29 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

29 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ponlar anlaşmış. üü el yatıştı. Ohi Veri a. Bi a Vermekte DA » Göym Ş acele etme- V Türükter b değil, hazım üykü- Ğ e. Bir müd ı'pon;ı' & #o ddet sonra: lğr Yürüyor,. Ş UN KU G U aA A Gene yü- a. İçin Mücadı ele: Mancur © Meselele ançuri, dış yi Sövyetlerle Ut Çar Pişmasındaki a: e Ti Simalı , galiba V, İşe Çin muharebe- ü » diyoruz. “al bir adamın mide N, hazım fasıla- €sine benzi- €5, #zametli bir ta- o, M Zekeriya, istişhad. 'hde Uzun müd Dti dU i yuı::'n Nzer. İçine dü- ili, *e kendine benzetir. Mescli der ki: > Yutar. Çin kültü- | Ün fatihlerini eritip * » W aynj '»nı İayılıımın biti. *icüme makalede YA bir kile cep sa- Ya, Almanyaya | Eönderiyor. Ja- İ bi AYret Kaş L olarak gönte ni tne Gti €Tİ Nakavt et- "T gen, on * r""P')'on. | htima 'timal de Çinin Mühafazakâr Tleşmesi; uyan- anane mı>, Çe) da . e T Meselç, Vzün uzadıya VA AU s 'N.ı' « — Edincik | söyünde 92: aN an - gizlenen ı tiği ye Evinin ka.. K üy korucusu Pten sonra imtiya- | teriliyor: Nü. Hacı Ahmedi, ! BERİDR Şimdi böyle tertemiz bir yer olan Kumkapı sahilleri, neşriyatımızdan evvel — mülevves bir çöplük haline konmuştu.. İstanbul konuşuyor ! Neşriyatımız tesirini gösterdi Aferin Belediyeye! Kumkepı sahillerinden çöplerin kaldırılması bütün bir semt halkına rahat nefes aldırdı Bilmem okuyucularım hatırlarlar mı? Bundan bir ay kadar evvel, bu sü. tunda Kumkapı için çok acı bir yazı yazmıştım. Bütün bakımsızırkları yet - miyormuş gibi, bir de belediyenin kim bilir ne garip bir zihniyetle tatbika baş. ladığı saçma bir usul yüzünden, sahil- lerine tonlarca çöp yığılan bu zavallı semt ,hakikaten acınacak bir haldeydi. Buradaki vatandaşları çöplükte otur- mağa mahküm etmeğe kimsenin hiç hakkı olamıyacağı —halde, Kumkapılıların feryatlarına — günlerce aldırış edilmemiş. Çöplerin sahildeki bütün balıkçılığı mahvetmesi, zavallı bir çocuğun, çöken çöpler altında kala. rak hayatın; kaybetmiş olmasr, beledi - bir türlü harekete getirmemişti. O zaman, semt halkının müracaatı Ü- bir zaman yeyi zerine bütün bunları yakinen tetkik et. miş, fotoğraflarla tesbit ederek yazmış- tık, Aradan günler geçmesi, ses sada çık. mayınca birçok haklı şikâyetler gibi, bu nun da güme gittiğini sanmıştık. Hal - buki yânılmışız.. Birkaç gün evvel, matbaarın telefo . nu çaldı. Nazik bir ses: — Ben, diyordu, Kumkapı halkı na- mına telefon ediyorum. Size teşekkür etmek İstiyoruz. Allaha çok şükür, ar- tık kurtulduk, şu menhus çöplerden, lâğımlarımızı da kısmen - yapıyorlar... Bir heyet halinde matbaaya - teşekküre geleceğiz.. Lütfen müsait vaktinizi söy. leyiniz.. Kendilerine: — Hiç zahmet etmemelerini, bizim ancak vazifemizi yapmış olduğumuzu töyledi isek te, yarım saat gonra ziyare- timize geldiler. Ve Kumkapılı kömür tüccarlarından Bay Hüseyin Karahan ile, Kumkapı eşrafından, oranın dalyan sahibi meşhur Küçük Ağobun oğlu Bay Kirkor, Kumkapılılar namına da- k'kalarca teşekkür ettiler. Bizi, mutlak surette Kumkapıya tekrar gelip bu . Yaptığı ramma matbaamıza geleri mız neşriyaltan son Kkömür tüccarı Hüseyin Karahan ve 'a çöplerden Rurtulduklari bize teşekkür eden heyetlen: Yazan : Habercı için, Kumhkapılılar (Sağda) Odun (solda) Kumkapı dalyanı sahibi küçük Agobun tdarehanemizde çekilen vesimleri gönkü mes'ut dakikalarını görmeğe da- vet ettiler. ç Ertesi gün kalkıp Kumkapıya git - tim. Henüz akşam olmağa cpey vakit vardı. . Evvelden tam bir çöplük olarak gör . tüğüm sahillerin ne kadar rslah edili yine eski halini tamamen değiştirmiye- ceği kanaatindeydim.. Fakat otomobil - den inip, sahile doğru ilerleyince, âde. ta gözlerime inanamaz oldum. Hattâ bir aralık yanlış yere geldim sandım. O eski çöplük, şimdi ne mükemmel bir yer olmuştu. Her taraf tertemiz, kahveler yeni yeni iskemleler koymuş- lar.. Deniz boyu, düzgün toprak yığın- lariyle yeni bir şekil almış. Her taraf | sulanmış. Eskiden bomboş olan kahve. | lerde insanlar rahat rahat oturmuşlar, denizi seyrediyorlar. Vaktiyle mütemadiyen çöp yığınla- rının istilâsıma uğrayan Küçük Sandal Hmanı, dalyanın önü, bütün deniz ter - temiz.. Denize dikilmiş bir çok ağaç kazıklarla, sahildeki toptaklar tesbit e. dilmiş..... Bu kadar kısa bir zamanda, bu kadar büyük bir değişiklik olur şey değildi. Bu eski çöplüğü hayran hayran sey- rederken, ilerde mavnalardan odun bo- şaltmakla meşgul Bay Hüseyin Kara . han gelerek beni gördü. Koşarak yanı- ma geldi: — Nasıl, dedi, haksız v âmişiz? | Çöpler kalkınca, bakın butayı cennete | gevirdik. Hele akşamlArı gelip görmeli- siniz. —Bütün kahvelerden radyolar, gramofonlar çalmağa başlar. Kıyılarda kayıklar dolaşır.. Bütün halk sahil ga . zinolara yayılıp, günlük yorgunlukları- nı çıkarırlar. Bu çöplerin kalkmasiyle canlandı.. Hepimiz ne kadar mes'uduz bilemezsiniz!.. Biz böyle konuşurken, sah'lin tâ öbür başında, bir alay yük arabasının durdu ğunu, ve yere bir şeyler boşalttığı gö, züme çarptı.. Yüreğim hop etti: — Aman, galiba sahillere bir şeyler boşaltıyoarlar, diye âdeta bağırdım. Karşımızdaki, hiç telâş etmedi. Ara- balara bakarak güldü — Bunlatı dedi, biz geüirtiyoruz. Çöp leri kaldırdıktan sonra sahilde bir çok yerler, çukur kaklr. -Arabalar - moloz getirerek buralara döküyorlar. Ve böy- lece her tarafı düzeltiyoruz.. İzahını alınca telâşımin Tüzumsuz . luğuna ben de güldüm. Fakat bu sefer de hatırıma gelen lâğım derdi, y den gülmem yarıda kaldı — Hani, sizin sahillerde açıkta akan Tâğımlar vardı, onlar ne oldu? diye sor- dum. Bay Hüseyin hiç bir cevap vermedi. Yalnız: — Buyurun, gidelim görürsünüz, de. zün - di. I Yürüdük, vaktiyle lüğim kokusundan | sezleri Tüni kıy T KURUN'da, Gene kedi mese.es. Dikkat başladığı kedi m ediyorum; İstanbul icadelesinde unda bikmet kalmaz. —H çıkar.. O halde ile esaze fark € A mücadale mutlaka Ara sıra sokağa kedisi ini n kağa çıkau ciz olan B k be rlar için gerçekten bir meseldir Fakat ortadan kaldırmak içi hiçbir çare de yok değildir: Mesolt gazetemizde işaret edildiği gidi herkan ov Du 'ti dün de beslediği ke boğuzena küçük bir * üÜzerine ken sini va bir truf al, muha ti sayıla' l a kaygısında olunlar n kadarcık bir tedbir göze almamay değildir. (HASBAN KUMCAYD CUMHURİIYET"'te: Rumen elinde Atatürk sevgisi istasyonunda, bi sofra kurtü adın erkek, ihtiyar sivil asker Bep başina geçmişler, şarap | t zahmet Baslas demiryolu yor, garkı söylüyor, mrzrka çalıyor e Rumen döstlarımız, bizi de sofraya gam olduğu ce Bel orlurdı davet et grada var v duk. O kadar israt ettiler ki pasaport ve triptik vizedi pilirken biz de oturmağa mecbur olduk ve o £ slediğimiz için a0 latasyan memuru: len bir 'Nürk gazelecini! misafirimizdir. T in ve TÜ m; de man, bir genç, lakemlesinin — üstüna fırladı ve kadehini kaldırarak fraansızca ve Rumence haftırdı — Dünyanın en büyük adamları olan büyük dostumuz. refine! an bhiri 'Türkiye Cumhurretsi 00 kişi ve etraftakiler hep bir, r, kadehlerini kaklırdılar; rınt inlettir güneş batıyor. Tunanın su, bir sütun tize kadar uzanıy Atatürk., “Yaşasın Töri tamennileri ta karşıdaki, Yügöslüv kayılar na kadar gitti; oradan bir akis halinde biz kadar tekrar geldi... nızı bi (ARİDİN DAVER, boğulan sokağa doğrü ilerledik.. Altın dan 10—-15 metre boyunda açık bir lâ- ğum akan evin önüne geldiğimiz halde burnuma hiç bir fena koku çarpmıryor- du. Bir kaç adım daha ilerleyince iğil . dim ve evin altına baktım. Lüğim ta - mamen kapanmıştı. — Maşallah, dedim. Bu dertten de kurtulmuşsunuz.. — Evet, cevabını vetdi. Filhakika, burayı kapadıktan sonra beş on metre kadar da denize uzatmış olsaydınız, daha mükemmel olurdu, amma, bu ka- dar kusur, artık Kadı kızında da bulu . nur! Değil mi? . Biz böyle konuşurken, etrafımızda kadınlı, erkekli beş on kişi birikmişti.. Yaşlı bir kadın sözümü kesti: — Aferin belediyeye, aferin beledi « #eye, diye bağırdı.. Vaktiyle çöpleri ö- nümüze yığmıya başladığı zaman, çok kızmış, günlerce inkisar etmiştim am. ma, şimdi hepsini geri alıyorum. Artık dua bile edeceğim.. Aferin belediye, a- ferin belediye! Onun bu sözlerine etrafımdakilerin topu iştirak ettiler. Rahata kavuş; nn verdiği sevinçle hepsj teşekkürleri. ni itade edecek kelime bulamıyorlar, du aların, birinin peşinden birini yetişti yorlardı. Otomabile binip geri dönerken dü - şünüyorum: — Kumkapının iyi insanlarını bu ka. ar bırakmak için, belediye n vazilelerden ancak bir dar mi üzerine d kısmını yapmıştı. . Ya, Kumkapının karanlık yerlerine birer lâmba, boruk sokaklarını biraz tamif yaptırmağa kalksa.. Burada, kim bilir ne sarsılmaz bir belediye muhab « beti uyanacaktı. Artık y ı bitiriyorum. Onun için Kumkapıdan ayrıkırken bir çok k'mse . lerin israrla bana havale etmiş olduk - ları bir vazifeyi yerine getirmek İster, ve belediyeye, Kumkapıl:ların şekkürlerini alenen bildiririm.. HABERCİ Tarabyanın su derdi.. te - YARINA:

Bu sayıdan diğer sayfalar: