29 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

29 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Posta, m TAKSİTLE SİGORTA ANKARA ANONIM TüRK SIGORTA ŞİRKETİ Istanbul'da Yeni postahane karşısında büyük Kınacıyan hanındaki idare merkezine müracaat ederek senelik yaptıracağınız sigortaları taksitle yapmaktadır . Mütemmim malümat ve sigortaya ait bilümum müşküllerinizin halli için gişelerine müracaat ediniz. Telefon: 24294 GECEL - GÜNSEL - KIZ - ERKEK Eski; Inkılâp . : - YUCA ÜLKÜ LiSELERİ Kuranı ve Direktörü: Nebi oğlu Hamdi Ülkmen İğ Kayıt muamelesine başlanmıştır. Cumartesi ve pazardan başka her gün 10 — 17 arasında okula müracaat edilebilir. Yanıksaraylar — Telefon : Avusturya “SEN JORJ KIZ MEKTEBİ,, LEYLI—NEHARI Galata Çınar sokak No. 10 Tedrisat lisanı Almanca, ondan manada Türkçe, Fransızca, İngilizce. N Kâyrtlar 21 Ağustostan itibaren Cumartesi ve Pazar günlerinden maada her gün saat 9-1 re kadar Ikmal imtihanları 14 Eylüldedir. Ders başlangıcı 15 Eylüldür. ULUDACG G #azozlarmı tercih ediniz. Birinci nevi maddelerle (imal edilmektedir. Kapsollarına dikkat di, Cağaloğlu, 20019 İzmir Fuarını ziyaret etmek isteyenlere: Denizyolları işletmesi müdürlüğünden: Beynelmilel İzmir Fuarınm açılma resmi münasebetile ser- 8İyi ziyaret etmek istiyenlere kolaylık olmak üzere 31 Ağustos Pazartesi günü saat 15 de İzmir vapuru İstanbuldan kalkarak doğru İzmire gidecek ve Fuarın açık bulunduğu müddetçe İz mir ziyaretçilerin ikametlerine tahsis edilecektir. Vapurda kalacakların ehven bir surette her türlü istira hatları düşünülmüş ve geminin kara ile doğru irtibatı temin edilmiştir. Vapurda yatmak ve yemek istiyenler fiyatlar hak kında İstanbul acenteliğimizden izahat alabilirler. Bu münasebetle İzmire gidip de birkaç gün kalarak dönmek TERİ KOKUYU Hidrol derhal keser, Vücuda zarar vermez, Her eczanede bulunur. 40 kuruştur ADEMİ IKTIDAK Fortestin ile derhal geçer. Erken ihtiyarlıya lara gençlik ve dinçlik verir. ÇARPINTIYA Nevrol birebirdir.Bütün sinir nöbetlerine, teessiirle bavılanlara hayat verir, YI | Saraçhanebaşı Horhor caddesi N istiyenlere kolaylık olmak üzere Ağustosun 29 uncu cumartesi | günü İstanbuldan kalkacak olan İzmir sür'at postasının 31 Ağus Wğ| Par HA Y Ri Y E Li SE Si 1 firar) Ana - lik - Orta « Lise . Tam devre p pazartesi günü yapacağı avdet seferi bir defaya mahsus Olmak Eylülün 3 üncü perşenbe günü saat 16 ya tehir edil. Saare Epin g ii , Okulumuz bu yıl gördüğü teveccüh ve rağbetten dolayı ilk sınıflardan itibaren yabancı dil tedrisatına yeni bir iâla mühim bir istikamet verilmiştir. Kızlar kısmı ayrı bir dairededir. Mektebin (hususi otobüsleriyle nehari iştir, d ii Ş di teşki Fuarı ziyaret etmek istiyenlerin bu kolaylıklardan istifa kilan alderdıri İztiyerlere tarllakme gönderilir. ç £ 10 dan 16 ya kadar direk ge müracaat edilmelidir. Telefon: 20530 talebe her gün « evi 176 Farnezin karşısında yağmur lardan yosunlanmış ve soluk çi- çeklerle süslenmiş büyük bir salip duruyordu. Bu salibin üzerinde, ayakların-! dan ve kollarından bağlanmış o lan Viyoletta, ihtimal ki evvelce kendisine verilmiş uyuşturucu bir ilâcın tesiriyle garip garip etrafı. na bakıyordu. Bütün bu manzaralar Farnezin gözü önünden bir anda geçmişti. O, köşkten çıkıp da kızım! diye bağırdığı sirada, Faustanin yanı. başında duran bir kadın meydana çıkarak kendisine yaklaşmış ve Farnezin haykırmasına müthiş bir sesle cevap vermişti... Bu kadın, bir anda Farnezin yanına gelerek, Notrdamda olduğu gibi iki elini| kardinalin omuzuna koydu... Bu kadın Leonordu. | Farnez boğuk bir ses çıkardı, ! ölmek üzereymiş gibi titriyordu. Leonorun yüzü sapsarı olmuş, gözlerinden ateş fışkırıyordu.. Kükremiş bir aslan gibi gözlerini Farneze dikti, bu bakışlar bir an sonra şüphe, kin, nefret, ümitsiz.| lik ile karışık bir hal alarak Jan Furkoya çevrildi. Zavalı kız gör- düğü şeylerin dehşetinden bir kö- şeye büzülmüş, duruyordu. Leonor boğuluyormuş gibi hr- rıldıyarak sordu: — Ne diyorsun? Kızım... Kızı- MAĞLUP FAUSTA mız Jan, Jan Farnez!.. İşte diye Jan Furkoyu gösterdi. Farnez ise eliyle idam olunan Viyolettayı göstererek: - Viyoletta mı? — İşte o! dedi. — Senin kızın odur! — Çingene kızı mı?... Reddet. tiğim şu küçük şarkıcı mı?... — Evet, senin kızın!.. Leonor yıldırım gibi salibe doğ- ru döndü. Kederden altüst olan yüzü, beyninde birbirine karışmış fikirleri gösteriyordu. Titriyen el- lerini semaya kaldırarak tatlı ve hafif bir sesle: — Kızım!... Doğru mu?... Bunu sen mi söyledin? Evet, evet senin sesini tanıdım.. Kızım, yavrum.. Oh, onu oradan indirmek için ba- na yardım ediniz... Belki ölmemiş- tir.. Bekle kızım.. Bekle! geliyor.. dedi. Annen Kardinal Farnez olduğu yere mıhlanmıştı. Yürümek için fevka- lâde bir kuvvet sarfediyor, fakat yerinden kımıldıyamıyordu Kol ları birer tunç gibi sertleşmiş, hal- buki damarlarındaki kan erimiş bir kurşun gibi her tarafını yakı- yordu. Bağırabilmek için bütün gayretini sarfediyor, fakat ağzın- dan ses namına yalnız bir hırıltı çıkıyordu. Gözlerinden başka vü- cudunun her tarfı ölmüş gibiydi. Leonordan başkasını artık unut- MAĞLUP FAUSTA ve dua okuyordu. Farnez de yere diz! çökmüş, başımı aşağı eğmişti. Ro-| veni'nin duası bittikten sonsa Far- nez, ayağa kalkınca, orada bulu" nanalrın birer birer gitmekte ol- duklarmı gördü. Biraz sonra Ro. veni ile yalnız kalmışlardı. Farnez: — Bu ne demek? diye sordu, za: tı akdesleri nerede? Onu... Rovni, Farnezin sözünü kese rek: — Onu şimdi göreceksiniz. Bi- raz sabrediniz... Size vadedilen şey yapılacaktır. — Fakat benim kiliseden ayrıl- mam için âyin yapılacaktı?... Ne- den böyle yalnız kaldık? — O da olacak. Burada yalnız kalışımızın sebebi, şu yapmış ol- duğunuz hareketi vicdanınıza da- nışıp danışmadığınızı anlamak i- çindir. — Reveni, ne demek istiyorsu- nuz?... Beni çoktandır tanırsınız... — Evet, sizi uzun müddettir ta- nıdığım ve ne kadar dindar oldu- ğunuzu bildiğim içindir ki bü sua- li soruyorum: Farnez sizin kilise- den ayrılacağınız hakkındaki ha ber doğru mudur? Kardinal Farnez metin bir tavır- la cevap verdi: — Buna katiyetle karar verdim. Mukedderatımızı elinde tutar zat elbette size, İtalyada ifa ede- ceğim müşkül vazifeleri bu ve bu- na bağlı başka şartlara mukabil kabul ettiğimi söylemiştir.. Roveni bu sözleri dikkatle din ledikten sonra hızla Farnezin ya- nına gelerek yavaşça şunları söy- ledi: — Sizi ne kadar sevdiğimi bilir- siniz. Ve gene bilirsiniz ki bir kar- dinalin, kilisenin kabul etmesiyle kendisinden ayrılması imkânsız- dır. Fausta sizi verdiğiniz vaatlar- dan kurtarmak istemekle şimdiye kadar hiç bir papanım yapmağa cesaret edemediği bir iş yapmış o- luyor. i Farnez sarararak cevap verdi: — Pek tuhaf sözler söylüyorsu- nuz! Roveni kapıya doğru bir göz at- uktan sonra: — Açık söyleyiniz! dedi, ne gi- bi bir vazife ile İtalyaya gidiyorsu- nuz? Çabuk olunuz... Şimdi daki: kaların, hattâ saniyelerin çok bü- yük bir kıymeti vardır. ” — Orada bulunan başlıca arka» daşlarımızı, vaat veya tehditlerle Sikst'ten çevirerek bizim tarafa döndüreceğim. — İtalyada yapacağınız islerin hepsi bu mu? — Hepsi bu! — Demek bu suretle yardımınr. za mukabil, sizi papaslıktan affe- decek? Farnez hiç sesini çıkarmadı. Şimdi onu bellisiz bir korku kap-

Bu sayıdan diğer sayfalar: