15 Şubat 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

15 Şubat 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇAPA MARKA musiahzaratı Kuvvet kaynağıdır. gamasmamı yeni Program | ÇAĞLAYAN (Eski Mulenrujda) Oumartesi akşamından İtibaren DENIZ KIZI EFTALYA SADı tarafından ANADOLU ŞARKILARI Revüsü (Danslarile beraber) 3estekâr Bimen Sk | tarafıhdan o kendi eserleri, Telefon: 40335 © “İNE Danslar 8. ATILLA tarafından hazırlanmıştır. Pomem Göz Hekimi Dr. Şükrü Ertan Cağaloğlu Nuruosmaniye cad. No. 30) (Cağaloğlu Eczanesi yanmda) Sah günleri maccanandir.. Telefon, 22566 we PARDAYANIN ÖLÜMU | Oksü HABER — Aksam postair Büyük bir şöhret azanmış olan DUTTİL tıraş bıçaklarını tecrübe et. mekle kendinize İyi bir üraş (bıçağı intihap etmiş olursunuz. Satış depoları: o Sultanahmet Ne. Habih, Galata Persemhe pazarı No, 5&, Sarris. 'DERMANSIZLIK LA Ir TTLLR ; z p 2 ? ” Pek müessir w emin BİR İLAÇTIR EE eTe'e ML STAR (BEŞİR KEMAL: MAHMUT CEVAT “Eczanesi-Sirkeci Acele satılık hane | Lâlelide Aydınlık apartımanı kar- | gısında 20 numaralı ev acele | satılık. | tar. Görmek Için mahalle bekçisi Ha- san ağaya pazarlık için sahibi Ray aha müracaat. renlere: Katran | kuruş mukabilinde keşif 13 Hakkı Ekrem ay we Limanları ni . ii 5. Li . . Işletme - Umum: İdareşi -Ilânları Muhammen bedeli 50575 lira olan 155 ton benzın 26 —2—$ çarşamba günü saat 18 30 da kapalı zarf usulile Ankarada İdare nasmda satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 3768 75 liralık muvakkat teminat ile nunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini aynı gün saat 14.3! kadar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler 250 kuruş mukabilinde Ankara ve Haydatpaşa v nelerinden alınabilir, (751) Muhammen bedeli 13277,50 'ira olan 56500 kilo külce kur 13 mârt 936 cuma günü saat 15,30 da Ankarada İdare binasmda ' palı zarf usulile satın alınacaktır. Ba işe girmek istiyenlerin 995.81 liralık muvakkat teminat ile i nunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini aynı gün saat 14,30 a | dar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzmıdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme Dairesinde ve H. darpaşada Tesellüm ve Sevk Müdürlüğünden dağıtılmaktadır. (8( Muhammen bedeli 15516 lira olan adi ve galvanize gaz borul ve raptiyeleri 30 mart 936 pazartesi günü saat 15,30 da kapalı zı usulile Ankarada İdare binasında satın almacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 1163,70 liralık muvakkat teminat | kanunun tayin ettiği ves'kaları ve tekliflerini aynı gün saat 14,3( kadar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzrmdır. Şartnameler Ankarada Malzeme dairesinde ve Haydarpaşa: Tesellüm ve Sevk Müdürlüğünden parasız olarak dağıtılmaktadır. (720) Un MER i — Cibali fabrikasında yapılacak 9996 lira keşif bedelli tadi! açık eksiltmeye konmuştur. 2 -— Eksiltme, 20 — 2 -— 936 perşembe günü saat 15 de Kak taşta İnhisarlar binasındaki komisyonda yapılacaktır. 3 — Muvakkat teminat miktarı 749.70 liradır. 4 — İstekliler ihaleden en az beş gün evvel İnhisarlar İnşaat 4 besine gelerek diplomalı mimar veya mühendis olduklarını ve evv. ce demir çatılı inşaat yapmiş bulunduklarını mukavele ve kabul rap rü suretiyle isbat ettikten ve fenni ehliyet vesikası aldıktan sonra evrakını istivebilirler. (588) PARDAYANIN ÖLUMU 261 ç < Zeler!.. Zaferi. diye haykıran bir atiri kadınlarla dolduğunu gördü. Bunlar koşa koşa büyük kapıya doğru gittiler. Karakoldaki © askerler, hâlâ Pöncere demirlerini çıkarmağa uğraşı- Yorlardı. İki demir çektı. Tam bu sira. — in von kadınlar da geçtiler, Arka- zındas üstleri başları kan içinde o Jan gözlerinden 2105 fışkıran iki Par- Rüjjiyeri, sesi kısılmış olduğu hal de son bir lânet kelimesi fırlatarak onların önüne atılmak istedi. Şövalye “onu bir eliyle hafifçe itti. Fakat bu &- fiş kuvvetli olmalı ki Rüljiyeri duva. Ya kadar giderek son bir | tlmitsizlik Sayhasile yere yuvarlandı. Pardayanlar geçtiler. be, | encerenin aralığından atlıyan it i alt asker onların arkasından koş- 9. Baba ile oğul öyle müthiş bir ho- er ile, öyle korkunç bir yüzle dön. Şdüler ki askerler durdular, Gerilediler ve nişan aldılar, Ea tüfek patladı. Yürüyen bu as) Ba ar adımlarını hızlaştırmadan yol.| 'na devam ettiler, Ye rakoldan fırlayıp peşlerini bı. sa kırk asker onların Rüjjiye- kal Açık bıraktığı kapıdan çıkarak alabalığın içinde kayboldukların: &ördüler, mii kalmış olan subay sokağın der, adini görünce dışarı çıkmanın tr V olmıyacağını aniryarak direk- Şe lontiöki aramağa gitti. Ve onu mek Ordan dad masanın (altnda bağlı buldu, Saat üç buçuk 1 Hany, çuktu. Ortalık aydın. Pakat sokakj arı dol haydut- meşalelerini söndürmemlek r Bu meşaleler, beyaz salip işaretli ka- pılı evleri yakmak için kullanılıyor. du. Pardayanlar, bir kere 'Tamplden çıkınca önlerine gelen ilk sokağa sap- tılar. Bu sokak duman ve çığlık için. deydi. Barut dumanları, yangm du. manları, tüfek sesleri, küfürler, hay- kırışlar, ve üstelik gürliyen çan ses- leri, Ihtiyar Pardayan, kanlı gözlerini rtrafa gezdirerek; — Kurtulduk! dedi, Şövalye: v — Kurtulduk! Fakat zavallı Katu.. cevabını verdi, Baba ile oğul bakıştılar. İkisi de birer kılıç ve birer hançer yakalamış. lardı. Bu silâhlar kan içindeydi. Üst- leri başları yırtılmıştı. Yüzleri sapsa- rr olmuştu. Gözlerinde hâlâ demir kafesin, İnen tavanm, gördükleri müt. hiş manzaranın hayali vardı. İhtiyar sordu: - Yaralanmadın değil mi — Hayır.. Ya siz? z — Bir tırmık yarası bile yok. Hay di! Fakat Pariste ne oluyor? Bu ne- kadar kan, bu ne kadar duman böyle? Bu çığlıklar, bu öldürülen adamlar ne? — Galiba Hügnolar öldürülüyor baba.. Haydi acele edelim. — Fakat nereye gidiyoruz? Mon- moransinin konağma mi? — Marşal katolik olduğu için ona kimse saldırmağa cesaret edemez sa. nırım, Geliniz.. Çabuk! — Öyleyse nerey gideceğiz? — Kolinyinin konağına haha. Her halde ona hücum etmislerdir. Ah, benim zavalle'dostum. bir şeyin farkında olmıyan iri yarı 8 damın üzerine atıldı. On o parmağiyle gırtlağından yakalıyarak sıktı. Herif! demir gibi kolu bıraktı ve gıcırtı de kesildi. Cellât, şaşkın şaşkın Katuya bak. tı. Katu onu ensesinden yakaladıktan! sonra çevirdi ve duvara dayadı. Gırt- lağını da hep sikiyordu. Bu dar yerde; derin bir sessizlik hüküm sürüyor ve canavarla OKatunun hırıltılarından başka bir şey duyulmuyordu. Bu bir sürü kadının o karşısında korkudan şaşıran herif; — Merhamet! diye inledi, Katu sordu: — Neredeler? — Orada! — Aç, yoksa seni gebertirim. Canavar kolunu uzatarak demiri kolun beş kadem kadar (yükseğinde, duvarın üzerinde bir çıkıntı teşkil e- den bir düğmeyi gösterdi. Katu herifi bırakarak sıçradı. Yum ruğiyle bu demir düğmeye şiddetli şiddetli vurmağa başladı. Daha ilk vuruşta bir çark gürültüsü duyuldu. Demir kapı açıldı, 0 vakit mosmor kesilmiş (gözleri hayretle büyümüş, dudakların insan dayanışının çok üstünde bir korkuyla bükülmüş iki adam, iki cadı meydana çıktı, Katu, füyler ürperten bir kahkaha ile; — Kurtuldunuz! diye bağırdı ve hıçkırıklarını tutamıyarak duvara yaslandı ve; — Kurtulduruz! diye tekrarladı. — Katu! söylemişlerdi, Bir saniye kadar şimdi gülen, ellerini çırpan biribirini kucak, ıyan, bağıran ağlıyan, kadınlarla do- , ludar yere bakarak taş gibi donup kal dılar, O vakit işi anladılar. Katu ne olursa olsun Tample bas kın vermiş ve onları kurtarmak için İ serseri kadmları, dileneileri, sokak o- rospularmı toplamıştı.Kendilerini öldü recekleri sırada duydukları boğuk ses lerin, tavanın birdenbire durmasının kapının açılmasınm, henüz sağ ve ser- best kalışlarının demir makineden çık- malarının sebebi kendiliğinden meyda, na çıkıyordu. Bir sıçrayışta Katunun yanma vardılar, Ve dizlerine kapanarak birer ellerini tutup öptüler Katu, duvara dayanarak bu adam ların teşekkürlerini, tatlı ve şiddetli olan ruhunun düşündüğü nomal bir sönüç olarak kabul etti. Dev yapılı, canavar herif ise, çar- pık bacaklarile sıçrıyarak o koşarak, korku ve dehşet Içinde kaçtı. Dar volda her şey sessizdi. Yalnrz şehirde başlıyan katllimm gürültüsü. boğuk boğuk duyuluyordü. İlk önce bu hayreften Okendisini kurtaran ihtiyar Pardavan oldu. Kaş. ları çatılmış, bıyıkları dimdik olmuş olduğu halde ayain kalkarak: — Gidelim! Allah onların belâsi- nı versin! dedi, Onları, İhtiyar askerin disüncesine gBre onlar kendisini ve oğlunu isim veril miyecek derecede cnnavarca bir işken» ceye kovan alcak cellâtlardı,

Bu sayıdan diğer sayfalar: