21 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

21 Ocak 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

|— Kadınlardan nefret ediyorum. Aceba ben deli miyim ? RH,T. imzasiyle bice mektup gönde- ren bir garson okuyucumuzun — hayli mühim bir derdi var: Kadından nefret otmek!.. Otus yaşında, 1,80 boyunda ve 83 kello ağırlığında — olduğunu — söyüyen Çocuk haftası Hediye kazanan- ların isimleri (Baştarafı dünkü sayımızda) BİRER CETVEL KAZANANLAR; 157 — Şermin Sonol Üsküdür, 108 — Kadri Uzuner Şehremni, 1590 —— Saml Ö- ney Haydarpaşa lisesi, 160 — Salamon Balat, 161 — Mebrure Kadıköy İskele cad desi, 162 — Halit Ayman Kabalaş lisesi, 163 — Nuh Çuna — Kadıban, 164 — İsmet Malatya lisesi, 165 — Firdevs Biler Kara- gümrük, 167 — Salâhaddin Sözlü Daerüşşa- faka, 168 — Güner Sanıbelli İstanbul Gın € okul, 169 — Cavit Gülen Üsküdar, 170 — Asüman Nedim Akkuzu, 171 — İlhan Ayten Tuna Beşiktaş, 172 — Hale Edip Şehremini, 173 — Müukaddes 27 inci ilk okul, 174 — Haldun erkek Hsesi, 175 — Nuri Davutpaşa — orta okul, 176 — Üfet Özturga Lâleli, 177 — Sadettin Sezer Dizda riye, 178 — B. Çağlı Samatya, 179 — Mem dub Şehremini Tatlıkuyu, 180 — Adnan Akadur Berber, 181 — Süheylâ 31 inci Hikokul, 182 — Nurji Edirgin Bahçekapı, 183 — A. F. Kutsalt Fatih. 184 — F. Tüten Yürt Kasımpaşa, 1386 — Kemal Kadıköy (İlk 'eddin Dilkolçay Kumka- rkek lisesi, 188 — Mu- hiddin Ansen Şişli, 1890 — Mehmet Kunt Kaya, 1900 — Müntakim Sarmaşık, 101 — 191 — J. Billur Edirnekapı, 192 — Bekir Önen, 29 uncu lk okul, 198 — M. Müjgân Baraj Koca Mu: paşa 194 — Sadi Ta- man erkek lisesi, 195 — Yaşar Kural Üskü dör 1 incl örte okul. bu okuyucumuz derdini şöyle anlatı- yor: ta tahsilim var, Kendimi bildim bileli büyük bir ıstırap içinde yaşıyo- rum. Bunun sebebi, annem ve kız kardeşlerim dahil olmak üzere bütün kadınlardan nefret etmemdir. Bazan eve gitmek iştemiyorum. Fakat nere- ye gitsem kargıma kadın çıkıyor. Onlardan kurtulmak kabil mi? Bana ümitle yaklaşan bütün kadınlar, ben- de kendilerine kargı en ufak bir alâ- ka görmeyince, ne yapacaklarmı şaşı- rıyorlar, bana ağız dolusu küfür ve hakaret ediyorlar. Dayak yiyeceğim diye ödüm patlryor. Esasen kadınlar- dan başıma gelmiyen hakaretin bir bu çeşidi, yani dayak yemediğim kal- di, İlk zamanlarda, yani üfürükçüler devrinde, ihtiyarların zoruyla kendi- mi bunlara okuttum. Tesbihten bile geçirttiler, Tabif hiçbir fayda görme- dim, Vücudumda ve hiç bir uzvumda gayritabillik yoktu. Arasıra düşünü- yorum: Acaba ben deli miyim? Fa- kat hiç de deli değildim. Muhakemem yerinde, sıkhatim iyi idi. Bir gün da- yanamadım. Doktor Mazhar Osmana gittim. Muayene etti, müshile benzar birtakım ilâçler verdi. Fakat bunlar derdime deva olamadı. Galiba doktor da beni teselli için böyle hareket et- ti. Bu halimi kimseye de söyliyemi- yorum. Ben ne yapayım? Lütfen ba- na bir tavsiyede bulunur musünuz? CEVABIMIZ: Sizin bir ruh hastası olduğunuzu tahmin ediyoruz. Bu hastalığmızın tedavisini yine doktor yapacaktır. * KAHRAMAN KTZ —— —— - 3113 — Maçka - İşgi » 1090: Mütereddi! — bir kerakleriniz var, Her şeyden ve berkesten — şüphelçojyorsunuz. Bu hal, size ruhi! ve fikri bir buzur ve sü- kün vermiyor. Vehim — derecesini bulan tereddütten dolayı meselü — kapıyı kepr yor ve fakat biraz sönra (belki kapama» mışım) diyerek dönüyor ve kapıyı kapa> yıp kapamadığınını kostral - ediyorsunuz, bu yüzden faaliyetinizie bir kısmı boşuna sarfedilmiş bir emek baelini alıyor, Dale gınsınız de. Yaptıklarınını dikkatli ve dü: şünerek yaparsanız Bu buydan — tedrlcem kurtulabilirsiniz. Bu şerait içinde bayatta tam muvaffek olmanıza imkân yaktur. Her halde bu kusurunurzu tasbih elmelisinir. Yaşınış ortadır. Evli olmanız en galip bir ihtimaldir. -— 3Ht < K. A.R. A, Gül: Hareketlerinde ve kararlarında makul ve mutedil. 30 yaştarında, orta boy ve bün vede bir bayan. Evelce evli olduğunuza tahmin ediyorum. Zevcinizden ayrılmanız, herbalde idaresizliğinizden olmuyacaktır. O halde ayrılık neden olmuştur. Sebebipi tayine bence imkân yoktur. Birisinin ha- yat ve istikbali İle pek yakından alâkadar Rörünüyorsunuz. Bu da çocuğunuz olabi- lir. Öyle tahmin ediyorum ki, bütün ümit- lerinizi ona balünuyorsunur. Maddi vaziyetiniz pek iyi olmadığına gö- re çalışınak mecburiyelindesiniz. Tahsili- mwiz bir büroda muvaffakiyetle çolışmanızı müsalitir. Amelt işlere de — kabiliyetiniz mümkündür. Hayatımızın Herisine itimetla bakabilirsiniz. Üstad Mazhar Osman hakkmdaki dü- şünceniz doğru doğildir. Sizde bir hastalık bulmamış - olsaydı, ilâç ver- mezdi. Bu ilâçları kullandıktan sonra kurtulcağınızı Ümjd ediyorur. 21 İKİNCİKÂNUN — ISi MAD OG KAHRAMAN KİZ L * Raskas! Raskas ve Korinyan! Başkas hayretler içinde kekeledi: — Mösyö Trankavel! Bir an içinde, Trankavel, Molüs ve Montaryol ve Annais, tarlaya girdiler, Raskasla Korinyanın kalıçları — ellerin- deydi. Haydutlar ancak yedi kişi kal mışlardı. Bütün döğüş arzuları sön- müştü; garip nazarlarla birihirlerini is- vap ettiler ve hemen akahinde atla. rımı yola çekerek eğerlerine atladılar ve atlarının bütüu —hiziyle uzaklaştılar, Gözleri kan çanağı haline gelmiş olan Sen Priyak köpürerek yumruğunu ha- vava kaldırdı, sonra, o da, atına atliya rak iletiye doğru atıldı. Trankavel bir hareket yaptı. Annais de, yavaşça onun koluna dokunarak sordu: — Nereye gidiyorsunuz? — Onu yakalayıp, sizi bu haydut- tan her saman için kurtaratağım. Anpals, tıpkı biraz evvel — olduğu gibi, garip bir — tebessümle gülümsedi vez — Gitmeyin, dedi. Size ya: bu adam bana aittir. Şimdi, a gün, Korinyanın maruz kaldığı büyük bir sürprizden — bahset memle lâzımdır. Avlunun sağında bir — hamurheane vardı ki, buraya — altı basamaklı bir merdivenden inilirdi. — Son Priyak kaç tıktan sonra, Annais, Trankavel, Man söyledim taryol, Molüs ve iki casus tektar avluya tirmişlerdi. Raskal Dük d'Anjuyu değim zannederken, Trankaveli b miış olmaftan mütevellt garip bir hay ret we çok hafif bir. sevinç - içindeydi ğ Korinyan ise, düello ( projeler kurmağa başlamıştı. içindir ki, düclle Üstadiyle arkadaşları görüşürlerken. Kor'n: meşlektapı- mı bir kenara çekerek alçak sesle şöyle dedi: — Dostum, Trankaveli bize, tanrı gönderdi) İşte, kardinalin tekrar gözü- ne girmek için mükemmel bir fırsat adımı görünte, Bunun Hamurbanenin önüne gelmişlerdi. Raskas alaylı bir tavırla: — Makaadırir anlat bakalım, rahip, dedi, — Mesele gaeyt basit elcel! Ben, Trankavelle arkadaşlarını eğlendirmek için burada kalırım, Mademki peder Jozef, elli silâhşörle Lonjumo daydı, bu saatte yolda bulunmaları lâzımdır. Sir, doğruca peder Jozefi kaurgılamağa ko- şar, dücllo muallimini, asil genç kızı ve hülüsa herkesi yakaladığımı ona söy lersiniz. Silâhgörlerle beraber buraya gelirsiniz. Bütün bu çeteyi ee geçi- rip, doğru kardinalin huzuruna çıkarız Ne dersin, cüce? Bu esnada, Trankavel: — Mösyö Raskas, dedi, biraş bura- ya gelir misiniz? — Geliyorum .. Korinyan sir cid den dahi bir rahipelniz... — Camm, daha bu bir şeydeğil. ben daha neler yapabil'rim! Demek tek lifim işinize geliyor, öyle mi? — Tabil! Derhal peder Jozefle wi- tâhgörleri karşılamağa çıkarım! AL. Fakat bu ne7.. Neler görüyorum? — Nerede, eanım?... — Burada, hamurhanede, iyi bak Korinyan, Korinyan, görlerini teceşsüsle 2- çarak gösterilen y:n dağru döndü ver — Hiç bir şey görmüyorum! Dedi. Onun —arkasmda bulunan Raskar da şöyle bağırdı: — Şu halde oraya git de gör! Bu sözlerle beraber, Raşkas her sa- mrnki gibi yaylandı ve kafası bir mer- mi halinde, müthiş bir şidetle rehibin sırtına yerleşti. Korinyan havada iki taklak atarak boşluğa yuvarlandı ve o- rada, bir müddet, yarı baygın bir hal- de kaldı. Bu esnada, hamurhanenin dibinde, şiddmli küKirler, çığlıklar, Tünetler ve bütün bunlara karışan hırlama ve hav- lJama duyuldu. Filhakika, birinci Ko rTinyan, elendisinin hareketin; ve ikinci Korl.nyanım hamurhanenin içine yuvar- landığıtı görmüştü. Köpek de oraya atladı ve bir aa sonra onun çenesiyle Korinyanın kotaman ayakları karyılaş tı. Kısa bir gürültü ve beğuşmadan sonra, Korinyanın dışarıya fırladığı ve çılgın sıçrayışlarla avlunun —ortasndan geçtiği görüldü. Bunun üzerine Raskas mırıldandı: — Acaba rahip, projelerini mevkii füle mi koyacak? Onu takip ederek eve — (çirdi ve ra- hat etti; Korinyan, — şarap şişelerinin kargısında oturarak mütemadiyen içen Verdürü görmüştü. Bu sahne rahibi hayran etmiş ve o da garip uşağın kar- psma kurulmuştu. Öyle ki, Raskas ka- pıdan baktığı zaman iki ayyaşm, bar- dakları tokuşturarak : — Şeretinizet... Diye tekrarladıklarını görmüştü Trankavelle dostları, uzaktan, Ko- Tinyarın bamurhaneye nasıl yuvarlan- Yağımı seyretmişlerdi. Raskaş — kendilerine — vaklaşınca, Trankâvel gayet şelkatli bir sesle: — Möşyö Raskas, dedi, bize büyük Sir hizmette bulunduğumut muhakkak- r. Bunu daima hatırlıyacağım. Fakat burada ne yapryordunuz? Samimi töyleyin, Raskas. Beni gözetlemek için mi geldiniz? Raskas şu cevabiı verdi: — Mösyö, ban artık kardinalin ada- »e değilim. Çünkü, Kurto sokağında Sen Priyekm sizi yakalamasına müni olduğurm için beni öldürtmek istedi. — Öyle mi? Şu halde, size 6 zaman söylemiş olduğum şeyi tekrar — edi- yorumt Benimle gelin. Ben de sizin için kardinal kadar iyi bir efendi olmağa çalışırım, şu farkla ki sire alçakça şey- Ter eratetmem. Kurto sokağında ve bu gün burada yaptığınız şeyler, bir kal- be malik olduğunuzu gösteriyor. İna- nn bana, bu bayağı mesleğinizden vaz- geçin. Bundan sonra, hiç bir zamâf iyi bür tasus olamazsınız. Çok iyt bi insan olabilirsiniz. Raşkas bir nevi gururla: — Teşekkür edecim, dedi. - Kardi" nalle barışmağa çalışacağım. Kardinali karşı birçok şeyler borçluyum. Ona :_ zin için hiyanet ettim, bunu teldfi Tzi Molüs, Trankavelin sözünü 1047 reki » — Burakın, dedi. Onun içinde, Bf kimsenin müdahale etmemesi lâzın #7 len bir mücadele vuku buluyor. R askas düşünceli bir tavırla bir # sükünetini muhafaza ederek ve Antaif bakarak devam etti: pe — Mösyö, size karşı bu şekildt » reket etmemde bazı sebepler vard. * günkü müdahaleye gelince, m“»* de olduğunuzu bilmiyordum. Bef. Yn kardeşini kurtardığımı ranmedi''” durm.... Annais ürpererek sordu — Dük d'Anjuyu mu?... — y — Evet, Öyle düşünmüştüm .J Sen Priyak sırf prense bütum y için burada tuzak kurmuştu. B / ki, Lonjumoda, bizzat kralın elli öçeli silâhşörüne kumanda eden peder | görmüştüm. Annais sarardı. Molüs sakin bir tavırla: — Mösyö Raskas, dedi, bu silâhi ler hakkında ne düşünüyorsunuz? Je — Ne düşünebilirim ki?.. 'H:ı- ar sohra, Flöri de bazı mühim 'ıd " der vuku bulacaktır... Kardinal yafetlerde, sürprizler hınr—;:: sever... Şimdi mösyöler, tanrı ”) hafara etsin! Hoşça kalın! '_, Raskas süratle uzaklaştı. be/ | dine fena balde kazıyordu. Korif St yanma koştu ve omuzuna vurdü” — Haydi bakalım, dostum, ruzt

Bu sayıdan diğer sayfalar: