9 Mart 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

9 Mart 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AE YUN xrej - 'non #eg — u - opusydoy sep | ayep gava uras — ŞU dal» “area e * 0APNOMA MP Sİ - vezims ge) - “edinn — u “ opuoyulyoş dp 4 - “ayaopusumeçi 9, ğer 5 e İDA OST “yak ğa — unam opunas) unuo * “DAN — «ONUNU Op opuman unuo — dgyrup ME - “iyere) yerek — söyöyi * *yinyod sep ouraa£ unung “uş9ş ununa El tay > iğsi Fog — - 'usvydoy Sep Araj - 'non yeke — u - 'apuogng sep ref - 'eynd $DWUOX - yekoy <- uğ? * Jo) yanağa — Sturusivp » yöwuektp Be lar ek ilik il Ur e R #UNPONLON — - Mlririril! SSE>99 iFSp Es İz SE Eee irani : Kiplapalığını HERE gE ELİF d 3 z Ş ; E $ 3 ii wii RL Lİ MŞEEESEŞE SE ai, beyisileeeiE r İepekaşte”. > biğçeripii İp; EŞE pp n E © ” A . SE ik | N eg işi İs kğ SE » Ekip g © içi E ün ve Vm ERE di . lg Rİ ip? Lİ EHipi! Rin Şi SARİ Ra ALMANCA DERSLERİ ALMANCA DERSLERİ Die Kissen sind dafür da, den Kopf des Sehlafenden zu stützen. Gewöhnlich steht neben dem Kopfende ein Nacht. tisehehen mit elner elektrisehen Stehlampe und einer Weckuhr, (Yastıklar dırlar bunun için burada başımı uyuyanın dayamak). Yastıkların vazifesi uyuyanım başmı koyması içindir. Serin günlerde ayak ucuna bir de pufla yorgan konu, An kühlen Tagen legt man auf das FuBende nochı cine Tuyor, Davnendecke. z : $ : > : : ş ğ E : ğ 3 : â DM : ği e e z 3 emi e ln & Me a HİSLER il dış DİŞ iii şii SİİNie; a O ş : Vk sayı Si gi Helitriş E" a 3 iidiş > 0 Bebdelai en İL: eğip 3 EL Gürgpilıtsaş İli? 4 siz PEEEELE PEN 5 MİRİ Eğ EEEFEKİ KEEP ME er tire yn Zuerst wâseht man sich oder nimmt ein Bad. Evve- Ti mhanıl? yahut banyo almır (edilir). Das Bad ist rechts neben dem Sehlafzimmer. Banyo yatak odasının sağındadır. Biz orada bir banyo teknesiyle swak ve soğuk su için Wir seben da eline Badewanne mit den Wasserhâh- musluklar görüyoruz. Wenri die Weckuhr ablâuft steht man süf und klei- Den für warmes und kaltes Wasser. det sich an. Ekseriyetle baş ucunda bir komodin ile bir elektrik (gece) lambası ve bir çalar saat durur. (Değil nadiren duruyor daha bir kitap orüda). Orada bir de kitabın buunlduğu nadir değildir. (Şayet çalar saat boşanıyor, kalkılır ve giyinilir.) Şayet çalar saat çalarsa kalkılır ve giyinilir. Nicht selten llegt auch ein Buch da. * CÜCENİN AŞKI. “de hâkaret addedeceğim. Kararım ve- il Hmiştir: Boğa güreşçisi kalacak ve Ji Ö : taldanın bahtiyar kocası olacağım. Bir r 1 b lime bile ilâve etmeyin o çünkü i wi Fikrimden döndüremezsiniz. İyisi p *izden bir ricada bulunmama müsa. wi, €din, Pardayan büyük bir heyecan ve se- Yinçiç bağırdı: z >> Bir ricada değil, yüz emirde, bin 5 inde bulunun! haç) Teşekkür ederim şövalye, sizden bir cevap alacağımı zaten bili- Mu Mesele şudur: OBana öyle Şeliyor ki, memleketimin havası bana ya yaramıyor. yi ardayan ciddi bir tavırla tasdik et, ARR e « ek vü > de ayni fikirdeyim, dedi. mi kendinizle birlikte Fransaya , ötürmek sizi sıkmaz mı? Di Bumuydu rica dediğiniz şey? Be- haa ihtiyar yolcuya refakat etmek ğ daki arzunuz benim için bulun- vaz Dir sandettir! >> Şu halde mesele halledilmiştir. va işlerinizi bitirince, © ben de Bana beraber Fransaya gidiyorum. e öyle geliyor ki, orada rahat nefes Mabileceğim. raha rak etmeyin dostum, (yalnız Yiyar hefes almak değil, orada en bah. insan gibi yaşıyacıksınız. Si- ğe, Dİ gey daha var şövalye | dedi, > bir felâket gelirse. As) Neler düşünüyorsunuz canım! Mm, iç Yi gözönünde bulundurmak & vaziyet dahilinde Jiraldayı 128 emanet <diyorum. Onu sevin ve 5 *din. Onu burada bırakmayın. j ERE EEE EE PEPE EA Öldürürler. Bunu bana vaadeder imisi- niz? — Bunu size vaadeiyorum. Nişan. ınız benim hemşirem olacaktır ve ona en ufak bir bürmetsizlik göstermeğe cesaret edeceklerin vay haline!, — Şimdi tamamile rahatım şövalye, Bir tek vaadinizin nelere bedel oldu- gunu biliyorum. Pardayan şen bir kahkaha © atarak bağrıdı: — Şimdi size hakikati söyliyeyim mi? Faustanın tekliflerini reddettiğiniz İ- sabet olmuş. Çünkü ben nekadar Filipin oğluysam siz de ancak o kadar oğlusu. nuz. — A! Demek hakkım varmış. Zaten böyle olduğuna. emindim. Fakat sz bunu nereden biliyorsunuz? Bunu bu kadar büyük bir katiyetle nasıl iddia e. debilirsiniz? — Birçok şeyler biliyorum ki, bun- ları size bilâhare anlatacağım. Bu hu. susta emin olabilirsiniz. Şimdilik şu- nunla iktifa ediniz! Kralın oğlu değil- siniz ve size teklif edilmiş olan taht üzerinde hiçbir hakkınız yoktur. Ve Don Sezara son derece tesir ©. den bir sesle ilâve etti: — Fakat krala kin beslemeğe iç bir hakkınız yoktur. İntikam (almak husuşundaki karartttızdan hemen vaz- geçiniz. Bu müthiş bir cinayet (o olur. Duyuyor musunuz dostum cinayet! Don Sezar daha büyük bir heyecan- la cevap verdi: — Şövalye söylediğiniz şeyleri bana başka birisi söyleseydi ondan bu ku. susta deliller isterdim. Size ancak şunu söylüyorum: Projemin'caniyane oldu- gunu Hdia ettiğiniz bu andan itibaren bundan sarfınazar ediyotum, EİN ii e igili lm CÜCENİN AŞKI 45 olan kraliçenin meşru oğlu (olduğum halde, babamın bana &in beslemesi mâ» kul görülebilir mi? Benim (senelerce dağlarda, ormanlarda, yalnız o başıma serseri bir hayat siürmeme göz yummuş olmasını kabul edebilir misiniz. — Bu filhakika garip (o görülebilir. Fakat kral Filipin vahşi, zalim, ve his. siz bir adamı olduğu zanarı itibara âlı- hırsa bir masala beriziyen bu hâdise hakikat olabilir. Don Sezar hidedtli bir tavırla başı- gı salladı: — Ben sizin gibi düşünmüyorum, dedi. Benim içinde büyümüş olduğum, vaziyet ve şerait, gayritabil bir doğuş halinde çok tabil görülebilir. e Yoksa meşru bir doğuş mahsulü olan bir ço. cuğun benim vaziyetime düşmesine ib- timal dahi verilemez. Don Sezar büyük bir samimiyet ve kat'iyetle bu sözleri söyledikten sonra bir müdâet düşünceye dağlı. Onun doğuşundaki esrarı opekâlâ bilen Pardayan da ona dikkatie baka- rak düşündü: — Doğrusu mükemel ve makul bir muhakeme! Don Sezar başını kaldırdı ve derin bir hüzünle: / — Prensez Faustanm iddialarını red. detmemde diğer hissi sebepler de Var. dır. dedi, Babamın kralın emri üzerine ve onun gözü önünde işkence (içinde öldürüldüğünü biliyorsunuz şövalye. Babamın katiline ne büyük bir kin ve nefret beslediğimi de size söylemiştim. Ondan hâlâ nefret ettiğimi neyle izah edebitirim? Kralın babam olduğunu an» tadıktan sonra bu nefretimin, sıcaktan eriyen kar gibi erimesi icap etmez miy. di, Halbuki ondan hâlâ nefret ediyo- rum, Görüyorsunuz ki, şövalye, onun babam olmasına imkân yoktur! Pardayan tatmin edilmemiş bir ta- vırla 4 — Olabilir dedi, ve kendi kendine söylendi: — Gel de asaletin sesini inkâr (et. Bu çocukta bir nevi kudsiyet var, Fe- liket onu insan yaptı. Bayağı bir sürü hırs onu prens ve hükümdar yapmak istiyor. Eğer bunlara aldanırsa, onda gördüğüm meziyetlerin hepsi yalan. mış demek!.. Bu vaitler onu cezebe- decek mi Bunlara mukavemet edecek kadar asil bir ahlâk ve İradeye malik olduğunu zannediyorum. o Maamafih şunu da itiraf etmeli ki, taç ve tah- bn cazibesine kapılmıyacak pek az in, »san vardır. Don Sezar gene anlatmağa başladı: — Hattâ kralın oğlu bile olsam ve madam Fausta vaadettiği veçhile bana o bu hususta bir sürü delil gösterse ge- ne de kralı baba olarak tanımıyacağım. Kinimi unutmağa çalışacak ve İspan- yağan kaçarak başka memleketlerde gene basit ve sade bir şekilde yaşıya. cağım. Pardayan mütecessis bir tavırla sor» du: — Niçin canım? — Eğer kral bana elini uzatır, beni oğlu olarak tanır ve maziyi unutturma» Za çalışırsa, bana ihzar edilen yeni va, ziyeti kabul etmem İâztmgelmez mi? Pardayan ayni ciddi tavırla cevap verdi: k — Eğer babanız size elini uzatırsa, sizin varifeniz bu eli kalbinize götüre- rek onun size yaptığı fenalıkları unüt- maktır. 5 — Ben de öyle düşünüyordum. Fa. Oben ist die Braüse > Duş yukardadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: