19 Mayıs 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

19 Mayıs 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zengin olsaydım iflâs mı edecektim ? Yeni harfler çıktığı zaman: — Ah zengin olsaydım. - de- miştim. | — Ne yapacaktın? - diye sor; muşlardı. j — Bütün sermayemle kitapcıl- Şa başlıyacaktım... — Kârlı bir iş midir? — Tabii değil miya: Ne kadar muhalledat varsa hepsi yeni harfle- re nakledilecek. kolaylık sayesinde okuma, yazma bilenlerin adedi ço" #alacak, Demek ki bir taraftan cid- di eserlere münevverlerin rağbeti, ö- te yandan da hafif mevzudaki kitap lara halkın hevesi artacağı için, bu iş ticaret bakımından da en kârlı iştir. Aradan zaman geçti. Evvelâ umum neşriyat arap barf- leri zamankinin üçte birine düştü: #onra, grafikler yükseldi, gazeteler yükseldi, hatta eski seviyeyi aştı. Dediler ki: — Bunda 'şaşacak bir şey yok. Zira, yevmi matbuat hem mecmua nm, hem de kitabın rolünü benim- sedi de ondan. Lâkin gitgide o karakter de de Gişti. Artık gazetenin birinci sayı- fasmı üç roman birden işgal etmi yor. Gazeteciliğimiz, mermuacılığı mecmuacılara terketmek ve sırf gün delik bir matbua halini almak tema yülünü gösterdi. Bununla müvazi olarak, mecmüacılık dirildi. Eski va- ziyetini buldu ve gecti. Fakat kitapçılık?... Diyorlar ki: gl — En meşhur bir muhaminn bir eseri bile basılınca, güç belâ bin tane satılıyor. ” — Nüfusumuz on yedi “milyon olduğuna göre, demek ki, gaheseri- mize'on yedi binde bir kişi lütfen iltifat ediyor! Siler 7 er ni Fakat diğer taraftan şu hakikat- ler meydandadır: Ç Matbuat umum mü ürlüğünde bana bir kucak eser gösterdiler... — Bumlarm beheri elli bin tane bazılıyor! . dediler. li Fakat malüm, taş basma neşr Yatmin yeni harflere istihalesi vlan bu kitaplar, Babıâli piyasasınm hari- cindeki neşriyatı. Yani, bir münev- ver muharrir tarafından yazılarak bir fenni bayi tarafından basılmış seyler değil.. Bunun manası nedir)... Herhalde şu olmak Jözem. gelir: Halkın okuma hevesi coşkun bir su gibi akıyor, lâkin bizler — ki değir- menciyiz — değirmenimizin çarkla- rmı bu cergyana değdirecek kadar Aşağıya indirmesini becerememişiz. numuz öğütülmüyor diye yolu. nup duruyoruz. Teşbihler, istiareler bertaraf: Biz Babşâli muharrirleri, Vezirhanr- um muharrirlerine mağlüp oluyo- rüz! Bizim müşterilerimiz olması lâ- zım gelen sınıfa onlar hitap ediyor, onlar bizim maddi ve manevi ekmek Paramızı alıyor... Diğer taraftan şunu öğrendim: Kırım tatarları ki, bir avüç insan dırlar, bütün klâsikleri, bütün gârp muhalledatmı dillerine çevirmişler. Cenubi Kırımlıların dili, hemen tamamiyle bizimki gibi olduğunu len ve sözünü — esitgemiyen bir dostum: , — Mademki biz çeviremiyoruz, biz basamıyoruz, şunların yaptıkla” Tm: getirsek, birer serisini halk-ve i mektep kütüpbanelerine alsak. ençlerimiz dillerini İstanbul türk” çesinden uzaklaştırarak, klâsikleri urımlılardan, yahut Azeri Türkle rinden okusa... - dedi. d Bu, yeisle söylenmiş acı bir sö?” ü. Düşünün ki, Çarlık zamanında u€Yanin kapıları Türk neşriyatına psikken Babiâli piyasası, bütün ta" *ttiği kitapların mühüm bir mikta- tını Kirimdan Kazana kadar bütün (Vâ-Nü) (Devamı 4 üncüde) “de top oynadık mi, . met çavuş tatl Mahalleli Haber muharririne Vişnezade semti ve csmli hakk nda izahat veriyorlar... Istanbul konuşuyor ! (Beşiktaş: 3 ) e gg Vişnezade mahallesi Taşlık denilen yerin hikâyesi futbol oynamasından şikâyetçi bir mahalle Yazan: Haberci ,aretler yokuşunu çi. ndan * #aplınız mi, mahallesi (denen * Beşiktaşta Ak kıp da parkın yanı doğru. Vişoeze kısma, girer arayının sırtlarına Dolmabahse ki itibarile Jel, tabii mevki İ e düşen bu mahal Beşiktaşm en güzel yerinde kasyimuş. tur. Vişnezade eski nız girin ve güze kadardır. ni inin önündeki mey wi alaycı feryatlar yi Dt irili ufaklı bir sürü çocukla bire ortasında” elinde futbol i ilenin. bir çocuk yardı ki, kafi dap süşüp onalrı kovalayan 60-70 de bir ihtiyar bilhassa onu kollaya- rak köşüyor. Bir taraftan da bağırı- PE Hınzır, kâfir, sana burada top oynama diye kaç kere söyliyeceğiim. Ali efendiyi kızdırıp dayak yiyecek- sin, başıma İŞ çıkaracaksın. n Elinde top bulunan sanki bunları hiç duymamış giki, ee bakmadan koşuyordu. Yalnız « arı uriğ e ii ve dönüp dönüp ihtiyarı ğ fendi baba, kızma.be! Ne olur sanki. Ali efendinin tavukları rahat- sız oluyor diye biz oyun oynamaya” ak mıyız. N ni © Shtiyar bu sefer büsbütün köpürdü. —— Bak gunleri diye bağırdı. Daha nu? söylüyorlar. Haydi dağılın. baka. lm, sizi gidi siziler” e Ve çıplak ayağıma giydiği Jâstikle- » rini sürükliye sürükliye çocuk grupu- na doğru koşmağa başladı. “Bu sefer tabanı yağlayıp kaçmak sırası öbür Küçüklere de gelmişti. Fakat 15-20 adımdgn fazla açılma- dılar, Jhtiyar biraz uzaklaşır uzaklaş. bir mahalledir. Yak | camisi, 400 senelik Viğnezade mahallesinin meşhur si, mazi gisbet verm eğe bağladılar. İç malarından kahveci Mehmet Çavuş Yine v X lerinde biraz deha cüretkâr olanı ile | öğrenmek istediğimi söyler söylemez anlatmağa başladılar — Burası oldukça eski Cakat temiz yapılmış bir mahalledir, diyorlardı. Manzarasınm güzelliği, etrafının açık. lığı az bulunur bir nimettir. Yazık ki;| şimdi belediye buralara o kadar itina| ai ri SE arat dedi, Sen Ali efendinin . Bırak be, oynayalım. sukatı Misin. Gi keyfi için öyunumuzdan olacak lig yas n 5 ey nefes nefese kalan ihti“ artık takatı kalmamıştı. Ayazı| Si 2 yarn iyor, Kaldırımlarımız harap çıktığı kadar bağı. gp | bir hale geldi, sokaklarımızda karanıl ir m se isek lıktan geçilmez oldu. kat benim ŞA “riya belâ açmayın. Onun topu İle kre onu aranıza simak yök. Ben size karışmam. Bu siradâ çocuklarin yanma okul muştum. Meselenin ne olduğunu sö dum. Açıkgöz biri anlattı: —- Burada Ali efehdi isminde tram- vay şirketinden mütekait birisi r. Tavukları vardır. Biz evinin önün iğ müthiş kısar. Ba ihtiyarm da elindeki topla demin ka çan çocuk torunudur. çi i Bütün basitliğine rağmen miz vi velveleye veren bu vakayı hayretle MEMU Denizyolları idaresinin. açığını ka. patmak için altmış Kradan yukarı Maaş alan memurların maaşlarından | yüzde beş kesilmesi hakkı daki kara. , , meydanın aşağı) rm iktisat vekâleti tarafından geri ! akyariay ei hemen yenındak!| alındığını yazmıştık. Bu kararın ida- apre doğru gittim. röye resmen bildirilmesi üzerine De, niz Yollarş idaresi den'z ro memürları namma İz: Aziz ve Ege süvarisi Sait 30 senedenberi işleten Meh. yüzlü, tatlı dilli bir £. Kendisile konuşmağa başlayaĞı- Em sarada yanımda. çok “temiz gi. sa'y iki yat daha geldi. ? Bunlardan b'risinin yüzünü yuvar lak ve siyah bir sakal kavisliyordu.. “Ben mahallenin, caminin tarihini Burayı iktisat vekili Celâl Bayara bir,teşek. kür telgrafı çekmişlerdir. at vekili Öğrendiğimiz: İkt Celâl Bayar bu teşekküre deniz yolla rı müdürü Sadeddin Serim ves ifade - Çocukların eden Vişnezade mahallesidir Ben ba sırada, kahvenin biraz öte. “ alnde görülen Beşiktaşın (taşlık) de- nen meşhur yerine bakıyordum... Bü- rası hakkında da kendilerinden mü lümat riça etmeye meydan kalmadan şunları anlattılar: — Bizim.semtin şu taşlık denen meşhur yeri evvelce cami için hazır- lanmış bir temelden ibarettir, p Eskiden burada (Küçük Süleymani- küçük bir modeli olan iki minareli bir cami varmış, Sultan Aziz bunu yıktır. mış ve yeni bir owni yaptırmak için inşaata başalmış. Senelerce uğraşılarak çu gördüğü- nüz muazzam temel kurulmus ve tam tamie başlanacağı sirada Sultan Aziz ölmüş, inşaat da yarıda kalmıştır. O zamandanberi metruk.kalan bu yene, gimdi büyük bir inkılâp âbidesi yapılacağı haberlerini duyarak sevi. niyutuz k Burası inkılâp âbidesine hakik$ten münasip bir mevkidir. Bu semt halkı böyle. bir âbidenin buralara vereceği şerefin -sevincini #imdiden bhizssetmektedirler,. Muhataplarımın burası .için anlata» cakları artık tamam olmustu, Böylece benim yazım da bitmiş olacak, “ Çünkü gezdiğim. mahalleler içinde en mesutlarından birisi olarak gördü: ğüm (Vişnezade) hakkında yazacak fazla birşey olnnsa gerek. vi HABERCİ DENİZ YOLLARI RLARI Iktısat Vekâletine Teşekkür ettiler. cevap vermiştir. Bu cevapta teşekkü. | re karşılık vetilmekle beraber deniz yollarının zarar etmesinin alelâde bir mesele değil bütün Türk milletini a, lâkadar eden bir şey olduğuna ve bu zararın devlet bütçesinden kapatıl- mukta olduğuna işaret edilerek yapı. fedakârlığın obüyük'üğü tebarüz #ttirilmekte ve vakıâ deniz. yolları murlarının maaşlarından kesilmi » yorsa da bunu bütün Türk milletinin ödediği gözönüne konulmaktadır. Bu. na göre İdarenin yükselmesi ve zara. rın kapatılması için el birliği ile ça. lışılması tavsiye olunmaktadır. ye) namile maruf ve Süleymaniyenin | 19 mayıs Yunus Nadi'nin başmakalesinden? Bu yeni bayram oldümolasıya â& pehlivan ve kahraman»Türk mil. etine kutlu olsun, Bu atlama ve sıçramanın aiçin ve vasi olduğunu ve ondan neler çıktı. ğını bep biliyorsunuz: Ergenekon bir efsane, bü bir hakikattir. Nerede İse boğularak ölecek Okadar sıkılmıştı Umumi Harbin Mütatökesi Türk va. tanımın üstüne bir belâ kâbusu gibi gökmüş, Türk milletini kıskıvrak #sa- tarak oyu çıkmazı sokul: av hs yanı çaresizliğine götürmüştü. Aylar- dan ve aylandanberi.- İstanbulda bu kât kat Katmerli ve-kesif “muhasara hatlını nasıl yaracağını düşünen bir Türk, Mustafa Kemal, Gazi ve eni. hayet Atatürk 1919 mayısın 16 nci günü İstanbuldan vapura atladı, ve üç gün sonra Sarisunda Anadolu kara. sına ayak bastı, O yola çıktıktan sön. Tâ, amma biraz geç, İstanbuldan ha- reket eden bir ecnebi torpitosu £on süratle onu takibe koyulmuştu. Eğer torpito Mustafa Kemaji"götüren Türk vapuruna yetişebilmiş olsaydı onu tey kif edecek ve kutlu yolcuyu oradan a- İp geri getirecekti, Torpito son #ü- ratle Samsuna vardığında — Müstüfa Kemal birkaç saat önee karaya Gk. miş bulünuyordu. Atı alan Usküdarı göçmişti artık, Mustafa Kemal kendisini Samsun. dâ Karaya dıkâran seyahate kaçarak gitmiş değildi, O Osmanlı ordusunun şurk havalisi müfettişi idi, Bu onun tarafından İstanbulun farkına vara- mıyacağı bir mehâretle Anadoluya ko layca geçişin vasıtalığını yapan bir düzendi. Bununla beraber hareketin- den sonra ku li şiphelerle. heye. cana düşen cin fikirli düşmanlar bulu narak onu yakalamağı koşmuşlardı. Bu plânlı mücadelede, Türk oiletinin marifeti galip geldi. vü MADA AKSAM'da: 19 mayıs Hasan Âli Yücein makalesinden: Cesur ve kahramandır. Mustafa Ke mal, tepeden tırnağa, ezhlanmış bir imandır. O, yenilmiyor, yeniye mü, kahri, İç ve dış bütün düz irt yeniyor Örmhuriyet, bu galobenin ebedi remzidir. Mustafa Kemal, bu mucizeyi varat- mak için Samsuns ayak basa',, tam «nsekiz yıl gemi Dömek burün on 20kiz yaşında bulünan ve on sekizli. den daha İüçük olan gengler; 6 gün,” henilz dünyada yöktülür. Demek, £a. yısı wiyonlara veran bu ge w'İk küt- lesi; hür, müstakil Türk velasının bulutsuz, onun gözleri gibi süt mavi göklerine gene onun yarıtlığı mev'nt zamanlarda gözlerini açtılar ve hür, müstakil vatan topraklerima, onun bahşettiği bahtiyar devirde ayak bus, tılar. hi : KURUN'da: Samsuna çıkan Alalürk Astm Us'un başmakalesinden: Bütün dünyanın Türkiyeyi” gfük tamamen yok olmus farzettiği bir za. manda iradesini, azmini muhafara e. derek milletini “kurtarmak için tek başına bütün dünyaya karsı mücade leye karar vermiş çalı Mustafa “Kö. mal neye güveniyordu? O bir kere kendi küvvetine' ve'tec- rübesine güveniyördu. İmparatorluk devrinde “Türk milletinin hsyaiyetini, şerefini muhafaza etmek icin Avru, pada; Asyada, Afrikada bütün hatb sahalarında im'inszlıklar içinde çar, Pışmış, yokluklar içinde varlıklar ya, ratnış, hiebir teşebbüsünde muraffa, #iyets'z'ikle ka 4“mamıştı. Umümi felâket sahnesi içinde her yakit bir zafer yildizi olarak parlamıstı. Diğer taraftan bütün geçmiş | tecrübelerile kendi milletinin yüksek kabiliyetini pek iyi anlamıştı, Yeniden girişmek kararını verdiği büyük davayı da Türk milletinin bu kabiliyeti ve feda- kârlığı ile mutlaka başaracağına madı vardı. Bütün bir millet kendine itimat ettikten sonra mutlaka muvaf- fak olacaktı. e

Bu sayıdan diğer sayfalar: