10 Kasım 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

10 Kasım 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHTJBIYET 10 fidndteşıtn 1949 Ikinci yılı Yaşarken Hitlerin nuthu Gıdalanmız Bahk Memleketimizde bahk çoktur, hem de hepsı nefis cinsindendir. Hele şehri miz sahillerinde çıkan bahkların ye mesine dovum olmaz. Fakat murvta zam teşkilât mevcud olmadığı için taz« bahk yüzü ancak pek nadir olarak gö rebilmekteyız. Balıkta, vücudümüzün muhtelif kı sımlarmm güzelleşmesine yarayan maddeler fazladır. İnsanın bünyesinde muhtelif şekilde ve cinste protein vardır. Saçlar, tırnaklar, gözlerin beyazı, cil Şık bluzlar [Baştarah 1 ind sahifede] kadar gecen kocaman kalpağm birdenbire on defa ağırlaştığını hissediyoıdum. O, kürsüde iken hiçbir laman gostermediği güler bir yüzle bize doğru ilerByordu. Sırtmda sâyah bir ceket, ayağında gene siyah çizgili bir pantalon v u"dı Salonun loşluğuna kanşan* bu siyahlık içinde san saçları harikuldde parıltıbtr japıyordu. Gulümsiyen yinü yorg.m gcriıniiyordu. Sağ elinde tuttuğ^ı bir lomar ka^;dı sol eline alarak İbrahim Sureyja ile »okalaştı. Onunla birkaç keiime konuştuktan sonra, Küçuk kimin? Diye sordu ve hafifçe fenemi ok^adı. Elinin temasında bir baoa muhabbetinin sıcakbğı vardı. *<* O anı her hatırlayısımda. daha olgun, daha manalı bir heyecanın ürpermelerîni geçiririm. Ordulara kumanda veren, Türk milletıııin mukadderatını sevk ve idare eden Mustafa Kemal, yalnız Türk milletinc değil. o milleti meydana çeriren biz insan zerrelerine de büyük kalbinıle teker teker yer ayırabiliyordu. O bütün Türk çocuklarının babası idi. Sığırtmaç Mustafa istisna trskil etmcz. "Harbe deyam edeceğiz!" Muharebe safhalarını anlatan Alman devlet reisi, ingiltereye karşı yeniden taarruza geçileceğini söyledi Bir hasbihal [Bastarafı I î n d sahifede] Tarihe benimdir diye basstn o ayaklar. İnsan boyu olsun, fakat eflâke sürünsün; Göğsünde de bir milletin ebad'ı gorünsün. Î NADİR NADİ dimiz hep proteinden istiiade ederek neşvünema bulmaktadır. İşte bahk etinde protein çok miktarda mevcuddur. Kasabhk etler ekseriya vücudde bir takım mikrobların, bakterilerin yerleşmesine sebeb olurlar. Çünkü o hayvanların kanları sıeaktır. Halbuki bahğın • kanı soğuk olduğu için böyle bir tehlike mevcud değildir. Kanımran her 100 santimetre küb miktannda 6 miligram azot bulunmaktadır. Bir porsiyon bahk yiyen insanın bir tnüddet sonra tahlil edilen kanmda iki misli azota tesadüf edilmektedir. Onun için haftanın muayyen günlerinde et yerine bahğı tercih etmek hem iyi gıda almak, hem de güzelleşmek noktasından mühimdir. Hava akınları şiddetlendi tngiliz tayyareleri Almanya ve İtalyada bir çok fabrikaları bombaladılar Londra y ca.a.) Hava nezaretının teblığı: Dun gece kuvvetli bir İngıhz bom bardıman fılosu Munıh şehrınde yolcu ve marşandız garlarıru bombardıman etmiştir. Dığer bir fllo da İtalyan hedeflerinl ve bu arada Torıno'da bir fabrıka ile Milânodaki Pırellı manyatu fabnkasını bombardıman etmiştir. Gelsenkirchen ve Prankfurttaki benzin tasfıye fabrıkalannı, Nürenberg ve Amsterdamda fabrıka ve diğer tesısatlar, Hamm, Söst, Osnabruck, Duisbegde marşandız garlarını ve diğer hedeflen bombardıman etmişlerdir. İngılız tayj'arelerl Mayence ve Le Ha\re'e de taarruz etmişler ve 18 diışman bava meydanını bombalamışlardır. Gorulüyor ki yeni Türkivcnin birinci Cumhur Reisi memleketinin yaşama tarziarını ve itdjadlanıu modemize edebıhniş, fakat anane haline giren lirizmıne \e nıubalağaya karşı meyline gem vuramaımsür., Bu mısralann mubalâğalı olmadığuu anlatmak için Atatürkü bizim gibi tatmak lâzııudı; bunu da tatmak için Harbi Umuminin mutarekesindeki ıstırabımızı izah etmek icab ederdi. Halbuki 1938 vıluıın şen ve şuh Fransasına bizim o şı ihtarlarda bulunöum ve bunun boy siyah günlerimizi alnatmak guç olurdu. Zaten o zaman, böyle bir hasbıhale de le devam edemıjeceğını tebaruz ettu: luzum yoktu; çünkü bu mubalâğalara Fransız edebiyatı bizimkinden daha fazla dım. Bundan sonra ojle bir zaman gel aıışıktır. Fransayı lüzumsuz yere şişmanlattıktan sonra müttefik devletlerin dı kı, bahıs me\zuu edılebılecek şey, îyakları altına bir iskelet olarak bırakon Napolyon için romantik Hugo «çizmeharbm tamamıle bertaraı edilıp edıle sitıin mahmuzunu beşeriycte talih yıldızı yapan adam. der. mıyeceği değil, fakat Almanya için aKeaüst Stendal da gökte dolaşan kartahn kanadında Napolyon'un pabuclağır zılletler mukabılınde harbin belki rını jnirür. Halbuki Atatürk bize memleketi iki defa verdi, bir, kurtararak, i " bir sene. ıkı sene \e yahut uç sene ber di, bir de değiştirerek. ^^ tarai edıhp edılmıjeceğı meselesı oldu. Atatürk Vaterloo'suz Napol>on'dıır. Napolyon'un ise Vaterloo'dan sonraki O zaman anladım ki, İngiltere, za Fransası, şimdi önümde duran Candide gazetesinin 25 eylul 1940 tarihli nüshaman kazanmaktan başka bir şey ıste sında duıuyor: mıyor ve İngUterede her ne pahasına «Yedi jüz milyon harb vergisi; yüz elü bin kişihk bh işgal ordusunun beş oiursa olsun harbettnek kararlaştınl yıllık iaşesi; ecnebi borcların tesvıyesi... Ve butun bunların ödenmesi için mumıştır. İşte o dakika, bende bir tek ar harebeden harab olan ve kısmen duşman tarafından işgal edilen bir memleketın ru belırdı: Mademki İngıltere bize harb varidatı karşıhktı. işte Vaterloonun ertesı günü, 1815 te Fransa bu halde idı.» ilânma karar vermıştır, bunu ben haAtatürk bize düşman bacaklan altında değil, fabrıka bacalan altında bir yatta ıken yapsın. Çunkü bılıjordum 1 ki, bu mücadele, Alman millet.nm ta vafan bıraktı. Bugünkü ıstırabıı, . si>asî sebrblerden daha evvel manevî sebcblerle rıhte şımdıye kadar yaptığı mücadele paylastıgım Fransaya felâketi zamanında bunlan yazmak istemezdim. lerın en şıddethsı olacaktır ve ben. Alfakat mağlubiyetinden ziyade, heykelinin başı göke değen bir adamdan man mılletımn jalnız onlarca, hatta mahıumijetine acığıdun Fransaya Atatürke yazdığun mısralann mubalaçalı olyuzlerce senedenberı malık olmadığı en raaılığını bugün anlatmak mumkundiir mımm çetm adam değıl, fakat ayni zamanda MİTHAT CEMAL en buyuk otonteye sahıb bulunan adamıyım. Evvelâ, ka>adsız ve şartsız, muvaffakıyetıme ınanıyorum. Kafıyetle enıınım ki, vaktıle memlektımın dahihnde yaptığım mücadele gıbı, bu mücadele de benden başkasırun ellerınde bıtmıyecekth. Katıjetle eminim ki. mukadderat, yolumdan butun engellen bertaraf ederek benı buraya, Ahnan fBaş tarafı 1 ind sahifede] mületının bu mücadelesini idare için getırdı. Bundan başka, ben Umumi vere, h«*r fıkrasında Büyük Atamn bir büyıik tarafını ilâhi bir aydınlığın vuzuHarbı sıperlerde yapmış olanlardan ve huna çıkaran ses. ümidlerınde aldatıhnış bulunanlarda • «Fani vücud. an bir kabre değU, .hakikatte Türk miUetinin onun için aşk nun. Bu sebebden dola>ıdır ki, bu mü ve ifiiharla dolu olan kahraman ve vefalı goğsü. ne gömüldüğünü anlatan ilk I cadelenın geçen seferkinin aynı netıce fıkraııın mukaddemesinden sonra, dağ dag gelen dalgalar gibi, fıkradan hkra>a ye varmaması için her şeyi yapmağa geçerken, mevzuun kanadlüığı içinde ruhlar, irtifah bir seyranın heyecanile azmetmış bulunuyorum.. doluyor. işte mukaddemeden sonraki ilk tkra: «Tarihte nğradığunız en zalim ve Yeni nizam haksız itham» günlerinin karanhk buhranlan içinden ihtilâlci. Atanın «ilkıince Her Hıtler, daha sonra bir sene ev chemmiyeti kavranmanu? olan gür sesi» ni ve o sesi «nihayet bütün cihanın çuvelki vazıyeu anlatmış, bir sene evvel uruna nüfuz. ettiren bütün heybetile tekrar, ve ilâhî bir %ök fürlemesini hatırPolonyanın kaldınldığım söylemiş ve iar gibi, duyuyoruz. tste .imanh. Atanın büyük Türk milletine imanı ve aşkı: «Ne mutlu Tur nutkuna şu şekilde devam etmiştir: küm diyene» dediği zaman kendi engin ruhunun hiç sonmiyen aşkını en mana « Yavaş yavaş kendisine gelen Avrupa kıtası, kıtanın duşmanına karşı bir surette hulâsa etmişti» diye o aşkı ve o imanı en temiz bir özlukle anlatırkt seferber ohnaktadır. İngilterenın Av buyiik cevherli milletle o cevheri gören büyük imanın karşılıkh tablosu, gc rupayı Balkanlastırmak teşebbüsü, ler »nünde, goıleri jaşartan bir mehabetle canlanıyor: Bir daha anlayoruz muvaffak ohnamış ve ortadan kalk butun «olamaz. lan colur» yapan o cevherle bu imanın birleşmesidir. Şefin Sefi anlatışı Ev kadını Lekeler Vunlü kumaşlar üzerindeki lekeleri çıkarmak için, ateş membalarından uzak o.mak şartile, benzin kullanüdığını oilmıyen yoktur. Fakat benzin bilhassa tuvıd gibi, yahud kanşık yünlüler gibi dayamkh kumaşlar için şayanı tavsiyedir. İpekliier mevzuu bahsolunca onları üzmemek için bazı leke tozlan vardır. Onlar iki üç saat kadar lekelerin üzejrinde bırakıhr. O tnüddet zarfında ya§ Yukarıda solda: Lâciverd yün cerseden gömlek tarzında bluz. Yakaya ve ceblerin üzerine yeşil ve kımıızı darb işaretinden süsler işlenmiştir. Eni 130 olan kumaşların 1 metre 40 santiminden çıkar. Sağda: Jile şeklinde kruvaze bir bluz. Biye tarzında düğmeli. Kumaşı krep, rengi gümüşüdür. Eni 1,75 olan ku maşların bir metresinden çıkar. Ke merle yaka ve kollardaki tezyinat lâci terd kreptendir. Aşağıda solda: Beyaz krep romen den bluz. Göğüs genişlıği omuzdan öbür omza kadar dikişli plilerle süslenmiştir. Eni 1.75 olan kumaşların 1 metre sinden çıkar. Sağda: Kırmızı fanileden korsaj tarzında bluz. Parçah kısımlarm altında lâciverd pikürlerden tezyinatı var. Kemer, fular ve duğmeler de lâciverd renktedir. Çocukların içtimal terbiyesi Yavrulara terbiye vermek için onlarm biraz büyümelerini beklemek, hiç de akıllıca bir hareket değildir Bir çoklarımız, çocuklarımıza ımmtazam bir içtimaî terbiye vermekte ihmal ve alâkaszhk gösteıiriz, sonra da onların yarama^ık yapmalarından, gdrgüsüz davranmalarından şıkâye ederiz. Herhangi kalabahk bir davet yaptı ğımız zaman gerek çocuklarımızın zevk ve neş'esini kırmamak, gerîkse misa firlerünizi rahatsız etmemek için, eğer ev müsaidse küçükleri uzakça ve ayrı bir yerde bulundurmak, değilse, başk bir taraia göndermek icab eder. Tabi eklifsiz dostlardan veya aile erkânın dan mürekkeb bir toplantıda pek bun hacet yoktur. Fakat yavrular nekada uslu olurlarsa olsunlar uzun zaman • lardanberi görüşülmemiş yabanrüar a rasına çıkarüacak olurlarsa onları ra hat konuşmaktan azçok menedebilir ler. Hele bu konuşmalar bir iş mesele sine aidse küçüklerin hiç bir şey yap masalar bile, mütemadiyen aşağı yu kan gezinerek ortahğı ne derece işaal ıdeceklerini siz kendihğinızden pekâlâ tasavvur edebihrsiniz. Bazan aile sofrası bile çocuklarımız çin tehlikeli bir vaziyet alabilir. O Londra 9 (a.a.) Hava Nezaretinin bir teblıgınde İngıhz tayyarelerinin gece Almarüarın Constance golu uzerınde kâın Tnübim'tayyare ve balon üssü olan Friedrichshafen üzerine çok şiddetli bir baskın yapmışlardır. Zurıhten gelen haberlere göre İsviçrelı muşahidler tngiliz tayyarelerinin bombardımanını takib etmişlerdir. Bu haberler İngilız tayyarelerinin tayyare dafi bataryalannın şıddetli ateşıne rağmen saat 21 den biraz evvel hedeflerıne vardıklannı ve bombardıman geç vakıtlere kadar devam ettigini bildirmektedır. Londra 9 (a.a.) Dahihye Nezaretının teblıği: Oğleden sonraki düşman faaliyeti de kuçuk mikyasta ohnuştur. Soııradan gelen haberier öğ'eden evvel doğu şımal ve cenub Lolgelerınde munferıd bazı yerlfere bomba atümış olduğunu bıldırmektedir. Bu gun uç duşman taAferesı duşüren a\cılarımız hiç bir ra^ıat vennenıışlerdır. Friedrichshafen şiddetle bombalandı mıştır. Bunu, İngihz devlet adamları kafalarına iyice yerleştirshüer. İngil tere, Avrupa nizamını bozmak iste miştir. Şimd' Ahnanya ve İtalya, Avrupayı yeniden tanzım edeceklerdır. Harb neticeleri Şimdi İngılterede mücadele devam edıyor, demeleu beni alâkadar etmez. Bu mücadele, bızim bunu nıhayetlen • direcegünize kadar devam edecektir ve biz, bunu nıhayetlendireceğız. Bundan emin olablhrsınız. Bu mücadele, bizhn zafermızle nihayetlenecektır. Bana, bunda da hıanabılırsiniz. Şimdue kadar yapılan mücadele, mish ohnıyan netıceler vermiştır: 1 Harb, Alman mılletınden uı . sanca pek ehemmiyetsız fedakârhklar ıstemıştır. Harb kurbanlan, 1670 harbındekıler kadardır. Muhtemel kayıblar ıçın hesab edılmış bulunan butun muazzam Dıtıyat teşekkullen, saglam kahnıştır. 2 Maddî bakundan da bu harbhî fedakârhklan pek ehemmiyetsız olmuştur. Muhimmat sahasında şımdıye kadar harcananlar, nıhayet bir aylık ıstıhsalin bir kısmına tekabul etmektedır. İhtiyatlar o derece buyuktur ki, sahalarda halen istihsali durdurmağa mecbur bulunuyorum. Çunku bu buyuk miktarlan harcamak ımkânı artık mevcd değüdh. işte alb umdeli ve altı oklu «uıkılâbcı» Ata: «Fena zihniyet ve idare ile ri bırakıhnış Türk cemiyetini en kısa yoldan. «modern bir cemijet haüne s, ürmek için» altı okun altın ışıkh işaretlerile, inkılâbdan inkılâba, ve her inkılâbla uzaktaki «ati. yi >erinden koparıp «hal» e getirerek, mazinin uzun gafletini biran evvel yenmek için, hamlelerinin hızına bir mucize manzarası ver«'ren inkılâbcı Ata. İşte bir Atatürk yetiştinnenin Tiirk milletine getirdiği sonsuz seref: «Türk miUetinin aziz Atatürke gösterdiği sevgi ve saygı, onun niçin Atatürk gibi bir evlâd yetiştirebiliı bir kayuak olduğunu bütün dünyaya göstermiş» olan Türk miUetinin serefi. Büyuk adamlan büjüfc ruhlu milletler yetiştirebilir. Anlayoruz, Atatürk ayni zamanda bizim en büyük medeniyet hüccetimizdir. İşte «bütün dünyada ölümünün gördüğü ihtiram» ve işte Millî Şefin bütün millet namına «yazılarile, ve toprağınıızda sövalye askerleri, ve müı^ta/ şahsiyetlerile yasımıza iştirak eden büyuk devletlere» şükranı. Bir yandan goğüslcrimid boğan o ölüm bir yandan goğüslerimiri kabartıyor: Ölümile bütün millctlerin âsabını titreten Atatürk kabre girerken bir dünya cihandan olmuştu. İşte Ebedî Şefin cebediliği»; hitabeyi bitiren satır, «Emin ol aziz hatıran sönmez meş'ale olarak ruhlanmızı daima ateşli ve u>anık tutacaktır.» Ebedî Şefin en ısıkh vasfını bu satırla öğrendik: «Sönmez meş'ale.» Ölümünden sonra da, daima meçhulleri yırtan, bize her vakit nereye gideceğimizi gosterip dıuan sönmez meş'ale. .en Milli Şefin Ebedî Şefi anlatışı: Anladık. kendisi onun yalnız «en yakını» ve tabil halefi» değil ayni zamanda Atatürkün bütün bir belâğativmis. ,1ar toz tarafından içilir. Mürekkeb lekeJeri sütle ve temiz suda müteaddid defa] ar yıkamakla çıkanlabilir. Duvar kâğıdlarının üzerindeki kir ve çamur lekeleri resimde gordüğünüz veçh;!e ekmek içile uğup çıkarmak müm kundür. Beyaz bezler üzerindeki kahve leke Jerine evvelâ ghserinle muamele etmeli, sonra mevzuubahs bezi ütü tahtasına kcymah. Üstüne temiz iki kat kurutma kâğıdı örtmeh ve bunun üzerinden ütü geeırmelıdir. . Sofra örtüleri, peçeteler ve saire üzerindeki yemiş lekelerıni çıkarmak için fcu bezleri kireç kaymağma batırmak klâsik bir usuldür. Bazan küçücük bir leke için bu kadar zahmete girmek manasız olur. Lekelenen yeri hemen teheş?rle uğup bir müddet bırakmah, sonra fjrçalamahdır. tas lekelerini temizlemek için bir k*h vje kaşığı limon suyu içine bir kahve Itaşığı tuz atarak bir mahlul yapmah, lekeli kumaşın lekeli yerini tam oradan buhar geçecek tarzda içinde su kaynayan kabın üstüne gezdirmeli bir pamuk parçasını mahlule zatırıp lekeıı yeri uğmah, evvelâ sıcak su ile sonra soğuk su ile yıkamahdır. İngiltereye yapılan hücum tSMAİL HABİB Giimiis takımların temizliği Gümüş çatal, bıçak, kaşık takımı bilhassa misafir sofraları için şayanı arzu ve iftihar eşyadandır. Hal ve vakti yerinde olanların, yüzlerının, saçlarının nun için çok ihtiyatlı bulunmak, orada rasgele mevzuların, dedikodulann tafsilâtına girişmemek lâzun gelir. Yoksa küçükler hiç dinlemez göründükleri halde bunlara kısmen dikkat ederler ve sonra başkalarma kendi akıl ve zekâlarırun derecesine pöre büsbütün başka bir tarzda anlaürlar. Hele çocuklann umum! yerlerde ve nakliye vasıtalanndaki hareket şekilleri çok defa annelerinin, babalarının seviyeleri hakkında herkeste iyi veya fena bir tesir bırakır. Meselâ bazı anneler, tramvaylarda. şimendiferlerde, htvaletine, elbiseicrinin güzelliğine, mücevherlerinin zenginliğine nekadar vapurlarda yavrularımn öteye berıye dıkkat edıyorlarsa gümüş sofra takım koşup bağınnalarına müsaads ederler. larına da o derece ehemmiyet vermeiçin kullanılacak en iyi vasıta petroîleri temenniye şayandır. Eğer bıçaklannız kirlenmez ve leke dur. Petrolu bir bez üzerine damlatıp lenmez cinsinden değillerse lekeh' bı makaslan iyice uğmah. sonra tnükemçakları temizlemeğe en iyi yarayan melen kurulamahdır. Bir iki defa kâfi şey, alelâde bir nMntardır. Bıçak te gelmezse leke çıkmcaya kadar aynı amizlemeğe mahsus toz'arınız ne derece meliyeyi tekrar etmelidir. iyî cınsten ise on'arı o kadar az zahGümüş takımlannızın leke olmamametle lekelerden kurtarabilirsiniz. Gü smı evvelden temin etaıek isterseniz müş çaydanlık, suluk ve saire gibi şey onlan üzerine gümüş tozu dökülmüş ler de gayet ince toz haline getirilmis güderi ile bir kaç dakika uğmak icab odun kömürile temızlenip parlatılabi eder. Bu ameüyeyi haftada bir defa lirler. Fakat uğma ısini gayet dikkatle tekrar etmek hertürlü tehlikenin önü\?" m ak lâzimdır. Yoksa dzerlerinin ne geçebihr ve gümüş takımlarınıa cıılrresi ihtımalı virdır Lekeli makasların kırini çıkarmak daima yeni gibi gösterir. Bu hal, hiç şüphesiz orada bulunan diğer yolcuları rahatsız eder, onlar rıe zaketen ses çıkarmasalar bile, içlerinden o anneler, babalar hakkında çok acı hükümler verirler. Hele yaz mevsiminde çorukîarile otellere yerleşmiş aileler çocuklarının oda ve masa komşularını bıktınnıya cak, onların uykusuna ve istirahatlerine mâni olmıyacak şekilic s.ıkin davranmalarını temine mutlaka mecburdurlar. Bir çocuk herkesin önünde bir ka bahat yaptığı vakıt hemen onu orada tashıhe kalkışmak münasıb değildır. Yalnız kalmdığı zaman gcne sükünet ve tathlıkla ihtarda bulurunah, icab ederse azarlamalıdır. Bu suretle hem siz dığerlerimn yanında sirıirlenmemiş, mahcub ohnamış olursunuz, hem de izzetinefis noktasından çok hassas olan çocuklar size karşı itimad ve hürmetlerini kaybetmezler. Afrikada alınan İtalyan esîrleri Kahıre 9 Ca.a.) İngıhz umumi karargâhının teblıği: Mısırda, duşman keşıf tayyareleri ılerı kıt'alarımız uzennde faahjet gostermışlerdir. Sudanda, Gallabat bölgesınde harekât devam etmektedır. Alınan esırlerın ıfadeleri, Gallabatı mudafaa eden İtalyan taburlarıle derhal mukabıl hucum yapan iki taburun agır zayiata uğradıklannı gostermektedır. Kassala bölgesinde harekât devam etmektedır. Ahnan düşman esirlerinin adedi 250 dir. Keza muhim miktarda silâh ve muhunmat ahnmış veya imha edılmıştır. Kenya ve Fılıstınde kayda değer bir şey olmamıştır. Kıbnsta, Savoia tipinden üç motörlü bir tayyare salımen adaya inmış, içındeki dört kişi esır edılmştr. lstihsal kabiliyeti Şımdi bılhassa kmveth olmam icab ettığı fıkrınde bulundugum sahalarda ıstıhsah fazlalaştırdım. Bir çok şeyler ıstıhsal etmek istıyen dığerlennın tehdıdlerüıi pek iyi işitiyorsunuz. Avuslraiyanın 6 ılâ 7 mıl>on nufusu vardır. Fakat buna rağmen, Almanyadan sekiz kere daha fazla tayyare imal etmek ıstıyor. Kanadanm 9 milyon nufusü vardır. Fakat Ahnanyadan on iki defa daha fazla tayyare yapmak isti yor. Amerikan ıstıhsalıne gehnce, bu, astronomik rakamlarla dahı kıyas olunamaz ve ben bu sahada bh rakıb olmak arzusunda değılım. Fakat buna mukabil size şunu temin edebıhrim ki. Aiman istihsal kabiliyeti, dunyada en büyıik istihsal kabiliyetıdir ve biz, bu istihsal faahyetıni ve bu mevkiı muhafaza edeceğiz. çünkü, bu gün bütün Avrupanın hemen butun ku\Tetlerini seferber edecek vaziyetteyiz ve bunu endüstriyel mıkyaslarda yapmakta olduğum muşahede edümıştir. Bınaenaleyh, maddî esliha muazzamdır. Binnetice hulâsa olarak diyebılirim ki, evvelce hiç bir zaman olmadıgı kadar istikbal için hazırlanmış bulunu yoruz. Maddî bakundan hazırız. Insan bakımından da hazırız. karşı koyabilecek devletler ıttihadı mevÇorçil, bu mücadeleye başlarken, bir cud değildir.» d«vlet adammın, bir askeri kumandanm şincdiye kadar hiç yapmamış oıduğu en Alman tahtelbahirleri buyük askerî budalalığı yapiııştır. ÇorFuhrer, sözlerine şöyle devam etnıiç çil elinde bulunan süâhlann en zayıtir: file ve Alman kıtalarının Trondheim « Bu efendilerin bh çok sahalard den Brest'e kadar olan mıntakayı işgalyalan sdylemek zevkini kaybettiklerini lerhıdenberi ayni zamanda en aleyhte sanıyorum. Bundan altı yahud sekiz ay cjğrafi şartlar içinde çarpışımstır. Bu evvel Almanlarm denizaltılarınn yüzd ça'pışmaya sonuna kadar devam edeceel'ısini bu ay tahirb etük, diyen Çor^i ğız.» bir ay sonra artık yeniden yuzde elhsm: Hitler, iki veya üç sene sonra yeni tahrib ettik diyemezdi. Çünkü bu tak dırde Almanyanın hiç bk denizaltısı kal bir harbi tahrik edecek tehlıkeyi bertamaması lâzım geüyordu. Bunun için raf etmek lâzım olduğunu söyliyerek ertesi ay, yahuz yuzde 30 u dendi. Dah, hasımlarının silâh ticaretıle nıeşgul olertesi ay, Çorçil, yuzde 20 dalü diyemi duklarmı ve silâh fabrikalarına sahib yccek vaziyette idi ve yuzde 10 la iktifa buhınduklarını, bu yüzden harbden kâr etti ve şündi bu yalancı başı, denizaltı bekleyen caniler olduklarmı söylemiş ve gçmilerımizhî evvelcekhıden daha fazla ?a şekilde devam etmişth: gıbı gozüktuğünu dunyaya itiıaia başlayor. Çorçil emin olabihr ki denizaltılanmız, hakikaten daha çoktur ve kendisı bh kere doğruyu soylemiştir. Fakat denizaltı gemilerimizin bahğ olacağı dana yüksek miktar hakkında hiç'o'ur fikir yoktur. Bu yalancılan ve enternasyonal kapitalistleri muharebeye herha'de mecbur edeceğiz ve bir gün gelec^k ki artık Çorçil mevcud olmıyacak, fakat hâlâ büyük miktarlarda Aiman ienizaltıları mevcud bulunacak. • Dümizden birimiz yere serilecektir. Ve bu, Almanya olmıyacaktır. Fakat eğrr bugün Almanya başka OK vaziyette ire, bu, nayonal sosyalizmın A!n>an milletini kalkmdırdığı içindir. Nasyonal sosyalizm, genc Rayh'mızın ordusunun muazzam zaferleri içhı manevî ve maddî aşrtları vermiştir. Düşmanlar, Almanyayı tahrib edeceklerini sanıyorlar. Fakat aldanı>orlar. Bu mücadeleden, muzaffer ve şanlı bh Almanya çıkacabtır.» Çocuklara içtimaî terbiyeyi vermek için onlarm kısmen büyümelerini beklemek hiç de akılhca bir hareket değildir. Çünkü insanlar ekesriya kü Roma 9 (a.a.) DN.B ajansı bilçüklüğünde alıştığı şeyleri büyüdüğü diriyor: Emın bir kaynaktan öğrenıldiğine gövakit terkedemezler, bunlar fena birer huy ve itiyad hahnde onlirın ben'iğin re, Rumanya Başvekih General Antode yerleşip kalır. Sonra o alışkanlıkla nesko Haricıye Nazırile bırükte Romaya gelmiştir. n tashih etmek pek güç olur. Rumanya Başvekili, Mussolini ve CiBmaenaleyh yavrulanrnızı küçükten ano ile göruşecektir. terbiyeh birer insan yapmaya çalışmaBükreş 9 (a.a.) D.N.B ajansı bildiriyor: Bükreş siyasî mahfillerinin fikrine göre General Antoneskonun İtalyayı ziyareti münasebetile iktısadî meseleler de aydınlanacaktır. General bu seyahatinde malî meseleler mutehassısı Papanace ile Hariciye Nezareti iktısad işleri şubesi daektörü Cgristeo refakat edecektir. Rumen Başvekili Romaya gitti Hava harbi Malî ve ikhsadî işler görüşülecekmiş Yugoslavyanm Roma, Atina ve Londraya ihtarı ıyız. Bu gayretimiz hem onların, hem biz ana babaların, hem de onlarla temasta bulunan ve bulunacak olan akabaların, dostların, ahpablaıın, hatta yabancüarın menfaatleri iktızasmdandır. Belgrad 9 (a.a.) Gazeteler, Avala Ajansının şu tebliğini neşretmektedır: Bitolje Manastır şehrinia bombardımanı üzerine yapılan tahkikatın neticesine intizaren, Yugoslavya hükumeü, Atina, Roma ve Londra nezdinde teşebbüsatta bulunarak bir muharib devlet arafmdan Yugoslavya araziöi bitaraöıjının ihlâlini izab etmiştir. Bu suretle, bu misli gelmemis derccede dahi stratej, hakikati artık inkâr edemeyhıce, kendıshıi hava lıarbine attı. Fühakika, tam bize nazaran Kendisinin bu derece aşağı bulunduğu bir silâhla bize karşı harbe başlaması, Çorçil'in dahiyane bh fikridir.» Alman ordusu Her Hitler, İngilterenin sivil ha'kma karşı bomba harbini istemediği halde Ahnan ordusunda askerhk etmiş herIngilterenhı bu telkifi reddettiğhıi, Al keı. çok iyi bilir ki ordu kuvvîtierı her manyanın Polonya seferinde gece hü geçen günden istifade eder. Dunyanın cumları yapmadığuu, Norveç, Holanda en birinci ordusu dunnadan itmam ve ve Fıansaya karşı ayni şekildf» hareket ıslah edihnektedir. Ve büyük çarpışma edildiğini, İngilterenin Aimanyaya karşı saati çaldığı zaman, ümid ederim ki şimgece hücumlarına başladığı ve kendisinin dıye kadar aldıklarımızın ayni neticelere »ızun bh sabıradn sonra emri verdiğini vatacağız. Biz herseyi, bilâhare süratle söylemiş ve şu şekilde devam etmiştir: ve kat'i bh tarzda hareket için, sonuna « Şimdi çarpışmaya başlayorum ve kadar hazırlandık. Halen bütün dünyayı nutuklarile fethetmekte olan bu efen b'itün mücadelelerhne başladığım ayni düerin ellerine sılâh almağa iıecbur ka k.ıtî karar la, ayni sonuna kadar mücalacakıan zaman gelecektir. O zaman, bu dele kararile başlıyorum. Onlar, bunu aylardan biz mi, onlar mı kim daha iyi istediler. Şimdi alsınlar. Hava harbi!e istifade etmiş, göreceğiz. Herhalde, Al AJmanyayı tahrik etmek istecUler, şimdi manya ve İtalya bugün dunvada hersize kimin tahrib edileceğini gösterecehangi bir kombinezona karşı koymak ğim. Acıdığım İngiliz milleti, bundan için lüzumu kadar kuvvetlidirler. Bize dolayı katüi Çorçil'e teşekkür edebihr. Hava Kurumuna geniş yardımlar Ankara 9 (a.a.) Türk Hava Kurumuna yapılmakta olan yardımlar etrafında bu gün aldığımız telgraflar, Trab zonda kurum menfaathıe tertib edilen bir genclik oyun hasüâtı olarak 79 lha, Haydar Üçüncüoğlu tarafmdan 53 ve Kemal Sahir tarafmdan da 57 Ura verildiğmi, gene Trabzonda manüatura tücoarlarından Ali Karanisin azalık taahhüdatından başka 50 lhra, İzmirde tüccardan Şamlı Şukrü ve bhraderîerinin 600, Suphi Erkhı ve şürekâsımn 250, manifaturacı Rıza Taştabanın 25, Knrşıyaka musevi ibadethaneshıhı 46 lira teberrü eylemiş bulunduğunu bildirmektedir. Ankarada Cumhuriyet bayramı günu resmigeçid sahasmda bulunan resmî ve hususî otomobil şoförlerhıden bir kısmı, paraşütçülerin atlayışlanndon duydukları heyecan üzerine, o anda toplamış oldukları 30 lirayı küçük bir yardım olarak Hava Kurumuna te\di eylemiş bulunmaktadırlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: