18 Mart 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

18 Mart 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Mın kiralık köşkler Bakırköyünde — Kattaltepe Meşrutiyet caddesinde 13 diğe ri 11 numaralı vasi bahçeleri her tarafa nezaretli elektrik, — suyu mükemmel biri 10 diğeri 6 odalı | havadar sanatoryom gibi köşk- | ler tamamen veya kısmen ayrı ayrı ucuz kiraya vrileceğinden Galatada Kredi Lione bankası yanında Melek hanmmda 7 numa- raya müracaat. — (4086) | Diş tabibi Bünyamin Nişantaş — Vali konağı caddesi 15 MART — 1935 Tz AAA KA A İ Büyük Tayyare Piyangosu 18. ci Tertibin 6.cı Çekişi I. Nisan 1935 dedir. Büyük Ikramiye ; 200.000 Liradır Ayrıca 25.000, 20.000, 15.000, 10.000, 5.000 Liralık ikramiyeler ve 50,000 tiratık mükâfat vadır . ZT FKN Dün ve Yarın Kitapları Dünyanın en çok tanınmış ve beğenilmiş eserleri Yurdumuzun en salâhıyetli bilginleri elile güzel dilimize çevrilmektedir. Yirmi kitabı birden edinmek ve çok değerli bir kü- tüphaneye sahip olmak istiyorsanız Dün ve Yarın Tercüme Külliyatı'na Abone olunuz. Bu külliyata abone olmak için müracaat etmekte olan oku:- yucularımıza bir kolaytık olmak üzere abone şartlarını yazıyoruz Abone şartlârı-s — ozar kitağlik 1 izet sertiin fihti “636”, ikincı serininki “504,, kuruştur. ödeme şartları: için “204,, kuruş peşin alınır. rilmek üzere taksite bağlanır. — Hangi seriye abone olursanız olunuz, peşin alımacak pa rayı gönderir göndermez on kitabı birden alırsınız. Kitaplar taş radaki okuyucularımızın adlarına yollanır. Posta parası alın maz., — Abonelerin — taksitleri gününde ödiyeceklerine dair — memursa daire müdürüne imza ettirecekleri bir taahhüd mektu bu göndermeleri lâzımdır. Memur olmıyanlar bu mektubu bir #snaf veya tüccara imza ettirebilir. Bu çok değerli külliyata abone olmakta acele ediniz. S “Mümonat gaska Vaht Matbüneys Ankara aaddes. vös;letanlml ' r—K'ara Gölge. Dördüncü kitab Mavi Portakal Fiyatı 5 Kuruştur Bu meraklı ve heyecanlı romıalar serisnden her ön beş günde bir kitap ogeşro unur. Her kitab başlı başına bir romandır, Şimdiye Kadar Çıkanlar : Nunara |1 Bir Mühim Cinayet No. 24, Şirin apartman 1 inci dai ş î î'."msl:ç;ı_îî'" 3884 ” " ı ğ"re. N ) l * 4 Mavi Portakal Doktor Tevzi Yeri : Vakıt Matbaası — Antara Cad. 'Istaınbul Ali ismail — Haydarpaşa hastanesi bevliye TEESEERİ LT bi Günün Fotografları Urologue — Operateur Muhtelif gazetelerde çıkan günüu hadiselerine ait fo- Babrâli caddesi Meserret ote-5 'ograflarla spor mecmualarında gördüğünüz spor hare- li 88 numarada her gün öğlede ketlerine —ait — lo'ogratlar yalnız — İstanbulda VAKIT E sonra saat ikiden sekize İudı:i kötüpsanesinde satılmaktadır N İ(Mı Türkce * Osmanlıca -Fransızca SÖZLÜK Dictionnaire Turc - Ottomane - Français İsmail Hami Danişmend tarafından meydana getirilen bu iüşat öz lTürkçe kelimelerin şımdiye kadar kullanılmakta olan Osmaniıca ve aynı zamanda Fransızca karşılıklarını göstermektedir. Herkesin ve hattâ ecnebilerin istifade edeceği bu SOZLUÜK intişar etmiştir. Fiatı 100 kuruştur. Birinci seri için “236", ikinci Kalan kısımlar her ay bir lira ve —'* BORJLYA kurtardıktan sonra Monteforteye ka dar arkadaşlık etti. İşte efendiler o - Jup bitenler bukadardır. Sakin bir sesle — anlatılan bu vak'a | dinleyicilerin üzerinde istenilen lesuıw hasıl etmişti. Bu umum! düşünceye Preas Manfredi kontün önünde eği- lereki — Monsenyör biz haksızız... Sözle- yizle tercüman oldu, Kont: — Hayır. Her şey benim aleyhime karar verocek şekilde sıralanmış.. Va- ziyet acele edilmesini icap ettiriyor- du. Sizin yerinizde ben de olsam ayni şetilde hareket ederdim. Efendiler e- ğer beni memnun etmek isterseniz ar- tık bu fena şeyden bahsetmiyelim!... Sözlerini söyledi. — Bununla beraber siz bulunmadı- ğınız sırada bazı kararlar verildiği gisi kumandanlar da tayin edilmiş- tir. İşlerin tamamen bitirilmiş bulun- ducundan dolayı sevinen Kont cevap verdi: — Herkes olduğu yerde kalarak vazilesine başlasın.. — Şimdi yapılacak bir iş kalıyor. Kost Almanın başa geçtiğini halka ilân etmek, Bu sırada gene Jan Maletestanın Bex! du, uldu: — "Tonsenyörün bize anlattıklarmı tar — ren hakikat olarak kabul ediyo- rum Fakat efendiler son bir nokta dahn var: Kont Alma Şövalye dö Ra- £ 'an tarafından buraya getirildi. Maletesta “getirildi, kelimesini gildetle söylemişti. Bunda toplanan miüna kontu titretmişti. Ragastan da gözlerini açarak bu sözleri söyliyene ikkatle bakmağa başladı. Jan Maletesta tekrar söze başladı. Yalnız tuhafı gu ki sözünü bitirdiği gaman gözlerini Primvere çevirmiş bulunuyordu. — Efendiler, Şövalye dö Ragastana ikinci deladır rastlıyoruz.. Birinci defası Romada yerâaltı mezarlıkların- daydı. O zaman Şövalye Sezar Borji- yanm hizmetinde bulunduğunu sak- lyamamıştı. Borjiyanın casusları ta- rafından kaçırılan Kont Almanın Monteforteye gene Borjiyanın bir ca- süsüyle dönmesi tuhaf değil mi?. Bu sözler üzerine Primverin yüzü sapsarı kesildi. Ragastandan uzaklaş- mağa hazır olan Kont Alma: — Efendiler, yemin ederim ki bil- miyordum. dedi. Ragastan bu hakarete karşı acı aci gülümsedi ve alay eden bir sesle ce vap verdi: — Zannedersem Senyör Maletesta, Aleksandr Borjiyanın bastırmış ot duğu üç bin düka altınını kazanmak istiyor. Mletesta şiddetli bir hareketle eli- ni hançerine götürdü. Ve hiddetin. den boğulan bir sesle: — Ya fikrinizi anlatınız yahut le- Şinizi sereceğim! dedi, Kollarını çaprazvari kavuşturan Ragastan Maletestayı tahkir edici bir bakışla süzdükten sonra: — Telâş etmeğe hakkınız yoktur. dedi. Fikrimi anlatmaya gelince bu- nu da sizin emrinizle değil kendi key- fimle yapıyorum, Efendiler siz de ha- kem olunuz.. Papa Altıncı Aleksandr, mel'unlukta kendisiyle aynl ayarda bulunan oğlu Sezarla bir olarak Mon- teforte aleyhine hazırladıkları teşeb- büse karşı geldiğim için başımı getire- ne üç bin düka altını mükâfat vadet- Hler. Halbuki benim Kont Almaya Monteforte gibi hür ve Borjiyalara boyun eğmeyen bir şehre kadar ar- kadaşlık etmekliğime sebep beni takip eden zalimlerin pençesinden kurtul: mak ümidi idi. O halde ben de Senyör Maletesta beni tahkir edip Montefor. teden çıkmağa mecbur ederek Barji«e yaların eline düşmekliğime yardım etmek suretiyle vadedilen üç bin dü- G mKanaat kü kütü bha si BORJİYA kerler düşmanımızın kuvvetini koşfet- tim. Bu vazifeyi kimseye vermek iste- medim, Cesaret ve günenç lâzım, Biz onlardan kuvvefliyiz.. Onları yenece - gimiz muhakkaktır, sözlerini söyledi. Askerler hep bir ağızdan: — Yaşasın Kont Alma!.. diye hay- kırdılar. Kont Ragastana işaret etti, O da zabite dönerek: — Efendi!.. Saraya kadar bizimle beraber geleceksiniz!. dedi, Zabit kendisine emirler veren bu yabancıya şaşkın bakarken Kont sert bir sesle: — Yaverimi dinleyiniz efendi!.. em- rini verdi. Zabit selâm vererek neferleri sıra - Jamağa başladı. Ragastan ona doğru eğilerek: — Arkadaş, saraya kadar hiç bir harekette bulunmıyarak yalnız emir- lerimi yapınız.. Mükâfatınızı benden bekleyiniz.. dedi. Zabit bazı şeylerin geçtiği, körü körüne itaat ederse büyük faydalar elde edebileceğini anladı. Askerlerin Ününe geçerek kılıcını çekti ve: — Yaşasın Monsenyör!.. Kont AL mMmayı selâmlayınız. diye bağırarak yürümeğe başladı. Bu küçük küme, yolda kendisine katılan yeni elbiselerini giymiş, asker ve ahali ile beraber bir saat evvel ne- den dolayı “Gebersin,, diye bağırmış olduklarınm sebebini anlamadan şim- di de “yaşasın Kont Alma,, diye bağı- rarak, saraya doğru ilerlerdi. Bu vak'alar gayet kısa bir zaman- da geçmiş olduğu halde kontun geri- 'ye döndüğü gehirde duyulmuştu. Söy- Tediği sözler ağızdan ağıra dolaşı- yordu. Kont düşmanı keşiften dön- müş, azkalsım vuruluyormuş, Riva- yetleri çıkmıştı. Bunun Üzerine ahali sokaklara dökülerek sahahleyin asıla- €ağı söylenilen kontu şimdi alkışlı- Yyorlardı, Ragastan sevinç içinde: — Nasıl, size söylediğim çıkmadı mı? dedi. — Hakkımnız varmış Şövalye. Fakat ahalinin giymiş oldukları düğünlük elbise İle uzaktan gelen boru seslerin. den bir şey anlamıyorum?.. Bu esnada Kont Almanın gittikçe büyüyen alayı sarayın büyük meyda« nına varmıştı, Ayni zamanda öbür so- kaktan daha süslü daha büyük bir a« lay göründü. Birinci alayda “yaşasın efendimiz Kont Almalı, diye çınlayan seslere karşı ikinci alaydan “yaşasın reisimiz Prens Manfredi!, — ceyabı yükseliyordu. A Ragastan üzengilere basarak eğe. rin üzerinde doğruldu. Kendisinden elli adım İleride, sevinçle sallanan şapkaların üzerinden, süslü bir araba içinde beyazlar giyinmiş Primveri gördü. Onu derhal tanrmıştı. Yanında gü- lümsiyerek halkı selâmlıyan Prens Manfrediyi görünce her şeyi anladı. Ahalinin “yaşasın,, diye alkışladı: gı Prenses Manfredi, Kont Almanın kızı Beatrisdi. Ragastan görlerinin dumanlandı ğı, şakaklarının zonklıyarak — başının döndüğünü hissetti. Düşmemek — için eğere tutundu. Yüzü bembeyaz kesil miş alnını soğuk bir ter kaplamıştı, Bütün ümitlerinin bir anda yıkıl. dığını görüyor, şimdiye kadar katlan. dıği fedakârlıkların boşa gittiğini anlryordu. Bu esnada önüne geçilmesi müm- kün olmıyan bir vaziyet hasıl oldu, İki alay sarayın merdivenlerinde bir« Teşmişlerdi. Prens Manfredi. etrafıne daki Senyörlerin yüzünde beliren hiddet ve şaşkınlığı görmüştü. Kont Alma sarayım önünde atından iner ken kendisi de arahadan atlıyarak ba» ğırdi: Forma: 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: