29 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

29 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bl AĞUSTOS — 1638 tiye gö üsüm : Ktaliniın ve reçki'nin Ortreleri ii te gördüm. İkisine de dik. m. İkisini de dikkatle din:) a İa 5 isa »*lerinde Moskova üniver-| — birinde talebeydim. Rek-İ , do hakkında “Stalin'in *» derlerdi. Filhakika bu zati Sok sivrildi. Hakat birden.) WE etti, lidir alar, Tak Galiba sürgüne git se, © sıralarda pek ey muhalefetinin ilk e enleri Talebe, — ih- eriyen» tesiridir — büvük Perin va Stalin'i tutuyordu iş a Ne Mmücssesesinde fırka a gibi, bizim üniversi- ei ve bunlar hep Stalin. ği çan seçilmiş kimselerdi. 4, Siyorduk: Diğer darülfü kı a sela birinci Moskova ve y OYA üniversitelerinde ve z sek sosyoloji tedrixatının â »yerdlof'ta Troçkistlik son ih, vi. Talebenin beşte dördü it eki, kinin, ortaya attığı söz şuy- e Mtiyar inkılâpçılar, yumuşak iri alıştılar; halbuki ihti- | hel kanunu, “daimi ink'lâp,, it €rih rolleri onların mevkiini yari müdafaa için, makalele n e aYordu. Fakat, şahsan da ie, lmak istedi. Henüz fk. iş eş de bir harbiye kemiser! | Mir komite azasıydı. Beş kişi. il *P ve siyasi erkânı harbi- esi, in sinde olan siyasi büroya da-| yeis yere girmekten onu kim tbilirdiz el ii il, * mehiti, Sovyetler için mü. Lahit : Burada, Stalin çok- gözüküyordu. Bahusus bi- salonunun kürsüsü « enmdeki . matbu hiç »* Sok bariz bir güreü sive N “© hağb. " 3 Baku Mibane İMAN SE Va, ç SİZ tutuk olarak “ev PN alsen,, lerle dolu olan nut u, R buki Süre , İşte bu sefer, muhalefet Müştü, “Troçki de gelecek, mana kadar kendisini ş KOZA, İZ ei ; y i ty © görmemiştim. Yalnız pek | R N ip olduğunu Kızıl mey- â, ilabelerinden biliyordum klar, Söyliyenlerin bir Kelimesi alık içinde, kulağımıza var. şen oparlörsüz olarak te tiği her hece, oradaki Vasi- i kilisesine çarpar, çan ku- aksediyormuş gibi kulakla. Furdu, hu, o'nun yetiştirmeleri, 'Troç- N nn” karşılanmaması İçin, Th a propagandalar yaptı, İşi, “ ıslık bile çalınmasını l an Niş," Kalabalık konferans sale ni eş arkadaşiyle Troçki'nin Prag rünce, meşhur inkılâpçı- May *, telkinlere galebe çaldı Try, tü ve onn bekledi. a Ey © gün kürsümüzde, tama. iy Si bir mevzu etrafında söz ti i Donald aleyhine attı tut- teçti etük, bütüm dünya matbun- 8 Ye ika üç dakika kadar kısa " tez meğer... Yalnız sesini, A eri, © Vücudunu, ellerinn ha Kalı, “€ bir hitabet unsuru ola. Gy “yordu hi Ar alkışlandı ki, avuçlar 86- ny ve omuzlar üstünde sa- Pak çıkarıldı. Miz, 1 Propazandann kuvvetine Ana Man bir buçuk sene kadar Ünler Komintern içtimam- et, Sifatiyle hazır bulunan Troçkiyi ıslıktarlarken U “ylüyor, Tele nutkunu; N Monde 7 tercüme ettiği s1. , Bibi an herkes çıkmış, onu bırakmışlar, Bir Japon Üy Kali bir de hana : Aly ana bu vakayı an- ini vermekle heraber üç gr zap ari Troeki mücadelesi- t olduğum minimini bir (vâ-N0) i | | şirketindeki hırsızlık! Muamel vergisi | Tadilâtı tesbit ede- | cek komisyonların faaliyeti Müamele vergisi kanununda yapıla cak tadilât için her sanayi zümresinin| ihtiyaçlarını tesbit etmek Üzere seçil -| miş olan dokuz komisyon sanayi müfet| İ tişliğinde içtimalarını yapmaktadırlar. Her ko masını on, kanun üzerinde yapıl - izumlu gördüğü değişiklikleri ayrı ayrı tesbit etmektedir. e Bundan sonra muhtelit (Okomisyon bütün komisyon'arım noktai nazarlarını toplı- yacak ve umumi raporu hazırlayacaktır. Komisyonlar hemen ittifakla muame- le vergisinin gümrükte alınması esa - l etmektedirler. Çünkü sanayi- İn ekserisi, yani mensucat, trikotaj ço - rap, fanilâ, çikolata, demir, (kauçuk, kısmen deri, bakır alümiyüm sanayii i- çin iptidaf maddeler hariçten gelmekte- dir. Buna mukabil bir de iptidai mad- delerini dahilden tedarik (eden şeker, tahan, kısmen mensucat ve gene kısmen deri sanayii vardır ki bunlar ayrı for- mile tabi tutwaraklardır. Makarna Bizde neden az istih- lâk ediliyor? Ticaret odasında muamele vergisi İ- çin yapılan toplantıda beş (beygirden aşağı kuvvetle çalışan makarna fabrika larından Çankaya (abrikası sahibi Şem- si Demirkayanın makarna istihlâkimizin azalması ve bunda makarna fabrikala - rınm rolü hakkında şayanı dikkat söz- ler söylendiğini yazmıştık. Şemsi Demirkan bu hususta mütem- mim olarak diyor ki: “— Bu vatanda 16 küsur milyon nli- fus var. Her vatandaşın makarna yiye- eceğini-mazarı dikkate alarak yalnız irk milyonunu ele alâlkm; Türkiyemiz deki makarna istihlâki ne yazık ki dört sm ka! İfmnyon kiloyu bulmaz bilem. Bir senede nüfus başına kaç gram İsabet ettiği takdirlerinize bırakıyorum. Bu çok acı bir hakikattir, Komşu Yunanistan bizim nüfusu - muzun ancak üçte birine malik olduğu halde bu memleket sinesinde 63 Fabrika yaşatıyor ve bütün İstihsalâtını da sarfe diyor. Yalnız bunlardan bir tek fabrika- nım istihsal ve istihlâk; (bizim bütün Türkiyemizin senevi istihlâkine muadil. dir. Bunu söylerken ıstırap duyuyorum, fakat bir hakikattir. Bu neden? Vatan- daşlarımızm makarnayı sevmemesinden! daha doğrusu onlara iyi makarna yedir- memekliğimizdendir. Toöpraklarımızm en büyük altın ma- Köylüye arazi Toprak sahibi olmıyan hiç bir köylü! kalmıyacak Dahiliye vekâleti bundan bir müd-! det evvel vilâyetlere dolayısile köylümüzün plânlı bir şekilde kalkınması birer köy kalkınma plâ- nı çizilmesini tavsiye etmişti. Nüfusu nun yüzde 78 zi köylerde yaşamakta e- lan memleketimiz için çok mühim bulu- köylerimizin ve) nan bu tavsiyeyi daha şimdiden ekseri vilâyetler yerine getirmiş ve kalkınma plânları hazırlanmıştır. Bu köy faaliyet! programı çizilirken bilhassa mal İ tiyaçlar, nüfus kesafeti ve iktisa, ye nazarı dikakte alınmıştır Bu hususta aldığımız malümata göre yapılan programlar beş yıllık olmakta, | köy gelirleri köylünün verim kabiliyeti İe ayni seviyeye & rek köy bütçe- leri nakdi tahsisattan ziyade ayniyata istinat ettirilmektedir. | Bu işin en güzel tarafı partinin son kongresinde verilen karara uyarak top- raksız hiçbir Türk köyü ve köylüsü kal-| maması için tedbirler alınmağa başlan-| masıdır. Bu gayeye köyün civarındaki devlet arazisi ve bü-! yük çiftliklerin süratle kadastrosu yapı- larak bunlar parça parça topraksız köy- Tüye verilecektir. Ankarada kollej yapılacak Türk Maarif cemiyeti Ankarada Ye- nişehirde büyük bir Kollej binası yap- varmak için ber Kr19f »r'a ve lise kısımları ihtiva ederi 600 talebeyi alabilecek bir gekilde inşa edilecektir. Binada bir mektep için lâzım olan her tertibat bulunacaktır. 150 bin lira- ya çıkacak olan mektep İlk teşrine ka- dar bitirilerek ikinci teşrinde todrisata başlayacaktır. yemeği Başvekilin Iş banka- sına telgrafı © İş bankasının 13 üncü yıldönümü münasebetile banka erkânı tarafından Başvekil İsmet İnönüne çekilen telgra-| fa, Başvekilimiz aşağıdaki cevapları göndermişlerdir: Cevat Abbas Gürer Bolu mebusu İş bankası meclisi idare| Reis Vekili ŞEHİR Memleketimizin iktısadi ve mali hayatmda yüksek hizmetlerile değerli bir yer tutmuş olan İş bankasının yıl deni buğdaylarımız olduğunu unutmı- yalım. Buğdayın birinci plânda İstih - lâk vasıtalarından biri de ekmekten son ra makarna olması lâzımgeldiği halde Le yazık ki halka bugüne kadar iyi ma- karna yedirilmemiş.. Kırk (senelik bir tarihe malik olan Türk makarnacılığı hep 2—3 şahsın muhteris menfaatlerine münhasır kalmış, istedikleri gibi çıkar- muışlar, istedikleri fiyatlarla satmışlar ve Be zaman yeni bir fabrika doğmuşsa o- nü kapatlırmak için rekabetin en kor - kunç vasıtalarına müracaat (etmekten çekirimemişler, en ucuz mevadı iptidai- jelerle yaparak fiyatlarda — gayri tabil sukutlar ihdas etmişlerdir. İşte bu hareketler ve bu © vaziyetler yıllardanberi hep böyle devam edipgel- miş ve bu suretle Yunanistanda 63 fab- rikaya bedel bu vatanda makarna fabri- kaları 10 adedine bile varamamıştır. 8 değil (o daha 70—80 fabrika besler. Yeter ki bazı büyük fab rikölar yajnız muhteris emeller peşinde koşmaktan ziyade bu toprağı benimsi-| verek, kazançların bu toprağa medyun olduklarını bilerek yürüsünler. Bu on- ların manevi borcudur da, Bu vatan 7 | di muvaffaikyet ve hizmet dilerim, dönümünü sevinçle kutlulayarak yük- sek idareniz altında bankaya mütema- İsmet İnönü Muammer Eriş İş Bankası Umum Müdürü İSTANBUL Memleketimizin iktisadi ve mali ha- yatında yüksek hizmetlerile değerli bir yer tutmuş olan İş bankasmın yıldönü. münü sevinçle kutlulayarak yüksek idareniz altmda bankaya mütemadi muvaffakiyet ve hizmet dilerim, Başvekil Ismet Inönü 29 CUMARTESİ AĞUSTOS — 1996 Hicri 185 Cemaziyelâhır: Güneşim Bahızı Ni Süngercilik Süngercilik şirketinin kasasına anahtar uydurmak suretile 1100 lira çalmaktan suçlu hademe Abdurrahma nm muhakemesine dün ikinci ceza mahkemesinde başlanmıştır, Abdurrahman parayı çalmadığını, paranın şayet çalmmışsa veznedar ta- rafından çalınmış olabileceğini söyle- 15,5 1848 20,27 0.10 12,00 137 8 GEÇEN SENE BUĞUN NE OLDU? Belçika kraliçesi Wir otemokli kazası neti, cesinde ölmüş kral ağır yaralanmıştır, miştir, Hem Ru Sabah gayelelyi sya hem Ingiltere ile dostuz! Halbuki tarihte bunların ikisini bir araya aslâ toplayamamıştık . Yabirile ya ikisile birden mutlaka düşman olmuştuk Şahsi temaslar Ingiliz Kralının Türkiyeyi ziyare ti münasebetiyle Ahmet Emin Yal.| man, Tan'da şunları yazıyor; Sekizinci Edvardın Akdenizi do| laşırken, İstanbul gibi tarihi bir şeh re uğraması pek tabiidir. Bu ziyarette ve bunun tabii neticesi olan şahsi te maslarda siyasi hiç bir mana ara maz. Fakat şurasını da unutam. ki memleketler arasındaki mesafele umumiyetle ayırıcı bir unsurdur Şah si tanışıklıklar kadar mesafeyi vok edecek ve iki memleketi hirbirine yak laştıracak bir âmil tasavvur edilemez Hele ha şahsi tanışıklık Sekizinel Ed | vard ve Atatürk gibi, benliklerini ve şahsiyetlerini tamamile muhafaza et- miş iki samimi insan arasında husule| gelirse bunun iki memleket arasmda! devamlı bir dostluk bağı tesirini gös tereceğine şüphe edilemez. Dost İngiliz milleti hükümdarınmı aramıza gelmesine sevinirken, diğer bir sevinçli noktayı işaret etmeklen kendimizi alamayız. Tarihimizin her devresinde ya İngiltereyi, ya Rusya yı veya her ikisini birden düşman mev kiinde gördük. İngiltere bizim yaşa-| mamızı candan İsterken Çarlık Rus. yası buna zıd bir yol tutturmuştu. Ci-| han harbinde her ikisine karşı birden döğüştük. Harpten sonra İnkılâp Rusyası bize dost oldu. Fakat Ins tere namına takip edilen siyaset müddet hayati menfaatlerimize xe gitti, Bugün ilk defa olarak hem Ingil-| tereyi, hem de Rusyayı samimi birer dost mevkiinde görüyoruz. Bu iki bü. yük memleket arasında anlaşma . ve) dostluk başgöstermesi bizi artık kuş- kulandırmiyor, sevindiriyor. Çünkü bu dostluğun sağlam bir temele da: yandığını, hepimizin birden aynı mak sat için, yalnız ve yalnız sulh icin uğraştığımızı ve titrediğimizi biliyo. ruz. Yarım asırlık resim ve hey- kel sergisi Peyami Safa, Cumhuriyete şöyle yazıyor? Yarım asırlık bir resim ve heyke! nin güzelliği, daha kapıdan i- çeri girmeden, elli senedir yanyana İ gelmemiş nesilleri bir araya topl rak Türk plâstik sanatlar tarıh mukayeseli bir tetkikine ilk ve en mü kemmel fı ı vermesinden başlıyor Dün Güzel Sanatlar Akademisinde a çılan bu sergi, yeni direktör Bürhan m büyük bir Toprağm başından do; fikirle, bugüne kadar, resxımların da bilmedikleri verlerde mahpus kalmış eski eserlere de beraet kazandırdı. Bunlar küçük bir sa- lonu zor doldurncak kadar bile azdı. lar; fakat ele geçmeleri için çekilen zahmet, resim tarihinden aldıkları bö yük kiymeti bir kat daha arttırıyor. du. Bu sergi, devir, fikir, ekol. vaş. nazariye gibi nesiller ve zümreler a. rasında örülen kale duvarlarının hi zasını aşan bir yükseklikte, bize, mü. cerrei Türk resminin müşterek vasıf.! larını, milli kabiliyet ve tekâmül de! recelerini aramak, üstünde düşünüp.) durmak fırsatını verdi. | Kronoloji zincirinin birçok hal .İ | Kaları, eserlerin şimdiye kadar hiç - muha edilmemesi gibi gayri medeni bir ihmalden dolayı eksik ve kopuk kaldığı halde, remami Hamdiden Fikret Muallâya kadar ge len yolun kalın tekâmül çizgisini far- kedshilmek imkânme bulduk, böyle bir fırsatı bi.| an Topr teşekkür e- derken, İstanbulda bir galeri birası yapılmadan evvel olgun ve bereketli bir güzel san'at hayatı bekliyenlerin, bir galeride Bugünlü 7e veren Bür Ikın, hattâ) kaşık bulmadan evveli çorbaya dal mak istiyenlerle aynı talih çenberi i- çinde buluşacaklarını bir kere daha söyleyiverelim Atlet yorulmaz mı? hurun gazetesinin edebiyat say. fasından: Geçen hafta şair Mehmet Selimin “Atletik bir üslüp., a misal olarak nak- lettiğim şiirinden sonra genç sanat kârın bir yeni siir daha ortaya koydu- ğunu görüyorum, “Atletik,, sözünün ne kadar hare- ket ifade eden bir mefhum olduğu göz önündedir. Şair Mehmet Selim bu defa, — mana itibariyle olsun — bunun tama» men eksi hareket etmiş ve “Yorgun, başlıklı bir şiir yazmıştır, Şöyle diyor: Yorgunluğun ruha pusu kurduğu bir an bu: Bu an, Olümle hayat, konuşurlar muırıl mr Yatan Saklı konuşmalarını dinler onların. Fakat Mehmet Selimin, görünüşte iz bir manevi uzanışa delâlet &- , İçerisinde ne gibi bir dina- kladığını hemen gösteriyor. ü Değil örtülü Pirinç karyolalı bir yataktar Sere serpe, şekli girift hatlı bu adam? Onun Fikri ve duygusu AYAKTA... e iel İM EY iş kai ek Yorgun, sadece, Yor... gun. Çöp teneke5 | ticareti! Sabahları kapu önle- rinden tenekeleri alıp salıyorlarmış Son zamanlarda şehrimizde garip bir ticaret ve bu ticareti yapan (o şebekeler türemiştir. Bu ticaret eski çöp tenekesi ticareti ve şebekenin marifeti de kapıla- en önüne konulmuş tenekeleri sabahla- rı süratle toplamaktır. Basit gibi görünen bu toplama ameli- yesinin hakikatte iktisadi ve ameli kıy- meti büyük ve şebekenin yahut şebeke- lerin yaptığı iş bir hayli kârlıdır. Bunun ehemmiyet ve kârmı anlamak için son senelerde şehrin surlar civarını, Üskü - darda Altunizade taraflarını, Sulukule, Edirnekapr, civarmı doldürmüş olan te- neke evleri ve mahalleleri görmek kâfi dir. Tamir edilecek yollar Cihangir ve Fındıklı taraflarında otur makta olan halk Belediyeye müracaat ederek bu iki mıntakayı birbirine bağ- yan yolun, taşları kendileri tarafın- dan temin edilmek suretile tamirini istemişlerdir. Belediye hen”- buna bir cevap vermemiştir. Ayaz paşa ile Dolmabahçe arasında» ki yol da geçilemiyecek derecede boruls duğundan Belediye burasmı hemen ta» mire başlamıştır. Beyoğlundan Bebe- Ze kadar gidecek tramvay ve otobüs- ten başka bütün nakil vasıtaları bu yoldan geçtikleri için, biran evvel ta- miri bitirmek üzere hariçten de amele tedarik edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: