25 Mart 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

25 Mart 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 MART — HABER — Akşam Postası di BİRLİK mukavva kutuda 7 1/2 kuruş - İKILİK zarif GRP NEVROZİN V, ee DUT aZ ilâcı KASADA SAKLADIĞINIZ KURU BİR VAZİYETİNDEDİR ONU FAİZLE DANKAYA VERİNİZ uususı âARTlAPIHIZI KARAKÖY PALAS - ALALEMCİ HAN Büyük Tayyare Piyangosu 18 inci Tertıb 6.cı Çekişi TI. Nisan 1935 dedir. Büyük Ikramiye : 200.000 Liradır Ayrıca 25,000, 20.000. 15.000, 10.000, 5.000 Liralık ikramiyeler ve 50,000 liralık mükâfatvardır. içerisinde 60 kuruştur. İmtEsdi üü cesani ekay Tü kce Osmanlıta Franlilka SÖZLÜK Dictionnaire Turc - Ottomane - Français İsmail Hami Danişmend tarafından meydana getirilen bu lügat öz Türkçe kelimelerin şimdiye kadar kullanılmakta olan Osmanlıca ve aynı zamanda Fransızca karşilıklarını göstermektedir. Herkesin ve hattâ ecnebilerin istifade edeceği bu SÖOZLÜK intişar etmiştir. Fiatı 100 kuruştur. We—Kanaat kütübhanesi, .4 U aa NEOKALMINA Romatizma Grip - Nevralji - Baş ve Diş ağrıları - Artritizm - Bit Dr. HAZIM Cerrahpaşa hastanesi sabık E ımmıı'ğ YENİ ÇIKTI E aa atm eu Alıfrıngı ve alaturka. YEMEK ve TATLI KiTABI | Hergün pişecek yemaklerin ve tatlıların İistesini ve yapılışlarını cildiye ve zühreviye mütehassı- sı: Beyoğlu İstiklâl caddesi Etu- al sineması karşısında Beküâr sokak No. 9 ikinci daire her gün |B Cılli 15 sabahtan akşama kadar. # kamt bu kitabda bula caksınız Satış yeri; İstanbul Ankara caddesi No, 157 Inkılâb Kitabevi “WEED! BORJİYKA rın hiç birisi bu seyredişin onda uyan- | dırdığı derin tesirin farkında değil- | diler. Daha uzakta, bir kayanın üs- tünde durarak muharebenin bütün safhalarını seyreden diğer bir kadın, arltık her şeyin mahvolduğunu görün- ce Monteforte yolunu tuttu. Bu ev- velce salkım söğüdün kovuğuna giz- lenerek Primverle Kagastanı gözle- miş olan kadındı. Müttefiklerin ordusu son derece | zayiat vermişti. Lâkin tehlike gşimdi- lik savuşturulmuştu. Bazı asker fira-| rilerinden Sezarın ağır surette yara- | li olduğu ve bir kaç gün içinde yeni- den hücuma kalkışamıyacağı öğrenil- di. Kont Alma, Prens Manfredi ve diğer bir kaç senyör, uğramaları çok mümkün olan bir muhasaraya nasıl karşı duracaklarını kararlaştırmak için Monteforteye döndüler. İlk de- fasında Ragastanın kahramanlığı sa- yesinde yolu kösilmiş olan Sezarın herhalde Cehennem boğazından geç- meğe muvaffak olacağını kabul - edi. yorlardı. Monteforteye dönen zabit- ler arasında Rağastan da vardı. ... Gece olmuştu. Harp elbiselerini çı- ; kararak Orsini ile beraber akşam ye- | meğini yiyen — Ragastan, gündüzkü | yorgunluğu dinlendirmek üzere iken Ispada Kapya odaya girdi, ve: | — Efendim, dışarıda bir kadın sizi | görmek istiyor.. dedi. — Bir kadın mı?.. — Evet.. Yüzü maskeli bir kadın.. — İçeriye getir.. Ispada Kapyanın haber verdiği kadın içeriye girdi. Ve bir gey - söyle-| meden maskesini çıkardı. Kadının yü- zünü gören Rayastan hayret içinde kaldı: — Madam Lükres Borjiya!.. Sözle- rini söyledi. — Evet benim.. Burada bulunmak- lığtm sizi hayrette mi bırakıyor. Şö- BORJİYA valye? Yoksa Şen sarayda aramızda geçen ufak bir kavgadan dolayı bana hâlâ dargın mısınız?.. Daha kendisini toplıyamıyan Ra- gastan : — Düşes dö Bizolya!.. Sözlerini mı- rıldandı. Lükres gülerek : — Ah hayır azizim.. Siz yanılıyor- sunuz.. Ben artık Düşes dö Bizolya değilim. Bu zavallı Dük bir kazaya uğradı. Öldü., İşte şimdi ben de dul kaldım dedi. — Madam! Kapıldığım hayretten dolayı affınızı dilerim. Fakat bu ne kadar cesaret! Nasıl oluyor da Mon- teforteye — girmekten çekinmiyorsur “nuz.. Karşımda sizi gördükçe rüya gördüğümü sanıyorum. — Evet hakkmız var., Erkek karde- şi Monteforleyi muhasara ederken kız kardeşinin o şehre gitişi ve Sezarı mağlup eden bir kahramanı ziyaret edişi pek mühim bir şeydir. — Fakat hakkmızda bir şüphe u- yanmasından korkmadınız mı? — Şövalye, bunu iyice düşündüm. Ayni zamanda sizin bir emrinizle der- hal yakalanacağımı ve kadın oldu- ğum için kurtulmaklığıma imkân bu- lunmıyacağını da düşündüm.. Haydi Şövalye. İsterseniz şimdi bağırınız!. — Madazm, Şen sarayda olduğu ka- dar burada da emhiyet içindesiniz. | Fakat buraya gelmeniz herhalde beni tahkir için olmadığına göre maksadı- | nızı anlatmanızı bekliyorum. — Şöralye, sizi tahkir için gelme- dim. Bu hakaretimin bana ne kadar pahalıya oturacağını bilirim. Maksa- dım sizi tebrik etmektir. Bu da pek tabil bir şeydir sanıyorum, » Rica ederim madam, alayı bir ta- rafa bırakınız!. Lükres, kara gözlerinden şimşekler fırlıyarak: — Ah, alay ettiğimi sanıyorsunuz hal.. Aldanryorsunurz. Şövalye! Evet kardeşimi yaraladığınız halde gelip tıyorum. Biribirimize ilk rastladığımız Floransa yolundan sonra düşüncem yalnız sizin hayalinizle doludur. Kısa söz Madam, sizi sevdiğimi itiraf etme- den ölmek istemedim. Primver hiç bir kargılıkta bulun” | madı, Şövalyenin yüzüne bakarak | sözlerini dikkatle dinlemişti. R.ıııs—L tan daha yavaş ve biraz boğuk bir| sesle lâkırdısını tamamladı: — İşte Madam, size söylemek — iste- diklerim bunlardı. Beni canımdan u- sandıran duyguları, bir prensese kar- gı beslemekte olduğum hürmete uymı- yacak bir şekilde, serbestçe söyledi- Kim için beni affediniz.. Evet bu duy" gular beni yiyip bitiriyordu. Uğradı- ğım felâketi gize söylemekten vazgeç- menin beni ne kadar büyük bir istira- ba sürükliyeceğini tahmin edemezdi- niz Madam. — Felâket mi dediniz?.. — Evet.. Büyük bir felâket! Ben fakirim.. O halde kendim gibi fakir birisini sevmeliydim. Daha doğrusu benim gibi talihine uyarak serserice- sine dolaşan bir adam hürriyetinden buşka hiç bir şeyi sevmemeliydi. Fa- kat tesadüf sizi karşıma çıkardı. O andan sonra benim için her şeyin mah volduğunu anladım. Bizi ayıran en- gellerin bir gün olup da ortadan kal- kabileceğini nasıl ümit edebilirdim.. Siz kendiniz Prens Manfredi ile evle- nerek ne kadar boş bir emele kapıl dığımı anlatmış olduğunuz halde ben nasıl olur da hâlâ kurduğum sandet | *ayali için bir ümide kapılabilirdim? Beatris, Ragastanın sözünlü — kes. mek istiyormuş gibi elini uzattı. Dü- şüncesi bir kaç saniye duygularıyle çarpıştı.. Sonra Ragastanın gbılcrlm—[ bakarak tatlı ve ciddi bir sesle: — Prems Manfredi benim kocam değildir.. dedi. Ragastan başının döndüğünü his- | setti. Yanlış duyduğunu, yanlış anla- dığını sanıyordu: — Ne demek istiyorsunuz Madam?. Sözlerini kekeledi.. — Şövalye! Düşüncelerimi açıkça söylemekle bir yanlışlığın önüne geç- meğe çalışacağım.. Size tekrar söylü- yorum ki, temiz kalplir kahraman ve mert Prens Manfredi beni yalnız bir nişanlı olarak kabul etmeğe razı - o0l- du. Ragastan ellerini kavuşturdu. Gök yüzünün açıldığını görse bü kadar şaşmıyacaktı. — Bana aşkını söyliyen Senyörler- den hiç birisiyle evlenmek — İstemedi- gim için Prens Manfrediyi tercih et. tim. Üç ay için onun — nlşanlısıyım.. Eğer bu üç ay içinde Manfredi koca- hık fikrini, hakkımda bösterdiği baba- hik duygusu ile değişirse... — Oh. Devam ediniz.... — O vakit Şövalye, hayatın ayırdı- ğı sevişen bir çifti ölüm birleştirecek- tir Ragastan bir sevinç çğılığı kopar- dı. Sonra hemen diz çökerek Primve- rin kendisine uzanan ellerini gözyaş- lariyle ıslatarak öptü.. —Şimdi artık gidiniz Şövalye! Ya- rın, yahut başka bir harpte vurulur: sanız duygularımızın bir. olduğunu düşünerek ölünüz!.. Haydi gidiniz!... Şimdilik beni kendi halime bırakınız!. Biraz da kendi kendimi dinliyeyeim.. Ragastan ayağa kalktı ve: — Gidiyorum, fakat bundan sonra ölümü hakir göreceğim.. Seni. kazan- mak için icap ederse bir cihanı altüst ederim, dedi. Ve ayni zamanda kendisini koru- mağa vakit bırakmadan — Prii i kuvvetli kollariyle kucaklıyarak göğ- sünün üstünde sıktı. Dudakları uzun bir müddet bitişik kaldı. Ve Primver bu ilk aşk pusesinin verdiği sarhoş- hukla yarı baygın bir halde kanape- nin Üzerine düşerken, sevincinden haykırmamak için dudaklarını ısıran

Bu sayıdan diğer sayfalar: