16 Ağustos 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

16 Ağustos 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHTJRlYE* İG A&ustos 1939 D UYDUNUZMU Renkli bıızlar Serbest güreş müsabaklan tertib heveti tarafından davet edilen maruf pehlivanlar uzun boylu muhaberelerden sonra birer birer şehrimize gelmeğe başlamışlardır. Şehrimize gelen pehlivanlar arasmda uzun seneler Pariste <Türk Mehmed Arif» namile dolaşan meşhur Bulgar pehlivam Todor Bankof da bulunmaktadır. Geçen kış Fransaya müteaddid müsabakalar yampağa giden Tekirdağlı Hüseyin, Bankof ile Pariste bir maç yap mış ve yarim saatlık bir mücadeleden sonra Bulgar pehlivanını mağlub etmişti. Todor Bankof dün matbaamıza gelmiş, ve geçen kış Pariste hasta olduğu bir sırada kendisini mağlub eden Tekirdağlı Hüseyin ile bir intikam maçı yapacaMehmed Arif ismini alan ve pazara ğmı sdylemiştlr. Teürirdağlı ile güreşecek olan Todor Bankof 32 yaşmda, çok iri ve Todor Bankof sağlam yapılı bir güreşçidir. Güreşler Süleymaniye Avrupa ve Amerikada beş sene dolaşmış dünyanın sayılı ve maruf pehlıvanISazarlık kulübünde yapılacak Şoförler, nedense, larile bir çok maçlar yapmıştır. Greko Beden Terbiyesi tstanbul bölgesi rumen güreşi iyi bilen Bulgar pehlıvanazarlığa çok ehem nın serbest güreşte daha fazla muvaffak güreş ajanlığından : miyet veriyorlar. olduğu söylenmektedir. 1 Son günlerde havanm yağmurlu Hakları da var ya! Todor Bankof 110 kilodur. gitmesi dolayısile evvelce Taksim stadKaza kelimesi oto Bu mevsim Taksim stadyomunda yayomunda yapılacağı ilân olunan İstanbul mobilin müradifi '.ıa pılan serbest güreş müsabakalanna işserbest güreş birincilıkleri Şehzadeba Galatasaray kulübü line geldi. Nazarlık tırak etmemış olan Türkiye baş pehlivatan başka hangi kuv nı Tekirdağlı Hüseyin de Bulgar pehli şmda Süleymaniye kulübü salonunda yakongresi toplanamadı pılacaktır. vete sığınmah? vanın teklif ettiği intikam maçını kabul Galatasaray kulübü fevkalâde kongre2 Hakemlerin ve güreşçilerin 18 ve si dün Bebekte denizcilik şubesinde yaBebeğinden lsa tasvirine kadar her çe etmiştir. 19 ağustos günlerinde evvlce ilân edilen pılacaktı. Ekseriyet toplanamadığından şidi bulunan otomobil nazarlıklarına yeni İdmanlan hakkmda uzun boylu bir bir tanesi daha ilâve edilmiş. Radyatö fikre sahib olmamakla beraber, başpehli saatlerde Süelymaniye kulübü salonuna kongre 26 ağustos cumartesi gününe kalmıştır. rün üstüne tespit edilen bu nazarlık, at van Tekirdağlı Hüseyin bir intikam ma gelmeleri rica olunur. nalıdır. çmda muvaffak olmak için icab eden Ingilterede lik maçlarına başlanıyor Fakat müstamel değil, yepyeni, nike bütün kuvvetini sarfedecektir. Bulgar C lâjlı, pırıl pırıl bir at nah. pehlivanı gayet iyi türkçe konuşmakta• Görünüşü güzel, şoförlere sorarsanız, dır. • tesiri de mücerreb. Lâkin, atı rekabet sa Tekirdağlı ile Bulgar Bankof arasmhasından azar azar tardeden otomobilin, da yapılacak maç dolayısile, pazar günü at nalından meded umması, kazaya beTaksim stadyomunda mühim güreş mülâya karşı ona sığmması garib bir tezad sabakalan tertib edilmiştır. değil mi? Şehrimize davet edilmiş olan KaraAt nalı, hemen her millette, ezeldendağ pehlıvanalnndan Dimitri İskovıç ile beri uğur sayılan bir nesnedir. Kapı eşıkTürkiye serbest güreş ikincisi Manisalı lerine, kapı üstlerine at nalı mıhlıyan Halıl tutuşacaklardur. Yugoslav 104, Maev ve diıkkân sahibleri çoktur. Otomobil nisalı Halıl 98 kilodur. Müsabakalara sahibleri de, nazarlığın türlüsünü deneüç buçukta başlanacaktır. diken sonra at nalında karar kıldılar. Finlândiya güreşçileri Eh! Otomobil kazalannın önüne kökünden gecılebilmesi için, iş üç nalla bir olimpiyada hazırlanıyor ata kaldı demektir! Finlândiya güreş federasyonu 1940 olimpıyadmda güreş maçlarına girecek Fılâdelfıya 15 (a.a.) Shıbe Park'ta olan greko rumen ve serbest güreş eki12 000 kişi kadar tahmin edilen bir se pıni kategari olarak üç güreşçi seçmışyirci kütlesi önünde yapılan 10 ravund tır. luk bir maçta Pittsburgh'lu yarı ağır Finlândiya güreş takımmı müteaddid sıklet şampıyonu Bılly Conn. Fılâdelfi seneler 61 kilo Avrupa bınncısi olan yalı Gus Dorazio'ya 8 inci ravundda ga meşhur Fin gureşçisi Reini çalıştıracaklib gelmi^tir. tır. Bıçakla yaraladı Greko rumen: Arab camiinde oturan Jak oğlu Mar56 kılo: Kisselli, Pertunen, Halolen. koyu Halım ile Azız bıçakla bacağmdan 61 kılo: Hjelt, Karankkala, Salanen. yaraladığmdan Aziz bıçağıle beraber 66 kılo: Koskela, Somi, Panttıla. yakalanmıştır. 72 kılo: Vırtanen, Kinmunen, Lempinen. Zehirlenenler 79 kilo: Pıkkusari, Hautalammu, Havdaıda 40 numaralı Hasanpaşanm Vanhanen. konağınds oturan Sahh ve ayni konakta oturan Necib, yedıkleri yemekle zehir 87 kilo: Mansikka, Kallio, Haerme. Ağır sıklet: Nystroem, Turja, Vento. lenmişler, Cerrahpaşa hastanesine kalSerbest güreş: dırılmışlardır. 56 kilo: Jashari, Laine, Halonen. Adliyeye mübaşir alınacak 66 kilo: Hırvılammi, P. Pihlajamaki, İsuanbul adliyesinin açık bulunan, A. Ranta. maaşlı ve ücretli mübaşirliklerine, en 72 kılo: Pietila. Pihlajamaki, Maeki. az orta mekteb mezunlan arasmda im79 kilo: Lohti, Jussero, Juvanen. tihanla münasibleri alınacağmdan isteklilerin memurin kanununda yazılı bel 87 kilo: Luukka, Mellavuo, Mansikka. geleri hâmilen 22/8/939 günü saat 10,50 61 kilo: Pihlajamaki, Hjelt, Ranta. de yapılacak imtıhandan bir gün evveAğır sıklet: Perdokorpi, Nystroem, line kadar bir dilekçe ile Adliye encüMellavuo. meni reisliğine müracaatleri. Kutub buzları zaman zaman çözülüp başlarını alıyorlar, o diyar senin bu diyar benim, serseri serseri dolaşıyorlar. Titanik biçaresinin başma gelen facıa, onlann marifeti. Daha nice kazaıar ve felâketler onlann başının altından çıkıyor. Kutub buzlannın nerelerden gelip nerelere gittiklerini başta bu sebeb olmak üzere, muhtelif ilmî mülâhazalarla tetkik etmek usuldendir. Bu işle en fazla meşgul olan Ruslar, işin kolay tarafını araya araya nıhayet bulmuşlar. Kutub buzlarım boyayacaklar. Hatta boyadılar bile. «Kara» denizindeki buzlardan bir kısmını pembeye, bir kısmını yeşile, bir kısmını mora boyamışlar. Bundan sonra, gemiler yolda kutub t buzlarına rasgeldiler miydi, hangisinin nereden geldiğini şıp diye kestirecekler. Artık, buzların haddi varsa kemilere çarpsınlar bakalım. Bir kere mimlendiler mi, mimlenmediler m i ! Serbest güreşler Türk Mehmed Arif namile Pariste müsabakalar yapan Bulgar pehlivanı, pazar günü Tekirdağlı Hüseyinle karşılaşacak #» O R Dursunbeyde bir köy tamamen yandı 58 evin eşyasile beraber 107 bin kilo buğday da mahvoldu Dursunbey (Hususî) Kazamıza bağlı ve Alaçam ormanlarımn içinde bulunan ve yetmiş hane 460 nüfustan mürekkep Osmaniye köyünde sebebi henüz meçhul bir sebebten yanğın çıkmış, 58 ev, 57 samanlık ve 56 ambar yanmak suretile bütün köyü mahvetmiştir. İnsan ve hayvanca zayiat olmamakla beraber köylünün yeni kaldırdığı 56 ambarda mevcud 107 bin kilo mahsul ve 58 evin eşyalarile beraber kâmılen yandığı anlaşılmıştır . Yangm esnasında kazada panayir a çılmıştı. Bütün cıvar köyluler ve orman ışletme ameleleri panayıra gelmiş bulunuyorlardı. Ormanda zannedilen yangına panayırda bulunan bütün halk sevkedilmiş olduğundan ayrıca panayırdan temini beklenen istifade de mümkün olamamıştır. Dört saat devam eden yangm laman bütun tedbirlere rağmen ancak 12 ev kurtarılabilmiş ve 460 felâketzedeye ilk yardım olarak merkez kaza ve köyler den temin edilen ekmek, un ve sair yiyecek dağıtılmış, Kızılay da ayrıca bü yük yardımda bulunmuştur. Telefonla malumattar edilen Vali Recaı Güreli derhai vak'a mahalline gelmiş ve gereken bütün tedbirleri almıştır. Yangm hakkmda tahkıkat yapıl maktadır. . Bu Arslana Dokunmayın M. Faruk Gürtunca ve Münif Fehim'in yeni eseri 3 0 Ağustos Zaferi DESTANI Gene Münif Fehimin şaheser tablolarile 30 Ağustos zaferi bayramında çıkıyor Bu destan Bu destan Bu destan Bu destan Bu destan Kahraman Türk ordusunun destanıdır. İstiklâl için çarpışan Türk halkının destanıdır. Millî edebiyatın süylenilmiş ve süylenecek en kudretli, en kuvvetlimısralarını taşıyan bir eserdir" Kahraman Mehmedçiği Türk edebiyatma kahramanlığile geçiriyor. Bir avuç toprak olan oğluna kalbini türbe yapan, Komutanın atınm ayakları ucuna atılarak torunlarını da vatan uğrunda seve seve vereceğini söyliyen Türk anasının feragetini anlatıyor Amerikada bir boks maçı M. Faruk Gürtuncanın bu yeni eseri *: * Arsenal takımı ojuncuları antreîıman yapıyorlar İngilterede lik maçlarına 26 ağustosta bir merkez muavin satın almışhr. 8 bin başlanacaktır. İngiltere lik maçlarına îngiliz lirasma satın alman Lionel Smith dahil olan birmci, ikinci şımal ve cenub on sekiz yaşmda bir gencdir. High Bury stadınm meşhur yıldızlaüçüncü lıklerindeki 88 kulüb kısmen kadrolarım muhafaza etmekte ve kıs rı için Arsenal kulübünün meneceri Comen yeni yeni oyuncular satın almakta re Alison şöyle bir kadro tespit etmiştir. Dört kaleci, dırlar. Yedi müdafi, Geçen mevsim lik maçlarmda bir türOn muavm, lü kendmi toparlayamamış olan meşhur Arsenal takımı lik sonunda ancak be Yırmı muhacim. Arsenal takımı yeni mevsim maçları şinci olabilmıştı. Daha lik maçlarmm bidayetinde 14 bin İngıliz lirasma Bry için 41 kışilık bir kadro tespit etmiştir. nes Jones ismindeki soliçi satın alarak 26 ağustosta başlayacak olan lik maçhücum hattmı kuvvetlendirmek isteyen lan iki devrede 42 oyundan ibarettir. Arsenal kulübü, maçların ortasmda forŞu hesaba göre 42 lik maçı, kânunuevmunu tamamen kaybetmiş olan bu o velde başlayıp, nisanda biten ve 88 kuyuncuyu ıhtiyat takıma koymağa meclübün iştirakıle yapılan Kral Kupası bur kalmıştır. maçlan, Noel ve yortu maçlarile LonÜç aylık tatil devresini kriket oyna dra kombinezonu oyunlarım da göz ömakla gecirmiş olan Arsenal takımı ye nüne alacak olursak bir kulübün asgarî ni mevsim maclan için uzun boylu yap altmış maç yapmakta olduğu kolayhk tığı hazıdıklardan sonra Yorkshire'den la anlaşılır. " İstiklâl savaşı edebiyatımıza geçirilmedi „ diye milî edebiyata bühtan edenlere vurulmuş en şimşekli tokat olacaktır. " Bu A r s l a n a D o k u n m a y ı n „ da memlekete göz dikenlere en ateşli kırbaçı sallıyan G Ü R T U N C A , ile İstiklâl savaşımızın büyüklüğünü, kahramanlığını haykırıyor. 3 O AğUStOS Zafferİnİ, alev ve mısralar içine sokuyor, Türk milletinin imanını bir daha bütün dünyanın gözü önüne koyuyor T k » T T İ l ^ v î « ö • E r S u b a v Komutan, bütün ordu, 1 «Abra D a y i i e r i n e . b ü t ü n T ü r k münevveri ve halkı ve bütün Türk gencliği tarafından beklenen bu eserin tam zafer bavr&rm günü elinizde bulunması için acele ediniz. Siparişlerinızi şimdiden bildiriniz. «30 Ağustos Zaferi Destanı» Merkez tevzi yeri : İstanbul Ülkü Kitab Yurdu \o 96 UÇURUMDA ft4 Roman: 57 Ne istiyorum, biliyor musun? Ömrümde ilk ve son bir delilik yapmak! Hani sen bu sabah «Delilikler yaparım» demiştin. Onun gibi... Fakat daha büyüğii... İlk ve son... Müthis bir delilik... Ortalığı birbirine katsın... Ondan sonra kendimı denıze atayım... Denız... Oh... Denizde ölmek nekadar hosuma gidıyor... Oh... Sen denizde ölmek ister misın? Ben Cennette ölmek bile istemem. Simdi bövle şeyler söyleme. Yavas iç. Güzel güzel eğlenelim. Ufaktefek delilikler yapar.z. Sonra kendimizi denize değil, vatağımıza atarız! Uykudan tatl: ölum olur mu? Türkân ^arsona işaret etti ve kadehini doldurttu. O zamana kadar bu işarete lüzum yoktu; fakat bıraz evvel Kâmile gibi birbirini takib eden kahkaha boğum kalktı. Buyurun! dedi. görünürde kımıldıyan hiçbir madde kallarile, arasız ve sürekli, gülüyor, salonu Türkân ona baktı ve ilk defa gözgöze mamıştı. Türkân durdu ve nefes aldı. Türkân kımıldamıyordu. Onun kuBoğazını hıçkırıklar tıkıyordu. Birkaç ageldiler. laklarına baktı ve bütün salonu çınlatan çınlatıyordu. Genc kızın çırpınan kolları birdenbire dım yürüdü. Tekrar durarak hüngür hünkısa, keskin, ince bir kahkaha attı. Genc Yakın ve uzak masarlarda alkışlar aşağı sarktı ve bütün vücudü yıldırımlan gür ağlamağa başladı. Şımdı, gözünün gülümsüyordu; fakat ufarak siyah göz kopmağa başladı. lerinde hayret ve biraz da gücenıklik Türkân başını çevirdi, arkasındaki miş gibi hareketsiz kaldı. Gözlerıni he önüne hep o tıknaz adam, edebiyat muallimi geliyordu. Türkân gene ko§tu. vardı. masada kendisine hayretle bakan orta men önüne ındırmıştı. Başı ve boğazı yamyordu. Bir adım geri attı. Türkân bunu farkedebilmiş gibi, saç yaşh bir adama dönereki Köşede bir polis onu durdurmak is Yaşıyorum, dedi^ ne bakıyorsu larını silkeliyerek başını arkaya doğru aTıknaz adam gözlerıni ondan hiç atedi. tıp öne aldıktan sonra, garib bir tebes nuz? Yaşıyorum. yırmıyordu. Bir şey söylemeğe hazırlanin gözlerile yaptığı bir ihtar üzerine gar sümle sordu: Sallanıyordu. Gözleri bulutlanmış, nırken Türkân geriye döndü, arkasında Türkân iki elini de ona uzatarak: göz kapaklan ağırlaşmıştı. Arkasından duran Kâmileye: son kadehleri kendilığinden doldurmaz Bırakınız beni, dedi, yanıyorum!.. Bana gücendiniz mi? olmuştu. Ve gene koşmağa başladı. Fakat poGenc dudaklarının ucile cevab verdi: gelen Kâmile onu kolundan tuttu: Bırak beni! diye bağırdı. Haydi gel, kardeşim, çıkalım, giGenc kız bir elini İspanyol dansözü Niçin? Hayır! Sonra masalara ve sandalyelere çar lis ona birkaç adım takib ederek arka niin resmine doğru sallıyarak şampanyapa çarpa kostu, bar salonundan çıkh. Ves sından baktıktan sonra geri dönmüştü. Türkân sesinin nekadar fazla çıktığını diyoruz artık... dedi. Türkân birdenbire ona döndü: sını sonuna kadar içti, ayağa kalktı ve ka anlamadan ve yakın masalarda parhyan Türkân, Yüksekkaldırımı inmeğe baştiyerin koridorundan hızla geçerken biri Beni buralara getiren sen değil mi nin ayağına bastı, sendeledi ve kendini ladı. İlkönce mu'phem bir halde onu koşdehi yere atarak parçaladı. Etraftaki ma dıkkatlerin farkında olmadan: salardan hep ona bakıyorlardı. Türkânın Ben senı tanımıyorum, dedi, nasıl sin? Neden korkuyorsun? İstedığin olu toplıyarak daha büyük bir hızla koştu, turan arzu simdı biraz daha vüzuh kazagözleri uzunboylu gencin gözlerile kar dans edebilirdim seninle? Ben ...Amma yor işte. Kendimi uçuruma ahyorum. nıyordu: Deniz... Deniz... Oh... İşte en sokağa çıktı. şılaştı. ben iki taneyim... Bir tanesi o... O... Sarhoşluğu o kadar belliydi ki, hiç Kapının önünde bekleşen şqförler ar güzel ve en temiz uçurum... kimse bu sözleri ciddiye almıyor, yan kasmdan bağırmışlardı: Kosuyordu. Genc kız kaşlarını çattı ve bir müddet E«ki... Türkân... ona baktı, baktı; yerine otururken birdenOmuzlarını sallıyan sessiz bir gülüş masalardan: Son fulusbit nereye böyle? Götü Karşıdan gelen bir adam, onu görünbire kararını değiştirerek yürüdü, bir ma ten sonra devam etti: Yaşa!.. diye bağınyorlardı. relim. ce durdu, geriye döndü ve peşine takıldı. sa ilerıdeki üç basamağı indi. Sallanıyor Onun burada işi ne?.. O, tanımaTürkân yürüdü ve bir başka masanın Türkân, Tünel istikametinde koşmaTürkân, arkasına bakarak, avazı çıkdu. Uzunboylu gencin masasına yaklastı dığı adamla, o hıc kimse ile dans etmez. önünde durdu. Başını arkaya atarak ğa başladı. Kendi rüzgârı onu kamçılı tığı kadar bağırıyordu: ve durdu. Onun yüzüne dıkkatle bakı O buraya gelmedı. Buraya gelen Tür kahkahalarla gülüyordu. Kâmile tekrar yor ve gözlerinin önünde cadde görünüp Gelme! Gelme! Faydası yok! yor, bir şey söylemiyordu. kân... onun koluna girdi, fakat genc kız çırpını kayboluyordu. Kaldırımın kenarında iki Adam bir küfür savurarak takıSdeı Genc ayağa kalktı ve bir sandalye çeGencin hayreti artmca, Türkân, bu yor ve kolunu onun elinden kurtarıyordu. kişi durup ona baktılar. Daha sonra cadvazgeçtı. kerek: sefer, kızgm bir çelik zincirin halkaları Masada oturan tıknaz adam ayağa de iyice tenhalaşmıştı. Işıklar azalmış ve lArkası car] Yazan : Server Bedi

Bu sayıdan diğer sayfalar: