16 Ağustos 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Ağustos 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtYET 16 Ağustos 1939 TARİHİ ROMAN 1 Buhara Güneşi Yazan: ORHAN RAHMt Yeni muhriblerimiz ( Şehir ve Memleket HaberlerLj Siyasî Satie meselesi Takas sirketî Alman İtalyan görüşmeleri îmalî Tirol'da Salzburg'da İtalyan Hariciye Nazırı Kont Ciano, Almanya Hariciye Nazın Von Ribbentrop ve daha sonra Hitler'le yaptığı görüşmeler nihayet bulduğundan, layyare ile Roma'ya dönmüş ve raporunu Mussolini'ye vermiştir. Salzburg görüşmeleri, iki tarafın sefirlerile Hariciye Nezaretleri erkânı iştirak ettiklerinden resmî mahiyette olduğu halde, sonunda resmî bir tebliğ neşrine lüzum görülmemiştir. Görüşmelerin mevzu ve neticelerinden Alman ve İtalyan nimresmî matbuatında bahsedilmekle iktifa olunmuştur. Lehistanın kendi topraklarında yaşayan bir milyondan fazla Almanm son zamanlarda maruz kaldığı iddia edilen muan^ele dahi nimresmî tebliğde mevzuubahs edilmiştir. Bu Almanların çoğu koridorda yaşadıklarına göre Almanyanın Danzig meselesile birlikte koridor meselesi üzerinde de mücadele yapacağı anlaşılıyor. Gene bu tebliğe göre, Salzburg'daki görüşmelerin son karan olarak Almanya ile İtalya, birbirlerinin alâkadar oldukları mesele ve menfaatlerin müdafaasına yüzde yüz olarak iştirak ve yardım edeceklermiş. italya ile Lehistan arasında eski bir dostluk vardır. îki taraf birbirinin hürriyet ve istiklâli yolundaki mücadelelerine i|tirak etmişlerdir. Bu yüzden İtalyanın Lehistana karşı ve Lehlilerin de İtalyanlara karşı harbetmiyecekleri umuluyordu. Lâkin Salzburg konferansından bir iki gün evvel hükumetev ilham ve telkinine tâbi bulunan yaygaracı îtalyan matbuatı birdenbire Lehistana karşı lisanmı değiştirmiş ve Lehistanı ikinci defa parçalanmakla tehdide kalkmıştır. Bu neşriyattan sonra Salzburg'da Danzig ve koridoı hakkmda verilen kararın beklenmiyen birşey olmadığına hükmetmek lâzım geliyor Bu dört harb gemisine Muhakeme günü, dava Primler makul hadde Aybeyin arkasmdan gelen süvari, hem edilenlere tebliğ olundu düşmeğe başladı isimleri verildi dinliyor, hem kirpiksiz, çekik gözlerinin Denizbankın Fındıklıdaki Satie alım, Yeni kurulan Takas Limited sjrketi Ingiliz tezgâhlanna ısmarlanan ve mayıs sonlarında inşalanna başlanmış olan satımı davası dolayısile mevkuf Deniz dün ilk muamelelerini yapmağa başla içinden hafif hafif gülümsüyordu dört muhiribimizin inşaatını takib etmek bank umum müdür muavinlerinden Ta mıştır. Bu ilk muameleler şirkete veril Altın dağda kayın ağacları ilkbaharın batıdan esen rüzgârlarile sağdan sola sallanıyorlardı. Gök uzak ve tertemizdi. Hava ılıktı. Dağın dibinden iki ath yolcu gidiyordu. Bunlardan biri genc, diğeri de yaşiı idi. Yol, bir dere kenarından yukanya ve dağın ormanla örtülü yamacma doğru tırmanıyordu. Onde giden genc, iyi gi yinmişti. Başında Tokyo Türklerinın giydikleri sivrice bir külâh vardı. Kumral dalgalı saçlan omuzlanna dökülü yordu. Eyer kaşında bir sadak, sağ yanında bir yay asılrydı. Bindiği demir kın at, bazan çapkmlaşıyor, başmı sağa sola sallıyarak, sert sert, uzun uzun kişniyordu. Eyerin keçesinde küçük bir kurd başı gözüküyordu. Anlaşılıyordu ki bu genc, herhalde bir oruk (kabile) beyi veya tekindi (prens). Kaşlarmın uçları yukanya doğru kalkıkb. Gözleri iri, uzun kirpikli koyu siyahtı. Bıyıklan yeni terliyordu. Dişlerinin arasından bir şarkı mınldanıyordu: Eğlenmeyin dağında, Fergana denen ilin. Güneşleri parlayan Altın dağına gelin.. »*» Kağan (1) Çinden kız ister, Geceden yüdtz ister, Tanrım bana da göster, Nasü gelecek gelin. Kartal yuvalı dağlar, Kızu kayalı dağlar, Yeşil boyalı dağlar, Önümüzde eğihn.. Arkadaki süvari de, hem dinliyor, hem kirpiksiz, çekik gözlerinin içinden hafif hafif gülümsüyordu. Bu adam, otuz beş yaşlarındaydı. îri yapıh, genişomuzluydu. Herhalde bir boğa ile güreşecek kadar kuvvetli bir insana benziyordu. Koltuğunun altındaki mızrağı sola aldı ve sap demirini eyerin sağ tarafında halka şeklinde bir kayışa geçirdi. Bu mızrağın ucunda bir bayrak, onun üstünde gene bir kurd başı gözüküyordu. İkinci süvarinin bıyıklan dudağmın iki tarafına doğru sarkmıştı. Çenesinin ucunda ve şakaklarının altında, birkaç sakal teli gözüküyordu. Genc süvari, birdenbire atınm dizginlerini çekti ve geriye döndü: Salak dedi. Bak, bak, şu kayanm üstüne bak!. Ve, parmağile sağ tarafta bir orman aralığını gösterdi. Orada boynuzları çatılmış, sülün kadar güzel bir geyik duruyordu. Süvari arkadaşına haber vermekle beraber hemen yayma davrandı. Geyik onları görmüyordu. Sadağından çıkardığı oku yayına taktı, özengilere dayana rak eyerin üstünde doğruldu: Ters tarafa düştü ama! Diye mınldandı. Sağ kolunu gerdi, solunu büktü ve yayı kuvvetle çekti. Ok bir kurşun hızile boşandı. Zavallı hayvan, tam göğsüne yapışan okla sendeledi ve kayadan yuvarlandı. Salak: Yigitim, dedi. Bu soldan atışa diyecek yok! Genc güldü: Ben onu Buhara dilberi şerefine attım. Salak atından sıçradı ve geyiğin yuvarlandığı yere doğru koştu.. Tam bu sırada dağın tepesinden bir ses geldi: Heeeey!.. Ve bunu boynuzdan yapılmış bir nefirin tiz, keskin sesi takib etti. Genc süvari başını kald:np baktı: Dağın yüksek cihetinde, fakat solda bir ath grupu vardı: Hepsi de yaylarını germişler, oklarmı boşaltmağa hazırlanıyorlardı.. Genc, kaşlannı çattı. Fakat hiç istifini bozmad;. Yalnız, arkadaşına hafif bir ıslık çaldı. Salak, ıslık sesini duyunca durdu. Salak, tepeye doğru bak!. Yolumuzu kestiler. Uğrulara çıktık galiba!. Salak başını kaldırdı ve dağdakileri görünce, külâhını çıkararak başını biraz kaşıdı: Aybey, diye seslendi. Yapacak birşey yok. Berbad yerde sıkıştık. Buradan dağı saramayız.. Geri dönsek, uçurum kenarıdır. Atlar koşamaz. Dayan mağa kalksak, herifler kırk kişi kadar var. Kaldır kolîarını da gelsinler. Genc hiddetle bağırdı: Sen beni Çinli mi sandın? Gel de sen kaldır herif! Salak gülerek döndü, geldi: Öyle ya, öyle ya!. Adın üstünde Aybey, yigitim. Salak arkadaşının yanına gelince, te peye doğru işarst etti: Gelin, gelin! Ve ondan sonra dişlerinin arasından mınldandı: Düz yerde olsaydı konuşurduk, fakat ne çare? Atlılardan beş on tanesi, oldukları yerde kalnuş, vazıyetlerini muhafaza edi yorlardı. Diğerleri ise, bayır asağı doiu dizgin geliyorlardı.. Bazılan kılıclarını çekmiş, bazılan da kargılarma sanlmışlardı.. Aybey gelenleri tanıdı ve rengi attı: Bunlar Kırgız haydudlanydı. Fakat bilâkis Salağın yüzü gülmüştü. Haydudlar sür'atle yanaşmışlardı. Aybey ve Salak, daha henüz sual karşısında kalmadan, atîarından yuvarlanmışlardı. Çünkü haydudiar, müthiş bir soğukkanlılık ve meharetle onlara kemend atmış ve kımıldamalarına bile imkân bırakmamışlardı. Aybey gencdi, tecrübesizdi. Fakat yürekli ve zorlu bir delikanlıydı. Derhal parladı ve bağırdı: Köpekler; iki kişiye kırk kişi çıkmaz! Buna haydud^rdan birinin kahkahası cevab verdi.. Genc, düştüğü yerden homurdandı: Çinli orospu gibi ne gülüyorsun kazık herif!.. Vuracaksan vur! Bu arahk Salağın sesi duyuldu. O da yan homurtu halinde: Kemendi iyi kullanmıyorsunuz, soldan sağa kemend atılmaz! Diye mınldanıyordu. Bu adam o kadar soğukkanlı idi ki, yerinden kalkarken haydudlara aldırış bile etmeden hem üstündeki tozları sil kiyor, hem de söyleniyordu. Haydudlardan biri Aybeye sordu: Delikanh, söyle bakalım, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun> Aybey, birdenbire ayni hiddetle ce vab verdi: Cehennemden geliyorum, cehen nemin dibine gidiyorum.. Haydudlar at üstünde birbirine baktılar, alayh alaylı güldüler, ileriden.bir ses duyuldu: Canı sıkıldı galiba serçenin!.. Kemiklerini avuçlarıma alsam çıtır çıtır kırarım. Bunu, arkadan gelen biri söylemişti. Haydudlar yavaş yavaş açılarak ona yol veriyorlardı. Salak bu sesi duyunca başını kaldırdı ve ona baktı.. Sonra bir kahkaha attı: Ulan!.. Karaboğa!.. Eski arka da?ım, Karaboğa, sen, sensin ha!. Reis olduğu anlaşılan haydud, ona baktı ve büyük bir sevinc içinde atından sıçradı. Reis, basına iri, tüylü bir külâh geçirmisti. Belinde iki tane büyük hançer sarkıyordu. Bu adam bir dev azmanını andınyordu. Salak!. Salak!. Kardeşim Salak!.. Ve sonra Salağın kemendini tutan arkadaşına bağırdı: Bırak, Taşyürek, bırak onu! Aybey, hayretle bakıyordu, ne olmuştu, bunlar kimdi, uşağı Salağı nereden tanıyorlardı? Uşak meçhul haydud reisile kucaklaşıyordu ve birbirini öpüyorlardı: Benim değil, beyimin kemendini bıraksınlar. Karaboğanm haydud reisi olduğu muhakkaktı. Kücük bir işaret kâfi geldi. Aybey kemendden kurtulmuştu. Diğer haydudlar da hayret içindeydiler. Reis Karaboğa: Oğullar! dedi. Siz bu Salağı ta nımazsınız. Kılıcım, mızrağını, okunun zorunu da bilmezsiniz. Bu adam pehlivandır.. Salak gök tanrınm yetiştirdiği eşi bulunmaz bir kahramandır.. Karaboğa bunları söylerken, Salak, saf bir heyecan içinde gülümsüyordu. Sonra birdenbire kendini toparladı, Aybeyin yanına koştu. Aybey çehresini ekşitmiş, kaşlannı çatmıştı. Bir eli geniş yüzlü hançerinin kabzasındaydı. Demek sen bu uğruları tanıyorsun ha! Tanırım Avbey.. Fakat yalnız bir tanesini, reisi tanırım.. Karaboğa yanlarına geldi: Salak, beyinin adı ne?. Aybey! Hangi kabileden? Tokyolardan. İsterseniz bu akşam bize misafir olun! (Arkası var) (V Kağan, hakan demektir. Türk ha kanları. Çin preoseslerile izdivac etmeği bir şeref sayarlardı. Bu hata, onlara pahalıya mal olmuştur. üzere dört deniz inşaiye mühendisimiz Londraya gidecektir. Bu deniz subay lan iki sene müddetle orada kalarak gemilerle ebraber geleceklerdir. Cumhur Reisimiz İsmet İnönü bu dört harb gemimizin isımlerınin Türk deniz tarihinde her. birerinin şanlı birer mevki ve menkibesi bulunan «Muave net», «Nümune», «Sultanhisar», ve «Demirhisar» isimlerinin verilmesini tasvıb etmişlerdir. Bunlardan «Muaveneti Milliye», 1915 ilkbaharında bir gece hücumile Çanakkalede Morta koyunda İngilizle rin Golyat zırhlısmı batırmıştır. «Nü munei Hamiyet» de birçok deniz mu harebelerine kahramanca iştirak etmiş tir. «Sultanhisar», 90 tonluk bir küçük torpitobot olduğu halde, Marmarada İngilizlerin A.E.2 denizaltı gemisini çetin bir mücadeleden sonra batırarak mürettebatım esir almıştır. Demirhisar da 90 tonluk küçük bir torpitobottu. Çanakkale muharebeleri esnasmda, gizlice Adalar denizine Ingiliz nakliye gemilerine torpito hücumu yapmış, Manitu isminde bir nakliye gemisini torpillemiş, sonra, Ingiliz muhnblerinin hücumuna uğrayınca Sakız adasında baştan kara ederek oturmuştur. Yeni muhriblere, bu tarihî isimlerin verilmesi çok muvafık ve bütün dünya denizcilerinin an'anesine uygun dur. Ingiliz gemilerinden çoğu eski meşhur harb gemilerinin isimlerini taşıdıkları gibi Almanların Emdeni de 1914 ten beri bu isimdeki ücüncü kruvazörüdür. hır Kevkeble yapı ve binalar servisi şefi mühendis Neşet Kasımgil, evvelki gün Tevkifaneden Ağırceza mahkemesi kalemıne getirilmişler, usulden olduğu üzere kendilerine orada muhakeme günü bildirilmişti. Mevkuf bulunanlardan Denizbank umum müdürü Yusuf Ziya Önişe, bu şekilde tebliğ muamelesi şimdiki halde yapılamıyacaktır; çünkü, bacağından rahatsızdır ve Tevkifane hastane sinde tedavi olunmaktadır. Kendisinin bir müddet istirahat etmesi lazım geldiği, bu vaziyette yürümenin ve merdiven çıkmanın sıhhatine zarar getirebileceği tes pit edilmiş ve keyfiyet mahkemeye bil dirilmiş bulunmaktadır. miş haklardan olan ihracdan ev^el ithal ciroları şeklinde olmuştur. Bazı ticaret erbabı Takas Limited şirketinin faaliyete geçmesile boş bir telâşa, düştüklerinden takas işlerinde teenni ile hareket etmektedirler. Fakat bu arada bir hafta içinde takas primleri kıymet lerinde kendiliğinden bir sukut olduğu görülmüştür. Bühassa, Japon takası gibi normalin çok fevkine çıkan primler makul hadde düşmeğe başlamişlardır. Dün yapılan tetkiklere göre, geçen hafta yüzde 120 130 a kadar yükselen Japon takası 1 1 5 e düşmüştür. Fransız takası 80 90 dan 52 ye, îngiliz takası ise 84 85 ten 81 edüşmüştür. Hükumetin yaptığı müdahalenin ta kas ticaretini normal bir şekle doğru irca etmekte olduğunu göstermektedir. Radyo aboneleri Dinleme ücretini vermiyenler için takibat başlıyor On liradan ibaret senelik radyo din leme ücretlerınin haziran nihayetine kadar ödenmesi lâzım olup adedleri 27800 kadar olan abonelerden 5500 kadarı vaktindc taksitlerini veremedikleri için yüzde yimri nisbetinde cezaya tâbi tutulmuş lardı. Bunlardan bir kısmı da yüzde yirmi ceza ile birlikte taksitlerini vermiş olup henüz bu hususta gösterdikleri ihmale devam edenlere de 1 ağustostan iti baren tebligat yapılmış ve son defa olarak on beş günlük bir mühlet verilmiştir. Fakat kendilerine bu şekilde tebligat yapılmasma zaruret hasıl olan aboneler dört bine yakın olduğu gibi her biri de şehrın muhtelıf semtlerınde bulunduklarından ayni günde hepsine birder tebligat ifasına ımkân bulunamamıştır. Her ne kadar Posta ye Telgraf idaresince verilen mühlet 1 ağu;tostan itibaren veril mişse de ihbarnameler ancak tebliğ ta rihlerinden itibaren muteber olacakları ve bütün abonelere ayni günde tebligat yâpılamadığı için bizzarur on beş gün ıüü mühiet de ayni gunac brimiş olma raaktadır. ADLİYEDE Müşfik baba! Vefada gümrük mütekaidlerinden Bekirin manevî oğlu Bilâl, manevî babasının 200 lirasını aşırmış, kaçmıştı. Sonradan Bilâl yakalanmış, para da bulunmuştu. Sultanahmed ikinci sulh cezada dün bu muhakemeye devam olunmuş, Bilâl, parayı aşırmağa kendisini teşvikten ve parayı saklamak suretile suça iştirakden davaya dahil Salâh ve Salihle beraber muhakeme edilmiştir. Onlar, ıştirakde bulunmadıklarmı söylüyorlar. Gözleri az gören yaşlı manevî baba, mahkemede dinlenilmiş, «ben affettim, zaten ben ölünce bu para ona kalacaktı. Bir cahilliktir etmiş.» demiştir. Muhakemenin devamı başka şahidlere kalmıştır. DENtZ İŞLERÎ Limanda çarpışma Dün şarab iskelesi önünde bir müsademe olmuştur. Limanın 2 numaralı romorkörünün yedeğinde bulunan 293 sayılı mavna şarab iskelesine giderken Büyükada isimli motor çarpmış ve mavnanm büvük bir kısmmı parçalamıştır. Kazayı müteakıb kaçan Büyükada motoru aranmaktadır. Hırsız çocuk Armatörler birliği idare heyeti Teşekkül ettiğini evvelce yazdığımız Türk armatörler birliği idare heyeti Yapılan tebligatm günü esas tutularak toplanmış. riyasete İsmail Hakkı Denizaşanı, muhasebeciliğe Hüseyin Avni on beş günlük son mühleti de geçırmiş Sohtarikoğlunu, kâtibliğe de Rrza Sa olanlar, bugünden itibaren tasnıf edılmeğe başlanacak ve bu tebligata rağmen dık oğlunu seçmistir. ŞEHlRlŞLERl taksiklerini vermemiş olanlar mahkemeye verileceklerdir. Mahkeme kararile bu Adaların suyu gibilerden yirmi beş liradan iki yüz elli Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar liraya kadar para cezası ahnacaktır. dün saat 16,30 da Limanlar Umum müMaamafih, tebligat ağustosun birinde dürlüğünü ziyaret ederek umum müdür başlamış olmasına göre o gün ihbarna Raufî Manyaslı ile uzun müddet görüşmeleri verilmiş olanların müddetleri dün müştür. akşam tamam olmuştur. Bir kısım abone Vali ve Belediye reisinin Limanlar Umum müdürlüğünü ziyaretinde bilhassa lerin ihbarnameleri de ayın ikisinde verilAdalara su temini meselesi üzerinde gö miş olduğundan bunlarm müddetleri de rüşülmüştür. Konuşma neticesinden ev bugün biteceği gibi bir kısımlarının da yavel Büyükadadan başlayarak liman ida nn ve hatta daha birkaç gün sonra ta resinin iki tanğile derhal su nakline baş mam olacaktır. lanması takarrür etmiştir. P. T. TELEFONDA Adalara su tanklarla gidecek ve iskeleden Belediye arazozları suyu alarak Stajiyerlerin imtihanı evvelce kaydedilmiş olan mesken ve tiPosta ve telgraf idaresince evvelce acarethanelere su vereceklerdir. Bu su terkos suyudur. Su adaya İstanbulda hnan ve stajiyer sıfatile çalıştınlan mekinden takriben bir misli fazlasına mal mur muavinlerinden ehliyet gösterenler olacaktır. Adanm şebeke yapılan kıs barem kanunu mucibince memur sıfatımmda ise, su. doğrudan doğruya tank nı iktisab edebilmeleri için dün bir imlara verilecek ve buradan tulumbaların tihana tâbi tutulmuşlardır. Posta ve teltazyikile yukarıdaki depo doldurulacak graf idaresi Beyoğlu merkezinde yapılan bu imtihana yüz kişi kadar iştirak tır. etmiştir. İmtihana girenlerin bir kısmı Adaya bu şekilde ilk su ayın 19 uncu da hariçtendir. İmtihan evrakının tasnicumartesi günü verilecektir. fi neticesinde memur muavinlerinden Maaş bütçelerine yapılacak ehliyet gösterenlerle hariçten iştirak edenlerden muvaffak olanlar memur sıilâveler fatile almarak muhtelif şubelere taksim Yeni Barem kanununun vüâyetimiz edileceklerdir. de tatbikı dolayısile maaş bütçesine beBundan başka posta idaresi İstanbul lediye memurlan için 26,000. ilk mekteb şubesinde çalışan sekiz stajiyer memur muallimleri bütçesine de 56.000 liralık da gene dün bir imtihana tâbi tutulmuşbir tahsisat ilâvesi lâzım gelmektedir. lardır. Bunlar da muvaffakiyet göster Bu para bütçeye konulmuş ve tasdikı jikleri takdirde kadroya alınacaklardır. için şehir meclisine arzedilmiştir. Bir çok hırsızlık fjrfli olarak evvelce hakkında tahkikat yapıldığı bahis mevzuu 11 yaşında Şehab, Çarşıkapıda kunTegraflarda bildirildiği veçhile, Salz^ duracı Agobun dükkânmdan 15 çift aburg'da Macaristanın vaziyeti ehemmi yakkabı aşırmış, kaçarken yakalanmıştır. Şehab, dün adliyeye verilmiş, tevkif yetle mevzuubahs edilmiştir. Bunun birin ci sebebi askeridir. Almanya birçok taraf edilmiştir. tan Lehistanı çevirmiş olduktan başka Çe Tevkif edildi Geçen cumartesi günü Haydarda bir dü koSlovakyanın son taksiminde Macaris ğünden dönerken yolda aralannda çıkan tana bırakılan Karpat Ükraynasından df kavga üzerine arkadaşları Ziyala Zülfb askeu xihetteu istifade ederek çemberi biı kan bıçaklp yaralıyan Mehmed isimli kat daha darlaştırmak istiyor. Bundar, genc, dün adliyeye getirilerek, Sultanah başka Almanya, Rumanya üzerine biı med .birinci sulh cezada sorguya çekil hareket yapmak istediği zaman, Maca^ miş, hakkmda tevkif müzekkeresi kesilristanm kendisine yol vermesini veyahuc miştir. beraber yürümesini zarurî görmektedır Tehlikeli merak! Macaristan, İtalyanın çok yakm dostu Beyoğlunda Bostanbaşmda Kapıkulu olduğundan Almanya, Macaristana karşı sokağında bir evde oturan 16 yaşında Zi kullanacağı politika için İtalyanın rızasıya isimli bir genc, babasının evde bırak nı ve hatta İtalyadan Macaristan üzerintığı tabanca ile oynarken, kaza kurşude tesir yapmasını istemiş olsa gerektir. nile ölmüştür. Gencin oynadığı taban Hulâsa Salzburg konferansınm sulhu cadan çıkan kurşun, başına rastlamıştır. Adliye hekimi Enver Karan cesedi mu sağlamlaştırmaktan ziyade harbi tesri eayene etmiş, hadisenin kaza mahiyetinde decek kararlara sahne olduğu anlaşılıyor. olduğu kanaati hasıl olmuş, verilen ruh Zaten Almanya ile İtalyanın politikalasatla cesed gömülmüştür. rından da sulh ve iyilik beklemek abestir. Diğer taraftan yapılan tahkikatta, bu Maharrem Feyzi TOGAY gencin ta çocukluğundanberi tabanca ile oynamak merakında olduğu öğrenilmiş, Tahliye edilenler hattâ evin duvarlarında kurşun kalemle yapılmış bir çok tabanca resmi görül Paşabahçe ile Beykoz arasında demirmüştür. li ve metruk «Asya> vapurunu, bazı kıEniştesini yaralıyan adam sımlarmı sökerek çaldıktan sonra batırmaktan suçlu Mustafa oğlu Nuri, AbdulKasımpaşada bir kavga sırasmda eniş lah oğlu Hasan, Mustafa oğlu Şevket, tesi kerimi yüzünden bıçakla yarala Ahmed oğlu Ali, İstanbul ağırceza mahmaktan İstanbul birinci ceza mahkemekemesine vakâleten bu davaya bakan sinde muhakeme edilen Rüstemin, dün yaz tatili nöbetçisi ikinci cezanm karabir sene, iki ay hapsi kaffarlaştınlmış, rile, dün sahverilmişlerdir. Muhakemehâdisede diğer tarafm tahkirile tahrik nin, kendileri gayri mevkuf olarak degörüldüğünden, bu ceza müddeti dört ay, vamile beraber, dosyanm mütaleası ayirmi güne indirilmiş, yirmi lira da tazlmmak üzere müddeiumumiliğe varilminata hükmedilmiştir. mesi karar altma almmıştır. Gizli dershane Bira ucuzluğu ve tarifeler Bira fiatlannın indirilmesi dolayısile Belediye iktısad müdürlüğü dün kay makamlara bir tamim göndererek bira ucuzîuğunun nazan dikkate alınmasını, listelerin bira fiatlarında yüzde kırk sekiz nisbetinde yapılmasım istemiştir. Fatihte Haydarda eski harflerle tedrisatta bulunduklan iddia olunan Salihle bu sırada gelen polislere sövdüğü iddia olunan Salıhin haremi Fatma, bir müddettenberi İstanbul asliye birinci ceza mahkemesinde muhakeme ediliyorlardı. Dün müddeiumumî muavini Hicabi, mütaleasını söylemiş, Salihin kanun ve nizam hükümlerine aykın olarak evinde mektsp açıp tedrisatta bulunduğunu ve VİLÂYETTE Fatmanm da polis memurlarını ifa ettikîeri vazifeden dolayı kavlen tahkir ettiDahiliye Vekilinin tetkikleri ğini şahidliklerle, zabıtla sabit gördüğüDahiliye Veküi Faik Öztrak, dün vilâ nü söj'lemiş, tecziyelerini istemiştir. yete gelmiş, Vilâyet ve Belediyeye aid Muhakemenin devamı, müdafaa yapılbazı işler üzerinde meşgul olmuştur. mak üzere 7 eylul 16 ya bırakıimıştır. lane toplamış! Sara Eskenazi adli bir müsevî kızının, cemi ianat kanununa muhalif olarak iane toplamaktan dün birinci cezada muhakemesine başlanmıştır. Bu işten dolayı Mari isimil biri aleyhine de dava açılmış, kendisi bulunamadığmdan onun hakkındaki takibat, muvakkaten tatil edilmiş tir. Sara, mahkemede iane toplamadığmı, kendisinin Marinin işinde şahid olduğunu söylemiştir. Şahidler çağırılacaktır. Gazi Terbiye Enstitüsü için açılan imtihanlar Maarif Vekâleti bu aym 18 inde Gazi Enstitüsüne almacak talebeler için açtığı imtihanları geri bırakmıştır. Gazi Terbiye Enstitüsünde bir sene müddetle açılan kurslar da kaldınlmıştır. Bundan sonra orta mekteb muallimi olmak istiyenler, eylulün 21 inde yapılacak olan ehliyetname imtihanlarma girecekler dir. Enstitüye gLreceklerin imtihanları da eylulün 25 inde yapılacaktır. İtalya ihracat tacirleri, bundan bir Almanyadan verilen sipariş üzerine müddet evvel İstanbul gümrüklerinde 12 vagon elma ihraç olunmuştur. Bu el bulunan henüz gümrüklenmemiş bir tamalar Sabancanm Osmanpaşa cinsin kım mallarını geri çekmişlerdir.. Dün dendir. de îstanbul gümrüklerinden yeniden 721 Deniz Bank zamanına aid ve 1000 parçadan mürekkeb iki parti malı daha çekmişlerdir. bir i§ İtalyan makamatı, bundan evvel gümGeçen sene Eminönü antrepolarmda rükten çekilen İtalyan mallarını uzun vukua gelen bir sırkat hâdisesi hakkın müdedt gümrükte kalmamış, tarife, daki muhakeme tafsilâtı yazılırken (Li kontenjan zaruretleri dolayısile Türkiman umum müdürlüğü antrepolarmda) yeye giremiyen mallar olarak göster şeklinde yazılmıştır. Bu hırsızlık hâdi mişlerdi. Bu defaki geri çekiş hakkmda sesi Deniz Bank zamanında olduğundan ne gibi bir sebeb gösterildiği malum debu şekilde tavzih edilmiştir. ğildir. Elma ihracatı İtalyanlar iki parti malı daha geri çektiler Bıçak kime aid? Yaz tatili dolayısile ağırceza işlerini de gören ikinci cezada, bir geceyansı Ortaköyde erkek İsmaili öldürmekten suçlu Sadıkla Moiz haklarında dün karann tefhimi mukarrerdi. Geçen celsede müddeiumumilikçe işte gayri muayyen fail vaziyeti görülerek, bu cihetten her ikisi nin de cezalandırılması istenilmişti. Dün celse açılmca, müdafaa cephesinden tahkikatm tevsii isteğinde bulunuldu. Bu istek muvafık görüldü. Şimdi, suç aleti tek bıçağm iki suçludan kime aid olduğunu tespit yolunda yeniden tetkikat yapılacak, kanlı bıçak sapmdaki parmak izleri tetkikten geçlrilecektir. Bu davada Muizle Sadık, suçu birbirlerine etfedi yorlar Cumh u r îy et Abone şeraiti j Senelik Altı ayhk Üc avhk Bir nvhk Nüshası 5 kurustur icin 1400 Rr. 750 400 150 ve > • m icin 2700 Kr. 1450 > 800 » İoktuı

Bu sayıdan diğer sayfalar: