12 Ağustos 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

12 Ağustos 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m a MM e e ere Prens Ottonun Ma- caristan krallığı da mevzubahsoluyor ! Ankara Mektubu: Fert ve cemiyet İstanbul gazetelerinde görülen ya- zıların bir kısmında ferdimenafii cs- miyet menafiine takaddüm ettirmek temayülü hâkim bulunuyor. Bu, bir taraftan ferdi menfaatler cereyanımın tesirinden, diğer cihetten de yaşadı - İ ğımız devrin icabatının henüz ihata &- | edilememiş olmasından neşet etmek - tedir. 1789 ihtilâli hürriyet prensipleri - ni ortaya atarken o prensibin müda- fileri açtıkları çıgırın nereye müncer olduğunu tayin ve tesbit edememiş - lerdi. Ferdin hürriyeti ve cemiyetin dahilinde tam bir müsavatın büküm sürmesi sureta birbirini itmam eden diğer cihetten yekdiğerine tamamen mt olan iki müdden halinde konvasiyon- cular tarafından beraberce müdafaa edildi. Filbakika müsavata doğru atılan | her adım, ferdin harekâtmdaki istik- Tâli tahidide doğru bir sevlet. şeklini almakta geçikmedi. Mugalata düşkü- sü hukukçuların, (kanun dairesinde müsavi) kayitlerine (kanun dairesin- de hür) kaydi e mukabele zarureti baş gösterdi. Müsavat ile hürriyetin arasında bir! asırdan fazla bir müddet süren bu mücadele şimdi cemiyet lehine doğru halledilmek cereyanmı (o gösteriyor. Fert, şahsi istiklâlini muhafaza etmek. Te beraber, efalini ve hareketlerini ce- miyetin lehine olarak idareye, şahsi menfaatlerini ve ihtiraslarını cemiye- tin nef'ine olarak (tehdide mecbur ka- yor. Şahsi hürriyetin bu suretle kayit altına girmesi, yeni cemiyetin yaşa - ması için şarlır.. Ferdin hüriyetini ce- miyetin menafii - aleyhine tevsi ve tabkim edecek her bir kanun cemiyeti infisaha “doğru ve bir anarşi tevlit elmek tehlikesini gösterir, Cemiyetin vücuda getirdiği dev - letten ayrılan ve devlet makanizması- nı milletin âli menafiine göre İşlet - mekle mükellef olan hükümet, cemi- yetin ihtiyacatmı evleviyetle temine ve icabı halinde cemiyetin nefine © larak ferdi hürriyeti kayitlandırma - ğa mecburdur. İşte devletçilik siyaseti Moi do- Zuyor. Devletçilik siyasetini, ferdin hu - kulunun ayak (altnda (çiğnenmesi. suretinde tefsir etmek kadar büyük hata olamaz. Devletçilikten gaye ce - miyetin ve cemiyetlerden teşekkül e- den milletin yüksek menafiini vikaye- dir. Bu yüksek menafie yardım &de - cek her bir teşebbüsün devletin mü - messili olan hükümet tarafmdan ba- sarılması ve ayni zamanda bunlara aykırı gelen teşebbüslerin — ferdin zararma dahi olsa —aynı ohükü- met kuvveti ile durdurulmasıdır. (Her şey cemiyet için) nazariyesi bu günün nazariyesidir. Bu nazariye ayni zamanda cemiyeti teşkil eden bü- tün fertlerin yükselmesine hizmet et- mek itibariyle ferdi de vikaye ve hi - maye eder. Ancak bu himaye 39 ihtilâlindeki “ Hürriyet kaydini bir miktar tahdit etmekle be- raber “Müsavat” kaydine daha ziya- de mekân ve imkân doğurur. Belki de basit görülecek olan bu hakikatle- ri göz önünde tuttuktan sonra cemi- yetin İehine olarak yapılan devletçilik harekâtın ve gene cemiyetin yük - selmesi için almacak her hangi bir cezri takyidatm yerinde ve lâzım gö- rüleceği muhakkaktır. Fert, milli yükselmeden müstefit olmak isterse, her şeyden evvel “yük- sek milli menafi"* uğuruna şabsından | fedakârlık etmek cesaretini gösterme- lidir, Bu cesareti göstermiyenler ce - miyete karşı borcunu eda etmemiş ve dolayısı ile bilerek bilmiyerek milletin zararına çalışmış olurlar. Süleyman, aklariyle bir in gibi daima başbaşa bulunur ve sa içlerinden bazılariyle şakalaşmaktan yük bir zevk duyardı! (Aslanlı Hükümdar) Süleymanın Oğlu Bu meraklı romana ye 6 ıncı sayıfamızda okuyunuz!.. Tefrika N: 18 : Avukatı büyük bir merak sar- iki Yüzlü Adam Bütün dünyaca tanınmış, fevkalâde meraklı zabıta ve tahlil romanı 12-8.934 — Şu avludan girelim. Cekilin dı. Bir aralık bütün memnuiyeti,! penceresinden olsun bakalım, de- bir yana bırakarak mektubu yır-| di. Ona /bir dostun dışardan bile tup okumak istedi. Fakat meslek| konuşuşu bir teselli verebilir. şerefi buna mâni oldu. Ölen arka- daşmı da fazla sever, sayardı. Böylece, mektup, gene o meşhur kasanm bir köşesinde kaldı. Cekil'i de artık düşünmüyordu, Cekil, daha sessiz, daha münzevi bir hayat sürmeğe başlamıştı. A- vukat buna alıştı denebilir. Ve ar- kadaşmı ziyaretten artık büsbütün vazgeçti. Pencere önünde Bir pazar günü Mister Aterson, eski arkadaşı İnfild'le gezerken yolları gene mahut yan sokağa düştü, Kapmın önüne geldikleri za- man durdular. İnfild; — Artık, dedi. Bu hikâyenin sonu gelmiş sayılabilir. Bir daha Hayd'dan eser görünmiyecek. — Ben de o kanaatteyim. Hayd denen adama benim de rasladığı" mı ve ayni derecede koyu bir nef- retle dolduğumu sana söylemiş dim? — Hayd'ı görüp de sevebilmenin imkânı yoktur. Fakat ne kadar tu- haftır ki, her şeyi öğrendiğim, bil- diğim halde, bu evin, Doktor Ce- kilin evine bir arka kapı olduğu- nu keşfedememiştim. Avukat bu sırada bir yaptı, teklif Avlu pek serin ve biraz da rü- tubetliydi. Ortalık yarı karanlıktı. Lâboratuvarm üç penceresinden bi- ri bir miktar kaldırılmıştı. Ve bu pencereye yaslanmış bir vaziyet- te, kederli, düşkün doktor Cekil görünüyordu. Aterson birdenbire haykırdı: — Cekli! Cekil.. Nasılsm kar- i deşim.. Daha iyisin ya!.. Cekil ölgün ve ürkek bir sesle cevap verdi: — Fenayım, diyordu. Çok, çok fenayım. Allaha şükür ki, bu hali çok sürmiyecek. Avukat: — İçerde çok kalıyorsun. Hiç çıktığın, hava aldığın yok.. Bak bize, nasıl geziyor, dolaşıyoruz. Senin de böyle yapman O lâzım.| (Bilmem tanır mısın? Bu benim)! arkadaşım, hem yeğenim İnfild- dir.) Aşağı gel.. Sapkanı al,. Bizim- le beraber gel, gezelim.. Doktor Cekil göğüs geçirerek: — Çok iyi kalplisin dostum, diye cevap verdi. Sizinle gelme- ği çok isterdim. Fakat hayır.. Ha- yır! Hayır! Bunu kat'iyyen yapa- mıyacağım.. Buna cesaretim yok. i Fakat Aterson! Bilsen seni gör- mekten ne kadar memnunum. Gelmekle çok iyi - yaptın.. Çeviren Hikmet Münir Sizi yukarıya, yanıma çağın dım. Lâkin, ortalık karmakarı- şık. Vaziyet müsait değil, Avukat gücenmeksizin: — Zarar yok, Dedi. Biz burada kalalım. Olduğumuz yerden de görüşmek bize ayni zevki verir. — Ben de size bunu teklif ede- cektim. Doktor gülümsüyordu. Fakat son sözlerini söylemiş söyleme- mişti ki, birden hali. değişti. Yü- zünü müthiş bir korku kapladı. Aşağıdakiler bunu henüz farke- derken, pencere birden kapandı. İki arkadaş, avluyu terkettiler. Bu anlayış kâfiydi. Tek kelime bile biribirleriyle konuşmuyorlardı. Ayni (o şekilde sokağa çıktılar. Son gece Mister Aterson bir akşam, ye- meğini yemiş,. ocağı karşısında oturuyordu. Birden kapı çalındı Doktor Cekil'in uşağı Pol geldi. Aterson şaşarak: — Ne o, hayrola! Bu vakitte neye geldin Pol?.. Yoksa doktor hasta mıdır Usak korkuyla: — Mister Aterson, yet fena.. var, — Otur bakalım. Ne var?. Dur. acele etme.. Tane tane söyle, ne olduğunü etrafiyle anlıyayım. Doktorun son günkü hallerin: çok i iyi k biliyorsunuz. Odalara na dedi vazi- Anlıyamadığım bir şey KUPON 223 81934 Amerikada Gümüşün millileştirilme$i meselesi ne demektir? Gümüşün millileştirilmesi bs” kmda Amerika reisicümhuru M Roosvelt tarafından ittihaz olu0*” kararın şümul ve muhtemel gelir | celerine dair Londra mahafili kati bir hüküm yürütmekten ihtiraz ey lemektedirler. Ancak; gümüşü” vaziyetini Amerikan siyasetini tayin eyliyeceği noktasında edilmektedir. Diğer taraftan A merikan hazinesinin icraatını Y2. nız dahile mi inhisar (etti yoksa ecnebi piyasalara da mı 1" mil eyliyeceği piyasayı işgal e mektedir. İhsaş olunduğuna bu hafta içinde piyasadan An“ rika hükümeti hesabma altı mil” yon onsluk gümüş satm alınmı$ gelecek hafta içinde de Ameriki ya daha bir miktar gümüş için hazırlıklar yapılmıştır. ğ Amerika hükümetinin altın bak kında © takip etmiş olduğu di seti gümüş sabasmda da tatbik ©” mesi burada hayreti mucip © yacaktır. Evvelö, Amerikadaki günü stoku üç ay içinde toplanacak " sonra ecnebi piyasalara da müd hale edilecektir. Gümüş piyas8f” nın temayülü büyük bir nisbet de hilinde bu muamelelerin ehe! yetine tabi olacaktır. Ameri derpiş ettiği siyaset mühim tarda gümüş mübayaasmı iltiz8”” etmektedir. Şimdiye kadar oldi” ğu gibi bugün dahi Ameri spekülâsyon maksadiyle © yaj mübayaatın mühim bir Çin temin etmiş ve bugünkü “a üzerinden gümüş stoklarmdan kışmını sürmek suretiyle ii etmiştir. Ancak mübadele — ne olacaktır? o Amerika p stoklarının bir kısmını — sat razı olabilecek midir? Çin bir şeyden herhalde çok memn kalacaktır. Burada Amerikan *” yasetinin sarahat bulmasına zar edilmekle beraber Londrsdf Amerikanın gümüşü millileşti” mek hususundaki kararı kâğıt de lar miktarmın çoğaltılması yol da yeni bir adım olarak telâkki © dilmektedir. o (A.A.) — kn cen rai erim sıl kapanıyor. Kimseyi görmede” kimseyle konuşmadan kendi ye şma nasıl yaşıyor, hepsini bili yorsunuz.. — Evet. — İşte gene kapandı. Faks! bu hali ben beğenmiyorum. kuyorum efendiciğim, ne yal fa? Avukat biraz temkinle: , — Fakat oğlum, dedi. Bir” sakin ol.. Neden korkuyorsun kayım?. Uşak bu suale aldırmadan: si — Efendim, diye devam © Bu korku, bende bir haftadır Artık tahammül o edemiyecei Uşak cidden tuhaf vaziyel di. Hali tamamen değişmişti. garip olanı, söze ra yok # ukalın: yüzüne Şimdi bile, önünde, — e ğmı değdirmediği bir bardak # rapla, gözleri odanın bir köşesi” müteveccih; hâlâ; UDovamı v8) Â

Bu sayıdan diğer sayfalar: