27 Temmuz 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

27 Temmuz 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 TEMMUZ — 1935 tevkif Nevyoerktar. yaztlıyor: Son günlerde bütün Amerikada dedikodu uyandıran büyük bir re- Zale: meydana çıkmıştır.. Hidiıe; Yüdur: Alfced - Jean Le Blanc #le fev- kalâde güzel kavısı konJilerine Va #ingtomun kibar sosyetesinde ga - Yet iyi bir yer kazanmışlardı. A - Yan üyeleri, bankerler, diplomat - lar hep gerç karı kocanın salon - 'Arında toplanır, sofrasında yemek Yerlerdi. | Madam Le Blanc, 1934 yılında Amerikanın, güzellik kraliçeliğine | teçilmiş ve Miss Baltimor lâkabını ! Azanmış, gerçekten — nadide bir güzeldir. Kocası ise, chyorkun; eı_-. açık göz bankerlerinden biri - | n!n ortağıdır ve — bankerde böyle | ir ortak bulmuş olduğundan se- Vinmektedir. Bir gün Le Blanc lüks apartı - Manının salonlarında oturmuş en Pahalı sigaralardan birisini tüttü - Yüyor ve böylece tenbel tenbel dal ga geçiyorken, sokak kapısı acı a- ©1 çalınmıştır. Birkaç dakika son- | Ta, başdan ayağa kadar silâhlı al- | ti kişi, gayet şık uşağı bir kenara | iterek salondan içeriye girerek iç- lerinden polis müfettişi Van De - Yen; -— Kanun namına sizi tevkif e- | Yorum ! Diye bağırmıştır. Le Blanc hiç istifini bozmuya -| rak: __33'-1 giyininceye — kadat lü'fen Söyle istirahat buyurmaz mts:ız? ç Dedikten sonra, yavaş yavaş ve 1Ç telâş etmeksizin üstündeki i - Dek piamaları çıkarmış, tıklım 'tıkşık dolu olan elbise dolabmdan ©n büyük teriznin makasından çık Miş $ik elbiselerini giymeğe baş * amıştır, Bu sırada da madam Le Blanc “'l_l)'l girmiş, kocasını altı polis Müfettişi arasında görünce, şaşı - Tıp İıılıııııln'. Polis müfettişi Van 'Aven de zavallı kadına Le Blanc Tn Mona Real şehrindeydi.Banka Yi soymak süçile Kanada polisi ta- Tafından aranan — Nevin adlı hy - düttan başka kimse olmadığını an atmıştır. Madam Le Blanc bunun üzeri - NE sırtüstü düşerek bayılmış, sa * :tı.h:ıydııt ise gene soğuk kanlı - -— Karım, benim geçmişimden hiçbir şey bilmiyordu. Birlikte ne Mes'uttuk ! ü nıııı'ı;ıir. , Polisler büyük bir itina ile gi * Yl'ııııi, ve tuvaletini bitirmiş olan ibar haydudu, alıp götürmüşler -| ir, “ Vaşingtonda Le Blancnm apar- timanına polisler girerken, Balti - Mor şehri polisi — müfettişleri de Zengin bir yurrtdaşın apartıma - Tına götürülmüştür. Bu ikinci adam da dosdoğru götürülmüştür. b İşte böylece bir Amerikan ha - ——— » Amerika güzellik kraliçesinin kocası Fedıi banka soyan bir haydutmuş Hilesi meydana çıkınca edildi mişdir. Bunlar Nevin ve Desroşer | adlı iki ortak soyguncudur. Montreal şehrinde mühim bir sigorta şirketinin acentası olan Ne vin, hayatını iyi geçirecek kadar para kazanmakla beraber lüks ve sergüzeşti seven bir adamdı. 3 İkincikânun 1934 akşamı ya- zıbanesinden çıkmış — ve kapıda beklemekte olan lüks otomobili - ne atlayınca şoföre “Kristof Ko -| lomb sokağ-ında Rüvayal Banka - sına,, emrini vermişti. Şoför, AL| fred Desroşerden başka kimse de- ğildir. Yakışıklı sigorta acentası oto - mobilde gözlerine gözlük, başına bir kasket, sırtıra da avcı biçimi kadifeden bir elbise geçirmiştir. Bankaya taarruz gayet süratli olmuş ve ancak iki dakika sürmüş tür, Nevin dehşet içinde kalan vez- nedarın kendisine verdiği 11000 dolarla birlikte Bankadan çıkar -| kca soğuk memleketlerde herke- sin giydiği lâstik galoş ayağından kaymıştır. Bunu yerden alayım der ken, elindeki tabancası da düş - müştür. Galoş vetaabnca gibi şeyleri soyulan bir yerda bırak - mak iyi değildir. Soyguncu ne lursa olsun diyerek bunların ikisi- ni de almış. ve otomobiline atla - yınca, belki de birisi tefrik etmiştir düşüncesile şofö - rüne: izlerimizi Haydi ezhirden — çıkalım da sonra düşünürüz ! demiştir. Nevin düşüncesinde yanılma - mıştı, İki mektep çocuğu taban . canın düştüğünü görmüşlerdi ve polis hafiyesi rolünü oynamak he- | vesile esrarengiz otomobilin nu * marasını almışlardı. İki ortak he- men Kanada sınırlarını aşark A- merikn topraklarıra sığınmışlar - dır.Her birisinin cebinde yüzer bin dolar vardı. Bu para soymuş ol - dukları yedi bankadan topladık - ları servetti, Kanada hükümeti — Nevini ele geçirene 5000 dolar mükâfat va - detti. Baltimorda yaşıyan hususi bir polis hafiyesi gazetelerde Nevin ve Desroşerin soygunculuk hikâ - yesini okumuş ve tam on ay bir iz yakalıyabilir miyim diye uğraşıp durmuştu. Güzellik kraliçesi Miss Vera Lee Daytonun evlenme töreninde tesadüfen bulunan bu polis hafi - yesi, Nevinin yüzünü görür gör - mez gazetelerde okudukları hatı - rma gelmiş ve yeni baştan takip -| lere girişmişti. Dört ay yorulmak bilmiyen bir çabalamadan sonra | her işi meydana çıkaran polis ha- fiyesi Amerikn polislerine mesele Yi bildirmiş olduğundan iki soy: guncu yukarıda anlattığımız gibi yakalanmısla- *- Kanada polisine teslim edilmişlerdir. Polis hfiyesi Kanada hüküme - - |meydandadır.Turist yani Seyya | Çehemmiyeti) meydana çıkar. tinin vadetmiş olduğu 5000 dolara in kalm duvarları ar - kasında ( şerefli yurttaş birleş- kavuşmuştur. HABEK — Akşam Wostası vi Seyyahların başından geçen Pişmiş tavuğun bile başından - geçmiyor İstanbula maalesef pek sey rek gelen seyyah kafilelerinden bir görünüş Son yıllar içinde, bütün dün turist çekmek için yapılan cal memlekete İki noktadan fuyda verir- Birincisi, © memlekette Gte beri nla- rak buna mukabil para bırakır. Sey - yahların gene de bıraklıkları parala - | rın Paris gibi bir şe değil de milyarlarla nüne alınacak — olursa bu işin önemi | çüldüğü gözü Ikincisi: O memleketi tanırlar. Bu suretle memleket besabına mükem - mel bir propaganda yapılmış olur. Bir senede bütün dünyada seyahate çıkan kimselerin sayısı milyonlarla - dır. Ve dünyanın her memleketi bu a- kını kendi taraflarına — çevirmek için canla başla çalışıyor. Bunların aıasınî da Türkiyenin vaziyeti cidden ağla - nacak bir haldedir. | Gerek tabiat, gerekse tarih izerle - ri Jeserleri) Türkiyeyye, bu arada bil hassa İstanbul ve Bursa gibi şehirle- rimize dünyada görülmeğe değer en | büyük mazhariyeti vermiştir. Dünya da pek az şehir İstanbul kadar meş - hurdur. Istanbuldaki gibi harikulâde manzarala ni başka hiç bir yerinde rastlan dense — mübulüğ: edilmemiş olur. akmının en az uğradığı yerlerden biri İstanbul o- luyor. Hele bir memlekete asıl en bü- yük Caydayı veren bir hafta, on gün, | hattâ bir ay kalao seyyahlardan İs - tanbule hemen — hemen bir tane bile | gelmiyor! Daha dün açılan Varna plâjma ve şehrine giden seyyahların bize gelen- lerden kat kat yüksek bir yeküne var- dığını gözönüne alacak olursak bu va- | ziyet karşısında ağlamaktan başka &- den bir gey gelmez. Ben bir kaç gündür. — bu mesele ile | uğraşıyor, ve — memleketimize gclnı,î ve burada para birakan — sey yahların neden dolayı azaldıklarını tetkik edi - yorum, İlk önce seyyalların pasaport ikamet müsaadesi gibİ işlerinin nasıl görüldüğünü tetkik ettim Ve öğrendim ki Tütkiyede bu işler, facia denecek, ve bir seyyahı gelip ge- leceğine bin kere pişman ettirecek des recede kötü idare edilmektedir. Bakın | | bu işirle yakmen alâkadar olan bir rzat ne diyor: — Evvelâ memleketimize gelen bir vapurda transit olarak bulunan, ve vi- yapurdan ze almamış olan bir kimse dir. Bunu da elbette kimse vermez, Buna mukabil geçenlerde bir iş için gitmem Tüzrma ordu. Va » uz Köstenceye de uğrıyacaktı. Ren Romanya için vize almamıştım. Buna rağmen vapurda otürürken ya- mıma vapurda bekliyen polis memuru yaklaştı: Neden dolayı çıkıp dolaşma- dığımı sordu. Vize meselesini söylediğim zaman güldü. Birkaç saat çıkıp — dolaşmak Jüzüum olmadığını östenceye çıktım. Do- ştıktan sonra güzelce bir de yemek yedim ve geriye döndüm. Üstelik va - purdaki polis memuru bana teşekkür de etti. Çünkü o seyyahın kıymetini biliyordu puru Gelelim asıl meseleye: Istanbula gelen bir seyyah İstanbul da birkaç gün oturmak, havasından, plâjından istifade etmek evvelâ Vapurda polis köntrol defterinin 30 sualine — cevap yazmak mecburiyetinde Ondan sonra in- diği yerde 24 saat zarfında ayni sual - leri havi iki beyannameyi daha dol - nak, ve 15 kuruşluk pul ve birçok fotoğraflarımı yapıştırarak imza - lamak mecburiyetindedir. Bu beyannameler dördüncü şubeye giderek « a büyük bir deflere ge - Istanbuldan ayrılacağı günden ay rıca bir huruç vizesi alması lâzımdır. Bunun için y defterlere uzun, uzun yazılar yazılır. Resimler | yapıştırılır, imzalar atılır. Bu huruç vizesini almakla seyyah i- şini bitirmiş değildir. Ayrıca vapura binerken de salonda — mini mini bir pencerenin önünde bir memura pasa portunu tetkik ettirmek, yeniden ka rakaplı defterlerdeki 30 sunle cevap vermek zorundadır. Eğer seyyah memlektimizi beğen - miş, ve on günden fazla olurmağa ka- rar vermişse bu takdirde ikamet vesi- çe len koca, kası alması lâzimgelmektedir. Bu ve - sikayı almadan huruç vizesi alamaz. ah mıntakasındaki po lis merkezine müracaat eder, Merkez bu adamı kazanç vergisi borcu falan r diye evvelâ maliye şubesine Maliyeden borcu olmadığına dair kâğıt getirdikten sonra bir defa da yol vergisi borcu var mr dır diye idarei hususiyeye gönderir. Oradan da kâğıt ister Tabiatile seyyahlar dil bilmedikle « rinden bu karışık ve çetrefil işlere bir takım simsarların eline düşer. Bu tak dirde Allah yardımcıları olsun. Zavallı memleketimizin âşıkı, hüsntl niyet sahibi seyyah İstanbulda beş al- ti gün kalmak için bir ikamet ve « sikası almacağını bilmiyorsa bu tak - dirde başma neler gelir, bilir misiniz? et basit.. 5 lira para cezası ver- âzımdır. Fakal gelgelelim bu 5 liranın tahsili polisin vazifesi değil - dir. Maliye şubeleri de mahkeme ka- rarı olmadan para alamazlar. Binaen- aleyh zavallı seyyah batezkere doğru ceza mahkemesini boylar. Hâkim kâr âşina bir zat olduğun. dan muhakemeyi hemen görüp hükmü bastırırı: Fakat, o gün fazla celseler akdetmiş ve yorulmuştur ki ekseriya vaki olan budur — o gün dursma için bir gün taylun edilir. Antrpa - rantexz şunu — da söyliyeyim. Mesele mahkemelerin tatil oldukları bu mev sime isabet ederse seyyahın vaziyeti « ni düşünün. Neyse duruşma günü gelip çattığı. vakit hâkim meseleyi gözden geçirir. Esasen suçlunun bu nevi — mahkeme - lerde itiraza hakkı olmadığından hük mü verir, Derhal karar çıkar, Şüp - he yok ki bu kararın da âyrıca başka müsalt bir vaktinde zapıl kâtibi la - rafından yazılması, ondan sonra da re is tarafından tetkik ve mühürlenmesi Tâzımdır. Bundan sonra fedakâr sey - | yah maliye şubesine giderek 5 lirayı tırır- Aldığı beraati zimmet tezkere sini merkeze getirir. Orada efterler - den defterlere tescil, tescil.. Kayıt, ka yıt. Nihayte ikamet vesikası elde e - dilir. Ondan sonra huruç vizesi almak için de evvelce yukarıda yazdığım mu melelere girişilir. E insaf edin! bu — vaziyet, bu feci kırtasiye hangi seyyahı yıldırmaz Za- yallı adam, günlerinin komiserlik da- irelerinde, mahkeme — koridorlarında geçtiğine mi, yoksa insafsız simsar « lar tarafından yolunduğuna mı yan « sın? Bir taraftan da korkunç kırtasiye i- şinden hükkümet cok zarar ediyor- Bu lüzumsuz işler için fakir bütçesinden dünya kadar defter, —memur parası çıkıyor- Ayni suallerin ayrı ayrı yer « lerde ayrı ayrı defterlere yazılmasın na ne fayda var. Zaten vapurlar limana geldiği za - man kiminin Manifestosunda gelen ee nebiler hakkında kâfi derecede malü - mat vardır. Bir inecekleri öotelin israi noksandır. Doğrudan doğruya bunla - vın bir kopyesi alınsa, ve otel isimle . ri de ayrı ayrı sorulüp — ilâve edilse olmaz mı? Buz gibi olur, Tekrar ediyorum: Bizim burada si - nek avlamamıza mukabil Varna, Ati » na gibi komşu memleket şehirlerinin hınca hinç memlekete — para birakan seyyahlarla dolmasının biricik sebebi | seyyahlara karşı gösterilen kolaylık - tir. Memleketimize para bırakacak ye- ni Türkiyeyi görüp — anlayarak kendi memleketlerinde bizi propaganda ede- cek seyyahlara ihtiyacımız varsa ilk önce bu işi kökünden halletmeliyiz. Yoksa emin olalım ki yukarıda yaz- dığım tam manasile feeci kırtasiye mu ameleleri dururken ecnebileri memle- ketimize getirmek için ne yapsak, ne musraf etsek nafiledir, boştur. Yazıktır, günahtır yahu! Murad SERTOĞLU

Bu sayıdan diğer sayfalar: