13 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

13 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. Tefrika numarası :33 Yazan:(Vâ-Na) Yerden bitme iki karış oğlan, belindeki Bursa bıçağını çekerek bir şikâre doğru ilerliyen kaplan yavrusu gibi sürüne sürüne yürüdü! Geçen kısımların hülâsası Hızır Reis, düşman gemilerini kendine baskın vermek istedik . leri bir yerde yakalayıp yak - muş, mahbelmiştir. Yalnız bir gemi kaçmak istemiş, fakat o da zincire çarparak kıyıya sap. lanmıştır. Şu esnada Hızır ve cengâverleri uzaktadırlar. Ka - dırgalarındaki miktarı az Türk ler arasında Hızırın o evlâtlığı küçilk Hasanla artık bunadı diye ismi çıktığı (için çocuğa Tata tayin o edilen Ali amca da vardır, — Demek korsanlığa gidiyo- rum, Ali amca!... — Peki, palan hazır mı, Ha - #an?.. Hızır reis sana dün gece ne demişti, unuttun mu... Gemiyi &sir alasaksın demişti. Önüne geleni doğrayıp bu koca yelkenli- Bin içine girebilecek misin? Yal - 39: başma one esir edecek misin?.. Hasan korsan? Gazaya yaklaştıkları için, Ali amcanın, dün geceki kederi dağıl- mıştı; Çocukla böyle şakalaşıyor, Sür kahkahalar atıyordu. Burnunu 2898. barut, kan, kokusu, kulağını duz ös ie ? Küçük Hasan, belinden mini miai bir Bursa bıçağı çıkardı: — Palam küçük amma, işte, var,.. . dedi, - Bunu reis bana ver: di. — Peki, bununla gemiyi esir alacak mısın? — Yâ kısmet!.. Dur hele baka- lm... Bunu öyle büyük bir imanla fa- kat o kadar komik bir sesle söyle- di ki, daima abus olan Çelebi ile| Matem içinde yüzen Zübeyde bile larını ona dönüp gülümsemek- teni kendilerini alamadılar. Gemi karaya yaklaşmış ve su- Ya Sir filika indirilmişti. Ali; | — Yürü bakalım, Hasan kor - san! - dedi. Küçük kahraman, büyükleri taklid ederek, baş geride, göğüs kabarık, kollar göğdeden ayrık, Ağır ağır yürüdü! Buna rağmen, kayıkta kürek çe kenler acele ederek sahile vardı - lar. On altı kadar babayiğit Türk denizcileriydi. Bizzat Evliya reis, onlara kumanda ediyordu. İçlerin. de en ihtiyarı Ali amca, en genci de, tabintile bizim küçük Hasandı. getirdim, almana da izin verdim, Ali amca... Fakat, Hızırm #wri malâm... Çocuğa bakacak - #m... Hem de sandalmarzı bekle MİŞ olursun... Seniki pek büyük bir vazife ver- — istiyormuş gibi, parmağını sal adış” e — Buralarda kim bilir, esir ol- mamak gayretile denize açılmak isteyen kaç tane kılıç kaçkmı Bi ristiyan askeri yardır. Onun için, filikayı beklemek mühimdir... Mu- kayyet ol!.. Böylelikle, vazifesinin ehemmi- yetine onu da inandırarak zavallı ihtiyarı teselli etmek istiyordu. On dört korsan, iğri kılıçlarmı sıyırdılar. Kedi ve kaplan cinsi mahlâkların bir av peşinde gittik- leri sırada çömelmiş ve atılmağa mübeyya şekilde ilerlemeleri gibi, ağaçlıklar arasında âdeta sürüne- rek yürümeğe başladılar. Küçü - cük yarım adanın öte tarafında, yani bir kaç yüz metre ilerde, düş- man gemisi yan yatmış duruyordu. İçinde hiç bir hareket yoktu. Belli ki, kim var kim yoksa, onu terkederek çil yavrusu gibi dağıl- mışlardı. Ali amca ve Hasan, gidenlerin arkasından hazin hazin baktılar. Ne yazık bu ganimet .ziyafetinde ikisi de hazır bulunmıyacaklardı. Evliya reisin verdiği vazifedeki manasızlığı ikisi de anlamıştı. Kiye geldii. — Usullacık biz de gidelim!... * dedi. — Yok, hayır.. — Niçin?.. — Biliyorum, başımdan savmak için yaptı, Fakat, ne de olsa bana vazife verdi. Bu sandalı bekleme. ğe mecburum! Ayrılamam. — Peki, ben?.. Bana bekle de- medi... Haydi, Ali amca... Oh be- nim Ali amcacığım!.. Ne olursun? İzin ver de, ben de arkalarından giderek ne yaptıklarına bakayım.. Ali. kaşlarmı çattı: — Olmaz! — Neden? — Çünkü sen de bana teslim . sin! Hasan, evvelâ pek mahzun ol- duysa da, sonra, ihtiyarı kandıra- cak bir söz bulduğu icin gözleri zekâ ile işıldadı; pek memnun ol. du. Sesini hem tatlılaştırıp hem sertleştirerek: — Sen vazifeni anlamamışsın galiba! Ali şaştı, Ağır ağır başını çevirerek: — Sebep? — Beni sana ne diye teslim et- ler, düşünsene! Yanında alıko . ii ei et diye mi . Sen lala değilsin, estağfurullah... Ihtiyar isyanla: — Tabii Jala değilim... Çocuk, onun en ince yerine do- kunmuştu: — Sen, benim hocamsın.. e na korsanlığı öğretiyorsun... Çün. kü çok tecrübelerin var. | Ali amca, arkası ne çıkacak di- ye dinliyordu. Bacak kadar oğla 4 i — E?.. « dedi. Ye — Esi böyle işte... İşte tam fır- satı geldi... Bundan âlâ ders ne olur?.. Bak beni, korsanlarm ne yaptıklarına bakayım, belki bir - şeyler öğrenir, kaparım... Sen de vazifeni görmüş olursun... Bu mantrka akar sular durur - du. İhtiyar verecek cevap bulama- dı. Kendi bu kayığa bağlanıp kal. dı diye bu yavrucağın da yerinden ayrılamaması lâzım gelmezdi ya... Ağzından şu sözler çıkmış bu- lundu: — Haydi git bakayım... Git a- ma, ağaçtan ağaca saklanarak yü- rü... Sana bellettiğim gibi, usulile sokul.. Kimseye görünme.. Başm sıkışırsa da haykır.. Oradan bura- sr ne kadar yer?... Yetişirim... — Olur.. — Haydi uğurlar olsun.. Hasan, Alinin elini öperek ba- şına koydu. Ali de dudaklarımı o- nun alnına değdirdi. Sonra, arkasından » biraz da gıbta ile - gülümsiyerek baktı. Yerden bitme iki karış oğlan, belindeki Bursa bıçağını, demin - kilerin iğri kılıçları gibi çekmiş, kedi tarzıyda . hayır! - kaplan yav| rusu tarzında bir şikâre doğru, sü- rünerek ilerliyordu... Hocası ona pek mükemmel ders vermişti belli!... Bir ağacın kökün. den ötekine sıçrıyor, çıt bile çı karmıyordu. Böylelikle, yarım adanın zemi- nindeki hafif yokuşu çıktı. Şimdi, önünde, körfez, tabak gibi görü - nüyordu. Düşmanm bortonu, işte şu « . ğaçlıklı yokuşun sahiline saplan - mış, yan yatmıştı. Hasan, bir çalılığın dibinde saklanarak aşağısını seyretti, Dikkatini ilk celbeden şu oldu: “— A... Aşağıda on yedi kişi var... Ne münasebet?.. Kayıktan on dört kişi çıkmadılar mıydı?... Aralarda üç tane de hıristiyan elbiseli asker var... Biraz daha bakmca farkma var dı: “— Ha.. İbrahim, Cafer ve Ke. mal elbiselerini değiştirip onlara katılmış da onun için on yedi kişi olmuşlar...,, Bu üç korsan pek telâşlıydılar. Evliya reise diyorlardı ki; — Bortonun cephaneliği nere - deyse patlıyacak.. Eyvah.. Gördü. nüz mü işi?... | (Devamı var) m a Nr BE İstanbul Belediyesi Bugün saat ŞehirTiyatosu | 10'da il Çocuklara ' Saat 15 te | LL YARASA Akşam saat 20 de İ YARASA | nm bu derece lâfzan ve kurnaz © Od ha Sİ va Tuşuna şaşıyordu: : ; İtalya ekonomik tedbirlerden müteessir olacak mı ? Bu Alman demir sanayiinin inkişafına yeni bir kapı Son birkaç gün içinde Cenevreden; gelen haberlere göre Italya aleyhine, nihayet ekonomik tedbirler tatbik e- dilecek. Demek ki İngiltere istediğini yapıyor. Fakat bu vaziyeti Fransanın diplomatik bir galebesi olarak tanı - mak mecburiyetindeyiz. İngiltere en siki süel tedbirlerden (bahsederken, ve bütün manevi ve maddi kudretini bu alanı dökerken Fransa İtalya a - leyhine ufacık bir hareketten içtinap ediyordu. Fakat Musolininin ekono « mik tedbirlere tahammül ve fedakir - lıkla dayanacağız demesinden sonra Fransa İngiltereyi bu yola getirdi. Ayni zamanda İtalyan siyasasının ga- yet tedbirle hareketinin Parisi bu yola sevketmekte önemli rol oynadığı şüp- hesizdir, Roma ısrar etseydi, ekonomik ted- bir halinde bile Uluslar (o Kurumunu terkedeceğini (söyleseydi — netekim başlangıçta bunu yaptı — O zaman va ziyet başka bir surette inkişaf etmiş olurdu. Yalnız başma katiyyen hare- ket etmiyeceğini tekrar tekrar İhtar eyliyen, ve daima kat'i surette Fran - saya bağlanmaktan çekinen Britan - ya bu çetin durum karşımda anâne - vİ siyayasından sahip Fransaya bağ - Taniverdi. Fakat ekonomik tedbirlere rıza gösteren İtalya İngiltere ve Fran sayı gayet müşkül bir durumdan kur- tardı, çünkü Sir Samuel Hoarın Ce - nevredeki söyleti ile pakta bağlanan İngiltere prestijini rencide etmeden hundan içtinap edemezdi. Mağrur İm- paratorluk için de bunu yapmak müm kün değildi. Diğer cihetten ise Avru - padali selimeti için hem (İngiltere Italyan riyetten kurtardı. Musolininin ekonomik (tedbirleri kabul etmek siyasasmı yalnız bu ba - kımdan mütalea etmek gayet nata - mam bir mütalea yürütmek olur. U » Iuslar kurumunun dünkü toplantısın- da Avusturya ve Macar delegelerinin söyledikleri bunu ispat eder, Avusturya delegesi o hükümetinin pakta sadık kalmak istemesiyle bera- ber ekonomik tedbirlere pek te iştirak edemiyeceğini söylemiştir. Macar mu. rahhası ise Macaristan zecri teğ » birlere iştirâkinin bu ulusu felâkete sllrükliyeceğini iddia etmiştir. Ro - manm başlangıçta bütün (tedbirlere itirazı nazarı dikkate alınırsa bu du - rumun yeni ihdas edilen bir siyasa - nın neticesi olduğu meydana o çıkar. Gömböşün bir hafta önceki Berlin se- yahati yeni bir mahiyet alir, Genel savaştan beri | İtalyanmen irkilmez andlaşması Macaristandı.Hal buki Budapeşte ayni zamanda Berline bağlı idi. Bu üç devlet de küçük and- laşmaya karşı bir blok teskil ediyor - HABER AKŞAM POSTASI IDARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: Istanbul 214 Telgraf adresi; istanbul HABER Yazı işleri telofonu «24872 24870 idâre ve hân ABONE ŞARTLARI Türkiye Eemebı MOO Kr. 2700Xr. 730 n 1489 , noo 3 eyux 400 “ * aylik o S9 « 309 İLÂN TARİFESİ Pöaret ilânlarının Söteri 12,80 Resmi ilânlsrın *0 kurustur, Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Masan Rasim Uş Basıldığı yer (VAKIT) matboası 6 ayın san Dr. Saaamrmmmlandımızmız daha açacaktır lardı. Fakat Avusturya meselesinden dolayr Roma ile Berlin çatışınca bu blok bozuldu. Şimdi ise (Habeşistan sergüzeştinde şıkışık vaziyette kalan Italya Berlin ile rabrtasını tekrar te- mine mecbur kaldı. İşte Gömböş bir mutavassıt vazifesini görmeğe gitti. Muvaffak olunca Fransız dostluğun - dan pek t6 vazgeçemiyen Musolini orta bir siyasa güderek Almanya ile anlaştıktan sonra ekonomik tedbir - lere razı oldu. Çünkü bunlara Mata - ristan ve Avusturyanın iştirak etme- mesi onları müessir olmaktan alıko- yuyor. Bilhassa arkada büyük bir se- nayici derlet olan Almanya olduktan- sonra! Macaristan ve Avusturya tari- kile Almanyadan bütün levazımını te- darik edebilecek olan Italya Uluslar Kurumundan hiç korkusuz doğu Afri- kadaki fütuhatına pekâlâ devar ede - bilir, hem de Fransanm dostiğunu kaybeteceğinden korkmıyarak! Al - manya ise bunda ekonomik kalkm. ması İçin yeni bir çare bulmuş olur Alman demir sanayiinin şimdiden kal. kımmağa meylettiği malümdur. Avrupada yeni bir kazan kaynıyor! Hitlerin Avusturya siyasasının bi « ribirinden ayırdığı Versay munahedesi aleyhtarları birleşmeğe başlıyorlar.Al Jah verede kazan taşmasa! Barut fı - çısını alevlendirmese! Nuri MEHMET NAŞİT — ETUĞRUL SADİ Şehzadebaşı TURAN Tiyatrosunda Bugün saat 15 te Bu gece 8, 20,90 da * BEŞTE GELEN * Vodvil 3 perde. Her © tarafa tramvay. Te- Jefon: 22177 ILAN Konkordato akti için İstanbul ic « ra tetkik merciince iki ay mehil ve « rilen züccaciyeci Davit Somek ala » kik mercii tarafmdan İki ay mehil ve- rilen İstanbulda Ketenciler cadde - sinde (24) numaralı mağazada zile « caciye ticaretile müştegil Davit So « mek'den alacağı olup da (muayyen müddet zarfında vesaikini ibraz ve n- lacağını kaydettiren alacaklıların 25 0955 tarihli cuma günü saat 16 da İstanbulda Yeni postahane cadde sinde Tayyare piyango idaresi sıra - sında Ksantoplu hanında ikinci katta 14 numaralı yarıhanemde konkordato teklifinin müzakeresi için toplanılma- sı kararlaştırıldığından alacaklıla - rm o gün ve saatte hazır bulunmala - rı lüzumu ve bu baptaki dosya vesi - kaları tetkik etmek ( istiyenlerin de toplünmağa tekaddüm eden 10 gün içinde yani 15—10—985 tarihinden 24 10—935 tarihine kadar tatilden baş - ka her gün saat 16,30 dan 18,30 a ka - dar yazihaneme müracaat eylemeleri ilân olunur. Icra tetkik mercüince bu işe memur edilen komiser Avukat İhsan Rüşlü, (250) HAZIM Cerrahpaşa hastanesi sabık cil diye ve zühreviye mütehassısı, Galatasaraylı | İngiliz o sefareti arasında tramvay cad. No. 28 ee rel eğ, İŞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: