3 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

3 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AYDA 75 KURUŞLA Suyu 85 derece ısıtan Su ve Banyo Isıtıcı elektrik âletleri Alevsiz, dumansız ve kokusuz - Hiç bir tehlikesi yoktur . otomatik ayarlı Peşin 66 lira . Bir sene vade ile veresiye 72 lira - d sene vade ile veresiye 82 1/2 lira . kiraayda 75 kuruş S A Ti E Satış yerleri Salıpazarı, Necatibey caddesi No, 428 . 430, Tel: 44963 METRO HAN 'Tünel Meydanı, Beyoğlu, Telefon: 44800 ELEKTRİK EVİ Beyazıt, mürekkepçiler caddesi, Telefon: 24378 KADIKÖY Muvakkithane caddesi, Telefon: 60790 BÜYÜKADA 23 Nisan caddesi Telefon: 56,128 ÜSKÜDAR Şirketi Hayriye iskelesi, Telefon: 60312 Bu aletler; sayfiyede de bınyo ilıtiyucınııı çok ucuz olarak temin eder. NASIR İLÂCI E. NEŞ'ET KiNiN KOMPRiMELERi SITMA, GRiP, NEZLE Bir tek Kinin Komprimesi sizi bü- tün bu hastalıklardan — kur'arır . Eczanelerden Kinin alırken daima 2 lik zarf ve yahut da 10 adetlik tüpler içerisinde , K0 n S E. NEŞ'ET kinini israrla isteyiniz Deposu: Ankara Cad. N<. 88, Istanbul. SALIPAZAR MAĞAZASI 6 Haziran Perşembeden itibaren BSİVÇIde hi SAFİYE KARAKöÖöY ECZANES! Hüseyin Hüsnü — j <37eSece ETEMCRER AT KI ME F UVOMT MK AM — er uu € ŞD DA LN Galata, Karaköy caddesi No. 5 Satılık ev ve arsalar| Satılık yeni hane Meşrutiyet mahallesinde satılık iki| — Tahtakale Telefon Şirketi sıra - Umuümi deposu: İngiliz Kanzuk| Vürça arsa ve bahçeli 12 odalı bir ev| gında Tomruk sokak No. 38 dör: eczanesi, her eczanede bulunur. Ciddi | Nişantaş Vali konağı — caddesinde| oda, mutfak üç tarafı açık, maktu- ve müessir bir nasır ilâcıdır. numara 32 aile kasabr Bay — Hasan| an iki bin liraya satılıktır İçindeki- Hikmetten sorulacak. (4370) lere müracaat. .Umum yaralarda,yamklarda baş ve vücut çıbanlarına karşı SİKATRIN | Kullanınız. Müz'iç istirabınıza — muvaffakiyetli bir tedavi tatbik etmiş olursunuz. Deposu İş Bankası rkasında 12No0:lu MANZON ve BOTTON eeza deposu, M RAGA“TANİN OĞLU - ların sepsini böylece ruhani mahke- mede tekrarlıyarak şahitlik edeceksi- niz! — Fakat.... — Size şahitlik edeceksiniz! diyo- rum! Biraderler, kahramanlığınızı ve zekânızı bütün dünyanın takdir et-' mesini İstemiyor musunuz? Loyolânın bakışından — korkan iki Papa | . hitlik edeceğiz? diye bağırdı- lar... — Size hiç para verdiler mi? — Evet verdiler.., — Bunu da alınız! Loyolü bir çekmeceyi çekerek için- den dolu bir kese çıkarıp Tiboya uzat- | tı. Keşiş derin bir hayrette bulunduğu şu anda kat'iyyen saşırmıyarak kese- yi cebine derhal indirdi. j — Daha çok para alacaksınız! Gü- Zel yemeklerle iyi şarabı çok sevdiği- nizi biliyorum.. — Oh? Pederimiz.... — Fakat din uğuruna — olduğu için bunun bir zarart yoktur. Lüben: — Evet din uğruna... dedi. Tibo da: akikaten kuvvetlenmemiz lâ- zım! diye ilâve etti. — Pek âlâ... Size söylediğim şekilde — Şahitlik edeceksiniz deği mi? — Edeceğiz! — Bu hususta kimseye bir şey söy- Temiyeceksiniz! — Günah çıkaran papasımıza da mı? — Sizi günah çıkarmaktan affedi- Yorum, Anladınız ya?... Yaptığınız bu şeylere dalr kimseye — ağzınızdan bir. BÖöz çıkmıyacak! — Çıkmıyacak.., — 0 hâlde, Deviniyer Tokantasına istediğiniz vakit gidebilmeniz için 1â- xa olan şeye kavuşacaksınız.. Keşişler sevinçle bakıştılar... — Eğer söylediklerimin aksini ya- pacak olursanız sizi diri diri işkence çarkına gerdiririm, İki papasın korkudan dizleri titredi. Çünkü bu müthiş herifin hiç şakası yoktu. — Şimdi rahat rahat gidiniz bira- derlerim... Bunun Üzerine üçü de birlikte so- kağa çıktılar. Tru Pünezin Huşet sokağiyle bir- leştiği yere gelince Loyolâ durdu. Rıh. trm tarafına giden yolu — yöstererek: — Siz buradan gideceksiniz! dedi. Tibo ile Lüben beraberce bir ham- lede cevap verdiler: — Evet peder.. -Manastıra gitmek için yolumuz buradandır, Loyolâ: — Peki, ben de buradan gideceğim su” * ösdiklerimi unutmayınız! Tibo: — Hayır, hayır... Kitapları Mel'un Dolenin matbaasında — hulduğumuza yemin edeceğiz! dedi, Loyolâ etrafına endişe ile bakına- rak: — Sus! dedikten sonra ciddi bir ta- vırla: — Susmayı da bilmeniz — lâzımdır. Bunu da unutmayınız! Sözlerini ilâve etti. Bu emri yerir vermez Etüv soka- ğına daldı. İki papas ta Tıhtımın yo- lunu tuttular. Yalnız kaldıkları zaman Lüben: — Bizden yine bir yalan — istiyor.. dedi. — Din uğruna!., — Bizim gibi zavallı keşişler için ne " — RAĞASTANIN OĞLU — -201 şahıs sokmağa ne lüzum var?.. Gerçi | polis müdürü pek emin bir adamdır, | kendisini tecrübe de ettim, fakat... Gene insan olmaktan başka bir me- ziyeti yoktur, Ben bir emirname yaz-| dim ki Şevketmanbımın bunu imzala- ması kâfidir! Loyola Fransuvaya aşağıdaki gibi yazılı bir kâğıt uzattı: “Bu emirname hamilinin Konsi- yerjeri hapishanesine kabul olunma- gı ve istediği mahpusla konuşturul!- ması ve vereceği her emre kayıtsız ve şartsız itaat olunması için saray ha- pisaneleri müdürü ve Konsiyerjeri muhafizima bu emirname yazıldı.,, | Birinci Fransuva bu emirnameyi imzaladı ve gizli evrakı için kullandı- ğ1 mühürle mühürledi. Loyola bu kâğıdı alarak — eğildi. Krala minnet, hürmet ve teşekkürle- rini bildirdikten sonra veda ederek hemen Luvrdan çıktı, Loyola Parisin en muhteşem ko- naklarından birisini kiralayarak otu- racak kadar zengindi. Bundan başka hangi manaslırın kapısını — çalsa en | iyi surette karşılanacak kadar nüfuz sahibiydi. Böyle oldukğu halde Trua Pünez yani tahtakurusu yuvası deni- len bir çıkmaz sokakta harap bir ev- de oturuyordu. Tru Pünez, Hüşet sokağının s0- aunda idi. Hüşet sokağı da bir taraftan küçük Etüv sokağıma öbür taraftan da Sen nehrinin küçük bir kolunun sol sahi- lindeki Glariyet rıhtımma açılıyordu. Loyola bu suretle hem kendisini rahatsız etmek isteyenlerden uzak kalıyor hem de Luvr'a olsun, Notr Dam kilisesine, Şatele zindanına ol. Bun yakım bulunuyordu. Tru Pünez on kadar evden ve dıhıl doğrusu gemicilerle akşamları — Sen Mişel köprüsü civarında bazı asker- lerle talebelerin gözüne çarpmak için dolaşan fakir kızların ve amelelerin oturdukları sefil görünüşlü kulübe- lerden mürekkep bir yer idi, Loyola ise bu çıkmaz sokağın en nihayetinde oturuyordu. » tüi 8l USTA GREGUVARIN HAYRETİ Loyolanın Luyr sarayını - ziya- retinden bir kaç gün sonra, saat dört buçuğa doğru, yani Deviniyer otel ve lokantasında ışıklar yukıldığı sıra- da buranın iki müşterisi büfeden u- zak olmıyan bir masa başında otura- rak içki içiyorlardı. Evvelce de bir iki kere gördüğü- müz iki serseri, Fanfar ile Kokarder idiler. Bunlar, her zamankinden daha fena kılıklı ve korkunç bir halde olup ara sıra bakışarak içlerini çeki- yorlardı. Bu iç çekişlerine sebep şişlere di- zilerek ateşin üstünde kızaran piliç- lerdi.. Onlar bir kaç gündür geçinmek i- çin pek büyük bir zorluk çekiyorlar- dı. Gerek halkın tedbirli hareket et. mesi ve gerekse devriyelerin pek sık dolaşması iki serserilerin kârma ke- sat getirmişti. Çüç halle — yiyecek ve içecek bulabiliyorlardı. Bundan maada Haşarat Yatağı- nın etrafında bir takım tuhaf şeyler oluyordu. Zabitler dolaşıyor, yerler tesbit olunuyor, hattâ Monklar - bile sık sık görünüyordu. Hulâsa işler pek fena gidiyordu. Lokanta kapısının yanmda oturan Madam Greguvarın oğlu Landri kötü ve çatlak sesiyle gelen ve — geçenlerle Forma: 26

Bu sayıdan diğer sayfalar: