16 Temmuz 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

16 Temmuz 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: 16 TEMMUZ — 1455 eek — — / SUNDAN BUNDAN 50 dakikalık gramofon plâkları j Gramofon plâklarının büyükle- ti dört dakika kadar sürer. Bu * Sün icat edilmiş olan (Oen uzun müddetli plâkm fasılasızca çalın- ması 20 dakika kadar sürebiliyor: Fakat bunun daha uzun müddet lisi iki Alman muhterii tarafından ortaya konmuştur.Tam bir saatisn ©n dakika eksik bir zaman içinde boyuna dönerek çalıyor. Bu plâk, bilhassa uzun söylev- leri (nutukları) hiç ara vermeden Zaptetmek için icat olunmuştur. Mekteplerde £ çocukların iyi söz “öyliyebilmesi zemini üzerinde de ullanılacaktır. Ayrıca körler mekteplerinde de “Yüksek sesle okutmak,, usulüne bu plâkların büyük yardımı ola - SaĞI sanılıyor. işidilmemiş bir davâ Pariş mahkemelerinden birin - de adı bile tuhaf olan bir davaya bakılmaktadır. “Karınca savaşı! | adı verilmekte olan bu dava Van girad mahallesinde kocaman bir| Apartımanı üç yıldır kasup kavur * makta olan karıncalar yüzünden şıkmıştır. Bir emlâk şirketi bundan üç Yıl önce binalarmdan en güzelini bir otelci şirektine kiraya vermiş- ti, Otelçi şirketi apartıman dai - telerini İngiltere elçiliği siyasal koryesine, üç tane deniz sübayımna, dört “doktor ve bunlar gibi daha bir kaç ünlü müşteriye kiralamış- k İste bu kiracılar, gayet lüks dö- tenmiş dairelere yerleştikten son * "a da dram başlamıştır!. Apartı -| Man baştan aşağı milyonlarla ka: | Fincanın barındığı bir yuvadır - Büfeler, mutfaklar, reçel kavs- Dozları hep berbad olmaktadır; iracılar bile yataklarında otur - dukları yerde bu hayvanların sal- dışından © kurtulamamaktağır. Kadınlar küçük karıncaların gi - | dıklamasından, erkekler de kaşm” | a bir türlü baş alamamakta- ar, Du kadar rahatsızlığa çar- bula tak biricik yer mahkeme kapısın dan başka neresi olabilir?. Kiracıların hepsi kontatlarının feshi için hâkime baş vurmuş hat- a taşınma masrafı gibi zarar V€ *İYan bile koparmışyardı- yp aris gibi kalabalık bir yerde yle güzel bir apartıman uzun Uadıya boş kalmaz a., İlk ünlü acılar çıktıktan sonra başkala- " gelmiş, fakat bunlar da çok #*çmeden ohem £ konturatlarını İcahettirmiş, hem de birinciler gi" 'İ zarar ve ziyan almışlardır. tazminata mahküm o lan otelci şirketi de beşinci hukük hkemesine istidayı dayayarak | Mal sahiplerinden 200.000 frank 'âr ve ziyan istemişlerdir. Mal sahiplerinin avukatı Leg - Tand, — Fakat bizim apartımanımıza N rıncaları sizin yabancı kiracı rmız getirdi. — .Nitekim müte « hast da bu kızıl ye iantinli olduklarını söylüyor - ar, Diyor, Öbür yandan da otelci- erin avukatız milyonlarla karn- “A getirmedi ya! Üç yıldır bunla- rutamadık. Her halde sizin apar- tımanmız karmca üremesi için ga” yet elverişli bir yapı olacak!.,, » Diyor.. Bakalım dava ne neti - ce vereck?. Yavru maymun nasıl beslenir ? İnsanın küçüğü, anesine bir hal olduğu zaman bir nevi emzik- le sütünü alır. Fakat hayvanm, yahut — insanım aslı olduğu söy- İenen — maymun yavrusunun a * nasından ayrı olarak nasıl beslen- diğii biliyor musunuz? Geçenlerde £ Londra hayvanat bahçesinde, yeni doğmuş bir may- munun anası hastalanmıştı... İkisini biribirinden ayırmak lâ- zımgeldi. Fakat yavruya her gün muntazaman bakıldı... Bakıcılar- İ dah biri keğdisine sütünü Yeri » “yordu. Fakat insâh” “ yavrularına yapıldığı gibi emzik ve şişe ile de- ğil, mürekkepli kalemle... İkuşlar bir fili ayağa düşürüyor Bu tabir sizi şaşırtacaktır. Fa - kat Amerikada 108 yıllık bir EN sahiden bugün kuşların gagala - ması yüzünden dizüstü gelmek ü- zeredir. Ama biliyor musunuz ki bufil rikaya ilk getirilen filin hatırası olarak yapılmıştır. Son zamanlarda bu filin dizle- rinde âdeta mitralyöz yemişe ben- ziyen birçok delikler görülüyor. Bu delikleri kuşlar, gagalamalarla yapmıştır. Fakat tarihi file bu de likler zarar verdiği için filin ba- caklarını madeni sargılarla kapa mak ve kuşların galamasının önü» ek istemişlerdir. “adi de filin dizlerine bu ma- deni sargılar ağır geldiği için ko- ca heykel düşmek üzeredir. Ama, Amerikalılar, yeni ve da- ba kuvvetli bir fil yapmak istiyor- lar. ki elbiseler v ziyafeti Ziyafetler türlü türlü olur. Ba » zan, hayır cemiyetleri için müsa - kan paralar yoksullara, yalrut yoksul hastalara gider. Amerikada yeni usül bir ziya - fet çıktı. Buna “Eski elbiseler zi - yafet,, deniyor. Zengin bir kadın veya erkek birçok tanıdık zengin- leri evine öğle m ee şartla ki, her gelen zengin ken- peki kullanılmış elbiselerinden İ bir takım da beraber getirecektir. Sonra bu elbiseler topla! ine verili Ta karşı en şiddetli savaşları açtı” ız halde bir türlü kökünü kw yoksul müessesesine ilmekte * dir, odundandır.Ve 108 yıl önce Ame- | HABER — Akşam Postası "Ejderlerin ülkesi inde Seyahat Türkçeye çeviren: Ahmet Ekrem Keşişler doktorluk, shih ve No. büyücülük te yaparlar ve halktan bir çok pa Çin hakkında olan kitapların en.İyi- sini yazan Doktor Welis Williams “Orta Krallık,, adlı eserinde burası için dünyanın en eski mihrabıdır di- yor, Konfuçyonizm'de putlara dair ba- his olmadığı gibi bunlara tapmak da yoktur. Bu, hem 'Tanrı birliğine, hem de her işin Tanrıdan geldiğine ina - han bir inançtır. Şimdi Konfuçyo ta- pınaklarından birine gidecek olursa- İ nız orada ne bir put, ne de bir resim görebilirsiniz. Yalnız Konfuçyo'nun tabletler üzerine yazılmış düsturlarını okursunuz. Bu tabletlere tapmılma » maktadır. Bunlar oraya halkm üstün- de bu kadar tesir bırakmış olan bir adama saygı göstermek için konmuş- tur. Konfuçyus'un genel inancma dair bu kadar söz yeter. Bunun bir de ö - zel (hususi) yanı vardır ki atalara tapınmak inancı ile sıkı sıkıya bağlı- dır. TAOİZM DİNDEN ZİYADE BIR SİHİRBAZLIK İŞİDİR Çinde bir din daha vardır. Buna Taoizm adı verilmektedir. Şimdi daha ziyade büyücülük ve sihirbazlık biçi - mine dökülmüştür. Eğer yüzüğünüzü kaybedecek olursanız bir Taoizm ke- şişine gidersiniz, onu bulur. Eğer ge- leceğinize dair ne olacağını bilmek isterseniz, bu işi söyliyecek bir Tao - izm papazı bulursunuz. Bu Taoizm keşişleri doktorluk da, Bi ein ellial berip dek nd ös tan pek çok paralar sızdırırlar. Bu - nunla beraber şimdi Çin yaşayışının genel gidişi üstünde ne Budizmin ne de Taoizmin hususi bir tesiri yoktur. Konfuçyonizm'in ahlâki cephesi di- ni cephesinden çok daha önemlidir. “Hayatın sevk ve idaresi” demek olan klâsik Çung - Yung kitabından bir iki parça bu dinin ahlâki yasa Üzerinde ne derin tesirler bıraktığını göstere - bilir: “İnsanda tanrısel ahlâkın yasası ne büyüktür! Bu geniş ve sınırsızdır, ya- ratılmış bütün eşyaya doğum ve can verir, Göklerin tâ özüne kadar yiikse- lir. O ne azametli ve harikulâdedir! İnsan sosyetesinin ve medeniyetin bütün kurumları, yasaları, âdetleri, hep oradan çıkar. Bütün kurumlar iş- liyebilmek için adam oğlunu bekler» TeTam Ahlâki adam, ahlâki tabiatının yü- celiğine ve kudretine derin saygı gös- termekle beraber, bilgi peşinden koş- maktan, onu araştırıp elde etmekten' ra sızdırırlar Kısa istirahat uzun çubuk Bu liman işçileri, bir vakitler Alma nlara kiralanmış, dünya savaşında Japonlar tarafından işgal edilmiş olan Çingtao rıhtımında şöyle bir iki dakikalık istirahat için uzun çubuk larını tüttürüyorlar. Çingtao 1921 . 22 Vaşington konferan sile tekrar Çine verilmişti nişletirken en küçük teferrüatta bile en doğru düşünceyi kazanmağa uğra- gır, En yüksek şeyleri anlamağa ça- balarken bir taraftan da ahlâki düze- ne elverişli basit ve âdi bir hayat ya- şar. Elde ettiğini gözden geçirirken, bilgisine boyuna yeni yeni bilgiler ka- tar, “Namuskâr ve basit bir adam s1fa- tile sosyal yaşayışın yasa ve ddetleri- ne saygı gösterir ve itaat eder, işte kle çıkınca onurlanmaz, madun bir mevkide olunca de boyun eğmekten çekinmez... İşte ahlâki adamın tarifi DUĞU vr Konfuçyo öğütlerinin, kamu yaşa- yşı üzerinde fevkalâde bir tesiri var- dır. Çocukların yüzlerce ve yüzlerce yülardanberi gördükleri yegâne tahsil Konfuçyus klâsiklerine inhisar etmiş- tir. Çocuklar bunları ezberden Öğ - renmektedirler, “Hayatın sevki idaresi, adlı kitap - dan alacağımız başka bir parça Kon - fuçyonizmin “fevkattbliye,, işlere ne kadar az ehemmiyet verdiğini göste - recektir; “Fevkattabiiye kupvetle bir ahlâki ger çeklikler sistemi ne kadar güzel gö - rünürse görünsün, deneme ile doğru » luğunu ölçmek kabil olmadığından bu na inanmak gerekmez; inanmak ge - rekmiyen şeylere ise halk hiç bir vakit itaat etmiyecektir. Sadece dinyevi kudrete elverişli ge- len bir ahlâki gerçeklikler sistemi say gıya değmez; saygıya elverişli olmu - fariğ olmaz, Bilgisinin çerçevesini ge- yan bir iş te inanmağa değmez; inan - işte size bol havuç ve turp! yoktur. Sokak satıcıları mallarını böyle sırığa asıl. ayak satıcılarıdır. Çarşılarda, so- kaklarda, her yerde bağıra bağıra mallarını satarlar. Bazıları boynuz boruları üfliyerek, kimisi de saz çalarak müşteri çekerler , Çinde işportacılık mış sepetler içinde satarlar. Bunlar mağa değmiyen bir işe halk itaat et mez, İşte bunun için ahlâki her sistem, adamın kendi öz vicdanına tayanmalı- dır. Bu, adam oğlunun müşterek tec “ rübesile tasdik edilmiş olmalıdır... KONFUÇYO MASALLARI EVLADIN İTAAT ETMESİNİ SÖYLER Konfuçyonun ahlâki sistemi hayatın pratik sevki idaresi için bir yasa olmak bakımmdan, familya münasebetlerini ve bilhassa evlâdın büyüklere #tantine! sıkı bir surette bağlıdır. “Evlât dokto- rini, ödevi sözüyle türkçeye çevirebi - leceğimiz Hsino Çing (kitabı der ki; “Şakirtlerden birisi ahlâki tavır ve hareketin ilk kaidesinin ne olduğunu sorunca Konfuçyos şu cevabı vermiş - tir: “Çocukların ana ve babalarına kar- şt olan vazifeleri öyle bir kaynaktır ki bütün faziletler buradan çıkar ve burası tahsilimizin noktası » dır. Şimdi otur da, bunu izah edeyim: Vücudumuz, saçımız ve derimiz hep si ana ve babamızdan çıkmıştır. Bu se beple ana ve babamızı hiçbir surçile incitmemeliyiz. Çocuğun ilk ödevi şir dur: Dosdoğru bir hayat yaşamak. 1 yi bir ad ve san kazanmalıyız böylece ana ve babalarımıza ün (vermeliyiz. Bu da bir oğlun son ödevidir. Demek ki oğlun birinci ödevi ana ve, babasının her isteğine karşı çok dik - metine sadakatle hizmet etmektir. En, sonu da kendine İyi bir ad kazanmalı" dır, . Bu kitabın arkasında “evlât itaati- nin yirmi dört misali, adlı bir fasıl vardır. (o Bunların hepsi (o birer! masal halinde gösterilmiştir. İşte bu masallardan ikisi: “Han sülâlesi günlerinde Kuo - Çu adlı yoksul bir adam yaşardı. Ru ada” mun iç yaşında bir oğlu vardı. Evde yoksulluk o kadar şiddetli idi ki bül yük anne kendi o yiyeceğini ri. dini oğluyle Kuo bir gün kasına dedi ki; — Annemizi besliyemiyecek kadar, yoksuluz. Çünkü zavallı kadın kendi yiyeceğini çocuğumuzla paylaşmakta dır. Niçin biz çocuğu gömmiyelim? Bi ze bir çocuk daha doğabilir. Ancak gri- den ana hiçbir vakit geriye dönmez., Karısı bu teklife itiraz edemedi Kuo da hemen üç ayak boyunda bir çukur kazdı. Çukurun dibinden birdenbire altın dolu bir kâse çıktı. Kâsenin üs- tünde şu yarı okunuyordu: “Evlâtlık ödevini bilen Kuo - Çuya gök bu armağanı gönderdi. Bunu hâ - kimler müsadere o edemiyeceği gibi komşular da senden alaınıyacaktır,,... (Devamı var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: