heyeti Celâl Tokses ve arkadaşları). 19.00 Konuşma (Dış poliBugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâtlı matineler tika hâdiseleri). 19,15 Türk müziği (Halk 1111151*151). Orta Anadolu koşma ve türküleri. Saz şairi Sivaslı Aşık Veysel ve İbrahim. 19,30 Türk müziği Çalanlar: Vecihe, Ruşen Ferid Kam, Cevdet Kozan. Mes'ud Cemll. Herkesin hayranlıkla seyr edeceği 2 büyük film Okuyan: Nuri Halil Poyraz. 1 Zavil peşrevi. 2 Faik Beyin Zavil kân (Yaktı cânü bezmi). Güfte: Nedimin. 3 Haşim Beyin Zavil şarkı (İstersen gel gidelim). VICTOR FRANSEN 3 silâhsor KOVBOYLAR 4 Dedenin Mahur şarkısı (Gönül adlı bülbülüm var). 5 Köçekçe türküleri. 20 Ajans, meteoroloji haberleri, ziraat borsası (fiat) 20,15 •Temsil (Fuzulî gecesi) Tertib eden: İbrahim Delideniz. Temsile Ankara radyosu küme okuyucuları Mes'ud Cemilin idaresinde lştirak edecektir. 21.15 MemlsIcet saat âyan. 21,15 Esham, tahvilât, kamTiNO ROSSi Deanna Durb^n biyo nukud borsası (fiat) 21.25 Folklor saati (Halk musikimlz ve garb musiki tektüSeanslar : 2,30 7 ve 8.30 Tel. 43143 ği) Halil Bedl Yönetgen. Sadi Yaver Ataman, Cemal Reşid. 22,00 Haftalık posta kutusu. 22,30 Müzik (Kücük orkestra. Şef: Necib Aşkın). 23,00 Müzik (Cazband Pl.V 23.4524 Son ajans haberleri ve yarınkl program. SOFYA: 17.35 Oda musiklsl, 20,35 Oda musikisi. 23.35 Karışık musiki. Müşterek repertuvarınuzın söz götürmez en büyük, muhteşem ILONDRA (342 877): misilsiz ve ölmez eserlerini ar ka arkaya göstereceğiz: 18,05 Orkestra ve şan konserl: Schubert, Mendelsshon ve sair bestekârların e^erlerl. 21.55 Piyano feonseri. PARİS (Radio): 22,35 Senfonik konser. PARİS (P. T. T.): 19.05 Orkestra ve solistler konserl. 22,15 Werther (Massenet'nln operası). BEROMÜNSTER: 22,05 Orkestra ve şan konserl: Thomas. J. Strauss, Bizet'nin eserlerl. Seyrine doyulmıyan vodvil İTALYA (1 inci gnıp: 421 713): Yapan: 22.05 Neş'eler diyarı (Lehar'm opereti) İTALYA (İklncl grup: 536 560): 22,05 Zandonai'nin operalarından parlar. VARŞOVA: 1635 Orkestra konserl. 17,40 Kuvartet konserl: Haydn'in eserlerl. 20.05 Karışık musiki ve şan. 23.10 Operet parçaları. BÜKRBŞ: 19,35 Hafif "muslkl. 22,20 Şan konseri. BUDAPEŞTE: 18,45 Orkestra konserl. 24.05 Hafif musiki konseri. Not: Radyomuzun Temsil kolunun yeni bir Saat 1 den itibaren devamlı matineler sürprizi olarak İstanbul Şehir tiyatrosundan kıymetli ve sevimli san'atkârımız İ. 1 ATATURK'ün Samsuna girişi: TüRKÇE " ^ ™ ^ Galib Arcan ve Halide Pişkin temsil galası vennek üzere İstanbuldan davet edil mişlerdir. Ankara Temsil kolu san'atkârlarile beıgün 2 TUrkçe film. Seanslar 1 3 de ve 8.3O da | raber 11 mart cumartesi akşamı saat 20,15 te büyük bir temsil galası vereceklerdir. Karagümrük A Y S U Sinemasında KIRIK ZAMBAK TeTeS A K I N sinemasmda YAKAN BUSELER Mevsim Beşiktaş SUAD PARK 3 MODERN KIZ sinemasmda Sonları dolayısile 1 Bütün dünyada şöhret alan S EGOOPERİ• Z İ N GOLBERTİ K CLOOETTE C GARRY Ernest Lubich Madleîn Carol 2ATES ÇENBERİ ALEMDAR ve MiLLÎ A Y N A R O Z K A D I S I I Şarkm hassas ince ruhundan kopan LEYLA MURAD'in Arap diyarmm ses kralı A B D Ü L V E H A B ' I I I YAŞASIN Sinemalannın vâsi salonlarını önümüzdeki çarşamba akşamından itibaren çınlatacaktır. Biletlerin evvelden tedariki rica olunur. SUMER ve TAKSiM AŞK Bülbül nağmelerile süslenmiş üâhî ve lâhuti Sesi Ekstra süper filminde İGÖTE'nin gz, VERTER'in Turkçe sözlü bugün Halkımızın rabatça görebilmesi için BUYÜK AŞKI GÖZLERİNİZLE GÖRDÜĞÜNÜZE İNANAMIYACAĞINIZ SAHNELER SİNEMA TEKNİĞİNİN EN SON SÖZÜ SÎZİ HAYRET VE DEHŞET İÇİNDE BIRAKACAK BİR ŞAHESER: K A S I R G A Baş rollerde İ P E K ve S A R A Y DOROTHY LAMOUR JOHN HALL Fransızca sözlü nushası yalnız Sinerralarmda birden E L E K sinemasında Bugün saat 12,45 ve 2,30 da tenzilâtlı matineler (Dikkat: Tenzilâtlı biletler saat tam 2,30 a kadar verilir.) Filme ilâve olarak: 1 MİLLÎ ŞEFİMİZ İSMET İNÖNÜ ÜNİVERSİTEDE. 2 BALKAN ANTANTI. 3 YE Ni İNGİLİZ SEFİRI ANKARADA. 4 JURNAL. HÜSEYtN RAHMt GpRPINAR Gedikpaşa A Z A K sinemasında Bugün Kadıköy HALKIN Yazan: C E L Â L MUSAHİPOĞLU H A L E ' de UMUMÎ İSTEĞ1 ÜZERİNE L Temdid edildi. TÜRK SAN'ATİ TÜRK MUSİKİSİ TÜRK SAN'ATKÂRI ASIL YURDDAN BİR KAVUK DEVRiLDi DEKOR 1 AŞKTAN DAHA KUVVETLi ( PATRÎYOT) M ş u Yıldız L I D A eh r B A R O V A tarafından büyük casus filmi. Bu senenin iki büyük şaheserini birden goreceksiniz. 2MEŞ'UM KADIN J\ | \ l K IL Lı tarafından aşk ve heyecanla dolu sergüzeşt Hlmi. ^ B ^ ^ ^ ı ^ ^ ı ^ B H Her balde görmenizi tavsiye ederiz. ^^a^mt^^^mm^mtı^a^^^

Bu sayıdan diğer sayfalar: