29 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

29 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihi macera ve aşk rem>>1 Osman; “ Ne sandındı Tazan: (Vâ - Nü) ? Benim vatan bâini, Türk düşmanı olmama İmkân var mıdır ? ,, diye yüzüme baktı Araya girmek istedim: Olan oldu ler araya girdi. Ayda: imkân yok. Büyük bir âşk, bü kin olmuştur. Ve kapıyı vurarak çıktı. . &O Papa, bu cinayeti öğrenince, evvelâ fena halde küplere bindi. Sonra, mu- kadderata boyun eğmek mecburiyetin. de kâldı. Bir müddet Osman hapsedil- di. Ben, dayak yedim, keza hapsedil. dim, Hatta beni öldürmek bile istedi- ler. Lâkin, Osman yemin etmiş: — Şayet lalam öldürülürse, ben de canıma kıyarım., Bunun üzerine beni serbest bıraktı. | lar, Papa, seyahate çıkmamıza karar verdi, Fransaya gitmek üzere.. . » * Muhterem hariler! Rus kütüphanesinde bulduğum csc- rin bu taraflarında birçok sayfalar ek. sikti, Zamanın tahridine uğramış. Bun lar seksen doksan kadar sayfaydı. Tah minim Ve diğer tarihlerden tetkikim,| papas Ösmanın garbi Avrupada *« Or-| ta Avrupada seyahatleri ve maceraları| hikâye olunuyordu bu sayfalarda.. Pa.| kat bereket versin ki, son sayfalar ek- sik değildi ki, cn heyocanlı Testın dda burada.. Onları is nsaha devam ediyorum: * . * « Türklerin muhasarası şiddetli bir hal WiryöRdü' Viyana'düşecekti. Müutla. 500 Liraya Satılık Ford Otomobili 500 lira Ford markalı spor bir otomobil acele satılıktır. Talip o- lanların — ârabayı görmek üzere 214 nümaâralı posta kutusuna “FORD” işaretiyle bir kart yaz maları kâfidir. b _AIŞBAM.F:OSTASI ÜDARE BVi? Istanbul Ankara Caddesi * Posta kulusur İstaobal 214 Telgraf adresi: Istanbul HABER Yazı işleri telefonu; 23872 ,İdare, ilân : 24370 ABONE ŞARTLARI c« Türhiye Ecnebi Senelik — LA00 Kr. » 2.700 Kr. G öylk — 1904 1450 « Baylık — 400 « 400 » Baylık — 10 , 800 » Sahibi ve Neşriyat!Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT budsı 207 — Adam takip edildiğinden şüyhelen Bilyormmuş gihiydi. .Onu Loodra colvarındaki mâhallelerin en sefiline kadaz takip , etmek biç te güç bir gey olmadı. Valing maemmunl yellie eteline döndü ve ge ce yapaı cağı gaa Üyote hazırlandı.. - ka Türklerin eline geçecekti, Bunu an- lıyordum. Bir gece, içimde büyük bir hüzünle papaa Osmanın odasmıma girdim. Arkasında ayak se&i duyunca hirden | bire irkildi. Masastnın başından ayağa kalktı, Ansızın, odanın içinde bir kanat ga. kırtısı oldu. Bir güvercin uçuyordu. Tayana kanatlarile çarpıyor, başını sa- Ba sola vuruyordu. — Bu ne? , diye sordum. — Ay.. Sen misin? Ödümü kopardın. Tut gu güvercini! Görecekler, — Kim görecek. — Fazla lâf istemez. Evvelâ kapıyı kapa, Sonra tut güvercini, Yoksa, felâ-| kete uğrayacağız. Beş altı dakika zahmet çektikten sonra, tutmağa muvafak olduk. Hay. van benim elimde idi, Yüregi gürültü ile atıyordu, Okgayım derken — elime bir kâğıt takıldı. Bu kâğıt kanadınım altındaydı. — Buü ne, Osman ?, - dedim. İrkildi. — Sana he 12 Gözlerim faltaşı gibi açıldı. — Demek sen de? “ Ben de ” mi diyorsun?.. Kimin gibi?.. Senin gibi mi?. — Annen gibi güvercinlerle.. Casus luk ediyorsun ?.. — Vatanperverlik ediyarum. — Demek hristiyanlık, Papanın oğul Tuğu fulân.. — Ahmak.. Aptal.. Ne sandım ya? Milletimin aleyhine mi çalışacak. tın?... — Peki, bana bunu. şimdiye kadar niçin haber vermedin”? — Kimsaye bahsetmemeğe yeminli idim, Annemden bu ağzı sıkılık terbi- yesini almıştım., Pakat seni de aynı süretle yeminli sanıyordum., Bizim teşkilâtta en mahremine bile vazifesin. den bahsetmemek esastır da. Utandım: — Tabii.. - dedim. Ben de senin gibi. Aynt teşkilâtta çalışıyorum. — Vazifen? Eararengiz bir tavır takındım: — Söylemem, Halbuki, doğrusunu İsterseniz, bura. ya şu sözleri söylemeğe gelmiştim: “— Osman! Türkler fena - sıkıştırı- yorlar. Kaçalım. Yoksa bizi yakalar. larsa fenadır halimiz..,, Bu cümleleri değiştirdim : — Fethedebilecek miyiz Viyanayı dersin? — Sağ kalırsamı. İngallah, Her işi ta- mamladım. Birkaç gün dâha sabır. — Demek ki Türkiyeye, İstanbula, yeniden kavuşacağız? — Öyle umarım.. Pencereyi açtı. Güvercini uçurdu. Sonra, bir dolabi kilitledi. Bu, muaz. zam bir dolaptı. Adeta oda gibiydi. İçinde kanat çırpıntıları işitiliyordu. Kapısı kapandıktan sonra ize sex sotla duyulmuyordu. (Devamı var) K | 209 — Akgam olunca iyi bir elbisa giy miş olruğu halde otelinden çıktı. Elinde çok ince kumaştan yapılmış bir pardesli vardı. Bir müddet dolaştı sonra vaktin geçüğini dü şünerek halira malısur bir parka xzirerek ça klıkların arkaaına gizlendi.. Bize forunuz.lize Caevap Verelim... 'Kızın saadetini yıkmayınız Beş sene seviştiklen sonra onunla niçin evlenmek istemediniz “K, D. 28,, imzasiyle aldığımız bir mektupta deniliyor ki: *“Bundatt dört beş sene evvel sayfi. yetde iken bir kızla tanıştım ve az za- manda biribirimizi anlayıp sevişmeğe başladık. Ailece de çok samimi ve tek- lifsiz görüşüyorduk, Bir sene sonra mü- nasebetimiz o dereceye geldi ki her ak. şatn âdeta bir aile gibi biribirimize gi, dip geliyorduk. Kız beni sonsuz ve de. rin bir aşkda sevdiğini daima söylüyor- du, Ben de ayni tarzda mukabelede bulunuyordum. göylece seneler geçti ve aşkımız gittikçe büyüdü. Nihayet kız bundan iki ay evvel başkasiyle ni- şanlandı, fakat istemiyerek başkasına cağını bir gün evimizde iken söyle- miş. Halimi tasavvur ediniz. Çok üzül düm, manevf bir bulran'geçirdim. Dok- tora gittim ve az çok kendimi buldum. Fakat bir türlü omt unutamıyorum. Çünkü beraber çok tatlı ve unutulmaz saatler geçirmiştik. Şimdi ailevi mü- nasebetimiz de eski samimiyetini kay. betti, âdeta görüşmez olduk. Eminim ki ©o da her gün beni düşünüyor. Öndan u- zak kalmak bana çok ağır ve erici geli- yor. Her ikimiz de ayni semtte otur- maktayız. Her akgam eve gelişimide 0. nun evi önünden geçmek ve bir kere ol- sun yüzünü görmek istiyorum, Bir nevi vicdan azabı da duyuyorum, Hatta — delice bir fikir de olsa — bir gün nişanı bozulur da tekrar biribirimize kavuşaca- ğgımızı da ümit etmekteyim. Çok Trica ederim, bu hususta nasıl hareket edece- ğimi, onu büsbütün unutmak mı, yoksa beklemek mi lüzim geldiğini bana bildi- rerek bu müşklil vaziyetten kurtulmama yardım edinir, Hürmetlerimle.,, CEVABIMIZ: Yukarıya aynen geçirdiğimiz mek- tubunuzda derhal hatıra gelen en mü, him bir suali cevapsız berakmışsınız. Bu sual de şudur: Niçin quiğğniz kızla ev lenmeğe teşebblüs etmediniz ve bu ka- dar samimi görüştüğünüz ailesinden is, temediniz? Bize öyle geliyor ki iki aile arasımdaki samimiyet biraz da böyle bir birleşmenin arzu edilmesinden doğmuş ve ilerlemiştir. Fakat siz evlenmeğe ya naşmayınca ailesi kızı bir başkasma ni- şanlamağa mecbur olmuş ve bu mühim saik ortallan kalkınca da iki aile arasın daki temas ve münasebet — kesilmiştir. Hâdiseyi anlatışınıza göre verilecek en makul hüküm budur. Bu takdirde ise, yani siz evlenmiye yanaşmadığınız müd detçe onu unutmağa çalışmalrsınız. Bel ki evlenince mesut olacaktır. Onun sa- adetini yıkmamanızı tavsiye edeceğiz. Eğer vaziyet tahmisnimiz gibi değilse ayrıca mufassalan bildiriniz. Belki size faydalı bir tavsiyede bulunabiliriz, KURUN doktoru Necaetin Atasagun Her gün 16,30 dan 20 ye kadar LAlelide Tayyare apartımanlarında dalre 2 numara 3 de hastalarını Cumartesi günleri 14 den 20 ye — kadar muayene parasızdır. 209 — Birkaç saat evvel oraya saklamış olduğu paketi aldı. Altında amele elbiseni bu lunan, gşik elbiselerini çıkaydıktan socra bun lar: bir pakete sararak Aynı yere sakladı ve bagıra caki bir fötr geçirdikten sonra tam bir amele kıyafetiyle orudan çıktı. Yazanı Morls Löbian kabul eder.| Haydut, polis memuruna bir yum atarak dışarı fırladı ve kapıyı kili Dedi. Jülo omuzlarını silkti ; — Tabil tanırsınız ,dedi, 4x:) Jüloyu, sahicisini kim tanımaz?. Delbo gülümsedi; — Yat.. Dedi ve muavinine dönerek ilâve etti, şunu bir paket yapıver de götürelim. Ne zamandır arıyorduk. Andarmatt ilerledi, Jülonun kolunu l tuttu. Fakat o silkinerek . İ — Yok, dedi, kafese girmeğe Tazı -« yım âmma ,yalnız başıma değil, vakit geçirmek n yanıma arkadaş tâ iste - rim., Hem kibar kimseler. Meselâ bun- lar... Jülo avukat ile karısını gösterdi. Del. bo hayret eder bir vaziyet takımnarak, cali bir eda ile sordu: — Mösyö Martil ile Madam Martil mi? Ne münasebet? Kabahatleri ne?.... Ne yaptılar? — Öyle şeyler ki, susmam için bir mil, yon değer. — Ya.... O halde, afledersiniz aziz ve muhterem üstad, vazilem beni mecbut ediyor.. Sizden bunların ne olduğunu sorabilir miyim? . Dominik, tabancasını şakağına daya- de: e «v. a — İlk cevabr ben vereceğim. , Dedi. Kacas: karısına döndü. O da ta- bancasını şakağına dayadı: — Hayır, dedi. Ben vereceğim... Delbo, muavinine bir işaret etti, son. ra, avukat ile karısına : — Aznan ne yapıyorsunuz! Kendinize geliniz., Diyerek ve onların ölümünden ziya - de kendi muvaffakıyetini düşünerek ile- ri atıldı, Dominikin elinden tabancasını kaptı. Muavini de Patrise doğru yürü . dü. Jülo bu andan istifade ederek bir yumrukta yanımnda kalan sivil memuru devirdi. Kapıya doğru koştu, kapadı, dışardan kilitledi ve seslendi: — Mösyö Martil, vadinizi unutma - yit Eğer södünüzde durmazsanız - bu sefer bizzat gidip teslim olaâcağım ve bildiklerimi söyliyeceğim. Delbo, müthiş Lir hiddet içinde idi. Ne yapacağını şaşırmıştı. Bir Patrise, bir karısına bakıyordu. Patris, karısına döndü: i —Cantm, dedi, yorulmuşsundur. Hay di git yat.. Ben efendilerle yalnız başı. ma meşgul olurum. Dominik gider gitmez, bit soğuk kanlılığını iktisap etmiş olan Patris, komisere döndü, masatıın lzerindeki sigara paketini alarak: — Bir sigara ,dedi, içmez misiniz?. Delbo, ona müthiş bir bakışla baktı. Gözlerinden alev çıkıyordu. Dişlerini sıktı: — Bugünlük, dedi, kurtuldunuz. Fa- kat benim de sıram gelecek... Ve muavinlerine işaret ederek, çık - U, gitti. Ertesi gün, erkenden Patris, icap &. den meblâğı bulmak üzcre harekete geç ti. Öğleden sonra saat 3,5 de elinde bir çanta ile eve dönüyordu. Kapıdan içeri girdikten sonra, dönüp aralıktan baktı, Dışarda iki kişi lâkayt bir halde İimiş gibi dolaşıyordu. Detnek nezaret altın- dâydi. Gülümsedi. Apartımâmına çıktı. Dominik onu görünce: Bu ğa bu kadar para verimek l 210 — Geceyarıs, gireceği evin özünde Bulunuyordu Tam bu arrada sokukta ayak sesleri duydu. Derhal kulağının rakasındaki cığarayı aldı ve kibrit arayormuş gibi yaplı. Cene bekelaf onun yanmdan geçerek uzak taştı. Ö zaman Valing maskesini yüzüne ge , — Ne çıkar? Daha gef©7 Yine kazanırız.. Büugün eden bütün mesele Delbof ö yakalayıp söyletmesidir. işte T vaziyet kötüleşir.. perr Saat dörde yaklaşıyordu: bekliyorlardı. ğY Nihayet telefon çaldı. D”n“d' Fi sarı kesildi: aaş ” — İşte, dedi, muhakkak Patris: — Eğer o ise, dedi, acele 4,5 da demişti... ı Gitti, telefonu açtı, ş“”a' —— Sen misin Rişar?. 4 Patris eliyle işaret ederek İ telefonun ikinci ahizesini BİP Tiyı sini bildirdi, Rişar cevap V' — Evet, benim.. Mödof' ediyorum. , — Ne zaman gittin) | — Bizimkiler yaz için sl!'”;i mışlar, Köşkü bana brraktıltf: " — | taklır. Bir uşakla buradayift ——— | — No var, ne yok?. j — Mühim şeyler var J*_:_& yi Jülo, bilmem nasıl olmuş, Y Mf muş, geldi. Ültimatom verdi! "e de kadar iki yüz bin frank V d ihbar edeceğini söyledi. Wwf müdüriyetine telefon ettim. # li bir komiser çıktı, kendisitt verdim, Gelip yakalayacaklaâf — yat — Çıldırdın mı Rişar!.. N& M ber verdin. Herifi yakalarlar$â H yf ler. Kepaza oluruz. Ne yap:P N kif edilmesine mâni ol, . — Nediye mâni olayım? mi himayeye kalkışacağı? !“,, sen artık iş işten geçti. Jüler Ö-)— şüphelenmiş, bir saat evvtl 'd yi de, uşakla beraber herifi Y' Sımsıkı bağladım, düruyor: ggi beş ot dakikaya kadar gelilmeti / p . RÇRGESESKL KKŞ LYRERK a B w e e kendisine de herifi yakalat'Bf fonla söyledim. : — İyi iş yaptın sanki.. pel3i teslim aldıktan sonra Jüloyt cek. Derhal onu çöz, bendefi milyonun hazır olduğunu 957“" sin, alsın, yahut telefonla bir sin, vereyim —- Bir milyon mu?, Ont bir mu veriyorsun? Çıldırdın m? Ve Rişar telefonu kapadi. Karısı ona sokuldu: ## — Yerım saste kadarı / herifi birakmazsa Delbo burA'* A olacak, her şey mıhvo!ıîl"_ Ve beklediler. Müthiş '*'w # içinde beklediler. Uıkiklllf_ ”rdş geçmiyordu. Nerede ise İIC;’M " tı. Kimseden bir yardım iht yoktu. AVCI ELİ BOŞ DONUM ” ,.?" ) ( Devari? y g S .Y İ ie y A Saat altıyt on geçe, Patrif penceresinden, apartımanıfi bir otomobolin durduğunu £ den Delbo indi. y — İşte, dedi, Detbo gelird” — Farb ona sokuldu: — O Halde maholduk. — Zannetmiyorum zirâ yor, B İ . e öR K.K mö , SD BAA çirdi. Bir kaç saniye sonra, sayerinde kapı sessisce açıldı. 211 — Birkaç basamak : yandaki odaların birisinde, WİZLET Tn müntazam horlamasını G” gf çevirdi, kapıyt araladı ve bir kaç adım attı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: