16 Ağustos 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Ağustos 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Ağustos 1939 CUMHUKIKIST SON HABERL.ER iktibaslaı Japonya, için şartlar koşuyor Tokio 15 (a.a.) İyi malumat alan mehafilden öğrenildiğine göre, antiko mintern paktının tarsini hakkındaki plân yalnız Sovyetler Birliğine karşı bir ittifak akdini tazammün eylemektedir. Diğer devletlere gelince bulunan for mül şudur: Japonya esas itibarile mihver devlet lerine yardımı vadetmekle beraber bu nun şümulü, üç memleketin müşterck menfaatini tehdid eden hâdiseler takdi rinde, yapılacak müzakerelerde tespit edilecektir. Başvekilin talebi üzerine bu plânı Hariciye Nazın Arita tanzim eylemıştir. Onümüzdeki cuma günü beşler komitesinin tasvibine arzolunacak plân işte bu dur. Bugünkü Sovyet mihvere girmek ordusunun kuvveti Münevver» kime derler? İHEM Yazan: PEYAMl SAFA «Münevver» kelimesi Türkiyede, «intellectuel» kelimesi Fransada, öz manasına lâyık yerlerde kullanılmıyan bütün suçlu mefhumlar gibi, arada bir tenkide uğrarlar. Bu mefhumlar az değildir: İnkılâb, şuur, şuursuzluk, nizam, cevher, kültür, dinamik, plân ilâh... gibi yüksek rütbede fikirlere ve nüanslarına işaret clduklan halde, manalarını yadırgayan yerlerde kullanı'iarak ve sık sık tekrarlanarak piç edildıkleri için, kelime titizlerinde haklı bir tiksinti uyandırırlar. «Münevver» veya «intellectuel» kelimesi de bu tabir ve ıstılah fuhşu içinde haysıyetini kaybetmeğe başlamış kıymetlerden biridir. Ona haysiyetini iade etmek için rütbesini ve bu mertebeye varmanın şartlarını tayin etmek lâzım gelecek. Oz müne\rveri sözde münevverden ayıran fark, bir dağ vuzuhıle kabarmadıkça, ikınciye a'd nefretımızın bırinciye de bulaşmasına karşı koyamayız. Münevver, fikir meselelerine karşı beslediği samimî alâkayla, dar ve boş adamdan ayrılmağa başlıyor. Fakat bu alâka, münevveri münevver yapan, zaruri olduğu kadar kifayetsiz şarttır. Bir a dam tasarlayınız. Bugünkü dünyan:n kültür hareketlerile eski asırlarınki ara sında yapılabilecek bir mukayesenin ne ticesini merak ediyor. Fakat orada kai mıştır. Meseleyi sabırla, dikkatle, .ııe todla kurcalamıyor; mektebden kaîma veya dağınık bir mütaleadan gelme bil gılerıle muhakeme ediyor; kafa ı çrüdük bir makale kültürünün yer'es .rdiaı hazırlop fikirler de vardır; onu surî bir mantığın da yardımile şöyle bir neticeye götürüyor: «Tarih tekerrürden ibarettir. Bu hareketler eskiden de vardı. Fakat vasıtalan tekemmül etmemişti. Ayrı ayıı çağ ve millet kültürleri ayırtnağa ne hacet! Bunların hepsi insan zekâsmın toplu faaliyetinden ibaret.» Bu dermeçatma ve baştansavma hü kümde kalmağa razı olmıyan başka bir adam tasarlayınız. Hiç olmazsa bir larih kitabı açıyor ve bakıyor: Sene 1500. İnkılâblar dehşet. Yeryüzünün büyük bir kısm keşfedilmiş. Kilise parçalanmış. Matbaalar harıl harıl işliyor ve insan düşüncesini yayıyor. Harb vasıtalan o nıspette artmış. Malî hareket genişlemiş ve kredi h?cmi büyümüş. Yunanca ihya edilmekte. Her yerdc eşsiz bir san'at ve kültür bereketi. On dokuzuncu asra bakıyor: Orada da müthiş bir endüstri inkişafı, müspet ilim ve teknik hamlesi var. Fakat şöyle düşünüyor: Katoliklerle protestanlar arasındaki mücadele nekadar korkunc olursa olsun, itikadlarının bir kaynaktan gelmesi onları gene azçok birleştiriyor. Allaha inanıyorlar. On altıııcı asır, bir sürü taskınhklarına rağmen, Avrupada hıristiyanlığm ahlâkî an'anesine karşı bir taarruz fikri taşımıyor. Bu fark o iki asır arasında besbelli. On dokuzuncunun başile yimıincinin başı arasında da insan cemiyetinın telâkki tarzları arasında büyük farklar görünüyor. On dokuzuncu asır ferdcidir; yirminci asır, cemiyetın müstakil ve orijinal bir mahiyet olduSunu, onun toplu iradesini devletın ehne vermek lâzım geldiğini iddia eden sosyalist, komünist, nasyonalist bir sürü fikirlerin inkişaf devrini geçen asırdan fazla yasamağa başlıyor, ilâh... dir? Bakalım. Yalnız tarihi karıştırmiîtır. Tarih bizim önumüze bir vâkıalar serisi koyar. Bunların arasında mukayeseler yaparken kullanacağımız tahlil ölçü«ü hangisidir? Kura mantığımız mı? Ona (kuru mantığa) sorarsanız şöyle der: Cemiyet bir ka,abalıktır, ferdlerden te şekkül eder. İnsan demek, ferd demek tir. Ferdin hürriyet ve menfaatine uyq;un rejim, cemiyet için de en iyisidir. O halde? Yirminci asrın ideolojileri, on dokuzuncu ve on sekizinci asırdakilerden daha geridirler. Fakat bütün bu «kültür», «san'at», «zekâ», «muhayyele», «ferd», «cemiyet» mefhumlarüe uğraşan ilımler var. Bunlara psıkoloji, sosyoloji, estetik ilâh... diyorlar. Hepsi birer metoda sahıb. Onların bu mefhumlar üstündeki tereddüdlerini veya hükümlerini bilme den, onların metodile düşünerek tahlüe devam etmeden, tarihin mürekkeb ve çapraşık hâdıseİTİ üstünde bir kanaat sahibi olmak mümkün müdür? Ne münasebet! Hatta bu ilimlere danıştıktan, onların son donne'erini haber aldıktan sonra bile kestirme hükümler verilemez. Nihayet bütün dünyanın felsefe sistemlmni de yokladıktan ve «bilgi nazariyesi» üstünde de bir kanaate sahıb olduktan sonra, ilmî heysiyette bir tahlili sonuna kadar iterek bazı şahsî görüslere varılabilir. Yoksa, meselâ demokrasi veya koüektivizm hakkında hüküm verme salâhiyetini, kim, nereden alabilir? Eğer bu münevver bir muharrirse, yusarıda bahsettiğim kültüre ve metoda saSib olması da yetismez. Bu meselelerle fasılasız meşgul olması ve etüdünün rnevzuile metoduna sadık kaldığını da kitablarile, konferanslarila ve hertürlü fikir belirtilerile gösterm>esi şart olur. Avrupada tarihten, kültürden veya ideolojikr den bahseden tek muharrir bulamazsınız ki, eski tabirleri kullanacağım, mazbut ve müdevven kıtabları olmasın. Teşrih, fiziyoloji, patoloji ilâh... fcilmiyen adamın ekmek bıçağile bir peri tonit ameliyatı yapması neyse, manevî ilim branşlarile rreşgul olmıyan adamın fikir meselelerin' desmek salâhiyetini kendinde bulması da odur. «Fikir adamı» veya «münevver» ta birlerinın öz fıkır adamında veya öz münev\erde uyandırdığı tiksinti, şarlatanı veya ukalâyı ondan ayıran farkın çok defa gözden kaçması ve tam bir teşhis ölçüsünün ara yerde kaynaması yüzündendir. Bu kıymetler hercümercine, şahsiyetli münevverler yetistirici bir terbiyenin zaferleri mâni olacak. NALINA MIHINA lurk denızcılıgı vvelki günkü Cumhuriyette, Münakalât Vekili Ali Çetinkayanın, Devlet Denizyolları ida^esinin ıslahma aid beyanatı çıktı. Tuttuğunu koparan bir Vekıl olan Alı Çetınkayanm Münakalât Vekâletinin basma geçmesi, yalnız Denizyolları idaresi irin değil, bütün münakale ve muhabere işlerimiz için çok hayırlı olmuştur. Türkiyenin deniz ticaret işleri, Cumhuriyet devrinde, pek tabiî olarak, hayli inkişaf etmekle beraber, asla istenilen ve beklenilen terakkiyi gösterememiştir. Yapılan çeşidli tecrübeler daimî menfi neticeler verrr.ış, deniz ticaret işlerimiz ve limanlarımız, Cumhuriyet rejiminin diğer muvaffak hamlelerine uygun bir hızla ilerliyememiştir. Biıkaç aydanberi, hayatî bir ehemmiyeti haiz olan bu çetin iş, Ali Çetinkaya gibi başarıcı bir Vekilin idaresine geçmiş bulunuyor. Münakalât Vekili, Devlet Denizyolları idaresınin başına İbrahım Kemal Baybura gibi, kıymetini ve düıüstlüğünü bütün buiun duğu vazifelerde göstermiş olan bir idareci getirdi. İbrahim Kemal Baybura denizci değil, bir erkânıharbdir. O, bir zaman Devlet Demiryolları Umumî Mü dürlüğünde de çalışmış, şimendiferci olmamakla bera'cer muvaffak olmuştu. Çünkü, iyi bir ıdare adamıdır. İbrahim Kemal Bayburanın, Ali Çetinkayanın umumî sevk ve idaresi altında, Devlet Denizyollarında da muvaffak olacağını ümid ediyoruz. Bu ümidimizi kuvvetlendiren, yalnız Vekille Umumî Müdürün şahsî meziyet ve kıymetleri değil; daha ilk adımda programh ve plânli çalısmak hususundaki azimleridir. Muhterem Vekilin Cumhuriyette çıkan beyanatını hulâsa eder de ruhunu alırsak görürüz ki Devlet Denizyolları idaresinde,. en büyüğünden en küçüğüne kadar rer işi bir sisteme bağlamak prensipi kabul edilmiştir. Artık işler, gündelik düsünceler ve şahsî arzularla değil; program, sistem ve usul dairesinde idare edilecektir. Bugün bir vapur ısmarlanıp yarın bir giiverte daha ilâvesine kalkışmak suret'le geminin muvazenesin! bozmak gibi basıbozukça işler olmıyacaktır. Bütün teknık ışler hakikî mütehassıslara teslim edılecek ve onların mes'uliyeti altında yapılacaktır. Ali Çetinkaya, deniz işlerimize yeni bir ruh aşılamak azmındedir. İntizam:n nizamla kaim olduğunu bildiği için, Denizyolları idaresinde nizam ve usulü hâkim kılmak istiyor. Her iş bir nizamname, bir talimatnameye, bir teşkilâta bağlanacaktır ve böylece yenıden mükem mel ve teknik bir şeküde kurulan makine, sistemli bir tarzda işlıyecektir. Simdiye kaçlar memlekete çok hayırh hizmetler ifa etmiş olan Ali Çetinkaya, Devlet Denizyollarında da modern bir makine kurmağa muvaffak olursa, rr.iüet kendisine bir daha müteşekkir ve minnettar olacak, adı Türk simendiferciliğinin, Türk nafıacılığının tarihine olduğu g'bi, Türk denizciliğinin tarihine de altın harflerle yazılacaktır. Bütün ümidimiz ondadır. Times gazetesinin hususî muhabiri şayanı dikkat Rusya, demokrasiler lehine harbe girerse Japonya malumat veriyor Taymis gazetesinin, Moskova'ya suda mihvercilerle beraber hareket edecek Buna mukabi1 eğer Moskova bitaraf kalırsa, Tokyo için h&rbe girmeye hiç bir sebeb mevcud olmıyacaktır. Londradaki Japon mahfillerine göre, Aritanın hükumettekı müfritlerle miitediller arasında bulduğu uzlaşma projesinin esasları işte bunlardır. retı mahsuda gönderdiği muhabiri, <ça7etesine, «Rus ordusunun büyük kuvveti» baslıklı bir etüd yazmıştır. Arkadaşımız Abidin Daverin geçenlerde gazetemizde verdiği tafsilâtı teyid eden bu etüdde, Sovyet ordusu söyle tarif ediliyor: «Mareşal Voroşilofun kumandası al tında, işçilerden ve köylülerden müteşekkil Kızılordu, heybetli bir harb kuvveti ifade etmektedir. Hazarda, bu ordu, yüz piyade fırkası ve en az otuz süvari fırkası olmak üzere iki milyona yakın mevcudludur. Simendifer ve yol itibarile henüz tamamile mücehhez olmıyan, uçsuz bu caksız steplerle, çöllerle ve dağlarla dolu bir memlekette, bu mühim süvari kuvveti bilhassa çok işe yaramaktadır. Seferde, Kızılordu mevcudu dört milyona çıkacaktır. Mecburî askerlik hiz meti de, Sovyet Rusyaya, on iki milyon mevcudlu, mualîem bir ihtiyat ordusu temin ediyor. ... Sovyetler takviye kuvveti gönderdiler Moskova 15 (a.a.) Birbirini it matn eden haberlere göre, Sovyet hükumeti, dış Moğolistanda vukua gelmekte olan çarpışmalar sebebile, Uzakşark ordusunu mühım surette takviye etmiştir. Yalnız, takviye kıt'alan, Ural dağları nın sarkındakı garnizonlardan alınmışt'.r. Çin taarruzu devam ediyor Rusya harbe girerse... Londra 15 (a.a.) Havas muhabiri bildiriyor: Londradaki Japon mahfilleri, Tokyodan aldıkları son haberlere atfen Japonyanın İtalyan Alman askerî paktına tam ve kat'î bir surette iltihakının bahis olamıyacağı fikrindedir. Tokyodan gelen haberlere göre, kabine yeni Avrupa vaziyeti karşısında Ja ponyanın alacaği hattı hareket üzerinde mutabekat halinde bir formülü kabul etmiştir. Cuma günkü beşler toplantısmda bu formül tasvib oıunacaktır. Londradaki Japon mahfillerinin dü şüncelerine göre, Japonyanın »ıuhtemel bir Avrupa buhranı karşısındaki hattı hareketini, Sovyetler Birliğinin hath hareketi tayin eyliyecektir. Meselâ, eğer Sovyetler Birliği, Danzig işinden doğacak bir harbde garb devletlerile birlikte hareket ederse Japonyanın bitaraflığı muhafaza etmesi mümkün olamıyacak ve Sovyetler Birliğine harb ilân eyliyecektir. HongKong 15 (a.a.) Chekiai ajansı bildiriyor: 1 ağustosta başlad:klan mukabil ta arruza muvaffakiyetle devam eden Çin kıt'aları mahalli müdafaa teşekküllerinin yardımile Wangmoon civarında kâio Chungshan mıntakası sahillerinde geçende karaya çıkan Japonları geri püskürtmüşlerdir. Japonlar, Çinlilerin tazyikı altında harb gemilerine iltica etmek mecburiye tinde kalmışlardır. Bu gemıler, Ingilizlerin kiraladıklan arazinin garbında Paoan istikametinde uzaklasmışlardır. Japon ajansımn tebliği Hsinking 15 (a.a.) Domei ajansı, Nomonhan göld civarında hudud vaziyetinin değişmediğini bildirmektedir. Holstein nehrinin sağ sahilinde Japonlar muntazam Çın kuvvetlerinin ve çetelerinin müteaddid taarruzlannı püskürtmüşler ve altı Çin tayyaresi düşürmüşlerdir. Japon tayyareleri de ayrıca 13 Çin tayyaresi düşürmüştür. Japon tayyarelerinden ikisi üssüne dönmemiştir. Rumen donangıası takviye edilecek Rus Japon harbi olursa.. Mütehassısların topladıkları son ma lucnata göre, Rus ordusunun teçhizatı mükemmel ve silâhları en modern tiptendir. Efrad muhariblik bakımmdan mü kemmel evsafa malik bulunuyor. Rus neferi kahraman, fedakâr ve iyi talim görmüştür. Alman usulü askerî bir terbiye almış olan erba'lar hizmet bakımmdan iyi evsafa sahib olmakla beraber, emir ve kumanda mes'ulıyetini deruhde hususunda mütereddid ve isteksiz görünüyorlor. Daha yüksek rütbeli âmirler arasında bu noksan daha kuvvetle kendini hissettiri yor. Bunun sebebi kısmen, orduda yapılan temizliktir. Bu tedbir, ordunun heyeti umumiyesinde, dürüstlük duygular;nı artırmışsa da, hiç şüphesiz, kumanda âmirlerinin teknik kıymetini azaltmıştır. Yüksek kumanda, ekser ahvalde, tutumları tecrübesizlikierini telâfi eden gene zabitler tarafından ifa edilmektedir. Diğer taraftan, orduda yapılan temizlik içi, tesiri yavaş yavaş zail olacak kadar uzak bir maziye karışmıştır. Herhalde, ordu, ihtilâlin ilk günlerindenberi Sovyet lttıhadının en koVu şeflerile olan sıkı münasebeti bulunan Mareşal Voroşilofun kumandası altında bu lunmakta devam ediyor. Umum Erkânıharbiye reisi, Çarlık devrinde bir alaya kumanda eden ve Sovyet İttihadı zımamdarlarının keza eski bir arkadaşı olan Sapoşnikof tur.» Muhabir, bundan sonra, Sovyet Rusyada, Avrupa sisteminde yapılan isti'n kâmları tarif ederek yazısına şöyle devam ediyor: «Bugünkü Rus ordusu yirmi beş sene evvelkinden daha kuvvetlidir. Fazla olarak, asker, o zamanki gibi ümmî değiîdır. Bunlardan maada, her tarafta silâh fabrikaları kurulmu« olup Sovyet Rusya Çarlık Rusyası gibi, harb malzemesini tedarık hususunda garb memleketlerine muhtac bulunmuyor. Kral Karol, dün mühim Moskova müzakerelerinde bu da görüşülüyor bir nutuk söyledi Bükreş 15 (Hususi) Kral Karo) bugün Köstencede Rumen donanmasını teftiş ettikten sonra Açağıdaki nutku söylemiştir: « Rumanyanın hududlarını değiştirmek maksadile yapılacak herhangi bir teşebbüs çok vahim neticeler doğuracaktır. Bu nevi hareketler kayaya çargılmak kabilinden akamete mahkum olacaklardır. Bugün Rumanyaya aid olan herşey daima Rumanyaya aid olacaktır.» Bugünkü merasim münasebetıle Veliahd Prens Mişel bahriye yüzbaşılığına terfi etmiştir. Rumanya donanması yakmda bazı İngiliz torpitolarile takviye edılecektir. Londra 15 (a.a.) D a i l y Telegraph diyor ki: Öyle haber aldık ki, İngiliz hükumetine dün akşam Moskovadan Genelkurmay müzakerelerinin terakkisi hakkında bir rapor gelmiştir. Bu müzakereler müsaid bir hava içinde cereyan ettiğe benziyor. Fakat intıbaımız şudur ki, Sovyet heyeti murahhasası anlaşma esasının İngiltere ve Fransa tarafından derpiş edildiğinden daha geniş hatlar üzerinde araştınlmasını teklif eylemiştir. Söylenildiğine göre, Sovyetler Birliği, bir Avrupa harbine müteallik meselelerden başka bir Rus Japon harbi takdirinde İngiltere ve Fransanın nasıl bir hattı hareket ittihaz edeceklerini de müzakeİnhisar idaresi üzüm almaya re etmek arzusundadır. başladı Bu gazete, Moskovadaki Fransız ve İzmir 15 (a.a.) İnhisarlar idaresi İzmir civarı bağcılarından şarablık ü İngiliz murahhaslarına yeni talimat gönzüm satm almaya başlamıştır. İdare bu derileceğini yazıyor. Slovakyada Almanya yıl fazla şarab yapacaği için bir milyon kilo misket ve çekirdeksiz üzüm satm alaaleyhinde bir nümayiş caktır. Üzümler için tespit edilen mübaBratislava 15 (a.a.) Burada oynayaa fiatı çekirdeksizler için üç ve beş, nan bir futbol maçı esnasında Almanya misket üzümleri için sekiz kuruştur. Müsaleyhinde bir nümayiş yapılmıştır: tahsiller bu fiattan memnundurlar. Bratislava'daki Alman ekipi halkı NaLondraya yaş üzüm zi usulile selâmladığı esnada seyirciler ısgönderiliyor lık çalmışlar ve bağırmışlardır. izmir 15 (a.a.) Bugün ilk olarak Crenzbole gazetesi,, bu nümayise Yayirmi bın kıloluk bir partı yaş üzüm Lon hı.dilerin sebebiyet verdıklerini yazmakdraya sevkolunmak üzere motörle Kara tad'r. burundan Selâniğe gönderilecektir. Bir İngiliz tayyaresi yandı Kooperatifler dış piyasalara yaş meyLondra 15 (Hususî) Hamburgdan va ve bilhassa yaş üzüm ihracı için tertiLondraya dönmekte olan bir İngiliz bat almaktadırlar. Bugün yapılan sevkiyolcu tayaresi bugün Danimarka sahilyat: diğerleri takib edecektir. lerinde yanarak denize düşmüştür. Tay PEYAMt SAFA Trakya manevraları dün şafakla beraber başladı [Ba$tarafi 1 inci sahitede] harekete geçeceklerdir. Edirne, manevralar münasebetile şen ve mutlu günler yaramaktadır. Büyük Erkânıharbiye Reisimiz ve malyetierı, yarın sabah erkenden manevra sahasına gideceklerdir. Beynelmilel parlamentolar arası konferansı Oslo 15 (a.a ) Parlamentolar arası konferansı, bugün Belçika delegesi Cartom de VVıartm reisliğinde 35 inci top lantısma başlamıştır.. Üniversitenin büyük salonunda yapılan açılış celsesinde Kral, Veliahd ve bir çok yüksek zevat hazır bulunmuştur. Londra elcimiz dün de Halifaksla görüştü Londra 15 (Hususî) Hariciye Nazın Lord Halıfaks Türkive Büyük Elçisi Dr. Rüştü Arası bugün tekrar kabul etmiş tir. Lord Halifaks pazar tatiline devam etmek üzere yarm Yorkshire'a gidecektir. Ezcümle petıol bakımmdan, Sovyet Rusya, Amerika müstesna, dünyanın diMillî Şef İnönü, Başvekil Refik Sayğer herhangi memleketine nazaran çok Mısırdaki tngiliz ordusu dam ve şehrımızde bulunmakta olan Vedaha imtiyazlı bir vaziyettedir. Meşhur İlk tasarladığunız adamın bir münev killer, bugün manevra sahasına gitmek takviye ediliyor Bakü petrol kuyularından başka, Volga ver olmadığma şüphe yok. İki tarih vâ üzere şehrimizden hareket edeceklerdu. Londra 15 (Hususi) Mısırdaki İn ile Ural arasındaki mıntakada, «ikinci kıasını tespit etmeden aralarında muka Cumhur Reisimizin doğruca Edirneyi şe giliz ordusunu takviye etmek üzere Bakü» diye anılan fevkalâde mühim diyese yapılamaz. reflendirmesi kuvvetli bir ihtimal dahilin Hindistandan celbedılen 6000 Hmd asğer kuyulara sahibdir. Bu kuyular, günkeri bugün Süveyşe muvasalat etmiştir. Ondan sonraki adam bir münevver mi dedir. de 6000 ton petrol vermektedir. Rusyaya komşu iki mernleket olan İran ve Irak dahi, petrol hususunda zengindirler.» Taymis muhabiri, yazısını bitirmeden evvel, harb zuhurunda garb devletlerile cenubu şarkî devletlerinin Sovyet Rusya ile yapacakları eibirliğini mevzuu bahsettikten sonra, Rusya ile Lehistan arasındaki demiryolların genişlik farkının, arzu edıldıği takdırde izalesi mümkün bir mahzur olduğunu söylüyor. Muharrir, Rusyaya doğrudan doğruya tevcih edilebılecek olan bir tehdidin, Sovyet tezine göre, ağlebi ihtimal şimalden geleceğini; Sovyet ordusunun, şimdi manevralarını Leningrad tarafında vapması bundan ileri geldiğini; Kremlin'in, Estonya ve Letonya tarafından gelecek yarede bulunan yedi yolcu ölmüş ve olan bilvasıta tecavüze ehemmiyet atfe yolcular mevanında bulunan bir İngiliz disi gene bu sebeble olduğunu ilâve etmeb'usu ile pilot kurtulmuşlardır. Tay mektedir. yareye şimşek isabet ettiği zannediliyor. Bir İngiliz heyeti Adanada Kaza hakkında tahkikat yapılmaktadır. Adana 15 (a.a.) İngiliz Avam KaSıhhiye Vekili Sıvasa gitti marası azasındanTohannarvey ve İngiAnkara 19 (a.a.) Sıhhat ve İçti liz üniversite genclerinden Herpaget ile rr.aî Muavenet Vekili Doktor Hulusi A Gepenery şehrimize gelmişler ve tetkikIataş, Karadeniz sahil vilâyetlerinde tet lerde bulunmuşlardır. Mısafırler Bledıye tarafından misafir kıkalta bulunmak üzere bugün trenle Sıedilmişlerdır Kendılerine parti tarafınvasa hareket etmiştir. Sıhhat Vekili bu dan bir ziyafet verilmiştir. Misafirleri seyahatinde muhtelif mahallerde yapıl miz Vilâveti, Partiyi, Belediyeyi ziyaret Cumhur Reisimiz dün öğleye kadar Floryadaki deniz köşkünd e istirahat etmiş ve öğle vakti hotmakta olan hastaneler inşaatını ve bu vi ve şehrin muhtelif yerlerini gezmişlerra ile ve refakatlerinde Bayan tnönü olduğu halde bir deniz tenezzüh ü yapmıştır. Milli Şef gezintiyi mülâyetlerin sıhhî vaziyetini gözden geçire dir. teakıb Floryaya avdetinde Başvekil Refik Saydamı kabul etmiştir. Y ukarıki resim Şefimizi ve Bayaı* cek ve ay nihayetine doğru deniz tarikile Tohannarvey ve iki talebe bugün istnb'nünü kotra ile hareket esnasında gösteriyor. tanbula gıtmışlerdir. İstanbula gidecektir. Kadri Osuz Milli Şef ve Vekiller bugün Trakyaya gidiyorlar [MiIlîŞefin diinkii gezintisıi

Bu sayıdan diğer sayfalar: