14 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 15

14 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Min ai > . aşa Üeba nak, ax i deri! so sl Re Pardayan: — Dostum Deodayı! cevabını verdi. Adam, şiddeti geçerek tatlılaşan bir sesle: ma — Affedersiniz Mösyö, isminizi söy- misiniz? yl Ben şövalye dö Pardayanım. Bu ismi duyar duymaz, adam s8 - #açle kapıyı açarak delikanlıyı bir gvluya götürdü. O vakit: ; — Mösyö dö Pardayan, safageldi niz. Sizinle tanışmayı ne kavar isti- yordum. Sözlerini söyledi. Birdenbire şaşıran şövalye: — Affedersiniz, fakat. diye keke- kedi. ; — Beni tanımiıyorsunuz değil mi? Pekâlâ, şimdi tanışırız. Ben Mösyö dö Telinyi'yim. —0— HUGNOLAR Amiral Kolinyi'nin damadı olan Te- Miayi yirmi sekiz otuz yaşlarında bir adamdı. İri yapılı olduğu gibi hem | zekâsı hem de silâh kullanmaktaki | astalığı yüzünden çok şöhret Mİ it. Yüzü açık, yumuşak bakışlı, tavır ! ları nazik, düşüncesi sağlamdı. İşte bu huylarından dolayı Amiralin kızı bir sürü zenginlere, hatti Dük dö Gi- ze bile değişerek ona varmıştı. Jantiyom şövalyeyi içeriye aldık - tan sonra kapıyı sıkıca kapayarak bir uşak çağırıp tabancayı ona teslim et- ti. — Gelecek bir kişi daha var. Bunun kim olduğunu bildiğin için aldanma” maklığın Tâzım! Sonra Pardayanın elinden tutarak avluyu geçip bir taş merdivenden kü-| çük bir odaya girdiler, iımse Öze ir şey Y6- pamaz! SAKLADI ÇEŞME : ; 5 801 No. lu (o Mektepli kurşun o kalemi VAZİYETİNDEDİR WI. No, lu 1,2, 3, derece sertlikte resim kurşun kalemi, DAĞDELEN 10 muhtelif sert Tikte en iyi eins kurşun kalem. . 101. No.lu Marangöz kurşun kalemi, ONU FAİZLE 99 No, Tun Taşçı kurşun ka lemi PANKAYA VERİNİZ TOL No. lu B ve C, Z sertlikte. devar için kopya kurşun kalemi 702 No, lu A, B, C, renki kopya kalemleri > sz tu Bir ucu kırmızı bir ucu mavi kalem . 0. İn 6 renkli kalem HUSUS! Ma bap 139 No. lu 12 renkli kalem HOLANTEĞ BANK ÜNİ HMâlğzüzüntüne Saüvsmadın, İtü KASADA INIZ Kurşun Kalem Fabrikası Mekteplilerin, Mühendislerin, Ressamların, Devsirin ihtiyacımı temin eden her cins kalemi yapmaktadır. Her kırtasiyecide satılır. Ecnebi (o mümsesillerinden katiyyen üstün veucuz olan çeşitleri aşağıdadır: KURU BİR Nurkalem: Türk yapısı, ucuz ve üstündür. Nur kalem: Her Türkün elindeki kalem olmalıdı 1200 liraya kelepi: hane Yedi oda Iki sofa iki bahçe vesii; müştemilâtı havi kullanışlı bir ev 1200 Mrayna satılacaktır. Çapa çukurbostar UROLOĞ - OPERATOR Dr. REŞİT SAMİ İdrar yollari”bastalıkları mütehas sısı, Beyoğlu İstiklâl caddesi meydanı, 29/2 No. ya hergün san dörtten sonra müracaat olunabilir. PARDAYANLAR . Telinyiz — Bu gece toplantı olacağı için ka- pıda ben kendim beklemeğe mecbur olmuştum, Amira), Mösyö dö Konde, Navar Kralı hepsi buradalar. Diye izahat verdi, Şövalye kendisine karşı gösterilen bu itimada hayret etmedi. Yalnız: — Yoksa Deviniyerdeki gibi bir fe- sat cemiyetinde mi hazır bulunaca - ğım? diye düşündü. Bu sırada Telinyi kendisini odaya soktuktan sonra son derece samimi ve belli bir sevinçle kolları arasında bütün kuvvetiyle sıktı. Ve: — İşte bizim yüksek ve sevgili kra- liçemizi kurtaran sensin! Ah şövalye, bu son günlerde sizi görmek ve teşek» ktir etmek için hepimiz can atıyorduk. Bu tareketiniz, bu kahramanlığınız, bu fedakârlığınız o kadar büyüktür ki, hattâ Protestan olmadığınız halde böyle bir yüksek kalplilikte bulun « manız her türlü öğütün üzerindedir. Diye bağırdı. — Dinim hakkı için dostum, size i- tiraf ederim ki kimi korumuş olduğu” mu bilmiyordum bile!.. Fakat beni mazur görünüz, mühim bir mesele, ba na yardım etmeyi vadeden döstüm Deodaya ihtiyacım olduğu için bura- ya geldim! — Şövalye hepimiz buradayız. lâ. kin Kont dö Mariyyak... — Kont dö Mariyyak mı? -- Bizim Deoda'nın asıl ismi budur, Şunu da söyliyeyim ki siz bu adamı Adeta büyülediniz azizim. Yemini bile sizin isminize ediyor. — Bu gece burada bulunacak mı? — Buradadır. Şimdi gidip kendisini Telinyi, bir uşak çağırarak emir (Eski Müleri Ruj'karşısı) Velak B. Ap. No, 61 PARDAYANLAR - Uşak: — Of, burnum kanıyor! derken bir havlama duyarak kaba etine iki dişin girdiğini duydu. Pardayan: Sahi burnunmu, yoksa başka bir yerin mi? diye sordu. Piponun hüe - cümuna uğrıyan İsviçreli: — Beni öldürüyorlar! diye bağırdı. Şövalye: — Buraya gel Pipol Onu braki İ- Yi bir parça değil! emrini verdi. Köpek itaat etti, Sol eliyle sopayı tutan Pardayan sağ elini yere düşen uşağa uzatarak kalkmasına yardım et ti, İsviçreli, bir sâniye kadar tereddüt ettiyse de galiba böyle bir düşmanla uğraşacak kadar kuvvetli olmadığını düşünmüş olmalı ki eğilerek Pardaya- nm yardım elini kabul etti, Bere için- de, kaba eti ve burnu kanayarak aya- ğa kalktı, : O vakit Pardayan soğuk bir tavır - a: — Bu işin neticesinin ikimizden bi” risi için hayırlı. olmıyacağını zaten anlamıştım. Dedi, Yürümek için şövalyenin koluna da-! yanmağa mecbur olan İsviçreli: — Vebaya, sıtmaya uğra İnşallah! Diye homtürdandı ve duyduğu acıya rağmen dayandığı omuzun, ağır vü - cudunu tazyiki altında bir kaya gibi metin kaldığını hayretle gördü. Pardayanın yardımiyle odasma gi | Terek yerine oturduğu zaman: 1 — Mösyö; sizi tebrik ederim. Sözle-| rini söylemekten kendisini alamadı, | Şövalye: — Ha şövle! İşte şimdi biraz adam oldun... dedi, Zavallı adam oturur oturmaz son derece şiddetli bir acı duyarak he - men ayağa kalktı: — Belâya bak! En az bir hafta o * turamıyacağım, — Adam sen de, bu o kadar mühim birşey değil! ; — Senin de başına gelirse görür « sün! | — Merak etme, tarif edeceğim ilâ- cı yaparsan çabucak İyi olursun. — İlke söyle bakalım, Ay, ay! Iyi birşey mi bari? — Sizi bu hale koyduktan sonra ilâ. cını da öğretmek lâzımgelmez mi? — Beni bu hale siz değil köpeğiniz koydu. Wakat çok iyi köpeğiniz var - mış! — Çok sadıktır... İşte ilâç: Şara, zeytinyağını, balı bir arada kaynatır. sınız. Üzerine biraz zencefil ekip ya- ra yerini günde iki kere ovarsımız.. Şimdi Tütfen Maroşala, Şövalye Jan dö Pardayanın mühim bir iş için ken- dileriyle görüşmek istediğini söyle - yiniz! —Mareşal burada değil, — Hay şeytan alası! Acaba ne va kit gelir? — Bunu bilmem. Belki yarın, belli bir hafta sonra... — Şimdi Pariste değil mi? «— Hayır Mösyö. Ay, aylı, Bu cevaptan meyus göründüğü ha). de hakikatte aci bir sevinç duyduta halde Pardayan; — Hay aksi şeytan! Demek ki bura. ya bir kere daha geleceğim ha! Fakat ikinci karşılaşmamızın bu seferki gibi olmıyacağını umarım, Dedi, — Bu hususta merak etmeyiniz Mösyö... Ha, ns diyordunuz? Şarap... 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: