25 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

25 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çekiyorsanız siz de on binlerce kişi gibi 2 ski HABER — Akşam post ,« kili /25 MAYIS —1988 im) Mideniz bozuk, diliniz paslı m1 Bağdan Kadehe |.“ ve neşeli leerübe ediniz. MİDE ve barsakları yormadan ve slıştırmadan ishal eder ve lemizler, Hazımsızlığı, Mide Ekşilik, Şişkinlik ve yanmalarını Giderir İştiha ve sıbhalinizi düzeltir. İçilmesi gayet lâtif; tesiri kolay ve müleyyindir. Son derece teksif edilmiş bir tuz olmak- la mümasil hiçbir müstabzarla kıyas İİ kabul etmez, Mazon isim, Horoz marka. sına dikkat, «ia e) napmam meram Kullanıyor Sabah, öğle ve akşam her j yemekten sonra dişlerinizi muntazaman fırçalayınız. mma Birinci sınıf Operatör Dr. CAFER TAYYAR Umum cerrahi ve sinir, dimağ estetik cerrahisi mütehassısı PARİS TIP FAKÜLTESİ 5. ASİSTANI Erkek, kadın oameliyatları, dimağ estetik “yüz,, meme, karın buruşuk. luğu ve gençlik ameliyatı, Dişlerdeki leke, pas ve külel temizler. Ağızdaki mikropları im- ha eder. Rrereiki çürümesine 9 * .- Radyolin MİSKET ŞARABI we «k5 DENE YALAR TUNE ME lerden bonsezvislerim vardır. Beyazıt ahçılar kahvesinde Bolu- dan yeni gelen Ali Riza rek yaparım. Elimde yüksek yer- | 306 MARKİZ DÖ POMPADUR sakin bir tarrla işine devâm etti ve içeriye giren Nikola: — Mösyöyl teşyi edin, dedi. Mösyö Jak ta, rolünü sonuna koda” oynayarak, yerlere kadar eğilmek ve teşekkürlerde bulunmak suretiyle, ge. ri geri yürüyerek dışarıya çıktı. Fazat kapı kapandığı zaman doğr du ve çehresinde gizli bir endişe ifade- si belirdi., Hizmetçi kız onu dış kapıyo kadar teşyi etti, mösyö Jak da sokağa çıkma» dan evvel ona küçük bir kese uzatarak kulağma bir şeyler fısıldadt; Nikol keseyi cebine yerleştirdi. Gü- zel bir reverans yaptı ve alçak sesle cevap verdi: — Merak etmeyin, mösyö, benden memnun kalacaksınız. Bu sözler üzerine möayö Jak dışarıya çıktı ve doğru şatoya gitti, XIV, ŞATO HAPİSANESİ Versay şatosu hiç te hapisane vazi. fesi görebilecek bir şekilde inşa edil memişti, Maamafih, bu devirde, hapisa- me, kralın oturduğu her yerde elzem ve mecburi bir mütemmimdi. Binaenaleyh, şatoda, tam mânasiyle hapisane bulurmamakla betaber, bu va- zifeyi görecek yerler vardı , Hapisane olarak, son kattaki bir kaç oda ayrılmış ve bu odaların pencerele- rine demir çubuklar, kapılarma da e3ğ. am kilitler konmuştu. Öyle ki, buraları da, her hapisane gibi, İçinden kaçması müşkül bir hücre haline ifrağ edilmiş. ti, Bu hücreler sadece oldukça geniş ve konlorlu bir şekilde döşenmiş, yatak odalarıydı ve bunları işgal edenlere, kral hesabına oldukça iyi bakılıyordu: Çünkü evvelâ, mahpusların buradaki ikâmet müddeti kısa sürerdi. (Ağır ce- salara çarpılanler büyük hapisanelere nakledilirlerdi.) Saniyen de, mahpus- lar, ekseriya mevki sahibi asil insanlar- de. Bu odalar ayni zamanda, disiplin ce. zularına çarpılan, zabitleri de barındırır. dı. Bundan başka, tedbir olmak üzere, on asker ve bir çavuştan müteşekkil bir muhafız bölüğü vardı ki, bunlara kumanda eden zabite küçük bir aparte man tahsis edilmişti. Zabit ve askerler her cn beş günde, bir defa'değişirlerdi. Bu müddet zar. fında şatoyu terketmek kat'iyyen yasak olduğundan, muhafızlar da, muhafaza» ya memur oldukları suçlular kadar mahpus sayrlabilirlerdi. Hücreler boş olduğu zöman, bu va. zile nisbete çekilir bir hal alırdı, o fa- kat bir tek hücrede bir tek mapus bu- lundu mu iş cidden tahammülsüzdü, Çünkü emir kat'i ve sıkıydı. Bu vaziyetlerde, husus? emirler ol madıkça, muhafız kumandanı ekseriya, can sıkı: baraber #enu gidermek için mahpusile kapanır ve böylece ikisi de, isbeten hoş geçmesini temin e- derlerdi, Mahpus bir zabit olduğu zamanlar, z kumandanı, belki de, bir gün kerrlisi ayni vaziyete düyeceğ i na zarı dikkate alarak meslektaşma elin « den gelen ker kolaylığı gösterirdi. O- nün masaşında yemek yer, isterse onun- la kumar oyna metresi Varsa ona mektup götürüp getirmek vazifesini üzerine alır ve hattâ mahpusu görmeğe gelen arkadaşları bile bu arzularından mahrum etmez ve ekseriya şempan lar içmek suretiyle yapılan bu gö: lerde bizzat hazır bulunurdu. Hülâsa, vazifesine halel getirmemek şartiyle meslektaşım hemen her arzu sunu yerine getirir ve ondan ancak, kaçmıyacağına dair söz alırdı. Şunu da söylemek lâzırıdır kl, bu ka- der müsamahakâr ve dostça bir şekil de davranan bu muhafız kumandan: en NHiSAR SARAPLARI (Nisaiye ve doğum mütehassrsı)) i : OFRA ? Muayene sabahları N ŞSAKRAPLANI İN ini la ah dei. Neji 8 den 10 a kadar POGA NEN çcohr 3aO“CL.: 10) Öğleden sonra ücretlidir. Tel 44085 BOLULU e 200 çu Beyoğlu, Parmakkapı, Rumeli ban, 1. Alaturka ve Alafranga Ri Eee Ve ŞE bni Ahçı Birinci sinaf (o ahçılardanım. Alaf ranga ve alaturka yemek, tatlr ve bö- . # DOKTOR ÇiPRUT Cildiye ve Zübreviye mütehassıs Beyoğlu Yerli Mallar Pazar “arçıında Por (osokağı köşesinde Meymenet apartmanı. Tel: 44353 MARKİZ DÖ PAMPADUR 7 küçük bir firar teşebbüsünde dehi mah- Ppusurlu öldürmekte aslâ tereddüt et. mezdi, Maamafik, şu da var ki, o devir. de asilzade, verdiği sözü tutmakta bü- yük bir kıskançlık gösterir ve tesadü- fen hapisancnin bütün kapıları £ açılsa, imkânı yok verdiği sözd mezdi. Bunun içindir ki, mahpusun verdiği namus sözü muhafız kuruandan: zabit iğin çok imiihim manevi bir garantiydi. Fakat bu garantinin dışında bir ide maddi garanti vxdı kibu da firarın çak müşkül oluşuydu. n hücreler, geniş bir koridorun üzerindeydi ve biribir. İerinden kalın duvarlarla ayrılmıştı. Muhafızların daima hazır bulundukları geniş salonun kapısıda son derece sağlamdı ve ortasında bulunan yirmi santimetrelik deliğin üzerinde de ka- İn demir çubuklar vardı. Bu kapı dar iründe dön bir koridora açılıyordu ve bu koridoru &ol taraftaki üç pencere aydı du: Koridorun sağ tarafında ie, gene ayni derecede sağlam yedi kapı vardı ortadaki küçük merdiven iee bir nevi taraçaya çıkıyordu. İlk kapı, muhatız kumandanın, Kü- bir antre, bir salon ve yatak o- dasından müteşekkil apartımanma açı. kyordu. Diğer dört kap:nm ker biri ise, gayet iyi döşenmiş birer yatak odasına âçılı- yordu ve buradaki karyolalar 6 kadar genişti ki odanın hemen hemen yarısı- ni işgal ediyordü. Nihayet son iki kapı da, bir yatak odasından müteşekkil cük iki apartımana açılıyordu. Her oda, kakn demir çubuklarla kap- İanmış bir penceretlen hava alryordu. Mahpuslar, damda bulıman taraçaya çıkıp hava olmak hakkına maliktiler. Bütün buzlar şatonun arkasında bu. nuyordu ve kırlara nazirdt, Bu vaziyet dolayısiyle, görüldü alatıyor- salon ve küçü Tuz veçhile, kaçmak kolay bir iş değildi Bir tek açik kapı muhafızların bulundukla- rı salona açılıyordu ve buradan geç“ mek için, müsellâh on bir kişinin cese- di Üzerinilen geçmek lâzımdı. Taraça ise öyle yüksekteydi ki oradan atlamağa kalkmak, ölmek demekti. Geriye döşe meler kalıyordu. Fakat elt katlarda bir sürü zabit ve asilzade ikamet ettikleri için, gayri tabit en küçük bir gürültü ile nazarı dikkati celbeder ve herkesi aysklandırırdı, Mahpusları gibi kapanmış olan mu. hafız alayı, adamlarma, kapınm ortas sınadki delikten nezaret ediyordu ve dışarıya çıktığı zaman, kendisini taş. mak mecburiyetindeydi, öyle ki, mia a- bz kumandanının yerine başka bj'si- nin çıkmağa kalkışmasına imkân ,*ok- tu. ' Bu sıralarda, yegâne mahpusun, ser« best kalıp Janı himaye edebilmek için her şeyi fedâya razı bulunan şövalye M'Assas olan bu hapisane işte böyle bir yerdi. , Şövalyeye zalitin apartımanı yanın da bulunan (1) mumaralı odayı wer- mişletdi. Kzal, bu mahpus hakkında, biç bir husus emir vermediğinden, Vervil a . dindeki muhafız kumandanı, bu mes « lektaşı, sadece disiplin cezasına çarpılr mış ve bir kaç hafta sonra çıkıp gide « cek bir mahpus zannediyordu. Bunun içindir ki, onu çok iyi ve ea- mim! bir şekilde kaşşılayarak, 'kendi masasında yemek yeyip, apartımanma kandi apartımanı nazariyle bakmasmı ondan rica etti, Ayni zamanda ona her trafı gösterdi, tarâçaya çikârak güzel manzarayı seyrettirdi. Sonra yemeğe indiler, Mahpusun mertlik ve samimiyet ifa. da eden çehresi muhafız kumankllanma daha ilk anda büyük bir emniyet uyan- dırmış ve ona büyük bir sempati telkin etmişti,

Bu sayıdan diğer sayfalar: