31 Aralık 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

31 Aralık 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B S1 Blr(ı'lııım 1!34 ş ,ŞZnim görüşüm: Fazı! Ahmed Çocukltuğumda ve ilk gençli- ğimde bu ismi duyar — duymaz, Yüzüme tatlı bir tebessüm yayı - lerdi. Ona karşı, ayni takdir ile muhabbeti muhitimde hissetme - | yen hiç yoktu. Hepimiz, bu büyük mizah üs- | tadının şiirlerini, nüktelerini ez - ber bilirdik. Hâlâ da bir çok manzumeleri baştan aşağı aklım- dadır. Öbürlerini de kısmen ha- tırlarım. Şimdi, bütün bu şiirler, — & serin başında müellifin yazdığı - zım Şinasinin Akşam na nazaran —- dostluk ve yardımiyle, kütüphanesi tarafından kitap ha- | linde basılarak seksen kuruş fi - atle satılığa çıkarılmıştır. Hepsini gene teker teker oku- | dum.. — Bunlar, ayni zamanda, Osmanlıcadan Türkçeye doğru inkişaf eden dilimizin istihale tarihçesi gibidir. İşte, bu sebep - ledir ki, yeni — nesil tarafından onda dokuzu anlaşılmıyacaktır. Fazıl Ahmedin — © ince zekâsı, gençlerin yabancısı kalryor diye acındım. Sonra, birden bire, bizzat Fa- zıl Ahmede karşı, içimde bir kır- gınlık duydum. Münakaşa kabul etmez bir hakikattir ki, bu zatın istidadı mizaha, — Kitabı açın; son zamanlarda çıkarttığı epey SA €e abus fotoğrafının altındaki imzaya bakın: F harfinin kıvrın- tılarında bile nasıl bir tebessüm var, Fakat, her nedense, Fazıl Ah- med, son seneler yaradılışının aksi olan dimağ fa- aliyetlerine hasretmiştir. Şüphe- tiz, bunlar da hayırlı şeyler. Fa- kat, itiraf etmeli ki, ancak baş - ka biri tarafından yazılsaydı, ki- | taba giren bütün © ciddiyeti be- ğenecektik. Fakat, Fazıl Ahı'nn B din müallimlere manzum hıı.? - beler nevinden yazıları istendiği kadar müessir de olamıyor; © - ntn mizah sahasındaki muvaf'.- fakiyetine yakın bir muvaffaki - Yet te temin edemiyor! Nerede? Yaklaşamıyor bile... Bunları ya - | zan üstad, bari, mizahtan tama - Miyle elini çekmiş olmasaydı... Bütün okuyucu — tabakasına Deşe veren mizahın faziletlerin - den bahsedecek değilim. Eğer maksad propaganda ise, kalemi- ni bir ülkünün bizmetine koy - Mmaksa, bunun mizah yoliyle de fevkalâde mükemmel olabilece - ğini isbata kalkışmam saçma © - lur, Çünkü, bunu üstadımız Fa - zıl Ahmed, benden daha iyi bilir. Altından demire kadar, kul - | landığımız bir çok madenlerin kendine göre hususiyetleri var - dır. Birini ötekinin yerine kullan- sak, demir yüzük takip altın mo- tör yapsak ta olur... Olmam diye | bağırmaz.., Olur bağır bağır &mam ne olur!? Etrafınıza bir göz atın: Cid . di sahada yazı yazmağa kalkı - şanlar yüzlerce sayılır..." Mizah sahasmndakiler ise, üçer, beşer; Bunların da kaçı iyi?.. Fazıl Ahmed, henüz ihtiyarla- Mamıstır. Bilâkis, hayatının en Vetimli ye yaşındadır. Bir (elsefe _'Tez S antitez — sentez,, diye "rlıi,“ ediyormuş. Yani, ilk şe kil ile zıddı çarpıştıktan — sonra, Yeni bir muhassala zuhur ediyor- TMuş ki, çinde mutlaka birincinin ;.n""'“ bulunurmuş. İşte, bizde, n:" Ahmedden, bunu bekliyo - Al dün yeni vaıued:ı.â&b.ıâlnmışur. deki fanliyetini | Hazaran, bütün varlıklar, | Kaçakçıları Şahil dinlendi Geniş mikdarda heroin kaçak: çılığı yapan şebekenin duruşma - sına dün sekiz numaralı ihtisas mahkemesinde , devam edilmiştir. |— Dünkü durüşmada kaçakçılık bürosu şefi Bay Mazhar, kaçak - çılık bürosu komiserlerinden Bay | Atıf ve Bay Rasi dinlenilmiş ve suçlularla yüzleştirilmiştir. Şahitler vakaları evvelce yaz « | 1z gibi anlatmışlardır. Ja ehli vu - yapılması ve ku mounca * Polis memuru Bay Cemalin şahit ikat yapılması ve $ ier SA olarak getirilmesi için duruşma 19 kânunusaniye brrakılmıtır. Afyon kaçakcıları Afyon kaçakçılığ ! duruşmasına dün sekizinci ihti - | sas mahkemesinde devam edil - miş ve duruşma nihayet bulmuş - tur. Afyon kaçakçılığı yapan Fi- | lib, İspiro've Koço yedişer ay ha- pise ve ayrıca iki yüz İira para cezasına mahküm olmuşlar- dır. yapanların | — Suçlu olarak mahkemeye gön- | deri Hüseyin berast'etm Muhafaza memuru Bay tir. Gaca ati Şeker kaçakçılığı Bundan bir et evel Bul - garistandan memleketimize şe - ker kaçıran bir şebekenin yaka- h landığını evvelse yazmıştık. Güm ftarafın - . p tük aauhafaza, teşkilâtı | dan yapılan takibat neticesinde ikinci bir kaçakçı grupu dahar ya- | kalanmıştır. Şimdiye kadar tes - bit edilen rakka | beke memleket lara göre bu, $e nize 235 ton şe - | ker sokmuştur. Dün akşama ka - | dar on kişi anmıştır. Bu şe | bekenin me 400 tondan fazla şeker diliyor. Tahk için ilik'da | verilmemekte .. M eee y Türk—Yunan hakem mahkemes'nde Senebaşı münasebetile Türk — Yunan muhtelit hakem mah- kemesinde bir milddet davalara bakılamıyacaktır. Reis de Atina- ya gitmiştir. Aldığımız malüma - ta göre, Türk — Yunan mahke . atı karıştırmamak a fazla malümat sene çde bazı şahitleri dinlemek üzere Yunanistana gidecektir. Mahkemenin gideceği zaman he- nüz beylii de; —— Terfi eden h İkinci sorgü hâki hirin bir derece te maaşının elli beş lirada $ | Jiraya çıkarıldığı dün bakanlık tan İstanbul adliyesine bildiril miştir. Hocalar için yeni bir yasak Okullarda büyük tatilden baş- ka diğer ara küçük tatillerde o - kul hocalarının seyahate çıkması | ve okuldan ayrılması kültür ba « kanlığınca yasak edilmiştir. | sı müdürlüğüne tayin ed'len erkântharbiye mat - | baasr müdürü binbaşı: Bay - Nail | v M v MYAKA'T A L mesi geçen sene olduğu gibi bu | istilasından son « | Buğday ihracatımız |60 milyon kilo oldu (Mıstra da ihr mamız mevzuubahis İstanbul ticaret borsasının yap UğDlstatistiklere göre, bu yıl in « kişaf etmiş olan buğday ihraca - tımızın merkezi sikletini teşkil e- den İstanbul limanında ihraç mev | siminde ihraç edilen buğdayla - | | rin yekünu (60) milyon kiloyu etle 934 yı - Imda buğday ihracatımızın mem leketimize temin ettiği gelir 4,000,000 Türk lirasını geçmiş - tir. Daha çok değil, Cümhuriyet - ten evvel buğdayın bir ithal mad- | desi olduğu ve hariçten buğday, ünü gelmediği kalmak tehlikesine Türkiye 934 - yılında sayılı buğday ihracatçıları arası- bile düşen dünyanm na girmiştir. İstalistiklerin gösterdiği rak - kamlara göre başlıca ihraç eşya- mızdan sayılan findık ihracatını | bu yıl buğday ihracatı geçmiştir. Bu şekilde buğday başlıca ihraç maddelerimiz arasına girmiş ol - | maktadır. Bu yıl Misirda hubuübat mah- ulürpek arseluğü AU aü Bu 'madde alağk, yi Bir. kaç Şün evyel 100 Misir kurutuna - İari arpanın 120 kilosu 150 Mısır kuruşuna kadar yükselmiştir. Fi » atların daha fazla yükselmesi de beklenmektedir. Bu yüzden Mı - tır piyasası bizim buğday ve ar « | | palarımız için bir mahreç olabile ceğinden türkofisi ihracatçıları - mızla temasa girismistir. Yılbaşı piyangosu m çekilizor Yılbaşı piyangosu bu akşam ide Tep sasında çekilecekti şında Asri .-En amiye yarım milyon li ıdan başka birçok bü - yük ikramiye ve mükâfatlar var- dır. Bi dır. Çekilen numaraları varınki sayımızda sıraya konmuş bir hal- de bulacaksınız. Zehiriendiler Beyoğlunda Kalyoncular cad- e 75 mumaralı mahal - ci dükkânında çırak Marko ile İstepan her sabah dükkânı edide açarlarken dün sa » | bah dokuza kadar dükkânı aç - iki saat mamışlardır. Dükkânın i açılmaması rağmen . zahanede kalfa Ni- ko ile şapkacı Dimi mış, bunlar kuşku * zabıtaya haber vermişlerdir. Zabıta me - işi murları tarafından kapı kırılarak içeri girilmiş, iki çırak baygın bir vaziyette görülmüştür. havagazından zehirlendikleri an- laşılmış, ikisi de Beyoğlu hasta - hanesine kaldırılmıslardır. Püğaniüei Çayiı dans Hilâlahmer Beşiktaş kaza he - yeti, bu akşam yılbaşı münasebe işantaşında 18 ilk mektep Jimnastik salonunda bir çaylı dans tertip etmiştir. Hem yılbaşı gecesini püzel ge- çf. bir $efkat mücasesesine bağlılr - ğını göstermek istiyenler bu top- lanlıda bülunmalıdirlar, ek hem de Hilâliahmer gibi zamanlarda aç | tabil- | Bunların | şirketi | Kadro değişmiyecek | acat yap-; Istanbul liman ve rıhtım işleri yarından itibaren a! ğt tarafından çevrilmeğe başlana | caktır. Liman ve Rıhtım şirketlerinin mete devri mu ameles lerle meşgi kanlığı müst Ankaradan şehri Bay Faik kendi yazıcımıza demiştir ki: lerinin hükümete devri ile meş - şından itibaren liman — ve rıhtım işleri hükümete devredilmiş ola- | caktır. Antrepola | üm umum m | idare edilecektir. şimdilik elde bulunân kadro ile İleriçle fazla olduğu eler kaldırılacak - görülecekti | anlaşılan vazif ların basılmasma de - vam Bu yakınlarda darphaneye gideceğim. ediliyor. Müsteşar Bay Faik ile Timan | ve rihtim işleri umum müdürü Bay şebrimize dönmüştür. Bay Faik ve Bay Ali Riza dün liman şirke- tinde toplanarak $ vir işile meşgul olmuşlardır. Bu arada eski müskirat umum müdürü Bay Asım - da Bay Faiki | ziyaret etmiştir. . Yeni idaredekilerin çalışacak - ları ve yeni kadronun nasıl ya « pılacağı hakkında hiç bir malâ - mal yoklur. Liman ve rıhtım şu- lükler'ne — Kiwlerin enüz anlaşılmış değil - Diğer taraftan İstanbul güm - tine ait eşyaları tesbit et - r, liman ve rıhtım işleri u - ] mum müdürüne verecektir | Türk Yunan Ticarelt anlaşması Tatbik edilmekte olan Türk — | Yunan lcari anlaşması bazı güç lmaktadır. Bilhas a bu güçlükle- ktedir. lükdere sebeb o sa balık ihraca re tesadül edilme! Türkiyeden Yunanistana iralık balık partileri gön iki yüz elli derilmektedir. Bu balıkları gön - derenlerin Yunanistandan geti - | İyadan ge-mek — mecburivetin'e | kalanlardan receği malları beyanname verir - 'ken yazması lâzım gelmektedi. Balık ihracatçıları Yunan' malı gelirtmek hususunda güç - lük çektiklerini söylemektedir - ler. Türk ve Yıman ofisi bw mesele e yakından alâkadar ol:makta - dır. ——— Bayram eğ enceleri Bayramda hava müsait olduğu takdirde bayram yerlerinde sa » lıncak kurulmasına izin verile » cek, fakat çocukların beygir ve | merkep kiralıyarak — sokaklarda ; bağr boş koşturmalarına müsaa- <" de ediliniyeceklir. İ « a bakanlı- | | mecbur | dırmcddarı oluun! “—Lir ve rıhtim - şirket - | Ka Tei KDA |tonuklarından b'r karış yuka « tü olmak üzüre glll VON gaa | Zlemmekedenbali ci ke kadar burada kalacağım. Yılba - | Kman ve rıh - | Istanbul liman ve rıhtım işleri | i Riza da dün Ankaradan | ketlerin de - | | Sızın vüzü, yağmurlu bavalar . | yor. | birer lağrmeı çiymesi Psr | sırtı, fena halde ağrı, sızı için?e TC 8 Vay yolcuların hal!erine! Vay yolcuların hallerine 141, onlar, sabab, akşam — günde (l kere (yol) denilen bu ömür tör * püstüinden geçmeğe mecburdur. lar! Hele gece, hele gün batıb or- talık karardıktan sonra bu dedi * ğim ömür törpüsünden geçmeğe kalanların Tanri yar . Bir yol bozuk olur, camur ©- Tur, berbad olur, bataklık - olur; gelgelelim gene © yolun, bir tara” | fında, bir kenarında tek tük a « arçam fa « san sendo” yak basacalk bir taş Tan bir şey bullunur | liyerek, yalpalryarak, ip camba - — | zr gilii sağa sola muvazene yapa- __,î_gâı'ide qe:züıüîe; | rak, daha olmazsa, topuldarına, — dan gecebilir! Bu dediğim yol denilen ömür törpüsünden geçmek için İse in” san yalİnız çamura batmayı de « Bil; düşüb kafa göz patlatmayı da göze almalıdır. Ceçicilerin a- rasında bir çok kadın amele ve bir cök kırz, erkek mekteb çocu * gu da bulunan bu ömlür törpüsü yolun halini bu yağışlı havalar - da gidin de bir görün! t |Defterdarın üstündeki Otak * | çılar karakolundan başlayıb E . dirnekapr mezarlığının ortasın « datâ Zülüli çeşmesine kadar u « zanan bu tarif kabul etmez ça « mur berzalhıma bilmiyerek yol'a- rı düşen yabancrlar, kış günü bir daha buralara gelmeğe: — Tövbeler tövbesi! Diyor, bir daha demiyorlar! » Her hangi bir arabacı Veya şoföre bu yoldan gidtlecek bir " adres söyleyin, bakın, adamca « eşme suyu gibi nasıl bulanıp sapsarı kesiliyor. Lâstit çösön, bot sibi seyler, bu de ğim ömür törpüsü yola vız gel Kadmların ayaklarından şösönlerini çekip alan bu çamur | berzahından gecmek icin meğ * kalçalarma kadar giyeler! Fakat, öyle de olsa, gene çizme ki, yoleular | jila buracr belki gündüzleri geçi * | lebilir, İâtin karanlıkta!?. | M iegitdürü Bay Seyfi mıhlıkk | Sabahleyin — gün doğmadan — biraz önce, yahud gün battıktan biraz sonra buradan çizme ile de- Bil, baştan başa dalgıç elbisesi ile dahi —geçmek biraz güçtür! Cünkü bu yolun hemen her adırn | da ayaSmı bir boşluğa, bir çu'u" va basıb, yahrd yerinden - fırla - mış koskoca bir taşa takıb yen sırt üstü, — hattâ beyin üe"'i arlanmak tehlikesi vardır. Zi- ra ömür törntsü dediğim bur umun camur barzalımda sağlı sollu bir tek şik ta yoldur. Alsam geç var kitlar ellerinde, — kollarımda co- « cuklarımın nevale çıkmları ile bu- ş paldır köldür yu” varlarırb ta çıkınlarındaki neva - lelerini bu camur der'zinin orta- Ja birakmıvan, kolu, bacağı, evme gitmiyen —hemen hemen pek azdır ve ben, öümür törpirü denilen bu yol için daha ne söy * lesem o da az oğlu azdır! e Bu ömür törpüsü yol bo. zuntusunun ötesine berisine bari bucünlerde biraz — moloz falan — dölmeler ve bir iki yerine de grz | Tambası fa'an diksaler de bir enk yölenlarin har gün analarından emdiği süt burnundan gelmese! N | " merahatslaği £ Ü d S

Bu sayıdan diğer sayfalar: