1 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

1 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SEYAHAT NOTLARI Komşumuz Iİranda bir yolculuğun intibaları Bugün Nevyorktan kalkan bir Yolcu, iki haftada Tahrana va:a- N ir. İranım devlet merke- zi Tahrana, Rudüsten dört günde Ve Londra ile Paristen Toros eks- ::ıîle sekiz günde varılmakta - Eğer yolcu uçmak isterse, çok| eder. daha çabuk gidebilir. — Nitekim a Tahran arasında mü - k;:lıı'ıııl bir tayyâre servisi var - Yolculuğun bu kadar kolaylaş- Masına rağmen, dünyanın en gü-| 'fl ülkelerinden biri olan İrana; tidip gelenler pek azdır. Otomobille geçeceğiniz - tozlu Yol Makedonyalı İskenderin çe kindiği yoldur. Bihiştun kayaları- Bın hemen altından — geçersiniz. Bu kayaların üstüne büyük Dara Savaş ve fütuhatını — birer birer Yazdırarak İranın yücelik ve haş- Metinden ayine (&bide) bırak - Mak istemiştir. — Buralardan ge- ten Yıman, Moğol ve Arap dal- Baları ülkede hep izlerini bırak - Mıştır. 18 inci yüz yilda açılan de'niı Yolundan önce İran, doğu ve ba- İt arasındaki muvasalanın merke- Zi idi. Hindistan , Çin ve Serer. kandin mallarını yakın şarka, ve Avrupaya götüren — kervanlar !- Tandan geçerdi. — Şurada burada karşılaşacağı - — Nız yıkık — kervansaraylar, İran üx,îllunın bir vakitler me kadar iş- ::İc olduğunu size - halırlatacak - Simdi ise İran kendine başka zenginlik yolu bulmuştur. | - Yan potrolları komşumuza çok sağ lam bir istikbal hazırlamakta - Hele eski eserler bakımından İtan, adeta bir müzedir. Daranı alıklarına oydurduğu nakış ve Yazmalar; Asfihanda Şah Abka- Si sarayı; yakın doğunun en 8- Bemli harabeleri olan Persepoli- Sin meydana — çıkması... Bunlar hep görülecek şeylerdir. İran hükümeti — Persepolisden Ylşarıya bir tek parça taş çıkarıkk Mamasını emretmiştir. — Halbuki &"îıı, Mısır ve Babilonya bhaza- LÜlıılıı'ıı en zengin parçaları bu- Sün Londra, Paris ve Berlin mü- Zelerindedir. Persepolis harabelerinde o gün- kü İran yaşayışının bütün safha - k— gösteren tam 1200 tane oy- —'_vı kabartma resim vardır. : “n.dîiiniı gibi, İranda yolcu - B*Ya camii ve yerlilerin değer ve hemini bilmeksizin hâlâ üzerin- geçmekte oldukları — Culfa ü, bulunmaz antikalardan- İranda henüz — demiryolları #toamobille dr. kervanları görülür. Jranda - .î.::nohiuuhwıuiveuwn aylEm arabalardır. Geçtiğiniz yol ral yol %îıu da ber taraf karla ör-| '__"ku." İraktan sılı? yolun kıw- 3000 dar yükseldikten — sonra, Ömer Hayyama en tatlı ilhamları vere- cek kadar güzel bağlık ve bahçe- Hik vadilerden geçer. Bu vadilerin iki yanında göklere kafa tutan, tepeleri karla örtülü — muazzam dağlar, ne şirin manzaralar teşkil "Hemen yirmi kilometrede bir, bir köy ve bunun — da ortasında köy hayatının soysal merkezi o- lan bir çayhane vardır. Burada yorgun ve susamış — yolcular bir bardak sıcak çay, — yahut kayda soğutulmuş şerbet içerler. Yamı - nızda komanyanız yok ve karnı- nız aç ise, çayhanelerde kendini- ze çok lezzetli yemekler de hazır- latabilirsiniz. Daha pişerken insanı yutkun - duran güzel kokulu koyun keha- bı, iskarada kızartılmış bütün bir tavuk ve bol bol yoğurt ziyafeti cana can katar doğrusu... —İranın hemen her yerinde en tatlı kavun, şeftali, armut, bulabilirsiniz. Bundan bir kaç yıl evvel İran yolları oldukça tehlikeli idi. Eski- ya hemen her tarafı sarmış bulu- nuyordu. Fakat şimdi Şah Pehlevi Haz -| retlerinin mükemmel idaresi altın- da her tarafta gayet mazbut bir asayiş hüküm sürmektedir. Silâhsız olarak memleketin bir ucundan öbür ucuna kadar emni-| yetle gidilebilmektedir. — Büyük şehirler arasındaki şoseler iyi va- sziyettedir. Yol tamiratı faslı İrar bütçesinin en büyük bir kısmımı teşkil etmektedir. İyanın en enteressan şehri hiç şüphesiz eski payitaht Asfihan - dır. 17 inci yüzyılda buranın aha- lisi 600,000 den fazla iken şimdi bunun an üçte biridir. Eski gün- lerin haşmetini batırlatan saray - Jar, altın kubbeli camiler ve bah- çeler hâlâ buradadır. Bugün bile Asfıhan İranın gümüş merkezi - dir. Gümüşçülük sanati — burada gölk Sacileliğilk mekte olduğu gibi eski sahların sarayı civarlarındaki — camilerin yanı başında da gece klüpleri bu- lunmaktadır. Tahranın civarında Şemlan gi- gi gayet güzel — sayfiyeler var- gır. Şehrin hemen arka tarafın- da tepesi daima karla örtülü ve aşağı yukarı 6500 metre yüksek - liğinde Demarvent dağı vardır. Bu dağın ötesinde — de, Hazer denizile dağların arasında içi kap- lanlarla dolu — Mazandaran or - manları gelir. AVUKAT İRFAN EMİN Kösemihaloğlu Sirkecide İstasyon karşısında Sirkeci Palâs hanında 5 — & numaralara taşınmıştır. HABER — Akşam Postasr - —. Kaplan Adamlar! Amerikadaki yamyam kabileleri beyaz adamları nasıl avlarlar ? Vahşiler, avlarını öldürüp yedikten sonra yerlere kaplan izleri yaparak takipçileri aldatırlarmış Heyecanlı maceraler peşinde koşmaktan zevk alanlar, bu zevk- lerini yerine getirmek için Afri- kanın ıssız çöllerine, balta girme- miş ormanlarına gider, buralarda- ki hayatın sırrını aramağa çalışır- lardı. Halbuki bunlar san zamanlar- da Afrikanın da medenileşmeğe başladığını ileri sürerek eski oriji- nalitesini ve vahşi güzelliğini kay bettğini iddia etmeğe başladılar. Hâdisat bu düşüncelerinde ya- nıldıklarını gün geçtikçe bir par- ça daha ispatt etmekedir. İşte da- ha geçenlerde yapılan bir seferde buralarda “Panterinsanlar,, namı altında yaşryan vahşi bir kabile keşfedilmiştir. İşmi bile insanım tüylerini ürperttiren bu kabileye mensup vahşileri sakın yarı insan ve yarı hayvan şeklinde bir cana: var zannetmeyin. Bunlar bildiği- miz insanlardan başka bir yara- ı dılışta değildirler. | Onlara bu ismin verilmesi ek- seriya beyaz insanlar arasından seçtikleri avlarını öldürüp yedik- ten sonra bunların Panterler ta. rafından kapılarak parçalandık- ları hissini vermek için yerlere panter izleri yapmalarından ileri gelmektedir. Yapılan tahkikat bu vahşi kabilenin mel'un plânlarını nasıl bazırladığını ve tatbik sa- hasına koyduğunu bütün çıplak- lığıyle meydana çıkarmıştır. Kabile bir çok gruplara ayrı- lır ve her grupun da bir şefi bur İunurmuş. Kabilenin büyük bir kazanı yarmış ki bunun içinde zi- yafet günlerinde insan eti pişirir- lermiş. Ziyafet tertibine karar verilin- ge kabile grup şefleri toplanır ve kimin öldürüleceğini tayin eder- lermiş. Kısa bir müzakereden sonra kararlaştırılan gçahıs- hak- kında itirazda bulunan bir şef o- lursa onun yerine derhal bunu »| boğazlarlarmış. Avlarmı ekseriya kin ve garez besledikleri kimseler arasından seçerlermiş. Verdikleri karardan hiç bir za- man dönmezlermiş. Öldürecekleri adamı kararlaştırınca bunu he- men kaldırmak için hazırladıkları plânın tatbikine geçerlermiş. Tespit edilen tarihten bir iki “Tamtam,, vürüyor, vahşiler ava çıkmağa hazırlanmaktadı gün evvel köye yakın yollara pan- ter izleri taklid ederlermiş. Kır- mızı ve yapışkan toprak üzerine büyük bir meharetle tersim ettik- leri bu kaplan izlerinde ©o kadar muvaffak olurlarmış ki zavallı köy halkı civarlarda Panterler do- Taştığını zamnederek — korkudan j titrerlermiş. Nihayet meşum gece gelince, vahbşiler moş'aleler yakarak or- manın dalları budakları - biribiri- ne sarmaç dolaç olduğu en kuytu bir yerinde kabile reisinin etra- fında toplanırlarmış. Reis, içlerinden en çevik ve cesur iki kişiyi seçer bunların vü- cudunu suda erittirilmiş bir boya i le boyar ve bunlara öldürülmesine karar verilen adamı gidip getir- melerini emredermiş. Tayin olunan vahşiler bir ham- lede gece yarısından sonra köye # abdrl mek l 'trlar. iner, yere sürüne sürüne yılan gi- bi ses çıkarmadan kulübeye girer ve hiç bir şeyden haberi olmıyan zavallı şikârlarını demir gibi kol- Jarı arasında kıpırdamağa —mey- dan vermeden sıkışltırır, ağzını tıkar, süratle ellerini kaollarını bağlar ve sürükliye sürükliye or- Reiş elinde kocaman bir bıçak beklermiş. Etrafında da büyük bir ateş yanarmış. Birdenbire bıçağın üstünde ateşin kızıl aksi görülür- müş, Zaten korku ve heyecandan baygın bir halde bulunan zavallı mahkümun bir darbede başı uçu- rulurmuş, Oluk gibi akan kanr görünce vahşiler kuduracak derecede se- vinirlermiş. Elllerini uzatır. kan- dan alır vücutlarına sürerlermiş. Sangullano, Sanguilano, M'bicht (et bulduk sevinelim) diye se- vinçlerini gösterirlermiş. Kanın bir kısmını ateşte ısınan kazanım içine akıtırlarmış. Cesedden dili keserler, göğsü — parçalıyarak kalbi, ciğeri we da- lağı çıkarırlarmış. Vücudu da bir gçok küçük parçalara taksim eder- ler hepsini kazanın içine atarlar ve iyice kaynatırlarmış. İyice piş- tikten sonra başma geçer yalana bulana yerlermiş. Ziyafet bittikten sonra beyaz davet edebilecek ne varsa ortadan kaldırırlarmış. İşte Panter insanların marife- til... Heyhat!.. İster kurt ister Pan- | ter olsun. Ünsan insan icin bir ca- navardır derler ne doğru söz!. Sadi Karsan ada g YWülzee Kazlldü, Ü çeBıdlake, & Bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: