24 Mayıs 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

24 Mayıs 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Tarihi Hikâye HABER — AXşam postası Italyanın meşhur şairi ALFIYERİ'nİN maceralı hayatı ORD MAKULEY,o seyyal renkli ve fakat her zaman doğ- ruyu yazmayan tarih hikiyecisi, kitap- larından birirxle Kont Vittoryo Alliyeri den bahsederken şunu deri “Mağrur, ateşli, muhteris bir asilza- de... Gayet iyi ata binen, çapkın biri ki, Lord Ligoniyer ile Haydparkta düello etmiş ve krallık makamına hak iddia e- den bir prensin elinden çalmıştı; Bu cümle, insanın hayalini nasıl can- landırıyor ve tehlike içinde, (ekseriya dehşetle ve bazan asilâna yaşımış bu adamın tarihini öğrenmeğe sevkediyor. Alfiyeri'nin hatıratmı © açalım. Ve kendisi hakkında yazdıklarından şunla- nr okuyalım: “Ben, 1740 senesi o kânunusanisinin 17 sinde Asti (Piyedomont)da Aristok- rat, zengin ve namuskâr bir (aileden doğdum. Taliimin bu üç noktası üzerin. de bilhassa duruyorum. Çünkü evvelâ, asil bir aileden gelmekliğim, bana ye- gâne meziyet olarak asaletter mek imkânını vermiş ve hiç ithamı altında kalmadan ont: larını, kötülüklerini, lana vürabilmiştir. (israliçe) sini bizi nasıl nefret et. kıskanma saçmalık suiistimallerini İkinci derecede, zengin olmaklığı- mız bana #erbest olmak fırsatını temin etti ve hakikatten başka (heri ir maksada veya kimseye hizmet edip İe- kelenmekten kurtuldum. Üçüncü noktaya gelince, min namuskârlığı yüzünden ebeveyni- sülâlem- den mia utanmadım. Alnrm açık yaşa- drm., LFİYERİ hetüz bir çocukken, EA kendisine tatbik edilen tahsil ve terbiye sistemine İsyan etmiş ve o zamanlar, çocuk okutmak inhisarını & zerinde bulunduran papazlara karşı ha- | yatınca düşman olmuştur. Kendisine zorla © verdirilmekte olan dans derslerine ile isyan ediyordu. Dans hocası bir Fransızdı. “Bir kadın gibi oy- nak, mağrur ve sızlara düşman oldu. Papazlardan ol- duğu kadar Fransızlardan ida nefret &- diyordu. Yegâne zevki, çok sevdiği kız kar. deşini ziyaret etmekti. Zavallı kız kar- reddettiği bir inutmak için deşi, ailesinin şiddetle delikanlıya olan aşkını boşu boşuna bir manastıra orada yaşamaktaydı. Fakat şimdi on dört yaşında nan Alfiyeri için yeni bir hayat başla- kapanmış, bulu- mıştı. Bütün ihtirasnı, ata (Obinmeğe hasretmişti. Bir müddet sonra, içinde seyahat etmek arzusu uyandı. 1766 se- nesinde yeknesaklaşmış hayattan kur- Alfiyeri, Gottinga, şeh- rinin dar sokakların da bir eşekle karşılaşt- terbiyesiz,, bir adam, | Alfiyeri, bu adamdan başlıyarak Fran- | tulmak. Üzere, yabancı (memleketlere yola çıktı. Napoli yollarında mürebbi- sine yol verdi. Ve bu suretle hayatında ilk defa olarak yalnız, baskısız ve ken- mukağderatını kendisi tâyin edecek bir vaziyete girdi. Napoliden Romaya, Romadan Bolon- ya'ya, oradan Venediğe, © Riviyeraya, Marsilyaya, Parise gitti. Fakat bütün bu seyahatin sonunda kendisini inkisa- ra düşüren pis bir hava, kötü bir takım evler, Fransız kadınlarının boylı yüzle- tİ Ve nihayet kralın kendisile karşılaştı. Alfiyeriyi, saraya takdim eden Piye- domont sefiri idi. Alfiyeri, hatıratında şöyle diyor: “— Gerçi, on beşinci Lülnin asilza- delerle asla konuşmadığını bana söyle- mişlerse de, — kibenie bunun © büyük bir ehemmiyeti yoktu — kralın O beni tepeden tırnağa kadar süzmesine ve hiç bir kılını bile kıpırdatmadasına taham- mül edemedim... IR müddet sonra bu o rahatsız seyyah, İngiltereye geçti. Ve o- rada ilk defa k hoşbir (sürprizle tı. Güzel yerdi burası, oParisi ne kadar sevmiyorsa, Londradan © de- rece zevk alıyordu. Orada, © zamanlar Avrupada görülmiyen bir © bir sıhhat göze çarpıyordu. İngütereden Holandaya geçti ve ora- | da ilk defa olarak aşk perisinin okuy- la karşılaştı. O zamana kadar, aşk ma- ceralarına atılmaktan çekinmişti. Ken- dini aradığı namüskâr tipi bulümâamak- taydı. Fakat, bu defa Holandada tutul- duğu katın, üstelik evliydi de. Ona ma- ik olmak için türlü müşkülâtr mucip 6- laçaktı, Netice itibarile kalbi kırılmış olan Alfiyeri, vatanı olan İtalyaya dön- dü. Orada kendisini edebiyata vererek- aşkını unutmak istiyordu. O zamanlarda kimse, bu genç adamın birkaç sene içinde İtalyan şiirine ilâhi bir tesir aşılacağını tasavvur edemez- | di. Bütün maceralarının kendinde bı- raktığı intibaları öyle bir eda ile yazdı- | ki, kendisine “İtalyanların o Bâyronu, denen bu adamın şiirleri dalma yaşı yor. Fakat memlekete (döndüğü zaman, silesinin, kendisi için bir kız seçtiğini onu kendisine zece olarak almasını is- tediğini gördü. Alfiyeti, bü seçilen kiri zerre kadar düşünmeksizin derhal gene £ seyahate çıktı. Bu sefer Almanyaya, Danimarka» | ve Rusyaya gitti. Büyük Frederiğin memleketine var- dığı zaman, orasını ucu bucağı gelmi- yen bir kışla memleketi halinde gördü Hülâsa, dünyayı, ne kadar fazla gi rürse, dünyadan o kadar nefret ediyor- | du, Yalnız dünyanm (İngiltere kısmı müstesna... Orayı “mükemmel bir mem- leket,, sayıyordu. Yeniden İngiltereye doğruldu. y Yolda Hanovr'un üniversitesile meş- hur olan Gottinga gehrine uğradı. Got- tinganın dar sokaklarından birinde bir eşeğe rastladı. Bu adi tesadüftern her- halde can: sıkılmış olacek ki bilâhare hatıratına şunları yazıyor: “Öyle muh- teşem bir Üniversitenin tam göbeğinde ir İtalyan merkebi ile bir Alman eşe Hinin karşılaşması, büylik bir şairin ka- Temine yakışır bir hâdisedir. Ne yazık ki, ben böyle bir vazifeyi başarabilecek kudrette değilim!,, başladı. Kertlisinin haiz olduğu ünvan ve Aristokrat gelişi, ona İngiliz sosye- telerinde hemen yer temin etmişti. Fa- kat, arkadaşı prens Masserano'nun e- vindedir ki, asrın en sayılı güzel kadın- larından Lord Rivers'in kızı ve babası yerinde ki Lord Ligoniyer'in karısı Pe- nelop ile tanıştıştır. Alfiyeri, bu genç kadının güzelliğine enbire tutuldu. Muaşeret &dabının bütün sık:larına rağmen, onunla hemen hergün ya operada, ya (toplantılarda, yahut parkta buluşmağa başladı. Gün geldi; bununla iktifa edemediler Alfiyeri, sevgilisinin evine gitmek gibi | tehlikeli bir işe başladı. Buna sebep o: | lan şey de, sevgilisinde tehlikeye karşı görünen bir hayatmslils ra öştlemın gis tereceği herhangi bir ibtiyat eserinden hoşlarmayıştı. Genç kadının bu tabiat- leri, Alfiyeriyi şiddetle tahrik etmiş ve neticede her şeyi gözüne alarak, aşkı derecesinde kuvvetli bir cesareti de ol- duğunu göstermek için Lord Ligon'iye- rin evine kadar girmişti. Yaz geldi, Lordlar, memleket yazlık evlere çekildiler. Fakat o havali» içine ye de, ekseriya tek başına bir süvari ge liyor, atını yol kenarında bir atmaca bağlıyor. Çalılar, teller arasından güç- lükle geçtikten sonra muayyen bir du- İ varın arkasında kayboluyordu. Bu, şüphesiz genç, şair, Aşık Alfiyeri idi. ZUN bir zamandanberi yapıla- gelmekte bu pek hususi hâdise- lerden Lord Ligoniyer © kuşkulanmağa başlamıştı. Alliiyeri bunu sezdi. Fakat (aşkın pençesinde olduğu için, bu aşağılık ma- cerayı nihayete erdirecek herhangi teh lkeli vakaya kendini hazıt buluyordu. Bir pazartesi günü, bir askeri (o geçit resmi yapılacaktı. Bu geçit (resminde Lord Ligöniyerin de hazır bulunmağa mecbur olduğu haber alınmıştı. Bundan daha mükemmel ne olabilir? Ne yapıp yapıp o gece Londrada kaldı. Böyle bir fırsat kâçırılamazdı. Attan (o düşüp sol kolu çıkmış olmasına n, bü- tün sancılara dayanarak elbisesini giy- di. Uşağiyle araba çağ Arabayı, gece karanlı tı ve yola çikti. İa ve sevgi- lisinin bahçe kapısından hayli uzak bir hesapta dahil olmadığı halde, bahçe kapısı kilitliydi. mevkide bıraktı. Fakat Bunun üzerine Alfiyeri, bahçe duva tırmanıp içeriye girdi. Ledi Ligoniyer, kapıyı kendi eliyle açık bıraktığını te- kit etmişti. Acaba, kim kilitlemişti? Burunla beraber, bütün bu ulak şey- ler, çabuk unutuldu. Şafak söktüğü sı ralarda Alfiyeri, sevgilisinin yanından ayrılırken, kimsenin kendisini görmedi- gine emin bulunuyordu. Bununla bera- . Bir kurt, ken» şlamıştı. ber, içi rahi disini kemirmeğe ! Salı günü öğleden sonra “İtalyan © Ortada hiç bir sebep yokken, perns, vahşetiyle perası,,nda arkadaşı Masserano'nun lo- casında geçirdi. Ve işt; tam orada iken, | ağır darbeyi yedi nin kendi Kapıyı bizdeni koridora çikti; Otada sevgilisinin, hid. det içinde köplüren kocasr”” Lora &rgo- | Jinde kılıç vardı. Dışardan Bırdığını işitti hiyeri gördü. Adamın Söyleniyordu: Kont Vittoryo Alfiyeri — Karım, bana her şeyi | itiraf etti. Düelloya hazır mısm? Derhal beraberce tiyatrodan çıktılar. Parka indiler. Yolda Afiy kend.si hakkında ithamları reddedip (kadının namusunu kuştarmak istediyse de, kâr etmediğini anladı, ve: — Pek güzel, dedi. Karın sana ne söy lediyse kabul ediyorum. Olmuş ş*yler- | dir, | ARKA gelmişlerdi. Artık söyle- nezek söz olma içim. birkaç adım âyrıldılar ve kılıçları çektiler. Lord Ligoniyor, İtalyanın sarılı ko- unu görünce, kemal ciddiyetle «rrdu: — Kolunuz, düello yapmanıza mani olacak derecede sakat mıdır, genç karısının boynuna bir külhanbeyi atılmıştı ... ri cevap verdiz — Evet. İtalyan şa nu yazıyor: atıraları meyanında şu “Ben gayet kötü bir o etkrimciydim. İ elloya, herhangi Bi#“kaideyi | düşünmeksizin daşladım. . Ulanmacan *tiğim o adama, herkangi bir zaraf etirmektense, öllürmeği dahâ Acemice salladığı kılıcın her hareke ti, gayet ustalıkla geri çevriliyor, çar“ pılryor,, kesiliyordu. Alfiyeri şu kanaate ydi, bu maha- şimdiye Okadar on defa icının ucuyla mus arızına dokunmak sarfettiği gay“ retler hep boşa gitti. Kendisinin ond aşağı olduğunu da anladıkça, gayreti iki misli yor ve bu süretle Ligoni n mahir kıkç oyun detle maruz kalıyordu. L: na daha şii nİyer, ken” disine yapılmış olan bir hücumu savuş” tururken ilk defa olarak ve İstemeksi- zin genç İtalyana Idırdı. Ve kılıcı, onun sağ koluna isabet'etti. Fakat, ha“ raretle çarpışan bir çok mücadeleciler* de olduğu gibi Alfiyeri de yaralandığı" nı hissetmiyordu. Bu sırada Lord Li goniyer kılıcını alçaltarak o Alfiyerinin yarasına işaret etti: — Ben kendimce bu kadarı kâfi say yorum. Siz Ne dersiniz? diye ( sordi” Altiyeri: — Bu işte şikâyetçi ben oolmadığ: için, dücllonun kâfi gelip (o gelmedi hakkında söz söylemek bana düşmez. Bununla k nl aldı ve yollandı. Genç İtalyan b bu başından geçenlere hastl tahammi edebildiğine hâyretler içinde o olduğ” yerde kalakalmıştı. LFİYERİ, Lorâ o Ligoniyerine karışma karşı da, ayni derecö de yumuşak davrandığını işitti. Lord” bütün yaptığı, karısını boşamak üze” mahkemeye bir istida vermek olmuş(” Demek ki artık, Peneloppla evlene9” lirdi. Böylece ortada mevcut olah ha” vasını da temizlerdi. Asfiyeri, neşeden deli olacak gibiyö' Bünunla beraber, kendisini (daha *İ bir felâketin beklediğini bümi9* : yg Hülyalarının gayesi olan Perelop# > e vuşunca, bu güzel o (Devamı karşıki sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: