19 Nisan 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

19 Nisan 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 mşnı — 1938 HF ZHABER | AKSAM POSTABSIİ Sahibi ve NWerriyat Müdürü Hasan Rasim Us İDARE EVİ » Istanbdul Ankara Ca: Bre belşaa ç ketaalari Gld. Üuligret eeeti Hafaarteri llll ğ N 4 " "Ya!ll,a; AĞ M ti Ilnsan Kaçurnllnvcar ı Fransız Yeni bir eğlence: balıkçılar Kaplumbağa yarışı.. 19 NİSAN — 1938 SALI eri telefonu.: 23872 ll!tl" 1357 — Sefer: 10 - ”- : 24370 nnn Hü .. : 20338 B.ll l!,bl 316 Irl 15,59 ".51 2"" J,İ" tüzümlu Teletonlar Tesaliresa Ph e 6 Ispanya harbın- Doktor Arasın w. . verdiği yeni * Bdt bitânço Yazan : Nizametlin Nazil VSTOR Aras'ın son seyahati, Türk milletinin garbi Asyada ve şimali Afrikada ne insan bir çehre- Bi olduğunu bir daha göze vurdu. Dok- tor Aras, muhakkak ki içinde yaşadı- ğımız dünyanın büyük mes'utlarından biridir; belki de saadet rökoru bu dev- let adamındadır. Zira hem Türk mil. letine, hem de Atatürke karşı duyulan gifte sempatiye gahsan muhatab ol. maktadır. Doktor Aras'ın son seyahatini bir siyasi vazifeden çok ziyade, “Türkün bir şeref turne” si addetmek doğru olüur, Yunanistanda, Mısırda, Lübnan. da, Suriyede karşılaştığı içten dost- Juklara, memleketi dışında seyahat e- den herhangi bir başka devletin mü- messili asla tesadüf etmiş değildir. Aras'ın, ayak bastığı her yerde insan- lJar bütün kinlerinden armmışlar, kar. deşler bir an için biribirlerini gırtlak. lamak modasını brrakmışlar ve millet. ler, “meş'um nefreti, cehennemi, büğ- zu kini ve hesapsız enerji israfını lâ- netle damgalamış bir yepyeni dünya,, nın, Atatürk dünyasının mümeesiline müşterek — bir. güler- yüz- — gö termişlerdir.. “Ahdıcedid” de Mesihin “ahârzâmân" da “Ke dörse" nin murahhasları bep bu İyi kabulü aramışlar, fakat milletler böy. Je bir güler yüz göstermekte dalma Ppek hasis davranmışlardır. Yüz binleri, milyonları bir an için. de tasfiye ederek tek gönül yaratmak Müucizesi bu asırda ancak Türke nasib olmuştur. Aras'ın son seyahatinde gizli siyasi manalar ve hedefler arıyanlar çok ol du. Bundaki hata aşikârdır. Eğer dünya, sayın vekilimizin dolaştığı mmlakaya paralel yapmış olsaydı, 'Türk devletinin hükümet kadrosunda bir diş bakanlığı bulunmasma dahi lüzum kalmaz ve Aras'ın zeklisını ve enerji sarfetmekteki cömert!'iğini bir başka iş bölümü üzerinde istismar et- mek cihetine gidilirdi. — Aras'ın son seyahatinde dolaştığı dünya parçasın- da Türk'ün gizli değil, hattâ açık bir “siyasa” cılışmıımdu kendini müs- tağni addettiği söylenebilir. Bıyasa niçin? Bu derece ölçüsüz bir dostluğa, bir açık gönüllülüğe muhatab olan bir devlet niçin “Eryasa” ya başvursun? Bir sıyasanın hedefi nedir? Ne olabi- lir? Emniyet, ekonomik münasebetlerde İnkişaf, kargılıklı saygı, kargılıklı kalkmma temennisi, falan filân. Ve bütün bunlara yeşerme imkânı vere. cek bir dost atmosfer. Arasın şeref turnesi, Tsalya ve Ma. radan İskenderiye ve Kahireye ve genç Kral Farukülevvel'in payitah. tından Lübnana, Suriyeye ve Hataym en kıyı köyüne kadar Türkün ne bü- yük bir dostluk yaymış bulunduğunu ispat etmedi mi? Böyle bir atmosfer içindeki toprak'ar, milletlerin biribir.- lerinden aradıkları hangi nesne !çln. hangi emel!, hangi arzu için intaş ka- biliyetinden mahrum olabilirler? Arasın dolaştığı hattın şark ve şi. malindeki bütün derinliklerde dahi 'Türkün yine tıpkı böyle bir hava bul. makta olduğu düşünülürse mil'etimi. zin bugünkü dünya içinde ne mesut bir endama ulaştığı derhal've bir da- ha anlaşılır. ... Şimdi dost Balkan pıyîulıuırı, den istifadenin yolunu bulmuşlar ! Harp birçok insanları felâkete sürük. lerken birçoklarını da zengin — yapar... Umumi harpten sonra türeyen zenginler meşhurdur. İspanya harbinden de, top tüfek tüc- carlarımt bir tarafa bırakın, muhtelif ve- silelerle istifade edenler — tabil pek çok. Bunlarım bir nevi, son — günlerde kârlı bir ticarete başlayan Fransız balıkçıla- rıdır.. Frankocuların işgali üzerine İspanya- dan kaçanlar Fransaya veya İngiltereye başvuruyorlar. Fakat, gerek Fransa, ge- rek İngiltere bunları memlekete sokmu- yor ve ellerinden silâhlarını alarak, hü- kümetçilere mi, yoksa Frankoculara mı geçmek istediklerini soruyor ve oraya ia- de ediyor. Fakat, bir çok Tspanyollar hiçbir tarafa gitmek istemiyorlar. Ve Fransada veya İngilterede kalmayı tercih ediyorlar. O. nun için de İngiltereye kabul edilmeyin- ce kendilerini Fransaya götürecek olana bütün servetlerini verebilirler. Bunu bilen Fransız balıkçıları, büyük kayıklarına binerek, balıkavı bebanesi- le, İngiliz sahillerine kadar geliyorlar ve gizlice sahile çıkarak, İspanyol mülteci- lerini Fransaya kaçırmak için pazarlığa girişiyorlar. İspanyollar, bu Fransız balıkçılarına. hemen hemen ellerindeki bütün servet- lerini, paraları yoksa eşyalarını vererek, sada gizli yaşamağa çalışmaktadır. Herbert Marşal Evli bir kadını ayartlığı için mahkemeye verildi İngiliz sahne ve sinema — artisti Her- bert Marşal aleyhine bir dava açılmıştır. Davayı açan, Los Ancelostaki bir şarkı müuharriri Eddi Branttır ve Herbert Mar şalı, karısımıı ayartmış olmakla — itham etmektedir. Eddi Brantın karısı da bir aktristir. Bu kadın Eddi Branttan altı ay evvel boşan- muştır. Şimdi Eddi Brant, Herbert Mar- şalı, karısını kendisinden soğutmakla it- ham ederek mahkemeye — veriyor ve 50.000 dolar zarar ziyan istiyor. Herbert Marşal 48 yaşındadır. Ön se- ne evvel İngiliz aktrisi Edna Bert ile ev- lenmiştir. Kendisi şimdi Holivuddadır. Tanıyanlar, Herbertin, karısını çok sev- diğini söylüyorlar. Geçenlerde Londraya gelmiş. Kendisini karşılıyanlar arasında karısını görmediği için — mütcessir ol- muş: — Tİngiltereye geldiğim zaman karımı göremezsem çok üzülüyorum! demiş. Sonra bir eğlencede, mütemadiyen ka- rısı ile dansetmiş ve — yanındakilere çok mmmmuş kasının karısına göz koyacağına pek ih- timal vermiyorlar. Kendisi, bu hâdise hakkında: — Hiç malümatım yok, demiştir. ben de hâdiseyi gazetelerden öğrendim. Muhakeme önümüzdeki tumartesi gü- nü başlıyacaktır. 'lüı'l Başvekilinin seyahatini bekle- meoktedirler. Bayar'ın mümtaz şahsiyetile temsil edilerek Türkiyemizin bir başka isti- kamette yapacağı bu seyahat, elbette milletler arasında Türk milletinin ve devletler arasmda Türk devletinin u. laştığı imrendirici hüviyeti, huzursuz dünyıya, parlak bir tarada bir daha miüşabede etmek firsatını bahçedecek. tir, Nizamettin NAZIF Pransaya geçmektedir. Tabil bunlar Fran | ? Işi gücü olmıyan İngilizlerden biri yeni bir eğlence icat etmiştir: Kamlumbağa yarışı.. Yavaşlıkları ile meşhur olan bu hayvanların yarışını seyretmek için, her halde, insanın biraz — sabırlı olması lâ« sımdır. At yarışlarına pek hararetli olan tngilizlerin kaplumbağa yarışırı seyre nası| tahammli! ettikleri şaşılacak şey! Fakat, Lomndrada ilk defa olarak yapı- lâan bu garip yarışa za» 2-dildiğinden fazla alâka gösterilmiştir. Eğlence şöy- ke yapılıyor: Uzun bir masanın bir ucuna marul kuyuyorlar, bir ucuna da yorışa iştirak eden (1) kaplumbağaları sıralıyor. lar, Üzerlerine —de birer taş bebek oturtuyorlar, Sonra — kaplumbağa « ların önündeki parmaklık birdenbire a- çılıyor ve hayvanlar marula doğru hü- cuma bcıhyorh'rl . Kaplumbağaların hepsinin üzerinde bir numara veya bir işaret vardır. Ü- zerletindeki bebeği düşürecek kaadar hızlı #ide-ler müsabakanın ilk safhasını Arşidük Otto Londraya gidiyor Avusturyanın ilhakından sonra mem leketlerindeki gelirlerine de Almanya ta- rakından el konulan eski hanedan azası Avrupanım muhtelif yerlerinde iş aramak mecburiyetinde kalmışlardır. Bunlardan biri Habsburg — ailesinden kont Franz Gremi'dir. Kont — Londraya gitmiş ve kendisine bir iş aramağa başla- mıştır. Şimdiye kadar İngilterede büyük bir köşkte saltanat süren adamcağız, Lon drada kendi başına bir — oda tutmağa mecbur olmuştur. Kont Franz, bir beyanatında, köşkü. nü satmağa karar verdiğini söylemiş ve: — Bana artık kont demeyin, demiştir. Beni soyadım olan Habsburg Letringen ile çağırm... Köşkümü satmağa mecbur olduğum için müteessirim. —Bana miras kalan bu köşkü 4000 Tnziliz Hirasr sarfe- derek daha geçenlerde yeni başlan tamir ettirmiştim. Hayatımın büyük bir kısmını burada geçirmişimdir. Avusturyada pek az yaşa- dim.,, Kont veya mister Habsburg Letringen Avusturya hâdiseleri ve Hitler hakkında bir kelime söylemek isltememiştir. Arşidük Olto da iğiltereye gid yor Diğer taraftan, bugün Belçikadâ büu- kunan Arşidük Ottonun da — İngiltereye gelmek isteeki haher veriliyor. Bu hu- susta, Arşidükün adamları — taralırdan İngiliz hükümetine müracaat edilmiştir. Müracaat, İngiltere hariciye nezareti ta kazanıyor, Marula en çabuk varan da birinci ilân odiliyor. Masa başında yarışı seyredenler, tıpkı at koşularındaki gibi, kaplumbağalar ü- zerinde bahse girişiyorlar. Bahse tutuş. tukları kaplumbağanın kazanması için dua ediyorlar, Ha geçti, ha geçecek di- ye heyecan çekiyorlar, Yalnız, bu müsabıkaları ssyre gelen- lerin ekseriyetle kadım olduğu ve ka- dınların da oldukça yaşlı bulundukları göze çarpmıştır. Gençler gene at yarışp Jarıtır tercih ediyorlar. Hitlerin benzeri Tallin en garip kurbanışım ! diyor Fransanın Lurd pllriudıkîurı. — Tullin en ga- rib kurbanıyım! di * ye balinden gikâ. yet etmektedir. Esper — isminde ki bu adamın şikâ. leğindendir: ressamdır. Esper bu yaz Parise, sergiye gel. miş. Alman pavyonunu geziyormuş. Kendisini görür görmez, Alman ka- pteılar hemen vaziyet almışlar ve kol- larını uzatarak, Almanvari selâm dur. muşlar... Ondan sonra bütün pavyon biribi. rine giriyor; herkes birihirine: — Geldi.. Geldi.. diye sesleniyor. Sonra bir gün, Almanyadaki bir o. tomobil yarışına gidiyor. Oradaki bü tün Almanlar, kendisini görür gör- mez: — Hayi Hitler! diye bağırıyorlar ve alkışlıyorlar,.. Nihayet, bir gün Pariste de, girdiği bir Joktantada herkes telâşa düşüyor. Lokanta sahibi telefonu açrp gazete. lere soruyor: — Hitler Parise mi geldi? Adam, kendisinin Hitler olmadığını anlatıncaya kadar akla hkarayı seçi- yor, Fakat, ondan sonra yine ahali pe. şini bırakmıyor. Herkes Hitlere ben- ziyen adamı görmek için koguyor... Esper de Hitler gibi gaçlarmı alnı- na indiriyor ve bıyık brrakıyor. Fakat o, daha Hitler meshur - olmadan da böyle gez'yormş. Yolnız, simdi yüzü. nün gşeklini değiştirmeye karar ver- miş... rafından tetkik edilmektedir. Şimdive kadar Avusturya tahtına meç. mek emeliyle — yaşamış olan — Arşidük Ottoya hükümetce avda 1000 İngiliz Hi- rası verilmekte idi. Fatrat husfin Alman hükümeti, hütün Avusturva hanedan a- ilesinin olduğu gibi, onun gelirlerini de kesmiştir. Bundan başka, Arşidük Otto ı vatanına hıyaneue ııh.m edilmektedir. ıı.ı-ııııı-ı-.ıı— Oalata yanşın koteslt . AdNI imüadi ça MOdümamamdl: 27290 Mmade ven ecürüğe, 3ç0 arüN. Şirketir ı-'.ıı GLRN » Ketambarle 2ĞETE. Halar idaresi ı Arreğlu: #UĞE Beşmtaşı SÖY CRalı BT Na #eLamaniye | TEA Ceküdar » Badıküyı GÖTTA. Şarararı #etanhai #edkay ı S0T Reyeğinı rükar Gtomebin atemek için Heyağta eiheli, 49064 Hebek gibetii 20 - VOT Ka Küş SiNetET GOKST Coniz volları Şaranş e cllerine SAnyarat Karahlsnya Akdeniz postası: Yarın sefer vıuılııı. yacaktır. Karadeniz postası: Yarın saat 18 de ha- reket edecek olan vapur; Akçakapı, Ereğli, Zonguldak, Filyos, — Bartın, ve Amasraya soönre Cideye gideceklir. mzelat Bar gün semt 10 4nD 16 ya Kadar açık- ezerleri ntarei Pazarteniden ŞN eat 10 dan V0 ya Hadar ve Çama güzleri , var M Bükreşle faşiktlerin-bir hâdise çıkara malarından korkühüyor; demir muhafızlar Titüleskoyu öldürmek istediklerini itiraf ettiler. | * Hallcin Temizlenmesine, — Batmliş ölan vapurların çıkarılmasile başlanıyor » Geçer sene vucür Na oldu ? * Ordumuzda motörlü vasıtalarımada ço- daltılması kararlaştırılmıştır. * Bostancıda (ki şoförün yürış bevesi yüzünden 16 kişi yaralandı. Bınemalar Türk: Habanero. Melek: Pariste buluşa. hım. Sarav: Sarışın casus. — İpek: - Silâh kuvveti. Sümer: 100 erkek bir — kır. Sa- karya: Yalrız senin için. Alkazar: Telöre Wü ve bir gecede üç cinayet.dsri Ölüm şu- a ve karısı ve daktilosu. İSTANRUT Ferah: Üç film birden: Azak: Aşk kanatları ve Lüks hayat. Alemdar: Nalakalı kadın ve Aşkın üyas nışt. KADIKÖY: Hale: ESİRLER GEMİSİ ÜSKÜDAR: Hale: LaBohem Marta Egert Ceyatı cım. TURAN TİYATROSU Hakkı Ruşen ve arkadaşları Matmazel Miçe - Pençel varyetesinlii tştirakile KIYAMET günü komedi 3 perde Yakında: KAHPE DÜNYA HALK ÖPERETİ Bu akşam saat 9 da Gedikpaşa Azak si. memasında RAHNET — EFENDİ operet 3 perde yazan; Yusuf Sururi, Meşhur adam- ların heykelle i Londrada açılan bir sergi dedikodu uyandırdı Geçenlerde Londrada, açılanı bir sergi büyük bir alâka ile karşıtanmış, hattâ bazı hâdiselere sebebiyet vermiştir: Madam Tüso isminde bir kadının aç- tığı bu sergide, dünyaca tanınmış bir çok büyük ve meşhur simalarım ufak veya ta- bil boyda heykelleri gösterilmiş, bazıları da karikatürleştirilmiş, gülünç hale s0- lmlnıuş(ıır Bazı devlet — reislerinin bu tarzda teşhiri serginin tenkid ve protes- to edilmesine sebeb olmuştur. Sergiye, yeni modeller ilâve — edilerek, paskalya münasebeti ile daha büyük bir gekil verilmiştir. Londrada — serginin dedikodusu hâlâ devam etmektedir. Hahsburg ailesine mensup birinin Lon- drada söylediğine göre, Arşidükün İngil- tereye gelmesi kabul — edilirsa. Otto bir haftaya kadar Londraya gelecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: