18 Mayıs 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

18 Mayıs 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aa a emin m Karmila sabahları gayet geç K8l- kardı. Bir bardak şokolg içer, baska hiçbir sey yemezdi. Sonra birlikte Arkadaşım Tulur, bir ağacın kenarında otururdu. bedeni bir halsizlik vardı. Mir Maveresi ise dalma neşeli ve zekiydi. derle, büyüdüğünt anlardım. Bir sabah bahçede otururken; bir “Enaz gecti, Bu bizim korucunun ki- gi ölüsüydü. Zavslli babasi perişan ila Pi Müsde tabutun > v köylüler ilâh? söyliyerek yürüyor. ardı, * Ben de cenasaye hürmet olsun di- YS yerimden kalktım ve ayni iJâhiyi Mirıldandım, Arkadaşım sert sert kO- Yoru tutarak hırçın bir sesle: — Yanlış söylüyorsunuz. Sesiniz falso, Susunuz. Fena halde keğörm. , — Niçin? “Bedim. Ben bu ilâkiyi Pek âlâ söylerimewe"begeniyorum. Şarkıya devam ettimi, > Karmila, kulaklarım! tıkadı ve öfke Miz bir mi hakslım? Sizlerin bu dini hilmayişleri beni ir. kiltiyar, Ne işler icat ediyorsunuz. Herkes ölmeye mahküm. Öldükten Sonra insanlar daha mes'ut! Haydi Şeri girelim. — Bu kizcağız on beş gün evvel pe- Tİ görmüş, o korkuyla ölmüş diyorlar. Haberiniz var m? — Allah aşkına ba Jâfları bırak. Beni hiç enterese etmiyor. Gel, elimi tut. Başka yere gidelim. -Sık, sık eli. ini. Daha gerideki bir kanapeye otur. du. Karmilanın Yüzü soldu. Adela Yemyeşil kesildi. Dişleri ve elleri ki; litlergi. Ginelri bir noktaya dikildi ve bütin vücndu titremeye başladı. Sanki kendisiyle mücadele ediyor, bayı'mamak için gayret sarfediyor gi. biydi. Sonra, boğuk bir ses dudakla- Tınm arasından çıktı. Arkadaşım ken. dini topladı. — İşte insanları bu ilâhiler bu hale sokar! » dedi. , Elimi tutun... Buhra- Bim şimdi geçecek. Korkmayın, Ondan sonra açıldı ve bende bırak» tiği tesiri izale etmek İçin olacak, so derece neşelendi ve gayet hoş muba. Vere mevzuları icat etti. Böylece pinler geçiyordu. Arkada. Sima geldiğindenberi ne kadar mem. Run olduğumu söyledikçe yüzüme ba- kıyor ve garip bir tebessümle: — Sahi mi? « diyordu. , Ve #onra beni sararak uzun uzun öpüyordu, Bir akşam Oodamda yatıyordum. Tubaf bir rüya mr gördüm, kâbus mu Etçirdim, bilemem. Odaya birdenbire ş a ii ah) ; İ ! NU ii ni hi 2) ii i ti ON saklayın. zi oda aydınlandı. Karşım d put gibi Karmilayı gördüm. hâdiseyi yalnız Matmazele ve Mi anlattım. Onlür bir şey söyle- Fakat hallerinden afalladık. Jarını anladım. “Aynaya bükiyor ve güne eridiğimin farkma varı, . Bihhatimde bir şey Yoktu, dım. Bir asabi bulıran geçiriyor, bütün işleri arkadaşımın başma bir felâket geldiği için oluyor sandığımdan be - hemeha) içeri girmek, onun yardımına koşmak itiyordum. Uşakları çağırtıp onlara kapiy” kırdırdık ve odaya gi. rinoe hayretimize payan olmadı. Zira, Karmela'nin Izi bile Yoktu. Her yerleri sraştırdık. Kanapeleri, altini, perdelerin arkasınl... Yak, yok yoz! p rakımız bir kat daba arttı. Son zi da ydik. Acaba genç kıza ne olmuştu? Matmazelin odasın: da toplandık. Sabahı ettik. Hâdise hakkında erkenden babama haber verildi. Şâtonun dört bir tara. ft arandı, Fakat genç kızı bulmak bir türlü kabil olamıyordu. Öğleyin bire doğru arkadaşim 0. dasına tekrar rene eşikte kale » Karmela ayna” mr oturmuş, güzel güzel saçlarını tarıyordu. Sevitçle yanıma döğrü koştum ve ev hallanı hüberdar etmek için yile bastım. Ayni zaman. br” Neredeydin? Gece seni burağn bulamayıncâ müthiş merak ettik. Ne. re gittin? Nasıl geldin? —— Gectm pek'hoğ geçti! - dedi. Aman kuzum anlat. va (Devamı var) Tercüme eden: Hatice Süreyya diri Tonton amcanın Hayali deniz banyosu Kızıl sacayak Çelik yüreğin maceraları pr ÜEDİTİN ARKASINI TAKİBEN g .BELAGERİN SOYARILE. Ri GİDİYORDU. f Yazan : 18 Dün mutlu bir günden bahset- miştim, Atatürkün bükülmez, sar sılbaz azmiyle | İstabulu arkasında bırakan mücadeleye atıldığı günden. Asil Türk milletinin cesaret ve kudretine çoktan inanmış bulunan Mustafa Kemal, kendisini bu muaz- zam davaya atarken emindi. Aradan on sekiz sene geçti. Türk yurdunun, Türk milletinin ve Türk kültürünün on sekiz sene icinde aldığı mesafe baş döndürücü? dür, Daima ileri bakan Türk genç liği hiç bir zaman on sekiz sene &v- veline unutmıyacaktır. Ben bu gün de on sekiz sene evvel bügünden bahsedeceğim. Elimdeki ( vesikalar on sekiz sene evvel bugün, 1919 yr 17 mayıs günü İstanbulda cereyan eden bâdiselerdir. : O günün hâdiseleri, memleketin ne İeci şerait alımda bulunduğunu bütün çıplaklığı ile gösterir. Bunla- hareketinin manası daha canlı bir ifade ile gözümüzün önüne bir da. ha getirir. İşte buraya o günün hâ- diselerini aksettirmeğe çalışacağım. v... İzmirin işgalinden sonra Mar maria, Kuşadası ve Muğla da ayni akıbete uğramış bulunuyordu. Bu feci akıbetten ilk irkilen ve isyan & den genç Türk talebeleri oldu. Darülfünunun kürsüsünde #öz söyliyenlerden Besim Ömer paşa göyle diyordu: — Felâketi o kadar derindir ki, mütehassis olmıyan ne bir Osmanlı, ne bir müslüman vardır. Uzun uza- dıya sözden ziyade filiyata ihtiyaç vardır ve Darülfünun bir milletin ru bu, dımağıdır.,, Kürsiye Akil Muhtar geldi. — Haksızlıkların tabiate karşı mukavemeti yoktur , dedi, devam etti. Hak ne zaman olsa yerini bu- lacaktır. Herhangi müessesei siya" siye bir gün esecek adalet rüzgâr nın darbelerine mukavemet edemez, bıkar, gider. Bütün akvamın saa- det ve terakkisi esasatını temin et- mek için yapılmış bu kadar takatsiz bir mul sonra insan (akil ve fikir erdiremiyeceği haksızlıklar yapıldığını gördükçe tabii meyusi* yetten kendini alamıyor.,, Bundan sonra kürsüye Rıza Tevfik geldi. Türklüğün yüksekli- ğinden bahseden filosufun fikri baş- kaydı. O, kendisinden önce kürsü- ye çıkanlar gibi heyecanlı, ateşli de- öildi. İşte kendi sözlerinden birkaç cümle: “Bizim yapacağımız şey sü“ künetle düşünelim, fevkalâde tehli- keli bir zamandayız. Biz sopa ve si- lâh ile çıkamıyacağız. Bazı adi nü- mayişlere meydan vermiyelim. Var- sınlar sarahaten zulüm etsinler,,, İçtima salonunda bir ses yük- seldi ve şöyle bağırdı : “İstanbulun fethinden sonra tecenniin edenler o kadar çoğalmış- pe; rı bilmek; Türk azminin, Atatürk | RECEKTİR:. BU ONUN DKHATNAZARINI ÇEK. MESİNE KAârj/ e Es R ia GELE: ya BURADAN iyce! TARAS, EDERİZ gi Niyazi Ahmet sene evvel bu gün Istanbulda Yurt davası için yapılan protestolar.. (Riza Tevfik sükünet tavsiye ediyordu. Ons | “Hareket tavsiye edin. Memleket zaten yanmıştır. Bari şanlı olarak yansın, dediler tır ki, timarhaneler açılmıya lüzum görülmüştü. Çıldırıp mahvolmak- tansa, şerefle ölmek evlâdır; mate mi milliyi göstermeli, bayrakları si” yaha boyamalı, siyah perdeler a8- malı, siyah rozetler takmalıyız.,, Bundan sonra kürsüye Hamit Şevket geldi. İzmirden yeni gelmişti. Bütün gençler onu 8€ssiz, nefessiz dinliyorlardı. Şöyle haykırdı : — Ben Rıza Tevfik beyin 99 değil, yüz defa konferansını dinle- dim. Fakat itidal yerine hareket tav yanmıştır. Yanacakta bari şanlı ola siyesini beklerim. Memleket zaten rak yansın. Protesto yapıldın., Gençler alev halindeydiler. On- ları yatıştırmak güç oluyordu. Rızâ Tevfik cevap verdi: “Bir vazifei hamiyet deruhde edi yorsunuz. Dikkat ediniz, bunu bir siyasi entrika zannetmesinler. Biz belki icabında memleketin okumuş adamları namma bir beyanname Ya parız. Herkes meleketine gider. O> cağını söndürmez. Hayatımıza aklı mizi terfik edelim. Biz Türk mil etinin hukukunu, haysiyetini, padi» şahlığını muhafaza isteriz. Tiyatro ya gitmeyin. sinemaya gitmeyin, yalnız taşkmlık etmeyin... İstanbula yeni yeni haberler ge Diyordu. Bu haberler, her yerde halkın siyah bayraklarla matem yap tığını bildiriyordu. o Üsküdardan “Elli bin Türk kadını, imzası ile İs- tanbulda bulunan Amerika, İngilte- re ve Fransa mümessillerine pto testolar çekildi. Protesto aynen şuy du: “İzmir ve havalisinin âdil ve hak- ka hiç bir sebebi makbule müstenid olmıyan işgali biz, Türk kadınlarını gayri kabili tarif yeis ve kedere dü: sürmüştür. Bu haksızlık karşısında izharı aciz ve teessür ile iktifa etmek istemiyeceğiz. Zira, İzmirin ve #a- vahilimizden herhangi bir noktanın işgali mukaddes Anadolumuza ö lüm mikrobu sokmak demektir ki bu hale asla tahammülümüz yoktur. Şimdiye kadar ziyadesiyle akan be- şeriyet kanı kâfi gelmediyse evlâtları mızdan baki kalanları helâl ve kendi hayatlarımız da feda olsun.,, Fakat bütün bunlar, hasta, kuv- vet ve kudretsiz olduğu düşmanları mızca muhakkak sayılan Türk mil. leti için bir fayda temin etmiyordu. Edemezdi de. Fakat Türk gençliği ve bütün Türk milleti: Güneş ufuktan şimdi doğar... Şarkısını hep birden yerle göğü sarsarak haykırabilirlerdi. Çünkü iyi Kemal Samsun yolunday- ir. © Diş TABIBI Necati Pakşi | Hastalarını her gün sabahtan akşa- | i | İ ma kadar Karaköy Mahmudiye tadde- si No 1.2 kabul eder. Salı ve cuma günleri 14,20 ye kadar | parasız muâyene eder.

Bu sayıdan diğer sayfalar: