18 Mayıs 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

18 Mayıs 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e ag MAMA mm. 18 MAYIS — 1997 Münderecatımızm çokluğundan dolayı dercedemedik, özür dileriz. mn Esnafın temizliği için Hamamlarda beş kuruşa kadar tenzilât | yapılacak Esnaf cemiyetleri müşterek teşkilâtı bir taraftarı yeni bir dispanser (açarak İstanbul esnafının sağlığına büyük bir Yardımda bulunurken diğer taraftan “mafın temizliği ucuzca temin çdecek bir imkân bulmuştur. Bulunan şekle göre Hamamcılar ce- Mmiyetinin müzaheretile İstanbul hamam larından melihim bir kısmı günün muay- Yen bir saatinde esnafa kapılarını aça” <aklardır, Bu saatler sabah ve akşam esnafın gidebileceği saatler olacaktır. Esasen © saatlerde hamamlar müşteri- sizdir. Bu hamamlara giden esnaf cemi- yetlerden aldığı beş kuruşluk bir dişle amama girecektir. Bu yalnız sarfedilen *üyun bedelini teşkil edecektir. Yapılan tetkikat göstermiştir ki ha- Yat şartlarının müşkül oluşu, hamam Ücretlerinin çok yüksek ( bulunuşu ve #kserisinin bekâr veya karısının mem- lekette oluşu dolayısile aylarca yıkana- iMmiyan esnaf bulunmaktadır. j Henüz bir proje halinde olan bu işin küvveden file çıkarılmasına çalışılmak- tadır, Zehir kaçakçı ları faaliyette Iki zehir tüccarı daha yakalandı Arap Miço namında birisinin Yaptığı ihbar üzerine dün Feriköyde Süleyman isminde bir eroin satıcısı ile İsmail ismindeki gözcüsü yaka- miştir, Dün'derhal bunların duruşması Yabılinıs ve Süleyman tevkifine Ve İsmaili de gayri mevkuf olarak duruşmasının yapılmasına karar ve” Tilmiştir, —n Bir tahsildar tevkif edildi Sümer Bank yerli mallar pazarı tahsildarı Fuat on lira kadar parayı zimmetine geçirdiği zanniyle dün akşam adliyeye verilmiş ve tevkif edilmiştir, Daha 3.000'lira mikta- tında bir para vardır ki bunun © va- Ziyeti malüm değildir. Fuadın böylece bir sene içinde mühim bir miktar parayı zimmetine irdiği zannı Zonguldak valiliği- ir iş'arı üzerine hasıl olmuştur. Ağaçtan düşen dört çocuk Aziz, Ahmet, Cahit, Mehmet isminde dört küçük çocuk dün Süleymaniye ca- mii içindeki ağaçlardan birine çıkmışlar r Üzerinde oyuna dalmışlardır. Dört çocuk bir ara ince bir dalın Üze- rine yerleşince dal kopmuş, dört çocuk» treden yere düşmüşlerdir. Bun- i Mehmetle Cahit ağır surette ya- ralanmışlardır. Müthi bir infilâk 50 kişi berhava oldu Kong - Kong 18 (A.A) — Burada rihtıma bağlı olan Olr vaputda şiddetli bir infilâk olmüş ve ekserisi Japon ol- mak üzere 50 kişi ölmüştür. Vapur par salanmış ve cesettler rıhtıma İrrlamış” tir, a RK alm ei İLE e TEŞEKKÜR 14 Mayıs 937 cuma günü Eyüpte dun esnasında yavrusu. kucağında iken hayata gözlerini kapıyan sevgili kızımız Vedia'nın son teşyiinde bu“ lunmak kadirşinaslığını gösteren ve | taziyette bulunan sevdiklerine; keder. dide ailesi muhterem gâzöteniz vasrta sile an derin teşekkürelrini iblâğ eder. Merhum erkânıharp Kağri . paşa ailesi Istanbul konuşuyor ! a Aşıkların. gece bütün İstanbulun mine e See arasında akan açık geriz! sıhhatini tehdit eden bir tehlike: Bostanlar ve mahalleler (Beşiktaş: 2) karanlığında kongre kurdukları sokak Beşiktaşlılar bazı kasaplardan şikâyetçidirler. Bana, bir yapmak Akafetlerin yokuşun inip sola çar- seniz, iki yüz metre — mahkemesini e ayım çe da geçip iki üç yüz metre yerdi nüz mü Şair Nedimin adını taşıyan bu cadde sizi bir beş yol ağıma ulaştırır. Sessiz bir mahalle. Günlerden pazar. Dört beş çocuk bir kenarda hararetli bir spor münakaşasına dalmışlar. Dük, kânlarının önünde sergi kurmuğ iki y tünel veya bakkal birer küçük iskemle- ye oturmuşlar, sırtlarını aya Eğ petiklere dayamışlar, müşteri z gören yorlar. Küçük bir kahvede iki ihtiyar, iki genç var. ihtiyarlar esneyerek sinek v lar, “ caketli kahveci bir iskemleye kurulmuş, bacak bacak üstüne (o atmış, nargilesini tokurdatarak gençlerin is» kambil oynayışlarını seyrediyor. Ara se ra şu sokaktan bu sokağa temiz kıya- fetli bir bayan, süzülüp gidiyor veya te iz bir delikanlı köşelerden birini dö- diz özden kayboluyor. Beş dakikada —— e gönüllü, gullığışsız bakışlı bir ev “babasi elinde bir kese kâğıdı veya bir paket taşıyarak aheste aheste geli- 5 evlerden birinin kapısma elini uza- mi Kâh bir zil kâh bir tokmak sesi il mahallenin sessizliğini, sükünunu ee açılıyor, bir kapı kapanıyor. Ne pencerelerde, ne yoldan geçenler» de, ne de konuşan çocuklarda bana kar” en ufak bir alâka sezmiyorum. Of! e ie kapalı peprdeleri, inik kafesleri, paklar yolcuları, çocukları duvarlar pe vi küçük evleri ve büyük ko li ile birlikte şu mahalle koskocâ- K bir muamma,» Herşey sakin, ber ii essiz, herşey meçhül Yalnız s9 vin gevert- Zira onlar köşe te daki kırmızı sabelâlarda adlarını hay ai VA egtikilede dete soği” ©“ » - Hattat Hüseyin sokağı * 3 — Çatlak çeşme sokağı em Bakis Susuz ve ileride bir. İşte ömrü Sdabadda geçen şair Ne- dimin adına bahşettiğimiz caddeden sa- ğa sola uzana birkaç kol. bunlarda dolaşıyor, dikkatle rum? Hiç birinde lâmba yok ve Nedim cad- desinde ne derece muntazamsa Gözlerim bakıyo. bunla» tın Arnavut kaldırımları da o derece berbat. Bu sırada tütüncülerden biri O bana yaklaşıyor. Kırmızı yüzlü, beyaz göm. eğinin düğmeleri açık, bakır tenli ve bol İkili göğsü gözüküyor. Şüpheli ve mütereddit soruyor? — İdareden mi geldiniz? — Hangi idareden? — Su idaresinden gel zi sandım da. ç N — Hayrı, Bir şikâyetiniz mi var bu idareden? , — Sanırım. Baştan aşağı kulak kesilip nefesimi kesiyor ve onu dinliyorum. O iki eli iki Kn” e o DAYALI yi Dem”. k oluşundan şik âyet edilen Beşikdede dere sokağı ndeki sır nedir? Yazan: Haberöi r bu kunduracıyı pek seviyorlar. (resmini işaret ettiğimiz “mektepli matbaamıza gelip bediyesini ) bakkâlın “el kesesinden huvardalık kolaydır,, demesi Dae g4 ti cebinde ve biraz fazla cür İı bir sesle devam ediyor — Kerbelâya döndü mahalle, Şirke- tin elimden, bir zamanlar, elâman çeki- or, suyun belediyeye geçmesini istiyor duk. Hoş, belediyenin şirkete (o rahmet okutturduğunu iddia edeçek değilim. Fakat Beşlikdede sokağı halkı pek ber- bat bir haldedir. Buşaya gelince birdenbire toparlan- dı: — Ben de ama budalayım haa! Bu- nu size söylemekten ne çıkar? — Birçok şeyler çıkar. Ben gazete im, gazeteme yazarım, (o Okurlür ve üratle yapılması mümkünse cceğiniz dertlerden © kadar muş olursunuz. Şakrak bir kahkaha atu: —— Çocuk mu kandırıyorsun? Kim o- | kur kim dinler?? Eskiden - su Terkos | şirketinde iken Belediye mahalleyi bol | bol sulardı. . Çünkü el parasile güvey girmek kolaydır. t işteki yıldır su belediyededir, bizim mahalle de toz duman içindedir. Çok yüksek sesle, âdeta © bâğırarak konuşuyordu. Gelip geçenlerden birkaçı durup kulak misafiri oldular. Bunlardan biri söze karıştı: — Yazın toz vardır. Fakat kışa gir- dik mi halimiz berbat olur, — Çamur mu oluyor? — Yalnız çamur olsa neyse. Yağmur. Tu günlerde bütün şu sokaklardan gelen sular burada birikir, göl olur geçeme- yiz. Buna bir de lâmbasızlığı, sokakla- rın zifiri karanlığını ilâve ediniz vaziye- timizi anlarsınız. Hele Çelebioğlu soka- gından bir geçeyim derseniz, yandınız. Tütüncüye sordum: — Alış veriş nasıl? (Devamı 12 incide) HABERCİ —1 İ kâr ve hınç Arnavutlukta Şıkan Isyan Hasan Kumçay, Arnavutlukta çi kan isyana hariçten müdahale vaki ol düğu saman Balkanlarda ve gibi bir tehlike haşgösterebileceğini anlata. rak diyor K Arnavut a bir isyan çıktı. Tiran» dan gelen bir telgraf büna sebep ola, rak içtima! ıslahat tedbirlerini göste. riyor: Kral Zogo kadınların peçeleri- ni açmak İstemiş, eski kafalılar buna karşı gelmiş. Gayrimemnun unsurlar da bu tedbirleri tahriklerina vasıta yapmış. Neticede isy Fakat işi n olmuş, İç yüzü dikkatle araştt- *rılmea görülür ki bü türlü sebepler hep zahiri şeylerdir. Bütün dert şim. diye kadar en az-bir vergi bile verme- ge alışmamış olan küçük Arnavutli. ğun kendine mahsus bir devlet teşk, lâtını idare etmek miikellefiyetini ö- muzlarına. almış olmasındadır. Arna- vutlara tahammül edilemez bir yük gibi gelen bu vaziyetin her yakit hü. kümet aleyhinde tahrikât yapılmağa istidat hazırlamaktadır. Onun için bugün Peçe işl olmasa vaktile Meşrutiyet devrinde Osmanlı hükümetine karşı yapıldığı gibi şim- di de Kral Zogp aleyhine yarın saksl vergisi çıkarılacaktır. n kısası daima bir Isyan vesilesi bulunacaktır. lar Arnavutlurın kendi ara. da kaldıkça mesele kolay halle. Fakat karışıklık Arnavut- luk hudutları aşar da iki taraftan birine yabancı memleketlerden yar- dım gelecek olursa işte Balkanlarda dananın kuyruğu o zaman kopmuş o. lacaktır. Hemşehrilerimizde dalgınlık nisbeti Tramvay şirketinin gazetelerde bir ilânı gözüme ilişti. Şirket, “7937 yılı- ni nisan ayında tramvay arabaların. da bulunan aşyanın,, bie listesini yap. mış, eşya kaybedenleri çağırıyor; — Geliniz, bunlar arasında size ait bir şey varsa verelim... - diyor , Bu listede neler neleryok. Ayakka, bılar, kullanılmış çoraplar, kadınlara ait kullanılmış iç çamaşırları, donlar, gömlekler mi istersiniz, dişçi ve dok- tor âletleri, kâğıt, kitap, defter, mü. hür, gözlük, tesbih ve tarak mi? Hep- si var, Topyekün 555 parça, Düşündüm: Eğer tramvay arabalarında bir ay. da bu kadar eşya unutuluyorsa ön İ. ki ayda en az8 . 7 bin parça unülu, luyor demektir. Eh nakil vasıtaları İstanbul tramvaylarından ibaret de- Zil ya... Kadıköy. Üsküdar trumvay. ları, Şirketihayriye, Haliç, Akay va. purları, Anadolu ve Rumeli banliyö katarları, otobüsler, arabalar ve oto. mobiller de'var. Bunlarda da az eşya mt unutulur? Sonra eşya yalnız ara- bada otomobilde unutulmaz ya? Kah, veler, barlar, tiyatrolar, sinemaları da hesaba kutmak lâzım. Hele hele, daha bitmedi, komşuya öabah kahve. sine veyr İki mahalle öteye günübir. lik misafirliğe giden hanımneler bir gey unutmazlar mı? Faraza bir mesi. reye, bir gezintiye gilmişsinizdir, ev- Ni İseniz kaynananızın, değilseniz tey. zenizin, halanızın orada bir şey unut. madan, k4ybetmeden eve dönmek şa. nından mıdır? Binaenaleyh tramvayların bir aylık yekünunu en azdan yirmi misli kabar. tırsak şehrimizdeki “unutkanlık ma- ceraları” nın hakiki vekünuna ancak yaklaşabiliriz. Zira unutkanlığın ista, tistiği yapılırken unutulan randevula, ri, borçları, ev kiralarını ilâ mek ilme uygün düşmez. mizi bile unuttuğumuz oluyor. O hal. de elde ettiğimiz yeküna bunlar için arkey katarsak, İstanbul iş uyak — ie yılda aşağı yukarı i utkanlık vakası yaptıkları neticesine ulaşırız. İva ri olmamız. lâzım. 1 u bir şehirde bir yılda 300 bin unutkanlık vakası teh, likeli şey değildir. Adam başına yıl. da bir vaka bile düşmüyor, Bu hale (Sayfan çevisiniz) Kara DAVUT ve etme, azan aklı,

Bu sayıdan diğer sayfalar: