18 Mayıs 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

18 Mayıs 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihi hikâye Kadının HABER — Aksam postası fendi şeytanı yendi | Bu hikâyeyi, on dördüncü, on haizdir. m EA ihtiyar Zahit, ar- dı arası kesilmiyen dualarla ve düşüncelerle fikrini vücudundan âyır- mağa muvaffak olmuş ve bir hayal gör“ müştü: Gözlerinin önünden'ucu bucağı gek miyen bir silsile halinde ruhlar geçiyor« du. Bünlar cennetten kovulmuş ve ce- henneme doğru gitmekte olan ruklardı. Mahzun bir tavırları vardı. Act acı şikâ- yet ediyor, sızlantyorlardı. Hemen hep- sinin de dertleri birdi. Her biri, bir ka- dıtla beraber yaşamak gafletine kapıl- dıklarından şikâyetçi idiler. Bugünkü hale, o kadınlar yüzünden düştüklerini mırıldanıyorlardı. Bu zavallı ruhlar, cehennem mtakası na geldikleri zaman cehennem mahke. mesinin hâkimlerilen Minos, Rada- mari ve diğer hâkimler, bu O müşterek şikâyet karşısında hayrete — düştüler, Hepsinin kadm cinsinden yaka silkme- leri olur şey değildi. Önce bu şikâyete inanmak istemediler, Fakat bu nevi vakaların hergün daha ziyade arttığtar görünce hâdiseyi kralları Pluto'ya ar- zettiler, Mesele mühimdi. Bunun için © kral, cehennemin bütün prenslerini toplayıp bir b k içtima akdine karar (o verdi, Bu suretle mesele, her noktadan gözden geçitilecekti, ? Cehennemin kralı, toplanan, meclise şöyle hitâp etti: “— Çocuklarım. Her ne kadar beni ilâhi ve değişmez bir-emirle ne ezeli, ne de dünyevi bir kudrete malik değilsem de, bugüne bügün.şu cehennem diyarı- an mutlak hâkimi bulunuyorum, Sizinle böyle bir mevzu üzerinde mü- zakere edeceğim ki, bu sahada © ihmal gösterecek olursak, ilerde imparatorlu- ğumuzun şöhreti lekelenir. Bu sahada, bütün tebealarıma örnek olabilecek bir adaletle hareket etmek İsterim, Ülkemiz dahilinde yaşamağa mecbur olmuş kimselerin bepti bu âkibete, ka- yıları yüzünden Hüştüklerini söylüyor. lar. Bu hususta gelişi © güzel bir karar verirsem, tenkide o uğrayacağımız müs hakkaktır. Onun için, sizin o hikmet ve irfanınıza başvurarak, esaslı bir metice- ye varıp, imparatorluğumuzun geçmiş zamanlarındanberi sahip olduğu nam ilerde de muhafaza etmek isterim.,, Meclisin bütün azaları, meselenin © hemmiyetini derhal takdir ederek vazi- yetin dikkatle gözden geçirilmesi lâzım- geldiğini #tfakla kararlaştırdılar. Fa- kat hâkikati, tayin yolunda ne gibi usul Ter kullanmak icap ettiğinde uyuşamı- rlardr. Bazı aza, yeryüzüne insan de bir şeytan göndermeği tavsiye Kral hiddet içindeydi. Eğer “kızı m içinden şeytanı çıkaramazsan 8e'ni asarım!,, dedi. beşinci asırda ediyördu. Bu suretle şeytari şahsi bir ta- kim soruşturmalar » yapabilirdi. Diğer bir takım aza, bu kadaf zahmetlere gi- rişmenin doğru olmayacağını ve birkaç ruha işkence ederek hakikati anlamanın daha kolay olacağını ileri sürüyordu. Bütün bu münakaşaların © sonunda, yeryüzüne bir şeytanı göndermek kara» rt galip geldi. Bununla beraber, arzı 2i- yaret, kimsenin işine gelmiyor; bu va- zifeye biçbir geytan gönüllü çıkrmyor- du. Bunun Üzerine kur'a çekilmeğe ka- rar verdiler. P Kur,a “Sunturlu şeytan,, Belfagora çıktı, Belfagor İstemeksizin bu tayine razı oldu. Yapılacak iş şuyduz 'Tayin edilen şeytan insan şekline gi- recek, kendisine yiz biri düka altını ve- rilecek ve bu şeytan yeryüzüne inerek bir kadın alacaktı, Bu kadınla on sene yaşıyacaktı, Bun dan sonra, kendisi için ölmek olmadı- ğından dünyadan ayrılıp tekrar çehen- neme dönecek ve İzdivacın (o yüklerine, güçlüklerine Ösir İzahat verecekti, Kendisinin, insanlarca çekilen bütün zahmetlere de katlanması kararlaşmış- tr. Fakirlik, hastalık, hapis ve ilh, Tali- sizliklerin hepsine uğrayabilecekti, Bu- nunla beraber bunlardan kaçınmak için de zekâsı ve Küvvetini azami derecede kullanabilirdi. UNTURLU “şöğtiti “Belfağor; bütün bu talimatı ve yüz bin düka altınını hamilen arza indi. Derhal kendine atlar, hizmetçiler velhasıl Flo- ransaya mühim bir adam girdiği sırada haşmet nevinden nelere ihtiyac varsa hepsini aldı. Floransayı geçmişti. Çün- kü, orası sarraflatih, -tefecilerin pek te vaç bulduğu bir yerdi, Burada parasını arttırmak için türlü yollar vardı: Rode- rigo di Kastigliya ismini takındı, ve bir ev kiraldâr. Nereden geldiğini soranlara İspanya- dan daha pek çocukken (ayrıldığım, Hâlebe getirildiğini, sonra oradan İtal- yaya geçtiğini ve ketidi içtimai seviye» sine, doğumundaki asalete * uyabilecek bir Kadını ancak italyadâ bulabileceğini söylerdi. Harikulâde güzel, otuz © yaşmda bir adam olmuştu. Kısa bir zaman için, ser veti, cömertliği ve şahsi (o cazibesi: bir | | < YAZAN: Makyavel Filoransalı diplomat ve tarihçi Nikkolo Makyavelli (1463 . 1527) nin eserleri arasında her çeşit yazıya rastlanır. Tarihi vakaları tesbit eden yazılar, resmi evrak, mektuplar, risaleler, başka, mevzuu ve yazısındaki orijinalite itibariyle cidden şayanı dikkat olan bir küçük hikâyesi vardır. i yaşamış filoransalı muharrirlere has olan o tatlı mizahiyle tamamen tercüme etmek maalesef hemen hemen imkânsızdır. Fakat hikâye iirler ve piyeslerinden başına bir kıymeti dir. Bokaçyonun hikâyeleriyle bir ayarda tutulabilir. Hatırmızdadır ki, Giyovamio Bokaçyo on re asır miri rak arasında vet en geniş ve üslübu en zarif 'n “Romancı! babası, , anılmaktadır. “Dekameron,, isimli kitabı tâ irde, izinci asr sonlarına kadar gelen bütün hikâve muharrirlerinin ilham menba yarka Kİ müelliflerdendir. çok kızları ve bir miktar © parası olan asilzadeleri kendine celbetti, Birçok taliğler #rasında Roderigo; Amerigo Donti sirinin gözel ks zı Oneatay: seçti, Evlendirecek üç kızt daha ve hayata henüz atılmak üzere o- iü Çiftçi, mucize nevinden şeyler göstermeğe başlamıştı. Hatta bir ma naslırda papazlardan birinin erkek kıyafetine girmiş bir kadn olduğunu söylemiş ve doğru çıkmıştı. lan İki oğlu bulunan bu zat, en asil sü-f Jâlelerdendi. Fakat ailesi efradı pek ka- labalık olduğu için bir hayli fakirdi. İzdivaç, Roderigonun servetile yapıla bilecek en mutantan şekilde oldu. Gele- cek günlerde, işlerin gayet yoluna gire- ceğine inandıran bir manzara hasıl ol- Muştu. Bununla beraber (söylemeliyiz ki, Roderigo cehennemde olan (o mesleğini bırakalıdanberi, o şayan: hürmet şeytan lık evsafından birçoğunu kaybetmişti, İnsan şekline girmekle. İnsan ihtirasları nı ve zaaflarını da (o benimsemişti. Çok sürmeden kendisine bahsed lerden istifadeye ve birer birer dünyevi zevklerin hepsini tatmağa (koyuldu. Kendini methettirmeği (o seviyordu. O kadar ki, kendisini beğenenlere uğrun- da avuç dolusu para sarfediyordu. karısına o derece tutuldu ki, onun güzel kulâde parlaklığını küç bulutu kaplasa, rstırabının işkencesi al tında eziliyor, mahvolmak derecelerine geliyordu. Fakat heyhat! Sevimli Mona Onesta mevkiinin ehemmiyet ve azametine ka- | pılmağa başlamıştı. . Böylece bir gurur peyda etti. Kocasının her şeye boyun eğebilecek kadar kör bir ihtiras uyandır dığını sezince, tam manasile hâkim bir i vaziyete geçti. Ona emirler veriyor ve | bu emirler yerine getirilmediği zaman, şiddetle azariryordü. Balayı esnasında İşin en güç tarafı, (o Roderigo böyle bir vaziyete düşünce hemen kızın babâ- #r, annesi, kız kardeşleri ve akrabaları etrafını a rİar ve aralarını bulmağa çalışıyorlardı. Hepsi de (izdivacın mu- kaddes mecburiyetlerirden bahsediyor, Roderigo'nun ona olan aşkını istismar ediyor ve neticede, davanın esası her N€ ise, Onestanın İehine (o halleğilerek iş Bir taraftan ik mastâflar” edili- yordu. Onesta bilhassa çok lüks giyini- yordu, Giyinme modası'daima değişmek te olan Floransanmi her modasına tabi olmaktaydı Zavallı şeytan sonraları karısının söz yerine getirmiş olmak maksadile onun kız kardeşlerine de — kolayca ev- “lenebilmeleri için — zengin çihazlar yaptırdı, bol para verdi. o Fakat buda lerini kâfi gelmedi. İki erkek kardeşin de ha“ yatta, bir iş sahibi olması icap ediyordu. Röderigo bunlardan birisine (o sermaye vererek bir manifatura (dükkân açtı, Ötekisini de simsar yaptı. Karnaval eğlenceleri esnasında Mo- na Önestanın ziyafetleri masraftan yana herkesinkini geçiyordu Bu (Masraflar pek ağır olmasına teğmen Roderigo,—. tek evin sükünu bozulmasın diye — hiç şikâyet etmeksizin kesesinin Ağz! açı- yordu. Lükia bu o kadar ileri gitti ki, artık bir zahmet halini almağa başladı, Hiçbir hizmetçi bu bale, birkaç günden fazla dayanamıyordu. Günün (birinde hiç hizmetçi bulamaz oldular. Roderigo, yeryüzünden ilk (o geldiği zaman beraberinde, hizmet için birkaç küçük şeytan getirmişti. Bunlar İnsan şeklinde çalışmaktaydılar. Fakat, hanım larının ne biçim yaradılışta bir o kadın olduğunu anlayınca, hemen (efendileri Roderigo'nun ayağına düşerek tazallüm da bulundular: — Büyük efendimiz! Bize müsaade etmenizi ricaya geldik. Size karşı hür- metimiz bakidir ama, böyle zalim tabiat te bir kadına hizmet etmeğe cehernem- de yanmağı tercih ediyoruz. Bırakınız da gene ebedi meskenimize dönelim. Ve gittiler, B ÜTÜN bu gürültü arasında Ro- derigo meteliksiz de kalmıştı. ümidi. kainbiraderi hesabına ya- tırmış olduğu setmayede idi. Onun için açtığı manifaturacı dükkânından şünün birinde kazanacağı ümidiyid, ondan bundan borç almağı başladı. Bu süret- le, eski hayatı » yaşayabiliyormuş gibi gö: ordu. Lâkin bir kere mürabahacıların €line düşmüş dilşmemiş miydi, Floransanın bütün avukatlarının da eline düştü. Onların elinde hakkını arayabilmek gay retile sürünüp gidiyordu . Sonra şöyle bir havadis çıktı: Kain- en bir tanesi, kendine itimat edilen düka altınlarinın © sonuncuşuna varıncaya kadar kumarda kaybetmişti. Diğeri de; yükü tamamen sigortasız v- lan bir tüccar gemisinin batması petice- sinde boğulup gitmişti. Bu haber, Rodegiro'nun alacaklıları- nı tam manasile harekete getirdi. Öde- me müddeti bitmeden evvel, aralarında lll nen ik ks vik 18 MAYIS — 1937 Si toplanıp süratli bir tedbir almağı kara” laştrıdılar, Kaçmasına meydan verm” den tevkif ettirmek istiyorlardı. Rörlerigo alacaklıların bu * mü plânından haberi olmadığı halde, vasi yetinin pek ümitsiz olduğunun fark idi. Kaçmağa karar verdi. Bir sabah erkenden, etrafta daha Ki *€ görünmiyorken, uyuyan karısın? yanından kalktı. Yavaşça (dışarı beygirini eğerledi. Floransanın en yal kapısı olan Porta del Prato'dan sırı$ EHİRDEN bir buçuk kilometi” kadar uzaklaşmış uzaklaş” miştir ki kaçtığı kaber alındı. Birdenbif alacaklılar arasında bir telâş başgöst” di. Hemen adliyenin Cursori tabir «© len atlı polisinden yardım istediler. Af W polise, Roderigonun nerede olduğu” ak eden birçok kimse daha iJh# etti. Ve böyle kafile halinde, kaçak Rf” derigonun peşine düştüler, Roderigo, peşinde nal seslerinin gÜ” rültüslnü işitince, yolu (o terkedip bildiğine memleket içine (doğru a sürmeğe karar verdi. Fakat toprağın tizamsızlığı beygirine fazla zahmet riyordu. Bunun üzerine attan inip yâ? olarak kaçmağa ve bu suretle emmi! tini muhafazayı düşündü. Koşürak, sendeliyerek, en çukuz Bl likleri atlayıp sıçrayarak, her ses işi te durup saklanarak bitkin bir bal Pretola isimli bir köye vardı. Bir : likte durdu. Adamın birisi öküzünü © latıyordu. Onunla biraz konuşması ticesinde öğrendi ki, bu öne Gio Matteo Del Brika'dır. Ve Guova”” del Bene isimli bir zenginin maiyeti” çalışmaktadır. Müşkül vaziyetini Matteoya anlat ve eğe: kendisini bir alacaklınm attır ğı zindanın ölümünden kurtaracak “ 4 lursa, onu zengin bir adam yapa€ö! vaadetti dedi ki: j — Eğer sana yaptığım bu vaafi ye rine getiremezsem, beni ele. verme”& serbesi iii Gio Malteo, bu teklifi kabul etme bir şey kaybetmiyeceğini anlayacak — dar kurnazdı; Roderigoyu, bakmak zere bir yere yığılmış kuru odunla" arasına saklayıverdi. gi Roderigo odunlar altına henüz *. | lanmıştı ki, polisler ve diğer ahali Li di. Matteoya her türlü tehdidi savur lar. Bir hakikat gizli o tutarsa en Cezayı vereceklerini söylcü'ler. ondan zerrece malümat ai hiti boşu boşuna aradıktan sonra Mi yet yorgun argın ve meyus bir i Floransaya döndüler, EHLİKE geçince, vay Roderigodar, öyle bol biyer yaptığı vaadi yerine getirmesini İS©. Röderigö şu cevabı verdi: y — Benim temiz yürekli karde Sana nekadar borçlu olduğum be rut, Vaadettiğim şeyi yapacağı emin ol ve rahat et. Ne şekilde olsun, bu sözü muhakkak yerine Syf ceğim. Bönim kim olduğumu bil musun ? Roderigo, burada, kendisinin ki duğunu ve başından geçen bütün ceraları köylüye anlattı. Sonra onU gin etmek için ne gibi bir hile kul cağı izah etti. Yapılacak şey (Devamı 11 incide) ki

Bu sayıdan diğer sayfalar: