14 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

14 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sovyetler 2-1 kazandılar Oyun zevksiz oldu Türk takımı oynadı Türk takımına penaltıdan ikinci-gol' olurken Rasih hasım kalesi önünde , © Dün Moskovanın Spartak” ve Di - namo futbol takımlar © muhteliti ile| İstanbul muhteliti Fenerbahçe stadın- da karşılaştılar. Neticede Sovyet mi « safirlerimiz bire karşı iki golle galip geldiler. Türk takımı sahaya şu şekilde çık- mıştı: Avni, Yaşar, Lütfi, Reşat (Güneşli), Esat, Feyzi, Niyazi, Naci, Rasih, Şe - ref, Fikret. Hakem de Şazi Tezcandı. Oyun yavaş bir tempo ile başladı. ALAZ bir yakit önce Çeklerin Prag muh #eliti ile berabere kalan bir (takımla oynadığını düşünen bizim £ çocuklar, çok dikkatli ve nisbeten müdafaaya yardım edecek bir oyun sistemi takip ediyorlar, Sovyet oyuncularının topa çok hâkim oldukları hemen göze çar- pıyor. Boyları da bizimkilerden daha | yüksek. Fakat herhalde saha yaban - alığndan olacak biribirleriyle bir türlü anlaşamıyorlar. Bizimkiler ise| ancak vasatın altımda bir oyun çıka -| rıyorlar, Bir ara onuncu dakikada Sovyetle- ri bir hayli sıkıştırdık. Arka arkaya #ki korner kazandık. Fakat maale - sef bunlardan istifade edemedik. Bun-| dan iki dakika sonra da Şerefin mü - salt bir vaziyette attığı şüt yüksekten! giti, sovyetlerin ilk golü Sovyetler bundan sonra yavaş ya - vaş açıldılar. Fakat bir türlü biribir- Jeriyle anlaşamıyorlardı. 15 nci daki- kada Feyzi yüzde yüz bir gol kurtar- dr. Fakat buna rağmen 16 ncı dakika- da Sovyetler sol içlerinin ayaklariyle ilk.gollerini yaptılar. Bu gol şu şekilde oldu. Haf çizgi - #İnde top Sovyet sol içinin oayağma! geldi, Sol içleri rahat bir sıyrılışla yere düşen Yaşarı atlattı. Avni yere yat makta geç kaldı ve top seke seke ka- leye girdi. Bu golde hem Yaşarm,| hem de Avninin yüzde yirmi beşer ka-| bahati vardır. l Bu golden bir dakika sonra çok fe- na oynıyan Naci fevkalâde bir gol iL) satımı kaçırdı ve oyun gene kâh onla - rın, kâh bizim üstünlüğümüzde de - vam ederken 28'nci dakikada Soyyef-' ler penaltıdan ikinci gollerini de yap- tılar. | Gol nasıl oldu? | Sovyet sağ açığı yerinde bir pas al, ü , pas verecek gibi o yaparak; müdafileri şaşırtıklan sonrtu âm'ola -, rak ileri atıldı. Kaleeiyle karşi karşı- | ya kaldı. Bu sırada Lâtfi topu yan - dan kapmak istedi, Fakat sağ açığa hatalı bir şekilde çarparak yere düş - mesine sebep oldu. Penaltıyı gayet! sıkı bir sütle meşhur eski müdafiler- den Bürhan gibi gole çevirdiler. l Bu golden sonra üstünlük gene bi- ze geçti, Fakat sanki biz de Sovyetler- le anlaşmakta müsabakaya girişmi - şiz. Oyun zevksiz, Niyazi bir türlü to-! pu sol haftan geçiremiyor. Sol haf - lari Niyaziden çok daha seri, meselâ Niyazi topu alıp kapıp da ilerlediği halde bile heme n arkadan yetişiyeri- yor. Ayni sahne sol otarfımızda da| cereyan ediyor. Şerefle Fikret ve Ni- yazi İle Naci hiç anlaşamıyorlar. Bizim golümüz Bir ara gene bozuk düzen bir hü - cum esnasında sert oynıyan (Sovyet beklerinden biri Rasihi hatlı bir şe - kilde durdurdu. Hakem penaltı verdi. Ve biz de biricik golümüzü bu şekilde penaltıdan attık ve birinci odevre bu şekilde bitti. ikinci deyre Ikinci devre birinciden pek az fark” li olarak daha iyi oldu. 45 dakika iki taraf mütemadiyen didişti, Oyunun sonlarına doğru Lütfi, Şeref ve Fey - zi çıkarak yerlerine İbrahim, Faruk Sovyet kafile relsi Türk takımını selâmlarken ve Muhteşem girdiyse de vaziyet de - gişmedi. Hiçbir taraf bir tek gol ata -| madı ve Türk takımı sahadan2.1| mağlüp şekilde çıktı. Türk - Sovyet maçından heyecanlı bir Oyun nasıl oldu? Zevksiz oldu. . Türk takımı ken- disinden çok daha kuvvetli oldu - Zu muhakkak olan Sovyetleri müsziti bir vaziyette yakalamıştı. Fakat maa- lesef biribirleriyle anlaşamamaları ve beceriksizlikleri galibiyet fırsatını ka. çırmalarına sebep oldu, Sovyet misafirlerimiz yukarıda da! söylediğim gibi ya saha alışamamaz- lığından, yahut ta yorgunluktan İyi oynıyamadılar, Oyun sistemleri yer - den ve kısa paslarla oynamaktır, Fa - kat böyle oynamaları ferden çok iyi olan süratlerini takım halinde düşür-! mektedir, Pas kesişleri, kademe ka - deme müdafaaları, pas verişleri çok güzeldir. Yalnız dediğim gibi fer iti- bariyle hepsi mükemmel oyuncular oldukları halde toplu oynarken kıy -| metlerinin yüzde seksenini kaybedi - yorlar ve biraz da sert oynuyorlar. Biz nasıldık? Bizimkilere kamp havası yarama- mış olacak ki iyi oyniyamadılar. Bu suretle bütün gazetelerin Leviski maç- larımdaki galibiyete ehemmiyet ver « miyerek futbolümüzün düştüğüne da- Ir yazdıkları yazılar tahakkuk etmiş - tir. Avni vasat hir oyün oynadı. Birin » ci golde kabahati vardı, Buna muka- Sadi Karsan diyorki Fırsatı kaçırdık Dün kazanmamız Jâzımgelen birf maçı kaybettik. Karşımıza çıkan ta -; kımın Avrupa futbolündeki: mevkiini ve yüksek şöhretini gözönünde tuta - cak olursak elimize geçen ne büyük bir fırsatı kaçırmış olduğumuzu da - ha iyi anlamış oluruz. Sovyet futbolü, bilhassa son se - neler zarfında Avrupada birinci saf - ia gösterilerek kadar (yükselmiştir. Yalnız şu bir iki ay içinde “komşu dost memleket fulbolcuları Fransiz -! ların maruf takımı Red Star'ı 6 - 0) yenildikleri gibi Avrupa kupasını ka-! zanan Çeklerin meşhur Prag muhte - Hiti ile yaptıkları iki temsili maçta da berabere kalmışlardır. Şu iki misal bugün Soryetlerde fut bolün ne derece yükselmiş olduğunu ve Sovyet futbolünün. Avrupada ne mühim bir mevki tuttuğunu ispata kâ- fidir sanırım, İşte bu takımı dün yenmemize fır- sat düşmüş iken bunu kaybettik! Hiç değilse berabere kalsaydık! Bu tesel Tiden bile mahrum kaldık. Maçı ekse - riyetle hâkim oynamamıza riğmen sâ- hayı mağlüp terkettik. Bunun başlıca sebebini kale önünde müessir olamamaklığımızda, yakala - dığımız fırsatlardan istifade edeme - miş bulunmaklığımızda aramalıyız. ön Türk kelesine birinci gol olurken. bil birkaç kuvvetli şütü tutmak sure - tiyle bu kabahati kısmen ödedi. Daha yeni formuna girdiği anlaşılıyor. Yaşar Iyi idi. Fakat fevkalâde de- gil. Lütfi de ayni şekilde. Feyzi gü - zel oynadı. Esatı (Feyzi ve Yaşarla birlikte takımı hakiki bir hezimetten kurtaracak derecede mükemmel bir oyun çıkardı. Ufacık boyuna rağmen kendisinin iki misli oyuncular arasın- daki muvaffakıyeti çok kıymetlidir. | Güneşli Reşat iyi değildi. Karşısında- ! ki oyumcu kendisini her zaman geçi « yordu. Niyazi, Naci, Şeref, Fikret bir iş yapamadılar, yalnız Rasih tek başı- na bir şeyler yapmağa uğraştı durdu. Bence Sovyetleri ancak şöyle bir ta kım yenebilir: Hüsamettin, Fazıl, Nu- ri, Cevat, Sekiz Mehmet, Kadri, Nec - det, Mühtesem, Hakkı, (o Salâhaddin, Eşref. Yazımı tribünde kulağıma çalınan aşağıdaki muhavere ile bitireceğim. — Yahu! Hani bizimkiler kampa falan çıkmışlardı. Bol bol yemek ve- yip, istirahat etmişler, idman yapmış - lardı. Neden böyle oynıyamıyorlar? — Gayet basit kampta iken bu sa- atlerde uyku uyuyorlardı, şimdi uyku vakitleridir de onun Için. Sahada bulunanlar arasında vazi -| fesini en güzel yapan hakem Şazi Tez- candı, Oyunu hiç bir sızıltıya meydan anan pi | kayarak attığı gol ile çok tehlikeli, i yun ile'de ürk futbolünün son İ birinci ve ikincisi ile geçen Evvelce söylemiştim, gene tek ediyorüm. Kale önünde yüzde yüz gel olması muhakkak olan vaziyetleti P girmamak, manasız yere teliş etmis” memik, ne yapacağını biran da kesti" rerek ona göre harekâtmı tanzim J mek bir futbolcunun bilmesi ve tat etmesi lâzrmgelen başlıca vasıfls biridir. İşte dün bu moksanrmrz YÜ” zünden &ale önünde iki bulunmaz sat kaçırdık ki bunlar yüzde yü? p olabilirdi ve netice de böyle aleyhi ze çıkmazdı. Umumiyet itibariyle maçin terki ve tahliline geçecek olursak: i Bu mühim maç için haftalardif beri çalıştırılmış olan takımımı8” | çok iyi hazırlanmış olduğu daha dakikalarda anlaşılıyordu, Taki teşkilinde de isabet vardı. Dün İstif” bul muhteliti'çök canlı — ve güzl gir oyun oynadi. Oyuncularımızın bi | noksanını teşkil eden nefes kabili lerinin artmış olduğu görülüyeri” Birinci devrede müsavi, fakat ikin devrede hâkim bir oyun oynadık, 5 yet mühtelitini çok sıkıştırdık. Nef re ki gol çıkaramadık. Müdafi ve mravi iletimiz, yale basma Çek muhtelit takımına üç atan Smirnof gibi acar oyuncuU” malik olan Sovyet muhacimlerine açırmadı, 4 Hücum hattmda' sol cenahimı& ” Za nazaran daha iyi anlaştı ve ç#” tı. Misafirlerimize gelince: Çok a teknik ve kombine bir oyun oynfi Sovyet karışık takımında, müdafadi” en fazla muvaffak olanlar a iki müdafi ile sol ve merkez muö' saymak lüzımgelir. İki müdafi €0” başla kalelerini müdafaa vermemişlerdir. Sol muavin, hi hattımızın sağ cenahını felce w tığı gibi merkez muavin de her yetişerek hem müdafaaya, hem de” hacimlere kıymetli yardımlarda Tunmuştur. il Hücum hattında meşhur Smi iki müdafiimizin arasından yılan" muhacim olduğunu göstermiştir. safirlerimizin sağ cenahları, bizim nin aksine daha fazla işlemiştir. p, reket versin ki bütün kuvvet ve gi retlerini sarfederek oynıyan müğ.. amız bu çok tehlikeli muhacim yat tına göz açtırmamış ve bütün akif ri kesmiştir. Gençlerimiz dünkü çıkardıkla” çi çı seri lerde bir hayli ilerlemiş olduğun” pat etmiş oldular, 4 Bize temiz, zevkli ve heyecanli ie oyun seyerttirmek fırsatını vermis” lan her iki takımı da tebrik ederi” Sadi KARİ Istanbul bisiklet sürat şampiyonluğ!. 935 İstanbul bisiklet sürat P. rincilikleri yapıldı. Yarış y taşta Şeref stadmda yaptırıla* siklet pisti üzerinde büyük bif tizam içinde başarıldı. ii Neticede Süleymaniye ku! den Abdullah bir kolu sakat “4 sına rağmen elemelerde hep V”. 4 geldi. Final yarışında tehlikeli, kibi Agobu 15 metre geride Kr karak İstanbul birinciliğini K*” dı ve omuzlarda taşmdı. Kil Süleymaniyeden Agop, üç we ğü gene Süleymaniyeden i y dördüncülüğü Feneryılmazd?” mi kazanmışlardır. Bu ya" yapılan mukavemet birinci **, kincileri Türkiye birüncitikl ye girmek üzere gelecek hafta *” j v ermeden, aff dan, tam bilgili ve bitaraf.bir © g. idare etti. ge

Bu sayıdan diğer sayfalar: