23 Temmuz 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

23 Temmuz 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUTVniURfYET 23 Temmuz 1939 Japonya İngiltere ile anlaştı Çinde îngîltere aleyhine hiçbir tahrikât yapılmıyacak IBastaraft 1 inci sahifede] Şehirde sıtma mücadelesi [Baştarafı 1 inci sahifede] Almanya, serbest şehri şartsız olarak istiyor Berlinin kanaati bu iş için harb etmemektir, fakat, Polonya, bu talebde ısrar edilirse derhal silâha sarılacağını teyid etti Berlin, 22 (a.a.) Yanresmî Alman mehafili, Danzig meselesinin serbest şehrin kayıd ve şartsız olarak ve herhangi muvakkat bir tesviye suretine müracaat edilmeksizin Almanyaya iadesi suretile halledilmesi lâzım olduğunu, yalnız Aİmanyanın bu neticeyi muslihane bir tarzda elde etmek arzusunda bulunduğunu beyan etmektedirler. Almanya, mütearnzane emeller beslememekte ve bir harbe sebebiyet vermek arzusunda bulunmamaktad'r. Bu mehafil, Danzig'in Almanyaya ne suretle rücu edeceği ve bu işin hangi tarihte yapılacağı hakkında bir guna malumat vermemektedirler. Ayni mehafil, sadece meselenin ilânihaye talik edilmiyeceğini, ancak, birkaç ay intizara tahammülü olduğunu beyan etmektedir. bileceği hakkında şayialar dönmekte ise de bunun îngiltere tarafından yapılacağ: hakkında bir sarahat yokrur ve resmî mahfillerde böyle bir tasavvurun mevcud olduğu teyid edilmemektedir. Avam Kamarası tatile ginmeden önce, Çemberlayn tarafından bütün meseleler hakkında şümullü beyanatta bulunulacaktır. Mihver bir blok mudur? IBasmakaleden devam\ cflere beyanatta bulunarak şunlan söylemiştir: « Buhran tamamile zail olmuştur. îngiltere ile aramızda mevcud ihtilâflar esas itibarile halledilmiştir. Anlaşma yalnız Tientsin hâdiselerile alâkadar olmayıp, utnumî vaziyete şamildir. Umumiyetle Çin meseleleri halledilmiştir. Bundan sonra, Çinde Ingiltere aleyhine tahrikâta müsaade edilmiyecektir.» Salâhiyettar Ingiliz mehafiline göre, Ingiltere Çinde harb vaziyeti mevcud olduğunu tanımış, fakat muharib hakkı meselesi mevzuu bahsolmamıştır. îngitere, ayrıca îngiliz imtiyazlı mıntakalarmda Çinlilerin tahrikâtına müsaade etmemeği deruhde eylemiştir. Buna mukabil, Japonlar da Çindeki Ingiliz hukukuna riayeti kabul etmişlerdir. Ingiliz Başvekili Çemberlayn, Japonya ile hasıl olan anlaşma hakkında yarın Avam Kamarasında mühim beyanatta bulunacaktır. Tokyo 22 (a.a.) Asahi gazetesi, Ârita Craigie anlaşması hakkında şu malumatı vermektedir: Arita ve Craigie arasmda dün elde edilen prensip anlaşması, İngilterenin aşağıdaki Japon taleblerini kabul etmesi üzerine vukua gelmiştir: 1 Ingiltere, Çinde halen mevcud filî vaziyeti tanımaktadır. 2 îngiltere, Çinde Japon ordusunun mevcudiyetine dokunacak ve yahud Çinde sükun ve nizamı ihlâl edebilecek hareketlerde bulunmamayı taahhüd eylemektedir. 3 îngiltere, Çindeki Ingiliz makamlarına bu tarzda talimat gönderecektir. Diğer taraftan Tokyoda oturan yabancı müsahidlere göre, înugiltere, Japon taleblerini, Japonyanm Çindeki ıngiliz menfaatlerini tanımakta devam edeceği hak kında verdiği kat'î teminata mukabil kabu' eylemiştir. İyi haber alan Ingiliz mahfilleri ise îngiliz hattı hareketini, bitaraflık vazifelerin'n ve Japonyanm «filî muharib taraf» Hklarının tanmması olarak tefsir etmektedir. mektedir. Buna mukabil Japonya, Komintern aleyhindeki misaka dahil Avrupa devletlerini himaye ve müdafaa etmemeği taahhüd edecektir. Bu da Çini kendi akıbetine terketmek suretile Japonyanm bitaraflığmı satın almak demektir. Tiyensin ablukasının mevzuu bahsetmış olduğu meseleler, çok geniştir. Bu meseleler, Uzak Şarktaki vaziyet ile Avrupadaki vaziyet arasındaki münasebetlenn ne kadar sıklaşmış olduğunu göstermektedir. Bu meseleler, Japonyanm Komintern aleyhindeki misaktan elde etmekte olduğu fevaidin tehlikeye ilka edilemiyecfk derecede mühim olduğunu da gÖstermektedir. Japonya, ayni neticeyi îngilteresiz de îngiltere ile de elde edebilir.» mıştır. Derenin ağzı uzun müddettenberi tıkanmış olduğudan sulann yaptığı teressübat; bütün bu muhitin, sıhhatini tehdid etmektedir. müdafaa uğrımda sarfedilen bütün milyonlan can ve gönülden hükumete bağışlamıştır. Halbuki, hareketlerinde zahirî biı ahenk görülen mihver devletleri bu vaziyette bulunuyorlar mı? Bu memleketlerde hüküm süren istibdad idaresi, matbuata bakarak kat'î fikirler ileri sürmemize her nekadar mâni ise de, iki devletin umumî vaziyetini gözönüne getirmek suretile hakikate uygun bir netice elde etmek mümkündür. îlkönce Almanyaya bakalım: Bir defa, doksan milyonluk kütlenîn on milyonu Almanlığa tamamen yabancı biı millettir. Nasyonal sosyalist hükumeti burada ancak şiddetli askerî tedbirler sayesinde tutunabiliyor. Demek ki bu on milyon Almanya için bir kuvvetten ziyade biı yüktür. Geri kalan seksen milyonun yüz* de kırktan fazlasını katolikler teşkil eder, Bunlar din, an'ane, siyasî ve içtimaî temayül bakımmdan kendilerini şimal Almanlanna, bilhassa Prusyalılara nazaran bambaşka hissederler. Ondokuzuncu asrın, şahidleri henüz yaşıyan tarihi bumi açıkça gösterir. Şimal Almanı nekadar mütehakkim, inzıbatçı ve fütuhatçl ise cenub Almanı da o kadar yumuşak, hürriyetperver ve sakindir. Prusyanın tahak» kümüne karşı katolik Almanlar, insiyakî diyebileceğim bir nefret hissi beslerler. Eğer Versailles kahramanlan Avusturyayi kesip. budayıp ayakta duramaz bir hale so kacaklan yerde, Bavvera gibi katolik Alman eyaletlerini de ilâve suretile bilâkid onun yaşama imkânlarını temin etmiş olsalardı, bugün orta Avrupadaki gayritabil vaziyet herhalde meydana çıkmazdı. Neyse, bu da baska bir bahistir. Görüyoruz ki Almanya, öyle iddia edildiği gibî müttehid bir manzara arzetmekten hayli uzaktır. Ayamama deresi Amerikamn vaziyeti Japonya mihoerden ayrtlıyor mu? Berlin, 22 (a.a.) Havas ajansından: Arita ile Craigie arasmda cereyan eden müzakerelere aid Tokyodan gelen haberler ve en miihim meseleler hakkında şimdiden bir itilâf husulünün tahmin edilmesinin mümkün görünmesi keyfiyeti, siyasî AJman mehafilinde biraz asabiyet tevlid etmiştir. Şimdiye kadar bu müzakerelerin akamete uğrayacağı tahmin edilmişti. Ve gazeteler, bu akamet yüzünden Japonya ile Ingiltere arasındaki gerginliğin biraz daha artacağı ümidini gizlememişlerdi. §imdi Tokyo ile Londra arasındaki münasebatm salâh bulmasmın îngil\ereye Avrupada daha büyük bir hareket serbestisi bahşetmesinden endişe edilmektedir. îktısadî bir cnecmua olan Witschaftsring'in son nüshasmda manidar bir mütalea vardır. Bu mecmua, Japonyadan îngiltere ile olan muhabbetinden dolayı Komintern aleyhine beraberce bir misak im cezalarını bildirmişlerdir. Raif Karadeniz, Leh tngiliz malî za etmiş olduğu arkadaşile münasebetleri manifatura tacirlerinin sun'ü taksirleri olni tehlikeye koymamasmı rica etmektedir. madan uğradıklan bu cezanın idareten amüzakereleri lınmaması lâzım geldiğini kani olmuş ve Bu mecmua, diyor ki: Londra, 22 (a.a.) Koc, öğle vak«Herhalde îngiltere ile Japonya ara Ankaraya gider gitmez bu hususta emir ti Leithross ile görüşmek üzere Hazine sındaki münasebetle/in sonu, gerek Ja vereceğini söylemiştir. Nezaretine gitmiştir. Polonyanın tedavül ponyanm haricî siyaseti, gerek Çindeki Vekilin Valiyi ziyareti mevkiindeki paralarmm tezyidi ihtimaîine vaziyeti için fevkalâde mühim olacaktır. înhisarlar Vekili Raif Karadeniz, dün karşı altın olarak garanti vücude getirilİngilterede böyle düşünülmektedir. Lon öğleden evvel Vilâyette Vali ve Beîediye mesine müteallik olup halen halledilmemiş drada daha şimdiden Uzakşarkta Japon Reisi Lutfi Kırdarla bazı işler üzerinde olan yegâne meselenin bu cnüzakereler esya lehine bir müdahale icrası derpiş edil gÖrüsmüstür. ' nasmda halledileceei tahmin edilmektedir. Vaşington, 22 (a.a.) Hull, bir gazetecinin îngiltere ile Japonya arasmda Tiyentsin hakkında yapılan müzakerelerden Amerikaya muttariden malumat verilmiş olduğu suretindeki bir gazete haberi metninde sormuş olduğu suale cevaben muhatabına 19 haziran 1939 tarihinde yapmış olduğu beyanata müracaat etmesi tavsiyesinde bulunmuştur. O tarihte Hull, Amerikamn ihtilâfm zuhuru anındaki hâdise ile bir guna alâkası olmadığını, bilâhare bu hâdisenin inkişaflan dolayısile ve Japon hükumeti namma söz söylemeğe salâhiyettar bir zat ile diğer alâkadar hükumetler tarafından yapılan beyanata nazaran hâdisenin umumî cephelerile alâkalanmış bulunduğunu söylemiştir. Bundan başka Hull, dün Kolumbiya Reisicumhuru tarafından irad edilmiş olan nutuk, dolayısile fevkalâde memnuniyet izKarasinek var mı? har etmiş ve bu nutku, Amerika ittihadı Bundan başka, şehirde, mevsim *cabı davasına hizmet eden devlet adamlarının karasinek de çoğalmıştır. Kadıköy, Göziyi görüşlerini ve meziyetlerini ispat eden tepe, Erenköy havalisinde de, bütün tabeyanat diye tavsif etmiştir. kayyüdlere rağmen, sivrisinek istilâsının tamamile önü almmış değildir. Bu haşerenin çoğalmasma başlıca sebeb, sayfiyeye göç edenlerin evlerinde açık bırakılan kuyu ve sarnıçlardır. Birer hekim refaka[Baştarafı 1 inci sahifede'] tinde, mahalleleri dolaşan sıhhat meınurheyet Gümrükler Vekilinin nezdinde uzun ları, sivrisineklere yuva hizmetini gören müddet kalmıştır. Aldığımız malumata çukurlara mazot döktürmekte, aynca evnazaran Komisyoncular vekilden ötedensahiblerine de bu hususta icab eden tebliberi proje haünde kalan Komisyoncular gatta bulunmaktadır. kanun lâyihasının Büyük Millet Mecüsine sevki, karnesiz komisyonculann gümrüklerde çalışmasma meydan verilmemesi ve komisyonculuk mesleğinin tarsini için temennilerde bulunmuşlardır. Vekil bütün [Baştarafı 1 inci sdhijede\ bu müracaatleri nazarı dikkate alacağım arasından ve îcra Vekilleri tarafından sebildirmiştir. çilecek; Ticaret Odası ve Umumî MecliManifaturacıların ziyareti sin göstereceği azaların da intihab keyfiBundan sonra Gümrükler Vekili Mar.iyeti Maliye Vekâletince tasdik olunacakfaturacılar birliğinden bir heyeti kabul ettır. Ayrıca komisyonlara Maliye Vekâleri miştir. Bir saat kadar Vekilin nezdinde tarafından raportörler ve kâtibler tayin kalan bu heyet manifatura ticaretini alâedilecektir. Bunların tahsisatı vilâyetlerin kadar eden temennilerde bulunmuştur. hususî idareler bütçelerinde açılacak bir Manifaturacılar birliği heyeti Gümrükler Vekiline bilhassa Aİmanyanın hakikî pa fasılla temin olunacakhr. Bu komisyonlamuk yerine pamuklu mensucata mütema rın mukarreratma vuku bulacak itirazlar diyen sun'î istihsal edilen pamuğu kat Ankarada faaliyette bulunacak olan Yükması dolayısile düştükleri müşkül vaziyeti sek temyiz heyeti tarafından tetkik edilebildirmişler ve bu yüzden gümrükte bu mal cektir. Hali hazırda faaliyette bulunan ların muayenesi neticesinde hiç farkında bina istinaf komisyonlarile kazanc itiraz olmadan ve sırf Alman sanayiinin sipari komisyonları yeni heyetlerin teşekkülüne şe uygun mevaddı göndermemesinden dola kadar muvakkaten vazifelerine devam eyı uğradıklan yekunu muazzam gümrük deceklerdir. Şimdiki halde sıtma ile mücadele, yalnız Küçükçekmece ve Floryaya inhisar ediyor. Bu mıntakalar dahilinde bulunan mahallelerde, goze çarpan bütün su birikintilerine peyderpey ve semt semt dolaşîlmak suretile, mazot dökülmektedir. Ancak, bu küçük mahallî tedbirlerle sıtmanın kökünü kesmek imkânsız olduğu takdir edildiğinden Ayamama deresinia temizlenmesi kat'î surette kararlaşmıştır. Su mühendislerinden Macidin riyasetinde bir heyet, derenin tathiri ve bataklık teşkil eden sahanın kurutulması işi üzerinde fennî tetkiklere başlamışlardır. Bu tetkikler bittikten sonra mütehassıs heyet, temizleme ve kurutma ameliyesinin ne miktar para ile temin edilebileceği hakkında hazırlayacakları raporu, alâkadar makama verecektir. Köy kanununun salâhiyetine istinaden, bu iş için, köylüden imece suretile bir miktar para tahsil edilmiştir. Bu para batakhğm kurutulmasma kâfi geldiği takdirde hemen işe başlanacaktır. Diğer taraftan, şehrin bazı setntlerinde de mevziî sıtma vak'alarma raslanmakta ve buna da, sivrisineklerin çoğalması, sebeb olarak gösterilmektedır. Maamafih, sıtmanm asıl kesif bir halde bulunduğu mıntakalar şimdilik Bakırköy ve Yeşilköy havalisine inhisar ediyor. Bu civarda bulunan köyler halkı arasmda sıtmaya yakalananlar pek çoktur. Muhtemel bir sa'gını önlemek için; Vilâyet ve Beîediye sıhhat idaralerince müştereken icab eden tedbirler almmaktadır. Leh mehafilinin kanaati Frantız mehafilinin kanaati Manifaturacılar müşkül vaziyette! Paris, 22 (a.a.) îyi malumat almakta olan mehafil, Aİmanyanın Münih hakkmdaki beyanatına büyük bir ehemmiyet atfetmektedirler. Bu mehafil diyor ki: « Almanya, eski usullerinden vazgeçmiş değildir. Fakat Danzig meselesi, Alman mütalebatınm şimdiye kadar ortaya atmış olduğu meselelerden büsbütün başkadır. Binnetice Aİmanyanın muslihane niyet ve tasavvurlanna işaret eden yarı resmî Alman beyanatı zihinleri tejviş etmekten başka bir işe yaramaz. Çünkü, Almanya, her türlü fedakârlıktan imtina etmektedir.» Ayni mehafil, Beck ile Çemberlayn ve Daladye'nin müteaddid defalar hattı hareketlerini açıkça izah etmiş olduklarını hahrlatmakta ve dünkü Alman beyanahnın bu hattı hareketleri değiştirmesinin pek ziyade ihtimal haricinde olduğunu ilâve etmektedirler. Varşova, 22 (a.a.) Söz söylemeğe salâhiyettar Alman mümessillerinin «îngilterenin bir harbe mani olmak için Polonya üzerinde kâfi derecede nüfuzu olduğu, Aİmanyanın barışı tehdid etmediğ ve fakat Danzig'in iadesini istediği» tarzında ileri sürdükleri formüllerden bahseden siyasî mahfiller, Almanların Avrupa müvazenesini bozmak istedikleri zaman bu kabil sözler söylemeğe alışkın olduklarını hahrlatmakta ve Almanya tarafından Danzig'in ilhakı için tatbik edilecek usul ve şekil ne olursa olsun, Polonyanın bunu mevcud vaziyetin ihlâli addederek harekete geçeceğini tekrar etmektedirler. Ayni mahfillerde, Almanya Danzig'in ilhakını başarmakta ısrar ettiği takdirde Polonyanın silâha sanlacağına dair Smigly Rydz tarafından yapılan son beyanat hatırlatılmaktadır. Dr. Wolhtat Londrada görüştü? neler Londrada nikbinlik Londra, 22 (a.a.) Press Association'a göre, siyasî mahfiller Almanya ile Polonya arasmda sulh yolile bir anlaşma hasıl olacağını ütnid etmektedirler. Çok uzun sürmeden bir tavassut teklifi yapıla' Hatayda bugünkü büyük merasim [Baştarajt l İnci / Bina ve Kazanc İtiraz komisyonları lâğvediliyor diye selâmlamış, asker de varol, diye mukabelede bulunmuştur. Mitlet Meclisi mümessili, istasyonun dışında yer almış bulunan mekteblilerle ızciler ve her sınıf halk teşekkülleri taratından içten sevgi tezahüratile karşılanniış ve Sökmensüer ve Şükrü Kanatlı ile otcmobile binerek îskendemn Halkevine gitmiştir. §ehrin ana yolu üzerinde toplanmış olan Hatay ve civar vilâyetlerden gelmiş binlerce halk, Millet Meclisi mümessillerini, «Yaşasın Millî 5ef. yaşasm Cumhuriyet, yaşasın Millet Meclisi» diye selâmlamışlardır. Halkevinde bulundukları esnada caddede toplanan halk misafirleri yaşasm diye defatla selâmlamış ve Millî Şefe karşı bağhlık ifadesi olan tezahüratta bulun cnuştur. Bugünkü merasim. Yann büyük gününü kutlulıyacak olan Hatay daha bugünden büyük bayramına başlamıştır. Bütün civar vilâyetlerden binlerce halk muhtelif nakil vasıtalarile buraya gelmekte devam ediyor. Civar vilâyetler halkınm yeni kardeş vilâyete karşı bu derin alâkalan taıifin fevkindedir. Muayyen trenlerle giden halktan başka, Adana istasyonunda görülen izdiham karşısmda Devlet Demiryollan idaresi, meclis, parti ve civar vüâ Berlin 22 (a.a.) Londrada balina balığı avı enternasyonal konferansına iştirak etmiş olan doktor Wolhtat, Londra dan Berline dönmüştür. îyi haber alan Alman mahfillerinde tebarüz ettirildiğine göre, doktor Wolhtet, Londrada iken, Evian mülteciler komite Bir de îtalyayî gözden geçîrelim: sine mensub îngiliz mahfillerile temaslar Bu memlekette üc haleti ruhiye yaşarl da bulunmak fırsatmı bulmuş ve bu mah1 Katolik haleti ruhiyesi fillere, Yahudi muhacereti meselesinin 2 Kralcılık haleti ruhiyesi halli bahsinde Alman tekliflerini bildir 3 Faşi"t haleti ruhiyesi. miştir. Berlinde söylendiğine göre, doktor Bunların üçüncüsü, iktidar mevkiinl Wolthtat, bu meselenin müstakbel inkisafı hakkında çok iyi intıbalarla Londra ele aldığı gündenberi ilk ikisile mücadeleye girişmiş, fakat hıVbirini yenmeye mudan dönmüştür. vaffak olamamıştır. Faşizmin başlangıcmda Mussolini Kralı devirerek, yerine, eskî Roma devirlerinde olduğu gibi diktatöryetler mümessillerini îskenderuna götürlük getirmek istiyordu. Faşizmb esas teş* mek için haziTİatbğı hususî trene müteadkilât kanununda Krala dair tek fıkra bils did vagonlar ilâve etmiş ve bu suretle Abulunmaması bundandır. Fakat o zamant danalıların bu güzel arzuları karşılanm'şar, halk tarafından şiddetli bir mukavetır. Bu suretle teşekkül eden hususî tren mete maruz kalan Duçe, fikrinden vazgei bütün güzergâhtaki istasyonlarda samimî çerek işi oluruna bağlamış, esas teşkilât ka< surette karşılanmıştır. nununa nazaran ne hukukî, ne de siyasî Ankarada hiçbir foncuonu kalmıyan Krala dokunaAnkara, 22 (a.a.) Hatayın Anamamıştı. Katolik haleti ruhiyesi, Kraldan yurda ilhakı dolayısile 23 temmuz pazar da üstündür. Hıristiyanlığm merkezini günü saat 21 de Ankara Halkevinde bir içine alan îtalya, dünyanm en koyu dintören yapılacaktır. dar memleketlerinden biridir. Halbukî Hatay zaferimizin bütün yurdda uyan : aşizm, nasyonal sosyalizm gibi, kendini d)rdığı büyük sevincin güzel bir tezahüdinden üstün tutar. Bu itibarla 1927 de rünü ifade edecek olan bu törenin, geniş D apa ile imzaladığı Latran muahedesin* bir kütleyi çerçevesi içine alması düşünüağmen, kilise ve Mussolini bir türlü anlerek Halkevi meydanında yapılması kalaşamamışlardır. îtalyan ruhu üzerinde rarlaştırılmıştır. D apanm münakaşa kabul etmez bir nüTörene saat 21 de bando ile «îstiklâl uzu olduğunu ve Mukaddes Pederin kamarşı» çalınarak başlanacaktır. yıdsız şartsız sulh taraftan bulunduğunu Bundan sonra muallim Muhiddin Dohatırlamak, îtalyanm iç vaziyeti hakkmda ğan İnözü tarafından bugünün büyüklübize kâfi bir fikir verir, sanınm. ğünü izah eden bir «söylev» verilecek ve Şimdi bir de bu iki memleketin karşıhataylı Azmi Baysal hemşerilerinin hissiıklı vaziyetlerine bir göz atalım: yatma terceman olacaktır. '.VA7.AN: MAURİCE KI/AMET yO DEKOBRA ÇEVIRtN^HAMDİ VAROGLU ki fındığı kırdıktan sonra, ayni sükunetle cevab verdi: Andre gibi bir kadın mı? Yerinde dursun. Bir baş belâsı yeter! Esmer yıldız, bu iltifata, bütün şirretliğile mukabele etmeye hazırlanıyordu. Ellerini kalçalarma dayadı; sahne vazıını tepeden rırnağa süzerek: 57 mağa başladı: Nasıl?Nasıl? Ben deli miyim? Deli sizsiniz asıl. Şu senaryoya bir bakm. 12.3 numarada bir çift tokat yiyecekmişim.. 212 de arkama bir tekme vurulacakmış... 330 numarada sırtıma... Krakenviç'in sabn tükenmişti. Andrenin sözünü yarıda kesti; ellerini havaya kaldırdı: Dublür! dedi. Evet, dile kolay! Bulsana bakalım! Sonra, hiç birşey olmamış gibi sakin, sakit oturan Varişkof'a dönerek ilâve etti: Sen Andre gibi bir kadın tanıyor musun? Sahne vazu, dişlerini sıkarak, ağzında Durun, demişti, aklıma birşey geldi. Andre'ye bir dublür bulur gibi oldum. Krakenviç'in aklına gelen şey, Cabriel'di. Topu topu iki defa, bir iki dakika kadar devam eden görüsme esnasmda hatırında kaldıSına göre, figüranlık istiyen bu fal meraklısı kız, Andre'ye hay Bana baksanıza kuzum, dedi, is lice benziyordu. Eğer hâlâ dışandaki sıter misiniz, size, terbiyenin ne olduğunu ranın üstünde iskambil falı açmakla meşgulse, bu iş oldu demekti. bir parça öğreteyim? Krakenviç, masanm üstünde duran yıîVarişkof, gene istifini bozmadı. Kırdıdızm bir fotografmı kaptığı gibi, bu biriğı fındığın kabuğunu kemali dikkat ve ihtimamla ayıkladı; fındığı ağzına attı, ye cik ümidin peşinden koştu. di; neden sonra, cevab verdi: Elinde, heykel vücudlü yıldızın foto Terbiyeli değilim ama, samimi grafı olduğu halde, iki saniy? sonra kendisini intizar odasmda bulan rejisör, fiyim! Bu mukabele, Andre'yi büsbütün çi güranlığa talib gene kızı odada bulamaleden çıkarmıştı. Ellerini hâlâ kalçalann dı. Oda bomboştu. Gabriel, iskambillerida muhafaza edişi, kameti azıtmak için ni toplamış, çekilip gitmişti. Falm iyi fırsat beklediğini gösteriyordu. Varişko çıkmasma rağmen, ümidinin kırıldığı anfun, gemi azıya almış bu öfke tufanı kar laşılıyordu. Krakenviç, meyus nazarlarla etrafına şısmdaki soğukkanlılığı ona bu fırsatı vebakmarak: recek en mükemmel bir sebebdi. Eyvahlar olsun, gitmiş! diye söyFakat, bu defa Krakenviç'in müdahalesi, bu öfke kasırgasmın patlamasına lendi. Acaba nereye gitti? Odadan çıktı. Koridoru boydan bomeydan vermedi. Rejisör, elinin amirane bir hareketile araya girmiş, yıldızı sus ya geçerek araştırdı. Gene kızdan eser yoktu. Sokak kapısma koştu. Dışarı çıkturmuş: Bu sefer, masaya yumruk indirmekten vazgeçerek, sadece bağırmağa devam etti: Oküz gibi yüzüme bakıp maymun gibi fmdık yiyeceğine, dediğime kulak ver. Düblürlük edecek birisini bulmazsanız bir dakika duruculardan değilim. İşinize gelirse! Kavganın tam bu noktasında odaya giren Krakenviç lâkırdıya karışmak istedi: Ne yapıyorsun Andre? Sen deli mi oldun kuzum? diyecek oldu. Lâkırdısı ağzma tıkılıp kaldı. Güzel yıldız, onun bu müdahalesini, sesini bir perde daha yükselterek daha şirret bir eda ile karşılamıştı. Masa üstünde duran senaryo defterini yakaladı. Kapağına vura vura haykır îtalyanlar Almanları hiç sevmezler. Nutukları müteakıb seçme millî filmler ve Hatay mevzuu üzerinde hazırlan Memleketlerinin büyük bir kısmı asırlarca Habsburg'Iarın çizmesi altında inlemiştir. mıs olan millî bir oyun gösterilecektir. 24 temmuz akşamı gene Halkevi mey 'ermen istilâsının ne demek olduğunu, danında saat 21 de Lozan zaferimizin Cermen tahakkümünün nerelere kadar yıldönümü münasebetile büyük bir tören ;idebileceğini îtalyan halkı iyi bilir. hazırlanmıstrr. Almanlara gelince, yanmada sakinleine karşı onlarda da bir itimadsızlık, bir tı. Gabriel, stüdyonun kapısından h.tnüz ayrılmış, aheste adımlarla uzaklaşıyor îoğukluk vardır. Herkese olduğu gibi talyanlara da yukarıdan bakarlar. Ve du. belki de haklı olarak îtalyanlardan iyi asKrakenviç segirtti. Gene kızı yolda durdurdu. Elindeki fotografla onun ara ;er çıkamıyacağmı iddia ederler. Kısa bir tetkikten sonra, bir blok teşkil sında bir mukayese yaptıktan sonra: ettiği ileri sürülen mihver devletlerinin va T a m a m ! dedi. Ayni silüet, ayni ziyeti hakkında bu neticeye varıyoruz. yapı. Mükemmel! Şüphesiz, emirle çalışan matbuata bakaVe, figüranlık için stüdyoya başvuıan gene kızm aşmdırdığı bu kaldırım üzerin ak ayni şeyleri görmek, hatta uzaktan sezmek mümkün değildir. Ancak şu vaı de, Gabriel'e şu suali sordu: :i, emir vermek suretile tarihî ve içtimaî Figüranlığa hâlâ talib misiniz? hakikatleri de ortadan kaldırmak kimseye Gabriel, hayretinden ağzı açık, ona müyesser olamamıştır. baka kalmıştı. Az evvelki müstehzi sözNADİR NADJ lerle, şu andaki telâşın ve alâkanın birbirile münasebetini bulamıyor, rejisörün, Yahudiler hakkında yeni peşi sıra koşarak, damdan düşercesine bu bir karar suali sormasına mana veremiyordu. Prag 22 (a.a.) Çek Ajansı YahuBunun da, kendisile alay edilmek için tertib olunmuş bir numara olduğuna ka di hakkmdaki kararname suretine ilâve naat getirmişti. ten bugün imzalanan bir kararnamen.n Krakenviç, gene kızm cevab vermedi metnini neşretmektedir. Yahudilerin vaziğmi görünce, suali tekrar etti: yetini bir kat daha vahimleştiren bu son Figüranlığa hâlâ talib misiiiz? di kararnameye göre, Yahudiler, nişan yü ye soruyorum. Film çevirmek için içiniz zükleri de dahil olmak üzere ellerinde bude el'an arzu var mı? . lunan altın, gümüş, plâtin nekadar eşya Gabriel, dargın bir çehre ile, sitem etvarsa hepsini hükumet makamlarına bil • ti: dirmeğe mecbur bulunmaktadır. (.Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: