20 Şubat 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

20 Şubat 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

s : sağ > —————— Ceza kanunu | Bulgar zulmü (Fransaileiktısaden| Piyos (Baş tarafı 1 incide) den başlıyan ve çok eski zamanla» rın bâdisatına ait yeni vakayii câ- mi bulunmığan hükümler kaldı. nılmken konacak kaidelerin yeni bâdisclere uygun ve faydalı ol ması için evelemirle hâdiseleri bil mek te elzemdi. İnkılâbın adli, si- yasi ve içtimai galeyanı her şeyi birden değiştirmek isticalini lü- zumlu kıldı. Bu sebeple de kanun lar tanziminde hâdise ve vakıala- rın bittabi tesbit edilemiyenleri | oldu veya hâdiseler kanunları ta- kip etti. Şu itibarla ceza kanunu, usul kanunu, medeni borçlar, kara ve deniz ticaret kanularını hâdisatı- mızı tesbit ile bunları çok yeni hu- kuk bilgilerile mezcederek (yeni baştan tetkike ihtiyaç bulundu. ğunda şüphem yoktur. Bundan başka en şayanı ehem- miyet bir nokta var ki, bunu hiç bir an unutmamak lâzımdır. O da şudur: Meselâ güzel bir beste, en mun- tazam akordlu bir piyanoyu hazır lasak bunu çalacak kimsenin o bes teyi bu âlatı musikiyi okumak ve çalmaktaki kudreti her ne ise ne- tice de o kadar olur. Binaenaleyh kanunları hâdisata uygun bulun- masile beraber onu tatbik edecek- lerin kudretleri ile nisbet taayyün €der. Bu itibarla bir kanun velev ki hükümlerinde karışıklık, eksik veya ziyadelik bulunsa dahi eğer | onu tatbik eden muktedirse hata ve zarar daha az olur ve eğer onu tatbik eden gayri muktedirse işte o zaman felâket iki mislini bulur. Netice, yalnız ceza kanunu değil, her kanunun tanzim ve tertibi ve omü tatbik edeceklerin kudretleri yukardaki kayıtlar dairesinde bu: | lunması, intizam ve emniyeti âm- | meyi temin ve tatmin eder. Zaman | geçtikçe her kanunun eksik ve faz lalığını hâdisat gösterir, Bu görül- dükçe de uygununu bulup (o koy- makta yüksek Millet meclisince durmayıp çalışılmaktadır.Türkiye cümhuriyeti bilâ tefrik ve istisna bütün fertlerini müsavi bir hakkı siyasiye malik kılmıştır. “Hâki- miyet bilâkaydü şart milletin- dir,, esası bu yeni devletin temelidir. Bu itibarla bir müekkil bütün umuru ve tefekkürü yalnız vekile tahmil ile geri çekilmeme- lidir. Hâdiseyi aydmlatacak, vu- kuatı tesbit edecek malümatı ile vekile yardım etmelidir. Bu itibar- la siyasi, adli ve içtimai ve her ne güna varlığımız varsa onu lanzim ve idare vekillerimiz, Büyük Mil let Meclisi azalarına tevdi kılın. mış olmakla beraber biz fertler de vekillerimizi tenvir ve irşat için bilgilerimizle onlara yardım dev- letimizin umumi menafii iktızası olduğundan he” birlerimiz üzerine bu, bir vecibedir. Avukat Ali Şevket te şunları söylemiştir: — Ceza kanunu eski İtalyan ce- xa kanunudur. Bay Mahmut Esat, bunu, yeni kanun diye tercüme et- Grirken İtalya hükümeti bu kanu- nü ilga etiniş, yeni bir kanun yap- i ! mıştır, Ceza karumu yazılış itiba- rile karışık mâna çıkabilecek şe- kildedir. Bir çok indirms ve bin- dirme basapları varda ki en basit | bir kâdisede saatlerce Lir müte- hassısa hetsp yaptırmak lâzım ge- lir. Artık kolleksiyon teşkil edecek kadar çoğaldı Dün aldığımız bir mektup Bul- garistanda Türklere karşı yapılan vahşice tazyiklerin ve zulümlerin hâlâ sistemli bir şekilde (o sürüp gitmekte olduğunu göstermekte- dir. Bugün Bulgaristanda canını kurtarmak kaygusuna düşen bin- lerce Türk bir pasaport elde et- mek ve Türkiyeye gelmek için bü- tün varını yoğunu terkediyorlar. Son zamanlarda Bulgarlar Türk lere yaptıkları işkenceleri ve taz- yikleri büsbütün çoğaltmışlardır. Bu tazyika bilhasşa Rusçuk taraf- larında dayanılamıyacak dereceyi çokian aşmışıtr. Buralardaki Türk ler sabah erkenden işleri başıma gidemedikleri gibi, akşamları da erken erken evlerin dönmek, ve geceleri ışık yakmayıp tamamen ! karanlıkta oturmak mecburiyetin- | dedirler. Bundan başka buradan Türkiye adresine gönderilen mek- tuplar postaya verilmeden evvel bir defa açılıp okunuyor. oBun- dan dolayı çektikleri korkunç ezi. yetleri haber veremiyorlar, Bulgaristanda bir Türkün öl dürülmediği ve yahut ölmek dere- cesinde dayak atılmadığı gün yok tur. Bu cümleden olmak üzere şu- batın yedisinde Eski Cuma Targo- vişta kasabasında yeniden acıklı bir hâdise olmuştur. Eski Cuma zenginlerinden ve kavvaf tüccarlarmdan Gacive oğ- ; lu Mustafa saat yedi buçukta dük- kânını kapatıp evine (giderken karanlık bir sokağın içinde karşi" sına üç Bulgar çıkmış, Bulgarlar, Mustafaya: ” — “Sen daha Türkiyeye gitmi- yecek misin?,, diyip hücum etmiş- ler, ve zavallı adamı sopa ve tü- fek dipçiklerile ölü gibi yere ser- mişlerdir. Ertesi sabah sokağa çi- kan Türkler zavallıyı yarı ölü bir halde bulmuşlar, ve derhal hasta- haneye kaldırmışlardır. Mustafa- nm hayatı te'ikededir. Bundan başka (Eski Cumada Armutluk mahallesinde Ali ismin- de bir zavallı, camiden çıkarken bir Bulgar çavuşu kılıçla üzerine hücum ederek başmdan © yarala- mış, ölümden kurtulmak için kılı. <ı tutmak isterken de baş parmağı kesilmiştir. Hacı Çakır isminde bir ihtiyar Oyatsı namazından dönerken fena halde dövülmüş- tür, Bütün bu hâdiseler Bulgarlarm ne derece Türk düşmanı oldukla- rını açıkça gösteriyor. İstanbulda, daha doğrusu Türkiyede oturan Bulgarların rahatça yaşamalarına ve para kazanmalarına karşı Bul- garların oradaki Türklere Okarşı böyle hareket etmeleri hem ayıp, hem de günahtır. Bunu hiç olmaz- sa Türkiyede yaşıyan (Bulgarlar mektuplarla Bulgar hükümetine bildirmelidirler. Ve bu biraz da vicdan borçlarıdır. Ayasofyadaki lâv- halar indirildi Ayasofya camiinin iç'ndeki lâv- halaf müzeye nakledilmek üzere tamamen indirilmiştir. i mumühtacı tadildir. Değişmesi lâ- HABER — Akşam Postası aramız açılıyor (Baş tarafı 1 incide) birdenbire 33 milyon küsur fran- ga düşmüştür, Halbuki (bizim Fransadan ithalâtımız 933 te 68 milyon lira iken 79 milyon liraya çıkmıştır. 1933 yılında Fransa ile aramız- daki ticaret işlerinde yalnız beş milyon küsür franklık, aleyhimiz- de, bir fark varken bu nisbet 934 te 933 teki farkın dokuz misli ola- rak 45 milyon küsur frangı bul- muştur, Bu değişikliğin sebebi, Fransa- da dahili iktısat siyasetinin değiş- miş olmasıdır. Fransızlar, İngi- lizleri takliden kendi müstemlike- lerile sıkı bir anlaşma yaparak, mütekabilen biribirlerinin malmı kullanmak yolunu tutmuşlardır. Müstemlikelerinde, bizim mal- larımıza benzer mahsuller zuhur ettiği için, onları tercih ediyorlar, Pariste bu gayeyi takip için topla- nan konferansm mesaisi dahat müsbet netice verdikçe, yukarıda anlattığımız müvazenesizlik büs- bütün artacaktır. Onun için, siya- sette dost olduğumuz & Fransaya karşı maalesef iktısatta ayni his- leri beslememek mecburiyetinde. yiz. Celâl Bayarın bugünkü gaze- temizde intişar eden cümlesi de unutulmamalıdır: Malrmızı almıyanlar, her gün daha ziyade piyasamızı Okaybet- meğe mahkümdurlar. Yeni kontenjan kararnamesi (Baş tarafı 1 incide) rini itmam ettiğini söylüyor. latıyor: İlk devrede, Türkiyeye sokulan bütün mallar tahdidata ( tâbidi. Şimdi, bu tahdidat ancak yarım milyon liraya inhisar etmektedir. Bir çok devletlerle klering, yahut tediyat müvazenesi yapılmıştır. * Böylelikle, kararnamelerin is- tihdaf ettiği geye, tahdidat olmak- tan çıktı; milli iktısat ve korunma oldu, Halen umumi ithalâtımız yüzde 83- ü kliring veya tediyat müvazenesi &- saslı anlaşma yaptığımız memleket - lerden - gelmektedir, İhracatımızın yüzde 84 ü bu memleketlere gitmek» tedir. Bizim değişmiyecek (politikamız? “malımızı alanın malmı almaktır, Bu politikamızın şimdiye kadar te- min ettiği neticeler şunlardır; 1 — Memleketin sanayileşmesi ve milli iktisad cihazlarını tamamlama savaşının icab etirdiği fazla (o ithalât memleketten döviz çıkmaksızın mal la ödenmiştir. 2—Anlaşma memleketlerinin mem- leketimize fazla ithalât yapmak için uğraşmaları, bilmukabele Türk malı arayıp almak neticesini beraber sü - rükliyerek, ihracat mallarımıza tale « bi artmış ve fiyatlarmı normal yıllar fiyatlarma yaklaştırmıştır. 3 — Memlekette eski senelere nis » beten mühim denecek hiç bir (o ihraç malının piyasa üzerinde tazyiki kal - mamıştır. Fazla olarak, yeniden Türk piyasasmdan Türk malr almaya hazır anlaşma memleketlerinin 24 milyon liralık bir karşılığı merkez bankamız- da bulunmaktadır. i 4 — İthalâtm artması, anlaşma memleketlerinden kayıtsız ithal ko - Taylığı, karşılığı olarak Türk malı mü bayaası iki başlı faaliyet temin ede - rek iş hacmini arttırmıştır, ithalât mallarının mühim teessüsünü temin etmiştir. Ticari kredinin yeniden vü- cude gelmesini kolaylaştırmıştır. Tüccarımız ve müstahsilimize hü- İtalyada bu kanun tatbikatı i- | zem gelen bir kanundur. Yâni baş- | kömetin politikasını anlamak ve onun yi nelice vermemesile değiştirilme | tan başa yeniden değişmesi lâzum | icablarıma uymak İçin düşen milli si de gösterir ki Türk ceza kanu. | gelen biz kanundur... büyük vazifeler vardır. Müstahsil da- “ davası | 20 ŞUBAT 1935 Tramvay şirketi mühim safhada! Nafia Vekâlel! Türklüğü tahkir etmekten suçlu Ünyon sigorta şirketi müdürü Pi- yos'un davasına bu sabah onda ü- çüncü ceza mahkemesinde devam edildi. İlk olarak şahid Semiha dinlendi. Piyosun ismini hiç işit- mediğini, bir akşam Turan posta- nesinde kocası Memduhla oturur- ken madenci Cemal isminde biri- sinin hızla içeri g'rerek kocasına şehadetimden ben vazgeçtim. Sen de vaz geç dediğini ve kocasınm “ben poliste ifade verdim, geç- mem,, dediğini söyledi. Polis Hüsnü Piyosun bir defa ifadesini aldığmı ve bir gün masa sı üzerinde bir mektup bulduğunu söyledi ve dedi ki: — Mektub komisere (hitaben idi. Açtık. Okuduk. Cemal imza - sını taşıyan mektubda “ben hasta- yım. Gelemedim, İfademi mektub İa gönderiyorum. Şah'd tüccar Ahmed dinlendi. Bir şey bilmediğini söyledi. Bundan sonra suçlu Vekili Sa- di Riza: — Davânm uzamaya tahammü lü yoktur. B'r an evvel bitirilme - sini isterim dedi, Müteakrben şahid Hakkı Tur » gudla Memduhun vaziyetleri hak- kında zabıtadan sorulan hususla - ra gelen cevblar okundu; Emniyet müdür muavinliğinin imzasmı ta- şıyan bir tezkerede Hakkı Turgu- dun şüpheli işlerle uğraştığı ve ba zı suçlardan hakkında tak'bat ya- pıldığı bildiriliyordu. Memduh hakkındaki tezkerede ise sabıkası ve suçu hakkında hiç bir kayde te- sadüf edilmediği o bildiriliyordu. Bunlar okunduktan sonra (suçlu vekili söz aldı: — İstanbul vilâyetine müracaat ettim, Memduh hakkında şu mâ - lâmatı elde ettim.Kendisine geçen xelsede doktor, Sarı Memduh den diğini sormuştum. İnkâr etmişti. Bu evrak kendisinin nasıl şüpheli işler yaptığını gösterir, dedi, Evrak okundu. Dolandırıcılık - tan suçlu ve şüpheli eşhastan oldu ğu bildiriyordu. Bunun üzerine müddei umumilik zimmet defteri getirildi, Mahkemeye Memduh hakkmda verilen evrakın Ok'min tarafından alındığı ve verildiği tetkik edildi. Mahkeme icabmı düşündü. Mahkemeye hasta olduğuna dair tezkere gönderen şahid Ahmed'n getirilmesi için muhakeme 6 Mart saat on dörde bırakıldı. ima daha ucuza mal etmeğe çalışma W, ihracatçı müstahsilin âlın terini karşılıyacak ve onu yolunda ilerlete - cek fiyatı temine uğraşmalı, ithalât- çı, Türkiye malını istemiyen memle - ketten mal almamayı milli düstur e - dinmeiidir. Yeni listelerin esasları şunlardır: 1 — “S,, yani herhangi memleketten serbestce gelecek mallar listesi, Bu Tiste bu defa kliring memleketlerin - den gelecek mallar kl listesine alın - mak suretile daraltılmıştır. 2 — kl yani anlaşma mevcud veya umumi prensiplerimizi tatmin eder mübadele vaziyeti mevcud memleket lerden serbesce gelebilecek eşya liste si, Bu Tiste de çok küçültülmüştür. 3 —k yani kontenjante olarak her - hangi memleketten gelebilecek eşya. Bu liste de çok küçültülmüş bulun- maktadır. 4 — v listesi yani vekâletlerin mü - saadesiyle girebilecek eşya. Bu liste aynen kalmıştır. Kararname metninde esaslı deği - şiklikler yokur. Tüccarlarımızla müs- tahsillerimizin, bu kararnamenin de tatbikatma aid görüş ve temennileri olursa, vekâlete bildirmelidir. dâvâsı başladi Ankara, 20 (Telefon Devlet Şürası dün İstanbul İ vay şirketinin Bayınd lığı aleyhine açtığı davay! # ğe başladı. Dün üç celse Şüaryı, Başkan Reşad idar* yordu. Müdde'umumi me Emin Ahmed bulunuyordu yındırlik O Bakanlığı o" mevkiinde Mahmud Esad; w lık hukuk müşaviri Avni “ mık Cemal bulunuyordu » Birinci celsede evvel $i p dava arzuhali sonra sırasile kanlığın cevap lâyihasi, #” ikinci iddia lâyihası okun İkinci celsede Tramvaf * avukatına söz verildi. Şir” kili Abdurrahman Münip nı teşrih etti. Bu iddia “ sürdü. Abdurrahman Mür gi asında 1926 mukavelesini” aktedildiğini, bunların pi ni, tarihçesini uzun boylu ii / şirketin borçlarına daims ettiğini söyliyerek yeni bal”? Belediyenin istimlâk ya! ; nı, hükümetin iki taraflı P* 4 bozmağa salâhiyeti o olm“ bunun için de mukavelelefi” hinin haksız ve gayri kani duğunu ilâve etti, Abdi münip sözlerini şirketin bs ki kararın iptal edileceği! min bulunduğunu söyl; di. Italyan donan (Baş tarafı 1 / da Bitaraf bir mmtaka te doğrudn doğruya müzakeri” vam edilmektedir. x / Arada bazı müşküller yüne / da, bu müzakereler, U disesinden doğan mesel? muallakta olmakla berab”, sükün devresi açacak gibi yor. Liberal meb'uslardan Avam kamarasında, Sir mona davalı arazi ile mıntkayı işgal için oralar# 4 giliz zabıta kuvveti gf ni uluslar kurumuna teklif / z i di muvafık görüp gö racaktır, , Atina, 19 — On iki öy. dın, erkek bir çok muh 7 ya gelmiştir. Bunlar, if dası halkının vaziyetini g teriyorlar. Muhacirlerin anlattığ iğ İtalyan donanması, on wi y ayrılmıştır. Yalnız oradi a) yan torpitosu ( kalmışt"* müsellâh benzinlik On iki adan kara sul8'” de dolaşıb duruyorlar. İtalyan jandarmal top'anma teşebbüsl makta ve her gün ufak adi diseler olmaktadır. B“ Jr kadmlar önayak oluy9* Kal'mnosda Rum Kd palı duruyor Kilize d tem alâmeti olmak di bayraklar çekilmiş dır. Gelen muhacirleri" göre Kalimnos adasi Rum patrikanesine biri göndererek on iki 8İ* | takib edeceği hattı ©. bit etmesini istemişler di Bunlar, Parikaniı $) ada kilisesine islik” lk ceğini ummakta v€ mak için Patrikaneni” beklemektedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: