19 Şubat 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

19 Şubat 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yla endisini değil kar Ye, Prensesi intihap etmesine dan yerine çok kızdı. Celjâtiar ira rine, genç kızı ormana Kö 9 öldürmesini © emretti, Ve edisine, zaralı küçük kar. de Prensesin yüreğini koytp lim Için, peleren! > Yapılmış bir kutu verdi. yavrumu a vak i arka yanma ( gölüreyim ili ve moziktirler; “Seni ği — Ni Kar beyaz prensesi İlç, “8 Yedi küçük yatak, ye- İskemle, yedi küçük « Bu boş süse Ümü tercih VE bu korkun dâ Alman im Heakayaş, tacından mah İkinci Fransa. UN Küzlemekteğir. Kar - Beyaz prenses ve Yedi cüce... 1di Vah canh Disneyin yeni resimli hikâyesi 5 — Cellit; küçük kızı öldür. nndı. Ormana dü, bıraklı. Kar gibi beyaz prer. ses, ağaçlardan, rüzgörlardan, hayvanlardan korkuyordu. Or. man; kar - beyaz prensin sevim- meye kıyı gölür Vi; şirin, hayvanları ve ağaçları sevdiğini anladı, > nd LK Vİ 7» Ormanın bölün hayvanla. rı, kar « beyaz prensesi görünce kendisini sevdiler, Omü küçük bir eve götürmeyi - Ksrarlaştırdı. Wer. Bauer, ihtimal pek temiz de. KM, fakat, herhalde bir meşe ağacının kayuğundan Iyi iğleKer beyaz prenses çok sevindi. gün ormanda çalışan ye di küçük cüceye aitti, BULMACA L Merdiven Yeni bir evde birinci kata çıkmak için 26 basamak, ikin- ci kata çıkmak için 20 basa- mak fazla, üçüncü kata çik- raak içinse İ8 basamak daha çıkmak lâzım. Üçüncü katla dördüncü kat arasında 18 basa mak, dördüncü (katla beşinci kat arasında ise (16 basamak var. Merdivenin basamak mec- muu 110 dur. Bir adam 56 basamak çıkı. yor, 18 basamak iniyor, tekrar 28 basamak çıkıyor ve tekrar 28 basamak iniyor ve dördün. «ü katta (olduğunu görüyor. Bu adam hangi kattan hare - ket etmiştir. Bu bilmecemizi doğru halle denlerden birinciye altın uclu bir dolma kalem, ikinciye bir hokka takımı, üçüncüye bir re sim albümü ve ayrıca 200 oku- yucumuza muhtelif hediyeler vereceğir. COCUK SAYFAS Bilmece kuponu 19 ŞUBAT — 1938 Şen Fıkralar Erken uyanmanın çaresi — Eskiden imkânı yok, sâ- bahları erken kalkamazdım. — Çalar saatin mi yoktu?, - Vardı amma, saatin zili de beni uyandıramıyordu. Bi. nun Üzerine bir papagan al — Papağanı niçin aldın? . — Anlatayım; Yatarken s1- ati papağanın yanına koyuyu rum, Sabahları gil çalınca pa pağon uyanıyor ve hiddetin- den öyle avaz avar bağırıyor ki, insanın uyanmamasına İm- kân yok 1 x Palâvra şampiyonu. —.. Evet azi » sim, bir gün ni Afrika çölle - Zi rinde seyahat ğ İğ ederken, bir sü iv rü yamyam ba- na hücum ettiler! — O zaman sen ne yaptın? — Nefesimi öyle bir kuvvet le kestim ki, yüzüm siyah bir renk aldı, onlar da beni ken- dilerinden zannederek çekilip gittiler... » $ # — Ne oynuyorsunuz çocuk- lar? — Korsanlık oyunu oynu - yoruz. — Peki, ne diye kura çeki- yörsünuz? — Gemiye siyah bayrâk asacağız; bunun için hangi - “mizin mendili beyrak olacak | diye kura çekiyoruz. Mükâfat! Noter — Öyle zannediyorum ki, bayım vasiyetnamenizde bir yanlışlık yaptmız. Diyorsunuz ki karınız evlenmezse 10.000 Jira, evlenirse 50.000 alacak- tr, Her halde aksi olacak, de- ği! mi?, Koca — Hayır, - yanlışlık yok. .Karımla evlenecek adam bu mükâfata cidden müstahak- Hikâye: Iki gazetecinin muvaffakıyeti Cim'le Tom spor otomobille. rine binmişler, ağır ağır gidi- yorlardı. — Ne berbat şehir şu Nev york... Hiçbir şey yok... Gaze- teyi alâkadar edebilecek entere- san bir havadis bulmak imkân- sız, böyle talihsiziik de görme. dim. Bu hüzünlü sözleri söylerken, 'Tom asabi hareketlerle sigara amı dudaklarında oynatıyor - du. — Gazete sahibi de bizi be- ceriksiz birer budala zannedi - yor... Hakkı da yok değil ya!... Kaç gündür iyi bir havadis bu- lamadık. o Gangeterler adetâ grev yaptılar. Cinayet vok... A- dam kaçırma yok.. Büyük bir Yok da hırsızlık vakası yok.. Cim sabırsız bir tavırla: — Sus! dedi, Bir sürü boş gevezelik edeceğine biraz şura- ya baki, ği tarafa baktı ve tecessisle ba- — A!... Bu herifler ne yapı yorlar, orada? — Ne yaptıklarmı öğrenmek için otomobili münasip bir yere saklar ve sessizce onlarm yanı- na yaklaşırız. Cim otomobili durdurdu ve dediği gibi yaptı. Bir az sonra, iki gazeteci yere atlryarak, el- lerinde fotoğraf makineleri ol - duğu halde, ağaçlarm arkasın dan ilerlemeye başladılar. İki gazetecinin nazarı dikka- tini celbeden garib sahne şu idi: bir şatonun önünde boz renkte bir otomobil duruyor - du. Otomobilin yanında bulu- nan iki kiginin de, etrafı gözet- ledikleri ve arasıra da şatoya baktıkları besbelliydi. Birdenbire bir çığlık duyul- du, İki meçhul adam otomobile atlhıyarak motörü çalıştırmaya başladılar. Hemen akabinde, di ğer iki kişi de, kollarında, ağzı mendille trkanmış genç bir ka - dın olduğu halde şâtonun kapı- sından çıktılar ve otömobile at- ladılar. Otomobil derhal hare- ket etti. Tom sevinçle mırıldandı: — Eh... galiba yaşıyoruz. Cim de ayni sevinçle cevab verdi: — Mükemmel bir kız kaçır. ma hâdisesini filme aldık. Şimdi dostum bu herifleri ta - kip edip yazılarımızı da hazır. yalım. Bir dakika sonra, gazetecile- rin otomobili haydudların peşi- he takılmıştı. — İçerde bir tek kişinin kal dığmı mı iddia ediyorsun? — Canım, * içeriye girdikleri zaman dört kişiydiler. Üçü çık- tı. Hesap etsene! — Bunu hesap edecek kadar rıyaziyem kuvvetli değil! Fakat şanu düşünebiliyorum ki, bu evde birçok adamlar bulunabilir ve bunlar kaçımılan kızla, arka” daşları olan haydutları bekliye- bilirler. Tom hayretle: — Bak bunu düşünmem!iş- tim! dedi. — En iyisi gidip görmektir! İki gazeteci arabalarını bir köşeye sakladılar ve gayet lâ - kayt adımlarla, yarım saatten beri gözetledikleri, küçük eve doğru ilerlediler, Bu ev, Nev- yorkun en kenar mahal i den birisinin tek eviydi. — Azizim, her şeyi göze alıp içeriye dalmaktan başka çare yok, gazetecilik dediğin böyle olur, Tom, gecenin karanlığı için - de parlıyan tabuncasmı çıkara. rak cevab verdi: — Haydi bakalım! İkidost süratle yaklaştılar ve birdenbire kapıya dayandı- lar. Kapı açıktı. Küçük bir ida- re kandilinin hafif ışığıyla ay- dınlanan bir odada bulunuyor. lardı. Bir adam onların ayak seslerini duyunca, süratle geri- ye döndü. Bağırmak için ağzını açtı. Fakat Tom onun üzerin deydi ve tabancasını onun ga- &ağına dayamıştı. Cim de bir inilti duyarak o tarafa doğru yürüdü ve bir kaç saat evvel &açırılmış olan genç kadını görerek onu bağlıyan ipleri çözdü, — Haydi, yürü Tom... — Bir ip! Şu herifi .. Yoksa aksiliği fa- tan tutar... Neme lâzım? Bu iş de birkaç saniye içinde bitti ve iki gazeteci, dehşet 4 - çinde kalmış olan genç kadmin refakatinde otomobillerine doğ- vu yürüdüler. Tam otomobile yaklaşacakları sırada bir ta « banca patladı! Cim, kurşunun #ialtısımı kulaklarımda duydu. Tom da bağırdı: »— Çabuk... Gaza bas, öteki - ler de geldiler! Filhakika, yolun öbür tara- fından, haydutların otomobili geliyordu. Cim bütün hızıyla hareket e- derken ayni zamanda bağırâr: — Sen de ateş et ki, goförle- ri biraz şaşırsın. Çılgın bir takiple beraber, taüthiş bir ateş de başladı. Fa- kat bereket ki, gazetecilerin 0- tomobili, haydutlarmkinden da- ba süratliydi. Otuz dakika sonra iki oto - mobil arasındaki mesafe o ka- dar uyamıştı ki, gazetecilerle genç kadın, artık haydutların tabancalarından korkmamağa başladılar. 'Tom bir kahkaha atarak ba- gırdı: — Evet!... hal... Cim de alaylı bir tavırla: — Bunu bana mi söylüyor. sun? dedi. Yavaş yavaş kendine genç kız: — Mösyöler, dedi, size nasıl teşekkür edeyim? — Biz mükemme! bir teşek- küre nail olduk, matmazel! Sergüzeştiniz sayesinde, ga - zetemize enfes bir röportaj gö- — Lütfen başmızı kaldırır msınız? Bir resminizi alalım!.. — Bir az sabret, 'Tom. Mat. mazelin resmini, gazete sahibi. nin odasında, şampanya kadeh- leri önünde çekersin, O akşam, Nevyorkun en bü- yük gazetelerinden biri, işte böşlese, meghur milyarder Con- Ucuz kurtulduk gelen | Biliyor musunuz ? Tanrının yanında bulunmak için ! Japonyanın en asil ailelerin - den birine mensup olan Bunge- Bo, Budanm resmi altma gö- mülmüştür. Ölümünden evvel ailesine bunu vasiyet ederken, Tanrmm yanında bulunmak is tediğini söylemişti. Yılan derisinden elbise Tamamile lan derisin - den yapılmış ©- an bu garib el iseye he der- niz? (baston da elbiseye ne güzel yakıştı - rılmış?) Bu ek bisenin bir A» merikalı tara - fmğdan yaptı - rıldığını söy- Jemiye | Tüzum var mı? Başın. daki şapka da tamamen yılan derislle kaplattırılmıştır. İnsan böyle bir elbiseyi ürper me duymadan çiyebilir mider siniz? # Xx Bisikletli askeri bando, Hol- lapda ordusunun bir hususiye- tidir. £#onun kızının ziyaretine gahne oldu. Filhakika haydutlar, bu genç kızı kaçırarak babasından bir hayli para koparmak isti « yorlardı. Gazete sahibi, bu hâdiseden © kadar memnun oldu ki, iki cesur gazetecinin < aylıklarını arttırdı ve polis röportajlarmı her zaman İçin onlara bıraktı. — Başımızı kaldırm... Bana bakm, mükemmel.. Teşekkür e- derim. Tom güzetecilik hayatmm en güzel resmiti çekm : milyar» derin kızı dostu Cim'e gülüm « süyordu. Tom bu tebessümün manask nı anliyarak mırıldandı: — Biz gazete sahibinin kal bini kazandık, fakat bana öyle geliyor ki, Cim de bundan baş- ka bu genç kızın kalbini de ka- zandı... Haydutlara gelince, gizete « cilerin çektikleri mükemmel re- simler, onların birküç saat son- ra yakalanmalarını kolaylaştır- dı ve bütün suç ortaklarının da meydana çıkmalarını temin atti,

Bu sayıdan diğer sayfalar: