ürlütürlü * — HABER — Akşam Poıııı Bu hâlin önüne geçmeli T şekillerile genç nesil arasında Bir Salgın Halini almak tehlıkesinı gösterıyor Elbise deliği, yumurta yazı mı, tura mı? bu_y_e kumarları Halimiz nice olacak bilmem! | Milleti bir kumar iptilâsı sardı Dünyanın b'r çok memleketleri gıir; zellik müsabakalarından vaz geç miş oldukla-ı gibi bir kısmı da elân bu âdete devam etmektedir. Çe -| koslovakyada bu sene yapılan bir müsabakada yukarda resmini göz- cüğünüz genç kız “Güzellik Kra -| liçes.,, seçilmiştir. 11 Yasında bir KIZ Hırsız çetesi reisi imiş! Londr an Yazılıyor:. sın kalabalık *:amvay, otobüs ve tünellerinde, m: Sazala-| yında ve büyük caddelerinde ka- dınların el çantaların dan "«aharet. le para çarpan bir çete titremişti. Bunlar uz :» müddet yakıyı poli- sin pençe,'ne teslim etmerlen ra -| hat rahat iş görmüşler ve / ondra| kadınlarını bir hayli sinir'endir - mişlerdi. Nihayet polis baş'ların - da elebaşı olarak 11 yaşmada bir kız bulunası bu çeteyi ceza mahke - mesinin huzuruna çıkarab''miştir Çete biri 15, ikincisi 17 yus'arın da iki kızla 24 yaşmda bi. kadın dan ve sö rlediğimiz — elel aşıçar mürekkep'i-. Azası genç kızlar dan ibaret olan bu yankes:ciler.çe tesi, mahkeme huzurunda suçları nı inkâr etmişlerdir. Fakat tevkif edildikleri zaman — 17 y.şındakk kız po'ise verdiğ: ifadede: — Söylermesini pek isteri: vorum, amma, bizim reisimiz küc'it kız dır! Demişti:. Anlaşıldığına göre. kızkardeş olan 15 ile 17 yssmndaki kızlar soyme k için seçtikleri — bü| kadını ustalıkla iafa tutacak kü - Çük kız gel'p ne var, ne yok çarp -| tıktan soncu hep birden ve hiçbir şey sezdir neksizin srvışıp gitmek- te imişler. İ Polis mütettişinin veriği va - Por küçük kızın çok fena ahlaklı olduğunu duktan so.rra bir kız ıslâhkxnesine verildiğini (2kat buradan' endisi- ni bırakmazlarsa intikar edeceği: ni birçok defalar söylediğini ve €n nihayet yatakhaneler Je birini Yakmağa tesebbüs ederken kaça- bildiğini, anlatmaktadır : İki kızk «vdeş 6 şar ay - ;>se, 17 Yaşındaki kız 11 ay haps. ve en üçük kızın gene bir ıslâhhaneye Bönderilm sine hükmedilmiştir. ki deyme gitsin... — Her yıl, & * mevsim, İstanbula yeni bir ipli getiriyor.. Çarliston dansı, yoyo M g1 gibi şimdi de halkı bir kulema oynama hastalığı sardı. Ökündüz ler çoktan unutuldu. Bugsâc modası olan limon kabuğu Lac minde bere, pedimi pedakimu | şarkısı bile bir tarafta kaldı. Şim di yedisinden yetmişine — kadar | herkes 77 çeşit kumara dadan- mış... Sokakta kumar, evde ku- mar, kahvede kumar, hattâ işte gücte kumar... Basacak kumarha- ne arayan polis ne yapsın? Bu il- let, bin bir maske değiştiren bir şeytan gibi taaaa candamarımıza işlemiş. Onu bazan bir tavlanın pulları arasında, ekseriya papaslı kızlı, oğlanlı renk renk iskambil kâğıtlarımın içinde, bazan küçük çocuk:-başlarının iğildiği zıp -zıp | çukurlarında, görüyor, Ruletin fı- rıldağında, dominanın taşların- | da onun iblis ruhunu hissediyor. ruz.Eğlenceye inhisar eden masum oyunlara kumar demeye kimin ağzı. varır. Fakat, — görünen göz de kılavuz istemez. Bu oyunların hemen hepsi ziyafetine, hediye- sine oynanıyor. Ziyafet ve hediye parasız olamıyacağına — göre bu neri yakabetli ve iddialı oyunla- rmn da bir meşi kumar olarak ka- | bulü zariiridim eçen gün bir yurgunluk kahvesi içmek istedim. Önüme gelen ilk kahv |ye girdim. Tavla şıkırtısından ra hat etmek ne mümkün. Ardı arası kesilmiyen sesler, bağrışmalar : — Mehmet iki papaz çıkardı Gündeliği doğrulttu. ** « — Gördün mü oyuncuyu zarla - rı nasıl kullanıyor. ' — Bu ikinci parti de bitti; ben- de para kalmadı. vlerdz de poker aldı yürü- E dü. Pokere dadanan a - leler büğie . !k mektepten kovul ." | mak ;in bir de kabul günü yapr yorlar, artık her önüne zelen eşe dosta: — Ayol görüşemiyoruz, görece : “ ğimiz geldi. Bari Pazar günleri bi* |ze buyurunuz. Kabul günümüz « dür. Bir de poker çeviririz. “ Allâh sız! İhanurrsım, boy'- pr” züppesi olmuş bazı evlerde fiş bulamayıp kuru fasulye nohut we mercimekleri fiş yerine kulla: man meraklıları çok gördüm, P4 NİSAN — ütün bunlar — neyse... Fl' Paskalye vunıı.nfıılımlc kumar oynamak gıînun en mühim eğlencen halini aldı.. kat geçen gün gördükleri- me o kadar hayret ettim ki ağzım bir karış açık kaldı. Me- ğgerliyim, biz fikri icadda, açık gözlülükte Amerikalıları bile ge - ride bırakabilirmişiz! Bir işim için yüksek kaldırım- dan iniyordum. Galata kulesinin bulunduğu meydana saptım. Sa- bah saat sekiz buçuk... Fakat bur rası panayır yeri gibi kalabalık... Ekserisi küçük çocuklar, kundura boyacıları, simitçiler, köfteciler... Kulenin geniş, kalın gövdesini çepçevre satıcılar doldurmuş... Renkrenk paskalye — yumurtası satanlar, niyetçiler, şekerciler, ni- şancılar, leblebiciler, bademci- ler... umurtacıların — başı — arı Y kovanı gibi... İki kişi birer yumurta alıyor. Konuşu - yorlar: — Kırılan beş verecek, — Beş az on kuruş. Se, .rcilerden bir kısmı dövü- şecek iki yumurta üzerinde iddia- ya giriyorlar: — Ben sarıya iki kuruş koyuyo rum. Vuruşma başlamadan seyirci- ler arasındaki bir bahsi müşterek hazırlanıyor. Kırmızı yumurta taraftarları ile sarı yumurta ta- raftarları paraları ortaya koyu- yorlar. Sonra vuruşma başlıyor. Çat... Kırmızı kırıldı. Ve->» baka lım paraları... Bu, böyle akşama kadar devam — ediyor, Yumurta lLıhiden “kafa,, yı yapıştıran bir - sayı alırdı. Şimdi bir kuruş alıyor..' dövüştürme bir taraftan iyi... İs- panya ile Almanyanın kapılarını kapadığı yumurtalarımız için i- yimahalli sarf oluyor amma neyleyim ki kumar!.. a0 bür tarafta, — pejmürde O kırafetli bir adam gırtlağı yırtılırcasına bağırıyor: — Bedava yaşamak istiyenler buraya... Kırk - paraya şans, ka- der... Kim bedava yaşamak istemez. Adamın etrafı doluyor. Önünde bir işporta... İçi, elektrik lâmbala. rı, tarak, jilet, boyunbağı, kareme- lâ, çorap, ayna, 21 kuruşluk kü- Çük rakı şişeleriyle dolu.. Bir bez torbaya numaralar — konulmuş. Kırk paraya çekiliyor... Boş çe- ken kaybediyor... Çeken çekene... Kuruşlar birikiyor. Fakat bir şey çıkmıyor. Bu sırada ihtiyar bir serseri peyda oldu. Bir şey söylemeden elini torbaya daldır. dı; bir numara çekti. Okuduk: Bir şişe rakı... İhtiyar kırk para- yı verdi, rakıyı aldı. Tekrar bir numara çekmek istedi. Fakat ni- yetçi bırakmaz: — Sana artık yok.. Hergün ge- Hiyor birkaç şişe rakı alıyorsun. Iflâs edeceğim. Kısmetin gür! Parayı ver başkası çeksin... Fakat bu teklife de ihtiyar ra- zı olmıyor. Onlar münakaşa e- derlerken torbaya bir el yiriyor, bir el çıkıyor. Hepsi boş... Niha- yet ihtiyara bir tane daha çekme- si için izin veriliyor. Hayret ! Bir ayna çıktı... Herkeste bi> telâş. Tekrar numara çeken çekene... Faakt bir kopil, niyetçi ile ihtiyar | serserinin foyasını meydana gı. kardı. Kalabalıktan uzaklasarak kaçmağa hazırlandıktan sonra $öy le bağırdı: — Uulan inanmayın be!.. tiyar onun babasıdır. gıtları avucunda saklıyor. Aldık- larını da senra geri veriyor.«,, Haydi bakalım bir gürültü bir patırdı... Bİ' yanda — bir bademci etrafına bir sürü çocuk oynuyor. Avucuna bir avuç badem Ih toplamış; tek mi çift mi Yazılı kâ- | alryor. Karşısımdaki oyumcumun is tediği çıkarsa veriyor, çıkmazsı üstelik yüz para alıyor. Köşede bir leblebici... başmda irili ufaklı bir kalablık... — Yazı gelirse 50 leblebi, tura gelirse kırk para... Paralar atılryor; almıp veriliyor. Kulenin duvarma — yaslanmış bir nişancı müşteri plıı-ıyo:. — Çift numara vurana beş ku- ruş! ” Seyyar Bir sinema makinesinin önünde duran bir adam da işin kolaymı bulmuş.. Kırk paraya beş dakika makine çevirecek de ne yapacak! Yumulu avuçlarını u uzatmış seslenip duruyorı — Parayı bnlıuı bedava seyre- diyor! — Bulamayan na yapıyor? — Kırk para veriyor! Köşedeki meydanlıkta bilya oynuyorlar. Ciciliyi yapıştıran.. Kama kazanıyor.. Hayır.. Ön pa- ra alıyor... Bir kaç kişi sokağın en işlek yerinde mevki almışlar.. Konuşu. yorlar: — Şimdi ıeçeı:ek arabanm son numarası çift ise ben kazanaca- ğım. — Tek ise ben.. Yalnız mızıkçı lık edip gene beş kuruş verme- mezlik etme... akat bütün bunların hep- sinden daha ömürü iki Yahudi: çocuğunun — ©- yunu idi. 12 —13 yaşlarında idiler. Yaya kaldırıma otur. muşlar, ellerindeki çuku!lata re- simlerini, karamelâ kâğıdlarını sayıyorlardı. Biri öbürüne sordu: — Muiz, bunların epsine oy- nar mısın? — Oynarım. Fakat zar ilen de- yil, — Oslsun. Tek ise sen, çift ise ben.. Bil bakalum pantalonumda kaç delik var. Saydılar, altı delik buldulaş, Muiz kaybetti ve elindeki kartla. rı hiddetle arkadaşına fırlattı. İhsan Arif Gökpınar