12 Eylül 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 15

12 Eylül 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2EYLUL —1888, | mm» Saraçhanebaşında Horhor caddesinde a, ww MAYRIYE LİSESİ... ilk, orta, lise sınıflarile fer ve edebiyat kollarını havidir. Eenebi lisanı ilk sınıflardan itibaren başlar üslerile naklolunur. Kayıt için her gün saat 10 dan 17 ye kadar müracaat Kabul olunur, İstiyenlere tarifname gönderilir. Telefon: 20530 EEE KR) VELİYE Guzellik ve sıhhat için ilk şart ADYOLi kullanmaktır RADYOLİN Dişleri Dişler çehreyi güzelleştirir RADYOLIN KAŞE KARACİĞE İİ SUHRANLARIİ Barı bazı bir ufak kı raciğer o buhranı geç riyorsunuz. Alin Mitif ve - kölav olan MAZONdan sabahları aç karnına bir kahve kaşı» Zi almağı teerühe edi niz. Karaciğerisrin na sıl daha iyi gideceğini görürsünüz. Ayni zamanda varsa KABIZLIĞI defedecektir, Mide ve ö BARSAKLARINIZ : > daha muntazam İşliye- İ cek, vücudunuzda bir İNİ Sizi günlerce ıstırab. çekmekten kurtarır | ferahlık hissedecek, iş 4 İ sahhatiniz En şiddetli baş, diş ağrılarını, üşütmekten mütevellid bütün sancı ve sızıları keser, nezleye, romatizmaya, kırıklığı kar çok müessirdir. Mideyi bozmaz, kalbi ve böbrekleri yormaz ! İsmine dikkat; o Taklidlerinden sakınınız ve Nevrozin yerim başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz. Ubanız ve düzeleceklir. DiŞLERİ Dişler mideyi sağlamlaştırır Salman yanda vadzdsazz 2088 2 ra özzaza Saz AZILI RADYOLİN dişleri temizler ve parlatır, mikropları yüzde yüz öldürür, diş etlerini besliyerek hastalan- malarına mani olur, ağız kokusunu keser. 5 wi ii Fredo Kolonyası 250 söylemiş, ihanet etmişti, Fazla olarak di konakta vuku bulan çarpışmayı Ma- bele anlatmış olacaktı. Valuva bunları düşünürken Mabel devam etti: — Canınr'kurtarmak için son bir ça- re var; O genç kız burada senin kona- Zındadır. Onu bana teslim et. Yemin öderim ki bana bütün yaptıklarını af fedeceğim. Aksi takdirde üç gün için- de Allahın huzuruna çıkmağa hazırlan. Mabej ayağa kalktı. Kolunu uzata - rak bir parmağiyle Valuvanın kalbine dokundu. Bu temasla, yıldırımla vurulmuş gi- bi sendeleyen Valuva içinden: “Mah- voldu: diye düşündü. Çünkü o de- Virde bir büyücü kadının parmağiyle kalbine dokunulan adam ölüme mah - küm sayılırdı, — Ya sana Mirtiyi iade edersem!... diye bomurdandı.. — O takdirde her şeyden kurtula - caksın. — Pekâlâ, ister Insan; ister şeytan ol. Sözüne inanırım.. Şimdi dinle ve bak. Valuva kapıya koştu. Fakat açmadan evvel tekrâr Mabele döndü, Mabel durduğu yerde yoktu!, "Batıl fikirlere artık iyice inarimağa başladığı için Valuva buna hâyret et- medi: — Peri kendini göstermiyor. Fakat gene eski yerinde beni tarassut ediyor, dinliyor ve bakıyor1.. diye düşündü. Bu sırada konaktaki muhafızların kumandanı kapıyı âçarak içeri girdi ve BURİDAN — Başüstüne, monsenyör, söyleye" yim; Malengri bir zındana koymuştuk, Ellerinden ve ayaklarından zincirli idi, Demin zındana girince onun yerinde ol» madığını gördüm, Bu şeytan işine ak- İm ermedi monseriyör, Valuva, zabiti hayrette bırakan ayni sükünetle: — Peki, gidip Jiyonu bulunuz ve bu- raya getiriniz!.. emrini verdi, Zabit gitti, Valuva düşünüyordu. Alnından boşanan soğuk terleri silmek aklına bile gelmiyordu, Biraz sonra zabit döndü: — Monsenyör, Jiyon'da yok! - de- di. Valuva titredi. Fakat gene hiddet göstermedi ; — Peki, dedi, şimdi beni dinle... Geçin gece -Büridanla çarpıştığımuz yerde bir odadan bir genç kızın sesi işi- dilmişti, biliyor musun o odayı? — Evet monsenyör.. , — O odaya giriniz ve ortadaki genç kızı bana getiriniz.. Zabit tekrar gitti ve biraz sonra dön. dü. Oda kapısının kırılarak içeri girik diğini, genç kızın bulunamadığını, bü- tün o daireyi dradıkları halde hiç bir ize rastlamadıklarını söyledi. Valuya, zabiti savduktan sonra kapı- yı kapadı; Mabelin biraz evvel otur- duğu koltuğun yanma yaklaşarak boş olduğunu görmesine rağmen craya doğru konuşmağa başladı: — Orada mrsın? Sözlerimi işidiyor musun? Bana görünmeni istiyorum. Hiç bir ses işidilmedi. Bir kaç daki- MAZON MEYYA TUZU Limon çiçeği kolonyası hasta olanlara hast için birineldir, Sinire, melazalarında ve eczanelerde satılır çarpıntıya, baygınlık larr 17,20 de Lâleli 2 ncidaire No, 17. mızdan para almaz. BUÜRİDAN —— — duğun halde ben ölmemeliyim, Şayet ölecek olursam. ,. . Valuva, sözünü bitiremedi. Kapı birdenbire açıldı, Zabit telâşla içeri gi- zerek: — Monsenyör, diye haykırdı, ara- dıklarımızı bulamadık, Fakat buna mu- kabil bir kadın, yabancı, siyah elbiseli ve maskeli bir kadın. — Ey, o kadın?, — Evet, o kadın konağın şarkındaki hendek kapısına doğru arka avluyu ge- çerken bir nöbetçi kendisini görmüş.. Yanında bizimkilerden biri varmış. İki- side hendeğe giden dehlize girmişler! İhanet var monsenyör!, Valuva, bir kaç dakika hayretle dü- şündü. Artık bir peri ile değil, canlı bir kadın ile uğraştığını anlamağa baş- Jamıştı, Taht gibi kullandığı koltuğu çekti, Arkasındaki sırmalı perdeleri kaldırn- ca eski bir kapı meydana çıktı. Bu ka- pulan ufak bir gizli odaya, odadan da bir merdivene geçiliyordu. Valuva, bu gizli odanın mevcudi- yetinden habsrdardı. Fakat çivilenmiş perdelerin altında senelerdenberi kul- lanılmamış olduğu için Mabelin ora- dan geçip gidebileceğine ihtimal vere- memişti, Şimdi bu battal kapının âçık olduğunu görünce işi anlamıştı. İhanet muhakkaktı?, vaziyete göre, kendini göstermek veya gitmek için, ve yahut kendisinin büyücü veya peri olduğuna Valuvayı inandırmak. maksadiyle © gizli odaya girmiş olması muhtemeldi., Dr. Necaeddin Atasagun Sabahları 8,30 a kadar ve akşam. Tayyare Apr. Okuyucuları. Tel: 23953 RKASINI ISRARLA m ed a —. Dr. Hafız Cema Dahiliye mütehassıs. is zel Divanyolu, No, 104, Tels ıktan kalkanlara hayat, şifa verir, Derecesi yüksek olan FREDO KOLONYASI ye ve sinir hallerinde ruhu okşiyan Mt bir kokusu vardır. Bilâmum striyat, tuba DAM, Bunlardan sonra da yebreminine Sr mon Malengrle Yiyonun eşkâlini kalan” ederek bunları ölü veya diri yef# malarını emretti, mk Gişe HAŞARAT YATAĞI Büridanla arkadaşlarını, Haşarat YE. tağında, kapısının yanındaki direğin © cunda kanlı bir et parçası sallans” de rap bir evin önünde bırakmıştık. Bu rek Haşarat Yatağın bayrağı VE de Haşarat kralrm meskeni idi. Herhangi bir topluluk, bir sevk ve Genim mahrum vana bir iş göremez. Bunun için H Yatağının da bir kralr vardi. yet t Bu kral, Hans adında, kaba v€ sy kuvvetli bir adamdı: Hans, öld * olanı bir öküzün karşısına geçiyo” yaf larını sıvayıp yumruğunu Kal öküs 1; ve yumruk alnına iner inme” , cansız yere şeriliyordu. Haşarat Yatağında herkes “ korktuğu gibi pek fazla hürmet bay rüyordu. Çok konuşmaz, ekseri”? ra delâlet etmiyecek (şekilde enti * dı, Haşarat Yatağının bütüm “Eda lerinde bulunurdu. Bundan iri herhangi bir gürültü e rhot olmaktı. Kendisinin sokakla! "ga al olarak sızdığı görülmemişti. Bg fer da, kendisini idare ettiği başars akar könde bulunduran bir haysiyet V? © vardr. Lansölo Bigorn, Bürde Ar rek Hansın sarayından İç€ 3 yö m kat her nevi silâhlarla dolu bir © ve sapsarı kesilmiş bir yüzle #itriyerek ka geçti, koltuk gene boştu. Odadan dinlerken, Mirtiyin kayboldu” ni kontun karşısında durdu. Valuva, boğuk bir sesle, boş koltuğa ğunu yüzbaşıdan duyunca oradan çıkıp Odanın bir köşesinde ocak ya püyEk Valuva: hitap etmekte devam ediyordu? gitmiş olduğu anlaşılıyordu. üzerinde de zincirlere asJ$ — Malöngr nerede? - diye sordu. — Görüyorsun ya, bu defa yeminimi Valuva, o gün şüpheli görünen bir bir tencere kaynıyordu. — Möonsenyör, bilmiyorum.. Cesaret #demiyorum. — Söyle, söyle.. Artık garip şeyler görmeğe o kadar alıştım ki ne söylesen hayret etmiyeceğim. tuttum, Arzumla Mirtiyi sana teslim e- decektim, Kaybolmuşsa mes'ulü ben değilim., Senin yeminini muteber tu- tuyorum. Mademki kızı sana teslim et- mek istedim. O halde kalbime dokun » kaç askerini kovdu, yeni bir bölük as- ker getirerek konağını muhafaza altına aldı ve kendisi de konakta değil, ku - marndanı olduğu Tamplde oturmağa kârar verdi. Ocağın önünde çok ihtiyar dın iplik büküyor, sıtmadan du: Bigorn; — Hans nerede?. - m düye sordu

Bu sayıdan diğer sayfalar: